bugunun saraylisi roman / Bugünün saraylısı: roman - Refik Halid Karay - Google Books

Bugunun Saraylisi Roman

bugunun saraylisi roman

Refik Halid Karay - Bugünün Saraylısı

Bugn n Sarayls
Bugnn Sarayls / Refik Halid Karay

, nklap Kitabevi


Yayn Sanayi ve Ticaret A.

Yaymc ve Matbaa Sertifika No:

Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve Sanat Eserleri Yasas gereince
nklap Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A.. 'ye aittir.

Dizgi Meline Pamukuolu


Sayfa tasarm Derya Balc
Kapak tasarm Okan Ko
Redaksiyon Levent eviker
Yayma hazrlayan Aslhan Karay zda

Kapakta kullanlan fotoraflar Karay ailesi albmnden alnmtr.

Bugnn Sarayls ilk kez stanbul' da alayan Yaynevi tarafndan 19 54 ylnda


yaymlanmtr.

ISBN:

14 9 8 76 54
stanbul,

Bask ve Cilt
nklap Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A
obaneme Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No. 8
Yenibosna - stanbul
Tel : () 11 11 (Pbx)

N<aAP Kitabevi Yayn Sanayi ve Ticaret A


obaneme Mah. Sanayi Cad. Altay Sk. No. 8
Yenibosna - stanbul
Tel : () 11 11 (Pbx)
Faks: () 11 12
[email protected]
seafoodplus.info
Refik
Halid
Karay
Bugnn
Sarayls


.

il INKILAP
Refik Halid Karay

ylnda Beylerbeyi'nde Serveznedar Mehmed Halid'in olu olarak doan


Refik Halid'in anne taraf Krm Giray/arna dayanmaktadr; baba taraf ise
yzyl sonlarnda bir kolu Mudumu'dan stanbul'a gen Karakay ai
lesindendir. "Galatasaray Sultanisi" ve "Mekteb-i Hukuk"ta okuyan yazar,
Merutiyet sralarnda gazetecilie balamtr. Ksa srede hiciv yazlaryla
ne kavumu, "Fecri Ati" edebiyat topluluunun kurucularndan olmutur.
"Kirpi" adyla yazd talamalar ve siyasal yazlar sonucu ttihat Terakki
hkmetince Anadolu'nun eitli illerinde be yl srgne gnderilmi, ancak 1.
Dnya Sava'nm son yl stanbul'a dnebilmitir. Dnnde seafoodplus.info Kole;'de
retmenlik, Sabah gazetesi bayazarl, iki kez Posta-Telgraf Genel Mdrl
yapan Refik Halid, bu srete "Aydede" mizah dergisini karmtr.
Siyasal yazlar ve grleri nedeniyle memleketten ayrlmak zorunda kalan
yazar, Halep'e yerleerek yaymlad "Vahdet" gazetesindeki yazlar ve a
lmalaryla Hatay'n Trkiye'ye balanmasna katkda bulunmutur. 'de
yurda dnen Refik Halid, dergi ve gazetelerde gnlk yazlar yazm ve 20
kadar roman kaleme almtr.

Merutiyet'ten Cumhuriyet'e uzanan zaman dilimini, gl gzlem yetenei


ve dilinin zenginliiyle farkl trlerdeki eserlerine tayan Refik Halid, Mem
leket Hikayeleri'nde Anadolu gereini; Gurbet Hikayeleri ve Srgn gibi
eserlerinde, derin memleket hasretini edebiyatla buluturmutur. Yazarn, Ago
Paa'nn Hatrat, Kirpinin Dedikleri gibi mizah eserlerinde; Bir Avu Sama,
Makya;l Kadn gibi kroniklerinde; Minelbab lelmihrab ve Bir mr Boyun
ca adl hatratlarnda, ok ynl ve renkli anlatm, sosyal-siyasal ortamn re
simlendirilmesini salar. Anahtar, Nilgn, ki Cisimli Kadn, Yln Sevgi
lisi, Bugnn Sarayls gibi romanlarnda ise srkleyici kurgular iinde tasvir
yeteneiyle yaratcln birletirerek, genel olarak bireysel ilikileri ve zel
olarak da kadn-erkek ilikilerini mekan-zaman boyutlarnda derinlemesine
ele alr, romanlarn getii dnem ve mekanlara ait ince detaylara yer vererek
anlatmm zenginletirir.

tarihinde stanbul'da len yazar Refik Halid, muhalif kaleminin


keskinlii, temiz stanbul Trkesi, renkli anlatm, tasvir gc ve yaratcl
yla, Trk edebiyatnn en gl isimlerinden biridir.
Kitap yayna hazrlanrken yaptn edebi nitelii
gz nnde tutularak yazarn zgn anlatm korunmu,
genlerin de yararlanmas amacyla baz szckler
dipnotlarla aklanmtr.
BRNC KISIM

Dzce'den Gelen Kz

Postacnn pek nadir urad evlerden biriydi. kindi s


t ftade Hanm ieri girip de yerde kap aralndan atlm
bir mektup bulunca kk bir helecan 1 geirdi. Zarf evirdi,
evirdi; okuma bilmediinden nereden geldiini anlayama
d. ki pullu ve damgal oluuna bakarak ehemmiyetine
hkmettiinden biri gelinceye kadar beklemek mi, yoksa gi
dip bakkal Nuri Efendi'ye okutmak m lazm, kestiremedi.
u saatte kocas da, kz, damad ve olu da sokaklarda
srtyorlard. Bunlardan eve en erken dnecek olan Feride'yi
beklemek kararyla cumbaya oturdu. Yorulmutu zaten
Kendisine Mahmutpaa yokuundan bir ift ayakkab almt.
Ka dkkfua uramamt? Pazarlk etmek zevkini iyice kar
mt; imdi tatl bir geveklik iinde bu zevki sindiriyordu.
Ayn zamanda mektubun kimin tarafndan gnderildi
ini de dnyor, ehirdeki ve taradaki tandklara zihnin
de geit resmi yaptryordu.

1 helecan: kalp arpnts

7
Neden sonra sokak kaps ngrann alndn duy
du. ksrk sesinden gelenin kz deil, kocas olduunu
anlad. Yannda anahtar tard; asn! Koa koa inemezdi.
Merdiven banda karlatlar. ftade zarf sallad:
"Bir mektup var. Postac kap aralndan atp gitmi."
ki pullu ve damgal, hele kendilerine gnderilmi
bir mektubun byle hiten bir eymiesine muamele gr
mesine kzd belliydi. Ata Efendi pek aldrmad; gzl
n sert klfndan ar ar kard, takt, zarfn iki tarafn
da gzden geirdi; memnun olmadn anlatan bir tavrla:
'Tuhaf ey," dedi. "Mektubu gnderen bizim Yaar "
''Yaar da kimmi?"
'Teyze olum yok muydu canm Hani bir defa, on do
kuz sene evveldi sanyorum, stanbul'a gelmiti de grm
tk. oktandr selam, sabah kesmiti; ite o"
"Ha, bildim, her kalba giren, hibir ite diki tuttura-
mayan u dzenbaz! Krk liray i edip gitmiti."
'Tamam te o mnasebetsiz yollam."
"Ne yazyor acaba?"
Ata Efendi zarf usulca, usulnce at. Makasla kesilse
daha dzgn alamazd. Yllardr tccar katiplii ettii iin
elleri alknd. Kan koca mindere oturdular. Ata ihtiyatl
dr; mektuba evvela gz atyor, yksek sesle okumadan z
n kavramak istiyor. Bir mddet sabreden ftade seslendi:
"Ne diyor, okusana!"
"Brak Allahakna! yi bir haber gelir mi ondan? Senin
anlayacan, kars lm; memleketi brakp ticaret iin
uzak yerlere gidecekmi."
"Sana ne?"

8
" bir kz varm; tek bana kalm; onu stanbul'a yol-
layacakm."
"Bize mi? Bizim yanmza m?"
Ata kekeledi:
"yle, galiba"
"Bunun 'galiba's olur mu? Akca yazmyor mu?"
''Yazyor; hem de kz perembe gn geliyormu. 'Ada-
pazar treninden alnz' diyor."
"Hoppala! bir bu eksikti. Benim ne dadlk edecek ha
lim var, ne de bekilik. Ka yandaym?"
"Orasn bildirmiyor ama yalnz geliine gre pek kk
olmasa gerek."
ftade Hanm sylenmeye balad. Bana bir kazan
kaynar su gemiti; eve samazlard; kz ayet yetikinse
Feride onu kocasndan kskanrd; oullar etin'in de ahla
k bozulurdu. Malum ya, taral kzlarla baa kmak zordur.
Kkse durma, kelini, kirini temizle.
Ata Efendi, elinden brakamad mektubu bir kere da-
ha okudu; yan tarafta bir satr yazlmt:
"Hele bak," dedi. "Posta ile bir miktar para da yollam."
"Ne kadarm bu para?"
" yz kat."
"Grp greceiniz odur."
Byle demekle beraber karsnn deitiini sezdi. Ta
aca srada kp flenmi st gibi birdenbire yatm
t. Ata'nn gznden kaar m? Azck ferahlad. Bir buuk
aylna tekabl eden yz lira hatr saylr bir parayd da
dorusu

9
kisi de bunu dndler. Sonra gzlerinin nne Yaar
geldi. ftade yllarca ewel, yeni gelin olduu sralarda evle
rine urayan o bodur, tknaz, seyyar leblebici klkl, kyl
kalm adamdan hi hazzetmemiti. Ne zaman evlenmiti?
Meraka dt, kocasna sordu:
"Sen evli olduunu biliyor muydun?"
"Hemerilerden duymutum."
"Oral mym?"
"Hayr. Bir aralk eline para gemi. ok para Bir ti
yatrocu kza tutulmu; bu avrat alm ve lakin kz ondan m,
yoksa evlendii baka gardan m, bilemen gaynk!"
Biraz skt, bir meseleye takld m Ata Efendi stan
bul'lu ivesini unutuyordu.
"imdi ne yapacaz?"
"Sokak ortasnda braklmaz ya Hele bir grek, olmaz
sa eviririz gerisin geri. Emmi olum Hasan daha yakn d
er ona. Ne diye bizi tutturmu, akl erdiremedim."
Ev halk sofrada birleince bahsi ftade at; yz lira
meselesi hari, vakay anlatt. Hibiri haberden holanma
mt. Teselli yolu gstermek iin ftade dedi ki:
"Sekiz, on yalarnda ise i grr."
Feride omuz silkti:
"Grecei i kendinn olsun. Belas daha oktur."
ki gn sonra aralarna katlacak olan kza her biri
ayn ya ve sima vermiti. Kimisi onu mahalle bakkalnn
Anadolu'dan getirttii kk besleme gibi tahayyl etti; i
karnl, sivilceli, tam teekkl edememi, sska bir ey Ki
misi iin bodur ve tombul, bacaklar eri br, ylkan,
yzsz bir kz, bir dayak yoksulu. Tel dolaptan kfteleri ala-

10
cak; kahve tepsisinden kak kak eker yiyecek, evde yalnz
kalnca aynann karsna geecek, Feride'nin rujunu sre
cek, hanmla zenecek.
Damat Auf, evde gizlice skurlacak krpe bir kz bu
lunmas ihtimaliyle iinden mitli, dndan kaytsz, sze
karmyor. On be yandaki etin'in akl yarnki mata.
ftade, kocasna baku. Dedi ki:
"Haydarpaa'ya hangimiz gideceiz? Bugn sal. Per
embeye ne kald ki Benim halim yok. sana dyor.
Adapazar treni kata gelir? Yarn reniver."
Damat:
"Akama doru gelir," dedi. "Ama kzcaz nasl tanya
caksnz Efendi Baba?"
Hepsi duraklad. ftade sylenmeye balamu:
"O Yaar denilen adam byledir ite.. . Serserinin biri.
Her ii savsaklk. Sahi, bunca yolcu arasndan nasl ayrt edi
lir? Ne biim ey, ka yanda, elbisesinin rengi ne? Bildii
miz yok. Yumruk kadar ocuu koy trene, def et bandan . . .
flah olmaz, senin teyze olun! "
Ata Efendi skunetle cevap verdi:
"Bulurum elbette. Btn yolcular ekip gitti mi ortada
kalacak ocuk, odur. Tandk birisiyle gndermedii ne ma
lum? Aruk kapatalm u bahsi."
Yumuak tabiatlyd ama ailesi zerinde nfuzluydu.
lerinde damad ve kz dahil , en fazla aylk almasnn da
nfuzlu oluta tesiri vard. Lakrd kesildi. Mevsim eyll
ortas. .. Gedikpaa yokularndan birindeki ince, uzun, se
vimsiz kagir evin darack sofasna kurulmu masa banda,
lodosun arurd bir durgunluk hkm sryor. Ata, demin

11
okuduu mektup yznden memleketini dnmektedir;
Mengen'i ve civardaki kyn . ..
Babas vaktiyle stanbul'a a yamaklyla gelmiti;
istidatlyd. 1 Az zamanda ala ykseldi, sonra konak a
bas oldu, olunca da kapland paann izniyle olunu
yanna getirtti; okutup adam edecekti. Hepsini iyice hatr
lyor; kyn, kasabay, on bir yanda stanbul'a geliini,
Sarahaneba'ndaki byk konaa ilk giriini.. .
Babas kyden gittii zaman henz sabidi;2 stanbul'da
karlaaca adam hakknda fikri yoktu. Kendisini de Hay
darpaa istasyonunda karlamlard. Aklna sdramayaca
kadar gzel giyinmi, elbisesi ilemeli, uha poturu ka
bark, siyah ayakkablar prl prl, iri yar birini, beraber
yolculuk ettii days vagon penceresinden gstermi:
"Nah, baban orada " demiti.
Eski devirde byk bir konak asnn kyafeti, sonra
dan filmlerde seyrettii kont atolarndaki srma bonjurlu
uaklarnkinden yz kat gsterili deil miydi? Hatta o el
bise iin a olmay bile istemiti. imdi babasn konan
kahve ocanda ba kede kurulmu, bir elinde uzun sigara
azl, brnde tabaksz ve kulpsuz koca fincan, konuu
lanlar azametle dinler vaziyette dipdiri gryor.
Ata, ksa bir mddet konakta kaldktan sonra -Meruti
yet ilan edilmiti- Darlhayr'a gnderildi ama bu mektebin
mr ok ksa srd. Maamafih ilk feyzini oradan almt.
Bir daha memleketine dnmedi mi? Ksmet olmad. Dn
memekle beraber kyn, hele yaylasn unutmamtr. Yay-

1 istidat: yetenek
2 sabi: kk ocuk

12
lada am ktklerinden yaplm allara bitiik, zeminden
yksee kurulu tek odal evler hatrndan kmad gitti. Ne
ormand o! Pnarnn suyu nasl da souktu
Bir gn mektup ald Yaar da, kendisi gibi bu yaylada
dnyaya gelmiti. br gn stanbul'a varacak olan kz da bel
ki yaylada domutu, yayladan geliyordu. Yaylada takm takm
dolaan kk kzlan bile unutmamn. Uzun entarileri ayak
larna dolanarak kir pas iinde gezinirler, aalara trmanarak
yabani fndk toplarlar, kavga karrlar, hayknr, alarlard.
Ne iptidailik, gerilikti bu hayat! Ayn hayatn orada devam
edip gitmesine, kendisinin stanbullulamasna ayor.
Tam bu srada kansnn sesini iitti; kendi kendine yk
sek sesle konuuyordu.
"u kzn yan yazsaydn olmaz myd be adam!"
Sofada yalnzdlar, brleri Azak Sinemas'na gitmiler
di. Bu gece her yer 25 kurumu.
Ata hesap ediyor:
''Yaar, galiba oyuncu kadnla senesinde evlenmi
ti; rivayete gre de ancak bir yl beraber yaamlard. imdi
'te bulunuyoruz. Kz, en aa 20 yanda olmal. Yok,
baka bir izdivacn mahsul ise tahmin imkansz."
''Yirmi iki yanda bir kz, yahut dulu evimize nasl so
karz? Atf rezalet karr. Ne rahatmz kalr ne huzurumuz.
Darmadank oluruz vallahi."
"G dorusu. Fakat benimki bir tahmin. Aleb-i ihti
mal1 ocuk o kadndan deildir; yleleri pek dourmazlar.
Yarn Sabit Efendi'nin maazasna urarm; memleket ah
valini bilir, temas oktur, belki bir ey reniriz. Hem baka-

1 aleb-i ihtimal: byk bir ihtimal

13
hm yirmi yanda da olsa yzne baklr cinsten midir? Kar
mza kr, topal, sakat, mendebur bir mahluk da kabilir.
Dedim ya, badaamazsak, rahaumz kanrsa, trene koyar
emmi olunun yanna yollarz. Gzel olsayd, dul da kalsa
tekrar evlenirdi, ortada kalmazd."
Ertesi sabah erkenden keresteci Sabit Efendi'nin Un
kapan'ndaki deposuna urayan Ata, onu bulamad; iine
gideceinden bekleyemedi de .. . Yalnz katibinden unu
renmiti: Yaar'n vaziyeti epeyce zamandr deimi. Ak
gz bir Dzceli ile ortaklk ediyormu ama yapuklar belli
bal bir i, ticaret filan deil. kide bir cenup1 hudutlarna
gittiklerine baklrsa kaaklk ediyorlarm galiba.. .
"oluk ocuk var mym?"
"Olacak herhalde. .. Ben bilmiyorum, zaten kendisini
de tanmam. Sylediklerim birka senelik hikaye."
Ata Efendi, depoya yl kerestelerin gece nemi ve sa
bah gnei yiyerek artm reine kokusundan hazzettiini
anlad. am, orman ve baltalanp baklanm tahtaya kar
duyduu muhabbet kannda, ecdat yadigaryd. Orman o
cuuydu ne olsa. Bir ay izin alsa da slaya gitse, amlklara
dalsa, yaylalara ksa, ne kadar keyfe gelirdi.. .
Akam yazhane dn Sirkeci'de Ali Usta'nn lokan
tasna gitmeyi ihmal etmedi. O, Mengen'in iindendi; sonra
Gynk kasabasnda a dkkan am, nihayet stanbul'a
yerlemiti. Yaar'la kafadar olduunu haurlyor. Sorunca
Ali Usta, uzun zamandr grmediini syledi. Fakat vakit ve
hali iyi olduunu hemerilerden duymu. Dzce'de bir e
en kz ile evermiler adamcaz . ..

1 cenup: gney

14
ocuk bu kadndan olacak. len kans o een kz .. .
Demek ki Yaar'n stanbul'a yollad kz, ancak sekiz-on
yalarnda. Kansna iyi haberi mjdeleyecek. Odalarnn bi
risine bir ilte sererler, yatar. br korku da yok.
Tramvaylar tklm tklm dolu. Caalolu yokuunu tut
turdu. Nunosmaniye Caddesi'nden emberlita'a sapt m
tesi ini. Kendi kendine diyor ki:
''Epeyce okumuluum vard ama een nedir, pek bilmi
yorum. Kafkas rkndan olduu malum. erkez'den ba
ka bir ey muhakkak. Ana Kafkasyal ise kz gzeldir. Sarn,
mavi gzl, endamldr. Bizi oyalar, elendirir belki de . . . "
emberlita'a varnca evi aklna geldi; evden de Yaar
ile yarn karc kaca kk kz hatrlad. u Yaar kaak
lkla bana bir bela aabilir, bir kurun yer, giderdi. O za
man kz yetitirmek kendisine decekti. Byle bir ihtimal
den can skld, kansna sezdirmemeye karar verdi; bilakis
memnun grnecekti. eri girince sabrszlkla bekleyen
ftade'ye dedi ki:
"A Ali Usta'dan rendim, beklediimiz kz kk
yataym. Oyuncudan deil, Dzceli bir kadncazdan ol
mu. Aynca Yaar'n ii yolundaym; telaa dme. Belki de
faydasn grrz. Aramza yle kel, uyuz, bitli, pasakl bir
ocuk da girmeyecek. Kk olduuna nazaran herhalde
yannda beni tanyan biri, bir hemeri de vardr; ona ema
net ederek yollamtr. Yumruk kadar ocukcaz tek ba
na trene oturtnaz ya .. .
"

"Ama niye kendi getirmiyor? Brakr, gidecei yere bu


radan cehennem olup giderdi."

15
"Belki reddeunemizden ekindi, bir emrivaki yapt."
"Emrivaki" sznden bir ey anlamayan kans:
"Ondan her halt beklenir . . . " dedi; gaml bir surat tak
np mutfaa girdi.
Ata Efendi Adapazar treninin saat alt buukta gelece
ini kereste deposunda katipten, ayrca lokantada oral bir
garsondan renmiti. , drt saat rtar da gze almak
lazmm. Asl buna zlyordu. Haydarpaa'da nasl vakit
geirilir? Bfede oturmak, birka kadeh aunak pahal olur
du. Bu dnce ile mektupta bahsi geen para aklna geldi
inden karsna seslendi:
"Postac havaleyi getirdi mi?"
"Bilmem, bir kat uzatt, imzala dedi. Ben imzalama
ynca senin postaneye urayp sorman syledi, gitti. Heri
fin azndan dirhemle lakrd kyordu. Durup konumad
,,
ki
"Gelmi ite o para .. . ocuklara ama. yi ki evde sen
den bakas yokmu."
"Allahtan olmu. "
Gece nikbin 1 dncelerle geti. Kan koca, havalena
mesi postanede yatan yz liray akllarndan karamyor
lard. Arkas da gelirse nefes alrlard. Harp yznden fiyat
lar frladka frlyordu. Ellerine geenle yaayamayacaklar
zaten . .. Kzcaz galiba, Hzr gibi imdada yetiti.
Sofadaki kk sediri bu odaya koyacak, yatan oraya
serecekti. Yedi, sekiz yanda bir ocua geni bile gelirdi.
Perembe gn oldu. Ata Efendi yazhaneden biraz er
ken kt. Haydarpaa'ya vaktinden ewel geti. Sabahleyin

1 nikbin: iyimser

16
postaneye urayp ald paray, geri dnerek karsna tes
lim etmiti. Saklamas kolay olsun diye memurdan adet
yz liralk istemi, bulamam, tand mdrn yanma gi
derek kasasndan kartmt.
Garn kara tahtasnda Adapazar treninin yalnz krk be
dakika gecikecei yazl. Bir ey deil. Ayn trenle kendisinin
geldii devri dnyor. Gar o srada yeni yaplmt; Birinci
Harp'de cephaneler patlam, binann bir ksm umutu.
Bak, yine orada duruyor; alvarl ufak kyl ocuunun yeri
ne krl sal, byklar matru,1 efendiden bir adam gelmi;
baka bir ky ocuunu beklemektedir. Ne tuhaf u dnya!
Bir aralk garn iine turuncu bir k doldu; darda
gne batyordu. stanbul'un durgun lodos havalarna mah
sus, rengarenk bulutlara karm bir gurup Merdiven ba
ndan bunu bir sigara tellendirerek uzun uzun seyretti. Saa
ti de kolluyordu. Iklar gzelliini kaybedip etraf kararnca
bfeye girdi, ayakta iki kadeh bira iti. Garda tela sezince
kt; hamallar kouuyordu.
Tren grnyor. Demin kprde ald ikolata pake
tini yoklad; bunu vapura binince ke verecek. Denizle,
vapurla, ehrin klaryla da avunur elbette. Hepsi grme
dii eyler.
nc mevki ile ikinci mevki arabalarnn birletii
noktada durmay tercih etti. Gzleri pencerelerde Belki
biri eliyle iaret ediverir. Adapazar treninden kan yolcu
lar hem ok, hem de fazla ykl; rhtma sepet, bavul, hey
be yayor. yle grltl bir boan ki, sersem olmamak
kabil deil. Maamafh be dakika srmedi, kalabalk dal-

1 matru: tra edilmi

17
d. Etrafna bakyor. Tek bana kald halde arayan, soran
yok. Gelmedi, muhakkak Adeta can sklarak yryordu,
arkasnda bir ses duydu, bir kadn sesi, dnd:
Karsnda on sekiz, on dokuz yalarnda, kahverengi
mantolu, salarn siyah tlle skca sarp sarmalam, yaps
ince, yz boyasz bir kzcaz buldu. Yeldirmeli, bartl,
kagz zamannda gibi bir hali vard. Konuuyor, ama mah
ubiyetinden sz anlalmyor.
"Ne buyurdunuz?"
"Ata Efendi misiniz siz?"
"Evet. .. Emriniz?"
Ksa bir tereddt geiren Ata, mitlenerek hemen sordu.
"Yoksa ocuu siz mi getirdiniz?"
"Hangi ocuu?"
"Bizim Yaar'n ocuunu . .. "
Bir cevap ald, ama aklna sdramyor; tekrar sordu:
"Ne dediniz?"
"O, benim; ben Yaar Efendi'nin kzym. peyim eli
nizi!"

il

Ata Efendi, mrnde ikinci byk darbeye uradn


anlad. Darbelerden birincisi, merhum paann hrriyet
ilan srasnda bir sprnt arabasna konularak sokaklar
da dolatrldn grmesiydi; ikincisi de Yaar'n kck
ocuunu beklerken u gelinlik kzn kagelmesi oluyordu.
Onu evine soktuu zaman, yani bir saat sonra ne yzlerle
karlaacan dnd, nutku tutuldu. inden:

18
"Olamaz," diyordu. "Nafile peime takp goturmeye
yim Temelimizden sarslr, yklrz Bari irkin, eci b
c bir ey olsa. Sln gibi, ceylan gibi, aksine!"
Kzn -smsk rtl, taralca giyinmesine ramen- bir
lahzada zerinde braku tesir buydu. Siyah tlle erevelen
mi yz inadna beyaz, gzleri de beyaz tavanlarla baz g
vercinlerinki gibi uulanm bakr renginde. Alun tozu flen
mi incecik kalar, uzun kirpikler. .. Dorusu, biraz i ama
damad Auf dinlemez, i i yer. Yine iinden konutu:
"Bir kenara eksem, meseleyi kendisine asam Anla
mayacak yata deil."
Kz sessiz, itaatli duruyor; Ata'nn harekete gememe
sinden, lakrd etmemesinden hayrete dm grnmyor.
tede iki bavulla birka sepet ve bir denk banda bekleyen
hamal yaklat:
"Gidelim, beybaba! Vapur neredeyse kalkacak Yoksa
arabaya m bineceksin?" dedi; cevabn beklemeden eyay
yklendi, yrmeye balad. Yrmyor, kouyordu. Ata, k
za "Haydi gidelim," manasna bir iaret yapabildi. Hamal
takip ediyor, arkasndan da kat tara ayakkablarnn ta
lar zerinde kard tokmak sesini hatrlatan grltden
anlyor: Kz, intizamsz ve akn bir yryle pei sra ko
maktadr. Admlar yle dzensiz, takrtl tukurtulu ki acd,
dmesinden korktu, bekledi. Yanma gelince de elinde ol
mayarak efkatli bir ahenkle, yavaack:
"Acele etme kzm," dedi. "Bu vapur kaarsa brne
kalrz."
imdi merdiven bandalar. . . Basamaklardan sakn yu
varlanmasn?

19
"Aman, dikkat! Dersin, bir yerin incinir."
Kz, heyecandan konumay unutmu sanki Yzne
bakt: Beti benzi bsbtn umu, gzlerini yere emi, g
s kabarp iniyor. Belli, arpntlar geiriyor.
"Shhati pek yolunda olmasa gerek Kansza benziyor.
Ka balk ya iirmeli."
skeleye varmadan, ten tela ddk sesleri ve yetie
meyenlerin -artk stanbul tarafna geme midi hi kalma
m, Anadolu yakasnda bir tehlike belirmi, can kurtarmak
lazmmasna- parmaklklara hcumlar arasnda vapur
syrlp gitti; karmlard. Epeyce lo ve dar olan, kap rt
lnce bir dakikada havas arlaan bekleme yerine girdiler.
Ata, tahta kanapeye kt, kza yanna oturmasn iaret etti.
Eyay gelecek vapura tamas iin hamalla yapt pazarlk
uyuularak neticelendikten sonra yalnz kaldlar. Bir ey sy
lemek lazmd. Bulamyor ki Zihni perian.
Nihayet, eski zamann gerdee girmi gelin ve gveyi
imiler gibi, Ata'nn aklna kzn ismini sormak geldi:
"Adn ne senin?'"
"Benim mi?"
Azck aptalca galiba Yahut kalabalktan, acemilikten
arm.
"Senin tabii!"
"Aye'ymi, nceleri Aye koymular ama "
"Ne olmu sonra?"
"Anam 'Ayen' diye arrm; imdi Dzce'de hep Ay
en diyorlar. Nfusta byle yazl. Analm da Ayen derdi,
her zaman "

20
"O halde resmen Ayen'sin sen. Safa geldin kzm Ay
en! Nedir o? Alyor musun?"
Hkrklarn zapta urayor ve glkle diyor ki:
"Siz isterseniz, beenmedinizse Aye olurum yine! Ba
bam Ayen demez de "
"Anlamaz o byle ince eyleri. .. Hem ben babana uy
makla mkellef deilim. Madem ki nfus kaydn Ayen,
adn budur."
'Teekkr ederim."
Ata Efendi, vakann evle alakal ksmn unutup birka
dakikack bile oyalandna hayret etmiti. Baa gelen dert
bykt; Ayen'i, damadyla bir dam altnda barndramaz
d. Topuklarna kadar inen mantosu, grnmeyen salar,
enesine dolanm barts ile urackta, ayaklarn etek
lerinin altna saklam, kendi halinde dururken yine de ho
bularak bakanlar vard. stanbul bu An da beenir,
kapalsn da Aiftesinden de hazzeder, hanm hanmc
ndan da! Feride'si de byle masum bir kz deil miydi?
Atf gz koyup ayartmad m? Ayen'i de batan karr. in
den diyordu ki:
"Vapur gelmese, azck daha vakit kazansam Eve git
mekten korkuyorum. Bizim odaya tadmz bir metre bcr
yundaki ensiz sedire kz sar m? Allah boy vermi! Misafir
odasna bir karyola kurmal; Yaar'n yollad paradan alnn;
kullanlmlardan adrclar iinde ucuzu bulunur. Sekiz,
on kada Zaten yz kad eksikler iin gnderdi."
Dndklerinin manaszln anlad. Ne ftade ne
de Feride bu kzn evde barnmasna rza gsterirlerdi. O
halde? lk fikir doruydu, Ayen'le konumalyd. Lakin o

21
da ok hisli, fazla ili. Bir isim bahsinde hkrd; istiskale1
urayacan fark edince hngr hngr alar. Durup du
rurken i ku bana!
Skfunun da istiskal manasna geleceinden ekine-
rek sordu:
"Baban gittii yerde ok mu kalacak?"
"Bana sylemez ki bileyim."
Konuulmuyor, mbarekle Laf hemen kesiyor. Ky-
l byledir, bilinmez mi? Ancak sorulana cevap verir.
"Analn leli ne kadar oldu?"
"30 Austos bayramnda vefat etti."
"Biraz anlat. Ka yandayd? Hastal neydi?"
"Benden dokuz ya bykt."
"Yani?"
"Yirmi yedisinde Hastaln hekimler anlayamad."
Tekrar susmutu. Halbuki konukan bir kz olsayd,
Ata'nn ondan renecei ne ok ey vard. Bilhassa asl
annesi, tiyatrocudan sonra ald kadn hakknda. Ayen
bunun kzyd. Belki de deildi; Yaar, baka biriyle de ev
lenmi olabilirdi.
"Dzce nasl yer? inde mi oturuyordunuz, kylerinde
mi?"
"Byke kasabadr. indeydi evimiz."
Elleri dizlerinin stnde duruyor. Bu eller ince, uzun,
kalem parmakl, iten bozulmam, ok nazik eyler. Tknaz
vcutlu ve kt parmakl olan Feride kskanlktan deliye, di
vaneye dnecek. Haftasna kalmaz, ''Ya bu, ya ben!" diyece-

1 istiskal: ho karlamama, birinin varlndan holanmama

22
ini iitiyormu gibi imdiden biliyor. Bir baka nokta zihni
ni bulandrmaktadr; on sekizinde, boylu boslu bir kza hfila
neden koca kmam?
Hamal ieri girdi:
''Vapur geliyor," dedi. "Kadky'den yolcu doludur.
Kap nnde durun ki alnca koar, yer kaparsnz. Yoksa
ayakta kalrsnz."
Kalktlar; camn nndeler; vapur, projektrn evire
evire, iskeleyi slak yla ykaya temizleye yaklayor. Ata
Efendi bu latif manzarann Ayen zerinde yapt tesiri me
rak etti, bakt, hayrete dt; gayet tabiiye alyor, kkl
nden beri stanbul denizlerinde gezip dolam biri gibi
amadan seyrediyordu. Halbuki mrnde ne vapur, ne de
projektr grmt. Kzar gibi oldu:
"Gzel, deil mi? Beendin mi?" diye sordu. Kz cevap
verdi:
"Filmlerde gryorduk bunlar Onlara benziyor."
Sahi, sinema yaplal alacak ne kalmt? Kk bir
kasabann yamur sularyla lekeli, diki ve yama yerleri
meydanda derme atma perdesinden btn dnyay, hatta
kurulduundan bugne kadar olup bitenleri ve gelecekte
olacaklar renmek mmknd. Kendisi de Amerika'nn
seksen katl binalarn, Afrika ormanlarndaki vahi hayvan
larla in ve Hint halkn, daha neleri, denizaltlarnn maki
ne dairelerinden tutunuz da yerin dibindeki istihkimlan,1
hepsini filmlerden renmemi miydi. Yarn onlarla kar-

1 istihkam: dman saldrsn durdurmak, dmana kar savunma yapmak ama


cyla dzenlenmi yer.

23
lasa fazla bir heyecana kaplmayacakt; eskiden grmesi
ne hareket edecekti. Ayen de bu vaziyetteydi.
"Baban bana ayrca bir haber yollad m? Bir mektup
falan?"
"Hayr. Teyzeme iki hal gnderdi; hamaln elindeydi,
demin Ablam iin de kumalar getirdim. Babam Urfa'dan
alm; ipekli kumalar Baka eyler de var."
inden:
"Kaaklk mal " diyen Ata, bir nebze ferahlamt.
Hallar, ipekli kumalar, baka eyler lk frtnay atlatna
ya, misafiri bir mddet irin gstermeye yeterdi bunlar. De
mek ara sra hudutlardan hediyeler gelecekti. "Suriye'de iki
lira eden kuma stanbul'da on kada" diyorlar ya Yazha
nede iitniti. Mdre ahbabnn oradan getirdii lavanta,
Beyolu'nda seksen liraya satlyormu. Bavuldan belki la
vanta da kar. Feride komulara gsterir, vnr.
Yan sokaklardan hangisine sapacan ofre tarif ediyor:
"ok aaya m ineceiz?"
"Yok Solda, 17 numara."
Durdular. katnda da elektrikler yanan evden sokaa
ilk nce etin frlad. Bekledii ocuk yerine babasnn ya
nnda ba rtl bir kadn grnce mhlanp kald. ftade
ile Feride eikte duruyorlard. Uzaktaki sokak lambasnn
kifayetsiz altnda iki dolgun bodur vcut, dar binann
cephesini adeta dolduruyor. Ayen, aralarnda ty gibi kala
cak, ty gibi, servi gibi
Arabadan ewela Ata indi; kap onun tarafndayd. Ana
syla kzna mnakaa kabul etneyeceini anlatan bir tavr
ve bir sesle dedi ki:

24
"Kz, yetikinmi. aresini sonra dnrz. Surat iste
mem ha .. . Zaten canm skkn."
Oluna dnd, bard:
"Ne duruyorsun! Bari u yemi sepetlerini ta, avluya
koy!"
Kendisi hal denginin tanmas iin ofre yardm et
ti; hesab vermek zere geriye dnnce baku, Ayen hfila
arabann arkasnda yar sakl bekliyor. Bir eliyle srundan
hafife iterek kap nne getirdi.
"p teyzenin, ablann ellerini.. . Gir ieri!"
Tanma sahnesinde bulunmamak iin tekrar arabaya yak
lam, iki liray nceden hazrlam olduu halde aryormu
gibi yaparak vakit kazanyordu. ofrle drt, be cmle lakrd
bile etti. Kap tarafna ban evirdi: Hepsi avludaydlar; fta
de dengin stne km, bir eyler anlauyor, Feride ayakta,
dikkatle Ayen'i szyordu. Kurulmu sofraya gz iliince, Ata
karnnn ackmayn geirdii heyecandan tkanm olmasna
hamletti. Birann da tesiri vard, itahn keserdi daina
Komunun radyosunda "Radyo Gazetesi" okunduuna
gre saat sekiz buuu gememi. ofrn ''Yoku indik,
yollar bozuk, eya oktu," demeden, fazla para koparmadan
ekilip gittiine memnun, ieriye yorgun grnmeye gayret
ederek girdi. ki sene evvel gsne bir sanc anz olmutu,
koluna da vuruyordu. Hekimlerden biri, "Miden gaz yap
yor," demi, bir bakas kalbinde bozukluk olduunu sy
lemiti. ftade Hanm, o gn bugndr kocasnn ne fazla
zlmesini ne de yorulmasn isterdi; fcceten lverme
sinden korkard. O korkuyu sezen Ata, lzum hasl olduka
yorgunluk, takatsizlik hali taknr, yetmezse sol tarafn ve

25
kolunu anyormuasna una taklidi yapard. Bu son rol,
ihtiyaten, byk ngarn kopaca gne saklad.
Atf sorunca yemeini erkence yiyip, "halkevi"nde
konferansa gittiini sylediler. Yalan! akr'n meyhanesin
dedir; o tabiatsz herif yemek stne de rak ier. Sabahle
yin gazetede ilann grmt, yan yana sekiz tane arkc
kzn resmini dizmilerdi.
Devam eden durgun havay harekete getirmek lazm. Bir
manevra evirdi, bilmemezlikten gelerek Ayen'e sordu:
"Ne var bu dengin iinde?"
"Babamn teyzeme yollad hallar Bavulda ablamn
kumalar var."
Kzla daynn gzleri bir anda karlat. Ata Efendi anla
d ki Ayen derhal vaziyeti kavramtr, birbirlerini destekle
yecekler. Memnun oldu ve bu memnunluk iinde acktn
duyarak:
"Kz elini, yzn ykasn da sofraya onralm. Feride, gs
ter Ayen'e musluun yerini! Temiz bir havlu da verin!" dedi.
ftade Hanm gzlerini hal denginden ayrd:
"Hamama demin yonga atmtm. abucak bir scak su-
dan gesin. Biz de o zamana kadar eyay yukarya tarz."
Merdivende kocasnn kulana fsldad:
"Yapamayz bu koskoca kzla."
"Biliyorum. Bir ey dneceiz. Hele sk tut unu
Pek ar."
"Dinlen azck. Zaten yorgunsun."
"Bitkin haldeyim."
Durdular. Ata dedi ki:
"Arlna baklrsa hallar iyi cinsten "

26
"Yaar hazine mi kefetmi?"
"Kaaklk ediyormu; ok para vurmu."
Evin iinde bir mddet grlt duyuldu; kaplar ald
kapand, kanape ve koltuklar bir yana ekilerek eyalar mi
safir odasna tand. Kz orada yauracaklard. Feride nee
siz ama akl kumalarda olacak.
Tekrar avluya indiler. Hamam, mutfan iinde, duvarla
ayrl bir kedeydi; dapdarack, bask, sonradan eklemeydi.
Kap rtl ama su ve tas sesi sofra bandan yine de iitiliyor.
Pek istememekle beraber Ata Efendi, kurna banda yka
nan krpe kz dnmekten kendini alamyor; hayalinden
burnuna kpklenmi sabun kokusu geliyor. Bavulundan
temiz amar karp karmadn soracak ama Ayen'le
fazla megul grnmenin hoa gitmeyeceini hesap ederek
susuyor. Ona, az sonra:
"Sen yle dur," diye kans bahs:e tarafn iaret etti; Ata
da mutfak kapsna srun dnd. Kz ykanmasn bitirmi,
sileceklere1 brnm, yukar kacak herhalde Ancak
imdi onu iyice grecekler: Bartsz, mantosuz, vcudu
nun tam ekliyle. Belki de kapal kyafet daha yakyordu. s
ter misin, meydana knca souk, sska, soluk bir ey olsun!
Ata Efendi'nin bir dnd de Ayen'in ivesiydi; ta
rallannkine pek az alyordu. Mesele basit: Pelteklii er
kez anasyla, een anal ile temasndan. lk Trkesini
de o kadnlardan rendii iin saray terbiyesinin devam,
tatlyd. Kylerde pek elenmemiti. Zaten Dzce'de ahali
kark olduundan yle dangul dungul konuulmazd. Eh,

1 silecek: Ykandktan sonra kurulanmak iin kullanlan byk havlu, hamam


havlusu

27
muallimleri muhtelif yerlerden derlenmi, muallimlerden
ou ise apa mektebinde okumu. Yeni okullarn tesiri de
inkar edilemez.
Yukardan ilk inen kans oldu. Yz bozuk deil. Ona:
"Bitmedi mi ii daha?" diye sordu; sanki yemee bekle
mekten sklmu.
"Gelir imdi. .. Pasakl bir kza benzemiyor, bavullar
da, amarlar da intizaml; her eyi yerli yerinde, tertemiz.
Hem epeyce elbise filan getirmi."
"Hepsi ald m?"
"Au. Feride'ye getirdii kumalar sokaa atsan su iin-
de yz elli lira eder."
"Hallar nasl?"
"Denge dokunmadk; yemekten sonraya brakuk."
"Dorusu da o. Sana hediye ettiine baklrsa, hallar
kymetlidir, belki de Acem'dir."
st kat sofadan Feride'nin sesi avluya vuruyor Bu ses,
aaya iittirilmek iin -kznn huylarn bilir- sahte edal,
crlak, tabii zamannkinden bambakadr. Diyor ki:
"A .. . Vallahi olmaz, bir lokma olsun ye. A ana yaulr
mym hi! Hem babam da gcenir. Sofra banda hepimizi
toplanm grmeyi sever."
Ayen'in yemek yemeden yatmak istedii anlalyor. Bi
raz geti gemedi, merdivenlerden indiklerini duydu. Feri
de gsterii, yalancktan bir efkatle Ayen'i nne katm
geliyorlar. Kzn nce ayaklarn grmt; plaku, terlikler
giymiti; arkasnda yine uzun etekli, leylak renginde, pnl
pnl bir entari vard. Ba, alt basamaklara inince meydana
kt. Salarn kenarlar oyal bir tlbent rtyordu ama

28
smsk deil. Bunlar saman renginde yapk, bklmsz,
dmdzd. In altna yaklanca adeta beyaza dndler.
Fakat hareket ettike zerlerinde akl koyulu glgelenme
ler oluyordu. Ata Efendi:
"Buyur kzm," dedi, artk nne bakt; dorusu u,
bakarken beenmi grneceini sofradakilere belli ede
cei iin bakmamay tercih etmiti. Ayen'e day olunun
kz olmak itibariyle nikah derdi. Zaten memleketlerinde
evlenmeler hep hsmlar arasnda yaplmaz myd? Ellilik
erkekler byle krpe kzlar alrlar. Kafasnda kaynaan fi
kirlerden huzursuzluk iinde acayip bir zevk duyarak sus
makta devam ediyor. Karsnn ard arkas kesilmez suallerle
Ayen'i yormasna kzd halde azn amyordu. Bereket,
ftade sz oyuncu kadn bahsine getirmiyor. Bunu kavun
yenirken Feride yapt.
"Anneniz, siz ok kkken vefat etti galiba?" dedi.
Ata, kza bir gz att, gzleri tekrar birlemiti.
"Hayr, abla On drdndeydim. Babam daha evvel
bir tiyatrocu kadnla evlenmi, ondan ayrlnca anam alm.
Anam erkezdi, Adapazar'ndan Ama stanbul'da terbiye
grmt."
Ata, iittiklerine sevindi, biraz cami dersi aldndan sof
ta azyla "gayn" harfini kalnlatrarak:
"Cenab- Mevla garik-i rahmet eylesin!" dedi; ilave etti:
"Sana da uzun mrler versin. u kavundan yi biraz, bal
gibi."
Heyecanlandndan ivesini bozmu, ''ye"yi ''yi"ye evir
miti. Demek ki Ayen ikinci kansndan, erkez'den olma

29
bir kz. Boy bos, gzler, salar, hepsi anasndan. Hsmm
mdafaaya yarayacak bu malumat zerine -kendi aile kan
nn da karmasyla vcut bulmu olan- erkez kzn rahat
a, pervaszca tetkikte, temaada mahzur grmedi.
Sofradan kalktlar. Bir ara avlu, yeni badanalanma
sna Ata Efendi'ye aydnlk, tertemiz grnd. Evin iinde
tamirden ve taze boyadan sonra gelen ferahl duyuyordu.

III

O gece, Ata Efendi ile karsnn yattklar odada mnl


mrl konumalar uzun srd. Ge vakit, Atf dnnce, m
rlt onun odasnda da balamt. ftade, kznn ara sra
crlaklaan sesine kulak kabartarak kocasna dedi ki:
"Aye mi, Ayen mi? Daha dilim almad. Bizimkini si
nirlendirdi. Hakk da var. Kz enikonu gzel. Hamamda v
cudunu grdm, kafurdan dklm gibi Azck gelise
vallahi stanbul'un belini krar. Onu bir giydir, kuat, salver
ortaya Gazetelere resmi gemezse ben bir ey bilmiyorum.
u Atf kurdunun elinden nasl kurtaracaz? Babasna yaz
ver, yapamayacamz anlat."
"Evet, yazmalym. Artk uyusak Yorgunluktan olacak,
kulaklarm uulduyor."
Szleri tesirsiz kalmad; hastalanmasndan rken fta
de, uyusun diye sesini kesti. Yan odada da mrltlar perdesi
ni deitirmi, nce hkrk, sonra i ekme, nihayet skut.
Hep byle olurdu; gazino dn, Atf karsyla balangta
hafife dalar, arkasndan selameti sevimede bulurdu. Ata
Efendi tam uykuya dalaca srada yarn evinde bir yenilikle

30
karlaacandan, bu yeniliin de gen bir kz olacandan
memnundu.
Sabahleyin de memnun uyand.
Evin adeti, nce kim kalkarsa ptr ptr, grlt yap
madan aa kata inmesi, kahvesini orada iip sonradan
kalkacaklar orada beklemesiydi. Evvela Ata, arkasndan
Atf bulutular. Havalar sabahlan serinlediinden Ata Efen
di omuzlarna hrkasn atm, damad pijamasnn stne
ceketini giymiti. Kaynatasna undan bundan bahsediyor,
misafiri kaale almyordu. Sanki eve on sekiz yanda bir kz
gelmemi, kendisi yokken hibir deiiklik olmamt. Byle
yapmakla Ata'y aldattn m sanyordu? Aygrn akl oyna
d; Ayen'in aaya inmesini sabrszlkla bekliyor, aklnca
belli etmiyordu.
Eer iinden pazarlkl olmasayd, kaynatasn grnce
kz soracakt; gllg 1 olmayan bir adam byle hareket eder
di. u stanbullu bazen Anadolu'nun kycndan gelmi
lerden daha bn, daha avanaktr; damad da ou stanbul.
ocuu gibi kurnaz, becerikli grnen avanaklardan deil
midir? Anadolulu ise aksine, akl ermiyor hissini veren bir
akgzdr. Hele kendi memleketinin ahalisi, Mengenliler!
"Beklediimiz misafirin geldiini Feride sylemitir, ta
bii " diyerek laf Ata at.
"Haberim var. Safa geldi, ho geldi. Gazeteyi nereye
koydunuz baba."
apkn! Oyununda devam ediyor, aldrmamazlk tasl
yor. Gya zihni harp vaziyetiyle megul. Oysa ki yukarda
Merdivende ayak sesleri kolluyor. Fakat gelenler evvela Fe-

1 gllg: kin, gizli ve kt ama

31
ride, sonra ftade. Mektepler henz almadndan etin
ge kalkar. Hepsi, birbirlerine sezdirmeden Ayen'i bekle
mektedirler. Saat sekize doru Feride'nin kendisini tutama
yarak:
"Galiba uykucu; le zamanlarna kadar yatanda ka
lan cinsten .. . ekeceimiz var, " diye sylendiini iiten Ata,
iinden mrldand:
''Yahu, insafl Kaptkats, treni, vapuru, btn gn yol
culuk eden kzcaza bir sabah uykusunu ok gryor."
Bereket esasta iyi yrekli olan kans mdafaa etti:
"Ge yatt, yol yorgunu da Onun yerinde kim olsa sa
bah karanl yatandan cin gibi frlayp kalkamaz."
O byle derken, yukarda bir kapnn ald duyul
du. Kk evlerde alp kapanan kaplarn hangisi olduu
grmeden anlalr. Gcrdamasalar bile her birinin tokmak
eviriinden alp kapandklarn anlarsnz. Misafir odas
nnkiydi bu. Zaten Ata, demin oda tarafndan bir ptrt iit
miti. Merdiven bana seslendi:
"Ayen, sen misin? Aaya gel!"
Gz ucuyla damadna bakt; ba gazetesine eilmi, g
ya evde olup bitenlerden habersiz! Kftehor, kimi kandr
yor? Niin damadyla bu derece megul? Ata, kendine bile
itiraf edemedi ama kskanla benzeyen bir ey duyduunu
anlyordu; belki de kayrma hissi.
Ayen'i gne nda ilk defa grecek. Dn, tren gara
girdii zaman elektrikler oktan yanmt. Bakalm gnd
zn nasl? te iniyor, geldi. ekingen yryor; nne bak
yor. ftade:
"Otur yavrum uraya, " dedi. "Nasl, iyi uyudun mu?"

32
"Hi uyanmadm teyze."
Atf kmldand, yerinden kalkmadan ve bakmadan kza
bir "ho geldiniz," dedi, yine gazetesine dald. Ayen kzard
m? Yoksa gndzn daha renkli mi grnyor? O ilii
kalmam; salar da adeta lepiska. Dn geceki leylaki enta
risinin stne bol rgl, katmer katmer, ingene sars yn
bir hrka giymiti; uykudan azck imi gzleriyle mahmur
hali yakmt. Evet, gn nda cana daha yakn. u dikli
ini, yontulmam tavrlarn bir braksa Ellerini, kollarn
nereye koyacan bilemiyor, yabanclar yadrgadndan,
bir de herkesin gzlerini kendisine dikmesinden . .. Lakin
uzun srmez, birka hafta sonra brlerine benzer. Maarna
fih o yadrgamann, acemiliin de bir tuhafl, holuu var.
ftade'yi, tala yayp lk sabunlu bezle temizlemekte
olduu Acem seccadeleri zerinde iki bklm brakt; ev
den kt. Kadnlar yalnz kalnca aralarnda abuk bada
rlar. Akama Ayen'i biraz daha snm, muhitine alm
bulacana emindi.
O gnk gazeteler senesi Eyll aynn 8'inci Cu
ma gn- Kzlordu'nun Bulgaristan'a girdiini, boyuna
ilerlediklerini yazyor. Yazhanedekiler arasnda kan m
nakaaya karmad. Ekseriyet Almancyd; yalnz iki kii var
d ki Ruslarn Berlin'e gireceklerini iddia ediyordu.
Ata Efendi, "Sedefin" markal krem, sabun, kolonya, di
macunu imalathanesinde ambar memurudur. Girdiye, kt
ya o bakar; odas, daha dorusu ambar dairesindeki blmesi
dardan k almad iin elektrikle aydnlatlmaktadr;
gnee hasrettir, lakin loluun, kuytuluun zevkine var
mtr. Tatl hayallere dalp oyalanmay burada rendii-

33
ni, evvelce bir inaat irketinin aydnlk brosunda alu
zaman kafasnn imdiki gibi ilemediini syler. "Sedefin"
sabun ve kremlerinin ferahlauc kokularn da hesaba kat
myor deil.
Yaar'n kz meselesini bugn deponun kifayetsiz kl,
serin, tenha, rayihal blmesinde fazla dnemedi. ten
gz aamad ki Bir taraftan yeni imal geliyor, bir taraftan
Anadolu'ya sandk sandk sevkiyat yaplyordu. Ticarethane
den saat aluda ku vakit yamur iseliyordu. Islanmay,
yrmeyi, yoku kmay gzne kestiremedi. Hkmet dai
relerinin oktan boald, dkkanlarn da henz kapanma
d bu saatte tramvaylara nispeten az itilip kaklarak binilir
di. yle de oldu, bir Topkap arabasna girdi. Bilet alrken
evdeki yz kad, arkasndan Ayen'i dnd.
ftade, kz, damat korkusu ile hibir zaman evde yalnz
brakamayacan, bir yere gitmesi lazm gelirse beraber g
treceini sylemiti. Feride trikotaj atlyesinde alu iin
gndzleri evde yoktur; Auf Divanyolu'nda tahsil ubesinde
memurdur. Bir aralk kp eve urayabilir. Maazallah!
Bu kadar ekinmenin, gvensizliin manas ne? On se
kizinde, okumu yazm bir kz kendisini kayrmasn bilir.
ftade ii bytyor; zamane kzlarn bilmiyor. Neyi bilir
ki zaten .. . Ahbaplarn tavassutu1 ile grmeden, tanmadan
ald kansndan rahat ettirmesi bakmndan ikayeti yoktu
ama o, kfvv2 deildi. Oldu bir defa. ..
Sokan bandaki turucu dkkan henz eitli kava
nozlarla donanmamu; nnde de turu suyu ienler k

1 tavassut: ara bulma, araclk


2 kfv: denk, e

34
mevsiminde olduu gibi sra beklemiyordu. Buna daha bir
ay ister. Camekana dizili sirke ielerine vuran ampul kla
rnn cilal ceviz masa rengine evirip parlatu slak parke
talarndan rahata geti.
K balangc alameti, kede kestaneciyi buldu. Bir
hafta eweline kadar halanm msr satarken kazann ye
rine bu akam mangaln koymu. Acaba alsa, gtrse mi?
etin baylr; belki Ayen de seviyordur. Evet, evde imdi bir
Ayen var. eriye girince onu da grecek, leylaki entarisi,
san yn hrkas, incecik endamyla dolaun seyredecek.
yi ki geldi. Kendi kendisine diyor ki:
"Ben gzel olan her eyi severim; iei de, inci ile mer
can da, eyay, kuma da Tabiaum byle."
Anahtar tamakla beraber nce kap ngran evir
di. Hem de kendisinin geldiini anlatan sert ve ksa hare
ketle Ev sahibi, baba, koca olmann gururunu bu ngrak
alma tarznda ve edasnda sezmek mmknd. Evde kimse
varsa koup amalarn beklemek komulara kar bir gste
riti de.
Eli ngraa gidiyordu, kap ald. Aan, demin d
nd kyafetiyle Ayen'di. Kenara ekilmi, duruyor. Kz,
kendisini yokutan inerken grm olacak. Soka seyredi
yordu, herhalde Yahut da bekliyordu. ltifat lzumunu
duydu:
"yi misin bakalm?"
O, szle cevap vermedi; memnunluunu bildiren bir
glmsemeyi kafi grd. ftade mutfaktayd. Acaba kans
da memnun mu? Evet Surau rahat. Demek ki bir uyu
ma, kaynama hasl olmu; hi deilse birbirlerine kolayca

35
tahamml edebilmiler. Ne piirildiini anlamak istiyor
muasna girdii mutfakta, ftade'nin bir ey sylemesini
bekledi. Baka lakrdlar ediyor, o tarafa yanamyordu. Da
yanamad, sordu:
"Nasl geti bugn? Kz ne filemde?"
"Fenaya benzemiyor. u Atf olmasa; O canm skyor.
Komu Naciye Hanm gelmiti, bana usulcack, 'Ayol, bu pe
ri gibi kz insann bana dert aar,' dedi; gz kulak olmam
z syledi. Damadn mahallede ad apkna km; geen
gn bir kan ile Beyolu sinemalarndan birinde rastlam
lar. ine gittii falan yok serserinin Ha, u da var: Ayen
yle grnd gibi bn deil; bilmedii yok. Akl her eye
eriyor, eli her ie yatyor. Kurduu sofraya, yapt salataya
git de bak! "
Ata sofaya kt. Yemek masas lokantalardakine benze
yen bir hal almt. Muamba kalkm, rt konmu, rtye
e peeteler dizilmiti. Salata zeytinlerle, ularnda yeil yap
raklan braklp drde yarlm turplarla sslenmi, ortasna
da yeil salatann gbei oturtulmutu; herkesin nnde ay
n bir bardak duruyordu. Tevekkeli deil, Ayen kz enstits
mdr, sanat mektebi mi, oraya gitmek istemiyor. Peki ama,
sokak kyafeti neden kylms, garda yry hdke, ta
vrlar yontulmamt? Meseleyi iinden tahlil ediyordu:
"Rol m oynad yoksa? Yahut trende yalnz bana yol
culuk edeceinden skca rtnd; garda, vapurda, iskelede
de kalabalktan aalad; evi, bizleri de tabiatyla yadrgad
m, zavall! Olur byle eyler. Taradan stanbul'a gelince a
rmayan yoktur. Hatta stanbullu bile uzun zaman tarada
kalsa dnnce bir mddet kendisini toparlayamaz. Benim

36
bamdan da gemedi mi? Odun mteahhidi ile Istranca
Onnanlar'nda iki ay dolauktan sonra kprye kum
gn yrym deimiti, afallamum; az daha inene
cektim. Sersemliim bir hafta srd."
Tahlilinde isabet ettiini Ayen'in dnp dolamalar
na, konumalarna bakarak anlyor. Hareketleri serbeste
dir, tavrlar tabiileiyor; kendiliinden konutuu gibi soru
lunca da ksack cevaplar vermiyor; lakrdya bile karyor
Feride ile hele etin'le aras pek iyi, Auf a kar ne souk ne
scak, ll davranyor. ok akll kz, muhakkak. Evin iin
de fazla sokulganca hareket ettii insan, days Ata. Gzleri
nin iine bakyor. Hakl da En yakn odur; arada kan var.
"Beyolu ne tarafa der, buraya ok mu uzak?"
Ayen'in bu sualine cevap vereceine Feride istintaka1
kalku:
"Neden sordun? Methini mi iittin?"
Pervasz cevap verdi:
"Evet. Babam, 'Dndm zaman Beyolu'nda apart
man alacam,' demiti de Merak ettim."
Sofradakileri bir skft kaplad. Yaar'n projesine ewela
glmsemek istediler, fakat tahminlerinden fazla para yap
mu belki imdi kimler zengin olmuyorlar? ster misin
gelsin, Taksim'de bir apartmana kurulsun?
ftade cahil kadnd ama o gibi vaziyetleri idare etme
sini bilirdi:
"nallah alr. Elenceli yerdir Beyolu Kibar, zengin
yata. Seni yarn, yamur kesilirse gtreyim, gezdireyim de
gr, bak Parman aznda kalr. Nah, uracktan tramvaya

1 istintak: sorguya ekme

37
yahut otobse atladk m yann saat srmez .. . Sahi, Ayen'i
biraz dolaurmal. Baban yaknda m gelecek kzm?"
"Belli olmaz, ilerine bal ama abuk dneceini sy
ledi. Aruk stanbul'da alacakm. Ortaklan var, burada;
acele aryorlar."
Sormak sras Ata'ya gelmiti:
"Kimmi bu adamlar? Ben piyasadakileri tannn."
"Adlan aklmda iyi kalmad. Yazhaneleri Sultanhama-
m dedikleri yerde, bir handaym. Ha, buldum: Barunl
Han'nda Almszoullan. Yazmum zaten. 'Bir ey lazm
olursa oraya gider, alrsn,' diye tembih etmiti babam."
"Bildim. Almszoullan manifaturacdrlar, toptanc.
Her ite elleri vardr heriflerin . . . ok zengindirler."
Masada aknlk artmu. Feride ezilmiti; nutku tu
tulmu, kendine hakim olamadndan boyuna acele acele
salata auunyor. Auf, memur ruhuyla kendini toparlama l
zumu duymu, pijamasnn ak duran st dmesini telal
bir hareketle ilikliyor. ftade'nin aznda oktandr rastla
madklan upuzun, yanaklarna taan, bir acayip tebessm.
mkan nispetinde bunu tad gstermeye gayret ediyor, gz
ucuyla da kocasna bakyor. etin bile ii anlam, yeni gelen
Ayen Abla'nn Beyolu'nda apartman olacak; apartman
olunca otomobil de alr; spor otomobil alsn. Beraber gezer
ler, ofrlk de renirler.
Ata Efendi de dncede ki noktaya ehemmiyet ve
riyor: Yaar'dan kendisine bir fayda gelebilir; br Ayen'e
iyi muamele etmekle makul bir harekette bulunmutur. Bir
eye daha memnun; u gzel kz, layk olduu hayau sre
cek. Hem, zengin bir akrabadan dorudan doruya hayr

38
beklenmese isminden bile istifade mmkndr. Hlasa va
ziyet lehinedir, hepsinin lehine!
Ayen, srp giden skftan ve tuhaflaan havadan hay
rete dm, birer birer yzlerine bakyordu. Bunu hisse
den ftade yine imdada yetiti:
"Salata da bir olmu ki Ellerine salk, yavrum! Bunla-
r o Dzce'de nasl rendin? Bilenler var demek?"
"Bilirler. Teravet Ablam en mkemmellerini yapard."
"Teravet Abla da kim?"
"Nur iinde yatsn, analm stanbul'da bir paa kona
nda terbiye grmt. ok iyi kadnd; bana vey analk
etmedi; gz gibi, kendi kzymm gibi severdi."
Ayen 'in gzleri doldu, peetesiyle yzn rtt. Sofra
dakiler, yarn apartmana oturmas, otomobiline kurulmas
ihtimali olan Ayen'in yeisine derin sayg gsterdiler. Niha
yet kendini toparlayarak onunla iyi geinmenin lzumuna
kanaat getiren Feride yerinden kalkt; yanma gitti; srtn,
sonra salarn muhabbetle okayarak ilendirdii sesiyle:
"Alama kardeim! Alama canm! lm Allah'n em
ri Ne yapalm, biz varz, yalnz kalmadn ya Yerini tuta
mazsam da artk beni ablan sayarsn! " dedi.
O gn eve gelen ahbaplar, nne serilen kumalar g
rnce kskanlklarndan dp baylacak gibi olmulard.
Yan taraf eritlerinde markalar yazl halis Avrupa malym;
burada milyoner kanlan bile onlar bulduramyorlarm.
Acem seccadelerini de balkonun parmaklklar zerine se
rince karda iki katl, dttr bir apartman yaptrd iin
kendisini dev aynasnda gren, kabna smayan Ltfiye Ha-

39
mm da kt kt bakmam myd? Bunlar ve ileride gele
cekleri dnerek Ayen'i pt:
"Biraz su i," dedi. "stersen iine gl suyu damlataym,
ferahlk verir. "
Ata Efendi'nin gzlerinden o manevralar kamyordu;
hakpay1 olacakt kza neredeyse. Damat da:
"Gl suyunu nereye koymutuk? Dolapta m, rafta m?"
diyerek iskemlesinden frlam, mutfaa doru yelyepelek,
yelken krek seirtmiti. Ata felsefe yapmayacak kadar ze
kiydi; vaziyeti tabii telakki ederek seyrediyor, eleniyordu.
Artk evde vaka kmasndan korkusu kalmamt. Fakat d
nd ki, Yaar parasz dner, yahut uzun zaman sesini ke
ser, te beri yollamazsa iler tekrar sarpa sarabilir.
"Kza demi ki, 'Bir ey lazm olursa Almszoullan'na
gider alrsn!' Kredisi yksek Yaar'n Her ciheti de sala
ma balam. Elimizde, sknca Ayen'i vasta ederek bavu
racamz bir banka mevcut saylr. Daha alas can sal! "
Byle dnen Ata, -kansna gz ettikten sonra- yk
sek sesle dedi ki:
"Saat yedi buuk olmam. Niin sinemaya gitmiyorsu
nuz?"
"Evvelki gece gitmitik, program deimedi."
"emberlita'a, Alemdar'a gidin. Azak art m? Ayen
birer birer hepsini grsn. Haydi Atf, olum, d ne .. .
ocuklar al da gtr. "
Yalnz Feride ve etin'le kmay sevmeyen damadnn
yannda bir tane de gzel kz bulunca sinemaya can ataca-

1 hakpay: ayann bast toprak

40
na emindi. Feride, Ayen'i kendisiyle kardeinin arasna
oturtur, elbette kocasna temas ettirmezdi.
"unun program daha iyi, bununkini nce grm
tk," gibi konumalardan sonra hazrlanmak zere yukar
kata ktlar. Ba baa kalnca Ata, karsna dedi ki:
"Kzna ne buyurursun? Ayen'e birdenbire bir muhab
bet hasl etti. "
br daha ciddi konumak istediinden bir sz ve ce
vap vermedi; esasa dnd.
"Apartmandan bahsetti, " dedi. "Asl var m? Yaar'a ben
gvenmem. Hani senin krk liran dolandrmt."
"Yahu, krk senelik i o Servet sahibi olduu, bize gn
derdii kumalardan, hallardan, yz kattan da anlal
yor. Grnen ky klavuz istemez. Zengin olmu ite! "
"Bize bir hayr dokunur mu?"
"Dokunmaya balad bile. Sana yollad seccadeleri
yarn gtreyim arya, drt, be yz liray koynuma koyar
dnerim."
ftade hfila pheli pheli ban sallyor. Hallarn
kymetliliine inanmadndan deil, iin devam edeceine
gvenemediinden.
"Ka yanda imdi?"
"Kim? Yaar m? Benden alt ya kktr, krk altsnn
iinde. "
Yukardakiler gle konua, odadan odaya dolayorlar;
mnakaalar iitiliyor; Ayen, "Olmaz, alamadm, yak
maz, istemem," gibi lakrdlar ediyor; Feride kahkahalar at
yor. Ata Efendi seslendi:
"Saat sekiz! abuk tutun elinizi! "

41
iV

"Ey, ne var ne yok bakalm?"


Kahvesini piirip getiren Feride, karsna geip otur
mutu.
"yilikler. Bizimkiler gecikti. Ayen Beyolu'na baylm
ur. Ss ps, atafau pek seviyor. Filmi sey:-ederken rev
kzlan eit eit elbiseler giyip dans ettike yerinde duram
yordu. Dans renecekmi zaten . . . "
"Kim renmiyor ki? Sen de oynuyorsun, onun da hak-
k . . . "
"Yaz gelince yzme de renecekmi."
"Gayet tabii. . . Sen yzmyor musun? Florya'ya gitmiyor
musun?"
"Btn mevsimde kere denize girdim."
"e gitmesen, paran da olsa otuz defa girerdin. B
tn syledikleri babasnn vaziyetine bal. Hakikaten tur
nay gznden vurduysa kz houna gideni yapar, yahut
zengin bir koca bulur, keyfince yaar. imdiki halde, bizim
le bulunduu mddet, gidecei yer bir sinemadr. Seninle,
ananla olmak aruyla o da! "
Serte konutuunu anlayan Ata Efendi, kans zerinde
tecrbe ettii tabiyeyi kznda denemek istedi.
"K geliyor," dedi. "Kumalardan birini diktirsene! o
a kamazsa parasn ben veririm. Beyazls sana yakyor."
Feride'nin yz gld. Ata, Demirkap'daki terzi
Roza'nn bunu yirmi be kada dikeceini hesaplamu.

42
Paray, bir nevi tahsisat mesture1 mahiyetini alan giz
lenmi yz liradan ayracakt. Ayen' e sarfediliyor demek
ti. Tabiyesinin tesiri hemen grld. Feride:
"Ucuz bir karyola bulamaz myz? Yerde yatnyoruz k
z . . . Roza'nn yannda bir karyola fabrikas grdm. Tek ki
ilikleri yirmi yedi liraya satlyor," dedi.
Bunu Ayen kendisine tlatm; karyola olsa yukarda a
t arasna tanrm, misafir odas da boalrm. "Ben orasn
bir sslerim ki tanyamazsnz," demi. Duvarlan katlatacak,
perdeler asacak, bir eyler yapacakm, hasl . . .
ngrak sesi:
eri giren Atf. Feride diyor ki:
"Hani halkevinde ngilizce dersi vard, ge gelecektin?"
"retmen hastalanm, daldk."
Ata phelendi; damat galiba bundan sonra gezgincili
i, sokakta srtmeleri, gecikmeleri brakacak; evcil olacak;
konferans ve yabanc dil yalanlanna bavurmaktan kurtula
cak. Nerde bulur Ayen gibisini? Sofray bir kuruu, salna
salna bir gidip gelii, evde nazl nazl bir dola var, deme
keyfine . . . Bir tarafa ekil, seyret!
ngrak tekrar crlad; bu defa gelenler onlar; kzn ar
kasnda ilk gnk kahverengi, hantal manto . . . Lakin ban
rtmedii ve uzun keli, yepyeni bir iskarpin giydii iin fe
na durmuyor. Nar iei, beli dar mantoyu ftade, gze ba
tar, pelerine adamlar taklr, vaka olur diye giydirmemitir.
Doru yapm . . . Yanlannda bir erkek bulunsa ziyan yok
tu. Beyolu oktandr haarat yatana dnd. Anadolu' da

1 tahsisat mesture: rtl denek

43
cebine bir deste papel koyan, kan kz greyim diye soluu
Cadde-i Kebir'de1 alyor.
ftade'nin, Beyolu'nu ilk defa gstermeye gtrd
yanndaki taral kz kadar zevk iinde oluu dikkati ek
ti. Tahminine nazaran bu memnunluk gezintiden deil,
Ayen 'le iyice konuup babas hakknda tatmin edici malu
mat almasndan. Kimbilir neler renmitir? ocuu usta
lkla nasl sorguya ekmitir? Onda bir polis ruhu, istidad
vardr; eski devirlerin yan mmi komiserleri gibi doutan
zabta memuru, mstantik2 yaraulmur.
Ayen heyecann bir trl basuramyor. Pek ziyade hay
rete, hayranla dm grnmeyi izzetinefsine yakura
mamakla beraber vitrinleri, yksek yksek binalar, gzel k
yafetli kadnlan beendiini sylyor. Asl, Taksim Meydan
houna gitmi. Bir de krk dkkanlar . . .
"ok mu pahaldr o krkler day?"
"Cinsine gre; be yz liralndan tut, bin, iki bin liraya
kadar . . . Daha pahallan da varm. Baban gelince alversin
bir tane sana. imdilik biz hele bir karyola tedarik edelim;
au arasndaki oday beenmisin, oraya kuralm."
Auf, halkevine ait birtakm matbu katlar kede dol
durmakla megul. Damadnn bu gece gelir gelmez soyun
mad, pijamalarn giymedii, Ata Efendi'nin gznden
kamad. Ho, kendisi de elbisesini karmamu. Ev, u
gidile alafrangalaacak galiba! Kans yorgunluunu ileri
srerek erken yatacan sylyor. Hayr, maksad odalar
na karak kocasyla konumakur; anlamayacak taraf yok.

1 Cadde-i Kebir: stiklal Caddesi


2 mstantik: sorgu yargc

44
Kendisi de merak ettiinden yemekten sonra aada elen
medi; gzln, sigara kutusunu, gazetesini toplad.
"Eh, bana izin . . . " diyerek kalkt. tekiler Ayen'in
Beyolu'ndan ald yeni iskarpinleri pahal, fakat ok za
rif buluyorlar, ayakkab hakknda konuuyorlard. Kans az
sonra yanna geldi; oda kapsn rtt, telala dedi ki:
"Kz, kundura maazasnda antasndan bir yzlk ka
rp bozdurdu. Bavulunda para mara yoktu."
"Aradn myd?"
"Bir aralk bakmtm. Galiba antann gizli gz var.
Bunlar eni konu zengin! Kz at arasnda yatrmak doru
deil. Misafir odasn ne yapacaz? Zaten gelenleri aaya
alyoruz; kn sobay da oraya kuruyoruz. Kanepe ile koltuk
lardan ikisini indirir, aaya eki seafoodplus.infoz olur. "
"Ben karmam, ne istersen yap. . . Ama zannederim
bylesi mnasiptir."
"Sana bir ey syleyeyim mi? stanbul'da biraz kalsn,
milyoner koca bulur bu Ayen! Sokakta, sinemada, otobste
bakmayan kalmad. Nasl koruyacam bilemedim. Taksim
Meydan'ndaki heykelin nnde yle, krk belik kibar bir
adama rastladk; peimiz sra dnd, dolat. Durakta kula
ma yaklap da 'Hamfendi, otomobilim urackta duru
yor. Sizi gideceiniz yere gtrsn! ' demedi mi? Azarladm.
Arkamzdan otobse bindi; artk laf etmedi; uzaka durdu
ama gzleriyle yedi, vallahi! "
"Boylu boslu, dikkati celbediyor da ondan."
"yi etmiim de krmz mantosunu giydirmemiim; ka
rakollara derdik. Ha, 'Yarn arya kalm teyzeciim,
etin'e bir hediye alalm. Babam bir olunuz bulunduu-

45
nu bilmiyordu,' dedi. Oysaki yarn pazar, dkkanlar kapal;
sonra haurladm. Pazartesiye gideriz. etin lastik izme isti
yordu, ama ka liralk ey? Daha pahal bir hediye seeriz."
Ata Efendi'nin zihnini baka bir nokta kurcalyor. Sordu:
"Ayen erkeklerle megul mu? Fingirdeiyor mu?"
.
"Yok! O tarakta bezi yok; gz hep sste, tuvalet, krk,
cevahir gibi eylerde. br gn Mahmutpaa yokuuna gi
derken Kapal ar' daki kuyumcular arasndan geireceim.
Grsn kr kr bilezikleri, pantantifleri, gs ineleri
ni. . . Haspa! Maln da en pahalsn seiyor; iyisini, zarifini
anlyor, dorusu. Bavulunda alun bilezikler gzme iliti.
Galiba kabadr diye takmyor."
Ayen'in karakteri yava yava belirmeye balamu. Bu
tahlili, Ata -yle alimcesine bir tetkik eklinde deil- etra
fnda olup bitenleri anlamak, mdafaa tedbirleri almak,
hazrlksz yakalanmamak gibi daha ziyade taralya has bir
insiyakla1 yapmaktadr. Ormanda ay, dada kurt, yolda e
kya, kasabada eraf ve memurdan zarar gre gre, nesiller
boyunca o hayati tehlikelere farknda olmayarak almlar
dr. Kylye sinsi bir zeka atfediimiz de bundandr. u var
ki, Ata ii sezecek kadar tahsilli ve stanbulludur; niin ince
eleyip sk dokuduunu biliyor, kendi kendine:
"Seciyesini anlayalm ki ona gre hatu hareketimizi ta
yin edelim," diyor.
Zira sekiz, on yandaki evlatlk, yahut bodur ve hdk
bir ky kz beklerken karlarna kan Ayen, hayatlarnn
gidiini deitirecek, seviyelerini ykseltecek alametler, ia
retler tamaktadr. Yeni tabirlerden birini kullanarak "nce-

1 insiyak: igd

46
lemeye deer! " diye sylendi. Kzn on sekiz yana geldii
halde uracktaki Dzce'den stanbul'a daha ilk defa ayak
bastna bir mana veremedi. Meseleyi belki biliyordur; s<>
rup renmitir fikriyle kansna at.
"Kk yata anasyla iki kere gelmi ama hatrlamyor.
Anal ise stanbul'a ksknm, uramamaya byk ye
min etmi."
"O kadnn bandan bir vaka gemi olacak; bir vaka
zerine Yaar'a varm. Grgl, malumatl bir kadnm,
sanyorum."
Byle dnen Ata, her izdivata kfvlk arar ; "kfv"
kelimesini daima tekrarlar: ftade lisannda "kff" ekli
ne giren bu szde birok hikmetler tahayyl eder, kans da
tasdik eder: "Dengi dengine, kff kffne" der, durur. O
mehur szn Ata bakmndan kendi aleyhine olduunu ak
lna getirmez.
Uyuyakaldlar. Ertesi sabah hava, yamurlardan sonraki
tatl sonbahar durgunluu iinde, gneliydi. Gzden ge
irmek iin at arasna kan Feride, beraber bulunduu
Ayen'i tevik etmi, ne srmt ki, kz aa inince:
"Burada gezme yeri yok mu? Ak haval bir yer, bah
e filan?" diye sordu. "Adapazan'nda ark Gazinosu vardr;
Dzce'de Efteni Gl'ne giderler, balk tutarlar."
Bir susma oldu; herkes iin iinde Feride'nin parma
olduunu anlamt. Ata Efendi, ufak bir duraksamadan
sonra dedi ki:
"stanbul'da yle yerler yzlerce, binlerce . . . Velakin
masrafldr; ay sonundayz aksi gibi! Hem nceden kararla
trmal, teberi yemekler yapmalydk."

47
"Florya'ya bir gidip dneriz, kalmayz. Ayen plaj g
rr. Mevsim sonu ama ne olsa gene gelenler bulunur. Bir
'
bilet paras . . . Kumkap ya yoku aa iniveririz."
Bunu diyen Feride'ydi. Ayen, daysnn yzne kabul
etmesini bekleyen halavetli1 nazarlarla bakyor. stnde ky
tezgahlarnda dokunmu, ile bezinin incesini, eski zaman
kayklarnn giydikleri hilaliyi andran, aralar ipek yollu
kumatan beyaz bir gecelik . . . Ayaklarnda ponponlu krmz
terlikler. . . Salarn taram da inmi. iek gibi kzcaz!
Zaten anlyor ki gazino masrafn da Feride'ye usulcack o
verecek.
"Fena fikir deil. le yemeini yer, karz yola. Ne
dersin hanm? Yaz bitiyor aruk. Auf, sen de gelirsin tabii.
Bugn halkevini seriver."
Damat azck nazland, sahtelii iyice sezilen bir naz . . .
Kaynatas belki srardan vazgeer korkusuyla abucak kabul
etti.
"Bari gideyim de bakana haber vereyim," dedi.
O, koyu halkyd; "Yeni Nizam"c da . . . Kts, etin'e
fikirlerini alyordu. ocuk, Hitler selamlar renmi,
Mussolini tavrlar almu. Ata Efendi, asuklar Distolcu za
vall Rza' dan sonra politikaclktan rkt iin o ilere ka
rmyor. Rza a kalm, koyunlar ldren bir hastala kar
kullanlan Distol ilacn datmaya, kylere krnu. Ne
olmutu? Kimse anlamamu; onu ve onun gibi Anadolu'da
dolaan arkadalarn, Halife propagandas yapyorlar, reji
mi devirecekler diye toplayp ka gz aras sallandnvermi
lerdi.

1 halavet: irinlik, tatllk

48
Fena hatralarn hznnden kurtulmak iin Ayen'i
seyrediyor, gl bahelerinde oturuyor, fskiyelere, mehtap
vurmu denize bakyormuasna ferahladn duyuyor.
Evin havasna Yeni Postahane ile 1. Abdlhamid Trbesi
arasndaki, adn renemedii caddeyi geerken bir tri
yat deposundan darya yaylan kolonya ve esans kokusunu
hatrlatan rayihalar da karmt. Kzn srnd lavanta
muhakkak Paris mal Kaak babas huduttan getirmitir.
Feride de banp km.
Tren, gneli, scak, durgun havadan istifade ederek
yaz mevsiminin son pazarlarndan birini deniz kenarnda
geirmek isteyenlerle dolu. Bakrky'e kadar ayakta kald
lar; genler platformda duruyorlar; Ayen iki tarafl khne
evlere hayretle bakyor, belli ki sefaleti hi sevmiyor ve byle
bir yoldan gzel bir yere varlacana inanamyor. ok s
cak! Feride ile o, mantolarn kollarnda tayorlar; sratten
hasl olan rzgar eteklerini havalandrdka ikide bir aa
ya ekip dzeltiyorlar, amasndan korkuyorlar. Ata Efendi
sinirlendi, mantolar giymelerini syledi. Gzlerini ayrma
yanlar, bunu bekleyenler vard; damadnn gzleri de o ta
rafa kayyordu.
Kapdan ktklar srada etin'in elinde bir deniz tor
bas grm, sormu, su lksa Feride'nin denize gireceini,
komular Adalet Hanm'n mayosunu da ihtiyaten Ayen
iin aldklarn renmiti. Yz gzel bir kadn deildi ama
uzun boylu ve ince yaplyd; mayo kzn vcuduna uyacakt.
Bununla beraber Ata Efendi, Ayen'in banyo yapmasna raz
olmayacan, yp hastalanmasndan korktuunu syle
miti; fakat o "Ben kn bile, kar yaarken kova kova souk

49
su dknrm day ! " deyince, arzusunu krmak istememi
ti. Niyeti plaja Atf sokmamak; beraberce kahvede oturup
beklemek. Bakrky'de bir ksm mteri boalnca vagona
geip oturdular.
"Buralar hfila stanbul mu? Ne byk memleket! "
Florya'ya indiler. Ayen, Haydarpaa'ya geldii gn ol
duu gibi yrmesini ard, Feride'ye sokuldu, lakin a
buk toparland. nlerindeki plajn kumlar zerinde kimi
ayakta dolaan, kimi yerlerde yatan kadnl erkekli cemaa
te amadan, yadrgamadan bakyor. Sonunda, "Filmlerde
grdm gibi. . . Ah, ne ho ! " dedi ve ablasna bir eyler
fsldad. Ata, denize girmek istediini anlad; can skld.
Damadyla karsna dnerek:
"Onlar girsinler," dedi. "Biz kahvede otururuz."
Damad lanet suratn taknarak cevap verdi:
"eride gazino var. Hem ben de denize gireceim."
Feride'ye gz att:
"Gelmiken o da girer tabii. . . Siz de gazinoda bizi seyre
dersiniz," deyince, kznn aptallna kzd. Ayen 'i rp
lak, kocasna nasl gsterecekti? Fakat bir anda dnd ki,
artk byle, kendi nesline aykr, mthi gelen eyler yeni
hayatn icaplarndan, o nesildekilere fazla tesir etmeyen
itiyatlardandr. 1 Muhitinden kalan kem suratl bir yal
olmamak iin zamana uymak lazm. Bir nokta hepsinden
mhim: Neden dnya zevklerinden nefsini mahrum etsin?
Bu devre, sapasalam yetimek bir nimettir, mazhariyettir.

1 itiyat: alkanlk

50
Sanklann balarndan atarak bugn balolarda mr sren
ak sal haclar, hocalar tanyor.
Zorla yryormu, ayaklan geri geri gidiyormuasna
kafilenin arkasnda kald. Bu srada biletleri Auf koup al
mu. Ne cmertlik! Cmertlik deil, Sultanahmet'te dile
nip Ayasofya' da zekat vermek. Kza yaranacak aklnca . . . Ya
hut bir dankl dkl hesap meselesi.
"Kan koca birleip soyacaklar bu kz . . . Kaz gelecek yer
den tavuk esirgemiyorlar! " diye sylendi. Kazklar stne
kurulmu Florya Kk'n iaretle, Ayen'e:
"Atatrk iin yaplmu, enlii de onunla bitti. nklab
yapmasayd u halk zor soyunurdu byle, zor yaylrd kum
lara! " dedi.
Ata, teceddt1 hareketlerini etrafndakilere ara sra ver-
di. Sedefinciler dehetli partici, hkmet yardaksydlar.
Shhat Bakanl erkanyla der kalkar, ilerini yrtrlerdi.
Nesine lazm? Kulaklarna bir ey gider, atarlar yerinden!
Maanafh ihtardan kendini alamad:
"Kalabalktan uzak durun, yle bir kenarda ykanp
kn. Mevsim kumlara uzanp gnelenmeye msait deil.
Her taraf nem iinde."
Az sonra plaj gazinosuna oturup ba baa kalnca, fta
de telala sordu:
"Grmedin mi Sedefinci'nin olunu? Biz girerken esmer
bir kzla ayakta duruyordu. Sana baku, sonra da Ayen'e . . . "
"Grmedim apkn . . . "
"Frsaun bulup kza yaklamazsa ben bir eycikler demi
yorum. Ne hayaszdr o! Kapnn nndeki byk otomobili

1 teceddt: yenilik

51
de fark etmedin. Hlyalara dalmtn. Hususi doktorlardan
bakasna yasakt hani ya? Sedefnciler taksiye evirmiler;
vzr vzr gezip duruyor olan! "
ftade bsbtn telaland.
"A! Bak, bize doru geliyor. Sakn masamza oturma-
sn?"
Szn bitirmemiti, Rt'nn sesini duydular:
"Maallah Ata Efendi. . . Siz buralara gelir misiniz?"
Mayoluydu; pevaszca bir iskemle ekti, oturdu ve bo
masaya gz attktan sonra bfeye dnd, elini sallad. On
dakikadan beri semtlerine uramayan garson, tutumu gibi
koup gelmiti. Rt sordu:
"Ne emir buyurursunuz, hemire hanm? Siz, Ata Efen
di?"
Cevap beklemedi, garsona:
"Biran souksa ie getir. Ama souksa ha! Yoksa
dkerim hepsini. . . Hem de patronunun bandan aa!
Katalavis?"1
Dedi, sonra ftade'ye hitap etti:
"Bunlarla anladklar lisandan konumal. Frijiderde
buz gibileri durur, mteriye hamam suyu iirirler.
ftade, galiba deminki "hemire hanm" sznden ho
land iin, fakat esasta kocasnn idaresizliini nlemek
kasdyla:
"yledir," diye mukabele etti. "Pek haklsnz."
Ata Efendi, alaca vaziyeti henz kararlatramamt.
Sadece karsn tasdik makamnda ban sallad.

1 katalavis: anladn m? (Rum.)

52
v

Rt'nn vcudu yeni cilalarunabanoz gibi pnl pnl,


adeta siyah. Adaleli, biimli, kadnlarn. holanaca erkek
gzelliinde. Ata, kansnn bakmaz grnmekle beraber
gzlerini ara sra gencin zerinde dolaurmaktan kendini
alamadn anlyor. Konuan onlardr; Ata memnuniyetsiz
liini gizlemeye gayret ederek nazik bir tavr alm, dinliyor.
Rt mevsimin bittiinden, bu yaz geirdii elenceli ha
yattan, havalar bozmadan birka :kotra gezintisi daha yapa
candan bahsediyor.
"sterseniz buyurunuz, " diyor. "Bir gn birlikte karz.
Kotram byktr; iinde drt yata var. Mutfa da . . . Ata
Efendi amcamz iini bir gn seriverir. Babamn kendisine
hrmeti vardr. Daima syler, 'Gn grm, insan sarraf, i
ten anlar, emniyetli bir zatur,' der. Herkese numune olarak
gsterir." ,
ftade, "Eksik olmasnlar. Efendi de pederinizi pek se
ver; bize metheder; ok memnundur," gibi cevaplar veriyor.
Ata ban sallamaktadr. Akl hep kznda, daha dorusu
Ayen'de . . . Buraya mayolarla gelmelerini istemiyor, etraf
gzleriyle aryor, meydanda yoklar. u, ta tede duran biri
erkek, ikisi kadn kii onlar m?
"Denize girmiyor musunuz :siz Ata Efendi?"
"Bizden geti aruk."
"Ne mnasebet! Baknz, yan masada oturan evki
Paa'ya; altm yan oktan gemi. Hfila plajlardan ayrl
maz. Maaallah sapasalamsnz. Krk beinize bastnz m? "
"Elliye merdiven dayadk; tesine de atladk. ..

53
"Hi belli deil."
Delikanl, nndeki masann tahtasna vurdu. Babas
gibi yacln iyi biliyor; bir menfaat sezdi mi blbl ke
siliyor. Bugne kadar ka defa maazada rastlamt; selam
verirdi ama konumaya yanamazd. Maamafh kan scak,
zeki olan. Ata, plaklna alt gibi. . . Mayolu erkekle bir
masada ve kans yannda oturup bira iecei hatrndan ge
mezdi. Haydi, ftade krkn am, fazla gsteren bir kadn.
imdi tekiler skn ederse? Rt:
"Ben bir dalp yine gelirim; hemirem de burada; onu
da getiririm."
T gibi delikanl, mayosunun belini yukarya ektikten
sonra kumlua doru kotu. Ata, kansna dnd:
"Beendin mi rezaleti?"
Bira imeyi lks sayan, hele milyoner Sedefncilerin o
lu ile oturmay etrafa kar vnme vesilesi sayan ftade:
"Neden rezalet olacakm? Herkesin yapt ey. kr
Paa' dan da byk deilsin ya? Onun masasnda da mayolu
kzlar, delikanllar var."
"kr Paa zirzopun biridir; alafrangalk taslar. Nedir
o, yakasnda iek, kp karnna bakmayarak seke seke yr
yler, kadnlarn elini pler, reveranslar, filanlar! Ordu
dan bu sebeple tekat ettiler; Mareal att."
"Ama mebus kardlar. Hem Rt yanmza kz karde
ini de getirecek, aile masas olacak buras . . . Patronun kz
ile, olu ile beraber bulunmaya senin yerinde kim olsa can
atar."
"Sen deil miydin, 'Kapdan girerken Ayen'e bakt,'
diyen?"

54
"Bakar ya! Bakmayan yok ki. . . Gzele baklr elbet
te. Hemencecik fenala m yormal? Sade Ayen'e deil,
Feride'ye, bana, hepimize bakt. Yanndaki esmer kz karde
i olacak. ocukaz, plaja hemiresini alp geldiine gre
kt maksad yok; onu aile arasnda oturtmak istiyor."
"Sen bunlar benim gecelik klahma dinlet! "
"Bana smsk geirdiin apkana dinletiyorum. apka
l kafan zamaneye uydur, efendi! Yaar' dan bir ey kmazsa
Rt' de mit var. Babasna bir syledi mi maan artnve
rir. Karanlk ambardan seni alrlar da belki yukarya muha
sebeci yaparlar. Malum ya, hsan Bey hasta, grtlanda ur
km. Neyse, brakalm hrgr de etrafmz seyredelim.
u gelenler bizimkiler galiba?"
Ata, rkek nazarlarla bakt; evet, onlar. Ayen vcuduna
yapm slak mayosu ile bambaka olmu. Adeta zayfm
meerse . . O kadar da bir ey deilmi. Kendi kz etli, canl,
.

daha irin. Ayen'in gne grmemi bembeyaz, hakikaten


i rengi bir falso. Feride'nin teni yannda insana irkin g
rnyor. inden sylendi:
"Rt, kzn plakln beenmeyecek. Elbiseli hali
ok daha iyiydi."
Azck skun bulmutu; yksek sesle dedi ki:
"Deniz fasl bitmedi mi?"
"Su. adeta lk, bir kere daha gireceiz day. "
Ayen konuuyordu; konuurken ban salladka ev
velce tepesine toplad salarndan yzne damlalar dk
lyor, yuvarlanyor, gsnden ieriye kayyordu. Keyfine
payan yoktu kzn! Feride'nin gzleri bira ielerine takld:

55
"Babai Bu ne ziyafet?" diye at. ftade kaytszlk tak
lidi yaparak, fakat anlaunann sras geldiine memnun, ce
vap veriyor:
"Sedefncilerin kz ile olu yanmzdayd. Beraber otu
ruyorduk; imdi dnerler. Haydi, denizi menizi abuk bra
kn da, siz de gelini "
Szn bitirmiti. Rt, -gzlyormu gibi- bir taraftan
kverdi, kardei de yanndayd; deminki esmer kz. Ksaca
birbirlerine tantnldlar. ftade, Ayen iin yle dedi:
"Efendinin day kz . . . Pederi tccardr, Almszoulla-
n'yla i yapar."
Damat Atf ekingen duruyor:
"Biz giyinelim," dedi. "Vakit ge oldu."
Rt ile kardei Serin -Serin 'mi ad- iskemlelere he
men oturmulard. Kz:
"Biz de birer bira isek," diyor. "Deniz suyu dilimi dama
m kavurdu. n

Aabeyi kalkt, kedeki bo iskemleleri tutup tutup ma


sann etrafna intizamszca ekti, ayaktakilere:
"Hele azck dinleniniz, birer bira da iersiniz!" dedik
ten sonra, ewel getirtilenler boalmad halde garsona drt
ie daha smarlad.
"Ackmz, teberi de getir. Kaar peyniri, fstk, sosis,
ne varsa! Hanmlara sor ne istiyorlar baka. Mayonez yok
mu? Yoksa sahanda yumurta yaptr."
Masa az zamanda donand. Rt, kadehlerin bo dur
masna msaade euniyor, hemen dolduruyor. Ata da -Se
rin Hanm'n aralanna katlmasndan teselli bulduu iin
kansnn 'aile topluluu' dedii masada bira imekte artk

56
mahzur grmyor. Ayen ikinci kadehi bitirdi; sohbet yerin
de; gazinonun en neeli, zengin masas onlarnki. Rt bir
denbire, emir verircesine:
"Haydi, serinlik basmadan hep beraber bir kere daha su
ya dalalm. Bu, mevsimin son pazardr; bilmi olun," dedi.
Ata Efendinin yzne bakmadan, gzle bile izin alma
dan hepsi yerlerinden kalkt; deniz yolunu tuttular. Ayen'in
yannda Serin kouyor. Biri esmer, br beyaz, ikisi de en
daml ve krpe iki kzn en ve atr, kumsalda bata ka gi
dii hotu. Zaten plaj tenhalamt; hele yatan, gnelenen
yoktu.
"Nerede kaldlar? u treni karmayalm."
Rt ile Serin giyinmi olarak geldiler. Buna "giyinmi"
denilemezdi ya! Erkein elbisesi buruuk bir pantolonla
ksa kollu, yakas ak, adi bir gmlekten ibaret. Bu yakay
ilitiren dme ile aadaki arasndan gs ve kllan g
rnyor. Nedense ortas kapanmyor, yark gibi meydanda.
Kz, arkasna dall basmadan, nden ilikli acayip bir ey tak
m. Demek buralarda adam gibi giyinmek ayp . . . lle ba
ya grneceksin. Bayalk belki de kibarlk ve zenginlik
alameti!
ocuklar grnd; artk oturan yok; herkes ayakta . . .
Feride mantosunu giymi, Ayen omuzlarna atm. Rt:
"Buyurun," dedi. "Araba genitir, hepimizi alr, sizi evi
nize brakrz."
Ata itiraz etti:
"Rahatsz ederiz. Biletlerimiz gidip gelme; tren de geli
yor."
"Yok, beraber dneceiz."

57
Aile efrad, "Olmaz, samayz," gibi szler etmekle be
raber teklifi kabul niyetindeler. etin, babasna sokulmu,
"Otomobile binelim," diye kolunu drtyor. Mtereddit
halde beraberce yrdler. Rt, arabann kapsn at:
"Siz gein yle, Ata Efendi. . . Siz de hemire hanm . . .
Baknz, koltuklar anca kii daha ferah ferah oturur.
Biz de Serin ve Kk Hanm ne geeriz. Zayfalar of
rn yanna! "
Rt direksiyona girdi; Serin arkasndan iterek Ayen'i
kardeinin yanma oturttu, kendisi pencere yanma geti.
Hareket ettiler. Ata'nn kalar atlmt; yzn grmyor
du ama muhakkak Atf da somurtmutu; bunu ensesinden,
kafasn dimdik tutuundan anlyor; aksilii tutunca yle
durur. Sedefncizadenin btn manevras Ayen'i yanna
oturtmakm; kz kardei de yardmclk etmiti. Ne habis
ruhlu bir aile bu; iki karde bu gibi ilerde birbirlerini des
tekliyorlar muhakkak!
emberlita'a varnca, Ata:
"Zahmet etmeyin," dedi. "Ke banda ineriz, kaldrm
lar pek bozuk. "
Delikanl dinlemedi, yokua sapt, arabay rap diye 1 7
numarann nnde, cakal bir tavrla durdurdu. Galiba bu
numaray Ayen sylemiti.
Eller sklyor. Rt, ftade Hanm'n nnde eilip
elini yakalad, skacana pt. Kars belki bana da gt
receini sanmt, braknca aalad ama acemiliini fazla
belli etmedi.
eriye girdiler. Delikanl alay m ediyordu yoksa? Bu
gn, birka saat de byle elenmiti. imdi yolda iki karde

58
kahkahalarla glyorlar, "Grgsz eyler! Tuhaf insan
lar! Neler varm kyda, kede! " diyerek kaulyorlardr.
Bunlar gryormuasna kan bana ku:
"Halbuki," diyordu, "kendi babalar daha on sene evvel
ayak kavaf idi, devairde i takip eder, ev simsarl yapard.
Ortann ise Fatih Kaymakaml binas yanndaki ke ba
nda Nuh Nebi zamanndan kalma bir yaz makinesi koy
mu, arzuhalcilik ettiini ben haurlarm. Latin harflerinin
kabul olunduu sene . . . Hangi tarihteydi o i? Dnk mese
le saylr.
Ata, memnuniyetsizlie kaplmakla beraber yine de ii
nin derinliinde ufak bir haz duyduunu, Sedefincilerin
otomobiline binerek kapya getirilmesinin bir gn iine ya
rayacan anlyor. Kimsede yemek yiyecek hal yok; ay i
mekte karar kldlar.
Rt'y tandktan sonra Ayen aruk mahallede deli
kanll stnden akan Auf a alc gzyle bakamaz. Apart
man, mcevher, servet, modern hayat ryasna kapldn
hemen meydana vuran kz, otomobilli, kotral, sporcu bir
zengin koca aryordu.
Zaten kotra bahsi ediliyor; ftade de anlauyor:
"Drt kamaras varm, bizleri davet etti mevsim geme
den. Hafta ii bir gezinti yapalm dedi ama Efendi brakmaz;
onuruna yediremez byle eyleri. "
Daysnn fikrini renmek iin Ayen 'in beyaz tavan
larnki gibi turuncuya kaan gzbebekleri Ata'ya dikildi;
arad uysall bulamaynca mahzunlau. Bu kzn gzleri,
iinden geirdiklerini ne okunaklkla ifade ediyor. . . Ala-

59
maya da pek msait. Alasa da, szlasa, da kotra davetine ne
kendi gider ne onlar gnderir.
Ayen gelmeden evvel, gece odada konuulanlar dinle
yerek ke minderinde uyuklamay pek severdi; hatta kadn
misafirler olduu zaman da ayn eyi yapard. Bu gece eski
adetine dnd; kars bermutat:1
"Biz artk yatyoruz. ElektriJUeri sndreceim," deyin
ceye kadar uykusunu kestirdi. htar zerine kalkt, sersem
sersem merdivenleri kp yatana girdi, hemen uyudu.

VI

Bir aralk, baucwda birisi lamba tutuyormu vehmine


kapld; kalkt. Hayr, k sofada. . . Sofaya da misafir odas
nn renkli, desenli, yapkan katla rtl kap camlarn
dan vuruyor. Ayen uyumuyor mu? Odasndan usulcack d
arya szld. Nesi var? Sakn hastalanmasn ! Kap kapal,
ama zamkl kadn baz yerleri zamanla kabarm, anm
olduundan ierisini grmek mmkn.
Gryor ite; yer yatann ortasnda srtn duvara asl
Krt kilimine dayamadan, dizlerine koyduu ehbal cildini
dayanak yaparak bir eyler yazyor. Babasna mektup, bel
ki . . . Belki de ruzname.2 Gen kzlar hatra defteri tutmaya
merakldrlar. Mektup babasndan bakasna da olabilir. Ya
nn ftade ile sokaa kacak. "Postaya atacak. mektubum
var," derse kadn men edemez ya!

1 bermutat: allagelen biimde, her zaman olduu gibi


2 ruzname: gnlk

60
Hem bunlar muhakeme ediyor, hem de Ayen'in -ok
scakt o gece Bu semtte de scak ar olur- geceliini at
m, kombinezonu ile durduu iin kurdelas yana kayarak
alm omuz ban seyrediyor. Tuhaf ey! Bugn mayolu
iken omuz gzellii hi de dikkatini ekmemiti. Daha ne
lerin farkna varmam meerse Kz, dnmek iin ba
n kaldrdka aznn ve dudaklarnn biimini de ilk defa
gryormuasna pek latif, manal buldu. Gzn camn
deliine uydurarak gece yans bir gen kz gzetleyen, enta
rili, gekin bir adamn hali, baka biri tarafndan seyredilse
gln olurdu. Ata kendi vaziyetinin tuhafln hissedecek
bir zekadayd.
yleydi, ama yine de ayrlamyor, Ayen'in baka hare
ketler yapmasn, mesela esneyip gerinmesini, kalkp gezin
mesini, hatta bir pire veya tahtakurusu aramak iin soyun
masn bekliyordu; -flit icat edileli o sahneler azald- alt
saat evvel karsnda mayosu ile dolayordu; her tarafn
seyreuniti, beenmemiti. imdi bir gzn kat yrtna
dayam zorlukla neden grmeye alyor?
"Keramet yatakta oluunda," dedi. "Gecede, tenhalkta,
gizlilikte! "
Ayen hala yazyor, fakat elektrii sndrmek iin ayaa
kalkmaya, kap yanna kadar yrmeye mecbur. Ata ieriye
girip girmemek ve "Lamban yanar grdm de bir eyin mi
var diye bakmaya geldim," gibi bir lafla konuma vesilesi ara
mak hususunda karar veremiyor. Kz, dizinde duran mec
mua cildini stndekilerle beraber yanna koydu, bir md
dettir bkl duran bacaklarn rahat ettirmek iin boylu

61
boyuna uzatu ayaklan yata am, hal zerine dayanmu;
diz kapaklarna kadar plaku; gs, bar da ak.
Bekledii de oldu: Ayen esniyor, geriniyor. Az sonra
elini sruria gtrd; hafif hafif, dalgn dagn, ovuyormua
sna kanyor da . . . Omuzlaryla sru gneten kzarm ola
cak, yanyor, acyordu. Birden karar verdi, tokma evirdi;
kapnn anahtar ve srgs olmadn biliyordu. Kafasn
ieriye uzatu ve kzn rkerek hemen araflara brnmesi
zerine:
"Korkma," dedi. "Benim. I yanar grdm de . . . Nen
var? Uykun mu kau? Rahatsz msn?"
Sesi, teki odada yatan kansn uyandrmayacak kadar
pes perdeden kmu; dnmeden, kendiliinden! Ayen
rtnn alundan sadece ban gstererek cevap verdi:
"Srum yanyor," dedi. "zerime ate dklm sanki . . .
Uyuyamadm. Uyuyamadm iin mektup falan yazdm."
Ata odada ilerliyor, bir taraftan da diyor ki:
"Gne yandr, yle olur. Yourt srmeli ama imdi
bulamayz. Pudran yok mu? yice ekmeli. Kutuyu sen bana
ver. Nerede?"
Ayen, aynal masay iaret etti. Kolonya ve lavanta ie
leri, teberi, bir de kocaman kutu duruyordu. Kutuyu alp
yataa yaklau:
"Dn arkan bakaym !"
"Siz zahmet etmeyin, ben yapann, " diyor, yine de sr
un eviriyor. lakin vcudu rtye sanl; bunu, bsbtn
dmemesine dikkat ederek Ata syrd; kutuyu au; iinde
ponponu da vard; balad okarcasna srmeye . . . Srdke
odann havasna hasbahe kokusu doluyor. Daha ziyade bu,

62
lk, baygn bir ebboy rayihasdr. Hayr; ok daha latif bir
ey, hem hafif, hem tesirli. . . Bildii ieklerden deil. Bir
an kutu kapana baku; drt ke, sandk biimi, pembeydi;
ttla alyor; iinde, ucundaki dili ekilerek alan san
bir kapa daha var ama stnde yle bir sr yaz, imza,
resim, ss yok. D kapan arka tarafnda birka kelime.
Hepsi bu kadarck.
"Baban m getirdi, hudut boyundan?"
"Evet."
"Markas ne?"
Ewela bir kralie ismi, arkasndan Barden, Tarden gibi
bir baka isim syledi. Karaborsada kimbilir kaadr? Altm
lira m, daha fazlaya m? Onu ocuk piiklerinde kullan
lan tozmuasna bol bol kzn sruna dkp duruyor. Bu
eve girecek ey mi, Acem hallar, kumalar da u pudra gibi
lks. Ayen geleli lks olmaya baladlar! Serpitirdii pud
ray eliyle, incitmeden yayyor, yayyor, kafi bulmuyor. Pek
azametli bir i yapyonnuasna nefes nefese:
"Aruk elvermez mi, day? "
Azck ikayet sezilen bu sz zerine kendisini toparlad:
"Oldu," dedi. "imdi o kadar yanmaz. Yzkoyun yatar
san bsbtn rahat edersin. "
Sabahleyin, aylarn ierken Ayen'in teyzesine yle
dediini iitti:
"Gneten srum yanm. . . nce uyuyamadm; sonra
pudra srnce geti. n

Ata'nn odaya geliini nedense kapal gemiti. Ata ise


tahta ile blnm camekanl lo hcresinde, btn gn
kralie isimli pudrann rayihasn duydu.

63
Akamst evine, arkasnda hamal, bir karyola ve ce
binde san madenden bir srg ile dnmt; ilk ii bunu
gzlk bumunda, soluya soluya, misafir odasnn kapsna i
taraftan kemali itina ile takmak oldu; srg, onu evirecek
parmaklara yakr zarafetteydi; kolaycack iliyordu. Henz
bitirmiti; paketlerle eve dnen Ayen yukarya kmt, ya
plan grd; fakat ne kz bir ey syledi ne Ata .. .
Gz gze konumay bile lzumsuz buldular. kisinin
arasnda damat Atf n hayali dolat.
"Aada karyolay grdn m? Sana pembe boyalsn
setim. Yepyenidir; kullanlmam."
"Grdm day. ok teekkr ederim. Ne verdiniz ona?"
"Sen karma bu ie! Baban dnnce hesaplarz."
Halbuki paray Yaar'n yollad yz liradan sarf
etmiti; kza o ciheti sylemedi; belki bilmiyordu; durup
dururken anlatmak lzumsuzdur; byle eyleri mphem
geersin olur biter; eer haberi yoksa minnettarlk duyar,
daha uysal davranr.
ftade ile Feride o srada paketlerin geri kalann getir
diler; ayorlar. Drt tane tl perde, zarif bir su takm, en
cik boncuk bir sr teberi. Yarn bir adam gelecek, odann
duvarlarna kat kaplayacakm. Her ey yle pahallanm
ki .. .
"u antaya yirmi lira verdik. Lakin halis deri; herif
'boks' deyip duruyordu. Ben 'boks'u yumruk oyunu bilir
dim."
anta etin'e alnmt; kimse unutulmamt; bir ift
eldiven Feride'ye, ikier kravat da day ile eniteye . .. Ata
Efendi dnyor. Bir ara, frsat bulunca kansna sordu:

64
"Ne sarf ettiniz bunlara?"
"Avu dolusu . . . Vallahi ben de aklmda tutamadm,
ama yz seksen liray geti sannn. Almszoullan'na gidip
daha para isteyecekmi, elbiseler, mantolar diktirecekmi.
Babas, 'Dnnce seni k bulaym; teyzenle ablan ne yapl
mas lazmsa sana sylerler, masrafa bakmasnlar, hepsi lks
olsun,' demi. "
"Kzn bana ay dodu."
"Biraz da bizim bamza! Kravatlar altar liralk cinsin-
den, saf ipek."
"Sana alnan sylemiyor musun?"
"Nah urackta duruyor. Siyah bir el antas . . . "
ftade, "siyah" kelimesini maln kymetini drmek is-
tercesine, stne basarak sylemiti. Ata glmsedi:
"O da 'boks' mu?"
"yleymi. 'Patine boks' dediler. "
Bedelini gizlemesine nazaran herhalde yksek kalite . . .
Sormay lzumsuz buldu; gece, hep odann tanzimi ve dikti
rilecek elbiselerin biimi hakknda tatl konumalarla geti.
Ertesi gn akama doru, kmaya hazrland sra
dayd; sevkiyat defterine son rakamlar dizmekle megulken
cama vurulunca gzlklerinin zerinden bakt: Rt!
"Merhaba Ata Efendi! Bitmedi mi hfila?"
"kmak zereyim."
"Beraber kalm; Bebek Bahesi'nde birer bira ieriz.
Sonra sizi evinize brakrm. Hava latif. Bir gezinti olur.
Katip smail Bey de geliyor. O, malum ya, Arnavutky'de
oturuyor."

65
Ata'nn yorgun kafasndan bir anda bin dnce geti.
Kskanlk, menfaat, onur, gurur, neler! Delikanlnn dave
ti muhakkak Ayen 'le alakal. yice gzne kestirdi kz . . .
Belki de iyi niyetle hareket ediyordu, vurulmutu. Gnn
tabiriyle "tip"iydi; evlenecekti; fakat edepsizlik de dnebi
lirdi. Patronunun olu ile gezintiye gitmesi ise messesede
mevkiini ykseltirdi; lakin bunun bir gzel kzla mnasebet
tar olduu sezilirse -iitilmeyen yoktur- kimsenin yzne
bakamazd artk. Hlasa ceffelkalem1 ne reddedebilirdi ne
kabul. . .
"Evde meraka derler. "
"Gecikmeyeceiz ki . . . yle bir hava alacaz."
Katip smail Bey dedii bir dalkavuktur; hatta -gna
h syleyenlerin boynuna- Rt'ye baka trl de hizmet
edermi; evine gtrr, kars, baldz ve kz ile oturtup
sabahlara kadar iilir, oynanrm. O, ban alr gidermi.
Hayr, yapamayacak.
"mkansz beyefendi olum . . . Akama misafirlerimiz
var; beklerler, ayp olur," dedi. Rt darlmad.
"Peki yleyse, ama yarn akam iin sz vermeniz arty
la . . . "
''Yarna m? Hay hay! Bamla beraber. "
Onlar gittiler. Yarn kurtulu yok. Azndan kverdi
bir kere . . . Olan amma da yapkan. Ayen'in o derece tu
tulacak, bir grte ik olunacak nesi var? Sakn, u ikide
bir tekrarladklar ey mi? Seksapeli mi? Evet, osu var mu
hakkak. Dn gece kendisini de o eyle mektep ocuuna
dndrmemi, deliklerden gzetlemeye mecbur etmemi

1 ceffelkalem: dnp tanmadan, bir rpda

66
miydi? Babas abuk gelse de kz balanndan alp aparUnan
m, palas m, otel veya saray m, bir yere gtrse. Ata, ondan
gelecek nimeti tepmeye oktan hazr!
ekmecelerini fke ile kapad, deponun anahtarn da
aruk bir daha amayacakmasna hmla evirdi; asab
yausn diye kendisini yokua verdi. Yoku? u stanbul'un
neresi var ki yokuu olmasn? ve ticaret yerleri deniz ke
nanndadr. Akamlar kendisi gibi on kuruun hesabn
arayanlar, yani byk ounluk yorgun argn yokua ur
manmak mecburiyetindedir; yoku mahkumlandr, hani ya
sinemada seyrettii Volga Mahkumlan 'nn bir baka nev'i. . .
Ata, aynca bozuk kaldnml, dimdik Caalolu yokuunu
karken o mahkumlann syledikleri ackl, iniltili havay
tekrarlayaca geliyor:
"Hu, hu! Hu, hu! "
Hakikaten de iinden bunu gmlete gmlete mnldan
yor; iple arkasndan ar bir yk ektii zehabna kaplyor.
Halbuki yk manevidir; gnlndedir. Anlyor ki, Ayen'in
gelii, muvakkat1 da olsa, ok srmese de hayaunda refaha
doru bir deiiklikle yol aacak. Belki birka ay sonra Ata
Efendi yokua Urmanmaktan kurtulacak; taksilere ve taksi
rengine boyanm hususi otomobillere binmek imkann
bulacak. Zaten balad bile; dn Florya' dan yle dnmt;
yann akam da -gittnemezlik yapamazd- yine ayn ey ola
cak. Derken yz binlerce lira iinde yzdne aruk inand
Yaar stanbul'a yerleince, kendisinden pek haz ettiini
iyice anlad Ayen sayesinde zengincesine gezip tozmala
rn sonu gelmeyecek.

1 muvakkat: geici

67
Ayen 'in hava ve hevesine dkn olduu da meydana
ku. Gz erkekte deil, oras muhakkak . . . Fakat ss, a
tafat deyince akl bandan gidiyor. Gece, ftade tafsilat1
vermiti; ardaki kuyumcu dkkanlar nnden kz ay
ramam. ok anlayl, doutan kibar yaraullyrn da
Bunlara bakm bakm, sonra "Kaba eyler! Beyolu'nda
grdklerim bakayd! " demi. Daha be gn evvel Adapa
zar treninden inen yeldirme biimi mantolu, ba rtl,
akn ve sarsak yryen kasabal kzda meerse ne cevher
varm; kapal kutuyrnu haspa!

Turun kabuu rengindeki ldak gz bebeklerinde ya


nan ateten bunu anlamalyd, Ata: Janjanl kumalar gibi
nasl da yanp snyor, aktan koyuya geiyordu o gzler!
Kollarndaki tyler de ayn deikenlikteydi; bir alun suyu
na batm gibi oluyor; bir glgeleniyor, bulut km gl
sular gibi rperiyordu.
Kapda kendisini yine Ayen karlad; elinden tuttu.
"Day," diyordu, "k da odam gr. Bir ssledik ki . . . "
Ev halk hep beraber ieriye girdiler. Ata hayrette kald
ve:
"Ayol," dedi. "Burasn gelin odasna evirmisiniz; as
ks eksik! "
Yeni alnanlardan baka ftade ile Feride sandklarnda
ie yarayacak ne buldularsa kzn nne sermiler, "been be
endiini al! " demi olacaklar. Zira karyola rtsn, koltuk
larn ba ve el dayanlacak yerlerine inelenen evreleri bir
ok eyi gz sryor; abajur yaplan Trablus kuan da
Eksikliini duyduu "ask" sznden ne Feride ne de Ayen

1 tafsilat: ayrnt, ayrntl aklama

68
bir ey anlamlardr; Ata bunu biliyor: Vaktiyle gelin odala
rna kat ve balmumundan yaplm, yeil yaprakl, zm
leri iri iri bir yalanc ardak kurulurdu. Kapalar 'daki ta,
tel, duvak, yaptrma kiralayan dkkanlar bunu da verirler
di. Zifaftan bir gn sonra gelirler, hepsini alp gtrrlerdi.
Yanaklarna am sakz yaklarak tutturulan "yaptrma"lar
pek tuhaft, hepsi kaba eylerdi; altlan gmle kapl kt
Felemenk talaryla ilenmiti. ftade ile evlendikleri zaman
gerdee o dekor iinde girmemi miydi?
Ayen'in dn bir otel salonunda yaplacaktr; kadn
lar uzun etekli, bellerine kadar plak elbiseler giyecekler;
erkekler frakl ve smokinli olacaklard. Ata Efendi henz
o kyafete girmek frsatn bulamamt. Galiba nasibini u,
gzleri tu;un kabuu rengindeki, ince belli kzn d
nnde alacak! Kuyruklusunu istemiyordu; teki az ok siyah
bir elbiseyi andryordu; iman deildi ki karn ksn! Yak
rd. Hafife kr dm salar, bann ekli, dnceli ha
liyle onda bir atim, bir profesr hali olduunu ok kiiden
iitmemi miydi?
Ata Efendi, aklndan bunlar geirerek oda temaasn
bitirdi; bilhassa zamkl kat yaptrlm camlarn yerine,
ierisini gstermeyen kabark prtkl yeil renklilerinin
taktrlmasna memnun oldu. Lakin bu gece, yarnki daveti
dnmekten, kafasnda kurup ahkam karmaktan rahat
uyuyamad. ftade'ye ii atktan sonra tembih etmiti:
"Gizli tut; duyulduunu istemem; Ayen'in zihni taklr,
kendi iin arldm sezerek markla kalkabilir. "
Kans o fikirlere yanamyor. Ewela kzcaz hi de er
kekil deildir; markln da grmemilerdi. Bir kusuru

69
varsa gz byklkte; alm alm seviyor. Sever ya! Baba
kesesini am.
"Yanndakini bitirmedi mi daha?"
"Yarn bir ara o hana urayacaz da para alacaz."
''Verirler miymi?"
"Ne hadlerine vermemek? Yaar Efendi'nin emri bu! "
Ata, leblebici klkl dolandrc herif diye bahsi geen
day oluna yine kars azndan aruk "efendi" unvan takl
dna dikkat etmiti; "emir" szn de bir cakal sylemi
ti ki . . . Hakikatin o trl konumay icap ettirdiini kabul
mecburiyetindeydi. Yaar sivrilmiti; fakat kzn kendisine
emanet etmekle Ata Efendi'nin ahlakn, meziyetini de
kmsemediini anlatm oluyordu. Zira stanbul'da bir
akrabalar daha vard; Zeyrek'te oturan yumurta toptanc
s Mehmet. . . Onun hali vakti daha yerindeydi de . . . Neden
Ayen'i bu eve yollamad? Yollamazd; namussuzun ilk frsat
ta kzna sataacak uynette olduunu da bilirdi.
Sabah kahvalusnda, almadklar baz eylere dikkat et
memi grnd. Tereya, kalamata zeytini, gravyer peyniri
ve karaborsa mal has ekmek . . . Alp yrdler, maallah!
Kendisi de akama mkellef donanm bir masa banda ke
yif atacak. Eve bir peri kz girdi; masallarda olduu gibi!
Hem bu peri, gnbegn daha da perilemektedir, hem g
zellii, hem de dilediklerini nlerine koymas bakmndan.
Tuhafna giden bir cihet de damad Auf n ii pikinlie vur
mas, gravyer peynirini kendi getirmiesine dilim dilim au
urmas. Aznda bir ey de dolayor; sermaye bulmak, tica
rete atlamak nevinden szler. . . Partiden yardm edecekler
de varm, telden toplu ine ve ivi yapacaklarm. Dehetli
kir varm bu ite; yle, on be, yirmi bin lira bulsalar . . .

70
"Kzm sana sylyorum, gelinim sen anla" kabilinden
Ata Efendi'ye hitap ediyordu, ama Ayen'i hedef tutuyordu.
Kz farkna vard, dedi ki:
"Babam gelince konuun; akl yatarsa paray esirgemez.
Adapazarl Zeki'ye garaj asn diye sekiz bin lira verdiydi.
Beni trene o koydu; akgz bir adamdr; analma uzaktan
akraba olur. "
Kz tr ptr, basit ilerden bahsedercesine, paraya
pula ehemmiyet vermez bir tavrla konuuyordu. Ata, dn
akamki dnnden daha sinirsiz halde yokutan indi; de
ponun kapsn, mukaddes emanetler saklymasna bes
mele ekerek at. Keskin ve adi kokulu sabun, pudra, di
macunu, tuvalet kremi, trnak cilas sinmi hava bir fahie
odasn hatrlatyordu; lakin Ata Efendi buraya bir trbedar
edasyla girdi; kalemi eline alrken ikinci besmelesini unut
mad, iine balad.
"Rt verdii sz unutsa da uramasa . . . " diye d
nyor, saat altya geldi mi hemen frlayp evine gitmeyi ta
sarlyordu. Maamafh o sabah itinal giyinmi, berbere ura
yp san da kestirmiti. stne bana, klna kyafetine
esasen dikkat eder, her gn makine ile tra olur, tsz
pantolon, buruuk gmlek giymezdi. Bunlara bakmak kz
nn vazifesiydi. imdi Ayen de yardm ediyor.
kindi zeri katip smail grnd; pek mltefitti, 1 lau
baliydi de:
"Atacm," dedi. "Hazrsn ya Rt Bey tam be buuk
ta gelecek. Demin yukarya telefon etti."
"Altdan evvel ayrlmam."

1 mltefit: iltifatkar

71
"ocuk musun yahu? Patronun olu ile kacaksn. Ba
bas Ankara' da, orta da Msr' da. Hangi saatte kimi isterse
yanna alp gider. Nereye gittii malum mu? Ticarethane
nin bir ii olamaz m?"
Cevap vermedi; kerhen1 rza gsteriyormuasna bir
suratla ban tekrar defterine edi. smail de -Ata bakmad
ama anlad- stne ald vazifeyi yapm olarak memnun
lukla uzaklat. Onun Rt'den kan neydi? Sadece gece
alemlerinde bedava yiyip imek, safa srmek mi, yoksa has
tal herkese bilinen Sedefinci lnce byk bir servete ve
mhim bir ticarethanenin yan hissesine konacak olan deli
kanly avucunun iine almak, iler evirmek mi?
Herkes, damad Atf da dahil, i peinde. Telden toplu
ine ve ivi yapacakm, olan! Bu kadar tecrbesine, piya
sann girdi ktsna vakf olmasna ramen, Ata Efendi, elle
rini kavuturup duracak m? Kavuturup dursa iyi! u nemli
depoda mr rtecek.
Yava yava, kendisinde de servet hrs uyandn anla
d. Sebebi, Yaar'n para yapmas ve Ayen'in evlerine ge
lii. Kolaylkla zengin olmaya msait bir zamanda bulun
malarnn tesiri de byk . . . Bu sabah, kahvalt sofrasnda
gzel eyleri grnce olu etin'in gzleri parlamt. Has
ekmee bir saldrmt ki! Btn o Sedefinciler, Almszo
ullan, binlercesi, hele yeni treyenler vesika ekmeine el
srmyordu. Son senelerde, lokantalara ilaveten bir de me
zeci dkkanlar tremiti ki vitrinlerine bakanlar hnnak2
olmuasna yutkunmaktan kendilerini alamyorlard.

1 kerhen: tiksinerek, irenerek


2 hnnak: yutak iltihab

72
Kafas bunlarla megulken, smail Bey cama vurdu;
"Haydi, gel! Kapda bekliyor! abuk! " manasna elleriyle
birtakm iaretler yapt, gitti. Ziyan yok, eer vazifenin ne
demek olduunu biliyorsa o Rt denilen apkn, gecik
mesini mazur grr. Acele etmeden ekmeceleri kapad;
her akamki gibi yank braklm sigara kontroln yapt;
kapy ehemmiyetle kilitledi. Yukar kattan br memurlar
kendisine bakyorlard. Patronun olu ile otomobile binip
gezmeye gidecei duyulmutu muhakkak . . .
Acaba pazar gnk Florya fasln da orada bulunan bi
rinden iitmiler, Ata'nn yannda fidan boylu bir kz bulun
duunu ve bu kzn arabada Rt ile omuz omuza oturdu
unu renmiler miydi?
"Affedersiniz . . . Vazife . . . kmadan depoyu gzden ge
irmek lazmdr da."
Rt oralarda deil. Direksiyonun banda, gzlerini
caddenin kalabalna dikmi, sylendi:
"Buyur, buyur ieri! uradan kurtulalm hele. Ge saa,
canm! Terifat sras m? Ana baba gn! "
Ata, kendinden birka derece stn mevkide olan s
mail Bey'in ille soluna oturmak istemiti. Delikanlnn azar
lamay andran szlerinden rkp abucak otomobile girdi;
sonra katibe fsldad:
"El emr fevkal edeb! "1

VII

"Hanmefendi! Siz benim depo memurluuma bakma


ynz, iirden anlarm, anladn iddia edenlerden ok da-

1 el emr fevkal edeb: emir edepten stndr

73
ha iyi anlarm. Eskisini de bilirim, yenisini de . . . Hatta en ye
nisini bile. Hele byle bir mecliste zat aliyyeleri gibi hasna, 1
mstesna, cidden mnewer bir hanmefendinin iltifatna
nail olduktan sonra blbl kesilirim elbette! Baknz o, ia
ret buyurduunuz beytin asl yledir:

Gl mevsimidir tvbe-i meydan benim gibi,


Zannm budur ki sen de peimansn, ey gnl!

Sylerse Nedim byle syler; nazl, nazenin, latif syler.


Filvaki imdi gl mevsiminde bulunmuyoruz; lakin huzuru
nuzla gz mevsimini bahara evirdiniz. Tvbeyi unutalm,
ielim, zira:

Bir dilber-i glizardr mey


Bir akl alc nigardr mey.

erefinize, efendimiz!
Bunlar syleyen Ata Efendi'dir; hitap ettii kadn da s
mail Bey' in haremi Mesture Hanm' dr. VakaAniavutky'deki
gazinolardan birinde geiyor. Evet, bu bir vakadr; zira tica
rethaneden kp da Boazii yolunu tuttuktan sonra Rt,
otomobilin iine ban evirmeden yle dedi:
"Bebek bahesi tenhadr, sklrz. Hem orada caz var,
Ata Efendi belki holanmaz. Akntbunu'na gidelim, smail
Bey! Sen de istersen evine ura, arzu ederlerse aileyi de al,
oraya getir."
Arabadakiler, "Hay hay! Pek mnasip olur" gibi cevap
lar verdiler. te imdi masa banda bu sebeple erkek,

1 hasna: gzel ve namuslu kadn

74
de kadn, alt kiidirler. Ata keyiflidir; deminki iirleri
katibin, tombulluuna ve krlamasna ramen sert etli, en
daml, kendi tabirince meclisara1 kars Mesture'ye okuyor.
Mesture ile dul hemiresi Berin ve kz Deniz, esmer g
zelidirler, tombulca ve sevimlidirler. ark vilayetlerini hatr
latyorlar. Zaten Mesture'nin yananda ufak bir Halep ba
n yeri de grnyor. Diyarbakrl mdrlar, Urlal m? yle
bir ey. Vcutlar, en bynden balayarak ikier numara
daha ufak model ama nde de ehre, gl, ses, eda eit.
Bir tek kiinin muhtelif faslalarla ekilmi resimleri sanki.
Deniz henz evlenmemi, fakat bir gen kzdan ziyade ka
dn halli; asl dulu andran o.
Masada her erkein hissesine biri dm, angajeymi
ler gibi bir vaziyet hasl olmu. Rt, Deniz'le megul; s
mail, dul baldzna sokulmu; Ata'nn hissesine de Mesture
Hanm dm. Yksek yerde saz alyor ama dinleyen yok;
mterilerin hepsi uultu halinde konumaktadr.
"Benim sevdiim, aile topluluudur; aile meclislerin
den hazzederim. Baknz, vakit ne tatl geiyor! Deil mi,
dostum? Geen gn Florya' da da yle olmutu."
Sonra Mesture'ye hitap etti:
"Ata Efendi biraderimizin refikalar pek nazik bir ha
nm; kerimesi de ok kibar. Tesadfen bulutuk, tantk.
Bizim Serin de beraberdi. . . "

Ayen'in lafn etmedi; unutmu, ehemmiyet vermemi


mi grnyor, yoksa hakikaten zihninde iz brakmam m?
Brakmayabilir ya! Ata, kz eve geleli vehham,2 mvesvis3

1 meclisara: gzel konuan, kendini toplantlarda konumasyla sevdiren kimse


2 vehham: vehimli, kuruntulu
3 mvesvis: ikilli, kuruntulu

75
bir adam olup ku; habbeyi kubbe, pireyi deve yapyor.
Rt'y sand gibi bulmuyor; epeyce bn, iyi yrekli bir
mark . . . Aile dknl de yalancktan deil.
"Canm," diye dnd. "Bu muhakemeleri brakaym
da meclisin zevkini sreyim. Her zaman nasip olmaz. Scak
scak, durmadan gelen kebaplar, balklar, cierler, yrek
ler. . . Bol iki. . . Saz, sz . . . stelik adet de binat-i-Havva!
Hele Mesture iirden de anlyor. Benim de kadeh atum
m airlik damarlarm kabarr. "
Cebinden ufak bir defter kard, hanma doru eildi;
mecmualardan seip kopya ettii bir iiri okuyor. kisinin
ba birbirininkine o kadar yakn ki, nice zamandr yabanc
bir kadna bu kadar sokulmam olduunun farkna vara
rak mahubiyetle geri ekildi. Mesture'nin vcut ve rayi
ha lkl sahasna girmiti. Evet, evvelki gece Ayen adeta
kucandayd; fakat onu bir yabanc saymyordu. Zaten bu
hissi vermemiti; sadece bir bebek, bir iek, bir mcevher
seyrediyormuasna bedii bir zevk duymutu. imdi ise dol
gunluu iinde sert kalm vcudu, phelendirici uhluu,
olgunluu ile Mesture bambaka bir tesir yapmu. Neden
saklasn? Sarlaca gelmiti.
Dorusunu isterseniz masada en iyi para dul hemire
Berin Hanm. O derece beenmiti ki hani, Beyolu'ndaki
camekanlarda istakozlara nasl yutkundu ise buna da bakar
ken yutkunmaktan, imrendiini smail Bey'e sezdirmeden
utanarak gzlerinin baldz hanma ilimemesine gayret edi
yordu. Bir aralk Mesture'nin kz ile konumasndan dolay
bo kalnca etrafna baknd:

76
"Nereden km bu adamlar?" diye at. "ounda
byle yere gelecek ne klk ne surat var. Sanki kfelerini ka
pda brakm, seyyar satc hepsi de! Bayramlklarn giyip
namaza giden Sirkeci esnaf. Hatta u, algya para sallayan
sarhou gzm sryor gibi. . . Elbette kendisi deil ama
mevsime gre, kfesi srtnda, 'Vine var! Vine! ' , 'avu!
avu!', 'Halis Yafalar' diye Gedikpaa sokaklarn dnp
dolaan, feryad camlan zangrdatan satc ile bir arabaya
ko yabann hdn! "
Rt, adeti ya, birdenbire ayaa kalkt. Dedi ki:
"Grltden banz imedi mi? Ben, gy gy keman
taksiminden bktm. Hem buras ok bayalam; ayak ta
km ile dolu. Eskiden kibar yerdi. Kalkn, Bebek Bahesi'ne
gidelim, ak havada bir kenara ekilir, denizi seyrederiz. "
Saat on birdi. Ata evine dnmek istiyor; syleyemiyor.
Delikanlnn fikrini evkle kabul edenlere kendisi de katl
d. Tekrar otomobildeler. Lakin bu sefer, ho bir gidi. Ata,
arka tarafta Mesture ile Berin'in ortasna dmt. Deniz
ile babas nde Rt'nn yannda. Alr kapanr iki kiilik
yeri dnen olmad; Ata da unutmu grnd.
Gazino kapanmak zere. Caz takm gitmeye hazrlan
yordu; mterisiz ve oyuncusuz bir gece geirdikleri belliydi.
Sedefnci'yi grnce durdular, garsonlar koutu. O, oturup
oturmamakta mtereddit, etraf szyor. Beraberinde getir
dii misafirler itaatl tavrla kararn bekliyorlar. Tufeyli1 ol
duklarn bu hallerinden sezmek kolay. . .
''Yok! Tad kalmam, deil mi? Dnelim artk. Hayr, az
ck kalrz, sodal birer cin ieriz. Deniz! Kzm, var msn?"

1 tufeyli: asalak

77
Eliyle bir iaret yapyor; br bayla "evet" diyor. Hava
nemliydi; aa alt setiler. Ata iaretlerin ne manaya gel
diini kzla olann dans etmeye balamalar zerine anla
d. Ata'nn demin, iki esmer gzeli ortasnda geirdii haz
yznden silinmemiti; kendisi de farkndayd. mrnde
byle bir ey olmu muydu? Tepeden trnaa kadar ssl,
olasya sokulgan, yabanc erkek temasna alkn, zamanda
aileden iki kadnn arasna gmlp otomobil gezintisine
km myd? Berin ona "Bana da bir iir okumaz msnz?"
deyince, bu ceylan gzl, dolgun kalalar, ceylan sertliin
deki l dilberi, ona Fuzuli ve Leyla'y hatrlatm, veznin
hkmn vere vere:
yle sermestim ki . . .

gazelini kekelemeden:
Kerbela-y-k ile honud isen gavga nedir?
Msrana, yani sonuna kadar okumutu. Hafzasnn bu
derece iyi ilemesinden de memnundu. inden:
"Kendimi rtyorrnuurn," diye sylendi. "Btn zevk-
lerden mahrum kalmm. Bak, nasl da aldm! "
Bahede tekiler dans ederken Mesture sordu:
"Yetimi bir kznz var, yle mi? Evli midir?"
"ki sene oluyor, evlendirdik. Bir de olum vardr; orta
okulun son snfnda."
"Dernek be kiisiniz evde?"
"Bir hafta evveline kadar betik; imdi altyz. Dzce'den
day kzm da geldi. Babas ok zengin; Alrnszoullar ile
ortaktr. Taksim' de apartman alacaklar, artk stanbul'a yer
leecekler. Grseniz ne sarn ey Ayen . . . "

78
"Bir gn bize Arnavutky' e gelseler. . . Mesela nmz
deki pazar le yemeine hep beraber terif ediniz. Bir gez
me, hava alma da olur. Biz de size geliriz tabii."
Szletiler. Ata, cin dedikleri ikiyi lezzetle iti, sodal
olduu iin hazma yarayacana ve raknn arln gidere
ceine emindi. Lakin ikinci kadehte, artk bakmaktan ekin
medii Berin'i karsnda sandalyesiyle dner gibi grnce:
"Vay," dedi. "arpt beni. . . Sarholuumu sezdirmeden
eve kapa atsam! "
st taraf epeyce mphem. Emin olduu bir ey varsa,
falso yapmaddr. Ancak, brleri Arnavutky'de aynlnca
kendisini artk uyuklamaktan men edemedi; akas szm
t. Eve vardklar vakit otomobilden sendeleyerek, fakat ra
hatszlk duymadan indi. Rt'ye:
"Eksik olma, paazadem . . . Sayende ok gzel bir gece
geirdik. Unutulmaz bir gece . . . Hanmlarla teeniiften de
memnun kaldm," demeyi unutnad. Usulcack ieri girip
odasna knca kars hemen uyand; sarsak admlarndan
keyif halinde bulunduunu anlad ama "erkee byle za
mannda sz sylenmez" terbiyesiyle yetitiinden gleryz
gsterdi. Sadece dedi ki:
"Kimdi yanndaki kadnlar? Lavanta kokular elbiseleri
ne sinmi. Balkona asmal da havalandrmal. "
"Aile idi, aile . . . Bizim katip smail Bey'in oluu, ocu
u. Sizi pazar gn le yemeine Arnavutky'e ardlar.
Yann anlatnn."
Ona holanaca haberi verdikten sonra mesele kalma
mt; yatt. Bu derece gzel eyler arasnda nedense kafa
snn iine musallat olan seyyar yemii suratl herifi unut-

79
maya alyordu. Cebinden be para harcamadan nerelere
gitmi, neler yemi imi, neler grmt? Hele Mesture ile
dul hemiresi yaman paralard. Onlar hatrlaynca mahut
yemii zihninden silindi; seafoodplus.info msralar mrldanmaya
balad; kendi ninnisiyle tatl bir uykuya dald.
Sabahleyin hafif bir ba ars ile uyanmasna ramen
itah yerindeydi; hatta gm renkli parlak kada sarlm
yumuack peynirlerden epeyce yedi. Bunu dkkanlarda
grr, ok pahal sanr, fiyatn bile sormaz, geerdi. Ayen
almt herhalde . . . Geciktii iin karsyla fazla konuamad,
kt. Geceki sergzeti dnyordu; birden irkildi:
"Mesture ne ustalkla azm arad! Ben de sarho
lukla blbl gibi ttm; lzumsuz tafsilata giritim; Ay
en ile babas hakknda malumat verdim. Lazm geleni
Almszoullan'ndan tahkikat yaparak renecekler," diye
hayfland; o evin ailece gidilecek bir yer olmadn anla
d halde pazar gn iin, yine sarholukla daveti kabul
ettiine can ok skld. Aksi gibi karsna sylemiti. imdi
evde projeler yaplyordur. Terziye verilen elbiseler cumar
tesi yetitirileceinden dolay gitmeye can atacaklar da pek
tabii idi; huzur ve skun iinde geen hayatnn deitiine
esef etti. Ayen'den kurtulmay gene istedi; ayn zamanda da
gitmesin diyordu; bu ikinci arzusunda daha samimi olduu
nu ve itiraf ayp grdnden st tabakaya karken zorla
iine ittiini anlyordu.
"Bir bakma, bizimki o Deniz' den, Serin'den, hepsinden
baka trl bir kz . . . Demin, srtna takt yeni sabahl ile
sinema yldzlarn andryordu," dedi.

80
Dn, ftade ile Almszoullan 'na gitmilerdi; kansnn
sylediine gre isim verince kendilerini hemen yazhaneye
almlar, dondurma getirtmiler, kz be yz lira isteyince
de bir kat imzalatmlar, paray saymlard. Be yz lira!
Ata Efendi'nin eline bir ayda topu topu yz seksen yedi bu
uk lira geiyordu. Vergi ve pul paras hari! Ayen vn
m, terzisine "Beni babam ok sever; elinin en dar olduu
zamanlarda bile bir dediimi iki etmezdi," demi. Tneli
merak ediyormu; binip Beyolu'na kmlar; modeller ve
moda gazeteleri satn almlar; sonra da yorgunluunu, ba
ardn bahane etmi, eve otomobille dnmler. lira
tutmu taksi creti . . . ftade ilave etmiti:
"yi de oldu . . . Ayen'le tramvaylara, otobslere binil
miyor, hele hi yrnmyor. Allahn ne kadar erkei varsa,
yedisinden yetmiine kadar hepsi yiyecek gibi bakyorlar . . .
Kzda bir boy, bir endam var ki! Bereket, demitim ya, hi
biriyle megul deil. Eer biraz kntsa, fingirdese vahyi ilahi
nazil olsa beraber sokaa kmam! "
Dnk gnn raporu hlasaten buydu.
Deponun loluu, o gn sevkiyat yaplmadndan isiz
kal da hayal ve tasavvurlara dalmasn hem tevik etmek
te, hem kolaylatrmaktadr. Pazara kararlatrdklar davete
gidecek. Ya elli . . . Ayn yataki emmiolu geenlerde kr
barsaktan lverdi. Dnya hakikaten lml dnyadr;
stanbul' da mr sren bir adam henz snmemiken eline
geen bu gibi frsatlar karrsa onun hakknda ne derler?
"Hayvan gelip hayvan gitti," demezler mi?
"Onlar beni kapana koyacaklarn sanadursunlar. Ay
en'i, tam miadnda ekerim ellerinden! Avularn yalarlar."

81
Ata'da sabit bir fikir bu: Kadnlar ahbaplk tesis ederek
sonra da sanimileerek kz Rt'nn kucana atacaklar;
planlan meydanda! Yama yok . . . Mengenlidir, Ata day
stanbul'a ar ile geldi ama hepsinin ayana pabucu ters
giydirmesini bilir!
Grlt pauru, terziye tanmalar, eksikleri tamamla
malarla tela iinde nihayet beklenen gn geldi. ftade,
arkap ile Beyazt arasnda kurulan pazar yerine vakit
bulduka bir kou gidiyor, kfe dolusu zerzavat, yemi ve
teberiyle dnyordu. Para, Ayen'in cebinden kyordu
ki, pahallktan ikayet sz kesilmiti. Kans bir ey syle
miyordu; Ata ise soracak kadar toy deildi. Karaborsacnn
kesesini mi koruyacak!
Onun iindir ki Ayen'in arzusuna uyarak ta Arnavut
ky'e kadar taksi ile gidilmesine -bir aile reisine der e
kilde baz itirazlarda bulunduktan sonra- vazifesini biuni
farzetti. Damat, Beyazt meydanna kadar uzand; ofrn
on be kada g bela raz ettii otomobili kapya getirdi;
alu kii sular ama arkaya sralanan kadnlar elbiselerini
buruturmamaya aluklanndan rahat eunediler. Ayen,
ortada, srun dayamadan kordona sarlm vaziyette gitti.
Ssne yle dknd ki, her eziyete katlanyordu. Ho, dal
vcudu ile nereye olsa sard ya . . .
Kz, bugn -telaffuzunu hi sevmedii ve elinden gelse
oluuna ocuuna yasak edecei- frenke bir szle anlan
o, erguvan rengi yeni elbisesi iinde hakikaten iee dn
mt. Ata, Nedim'in bahsettii "gl kerrakeli" kuma bil
miyordu ama ancak bunun kadar gzel olabilirdi. Hele uzun

82
etekli olsa, etei Enderuni'nin istedii letafette, seafoodplus.info
gnl gibi ardnca srnse, yrse . . .
Klakson sesi, dar sokakl tenha mahallenin skntdan
patlayan halkn pencerelere trmt. Bir kap n
ne frlayan basma entarili iki kzdan biri, brne "Gelen o
deil! " dedi. Ata Efendi, bu! Rt'den bahsettiklerini der
hal kavrad; yolunu gzlyorlard aifteler . . . Szlerden bir
nokta daha anlald: Sedefncizade gece demiyor, gndz
demiyor, gnn her saatinde buraya tanyordu.
Bir kkten el sallyorlar. Tamam, balkondaki kadn
Mesture. smail Bey, gsne marka ilenmi kar beyazln
da kolsuz bir gmlekle yan yolda karc kt. Berin, setli
bahenin kapsnda tebessmle bekliyor. Ata'nn bir phe
si vard; onu ve dierlerini geceleyin ikili kafa ile mi g
zel bulmutu? Biraz yleymi ama yine de 8 numara alrlar.
Evet, Ata Efendi'nin bir merak da budur; kadnlara numara
verir! Evindekiler hari, tabii. . .
Gzellikle 8 numara kazanan hanmlar, gsterdikleri
hsn kabul ve nee hususunda 10 numaray hak etmiler
di. lk tanma ve misafirlik soukluunu hissettirmediler;
hemen samimi oldular. Mesture, yarm saat gememiti,
Ayen'e "Benim gzel kzm, ekerim, cicim" nevinden ilti
fatl szlerle hitap ediyor. Ho, Feride'yi de idarede kusuru
yoktu.
Deniz, etin'le arkadala katlanm, balkona km
lar, ona drbnle etraf seyrettiriyor. Ata mutfakta tabak
sesleri duyunca acktn anlad; yle bir kadeh buzlu rak
getirseler! smail Bey aklndan geeni okumuasna "Aperi
tif alalm m?" diye sordu ve misafirinin can attn grnce

83
omzundan tutup kaldrd; salonun bfe duran ksmna ge
tiler. Boazii ayaklarnn alundayd. Ata, kadehi dudana
gtrr gtrmez sanki sarho oldu. Gndz raksna pek
gelemezdi, ama ondan deil: Manzara gzelliinden . . . Bir
de Berin'in, yine dar bir elbise iinde balkona dayanm,
bu manzaray mecmua kapaklarndaki resimlere benzetme
sinden! Hlasa, Ata yaamaya balamu. Ayen'in mbarek
aya evine basundan beri . . .
Ata meerse o gn eve, Adapazar treninden bir peri
kz yakalayp getirmiti. Kyl kyafetine girmi bir peri. . .
eriye girince kabuundan syrlm, masallardaki gibi gz
kamaunc bir gzellikle karlarna dikilmi, elini yle sal
laynca gk kaplan alm, her taraf nura, nimete gark ol
mutu!

84
KNC KISIM

Pavyon'a Giden Kz

"Day ! Gazeteni brak, azck gel yanma. . . Gel de u


meydann gzelliine bak! "
Ata Efendi, krome maden ubuklardan yaplm, gr
nte salamlk hissini vermeyen, fakat imdiye kadar hibir
kaza}ra sebep olmadna gre, ok hesapl yapld phe
gtrmeyen koltuktan kalku; balkona doru yrd. Tak
sim tramvay dura kenarndaki kumbara biimi saat, yediyi
on geiyor. Burann en kalabalk zaman . . . Ata sokak saat
lerinin hibirine itimat ettnezdi. imdi ne gidecei yer, ne
bekledii biri olmad halde, gya dakikas dakikasna yap
lacak bir ii varmasna kendi saatine baku; ikisi arasnda
dakika fark buldu; stun stndekini dzeltemediine
can skld. Her zaman byle olurdu; sokak ve iskele ba sa
atlerini cebindekine uyduramadna zlrd. Gc yetse,
imkan bulunsa merdiven dayar, kar, ayarlard!
Ayen, balkonun -upk salondaki maden takmlar gi
bi- gven vermeyen incecik demir korkuluuna dayanm,

85
caddenin maher halini seyrediyor. Yamur iseledii iin
asfalt meydan, son gnlerde lambalan arunlan ve ampulleri
byltlen elektrikler alunda aynalam.
Otomobiller sanki ters dnm bir baka otomobili ve in
sanlar, ayaklan havada yryen baka bir insan da ekip g
trerek gidiyorlar. Yoldan ne geiyorsa ift. . . Ama kol kola,
yan yana deil de ayak ve alt taraflarndan birbirlerine kenet
lenmi vaziyette! Lokanta vitrinlerinde kuyruk kuyrua duran
istakozlann ufki ekil alarak hareket halinde kouanlan!
te -nereden nereye mnasebet?- Yaar'n tuttuu
mkellef apartmann balkonuna kp da asfalt meyda
n seyrederken aklndan bunlar geiriyor. Ata ile ftade,
kararlaunld gibi Ayen'in muhafz olarak stn Palas
apartmannn nc kaunda oturmaktadrlar. Yaar' pek
saymamal. Zira stanbul'dayken gece yarsndan sonra ge
lip sabah karanl sokaa frlyor; ok defa seyahattedir.
Gedikpaa'daki evde kalan Feride kendine gre bir muhit
yapabildi; kocas memuriyetini brakm, Yaar'n sermaye
siyle ileyen atlyenin bana gemiti. Telden ivi ve ine
imali ii umulmadk kar getiriyor. Ata'nn asl au nokta
Aufta kendini birdenbire gsteren tccarlk istidad. Bir
tezgah daha durmu, piyasaya acayip maddelerden dkl
m bardak, kadeh, fincan nevinden darl duyulan eya
srmekte, bire be yz kazanmaktadr. Zihnindeki bu ge
cit resminden sonra "Kzm! Gir ieri, poyraz esiyor. Hava
karlayacak," diye efkatli sesiyle Ayen'i salona ard. Evet,
ite, elektrik fanuslarnn etrafnda henz tamamyla dol
gunlamam, beyazlanmam, ufak ufak zerrecikler uuu
yor. lk kar balad. Ata, bunu defterine kaydedecei iin

86
aklnda tutacak; hava deimelerini, cebinde tad "Takvi
mi Ragb"a geirmek adetidir. Ayen, seyrine cam ardndan
devam ediyor ve diyor ki:
"Sahi, day . . . Kar yayor. Ylba gecesi de yasa bari ! "
"Yamasn neden istiyorsun?"
"Gazinoya gideceiz o gece ya! Karl havaya rastlarsa
daha zevkli olur. Kar, yeni krkmn zerinde ne gzel
durur! karrken Vivien Leigh'in son filmindeki gibi yer
lere dklr. Kibarca krk karmann usulne bu filmden
rendim. Sana gstereyim mi, day? Gidip giyeceim; kap
dan girerken alacam pozu, krk omuzlarmdan kaldrp
kanapenin zerine nasl atacam seyret! "
Ata Efendi dikkat kesildi; gzlerini Ayen 'in az sonra
girecei kapya dikti, bekliyor. Kars, apartmana urayan
Feride ile Gedikpaa'ya gitmiti; bu gece eski evde kalacak.
Ara sra orasnn hasretini duyuyor. Her uraynda baba
snn kulana yeni bir haber veya dedikodu ulauran Fe
ride, Beyolu'nda Ayen'e bir lakap takuklarn sylemiti;
kendisinden bahsederken "Sar Kz" diyorlarm. yle skse _

yapyor, kadn, erkek herkes kz yle beeniyormu ki!


Ata Efendi, geirdikleri senenin muhasebesini yapyor;
acemilik ve kararszlk devri pek de ksa srmemiti. Evve
la Yaar, apartman tutma iini uzatm, iki defa uzun sefere
km, ancak drt ay nce stn Palas'taki daireyi eyasyla
bir bakonsolostan kiralamu. Kn Gedikpaa'da bolluk
ve elence iinde yaamlard ama yle byk gazinolara,
akam yemeklerine, balolara filan gidememilerdi. oluk
ocuk birbirine uymayan insanlarla yaplacak iler deildi
bunlar . . . Evdekiler konserlere, sinemalara, tiyatrolara, fn-

87
dk, fstk gecelerine dadanmlard. Ayen de o kadarla
avunmutu ve o aralarda kafi dersler almt.
Yazn denizi tutturdular, plaj plaj gezdiler. Rt ile iki
defa kotra sefas da yapld. Gnler bir grlt bir patrt
iinde geip gitti. Her gezinti sonunda ftade, "Ayen ne
rede grnrse dnyann gz stmzde," diyor, fakat
kzn arball karsnda arur balklarnn, yani para
sz pulsuz genlerin arakaldklarn sylyordu. Rt de
aalam ya. . . Plann deitirmi, himaye edici bir vaziyet
alm; hatta terbiyesini bile taknm. Ciddi grnerek gze
girmeye alyormu.
Apartmana tandktan sonradr ki, Ayen birdenbire
muhitini ve elence ekillerini deitirmiti. Artk nne
gelen sinemaya deil, en iyilerine gidiyordu; Ayaspaa' daki
baheli pastacda Berin ile ay iiyor, byk otel ve gazino
larda yemek yemeye alyordu.
te artk alt iin ve daha da almak maksadyla bu
gece daysn Taksim Gazinosu'na srklyor. Dorusu al
mal, seviyesini ykseltmeliydi. O, daha iyisine laykt.
Gnde birka defa lk sudan geen, vcuduna ipekten
baka amar ve kuma srnmeyen, aslndaki gzellii
para sayesinde daha da kymetlendiren bu kzn isteyerek
sokulduu tek insan, Ata'dr. Sar Kz, altn sarsdr. Lakap
kazanmtr, peinde koca stanbul'u srklyor, ama kalp
tarafndan hareketsiz. Srda olan days biliyor; henz hi
bir erkee kar meyil duymamtr; duyaca da ok p
heli. Evlense bile kendisine ho geleni deil, en fazla lks
temin edeni seecek. inden, "Bu kza gnln kaptran
erkee Allah acsn! " diye sylendi. Aynca marur ve ok

88
defa nobran halleri de vard. Salarnn okanmasndan bir
ey sezen Ata dedi ki:
"Bir istein var, senin . . . Galiba yeni krkn bu gece
denemek istiyorsun?"
"Evet, day. Teyzem de yok . . . Saat henz sekiz."
"Ne yapalm dersin?"
"Ba baa darda yemek yiyelim. Park Otel mi olur,
Taksim Gazinosu mu? Ben, be dakikada elbisemi deitiri
rim. Sen de bir baka gmlek giy. "
"Gmleimin nesi var? Sabahleyin giydim."
''Yakas bozulmu. Erkekte gmlek ok mhimdir, ica-
bnda gnde birka kere bile deitirilir. "
"Kimden rendin bunlar?"
"Berin Hanm'da Franszca bir kitap var, orada yazl. "
"Berin, Franszca biliyor mu?"
''Bilmez olur mu? Beyrut'ta Fransz mektebinde okumu."
Ata homurdanacaku, ekindiinden sustu; salarnn
okanmasna mkafat olarak da teklifi bir artla kabul etti;
kar devam ederse srf bunun ve krkn erefine gidecek.
art komalarnn sebebi gya kzn her dediini hemen ya
par grnmemek . . . Ama teki neticenin her vakit kendi ar
zusuna uyacan bilir; bildiini Ata da bilmez deil! Cama
koan Ayen ellerini rpyor:
"Damlar tuunu bile . . . Durmadan yayor."
Be dakikada hazr olacan syleyen Ayen, odasndan
ancak sekiz buukta kabildi. zerinde, vcudunu iyice
kavrayan koyu yeil, hi ss olmayan, pek sade bir elbise
var. Sanki elbisenin alunda baka bir ey, amar filan yok

tur; plakln bir o kuma rtyor; elbiseyi teninin stne

89
giymitir. nsana mayolu kyafetinden daha plakm tesi
ri yapyor; daha uzun boylu, daha ince belli, ayan hayret
derecede narin, ayn zamanda salam grnmektedir. Al
eline, parmaklarnn arasnda iki kat bk, hezaran dal gibi
esneyecek, iki ucundan birleecek ve braknca uzaa frla
yacak; tekrar eski haline gelecek. Saz airlerinden birinin
beytini hatrlyor:

Hezaran ubua benziyor belin


Altn kemer takma bel incinmesin.

Darda artk kuba yaan karla bu yalnkat elbise bir


birini hi tutmuyor. Apartmann ii de kaloriferin iyi stlma
mas yznden adeta souk. Zaten Ata'nn bir bu sebepten
Gedikpaa'daki demir sobal oday arad oluyor. Akam
yemeklerinden sonra smscak kesinde, komu hanmlarn
konumalarn yan dinleyerek uyuklamas bir zevkti. Lakin
dorusunu sylemeli, o zevkleri tatmin her zaman mmkn
dr. u "hezaran ubuk bel"i ka ay seyredebilecek?
Ayen, yeni krkne brnnce birdenbire yumuk, lk
bir ey oluverdi. Demin denizden hemen km serin te
masl bir balk gibiydi. Artk scak memleketlerde yaayan
gzel postlu, kanna gnein harareti ilemi, baklar yalaz
l bir orman mahlukunu andryor.
"Paltonu tutaym, day. "
Ata iftihanndan yle heyecana geldi ki -yalln da
tesiri galiba- gzlerinin dolduunu hissetti. Byle bir g
n grecekti demek! yle bir paltoyu giymek de myesser
olacakm meerse! Zira Ayen, k balangcnda ona bir

90
palto yaptrmt. Ama Divanyolu'ndaki eski terzisine deil,
Berin'in tavsiyesiyle katip smail Bey'e evvelce telefon etti
rerek muayyen bir saatte Beyolu Caddesi'nde bir apartma
na girmi, ikinci kata kmt. Girince ismini ve randevusu
olup olmadn sormulard. Azck bekledikten sonra salo
na kerli ferli, iri yar bir adam girmi, Ata'y kk bir ba
hareketiyle selamlam, ayn bir daireye geirmiti.
O adam neyi mnasip grdyse -kuma ve biim- hepsini
kabul etmi, provalara da saati saatine gitmiti. Zaten bu terzi,
mterisinin fikrini sormad gibi, iine karlamayacan
da tavrlaryla aka anlatyordu. Sanki terzilik tehlikeli bir
teknik meseleydi, bakasnn mdahaleye hakk yoktu. Elekt
rik tesisat yapan adama karr msnz? O da bunnn gibi. . .
Lakin haftalarca bekledikten sonra paltoyu srtna gei
rince, Ata kendisine kalantor bir adam hali geldiini mem
nuniyetle grd, sefr-i kebire1 dnmt, ama yeni devir
bykelilerinden ziyade genliindeki arbal, temkinli
ve alafrangalkla alaturkal nefislerinde mezcetmi2 sufera
y saltanat- seniye'ye!3
Divanyolu'ndaki terzisi, dkkanda yaz k ceketsiz duran
ve srtnda gayet bol ve tsz bir gmlek, zemin imento
olduundan ayaklarnda takunyalar, sa ba darmadank
almaktan haz duyan bir genti; Lefkoeli olduundan n
giliz biimi elbise bitii iddiasndayd. Yedi yl evvel ona bir
palto diktirmiti, belki drt defa geri gtrm, kusurlarn
dzelttirmi, yine de rahat edememiti. Geen sene tomis-

1 sefir-i kebir: bykeli


2 mezcetmek: kattrmak, birbirine katmak
3 sufera-y saltanat- seniye: yce saltanatn elileri, Osmanl Devleti'nin elileri

91
tan ettirmekle beraber kuma kendisini verdiinden bir k
iinde tekrar eski suratl oluvermiti.
"Kar altnda yryerek gideriz.. Bizi tanyorlar, artk . . .
Yayan geldik diye kk grmezler. "
Asansrden indiler; kapcnn ba, zemin katndaki
darack pencereden darya uzand. Ata bu ylk ve az
kalabalk heriften hazzetmez. Hazzetmediinin asl sebebi
Ayen'e yolunu beklercesine her geiinde yiyecek, yutacak
gibi bakmas, hatta kap nne karak gidiini veya otomo
bile biniini hayran hayran seyretmesiydi. Gizli ak ekiyor
du belki . . . Bir gn frsatn bulur, saldrr; daha kts ak
ln kaybedip arkasndan bir bak saplayabilirdi. Ata byle
birok cinayetler okumu, dinlemiti.
Caddeye ktklar zaman kar dinmiti; meydan tenha
lam buldular; tenhalam, bir misli genilemi ve uzam
t sanki . . . Ayaspaa dnemecindeki karakol ve yanndaki
elektrik mdrlne mahsus sarmakl ev, beyazln te
sinde ne kadar uzakta kalmt ! Bu binalar ykacaklar, ar
kasna opera binas yapacaklarm. Ata, operann inaasna
taraftard lakin bunlarn yklacana fkeleniyordu.
Be on adm attlar, kar tekrar balad; Ayen'in neesi
geldi. Daynn koluna girmi, ona arln deil, scakl
n vererek hzl hzl yryor; yryorlar. ok gemedi,
bembeyaz oldular. Ata'nn eski ift kollu gm amdanlara
benzettii elektrik stunlarndan yaylan ziya kar tanelerine
ara sra eleimsama1 renkleri veriyor; gbeklerine mavim
trak ve turuncu klar konduruyor.

1 eleimsama: gkkua

92
"imdi stanbul' da ka kii vardr ki benim mevkiimde
olmak, San Kz' karlar altnda koluna takp gitmek iin can
atar! " diye dnd.
Gazinonun nne geldikleri vakit gslerinin zeri
karla dolmutu. Silkindiler ve alan kapdan ieriye tela
la girdiler. Sonra Ayen kendisini toparlad. Merdivenden
gayet zarif ve alk bir eda ile kmaya hazrland belliy
di. Buras eskiden yksek mekteplere "duhul imtihan "nn
elemesini tekil eden "kitabet" imtihan nevinden bir ey;
muvaffak olamadn m sanki brlerine girmek hakkn
kaybedeceksin! Zira bakyor, yalnz Ayen deil, her kadn
merdivenleri karken de, inerken de kendisine sinema yl
dz tavrlar veriyor. Yallar, imanlan, kara kuru olanlar,
hepsi de! Ho erkeklere de bir "kabaramazsn kel Fatma"lk
geliyor ya . . .
Byle dnen Ata, yan taraftaki aynalara gz iliince
kendisinin de bakalatn, dikletiini ve Sedefnci'nin
edasyla boyun adalelerini iirdiini grd; Ayen'i bir defa
da aynada seyretti; gazino merdivenini kmaktan pek me
suttu! Gya imparator sarayna davet edilmi; Napolyon
ile dans erefine nail olacak.
Mermer duvarlar ve kubbe gibi sesleri aksettiren haliyle
biraz da salatin ar hamam soukluklann hatrlatan st
antrede Ata paltosunu vestiyere uzatt. Astan halis ipekten
olduu iin yle tatl kayp kolayca kyor ki . . . Boyun atks
n kol iine sokmay unutmamt. Eline sktrlan mukav
va parasn cebine atmyor. Zira salona onu parmaklarnda
evire evire girecek. Byle yapmann daha rahat yrme-

93
sini ve zerlerine evrilen gzler karsnda muvazenesini1
temine yaradn tecrbe ile renmiti.
Ayen ieriye krk ile girdi. Day Efendi mukavva par
asn evirmesine ramen yrmesini ard halde yee
ni adeta muntazam, ahenkli admlarla ilerliyor. Geen sene
Haydarpaa Gan'nda takr tukur, sarsak ve sersem, arkasn
dan nasl da kotuunu Ata'nn bir trl unutamad kasa
bal ve yeldirmeli kz ok terakki etmi maallah!
Gazino fazla kalabalk olmadndan, metrdotel kap
nndeydi; nlerine dt; biraz yrdkten sonra servis
garsonuna iaret etti; geri dnd. Ata, geen defaki geli
lerinde ona dikkat etmiti; ancak nfuzlu hkmet adam
laryla eski tccarlar masalarna kadar gtryordu; yeni
zenginlere yarm hsn kabul gsteriyordu.
Henz oturmulard, orta masalardan birinden selam
landklarn grdler. Selam verenlerin biri Rt idi. Kzla
haberlemiler miydi yoksa? Apartman deli dayal, telefo
nu ile tuttuklarndan ikisi gndzn muhabere etmi olabi
lirlerdi. Bildii halde sordu:
"Sedefncizade o . . . Deil mi?"
"Evet, Rt. Yanndaki de Mister Thomas . . . Amerika
sefarethanesinde memur."
"Ne memuru?"
"Bilmiyorum. Berin Hanm'la davetnameli bir film sey
rine gitmitik ya . . . Orada rast geldik. Amerikallarn gster
dii grltl bir harp filmiydi. "
Daha konuacakt. Rt masaya geldi, e l skt, hatr sor
du, onrmad; yerine dnd. Ata iin farknda. Bunu "Ben u

1 muvazene: denge, denklik

94
gzel kz tanyorum," demesine etrafna caka iin yapmt.
Yapard ya! Zaten, "Kimdir bunlar?" merakna denler ok.
Hatta bir masadan belli etmemeye alarak garsona soruyor
lar, galiba o da, "Bilmiyorum, ara sra geliyorlar," cevabn
veriyor. Ayen'i belki de kars sananlar, acyanlar vardr.
Hah, baka masadan kranta bir adam, Rt'nn ya
nna gitti; kulana eildi; ksa sren mkalemeden sonra
yerine dnd. Etrafndakilere bir eyler anlatyor. Sandaki
kadn bu tarafa bakyor; iki erkek kaytsz duruyor, ama ilk
frsatta kimbilir San Kz' nasl da tetkik edecekler? Kanlar
dan korkuyorlar.
Ayen, kendi rendii adab muaeret ve sosyete hayat
derslerini her frsatta daysna tekrar ettii iin kart eline
ald. Yemek isimlerini okuyor ve kza soruyor. Bylece b
tn gelecekleri nceden kararlatrp garsona Ata dikte etti.
"Usul muhasebe"den daha tatl bir ders ve bir bilgi bu . . .
mrnn sonuna kadar ambar hesab m tutacakt? ok
kr, kurtuldu; bsbtn kurtulduuna inansa daha rahat
edecek. inden pheyi atamyor; en neeli zamannda bir
yeri szlar gibi oluyor.
Rt etrafa neler yayyordur acaba?
"Kr sal adam m? Bizde katiptir. Akrabasndan bir ha
caann kz olan o gzel mahluku, ite byle gazino gazino
gezdirir; vazifesi dadlk! Ama diyeceksiniz ki neden mes
seseden atmyorsunuz? Evvela buna ben mani oluyorum . . .
Sebebi malum. Sonra hacaa Almszoullan'yla ortaktr;
hatrlarn saymaya mecburuz. Mterek ilerimiz var. "
Kabilinden szler mi? Ata Efendi, vaziyetinin pek ho
olmadn biliyor; lakin Ayen'den ayrlamad gibi o t-

95
redilerden bir nevi intikam almann zevkini duyuyor. Bir
zevki de Ayen 'in etrafndaki erkeklere kar, boyuna bosu
na uygun ekilde hakikaten yksekten bak, hepsini hie
saymas. Kuduruyor herifler! Mesture ile Berin, tecrbesiz
kz arabuk yola getireceklerini ummulard; fakat evdeki
hesap arya uymad. Ayen yalnz nefsini dnyor; kendi
gzelliine, ssne, atafauna akln vermi; kendisine ik.
Rt'ye de br genlerden ayn , imtiyazl muamele yap
myor. Sadece beenilsin ve etrafnda pervane gibi dnp
dolalsn, hayranlar oalsn istiyor.
"Ben ok roman okumadm, ama bylesi de olacak.
Kyl kzlar arasnda bile emsaline rastlamadk m? Vcutla
rna el srdrmedikleri halde drt be ky birbirine katan
fettanlar yok mudur? Zannederim o huydakiler erkeklerden
kadn hncn karmak iin Allah tarafndan suret mahsusa
da yaradlmlardr.
Ata, masaya konan krmz elmalar ve buruuk armutlar
arasna bir dam ve yap tutuyormuasna au ve kaburga
tahtalar gibi intizamla konmu muzlardan birine elini uza
urken salonun klar karard; davulun trampet sratiyle
alnan zil sesi duyuldu. renmiti, aruk. Numaralar ba
layacak. Artistlerin evvela en hnersizlerini, sonra ustalar
ve mimlilerini seyredecekler. Hasan ile evki'nin kantola
nnda da byle olurdu, mehurlar, "en sonra gelir bezme
ekabir. . . " fehvasnca1 geriye kalrd. Fakat iki filem arasnda
ki fark mthi. Ata, bu fark ok byk gryor; kendisinin
bir devir yaayp uzun mddet ervaha2 karun, yeniden

1 fehva: anlam, kavram


2 ervah: ruhlar

96
dnya yzne geldiini sanyor. Halbuki daha mtareke za
mannda, yirmi iki yl ewel kadnla erkek birbirinden ayn,
sala tiyatrolarda kanto seyretmezler miydi?
Yirmi iki sene sonra, yannda, krkn srtna atm,
gs ak filiz gibi bir kzla gazinoda oturuyor; nlerinde
iyice donanm bir sofra . . . arap ierek, meyve yiyerek kol
tuklara gmlm numara seyrine dalmlar. Bu, ne mhim
deiikliktir! Hele Anadolu'nun kycndan gelmi bir k
zn gz ap kapayacak kadar ksa bir zamanda zahiren1 ol
sun u hali almasna ne buyrulur? Evet, ou deiikliimiz
zahiri. Zahiri ama onu da becermek bir i, bir marifet. . .
Numaralar geen haftakinin ei. Grlt, patrt, hopla
ma, zplama arasnda soluk aldrmadan abucak bitti. Kalsn
lar m, yoksa biraz da dans m seyretsinler, karar veremezler
ken Rt'y tekrar masalarnn nnde buldular. Soruyor:
"Pavyona gitmiyor musunuz?"
Ata, "pavyon"un bir baka gazino ve elence yeri olma
sna hkmettiinden:
"Hava karl," dedi. "Darlarda dolamaya pek gelmez.
Biz dnyoruz. "
"Bu binadan kmayacaz ki Day Bey! Bir merdiven
aasna ineceiz. Orasn da grmelisiniz. stanbul'un en
monden yeri. . . ok holanrsnz."
"Monden" kelimesini muhakkak Ayen 'i cezbetmek iin
syledi; nitekim bekledii de oldu. Kz:
"Zaten grmek istiyordum; gidelim, day, " dedi.
Kendisi de merakta. imdi hatrlyor. Mestureler, Berin
ler, bilhassa Deniz ka defa methini etmiler, "Ah dn gece
1 zahiren: grnte

97
pavyonda bir elendik, bir elendik ki . . . " demilerdi. Mak
satlan Ayen'i gtrmekti. Ata raz olmamt.
"Eh," dedi. "yle kapsndan bir bakalm . . . "
"Biz masa ayrtmtk; ben ve Mister Thomas. Ltfen ka
bul buyurursanz eref verirsiniz."
Maallah, Rt byle konumasn da biliyormu.
Ata'nn babas: "Ben helva demesini de bilirim, halva deme
sini de," szn dil pelesengi etmiti; kahve ocanda ikide
bir, yerli yersiz tekrarlard. Rt de iki trl helva demesini
bilenlerdenmi meerse!
Mister Thomas'la masann nnden geerken tant
lar. Pek toy, adeta grgsz, akn ve mahup bir delikanl.
Takdim esnasnda san salarnn derisine kadar kzard, y
z al al oldu. Ata girdii byk kapya, hamam soukluuna
doru yryordu. Rt, "uracktan kestirme inelim," diye
rek sol taraf gsterdi; dar bir merdivenden dne dne ini
yorlar. Aadan caz sesi, lavanta kokusu ve alkoll bir hava
geliyor. Bir daha dndler. Ata bask tavanl, gz gz g
fark edecek lolukta, iinde -ayn ca sigara dumanndan ha
yaletler eklini alm- bir kadn, erkek kalabalnn kayna
t acayipesine ssl bir yere girdiklerini grnce elinde
olmayarak irkildi.

il

Acayip yer oluuna acayip, dorusu: Birinci salonda bir


bar tezgah, izbe keler, kelerde birbirlerine sokulmu,
darlktan kenetlenmi iftler ve insan topluluklar fark edi
yor. ehir bombardman ediliyormu da yer alt snana

98
can atmlar, sanki! Caz takmnn nnden g bela gee
bildiler. Daha sonra masalarla dans edenler arasndan ka
ya, szle, ayaklara basmamak, etekleri inememek, masa
rtlerini ekip bardaklarla beraber srklenmemek iin
gayet temkinli yrdler. Oh! Geni minderli, arkalkl bir
ke . . . Tuhaf, bu arkalklann st tarafndaki pencereler ka
fesli. Hayr, kafes taklidi bir ss. Asl kap te yanda. Acaba
ne olacak ki hala gelenler, yer bulmak iin garsonlarla ko
nuanlar, uraya buraya skmay gze alanlar var.
"Mister Trke konuuyor mu?"
Amerikal tekrar kzard; Ata'ya imtihan edecek bir m
meyyiz1 gibi ekinerek bakyor. Cevab Ayen verdi:
"at pat! ok az! Ama konuulanlar anlyor. "
Thomas tasdik makamnda ban sallyor ve kza teek-
kr ifade eden bn bir tebessmle gizlice bir eyler sylyor.
"Ne diyor, sana?"
'Thank you" diyor. . . Yani "merci! "
"Bu szn mersi demesine geldiini nereden biliyorsun?"
"Berin Hanm'dan ders alyorum ya. . . "
"Ay, o kadn ngilizceden de akyor mu?"
"Evet. skdar'da kzlara mahsus bir Amerikan koleji var
m, sene kadar da oraya gitmi. Londra' da da bulunmu."
Ata Efendi, Berin'e yine kzd; her kadndan fazla ho
land, hatta tutulmuasna geceleri dnd bu esmer
gzeli dula muhabbeti fke eklinde tecelli etmektedir.
Gndzleri apartmana gelip de tam kendisinin dnecei
saatte gittiini iitince can sklyor ve hiddetini aa vuru
yor, kansna:

1 mmeyyiz: iyiyi, kty, doru ve yanl ayran, seen, ayrtman

99
"Kimbilir nerelerde srtyor aifte? Randevuya gitmi
tir, muhakkak . . . u kary eve sokmamal," diyor.
ftade'nin btn cehaletine ramen kadnlara has ftri
bir anlayla iin iyzn kefettiini halinden anlayp su
suyor. Bereket Yaar esmerden holanmamaktadr. Bir defa
laf alnca:
"Kamm ylesine tok. Arabistan'da 'lahm acin'I ile esmer
kadna doydum," demiti. Ata, day olunun doyduu br
nesnenin frnda pimi bir nevi kymal ekmek olduunu ken
disinden sorarak renmiti. Yaar bir ey daha sylemiti:
"Bir kellim ki milyonu bankaya yaurak, avrat almay ba
deleyin dnrz."
Viskiler smarland. Ayen portakal suyu iecekmi. i
ne birka damla cin damlaulmasna glkle raz oldu; alkol
sevmiyor ama, dans etmeye can auyor. Evvela Thomas, al al,
moru mor teklifte bulundu. Krkn omzundan Rt ek
ti, yan tarafa braku. Ata oyun esnasnda onunla konuuyor,
gzleri San Kz' da. Darack, bir deirmi yerde hepsi birbiri
ne srnrcesine dnyorlar ama srneni az. Asl marifet
de srnmeden dnebilmek galiba!
"ok kazanan bir messese buras . . . Daha geni bir yer
bulamaz m? Yahut bu yeri geniletemez mi?"
"O zaman kimse semtine uramaz."
"Acayip! "
"Zira yerin kymeti darlnda, basklnda, aada,
her taraf kapal, penceresiz oluunda . . . "
Ata Efendi, "Harpten dolay m?" diye soracaku; sualini
budalaca buldu, vazgeti. br kendiliinden izahat verdi:

1 lahm acin: lahmacun


"Bu modaya imdi dnyann her tarafnda uyuluyor.
'Tavem' yani maara, in, bodrum zevki. Greceksiniz, sizi
de saracak."
Saryor filvaki . . . Ama saran viski. Belki, hepsi de, gzeli
irkini, genci yals, tertemiz giyinmi, pahal kokular s
rnm bir kadn kalabalnn havas da tesir etmektedir.
Ayen, dans edenler arasnda bazen grnmez oluyor,
bazen ortada kalyor, bazen ta nlerine geliyor. Hibir ka
dn onun kadar endaml, endam itibaryla harika ve tabii
sarnlkta deil. Uzun kalalarna koyu yeil kuma yle
sarlm, vcudunun eklini yle gstermi ki, Ata bile, gece
gndz beraber olmasna ramen nnden gemesini me
rakla bekliyor. Kendi kendine:
"Hah," diyor, "te uta. . . Ba grnd . . . Yaklayor. . .
imdi kacak . . . Tam karma gelecek . . . Geldi, ite! Biimi
ne mi hayran olursun, ciddi duruuna, daha dorusu aza
metine mi? Pek kibirli canm! O derecesi de fazla. "
"Ayen Hanm'daki terakki ayan takdir. Arballn
da herkes takdir ediyor. "
Byle diyen Rt'nn szlerini iiUnemezlikten geldi;
viski bardaklarnn yanna konmu kabuksuz ve tuzlu An
tepfsuklarndan birer, ikier yiyor, Ayen'in dans bitirip
dnmesini bekliyor. Bereket uzun srmyordu; lakin kz
elinden alp gidilerine hala alamamt; her seferinde bir
rahatszlk duyuyordu; gnn tabirince olduka kt du
rumda kalyor, tabiiliini muhafaza eden kocalara, babalara
ayordu.
"Buyurunuz, beyefendi! "


Rt ayaa kalkn, kendisine doru yryen krk be
lik, belki daha yal, ok iyi giyinmi, gsterili birini karl
yor. Gelen adam "yle, be dakika ilieceim," dedi.
Hava karl olmasna ramen yeleksizdi. Oturunca, cinsi
ni tayin edemedii bambaka beyaz ipekten gmlei, stne
ilenmi markasna kadar grnd. Yine takdim merasimi:
"Ata Bey! Faruk Senai Beyefendi! "
sminden sonra Rt "bilmem nere elimiz" demiti.
Eli o kadar ok ki . . . Hem vaktiyle kanlarvekili gnder
mediimiz ehirlere, adlan duyulmam ehirlere bile gn
deriyorduk. Bir ksm bykeli olarak, hatta! Faruk Senai
Bey -kendi tabirince- henz ilimiti, Ayen'le Thomas da
dndler . . . Tekrar takdimler. Eli beyefendi Londra'da ba
ndan gemi tuhaf bir vakay talakatle1 anlatyor, ksa ke
secee benzemiyordu. Ata aldanmaz; kart herif Sar Kz'n
gzne girmeye urayor, muvaffak da olmuyor deil. Zira
bilmem hangi byk otelde verilen muhteem bir ziyafeti
ballandra ballandra tasvir ederken, Ayen siyah halkal
mercan gzlerini am, adeta heyecanla dinliyor. Eli mec
lise hitaben sordu:
"Kadehimi buraya getirebilir miyim?"
Garsona emir verdi; yerleiyordu. Bu defa Ayen 'i Rt
dansa gtrd.
"Demek Kk Hanm yeeniniz oluyor, beyefendi? Han
gi akamd, hatrmda kalmam, sizleri Park Pastanesi'nde
grmtm. Yannzda iki hanm daha vard; esmer iki ha
nm . . . Bendeniz Park Otel' de otururum. gal dolaysyla va
zifemin bana gidemiyorum. Buradaki evimi de kiraya ver-

1 talakat: kolayca dzgn sz syleme durumu

1 02
mitim. Eh, oluk ocuum da olmad iin otelde kalmay
tercih ettim. "
Sohbeti cidden yerinde, tatl ve terbiyeli bir zat. Hem
Ata Efendi'yi, hem Ayen'i megul edebilecek bahisler bu
luyor. Neler de bilmiyor! Bilhassa kadn elbiseleri, son mo
dalar hakknda tam bir mtehasss. amarlarn bile bir
tarif edii var! San Kz'n tek kelimesini karmadan hepsine
mim koyduunu days anlamaktadr.
Thomas, hibir kabahati olmad halde st dkm
kedi gibi oturuyor. Faruk Bey ona ara sra ngilizce -galiba
zr dileyen- baz szler sylemeyi unutmuyor. Mecliste elli
kii bulunsa idare eder bu adam!
Nihayet ayaa kalktlar, maara boalyordu; son kan
lar arasna katlmlard. Ata bir de bakt ki, deminki yksek
merdivenin alt tarafnda, d kap nndeler; kar tipi halin
de yayor. Rt daha nceden paltolarn aaya aldrt
mt. Caddeye ktlar.
Yine Rt, "Buyurunuz! " dedi; hususi bir otomobilin
kapsn at. Bu, Thomas'n arabasyd; ieriye eli ve Day
Bey'le yeeni getiler; direksiyonun banda Amerikal. Ata
biraz rkt; zira sessiz sedasz mahup delikanl tam yedi
viski imiti; ho, hesab da o grmt . . .
Faruk Senai Bey dedi ki:
"Bir maniniz yoksa yarn akam yemei birlikte yiyelim.
Sekizde ltfen otele terif ediniz."
Rt sze kart:
"Daha nce Amerikallarn kokteyllerine gideceiz.
Thomas, demin Ata Bey'le Ayen Hanm' davet etmemi
sylemiti."


"Kokteyl sekizde biter. knca doru otele gelirsiniz."
Kabul etmesini bekleyerek Ayen'in yzne bakyorlar.
O srada tam apartmann nnde bulunuyorlard. Meydan
karla rtl. Stun stndeki kumbara eklindeki saatin ca
mn da kar kapatm, grnmyor. kiye yaklam olacak.
"Faruk Senai Bey'i oteline brakalm, tekrar dneriz," di
yen Rt'ye itiraz etmediler. O ksa mesafe esnasnda davet
ler hakknda karar alacaklard. Yarn kokteyle, ertesi akam
da yemee gidilmesi zerine mutabk kalnd. Ata Efendi, iki
sinin ayn gne sdrlmasn muvafk bulmam, Ayen de
daysnn fikrine uymutu. Zaten kz, kendisini dirhem dir
hem satmasn biliyor. Eli, arabadan inerken yolun pek ksa
srmesine, Ayen'in krpe ve latifesine yorgun ve uykulu
huzurundan ayrlmasna zgn gibiydi. brleri onu yarn
tekrar bulacaklarnn tesellisi iinde daha sevinli gittiler.
Otomatik kilit hrldayarak ald. Kapc Bilal'in kafas
yine pencerede. Bereket entarili vcudu meydanda deil. Ka
paklan imi, ufalm gzlerini amaya alarak kza bakyor.
Ata, srtn evirdii halde bu gzleri gryor; hatta ykselen
asansrn arkasndan kendilerini takip ettiini bile . . .
Apartmanda hizmeti Gnname nc uykusundadr.
"Hemen yatalm," dedi. "Saat tam iki . . .
"

Her biri kendi odasna girdi. En az drt erkek, imdi


Sar Kz'n soyunmasn ve giyinip yataa girmesini dn
mektedir: Faruk Senai Bey, Mister Thomas, Rt ve . . . Ata
Efendi. Zira Ata, yan uydurma bir day olduunu bir trl
unutamyor. Yaar epeyce uzak akrabasdr; daima aklndan
karamad nokta, kzn hemen hemen bir eyi olmama
sdr; gzel gzel nikah der. Ona ik deildir; lakin asl


yeene kar beslenmesi lazm gelen hisleri kendinde bula
myor; Ayen'e ok defa, istemeyerek baka gzle baku
n anlyor. Bundan azap duyuyor mu? Pek az . . . yi de tevil
ediyor:1 Madem ki evlenebilir, o hislere kaplmas gnah
saylmaz. Zaten kendisininki gzeli beenmek ve gayet tabii
olarak cazibesi, sihr--fsunu alunda kalmaktan ibaret. . .
"Ama," diyor, "hislerim bazen arzu, hatta maalesef ihti
ras derecesini de buluyor. Elimde deil ki nleyeyim. Ben
de insanm nihayet. . . Tasavvur ve tahayyl kudretimi krlet
mek, iletmemek mmkn olamyor. Tuhaf, yanmdayken
fazla bir ey duymuyorum da byle, odasna soyunmaya veya
giyinmeye gittii, uzaklau zaman, yalnz kalnca, hele ge
celeri yatarken ve sabahleyin uyannca kafamn ii hep ken
disiyle doluyor, durmadan hayaliyle urayorum! "
Tahliline devam ediyor:
"tiraf edeyim, bir ey daha var; onu bakalar beenir
grdkten sonra bendeki duygular takncasna arup ka
baryor. Bu gece elinin hayranl, hayranlm arurd.
Ayen'in etrafna uzak, heyecansz, adeta hissiz duruu er
kekler zerine fena tesir brakacana bilakis arzularn kuv
vetlendiriyor. Akllarndan 'elimize gese biz onun donuk
luunu gideririz. Byle durgun, duygusuz gibi grnenler
mahrem hayatlarnda fevkalade canldrlar. Eer adamna
rastlarsa! ' kabilinden dnceler geiriyorlar. Netekim ben
de byle dnyorum; benim fikrim yahut hsn kurun
tum da o ! "
Soyundu; pijamalarn giydi, ropdambnna brnd;
bir sigara yaku. Paltosu kadar ropdambrn da seviyor.

1 tevil etmek: sz veya davrana baka bir anlam vermek


Beyolu vitrinlerinde asl, ii baklava biimi dikilerle atlas
kapl, d deve ty renginde, daha koyu renkte eritlerle
ssl, lordlara layk bir ey! Kzn hediyesi bu da . . . Vicdan
azab duydu ki, kendi kendine syleniyor:
"Ayen houma gidebilir. Fakat ben onun muhafzym;
her eye ramen vazifemi sonuna kadar yapacam; nefs-i
emmareye1 kaplmayacam."
"Uyumadn m day? "
Kapnn arkasndan gelen bu sesten zihnindekiler fark
edilmiesine rkp yerinden frlad; toparland:
"Sigaram bitmedi daha . . . "
"Gireyim mi?"
Cevap vermeye vakit kalmadan, Ayen'i, etekleri topuk
larna kadar uzun ve tyl ropdambnna sannm, kar
snda buldu:
"Ykandm da uykum kat; azck konualm. Nasl bul
dun Faruk Bey'i? Ho adam, deil mi? Hani ya stanbul'a
geldiim zaman ftade Teyzem'le ilk defa Beyolu'na k
mtk; ta o gnden beri peimden koup duruyor; geece
im yollar bekliyor. Akas bana fena halde tutkun."
"Baka tutkunlann kimler? Rt de hesaba dahil galiba."
"Evet. Hem delicesine. . . Belli etmiyor ama anlyorum;
Berin de syledi ya! "
"Fena bir koca saylmaz, ok zengin. "
"Zenginliine zengin. Ben tekini tercih ederim. "
"Aranzda en aa yirmi iki sene fark var. "
"Yaa bakmyorum. Ka kere sylemitim, day! Olgun
tipten hazzederim ben . . . Berin tahkikat yapt; babadan pa-

1 nefs-i emmare: insan kt yola srkleyen nefis


ralym. Yarn br gn yeni bir sefarete tayin edilecekmi.
Sefir kars olduumu istemez misin?"
Ata bunu ister. Lakin kzn tahsil ve terbiyesi noksan.
Henz lisan da bilmiyor. Dncesini kapal kelimelerle sez
dirdi; teki dudak bkyor:
" ay srmez, ngilizcemi ilerletmi olurum. Herkes
'aksan'm beeniyor. Buraya geleli kyafet ve tavrlarm na
sl deitirdiimi grdn. Zonguldak'a gittiim zaman dan
gl dungul konuuyordum. Mhendisin haremi stanbullu,
kibar aileden mkemmel bir kadnd; lisanm onunkine
uydurdum. Bir sene sonra aramzda hemen hemen fark kal
mamt. Sen o cihetleri merak etme daycm. "
Ayen'in mant da kuwetli. u szle Ata'y mat etti:
"Hem Faruk Bey beni almak isterse ecnebi memleket
lerde kendisini kk drmeyeceime inanyor demektir.
Grdn adamn centilmenliini ! "
"Peki ama niyeti izdiva deil, sadece vakit geirmekse?
Bunlar yle almlardr; baksana, hfila bekar."
Sar Kz glmsedi; ayaktayd. Gelip karyolada daysnn
yanma oturdu. Oda poyraza karyd; pencereler kardan yar
rtl, ifte caml olmasna ramen rzgann uultusu du
yuluyor. Kz glmsemesine devam ediyor ve siyah halkal
krmz gz bebeklerini Ata'nn gzlerine dikmi, gzleriyle
de glyor.
"Nen var senin bu gece? Birdenbire pek neeli oldun.
Demin ssl mahzende, sonra da otomobilde uykulu halde,
durgundun?"
"Mahsus yle yaptm."
"Niin?"

1 07
Uzun uzun izah etti:
Evvela, ona yakyormu; her gzel kadna gecenin bir
saatinde yorgun, uykulu hal yakrm. Sonra yanndakilere
pavyonu dolduran br kzlar, kadnlar gibi aztan mem
nun, zpzp sramaktan hazzeder, bar artisti gibi gece e
lencesini meslek yapm grnmek istemezmi. stanbul' da
gen kzlar kendilerini byle zevk ve sefa dknlyle
erkekler nazarnda kltyorlar, hafif havai grnmenin
hoa gittiini sanyorlarm. Bunun da derecesini bulam
yorlar, neleri var, neleri yok ortaya koyuyorlarm. Merak
uyandracak gizli taraflar kalmyormu. Ayen bambaka bir
gen kz tipi yaratacakm.
Filvaki bu gen kz, fikirlerini biraz daha kark ve daha
ocuksu anlatyor. Ata'nn kard hlasas. Yani Haydar
paa Gar 'nda arkasna takarak getirdii bol mantolu ve ba
rtl, szgn, akn kz, stanbul'un gneinden, babas
nn parasndan kuvvet alarak cam kavanoz altnda turfanda
ilek gibi arabucak yetiti.
"Kendine gre de fikir sahibi. . . ki gzmn nuru,"
diye alay eden Ata -Ayen odasna dnd iin- yatana
girdi; gecenin sahne, dekor ve tiplerine ksa, sisli bir geit
resmi yaptrdktan sonra o kadar iittii halde ne olduu bil
medii "kokteyl parti"yi de yarn akam greceini dne
tasarlaya ferahlatc bir kolonya kokusu iinde uykuya dald.
Bu rayihay odaya, her dnnde duunu yapmadan evin
de rahat edemeyen San Kz getirmiti. San Kz'n yle bir
hali, ieklerinkine benzeyen baz yeri mat, bazs incecik
tyl bir ten gzellii ve temizlii vard ki, srnd ra
yihalar ister kolonya gibi i ac, ister lavantalar gibi lk


ve dokunakl olsun daima kendinden geliyor, tabii kokusuy
mu tesiri yapyordu.
Ata bu seafoodplus.info sezdi; kimi kadn ona, asl kokusunu
basurmak iin lavantaya banm fettan bir tahtakurusu d
ndiird. Halbuki bazlar Ayen'i andrrlar; insana ho
rayihalar dardan alp srnmler deil, bu kokular d
ardaki ssl ielere kendilerinden aktarlm zehabn 1
verirler.
Sedefin yazhanesinde ertesi sabah tekrar gecenin e
itli safhalarn gzden geiren Day Bey -aruk sadece eski
seafoodplus.info iin "efendi"dir- nihayet dnmekten yoruldu;
ge yatu halde sabahleyin yine ayn saatte uyandndan
bir kaylule geiriyordu. smail Bey'in omuzlarna dokunma
syla gzlerini au:
"Ata Efendi," diyordu, "byk patron seni istiyor."
Byk patron, Rt'nn babasdr. Hayrdr, inallah!
Yedi seneden beri bu, nc ar. Bo bouna oturdu
unu ve bir ie yaramadan para aldn biliyordu; yol g
rnd, galiba . . . Fakat smail' in dudaklarndaki tebessm
fena bir haberle karlamayacan anlatmaktadr. Hinolu
hin! Olmu, olacak her ie vakfr.
Talip Bey'in odas ayn katta, kede, geni maroken
koltuklar, kitap raflar vesaire ile denmi mkellef bir yer.
Ata'y bu oda evvelce rktrd; imdi gazinolar, oteller,
yksek terzi salonlar, fotoraf atlyeleri ile nsiyet2 ha
sl ettiinden ayn heybeti duymayacak. Talip Bey'i de b
ymsemeyecek. Dn gece bir sefirle diz dize oturmutu, bir

1 zehap: sanma, san


2 nsiyet: alkanlk


Amerikal ile de . . . Ald maa da nedir ki? Ayen cep har
lndan verse bir eyi eksilmez.
Bu muhakemeleri yaparak yrd. Lakin eski ylgnlk
lar ksa zamanda silinip gittniyor. nn ilikledi ve ieriye
hemen hemen eyll ayndan nceki, cretli kk memur
snepeliiyle girdiini anlad; kabusmuasna o hali stn
den atamadna can skld.
Talip ufak tefek, avurtlar -nasl diliyle doldurarak Ura
oluyordur; diye dndrecek kadar- kk, kck gz
l, karayaz, gsterisiz bir adamd. Lakin ylesine zekiy
di ki, mkellef odadaki mkellef masann banda bile bir
ahsiyet olduunu belli ediyor, yerini dolduruyordu. Yahut
Ata'ya tesiri buydu. Acaba emlak tellall ettii zaman Bab
ali Caddesi'ndeki tek odal, tahta masal, camlarna "kiralk
ev", "saulk arsa" gibi el yazs ilanlar yapunlm mangall
dkkannda ayn tesiri yapabilir miydi?
Ata ayakta durmad. Eskiden de durmaz, yana ve gn
grm bir insan olmasna hrmeten gsterilen masa kars
sandalyelerden birine otururdu. Yine yle yapu; zengin ye
eninin yannda gazinolarda geziyor diye Talip muamelesi
ni deitirip koltuk ikram ettnemiti. Eskisinden fazla olarak
bir haur sorma fasl geti. Acaba ne diyecek? yle balad:
"Azizim Ata Efendi, bilirsin ben i adamym. Maksat ne
ise oraya hemen gelmeyi tercih ederim."
"Pek iyi edersiniz efendim. "
"yi veya fena, usulm budur. Onun iin meseleye ge
liyorum; sizin bir yeeniniz varm, yahut birdenbire ka
gelmi. Babas ticaretle megulm; kz sizinle oturuyormu;
yahut siz kzn evinde oturuyormusunuz. "

1 10
"Evet, beraber oturuyoruz. "
"Evlenme anda, gzel bir kzm . . . "
Ata hem dinliyor, hem kafasnda Ayen'le giriilen me
selenin ne olacan bulmaya alyor. Sakn, Sedefnci o
gece gezintileri hakknda yanl malumat almasn? Ho o,
memurlarnn hususi hayatna karmaz. Karsa en evvel ka
rs, kz ve baldz ile algl gazinolarda rak imeyi itiyat
haline getirmi olan smail Bey'i islaha kalkard.
" . . . Bu hanm kza bir talip var."
Sz Rt'ye mi getirecek? Ayen'i oluna m isteyecek?
"Deme kzn bulamayaca bir koca; hem ahsi servet,
hem mevki sahibi. Ancak . . . "
Talip durdu.
"Ancak . . . Aralarnda ya fark byk. Yeeninizin he
nz taze oluuna gre nza gsterecei phelidir."
"Kim bu zat, beyefendi?"
"Sefrlerimizden Faruk Senai Bey. Bugn leyin lokan
tada yanma geldi. Bizim messese ile mnasebetinizi
renmi, malumat istedi. Evvela sizin fikrinizi almak arzusun
da. Zaten dn gece bir yerde beraber bulunmusunuz. "
"Bulunmutuk. "
"Nerede?"
'Taksim Gazinosu'nda. . . Hayr, gazinonun altndaki
yerde."
Sedefnci glmsedi:
"Pavyonda yleyse. "
"Yarn akam da otele yemee ard."
"Park Oteli'ne, o halde . . . Maallah vaktinizi hoa ge
iriyorsunuz. Bunlar beni alakadar etmez. Saatinde iinizin

lll
bandasnz ya . . . Yeni vazifenizin depodaki kadar yorgun
luu yok. Rt'ye hak verdim; aas gen harc. te bu
kadar. Artk Faruk Bey'le siz dorudan doruya konuursu
nuz. Ha, syleyeyim, geen hafta Ankara'ya gelmiti, ken
disini Hariciye Bakan 'yla otomobilde grdm. Yaknda bir
yere gnderilecei muhakkak. Malum ya, Karadeniz uakla
r birbirlerini tutarlar."
"Faruk Bey de Trabzonlu mu?"
"Hayr, ama babas Sungur Paa vaktiyle Kafkasya'dan
muhacereti sras Hopal bir kzla evlenmi. O kadarc bile
istisnai muamele grmesine yeter. "
Talip yerinden kalkacakmasna kmldannca, Ata
iskemlesinden doruldu, darya kt. Demek ki ambar
memurluundan yukarya alnmasna Rt nayak olmu.
Hep Ayen'in hatr . . . Lakin kz, yaknda ellerinden gidiyor.
Gideceini, yani sefirle evlenmeye hazr olduunu dn gece
kendi azndan dinlemiti; sefir kars olup ecnebi memle
ketlerde yaamaya can atyordu.
"Bak," diye sylendi. "Faruk Bey de aslen Kafkasyalym.
kisinin kan nasl da birbirini ekti! Ayen 'i kaybediyorum.
Pek ksa srd bu tatl rya . . . "
Yazhanesine mahzun bir yzle dnyordu. Kzla be
raber daha nerelerden mahrum kalacakt? Fakat onlara
ehemmiyet vermiyor. Gznn nnde hep Ayen . . . Dn
gece, tyl, geni, uzun etekli mavi ropdambnna sarlm,
Ata'nn yanma, yataa oturduu zamanki kolonya kokulu,
tertemiz, lkl iinde sert ve serin hayali elini uzatsa tuta
cak kadar canl. Nasl ayrlacak bundan? Ayrlacak ve tekrar
Gedikpaa'daki hayatn srklemeye balayacak . . .


Yolunu smail Bey kesti:
"Ne o?" dedi. "Fena bir haber mi aldn? Halbuki ben,
bilakis gler yzle dnmeni bekliyordum. "
"Haber fena saylmaz, ama olacak ey deil. Herif ile
arasnda ya fark fazla. Babas raz olmaz."
"Nasl fazla? Ayen Hanm yirmisinde . . . "
"teki krkn gekin. "
"Bunadn m Ata Efendi? Aralarnda ancak al u ya var."
Karlkl birbirlerine bakular. Biri fke, br hayret-
le . . .
"Gir odama. Meseleyi aydnlatalm; bir yanllk hisse
diyorum," diyen smail Bey, Ata'y yolundan evirdi; onun
yazhanesine girdiler.
"Sana kimden bahsetti patron? "
"Faruk Senai Bey ismindeki bir eliden . . . Daha dn ge-
ce tanmuk onunla."
Katip elini masaya iddetle indirdi ve sylendi:
"Vay iblis vay! Eer Rt duyarsa kyameti koparr. "
B u sefer hayrete den Ata Efendi'dir.
"Rt Bey'e ne oluyor? Ne karyor bu ie?"
"Ne mi oluyor? Neden mi karyor? Sen sahiden buna
msn dostum. Hem adamakll ateh 1 getirmisin. Etrafn
da olup biten hibir eyin farkna varmyorsun. Yahu, kzla
asl evlenmek isteyen Rt'dr! Rt bir haftadr anasy
la, babasyla yeniip duruyor. Ayen'i onun elinden kimse
alamaz. Cinayet karr vallahi! Ben de sana bunu aacak
sanmum."

1 ateh: bunama


Ata Efendi, bir sandalyeye kt ve bu sefer hakikaten
ardn duyduu sol kolunu ovuturmaya balad. Sancs
kalbine doru vuruyordu.

ili

Saat altya yaklarken, Ata telaa dt. Zira Rt ile


Thomas otomobille gelecekler, sonra apartmana urayp
Ayen'i de alarak kokteyle beraberce gideceklerdi. Yarn ak
am da sefirle buluacak. Ne i, ne i!
ftade Hanm, kocasyla Ayen'in beraberce gittikleri alaf
ranga yerlere kendisinin yakmayacan, uyamayacan, uy
maya alsa bile kzn keyfini karacan idrak edecek kadar
zeki olduundan, yeni hayat balaynca yarm azla yaplan
srarlar, "Siz bana bakmayn, evimde rahat rahat otururum .
Vcudum yle gece yanlar sokak sokak gezmeye dayanmaz,"
diyerek geitirmi, ayet giderse ahengi bozaca iin Ayen 'le
arasnn souyacan, hemen her gn ald hediyelerin ke
sileceini, belki ne de yol grneceini de hesap ederek
feragat gstermeyi tercih etmiti. etin, ablas sayesinde bir
elbiseyi karp tekini giyiyor; can ne isterse alyor, zengin o
cuklaryla dp kalkyor, ehzadeler gibi yayordu. Tam drt
tane dolmakalemi vard. Hepsi de Ayen'in hediyesiydi.
Ayen olmasayd, biare olana mektepler ald sra
da Ankara Caddesi'yle Yeni Postane etrafna dizilen seyyar
kalem ve defter satclarndan g bela ancak lazm olan,
hem de en fenasn alacak, aynca pahallktan ikayet edip
altn para zamannn bereketini ve ucuzluunu dr dr, saat
lerce anlatp duracakt. Bugn Ayen ablasyla Beyolu ma-


azalanndan birine girdi mi, etin kalemlerin, katlarn,
defterlerin en gzelleriyle dolu paketlerle darya kyor.
Mektepteki muamele de bakalamt; imtihana yakn hu
susi dersler alyor, snfn tereyandan kl eker gibi gei
yordu. Belli ki ftade byk otellerde, lokanta ve gazinolar
da Ayen'i memnun edemeyecek. Hi gider mi?
Bari vakit olsa da ftade ile bir iyi konusa . . . Ba sk
nca kansn yle arar ki! oktandr dertleme frsat d
myor. Hepsi bir haftadr elence peinde, darmadank . . .
smail Bey'in fikrince Rt her eyi gze almtr. Sakin g
rnmesine raz olmadklar gibi Mesture ve Berin tarafndan
yoklanlan Ayen Hanm da ar davranyor, hatta akas
uzak duruyormu. Ata:
"Peki," diye sormutu. "Kendi kzla grmemi mi?
Maksadn hi deilse tlatmad m?"
"Hayr. Her ite atak, cesur ve gz pek olan Rt, bu
raya gelince snepeleiyor. Bilirsin, peinden koan kzla
rn haddi hesab m var? Hepsiyle gnl avutup geziyordu.
Epeyce zamandr o apknlklar da brakt. Varsa Ayen Ha
nm, yoksa Ayen Hanm! "
Cevabn alnca arkadana hak verdi; zira Sedefnci
zade'nin dediini kendisi de fark etmiti. Bu noktay da im
di anlyor: Rt btn midini Ata Efendi'nin mdahale
ve tavassutuna1 balamtr; Day Bey'e gsterdii hrmetin
sebebi o . . .
"Ne iler ald bama! Nasl kacam iinden? Yarn
br gn Mister Thomas da talipler arasna karabilir. Ec
nebilerle evlenen kzlarmz az m? Herif zenginmi de . . .

1 tavassut: araclk, ara bulma

1 15
Babas Arnerika'da konserve fabrikalarna sahipmi. Olu
nu askerliini yapmak iin stanbul'a gndermiler. Sulh
olunca kz koluna takar, gnn birinde tayyareye binip
"pr! " diye uup gider. Arkasndan bakakalrz! Kzda azck
gavur damar da var gibi geliyor bana! Ecnebilere veya ecne
bi memleketlerde vazife grenlere meyli aikar!"
Beyolu Caddesi'ndeki oteli getikten sonra byk bir
kapdan genie bir tala girdiler. Duvarlar mermer kapl
ve zemini mermer deli ikinci bir sofa . . . Daha ierisi ufak
bir sinema salonu. Thomas hepsini birka Amerikal siville
tantrd; nlerine dp ortadaki sandalyelere oturttu. Et
raf, ecnebi kadnlaryla dolu . . . Aralarnda Trke konuan
lar, tannm gazeteci beylerin hanmlarym. Kendi evlerin
de ve kendileri tarafndan verilen bir davette bulunuyorlar
masna pafur pufur, gle akalaa, una buna iltifatlar
yadrarak gelip gidileri Ata'nn dikkatini ekti. Asl ecnebi
kadnlar daha durguncaydlar; ocuklar gibi dizilmiler,
merakl gzlerle filmin balamasn uslu uslu bekliyorlard.
Bir harp sahnesi . . . Bir daha. . . Bir daha. Ne l muha
rebeleri kald, ne karaya asker karma harekat, ne de hava
bombardmanlar. Ata grltden sersemledi. Salon dard,
sigara da iiliyordu. phesiz, Almanya'nn artk zafer ka
zanmasna imkan yok. Film bitince seyirciler sevin iinde
ayaa kalktlar. Aralarnda mihver devletleri lehine yaz yaz
m, Almanlar vm muharrirleri1 Rt birer birer gs
terdi. Amerikanclar da . . . ki taraf da memnundu!
kinci salona ktlar. Herkes ayakta, grup grup duru
yor, konuuyor. Derken, bulank limonata ve ok demlen-

1 muharrir: yazar

1 16
mi, kararm ay renginde ufak kadehler dizili tepsiler do
latrmaya baladlar.
Bir tarafdan da krdan pleri sokulmu kfteler, zer
lerine taze domates konmu veya tereya srlm alacal
bulacal kk ekmekler gezdiriyorlar. Rt, tepsiden koyu
renk mayiyle dolu bir kadeh alp Ata'ya, limonata renklisini
de Ayen'e takdim etti. Thomas, garsonun elinden kapt
meze tepsisini uzatmt.
Bakalarnn bu kadehleri bir hamlede itiklerine dikkat
eden Ata, onlar taklit etti; birka yudum ald; kadehi elinde
tuttu. Krdanl kfteler scakt; meze srlm ekmek ileri
ise, buz dolabndan kmt galiba, souktu. Ayen'i gren
Amerikallar, Thomas'a yaklayor, kza takdim olunuyordu.
Bir ara bakt ki en fazla erkek kalabalndan teekkl eden
grup kendilerininki!
San Kz, yere dklm ineleri p p toplayveren bir
mknats gibi cazibesiyle erkekleri ekiveriyor. Havuza at
lan kat helvasnn etrafna halka olan krmz balklar gibi
yakalanmlar; nerede ise o balklarn usulnce kzcaz di
dikleyecekler!
Gruptaki ahslar 'bereket uzun mddet kalmyorlar,
baka bir gruba uruyorlar, daha telere gidiyorlar. Kadn
lar da ayn eyi yapyor. Tepsiler mtemadiyen gezdiriledur
sun, hep ayakta olmak artyla konumalarn neesi artyor.
Rt'y tanyan ok. Hele gazetecilerden . . . ocua
kar iltifat yerinde. te ince uzun, yznn derisi buru
maktan ziyade adaleleri gevemi, gz kapaklarnn alt kat
mer katmer biri! Mehur muharrirlerden krk yllk smet

1 17
Naci oymu. Yanlarna sokuldu, "stad" diye yer atlar. Ada
mn gz Ayen'de:
"Bu gzel Kk Hanmefendi'yle beni tantrsanza," di
ye sze balad. "Kendisini uzaktan ecnebi sandm; Trk oldu
unu konumasndan anlaynca sevindim donsu. Oo, isimle
ri de gzel! 'Aye' zaten hazzettiim bir isimdi; byle enlenin
ce daha da ho olmu. Daima en, daima bahtiyar ol kzm! "
,
Mehur muharrir demir att. Bir bakas geldi; o hem
profesr, hem airmi. Gen mi, yal m, hasta m, salam
m olduunu Ata'nn birdenbire kestiremedii szme re
vani, elimsizliiyle uymayan azametle biri. Ayen'le gya
megul grnmedi, ama gz attka grtlak kemii oynuyor,
kadehi tutan eli titriyordu.
Kalem erbab tuhaf insanlar. . . Biri meclise yanamaya
grsn, arkas skn ediyor. Nitekim biri daha geldi. Ata
Efendi bunu ismen ok iyi tanyor; eserlerini ocuk denecek
yatayken okudu. Hfila din, akrak, hareketli. Pervasz da . . .
Ayen'e hitaben diyor ki:
"Durun bakaym, yle . . . Biraz yan . . . Banz hafife yu
karya don kaldnn. Hah, tamam . . . Oldu, imdi, tpk o!"
Ve birtakm isimler syledi, galiba bir ressam ve bir ka
dn ismi, aynca bir mze bahsi de geti. Gya Ayen ve Ata
bunlar bilirmiesine tekrarlyor:
"Deil mi, efendim? Tpk o! Byk mabehet!1 ayan
hayret! "
Hazr olanlar bilgilik tasladlar, tasdik ettiler. Ata'nn
ilk ii, frsat bulunca bu muharririn yeenini kime benzetti
ini Rt' den renmek olacak.

1 mabehet: benzerlik

1 18
Kokteyl partinin sohbet ve eski dostlarla buluup yeni
lerle tanma bakmndan ok faydal olduunu itiraf eden
Ata, bir eyi daha beendi: Davetliler can istedii zaman
uzun uzun veda sahnelerine lzum grmeden vestiyerden
palto ve mantolarn alp gidiyorlard. Saat kayd yoktu. De
min Ayen 'i mzelerdeki bir tabloya benzeten muharririn
yanna aka paka, yz hatlar rahat, dolgunca fakat biimli
vcutlu gen bir kadn sokuldu; grup onu hrmetle selam
lad. Ata'nn batan ayaa latif bulduu bu gen kadn, me
erse o tablolara tebih merakls muharririn hanmym.
Aralarnda ya fark pek byk. Lakin anlalyor ki, o fark
birbirlerini sevmekte devam etmelerine mani olmam; ikisi
de memnun, mesut. Hayretle unu da rendi. On be yllk
evliymiler!
Demek, yarn Ayen de Eli Bey'le evlenirse, kocasnn
mevkii, hreti ve paras da yol oynayarak ikisi de byle iyi
geinir, belki de seviir bir aile tekil edeceklerdir. Rt'ye
gvenilemez ama Faruk kz kayrmasn bilecektir.
"yi hesap ediyor, bizim Sar Kz! Faruk Senai Bey ta
liplerle namzetlerin en mkemmeli. . . " diye iinden sylen
di ve bir an, gz karya iliince kk patronu Feyzullah
Bey'in karsyla beraber ayn salonda bulunduunu grd;
bir mukayese fark daha kmu. Zira Feyzullah, ileri iin
gidip geldii bankada kara kuru, esmer, tam kenar mahalle
kz tavrl bir kza ;ik olmutu. Ata Efendi de messese na
mna o bankaya drt, be defa uramu. Gnn birinde 2
numaral patronun katibe Ferdane ile evleneceini iitince
nasl kadn iin irkin koca diye bir ey yoksa, erkek iin de
olmayaca kanaatine vard.


Ferdane, srtna geirdii siyah bir i gmleiyle darack
bir odada sekiz erkein yannda alrd. icab hemen da
ima ayakta, bir masadan bir masaya dolar, bir ekmeden
ald evrak brne gtrr, boyuna hareket halinde f
nl fnl dnerdi. Aynca gevezeydi. . . Hem erbab- mesalihle,1
hem arkadalaryla senli benli konuur, ouna krd. z
divatan sonra Ata, irkinliine, ballna ramen bu kzn
seksapelli olduunu hatralarn yoklaynca anlamakta gecik
medi. Kendisi de, evrakn muamelesi tamamlanrken odada
gzleriyle Ferdane'yi takip eder, bunu o zaman i skntsn
gidermek maksadyla yaptn sanrd. Hayr, kz ok cazibe
liydi; at kln andran sert siyah salaryla, kupkuru ayakla
ryla, takr tukur, kemikten ibaret uzun boyu ile dikkati ken
dine ektikten baka "unu yakalasam da bir temiz dvsem"
arzusuyla kark acayip bir arzu da veriyordu. te o Ferdane,
kara kuru, at gibi kz, bugn stanbul'un en iyi terzilerinde,
en pahal ve k giyinen -ne diyorlard bakaym, tamam- en
"orijinal" gzelidir. Her anlayan Ata'ya ayn sz tekrarlyor;
Rt ve smail Bey takm, bilhassa Berin de . . .
Ferdane -ona "Feri" deniyormu artk- hakikaten gzel
olmu. Belki eskilerin anlad manada gzel deil, ama g
zelden daha tesirli, alml birey; hem de kibar, zarif, hatta
-bu kelimeyi yaktrmaya dili varmyor- asil, hanedandan
bir kadn! Bandaki grup Ayen'inki kadar dolu; karsnda
erkekler dil dkmekle megul; bilhassa ecnebiler evirmi
kadn . . . Bir msra mrldand:

Hda kadirdir eyler seng-i-hCrCdan gher peyda.

1 erbab- mesalih: i sahipleri

1 20
Byle sylenirken Feyzullah Bey'in, yani u, Fatih Kay
makaml kesinde bir zamanlar arzuhalcilik ettiini bil
dii 3 numaral Sedefinci'nin kendisine birtakm iltifatl ba
iaretleri yapun, yanna ardn grd ve itimat arar
casna Rt'ye ii fsldad.
"Gideyim, deil mi?" diye sordu, ama u benimsemedii
insanlar arasnda tek bana yryemeyeceini anlad. R
t dedi ki:
"Beraber gidelim. Zannederim Feri, Ayen Hanm' me
rak etmitir. Tansnlar. Kadn son senenin "arbitr"i sayl
yor. Bakalm, yznde ne okuyacaz?"
beraber o tarafa ilerlerken iman milyoner Fey
zullah birka adm olsun karc ku; kans da tebessmler
taknd. "Arbitr" de ne ola? Zaten bu meclislerde her sz
ve cmleyi anlamak imkansz. Siyakusibak1 ile bir mana
karabilirsen ne ala! 1 numaral patronun olu 2 numaral
patronun kansna takdim ediyor:
"Ayen Hanm . . . Ata Bey'in yeeni."
Ferdane'nin gz bebekleri iinde sanki bir dmeye ba
snca yanp snen cep fenerlerindeki gibi birer ampul var.
Ildadlar ve San Kz' arayp taradlar. Ata yemin edebilir
di; o tek bakta Ayen'in sadece d elbisesini deil, i a
marlarn, etini, kemiini, nesi mevcutsa hepsini grm,
hkmn vermiti. Bu hkm kzn lehinde miydi? Anlaya

Özdemir 1 Şevval Suna Özdemir seafoodplus.infoğan UNI 6 Ocak 17 Refik Halit Karay’ın Bugünün Saraylısı Romanında Modernleşme Bağlamında Yeni Kentlilerin Bunalımı ve Kadın Algısı Giriş Cumhuriyetten önce Osmanlı döneminde başlayan modernleşme “Geleneksel yaşam tarzından daha karmaşık, teknolojik yönde ileri ve hızla değişen bir hayat tarzına yönelme” (Türkdoğan, , s) şeklinde tanımlanır ve Dağtaş’a () göre “Tanzimat Fermanı, bu modernleşme tarihi[nin] bir dönüm noktası ve Batılılaşma düşüncesinin, değişmekte olan ya da değişmesi gerektiği varsayılan Osmanlı toplumsal, siyasi ve iktisadi yapısına bir cevap olarak [ortaya çıkmıştır].” Gündüz’e () göre “Bu dönüm noktasındaki uygulamalar Osmanlı devlet adamlarının Batılı, modern ulus devletlerle girdikleri ilişkilerle şekillenmiştir. Bu düzenlemeler modern, ulusal nitelikte bir kimliğin oluşturulmasına yönelik ilk tasarılar olarak da karşımıza çıkmaktadır.” Ve Keyler’e () göre “Bu dönemin modernleştirici sınıfı, temelde ulusal bir kimlik inşa etme çabası güderken modernleşmeyi de Batılılaşmak ve Avrupa uygarlığında bir yer edinmekle özdeşleştirmiştir.” (s). Bu yüzden “modernleşme hareketleri her ne kadar Batılı modern ulus devletlerin yapısına öykünülerek başlamışsa da, temelde devletin muhafaza edilmesi amacı güdülmüştür. Bu dönemde ‘ilerleme’ kendiliğinden bir amaç olmaktan ziyade devletin devamını sağlamaya yönelik bir amaç konumundadır.” (Kadıoğlu,s) Yapılan uygulamalar sadece günü kurtarmak olduğu için, uygulamaların bir temelin üzerinden oluşmadığı, sadece köksüz bir değişimle meydana geldiği gözükmektedir ve bu yüzden Özdemir 2 Dellaloğlu () “Türkiye’nin modernleşme zihniyeti kendisini geçmişle kategorik bir kopuşla ifade eder”, şeklinde açıklamıştır. Osmanlı tarihinden Cumhuriyet tarihine kadar devam eden bu modernleşme döneminde kadının toplum içindeki yeri ve davranışları değişmiş bununla birlikte toplum içerisinde oluşan köyden şehre, taşradan kente yerleşme algısı, eski ve yeni kentliler arasında çatışmaların çıkmasına neden olmuştur. Osmanlı döneminde başlayan ve Cumhuriyetle devam eden modernleşmenin toplum üzerinde oluşturduğu çatışmalar pek çok Türk romancı tarafından ele alınmıştır. Bu romancıların arasında yer alan Refik Halit Karay, yılında kaleme aldığı Bugünün Saraylısı adlı roman modernleşmenin kentliler üzerinde oluşturduğu bulanımı ve kadının hayat içindeki değişen rolünü ele alınmıştır. Modernleşme ile beraber değişen kadının rolü, romanın kahramanı Ayşen üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır. Babasının zengin oluşuyla taşradan İstanbul'a gelen, burada yeni bir hayata başlayan Ayşen ilk görüşmelerinde Ata Efendiye, kahverengi paltolu, başörtülü, yapısı ince, utancından kısa kısa konuşan, yürümekte bile zorlanan yaşlarındaki güzel bir kız izlenimi yaratmıştır ama Ata Efendi bundan memnun değildir. O yaştaki bir kız daha önce hayal ettikleri kız tiplerinden çok farklıdır. Bu yüzden damadı tarafından kızın rahatsız edileceğinden korkmaktadır. Ata Efendi’nin aklına her ne kadar yolda kızı geri döndürme düşüncesi gelmiş olsa da bunu yapmamıştır, birlikte eve gitmişlerdir. Ata Efendi ve Ayşen eve vardıklarında Ayşen’in babasının ne kadar zengin olduğu anlaşılır ve bundan sonra aile bireyleri Ayşen’e iyi davranır. Ayşen İstanbul’a geldikten bir müddet sonra Ata’nın eşi Ütfade ile birlikte Beyoğlu’na dolaşmaya çıkar ve Ayşen’in üzerindeki değişim bu vakitten sonra başlar. Ata Bey’in etrafında olan hiçbir kadın daha önce Ayşen gibi davranmamıştır bu yüzden Ata Bey yaşayacakları üzerinde herhangi bir deneyime sahip değildir. İki yıl gibi kısa bir süre içerisinde Ayşen de çok farklı değişiklikler olur, yabancı dil öğrenir, otomobil kullanır, sinemalarda, Özdemir 3 gazinolarda ve balolarda vakit geçirmeye başlar. Ayşe’nin yaptıkları yeni bir Türk kadının oluşumunu göstermektedir. Modernleşmenin toplumda oluşturduğu bir diğer çatışma ise taşradan kente olan göçtür. Romanda Gedikpaşa’ da bir evde oturan Ata Bey ve ailesi, Ayşe’nin onların yanında kalmaya başlamasından bir müddet sonra Ayşen’in babasından para istemesi sonucu Beyoğlu’nda bir apartmana kiraya çıkarlar. Ata Bey’in bakış açısın tarafından anlatılan romanda, Ata Bey’in eski ve yeni yaşantısı, değişen sosyal çevrenin ve oluşan soysal sınıfların çatışması ele alınır. 1. Bölüm: Kent ve Modernleşme Özkeçeci’ye () göre, “Çağdaşlığın veya modernliğin iki temel öncüsü endüstrileşme ve kentleşme olarak kabul edilir. Klasik sosyolojik yaklaşım içinde kentleşme sanayileşmenin anahtar özelliği olarak görülür ve çağdaş dünyanın bir kent dünyası olduğu…” ve “kentleşme ile birlikte geleneksel hayattan kopup, yeni, laik, gelir düzeyi yüksek, modern ve özgür bir ortama geçildiği düşünülür. Tanzimat döneminden beri, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dâhilinde yaşayanlar, özellikle de büyük kentlerdeki insanlar, hızlı bir sosyal ve kültürel değişime uğramıştır. Her alanda, eski ile yeni arasında iki başlılığın ortaya çıktığı görülür: Giyimde kuşamda, âdetlerde, nezakette, konuşma biçiminde, dilde, dine bakışta eğitim biçim ve içeriğinde, zevk ve eğlencede vb. böyledir. Eski ve yeni kuşakları birbirinin karşısına diken, sadece ‘eski’ ile ‘yeni’ değildir; ‘Doğulu’ olanla ‘Batılı’ olan, alaturka olanla alafranga olandır da.” (Gündüz, ) Bu iki başlılığın ortaya çıkmasındaki en büyük etken Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte başlayan laikleşmenin daha köy ve taşralara ulaşamamış olmasıdır bu yüzden laikleşme ile Özdemir 4 birlikte yenilikler daha belirgin görülür. Taşra ve köyde yaşayan toplulukların modernleşme sürecinde modernite deyimini yaşadıkları görülür. Romanda İkinci Dünya Savaşı sonrasında Dünya’da ve Türkiye’de oluşan sıkıntılı günlerin zorluğunu yaşayan Ata Bey ana karakterdir. Geçmiş günlerini, eski komşuluk münasebetlerini, kadının toplumdaki yerini ve sürekli yeni girdiği ortamla kıyaslayan Ata Bey, her ne kadar yaşadığı hayattan memnun olsa da geçmişi özlemektedir. Modernleşme babında Ata Bey ve ailesi taşradan kente yerleşmiş olsalar bile içlerindeki eski ve geleneksel davranışları kıramamışlardır. Ailecek katıldıkları davetlerde Ütfade Hanım pot kırmaması için önceden uyarılmış nasıl davranacağı belirtilmiştir. Ayrıca üst sınıf gelire sahip olarak bilinen Tabip Sedefinci tıpkı Ayşen’in babası gibi ülkenin sıkıntılı halinden faydalanarak zengin olmuştur ama geçmişini kabul etmemektedir. Bunun için oğluna Ayşen’i almak yerine bakan kızı almayı düşünmektedir. Romanın içinde açıkça gözüken eski kimliğini kabul etmeme davranışı, modernleşmenin yeni kentliler üzerinde oluşturduğu bulanımı gözler önüne sermektedir. Romanda Ayşen’in taşradan kente geldiği süreç içerisindeki değişimi Refik Halit Karay tarafından Ata Bey’in üzerinde şöyle bir izlenim yaratmıştır: “Nitekim yenileşme, modernleşme yolunda attığı bu ufak adımlarda, kendini Cumhuriyet’in modern bireylerinden çok, Meşrutiyet’in Batılılaşma yanlısı bireyleriyle özdeşleştirir. Çünkü onlarda eski ile yeniyi doğru bir şekilde, yozlaşmadan uzlaştırma kabiliyeti görmektedir.” (Şenderin, , s). Ata Bey, Ayşen’in ona eşlik ederken giymesi için diktirdiği paltoyu giyerken onun ruh halini temsil eden düşünceleri aklından geçirmiştir: Lakin haftalarca bekledikten sonra paltoyu sırtına geçirince, Ata kendisine kalantor bir adam hali geldiğini memnuniyetle gördü, sefir-ikebire dönmüştü, ama yeni devir Özdemir 5 büyükelçilerinden ziyade gençliğindeki ağırbaşlı, temkinli ve alafrangalıkla alaturkalığı nefislerinde mezcetmiş sufera-yı saltanat-ı seniye’ye! (Karay, ,s. 91) Ata Bey’in sahip olduğu bu düşünce Ata Bey’in II. Meşrutiyet ve I. Dünya savaşı sırasında İstanbul’da yaşananlardan edindiği bilgiyle oluşmuştur. Ata Efendi’nin toplumun taşradan kente geçişi, kendisinin yeni ile eski arasında kalmış olması ve Ayşen hakkındaki düşünceleri arasındaki bocalamada açıkça gözükmektedir. “Ah Ayşen! O güzel yavru! Dayı, o bir tek kelime ile mest olmuştu; gidip ayaklarını avuçlarının içine almak, okşamak, ısıtmak istiyor.” (Karay, , s. ) Bu düşünce ve O da hepsi gibi imiş! Aynı çamurdan bu yığın! Aynı maya aynı hamur, aynı harç! Bütün kızlar ve kadınlardan ayrısı, gayrısı yokmuş Ayşen’in de meğerse… Lafmış azameti, kendisini ağır satması, el sürülmez tesiri yapması! Hatta bildiğim kızlardan bile cüretkâr: Rüştü’ye saldıran o. Hem de haspaya bakındı! Oğlanı, ağlama taklidi yaparak göğsüne çekiyor, öpüyor! Bildiğimiz şey, ayrıca, yoğurdu fazla! Seni gidi aşifte seni! Aşifte saraylı! (Karay,, s) bu düşünce ile Ata Bey’in açıkça bocaladığını görüyoruz. Diğer bir yandan Ata Efendi’nin yeni olana karşı olmadığını onu şekillendiren eskinin sökülüp atılmasından hoşnut değildir: Ayaspaşa dönemecindeki karakol ve yanındaki elektrik müdürlüğüne mahsus sarmaşıklı ev, beyazlığın ötesinde ne kadar uzakta kalmıştı! Bu binaları yıkacaklar, arkasına opera binası yapacaklarmış. Ata, operanın inşasına taraftardı, lâkin bunların yıkılacağına öfkeleniyordu (Karay,,s). Ayrıca dönemin üst sınıfına yeni ayak uydurmaya başlayan bu karakterler için Şerif Aktaş (), “sosyal ve siyasal karışıklıklardan faydalanarak haksız servet sahibi olan” (s. ) ve Özdemir 6 edindikleri servete rağmen modern hayata uyum güçlüğü çeken bu insanların da yazarın eserlerindeki başlıca tipler olduğunu ifade eder. (s. ). Ata Bey her ne kadar Ayşen’in içinde bulunduğu durumu modernleşme olarak görse de bize göre bu maddiyet meselesidir. Ayşen’in İstanbul’a ayak basmadan önceki zamanlar, dünya üzerindeki savaştan dolayı Ata Bey ve ailesi maddi anlamda etkilenmişti. Güçlükle ay sonunu getiren ve elindeki parayı tutumlu harcayan bu aile Ayşen geldikten sonra her istediğini yapar olmuş, sofraya daha önce girmeyen peynirler girmeye başlamış ayrıca Ata Bey’in en küçük çocuğu Çetin’in tutumlu olarak kullanması gerektiği kalemleri kâğıtları, Ayşen sayesinde son marka kalem ve kâğıtlar ile yer değiştirmiştir. Daha önce gazinoya gidenlerin üst tabakaya ait olduğu belirtilen romanda Ayşen ve Ayşe’nin babası tarafından yollanan para sayesinde ev halkı da artık gazinoya gitmeye başlamıştır. Ayşen’in sahip olduğu para sayesinde ailenin yeni hayatlarında eskiden farklı olarak yaptıkları her şey parayla alakalıdır. Taşradan kente, Beyoğlu’ndaki apartmana taşındıktan sonra daha önce yürüyerek çıktığı yokuşu artık taksiyle çıkmaya başlamıştır ayrıca yine Gedikpaşa’daki evden farklı olarak apartmanda kendilerine yardımcı tutmuşlardır bu da yine ellerine fazla para geçmesi sonucu oluşmuştur. 2. Kadın Ve Modernleşme Bugünün Saraylısı’nda modernleşme serüveni esas olarak Ayşen’in değişim süreci ile okurun karşısına çıkmaktadır. “Gösterişe, iyi giyinmeye meraklı, servet ve statü peşinde koşan, duygusal yönden zayıf bu genç kız tipi de Refik Halit Karay’ın sıklıkla ele aldığı tiplerdendir.” (Aktaş, , s). Ayşen’in İstanbul’a gelmesiyle birlikte tiyatroya, sinemaya, konserlere gitmiş, ilk defa plaja inmiştir. Plajda tanıştığı Rüştü’nün kız kardeşiyle muhabbet kurup çevresini geliştirmiştir, bununla yeni, modern hayata bir adım daha yaklaşmıştır. Ayşen’in bir müddet sonraki hali eserde şu şekilde geçmektedir: Özdemir 7 Buraya geleli kıyafet ve tavırlarımı nasıl değiştirdiğimi gördün. Zonguldak’a gittiğim zaman dangıl dungul konuşuyordum. Mühendisin haremi İstanbullu, kibar aileden mükemmel bir kadındı; lisanımı onunkine uydurdum. Bir sene sonra aramızda hemen hemen fark kalmamıştı. (Karay, ,s). Ayşen’in bu davranışlarının İstanbul’da tam anlamıyla elde ettiği maddi güçle şekillendiğini düşünebiliriz çünkü kıyafet ve tavırlarını taşra hayatında da değiştirebilirdi. Tüm bunların İstanbul’a geldiğinde olması, onun yeni kıyafetler alması ve gittiği lüks mekânlarda ki insanların davranışlarıyla alakalıdır bu yüzden modernleşmeyle bağdaştırılamaz. Ve yine Ayşen’in bir sürü erkekle gönül eğlendirmesi ve onları reddetmeden sürekli onları ertelemesi yazar tarafından modernleşme ile eşleştirilmiş olsa da bize göre maddi unsurlardan dolayıdır. Ayşen flört ilişkilerine savaş zamanında haksız yere zengin olan Tabip Bey’in oğlu Rüştü ile başlamış ve bir müddet onunla Ata Bey eşliğinde davetlere gitmiştir. Davetler sırasında gelir kaynakları yüksek, üst sınıftan farklı kişilerle tanışmıştır. En sonunda çoğalan talipleri arasından Mısırlı Rüveyha Paşa ile evlenmiştir. Bize göre bu evlilik Ayşen’in en yüksek gelire sahip olanı seçmesinden dolayı olmuştur çünkü Paşa sayesinde artık Ayşen her davete katılabilme, farklı farklı ülkeleri gezebilme, modayı rahatlıkla takip edebilme şansına kavuşmuştur. Sonuç Refik Halit Karay Bugünün Saraylısı adlı romanında Meşrutiyetin Batılılaşma yanlısı toplumu ele almıştır ancak yukarıda verdiğimiz örneklerle birlikte Karay’ın düşüncesini eleştirmekteyiz. Romanda karakterlerin batılılaşması yerine sonradan sahip oldukları para ile birlikte hayatlarını kolaylaştırdıkları ve eğlenceye daha fazla yer verdiklerini görüyoruz. Roman Doğu Batı kargaşası yerine paraya sonradan sahip olan insanların yaşadığı bocalamayı gözler önüne seriyor. Özdemir 8 Kaynakça Aktaş, Ş. (). Refik Halit Karay. Ankara: Akçağ Yayınevi. Ç. Keyler, (). “’larda Türkiye’de Modernleşmenin Doğrultusu” Türkiye’de Modernleşme ve Ulusal Kimlik. der: Sibel Bozdoğan-Reşat Kasaba. İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Dağtaş, Seçil.() - Tanzimat’ın Türk Modernleşmesindeki Yeri- Erişim Tarihi 4 Aralık seafoodplus.info?metinno=tarih/ seafoodplus.info Dellaloğlu, B.F. () Modernleşmenin Zihniyet Dünyası: Bir Tanpınar Fetişizmi. Ankara: Kadim Gündüz, O.().” Türkiye’nin Batılılaşma Serüveninde Özgün Bir Portre: Ahmet Hamdi Tanpınar ” U. Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler, 3 Kadıoğlu, A.(). Cumhuriyet İdaresi Demokrasi Muhakemesi. İstanbul: Metris Karay, R.H. () Bugünün Saraylısı İstanbul: İnkılap Özkeçeci, Ş.B (). Modernleşme Olgusunun Toplumsal Olarak İçselleştirilmesi (Kayseri Örneği) (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta. Şenderin, Z. (,Kış).”Bugünün Saraylı’ında (Refik Halit Karay) Yeni Kentliler Ve Modernleşme Bunalımı” Ekev Akademi, 54, Türkdoğan, Orhan, () Çağdaş Türk Sosyolojisi, Erzurum

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir