Tansiyon neden düşer belirtileri

Tansiyon Neden Düşer Belirtileri

tansiyon neden düşer belirtileri

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

  • Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz.
  • İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz.
  • Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz.
  • Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz.
  • Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz.
  • Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz.
  • www.acibadem.com.tr sitesine veya www.acibadem.com.tr/AcibademOnline/TR/MainPage adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz.
  • Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

  • Kimliğinizi teyit etme,
  • Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi.
  • İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi.
  • Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması.
  • İlaç temini.
  • Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme.
  • Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması.
  • Araştırma yapılması.
  • Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi.
  • Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma.
  • Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi.
  • Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi.
  • Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;

  • 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu,
  • 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu,
  • 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname,
  • Özel Hastaneler Yönetmeliği,
  • Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği,
  • Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;

  • Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme,
  • Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
  • Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme,
  • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
  • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
  • Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
  • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;

  • (i) ATATÜRK MAH.FEZA SK.NO:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz,
  • (ii) Noter kanalıyla gönderebilir,
  • (iii) [email protected] adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya
  • (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak [email protected] ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

YUKARI

Düşük Tansiyon Belirtileri Nelerdir? Düşük Tansiyon Neden Olur?

İçindekiler

Tansiyon nedir?

Kanımız her kalp atışında atardamarlarımıza baskı yapar. Kanın atardamar duvarlarına doğru yaptığı itme kuvvetine tansiyon denir. Tansiyon aynı zamanda kan basıncı olarak da adlandırılır.

Düşük tansiyon nedir?

Düşük tansiyon, kan basıncının 90/60 mmHg değerinin altına düşmesidir.

Düşük tansiyonun belirtileri nelerdir?

Düşük tansiyon, çoğu kişide herhangi bir belirti vermeyebildiği gibi bazı belirtilere de neden olabilir.

Düşük tansiyon belirtileri şunlardır:

  • Sersemlik,
  • Yorgunluk,
  • Baş dönmesi,
  • Bulantı,
  • Bulanık görme,
  • Bayılma.

Hipotansiyonun yani düşük tansiyonun en sık karşılaşılan formu “ortostatik hipotansiyon” denilen, kişinin oturmaktan veya yatmaktan, ayakta durmaya geçtiğinde meydana gelir. Ortostatik hipotansiyon, her yaşta olabildiği gibi yaşlı insanlarda daha sık görülür.

Düşük tansiyon neden olur?

  • Yemek yedikten sonra,
  • Uzun süre ayakta kaldıktan sonra,
  • Uzun süreli yatak istirahati sonrası tansiyon düşebilir.

Düşük tansiyona neden olan diğer faktörler şunlardır:

  • Ciddi sıvı/kan kaybı,
  • Kalp yetmezliği, kalp krizi, kalp kapak hastalığı ya da kalp hızının çok düştüğü durumlarda,
  • Hipotiroidizm gibi endokrin hastalıklarında,
  • Genetik, fiziksel ve emosyonel stres,
  • Ciddi bakteriyel enfeksiyonlar sonrası gelişen septik şok,
  • Ciddi alerjik reaksiyonlar sonrası ve bazı ilaç tedavileri sebebiyle hipotansiyon gelişebilir.

Parkinson ve diyabet gibi otonom sinir sistemini etkileyen hastalıklar da ortostatik hipotansiyona neden olabilir.

Ayrıca, yaşlanma ve hamilelik de kan basıncının genel olarak düşmesine neden olabilir.

Düşük tansiyon tehlikeli midir? Hangi komplikasyonlara yol açabilir?

Kan basıncının ani düşmesi (kontrolsüz kan kaybı, kalp krizi, ciddi enfeksiyon ya da alerjik reaksiyon durumlarında olduğu gibi), beyne ve diğer organlara yeterli kan akışı sağlanmasını önler. Organların zarar görmesine, hastanın şoka girmesine neden olabilir ve hayatı tehdit edici olabilir. Bu nedenle dikkatli olunmalıdır.

Düşük tansiyon tanısı nasıl konur?

Aralıklı kan basıncı ölçümlerinde kan basıncının 90/60 mmHg’nin altında olması ve hastanın;

  • Yorgunluk,
  • Halsizlik,
  • Baş dönmesi,
  • Bulantı,
  • Çok fazla terleme ve bayılma gibi semptomlarının olması halinde hastanın düşük tansiyonunun olduğu kabul edilir.

Bu hastalarda; kan şekeri, tiroid hormonları, anemi testleri, B12, gebelik testi gibi kan testleri yapılmalıdır. Altta yatan kalp ya da akciğer hastalığı şüphesine yönelik hekimin uygun gördüğü diğer tanı yöntemlerinden (elektrokardiyografi, ekokardiyografi, efor testi, tilt testi, akciğer filmi, tomografi, manyetik rezonans) yararlanılmalıdır.

Düşük tansiyon nasıl tedavi edilir?

Birçok insan için kronik düşük tansiyon, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleriyle etkili bir şekilde tedavi edilebilir.

Hekim önerisiyle yapılabilecek çeşitli uygulamalar, tansiyon düşüklüğünün kontrolünde yararlı olabilir.

  • Alkol dışı sıvı alımının artırılması,
  • Tuz alımının artırılması,
  • Düşük karbonhidratlı beslenilmesi,
  • Öğünlerin küçültülmesi ve öğün sonrası istirahat edilmesi,
  • Oturur ve yatar pozisyondan kalkarken yavaş hareket edilmesi,
  • Uzun süreli oturma veya ayakta kalma gibi davranışlardan sakınılması,
  • Gece geç saatlerde kafeinli içeceklerden uzak durulması,
  • İlaç tedavisinin düzenlenmesi kan basıncı düşüklüğünün kontrolünde çoğu zaman yararlı olabilir.

Vitamin eksikliği varsa eksik vitaminlerin reçetelendirilmesi uygun olacaktır.

Düşük tansiyon, kişide mevcut olan bir rahatsızlığın işareti de olabilir. Bu durumda altta yatan durumun tanısı ve tedavisi gerekmektedir. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi, kişinin kullanmakta olduğu ilaçların düzenlenmesi, gerekiyorsa doz ayarlanması ya da değiştirilmesi gerekebilir.

Bazı olgularda ise kan basıncında meydana gelen ani düşmeler kalp krizi, ciddi kan/sıvı kaybı, anafilaksi, ciddi enfeksiyon gibi acil olarak tedavi edilmeyi gerektiren durumların sonucu olabilir. Bu durumda hızlı davranılmalı ve uygun tıbbi müdahale yapılmalıdır.

Birçok kişi, düşük tansiyona bağlı gelişebilecek semptomlar hakkında fikir sahibidir. Kişinin kan basıncı düşüklüğü ve hipotansiyon semptomları varsa hekime başvurması, kan basıncı kontrolünü sağlamaya yönelik gerekli önlemleri ve neler yapması gerektiği konusunda bilgi alması faydalı olacaktır. Hastanın medikal tedaviye başlaması veya kullanmakta olduğu ilaç tedavisinin gözden geçirilerek düzenlenmesi gerekebilir.

Tansiyon nedir? Tansiyon neden artar, neden düşer? Yüksek ve Düşük Tansiyon Belirtileri

Dünyadaki erişkin nüfusun yüzde 26’sının hipertansiyon hastası.Türkiye'de gerçekleştirilen çalışmalar, toplumun yaklaşık yüzde 32’sinde hipertansiyon hastalığı olduğunu gösteriyor. Bu oran kadınlarda yüzde 36 erkeklerde ise yüzde 27.5 dolaylarında. Hipertansiyon sıklığında yaşla birlikte artış eğilimi de görülüyor. 

TANSİYON NEDİR? KÜÇÜK VE BÜYÜK TANSİYON NEDİR?

En kolay anlatımı ile kan basıncı ölçümü olan tansiyon, halk arasında küçük ve büyük olarak iki şekilde ifade ediliyor.  Küçük tansiyon kalbin kasılması bittikten sonra kanın damar çeperine uyguladığı başınçtır. Büyük tansiyon ise kalbin attığı an damarlarda oluşan basınçtır.

'Tansiyon, kalbin pompaladığı kanın damarlara uyguladığı basıncı ifade eder. Bu basıncın ölçülmesi için büyük ve küçük tansiyon ifadeleri kullanılır. Büyük tansiyon kalbin kasılma anında pompaladığı kanın uyguladığı basınç, küçük tansiyon ise kalbin gevşeme anındaki damarlardaki kan basıncıdır. Normal tansiyon ölçüleri büyük tansiyonun 120, küçük tansiyonun 80 civarında olmasıdır. Büyük tansiyonun 140 ve üzeri küçük tansiyonun 90 ve üzeri olması durumunda yüksek tansiyondan söz edilebilir. Büyük tansiyonun 100 ve altında, küçük tansiyonun ise 60 ve altında olması durumunda da düşük tansiyon var demektir. 

DÜŞÜK (HİPOTANSİYON) TANSİYON NEDİR?

Büyük tansiyonun 90 mmHg ile 120 mmHg; küçük tansiyonun 60- 90 mmHg arasında olması gerekir. Tansiyon değeri 90/60 mmHg’nin altında olursa buna düşük tansiyon denmektedir.Hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyonun birtakım fiziksel nedenlere bağlı olabileceği gibi doğuştan da kaynaklanabiliyor. 

DÜŞÜK TANSİYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Düşük tansiyonu olanlarda ayağa kalkarken baş dönmesi, yorgunluk, uyku hali, konsantrasyon bozukluğu, gözlerde karıncalanma gibi belirtiler görülebilir. Böbrek üstü bezlerinin yetersiz çalışması, kalp adalelerinin zayıf olması veya bazı ilaçların kullanımı düşük tansiyona neden olabilir. Düşük tansiyon hastaları, belirtilerden şikayetçi olabilir. Ancak bazı durumlarda hastalar bu belirtileri hissetmeyebilir. 

DÜŞÜK TANSİYONA NE İYİ GELİR?

Düşük tansiyonu olanlara uzun süreli fiziksel aktivitelerden kaçınmaları öneriliyor. Düşük tansiyonu olan kişilerin uzun süre ayakta kalmamaları, bol sıvı almaları gerekir.

Düşük tansiyonu olanlara öneriler:

• Bol sıvı alınmalı,

• Beslenme listesinde yeteri oranda tuz bulunmalı,

• Aşırı karbonhidrattan sakınılmalı,

• Doktorun vereceği günlük takviyeler mutlaka kullanılmalı,

• Çok fazla kafein alımından uzak durulmalı,

• Alkol tüketilmemeli.

YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYON NEDİR?

Büyük tansiyonun 140 mmHg (14 cmHg) ve/veya küçük tansiyonun 90 mmHg (9 cmHg)’nın üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanıyor. Tansiyon ölçümü yapılırken yarım saat öncesinde sigara, çay veya kahve içilmemesi, ölçümün sessiz sakin bir odada beş-on dakika kadar dinlenildikten sonra yapılması, uygun genişlik ve uzunluktaki bir tansiyon aleti ile (standart koşullarda kol çevresinin en az yüzde 80’ini saracak şekilde, 35 cm uzunluğunda ve 12-13 cm genişliğinde) ölçüm yapılması, kolun tamamıyla çıplak olması, tansiyon aletinin kalp seviyesinde tutulması, iki ölçüm arasında 1-2 dakika kadar süre bırakılması, ilk ölçümlerde her iki koldan alınması (hangisi daha yüksekse o ölçüm kabul edilir) ve yaşlı ile şeker hastalarında oturarak ve ayakta tansiyonun ölçülmesi gerekiyor. Ayrıca doğru tanı için en az iki kez ölçüm yapılması önem taşıyor.

YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYON BELİRTİLERİ NELERDİR?

Yüksek tansiyonlu hastaların yaklaşık yüzde 90-95’inde bir neden bulunamıyor. Hastaların ancak yüzde 5-10’unda böbrek rahatsızlığı, hormon hastalıkları, aort damarının doğuştan darlığı, ilaçlar ve uykuda solunum durması gibi birtakım hastalıklara bağlı olarak yüksek tansiyon gelişebiliyor. Bu tip yüksek tansiyon, klasik ilaç tedavisine daha az yanıt verdiğinden, esas olan altta yatan hastalığın teşhis ve tedavisidir. Altta yatan hastalık tedavi edildiğinde yüksek tansiyon gerileyebilmekte veya yüksek tansiyonun kontrol altına alınması kolaylaşabilmektedir. Komplikasyonsuz yüksek tansiyon çoğu kez belirti vermez. Belirti vermeden sinsi ilerlediği ve bazen ancak komplikasyona yol açtığında tanı konabildiğinden, yüksek tansiyona “sessiz katil” de denilmektedir. Yüksek tansiyonun belirtilerini; özellikle sabahları ense ve başın arka bölümünde hissedilen baş ağrısı, kulak çınlaması, baş dönmesi, sersemlik hissi, burun kanaması, konsantrasyon kaybı şeklinde özetleyebiliriz.

YÜKSEK (HİPERTANSİYON) TANSİYONA NE İYİ GELİR?

Yüksek tansiyon tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi şeklinde iki ana gruba ayrılıyor. Hipertansiyondan korunmak için yaşam tarzının değiştirilmesi gerekiyor. Sigara içmemek, ideal kiloyu korumak, fiziksel egzersiz, aşırı alkol ve tuz tüketiminden kaçınmak, meyve ve sebzeden zengin, kırmızı et ve doymuş yağlardan fakir yiyecekler tüketmek önem taşıyor.

1. Düzenli egzersiz yapın:

Haftada 5 gün en az 30 dakika, örneğin orta tempolu yürüyüş gibi, orta tempolu aerobik egzersiz yapın. Eğer egzersiz süresini 1 saate çıkartabilir ve şiddetini artırabilirseniz (hızlı tempolu yürüyüş veya jogging gibi) sporu haftada 3 gün yapmanız yeterli olacaktır. İnsan vücudunun bioritmi açısından en iyi egzersiz saatlerinin öğle-akşam üzeri olduğu düşünülmekle birlikte, bulabildiğiniz her frsatta egzersiz yapmanız önemli. Siz yeter ki buna zaman ayırın. Yine yemekten sonraki ilk 1.5 saat içerisinde yoğun sindirim faaliyetleri nedeniyle yoğun egzersiz önerilmiyor.

2. İdeal kilonuza ulaşın:

Fazla kilolarınızı vermeniz kan basıncınızı düşüreceği gibi sizi diyabet ve kalp hastalıkları riskinden de koruyacaktır. 5-10 kilo kaybı bile kan basıncında anlamlı düşüş yapabiliyor. Çalışmalar kısa vadede kan basıncını düşüren en etkili önlemin kilo kaybı olduğunu, tuz kısıtlaması ve egzersizin etkisinin ise orta uzun vadede ortaya çıktığını gösteriyor.

3. Sağlıklı beslenin:

Özellikle hayvansal yağlardan fakir, karbonhidratı azaltılmış, proteinden zengin ve bol sebze ile meyveden oluşan bir beslenme türünü tercih edin. Şeker ilave edilmiş gıdalardan ve içeceklerden de kaçının. Dikkat etmeniz gereken bir başka nokta da, günlük tuz tüketimini günde 6 gramla sınırlandırmak olmalı.

4. Sigarayı bırakın:

Yapılan araştırmalara göre; sigara içimi sırasında ve sonrasında kan basıncı yükseliyor. Unutmayın ki sigara aynı zamanda kalp damar hastalıklarına da yol açan önemli etkenlerden biri.

5. Alkol miktarını sınırlayın:

Düzenli ve daha yüksek miktarlarda alınan alkol tansiyonu yükseltmenin yanı sıra, diyabet, kalp damar hastalıkları, karaciğer sirozu ve kanser gelişim riskini de artırıyor. Şarap ve benzeri içkiler için günlük miktar erkekseniz 2 kadehi, kadınsanız 1 kadehi geçmemeli.

6. Stresin esiri olmayın:

Stres yeme bozukluklarını tetikliyor, sigara ve alkol kullanımına olan eğilimi artırıyor, hareket düzeyini azaltabiliyor böylece kan basıncı yüksekliğine eğilimi artırabiliyor. Eğer stresin olumsuz etkilerinden korunamıyorsanız sağlık profesyonellerinden, örneğin psikologlardan yardım isteyebilirsiniz.


hipertansiyontansiyon yüksekliğiTansiyonHİPOTANSİYON

Düşük tansiyon, hastaların en çok üzerinde durdukları sağlık sorunlarının başında gelmektedir. Bazı hastalarda düşük tansiyon tespit edilmesi panik ve endişe duygusunu tetikleyebilir. Düşük tansiyon, süresine ve şiddetine bağlı olarak, beyin kanlanmasında azalma ve bu duruma ilişkin belirtilerin görülmesine neden olabilir. Hastalığı olmayan, sağlıklı kişilerde de görülebilen düşük tansiyon tiplerinde ağır bir tablo ile karşılaşılması nadirdir.

Kan basıncının düzeyi şahıstan şahısa önemli değişiklikler gösterebilir. Herkesin tansiyonu kendisine özeldir. Hipertansiyon tanısı konulması için kan basıncının 140/90 mmHg üzerinde olması gerekmektedir. En ideal kan basıncı ise 120/80 mmHg’dır. Tansiyonun her kişide farklı olduğunu söylemiştik.

Örnek vermek gerekirse, bir kişinin tansiyonu 100/70 mmHg iken, diğer bir kişinin 130/80 mmHg olabilir. Eğer 100/70 mmHg’lık tansiyona sahip olan kişide kan basıncı 130/80 mmHg’ye yükselirse, o kişi çok rahatsız olabilir ve hipertansiyon belirtileri görülebilir.

Peki düşük tansiyon olarak kabul edilen sınır ne olmalıdır? Genel olarak kabul edilen sınır 90/60 mmHg’dır. Bu sınırın altına düşük tansiyon denilmektedir. Vurgulamak istediğim en önemli nokta, tansiyonun derecesinden ziyade, hastada düşük tansiyonun belirtilerinin önemli olduğunun unutulmamasıdır.

Düşük Tansiyonun Belirtileri Nelerdir?

  • Sersemleme ve sersemlik hissi,
  • Dengesizlik ve bayılma hissi,
  • Bayılmaya kadar gidebilen baş dönmesi hissi,
  • Konsantrasyon yeteneğinde azalma,
  • Göz kararması,
  • Bulantı,
  • Soğuk ve solgun cilt,
  • Yorgunluk ve halsizlik hissi,
  • Depresyon ve kaygı duygusu,

Eğer hastalarda her hangi bir hastalık mevcut değilse, düşük tansiyon çoğu zaman ağır sonuçlara yol açmaz. Hasta yukarıdaki yazılan belirtilerle sık olarak karşılaşıyorsa, düşük tansiyonun tedavi edilmesi gerekebilir.

Aslında düşük tansiyona neden olan birçok hastalık ve durum vardır. Bu hastalıkları başka bir başlıkla anlatılacaktır. Bu bölümde daha çok sağlıklı insanlarda görülen düşük tansiyondan bahsetmek istiyorum.

Toplumda atletizm yapanların, düzenli sporla uğraşanların, ideal kilosunu muhafaza edenlerin, sigara içmeyenlerin tansiyonlarının diğerlerine göre daha düşük olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Bu takdirde insanın aklına şöyle bir soru gelebilir:

Hastalığı olmayan şahıslarda görülen düşük tansiyon, gelecek için sağlıklı bir durumu gösterebilir mi? Eskiden düşük tansiyonu olanların daha uzun süre yaşadıklarına dair bir inanış mevcuttu. Ancak bu görüş tam olarak ispatlanamamıştır. Bununla beraber bazı araştırmacılar, düşük tansiyonu olanların daha az inme geçirdiğini, kalp ve böbrek hastalıklarına daha az yakalandıklarını ileri sürmektedirler.

Düşük Tansiyonun Nedenleri Nelerdir?

Her insanın tansiyonu herhangi bir anda düşebilir. Çoğu zaman da herhangi bir belirti göstermez. Ama bazen düşük tansiyon uzun sürebilir ve tedavi edilmezse hastada önemli tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Şimdi bu durumları özetle anlatalım:

  1. Gebelikte anne karnındaki bebeğin kan ihtiyacının artmasın paralel olarak annenin tansiyonu düşebilir. Eğer belirti veriyorsa bu düşmeleri belli önlemlerle kontrol altına alınması gerekebilir.
  2. Herhangi bir yaralanma sonrasında aşırı kan kaybına bağlı tansiyonda düşme görülür. Bu hastalara acil müdahale edilmesi, serum ve kan verilmesi gerekir.
  3. Kalp krizinde veya kalp kapaklarının ağır hasarlı olduğu durumlarda, dolaşım sistemindeki bozulmaya bağlı olarak tansiyonda düşme görülebilir. Bu hastalara da acil müdahale gerekir.
  4. İshal, kusma gibi durumlarda aşırı sıvı kaybına bağlı olarak düşük tansiyon görülebilir.
  5. Ağır alerjik durumlarda görülen şok tablosunda aşırı düşük tansiyon görülebilir. Acil müdahale edilmesi gerekir.
  6. Sepsis dediğimiz mikropların kan dolaşımına yayılması sonucu görülen enfeksiyonlarda da düşük tansiyon olur.
  7. Böbrek üstü bezinin yetersiz çalışmasında, bazı guvatr çeşitlerinde ve ağır şeker hastalığında düşük tansiyon görülebilir.
  8. Bazı ilaçlarda düşük tansiyon yapabilir. Bunlar arasında hipertansiyon ilaçları, bazı depresyon ilaçları ve cinsellik için kullanılan ilaçlar sayılabilir.
Herhangi bir hastalığa bağlı olmayan düşük tansiyonda vardır. Bunları da aşağıda sayıyorum:
  1. Bazı nörolojik mekanizmalara bağlı ani tansiyon düşmeleri: Uzun süre yatar veya oturur pozisyonda kalındıktan sonra aniden ayağa kalkıldığı zaman, kan basıncında aşırı düşme olabilir. Bayılmaya kadar gidebilen düşük tansiyon belirtileri gözlenebilir. Böyle bir tablonun en önemli nedeni yatar veya oturur pozisyonda bacak toplardamarlarında toplanan kanın, ayağa kalkınca diğer damarlara dağılmasının gecikmesidir. Bu tür belirtileri olan kişilerin ani hareket yapmaktan kaçınmaları gerekmektedir.
  1. Korku, heyecan ve ani ağrı sırasında gelişen düşük tansiyon: Bu klinik tablo genellikle geçicidir. Beraberinde kalp hızında yavaşlamada görülebilir. En tipik örnek, kan alma sırasında görülen tansiyon düşmeleridir. Biz hekimler bu tür klinik tabloyu “vazovagal reaksiyon” olarak adlandırırız. İrademiz dışında çalışan “Otonom sinir sistemi” olarak adlandırdığımız sistemin aşırı reaksiyonuna bağlıdır. Bazı kişilerde bu reaksiyon sırasında kusma ve bağırsak boşalması da görülebilir.
  1. Ağır perhiz yapan kişilerde görülen düşük tansiyon: Kısa sürede zayıflamak amacıyla ağır perhiz yapanlarda kan basıncı düşük seyredebilir.
  1. Kaygı ve depresyona bağlı düşük tansiyon: Toplumda en sık rastlanan düşük tansiyon nedeni, ağır ve kronik stres altında kalmaktır. Bu hastalarda düşük tansiyon belirtileri yanında stresin oluşturduğu belirtilerde gözlenebilir. Tedavi amacıyla yapılabilecek psikolojik destekten önemli ölçüde yarar görürler.

Düşük Tansiyonun Tedavisi Nasıl Yapılır?

Düşük tansiyonu ve nedenlerini araştırmak için, hipertansiyonda yapılan incelemeler kullanılmaktadır.

Düşük tansiyonu tedavi etmek için öncelikle nedeninin saptanması gerekmektedir. Bir neden bulunduğu takdirde öncelikle tedavi edilmesi düşük tansiyon sorununu ortadan kaldırabilir.

Düşük tansiyonda bazı risk faktörleri de mevcuttur. Tedavide bunların da göz önünde tutulması gerekmektedir. Risk faktörlerini kısaca sayalım:

Yaş:65 yaş sütü hastalarda ayakta durulursa veya yemekten sonra tansiyon düşebilir. Gençlerde ve çocuklarda ise düşük tansiyon bazı nörolojik mekanizmalarla oluşabilir. İlaçlar:Düşük tansiyon yapan ilaçlar, tedavide göz önünde bulundurularak, gerekirse bu ilaçlar kesilmelidir.
Hastalıklar: Parkinson, şeker hastalığı ve bazı kalp hastalıkları düşük tansiyona nende olabilir. Tedavide bu hastalıklarda göz önünde bulundurulmalıdır.

Hiçbir nedeni olmayan düşük tansiyonda yapılacak tedaviyi anlatalım:

Hafif belirtileri olan hastaların tedavi edilmesine gerek yoktur. Bu belirtiler çoğu zaman gelip geçicidir.

Düşük Tansiyon Tedavisindeki Amaç Nedir?

Düşük tansiyon tedavisindeki amaç, kan basıncının yükselmesini sağlayarak, belirtilerin ortadan kalkmasını temin etmektir. Verilecek tedavi hastanın yaşına, beraber bulunduğu hastalıklara ve kan basıncı düşmesinin tipine göre değişiklikler gösterebilir.

Düşük tansiyonlu kişi ayrıntılı doktor kontrolünden geçirildikten sonra, düşük tansiyona neden olan faktörler bulunamazsa aşağıda anlatılan tedbirlerle tansiyonun yükseltilmesine çalışılmalıdır. Bu tedbirler nelerdir, şimdi onları gözden geçirelim:

  • Fazla tuz alımı gerekebilir. Tuz tansiyonu yükselten en önemli maddelerden birisidir. Ancak yaşlı insanlarda fazla tuz alınmasının kalp yetmezliğine neden olabileceği unutulmamalıdır,
  • Varis çorabı giyilmesi: Kanın bacaklarda birikmesi engellenerek, yukarıda toplanması sağlanabilir. Böylece kan basıncı yükselebilir ve hasta kendini daha iyi hisseder.
  • Bol su ve sulu gıdalar almak, tansiyon düşmelerine kısmen iyi gelebilir. Eğer alkol alınıyorsa azaltılmalıdır.
  • Pozisyon değiştirmekle kan basıncında düşme görülüyorsa ani hareket yapmaktan kaçınılmalıdır,
  • Düşük tansiyon yukarıda tedbirlerle yükseltilemediyse, belirtiler hastayı çok rahatsız ediyorsa ilaç tedavisi gerekebilir. Kullanılan ilaçların bir kısmında ciddi yan etkiler gözükebileceği için, bu ilaçlar verildiği zaman hasta yakın takip edilmelidir.
  • EğerV stres ve depresyon ile birlikteyse, ayrıntılı bir psikiyatrik kontrolden geçmesi ve ilaç tedavisi verilmesi, psikolojik destek gerekebilir.

Tansiyon Neden Düşer? En Hızlı Ne İyi Gelir?

Bir fincan kahve içmek, uyarıcı etkisi nedeniyle o andaki tansiyonu artırmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, etki yalnızca geçicidir. Uzun vadede veya yüksek dozlarda, kahve zıt etkiye de sahip olabilir ve tansiyonu azaltabilir. Yeterince su içmek ve bol miktarda sudan zengin meyve ve sebze tüketmek hipotansiyona karşı büyük fayda sağlar. Bu, tansiyonda daha fazla azalma riski yaratan dehidrasyonu önler.

Bir fincan kahve içmek, uyarıcı etkisi nedeniyle o andaki tansiyonu artırmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, etki yalnızca geçicidir. Uzun vadede veya yüksek dozlarda, kahve zıt etkiye de sahip olabilir ve tansiyonu azaltabilir. Yeterince su içmek ve bol miktarda sudan zengin meyve ve sebze tüketmek hipotansiyona karşı büyük fayda sağlar. Bu, tansiyonda daha fazla azalma riski yaratan dehidrasyonu önler.

Tansiyon düşüklüğüne ne iyi gelir, nasıl yükseltilir? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir?

Tansiyon kalbin damarlara uyguladığı basınçtır. Bu basınç gün içerisinde farklılık gösterir. Kalp kanı damarla şiddetli basınca tansiyon yükselir, zayıf basarsa tansiyon düşer. Hayati bir öneme sahip olan tansiyonun çok düşmesi organları tıkamaya başlar. Pek çok nedeni bulunan tansiyon düşüklüğü susuzluk, kalp hastalıkları, gebelik gibi sebeplerle de ortaya çıkar. Belirtileri arasında mide bulantısı, baş dönmesi, bayılma gibi semptomlar yer alır. Evde yapılabilecek bazı dol yöntemlerle tansiyonu normal değerlerine döndürmek mümkün. Ancak düşük tansiyon teşhisi için öncelikle uzman bir hekime başvurulmalıdır.

Tansiyonun düşmesi çıkmasına oranla nispeten daha az tehlikeli bir durumdur. Baş dönmesi, göz kararması ve hatta bayılmaya yol açabileceği için nedenleri mutlaka araştırılmalıdır. Tansiyon düşmesinin birçok nedeni vardır. Yetersiz beslenme, kullanılan ilaçların yan etkileri, sıcak ve sıvı kaybı bu nedenlerden bazılarıdır. 

Tansiyon neden düşer?

Susuzluk

Tansiyon düşüklüğüne ne iyi gelir, nasıl yükseltilir Düşük tansiyon belirtileri nelerdir

Susuzluk tansiyon düşmesinin başlıca nedenlerinden biridir. Yaz aylarında özellikle vücut susuz kaldığı için tansiyon düşüklüğü meydana gelir. Ateşli hastalıklar, idrar söktürücü ilaçların kullanımı, ishal, kusma, bazı ağır fiziksel aktivitelerde vücutta su kaybı yaşandığından dolayı tansiyon düşüklüğü görülür. Günde 2-2,5 litre su tüketerek susuzluğunuzun önüne geçebilirsiniz.

Kalp hastalıkları

Tansiyon düşüklüğüne ne iyi gelir, nasıl yükseltilir Düşük tansiyon belirtileri nelerdir

Kalp krizi, kalp yetmezliği, kalp kapakçığı sorunları ve anormal derecede yavaş kalp hızı düşük tansiyona sebep olabilir. Tansiyonun düşmesi kalbin yeterli beslenememesine neden olur.

Gebelik

Tansiyon düşüklüğüne ne iyi gelir, nasıl yükseltilir Düşük tansiyon belirtileri nelerdir

Hamilelik sırasında hızla genişleyen dolaşım sistemi tansiyon düşmesine sebep olabilir. Gebeliğin ilk 24 haftası bu durum normal kabul edilir ancak doğumdan sonra tansiyonun gebelik öncesi seviyesine geri gelmesi gerekir.

Yetersiz beslenme

Tansiyon düşüklüğüne ne iyi gelir, nasıl yükseltilir Düşük tansiyon belirtileri nelerdir

Özellikle B12 ve folat bakımından yetersiz bir beslenme kırmızı kan hücresi üretimini olumsuz yönde etkiler ve bu durum tansiyonun düşmesine neden olur.

Alerjik reaksiyonlar

Ciltte kaşıntı, solunum güçlüğü, yutkunmada zorlanma gibi alerjik reaksiyonlar da kan damarını genleştirebilir ve tansiyon düşmesine neden olur.

Kan kaybı

Ciddi yaralanma, iç kanama gibi durumlarda yaşanacak ciddi kan kaybı kan basıncının düşmesine yol açabileceği için tansiyon düşmesi normaldir.

Şiddetli enfeksiyon (Septik şok) görüldüğünde

Septik şok bir enfeksiyondur. Septik şok, enfeksiyona neden olan bakterinin tutunduğu organdan çıkıp kana karışması ile ortaya çıkar. Damarlara giren bakteri burada bir toksin üreterek kan basıncının düşmesine neden olur. Bu düşüş hayati risk taşıyacak kadar tehlikelidir.

Endokrin hastalıklar

Vücudun hormon üretimini engelleyen tüm hastalıklar düşük tansiyona neden olmaktadır. Tiroid bezinin az çalışması, tiroid bezinin çok çalışması, kan şeker düşüklüğü, şeker hastalığı, böbreküstü bezi yetmezliği ve Adrenal yetmezlik gibi endokrin hastalıklarda tansiyon düşüklüğü görülür.

Bazı ilaçların kullanımı

Tansiyon ilaçları, Parkinson hastalığı ilaçları, idrar söktürücüler ve antidepresan haplarının kullanımında tansiyon düşüklüğü görülebilir.

Tansiyon düşüklüğünün belirtileri nelerdir?

- Baş dönmesi
- Kalp atışının hızlanması
- Halsizlik, yorgunluk
- Bulanık görme
- Mide bulantısı
- Hızlı nefes alıp verme
- Nemli, soğuk, soluk cilt
- Zihin bulanıklığı
- Konsantrasyonda zorlanma
- Bayılma

Tansiyon değerleri ne olmalı?

Düşük - Büyük tansiyon 10 - küçük tansiyon 6’dan az olanlar
Normal - Büyük tansiyon 12 - küçük tansiyon 8
Yüksek - Büyük tansiyon 13.5 - küçük tansiyon 8.5’in üstünde

Tansiyonu düşük kişilerde büyük tansiyonun düşüklüğü önem taşır. Üst sınır 9-10 olarak kabul edilebilir. Küçük tansiyonun düşük olması çok önemli değildir.

Tansiyon düşünce ne yapılmalı?

Tuzlu ayran
Bir bardak ayran veya suyun içine yarımtatlı kaşığı tuz katarak içebilirsiniz. Kalp, böbrek problemi yaşayanlar ve hamileler tuz tüketiminde dikkatli davranmalıdır bu yüzden doktorunuza danışarak uygulamanızda fayda var.

Kuru üzüm
Bir kaba 25-30 adet kuru üzüm, bir çay bardağı su koyun ve bir gece bekletin. Sabah üzümleri yiyin ve suyu da için. Üzüm kan basıncınızı arttırmanıza yardımcı olur.

Badem sütü
5-6 adet bademi akşamdan suya bırakın ve sabah kabuğunu soyup bademi ezerek macun hale getirin. Ardından bir su bardağı süte bademleri ilave edin ve kaynatıp her sabah için. Faydasını göreceksiniz.

Sıcak ortamlardan uzak durulmalı
Aşırı sıcak ortamlarda (örneğin, çok sıcak küvette, hamamda, buhar banyosunda) kalmamalı, güneşlenirken dikkatli olmalı.

Ani hareketlerden kaçınılmalı
Ani bedensel hareketlerden kaçınmalı, özellikle, yataktan kalkarken oturur durumdan ayağa kalkarken yavaş ve kademeli hareket etmeli,

Düşük tansiyon (hipotansiyon) nedir? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir? Düşük tansiyon için ne yapılır?

Yüksek tansiyon kadar tehlikeli kabul edilmese de düşük tansiyon baş dönmesi, göz kararması, halsizlik ve baygınlık gibi etkenlere neden olduğu için dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

Atardamarların içindeki kan basıncına tansiyon denir. Kalp kası kasıldığında atardamarlara kan pompalanır. Bu esnada ölçülen basınç sistolik basınçtır.

Kalp kası gevşediğinde ise kan damarda durulur; bu esnada ölçülen basınç diastolik basınçtır. Tansiyon ölçümünde sistolik (büyük) ve diyastolik (küçük) kan basınçlarına bakılır. 

İdeal tansiyon, kişiden kişiye göre değişebilir. Ortalama olarak büyük tansiyonun 120-130, küçük tansiyonun ise 70-90 arasında olması normal kabul edilir. Gençlerde ve çocuklarda tansiyonun düşük değerleri normal kabul edilebilir.

DÜŞÜK TANSİYONUN NEDENLERİ NELERDİR?

Hipotansiyon çok belirgin olmadıkça hastada belirti vermez ve sakıncalı değildir. Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskinde azalmaya neden olduğu için olumlu kabul edilir. Ani tansiyon düşmesi baş dönmesi, halsizlik ve baygınlığa neden olabilir. 

Tansiyon gün boyunca vücut pozisyonuna, solunum ritmine, stres seviyesine, fiziksel duruma, kullanılan ilaçlara, yenilenlere, içilenlere ve günün saatine bağlı olarak değişir. Tansiyon genellikle geceleri en düşük seviyededir ve uyanma sırasında keskin bir şekilde yükselir.

Düşük tansiyona neden olabilecek bazı kalp rahatsızlıkları arasında son derece düşük kalp atış hızı (bradikardi), kalp kapağı problemleri, kalp krizi ve kalp yetmezliği sayılabilir.

Endokrin problemleri de tansiyon düşüklüğüne neden olabilir. Tiroid sorunları, paratiroid hastalığı, Addison hastalığı adlı böbreküstü bezi yetmezliği, düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve bazı durumlarda diyabet düşük tansiyona neden olabilir.

Vücudunuz aldığından daha fazla su kaybettiğinde, susuzluğa bağlı halsizlik, baş dönmesi ve yorgunluk görülebilir. Ateş, kusma, şiddetli ishal, diüretiklerin aşırı kullanımı ve yorucu egzersizler dehidrasyona neden olabilir.

Büyük bir yaralanma veya iç kanama gibi çok fazla kan kaybetmek, vücudumuzdaki kan miktarını azaltır ve dolayısıyla tansiyonda ciddi bir düşüşe neden olur. Bunun yanı sıra vücuttaki herhangi bir enfeksiyon kan dolaşımı sistemine girerse, kan basıncında septik şok ya da septisemi adı verilen, şiddetli enfeksiyondan kaynaklı hayatı tehdit eden bir düşüşe yol açabilir.

Normal beslenmede alınması gereken B-12 ve folat vitaminlerinin eksikliği vücudun yeterli kırmızı kan hücresi (anemi) üretmesini engelleyerek düşük tansiyona neden olabilir.

Düşük tansiyon (hipotansiyon) nedir? Düşük tansiyon belirtileri nelerdir? Düşük tansiyon için ne yapılır? - 1

DÜŞÜK TANSİYONA KARŞI NELER YAPILABİLİR?

Bol su için: Günde 8-10 su bardağı su içmeye çalışın. Su tüketimini gün içine yayın. Özellikle sıcak havalarda buna daha çok dikkat edin. Su tüketmek kan hacmini artırarak, tansiyonun düşmesine engel olacaktır.

Tuz tüketimini artırın: Yüksek tansiyon sorunu olanlarda tuz kısıtlaması önerilir; çünkü tuz vücutta su tutulmasına neden olarak kan basıncını yükseltir. Bunun tersi de doğrudur: düşük tansiyonlu kişiler de tuz alımını artırarak, tansiyonlarının biraz daha yüksek seyretmesini sağlayabilirler. Normalde önerilen günlük tuz tüketimi 1 çay kaşığı kadardır. Tansiyonu düşük olanlarda ise ihtiyaca göre, tuz tüketimi günde 2,5-3 çay kaşığına yükseltilmelidir.

Uzun süre ayakta durmaktan kaçının: Uzun süre ayakta ve özellikle de hareketsiz, kalmak kanın bacaklarda göllenmesine, kalbe az kan dönmesine, kalbin pompaladığı kan miktarının azalmasına ve dolaysı ile de kan basıncının düşmesine neden olur.

Kademeli doğrulun: Yataktan kalkarken veya uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken acele etmeyin. Önce oturarak, bacakları hareket ettirerek vücudun tansiyonu düzenlemesine zaman verin.

Alkolü az kullanın: Alkol damarları gevşettiği için tansiyonu düşürecektir. Ayrıca bazı alkoller idrar çıkışını da artırdığı için vücudu susuz bırakır. Bu nedenle alkol tüketiyorsanız sınırlı olmaya ve yanında bol su almaya özen gösterin.

Sıcaktan kaçının: Sıcak hava, sauna-hamam gibi sıcak ortamlar, sıcak duş, çok sıcak tutacak şekilde giyinmek; bunlar damarlarınızı gevşeterek ve aynı zamanda terle vücuttan sıvı kaybına neden olarak tansiyonunuzu düşürür.

Göğsünüzü, boynunuzu, belinizi sıkacak biçimde giyinmeyin: Korse gibi göğsünüzü sıkan kıyafetler göğüs içindeki basıncı arttırarak; beli sıkan kıyafetler bacaklardan kanın rahat dönmesine engel olarak kalbe dönen kan miktarını azaltabilir. Boynu sıkan kravat, sıkı yakalı kıyafetler de kısmen beyne kanın rahat gitmesini engelleyerek ve bazen de şah damarına baskı yapıp doğrudan tansiyonu düşürerek olumsuz etkilerler.

Yatağınızın baş kısmını yükseltin: Yatağınızın baş kısmını 10-15 cm kadar yükseltmek, beyne ve böbreklere kan akımını etkileyen bazı kompleks mekanizmalar ile düşük kan basıncı ve buna bağlı yakınmalarda iyileşmeye neden olur. Burada önemli olan yalnız başı değil, gövdenin üst kısmını yükseltmektir.

Ağır egzersizlerden kaçının: Özellikle ağırlık kaldırmak ve uzun süreli ağır egzersizler yapmaktan kaçının; bunlar tansiyonunuzu düşürebilir. Bununla birlikte hareketsiz kalmak da kondisyon kaybına ve tansiyon düşmesine yol açar. Gün içinde mümkün olduğu kadar aktif ve ayakta olmak, vücudun tansiyon dengeleyici mekanizmalarının iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca kas kitlesini arttırmak da kasların damarlara masaj etkisini arttırarak kan dolaşımını, kanın kalbe dönüşünü iyileştirir. Kas kitlesini arttırmak için yüksek ağırlıklar kullanmak yerine, düşük ağırlıklarla çok tekrarlı çalışmak daha uygun olacaktır.

Sık sık ve azar azar yemek yiyin: Çok miktarda yemek yemek vücudun kan akışını sindirim sistemine yönlendirerek tansiyonu düşürür ve beyne giden kan akışını azaltır.

Kullandığınız ilaçları ve takviyeleri gözden geçirin: Kullanmakta olduğunuz pek çok ilaç ve bitkisel takviyeler, hatta marketten aldığınız bitki çaylarının bile tansiyonu düşürücü etkisi olabilir.

Evde uzun süreli ayakta durma egzersizleri yapın: Eğer özellikle uzun süre ayakta kalmayı tolere edemiyorsanız ya da ani ayağa kalkmalarda göz karaması yaşıyorsanız ve yukarıdaki önlemlere rağmen şikayetler sürüyorsa evde alıştırma egzersizleri çok faydalı olabilir. Her gün günde iki kez olmak üzere bir duvara yaslanarak ayakta durun; ilk başta tolere edebildiğiniz süre ile (5-10 dakika) başlayıp, yavaş yavaş artırarak günde iki kez 30 dakikaya kadar artırın. Ayakta durduğunuzda bayılmaya kadar varan şiddetli şikayetleriniz varsa bu alıştırmayı lütfen evde yalnızken yapmayın. Düştüğünüzde zarar görmeyeceğiniz bir ortamda çalışın.

Şikayetleriniz günlük yaşamınızı etkileyecek kadar şiddetli ve sıksa, kendi başınıza baş edemediyseniz mutlaka bir doktora başvurun. 

ARŞİV: TANSİYON ÖLÇMENİN PÜF NOKTALARI

  • Etiketler :
  • Haberler -
  • Tansiyon
  • Beslenme
  • tuz
  • Sağlık

SAĞLIK HABERLERİ

Tansiyon Neden Düşer?

 

Tansiyon neden düşer?” Tansiyon düşüklüğünün sinsi ve gizemli yüzü ile tanışmaya hazır mısınız? Çoğu zaman fark edilmeyen ancak yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek bu durum her yaştan insanı tehdit eder. Gerek yaşamsal faaliyetler için gerekse günlük işlerde enerji ve canlılık gerektiren hareket kabiliyeti için tansiyonun önemi yadsınamaz. Ancak tansiyon düşüklüğünün nedenleri ve belirtileri hakkında yeterli bilgi sahibi olmayanlar için durum daha karmaşık ve tehlikeli olabilir. Bu nedenle siz değerli okuyucularımız için uzman görüşlerini ele alarak tansiyon düşmesinin altında yatan faktörleri aydınlatmayı amaçladık. Yazının devamında; genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler, ilaç kullanımı gibi pek çok faktörün etkisi altında düşen tansiyonun detaylarını ve bu durumun nasıl daha iyi yönetilebileceğini inceleyeceğiz. Ayrıca tansiyon düşüklüğü yaşadığınızı nasıl anlayacağınıza dair ipuçları verirken, önerilen yaşam tarzı değişiklikleri ve doğal yöntemlerle sağlıklı bir tansiyona ulaşabileceğinizi göstereceğiz.

Tansiyon Nedir ve Normal Değerleri Nelerdir?

Tansiyon kanın damarlarda oluşturduğu basınca denir. Tansiyon ölçümü sırasında iki değer elde edilir: Büyük tansiyon (sistolik) ve küçük tansiyon (diyastolik). Büyük tansiyon, kalbin kasılma anındaki kan basıncını; küçük tansiyon ise kalbin gevşeme anındaki kan basıncını gösterir. Peki hipotansiyon nedir? Normal tansiyon değerleri yaşa ve cinsiyete göre değişkenlik gösterebilir. Genel olarak kabul edilen normal değerler büyük tansiyon için 90-120 mmHg arasında ve küçük tansiyon için 60-80 mmHg arasındadır. Bu değerlerin altında kalan tansiyon düşüklüğüne hipotansiyon adı verilir.

Düşük Tansiyonun Belirtileri ve Risk Faktörleri

“Tansiyon düşerse ne olur?” sorusu pek çok kişinin merak ettiği bir konudur. Tansiyon düşmesi ya da hipotansiyon kan basıncının anormal derecede düşük olması durumudur. Bu durumda kalp, oksijen ve besin maddelerini hücrelere taşıyacak kadar kan pompalayamaz ve bu da çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Düşük tansiyonun belirtileri genel olarak aşağıdaki gibidir:

  • Baş dönmesi,
  • Bayılma,
  • Bilinç bulanıklığı,
  • Bulanık görme,
  • Gözlerde kararma,
  • Halsizlik,
  • Sersemlik hissi.

Tansiyon Düşmesine Neden Olan Faktör Nelerdir?

Tansiyon düşmesi günümüzde birçok bireyi etkileyen yaygın ve önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki tansiyon neden düşer ve bu duruma ne tür faktörler sebep olabilir? İşte hipotansiyon nedenleri yani tansiyon düşüklüğüne yol açan başlıca durumlar:

Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının tansiyon üzerinde büyük etkisi vardır. Dengesiz ve sağlıksız bir beslenme şekli “Küçük tansiyon neden düşer?” sorusunun cevaplarından biri olarak gösterilebilir. Ayrıca uzun süre ayakta kalma ya da ani hareketler yapma gibi fiziksel aktiviteler de kan basıncının düşmesine yol açabilir.Diğer yandan bazı hastalıklar ve rahatsızlıklar da tansiyon düşüklüğünün altında yatan sebepler arasında yer alır. Örneğin; kalp yetmezliği, Parkinson hastalığı veya anemi gibi kronik hastalıklar hipotansiyona zemin hazırlayabilir.Buna ek olarak bazı ilaçların yan etkileri de tansiyon düşüklüğüne neden olabilmektedir. Hipotansiyon ilaçları başta olmak üzere; antihipertansif (yüksek tansiyonu düşürmeye yönelik) ilaçlar, diüretikler veya antidepresanlar gibi bazı ilaç grupları tansiyonun aniden düşmesine sebep olabileceği gibi, uzun vadede de hipotansiyon riskini artırır.Sonuç olarak tansiyon düşüklüğünün altında yatan nedenler oldukça çeşitli olup, yaşam tarzından hastalıklara ve ilaç kullanımına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmelidir. Eğer siz de tansiyon düşüklüğünden şikayetçiyseniz, mutlaka bir uzmana başvurarak durumunuzu değerlendirmeli ve gerekli önlemleri almaya özen göstermelisiniz. Tansiyon düşmesine neden olan faktörler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Beslenme,
  • Gebelik,
  • Hormonal değişiklikler,
  • Sıcak havalar,
  • Sıvı kaybı,
  • Uzun süreli hareketsizlik,
  • Yaşlılık,
  • Zorlanma.

Hamilelikte Tansiyon Neden Düşer?

“Hamilelikte tansiyon neden düşer?” sorusu da merak edilen konular arasında. Gebelik döneminde folik asit ve B12 gibi vitamin eksiklikleri, anafilaktik şok, kalp rahatsızlıkları, hipotiroidizm gibi endokrin problemler, uzun süre ayakta kalma ve enfeksiyonlar sırasında gelişen septik şok gibi nedenlerle tansiyon düşebilir.

Düşük Tansiyona Ne İyi Gelir?

“Tansiyon neden düşer ne iyi gelir?” diye merak ediyorsanız ilk olarak yaşam tarzında değişiklik yapmanız gerektiğini bilmelisiniz. Öncelikle düşük tansiyonun altında yatan sebepleri belirlemek önemlidir. Bu durum genellikle yaşam tarzı faktörlerine bağlıdır. Siz de kronik hipotansiyon problemi yaşıyorsanız bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve doğru hipotansiyon ilaçları ile bu durumu kontrol altına alabilirsiniz. Uzun vadede sağlık için önerilen tedbirler arasında düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ve stresi yönetmeye çalışmak bulunmaktadır. Düzenli egzersiz hem kan dolaşımını artırarak tansiyonu dengelemeye yardımcı olur hem de genel sağlık durumunu iyileştirir. Ayrıca kilo vermeye yardımcı olarak tansiyon problemlerini azaltabilir.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek de önemlidir. Tuz tüketimini azaltarak, potasyum açısından zengin gıdalar tüketerek ve işlenmiş yiyeceklerden kaçınarak tansiyon dengesini koruyabilirsiniz. Bunun yanında düşük tansiyonu olan bireylerin yeterli sıvı alımına dikkat etmeleri ve öğünlerini daha küçük porsiyonlarda tüketmeleri önerilmektedir. Stres yönetimi de hipotansiyon problemlerine çözüm sunabilir. Stres tansiyon üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve rahatlama teknikleri ile stres seviyelerini düşürmek tansiyon dengesini sağlamaya yardımcı olacaktır. Bunun yanında yoga, meditasyon veya derin nefes alma gibi tekniklerle stresi azaltarak tansiyonunuzu kontrol altında tutabilirsiniz.

Eğer bu yaşam tarzı değişikliklerine rağmen hala düşük tansiyon problemi yaşıyorsanız doktorunuzla görüşerek uygun hipotansiyon ilaçları kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu ilaçlar genellikle kan damarlarını daraltarak kan basıncını artırır ve böylece tansiyonu dengelemeye yardımcı olurlar. Doğru tedavi yaklaşımı ile uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün olacaktır.

Düşük Tansiyon Tanısı Nasıl Konur?

Düşük tansiyon tanısı konulmasında öncelikle doktorunuz sizinle detaylı bir görüşme gerçekleştirecektir. Bu süreçte hipotansiyon belirtileri gözlemi için yaşam tarzınız ve alışkanlıklarınız hakkında bilgi edinmeye çalışacaktır. Bunun yanında “Ortostatik hipotansiyon nedir?” gibi sorulara da yanıt aranır.

Doktorunuz tansiyon ölçümünüzü yaparak değerlerinizin normal seviyelerden düşük olup olmadığını kontrol edecektir. Eğer düşük tansiyon şüphesi varsa daha detaylı incelemeler yapılabilir. Hipotansiyon ilaçları kullanımı ise sadece doktor tavsiyesi üzerine gerçekleştirilmelidir. Tanı sürecinde kan testleri yapılabilir ve böylece anemi veya elektrolit dengesizliği gibi durumlar kontrol edilebilir. Ayrıca kalp ritmi ile ilgili problemlerin olup olmadığını anlamak için EKG testi de uygulanabilir. Doktorunuz eğer uygun görürse ortostatik hipotansiyonu kontrol etmek amacıyla özel bir test uygulayabilir. Bu testte hastanın uzanırken, otururken ve ayakta olan tansiyon değerleri ölçülerek farklı pozisyonlardaki tansiyon değişimleri incelenir.

Düşük tansiyon teşhisi konulduktan sonra doktorunuz sizin için en uygun tedavi planını oluşturacaktır. Bu süreçte yaşam tarzı değişiklikleri ve öneriler dikkate alınarak düşük tansiyonun etkilerini azaltmak ve sağlığınızı iyileştirmek hedeflenir. Sonuç olarak düşük tansiyon tanısı için doktorunuzla yakın bir iş birliği içinde olmanız önemlidir. Tüm şikayetlerinizi ve endişelerinizi paylaşarak en doğru değerlendirmeye ulaşılmasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın düşük tansiyon ile ilgili herhangi bir tedavi veya ilaç kullanımına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Tansiyon Düşüklüğü Nasıl Tedavi Edilir?

Tansiyon düşüklüğü bazı bireylerde yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. “Tansiyon neden düşer ve tansiyon düşerse ne yapılır?” gibi sorularının cevapları ise tansiyon düşüklüğünden muzdarip olanlar için büyük önem taşır. Öncelikle küçük tansiyon neden düşer ya da genel olarak hipotansiyonun sebeplerini anlamak gerekir. Bu durum dehidrasyon, hormonal dengesizlikler, sinir sistemi hastalıkları veya bazı ilaçların yan etkisi gibi pek çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir.

Hipotansiyon tedavisi öncelikle altta yatan sebeplerin belirlenmesiyle başlar. Eğer tansiyon düşmesine neden olan spesifik bir faktör tespit edilebilirse bu faktörün ortadan kaldırılmasıyla tansiyon düzeyleri normale dönebilir. Örneğin dehidrasyona bağlı olarak meydana gelen hipotansiyonda yeterli sıvı alımını sağlamak tansiyonun normale dönmesine yardımcı olacaktır. Bazı durumlarda ise doktorlar tansiyon düşüklüğünün semptomlarını kontrol altına almak ve daha ciddi komplikasyonları önlemek amacıyla hipotansiyon ilaçları reçete edebilir. Bu ilaçlar tansiyonu yükseltmek için kan damarlarının daralmasına veya kalp atış hızının artmasına neden olacak şekilde çalışır. Hipotansiyon ilaçları kullanırken doktorunuzun belirttiği dozaj ve süreye dikkat etmeniz önemlidir. Yine de tansiyon düşüklüğünün tedavisi bireysel bir yaklaşım gerektiren bir süreçtir ve herkesin ihtiyaç duyduğu tedavi yöntemi farklı olabilir. Bu nedenle tansiyon düşüklüğü yaşayan kişilerin kendileri için en uygun çözümü bulmak adına doktorlarıyla iş birliği içinde olmaları büyük önem taşır.

Yorum Ekle

Tansiyon Nedir? Yüksek ve Düşük Tansiyon Belirtileri

Tansiyon Nedir?

Kalp durmadan çalışarak, vücut için gerekli olan temiz kanı, doku ve organlara gönderir; oksijen seviyesi azalan kirli kanı geri toplayarak da tüm vücudun beslenmesini sağlar. Kalp kasının sürekli olarak kasılıp gevşemesiyle gerçekleşen bu durum, dolaşım sistemi aracılığıyla gerçekleştirilir. Kalp her kasıldığında, kapakçıklar açılarak kan, atardamarlara ve buradan da çatallanarak tüm damarlara gönderilir. Bu sırada kan damarlarında basınç oluşur. Bu basınç, tıp dilinde sistolik basınç ya da farklı bir deyişle yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Kalp kasının gevşemesiyle damarların üzerindeki basınç düzeyi azalır. Genişlemiş olan damarlar, kana basınç uygulayarak kan akımını devam ettirir. Ancak bu süre boyunca da kan damarlarında hala bir miktar basınç bulunur. Bu basınç ise küçük tansiyon ya da tıp dilindeki adıyla diyastolik basınç olarak adlandırılır. Tansiyon ölçümü sfigmomanometre olarak tanımlanan alet ile mm Hg cinsinden ölçülür. Tansiyon ölçümü sırasındaki koşullar kan basıncını önemli ölçüde etkilediğinden ölçüm, 5 dakikalık istirahat sonrasında yapılmalıdır. Yemek ve egzersiz sonrası tansiyon ölçümü normalden düşük, kahve tüketimi ya da sigara kullanımından sonra ise normalden yüksek sonuç verebilir. Bu yüzden tansiyon ölçümünden önceki yarım saat boyunca kişinin bu eylemlerden uzak kalması gerekir.

Tansiyon Çeşitleri

Tansiyonun iki farklı çeşidi bulunur:

Hipotansiyon (Düşük tansiyon)

Kan basıncının anormal şekilde düşmesi ya da halk arasında yaygın olarak bilinen adıyla tansiyon düşüklüğü, hipotansiyon olarak tanımlanır. Büyük tansiyonun 90 mm Hg, küçük tansiyonun 60 mm Hg değerinin altında olmasıyla oluşur. Çoğunlukla kişide bir belirtiye neden olmayan bu durum, tedavi de gerektirmez. Ancak tansiyonun aniden düşmesi, hafif ya da şiddetli belirtilere yol açabilir. Aşırı terleme, dehidrasyon, ishal, yetersiz beslenme, alerjik reaksiyonlar, stres, gebelik, hormonal dengesizlik, bazı kalp damar hastalıkları, anemi, kan kaybı gibi nedenlerin yanı sıra bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak da hipotansiyon oluşabilir. Hipotansiyon çoğunlukla üç farklı şekilde görülür:

  • Ortostatik Hipotansiyon: Tüm yaş gruplarında görülebilen ortostatik hipotansiyon genellikle zayıf ve sağlıksız yaşlıları etkiler. Otururken birden ayağa kalkmak gibi vücut pozisyonu değişikliğinde oluşan bu durum, kişinin başının dönmesine, gözlerinin kararmasına yol açabilir. Genellikle birkaç saniye süren bu durum bazı sağlık problemlerinin habercisi olabilir.
  • Sinirsel Aracılı Hipotansiyon: Diğer yaş gruplarına göre çocuk ve gençlerde daha sık görülen bu durum, kişinin uzun süre ayakta durmasına bağlı olarak gelişir. Baş dönmesi ve baygınlık gibi belirtilere yol açar.
  • Şoka Bağlı Hipotansiyon: Travma, yanık, zehirlenme, ani kan kaybı gibi kişinin şoka girmesine yol açan durumlarda oluşan hipotansiyon, kişinin hayatını tehdit edecek boyutta olabilir ve acil tıbbi yardım gerektirir.

Hipertansiyon (Yüksek tansiyon)

Tansiyonun 130/80 mm Hg değerinin üzerinde olması hipertansiyon ya da farklı bir deyişle yüksek tansiyon olarak tanımlanır. Toplumda görülme sıklığı %30 ila %45 arasında olan bu rahatsızlık, mutlaka kontrol altına alınması gereken bir durumdur. Primer ve sekonder hipertansiyon olmak üzere iki farklı türü bulunur. Toplumda yaklaşık olarak %90 oranında görülen primer hipertansiyonda tansiyonun yükselmesine neden olan odak bir hastalık bulunmaz. Sekonder hipertansiyon ise yaklaşık olarak %10 oranında görülür ve tansiyon yüksekliği altta yatan farklı bir sağlık probleminden kaynaklanır. Sıklıkla sorulan "Tansiyona ne iyi gelir?" sorusunu yanıtlamadan önce "Hipertansiyon belirtileri nelerdir? sorusunu cevaplamak gerekir.

Tansiyon Yükselmesi (Hipertansiyon) Belirtileri

Ailede yüksek tansiyon öyküsünün varlığı, 40 yaşın üzerinde olmak, diyabet ve sigara kullanımı, hipertansiyon riskini arttıran etkenler arasında yer alır. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, hâlsizlik, nefes darlığı, bulanık görme, sık idrara çıkma, burun kanaması, kalp ağrısı ya da kalp ritminin düzensiz olması, hipertansiyon belirtileri arasında yer alır. Kalp, beyin, böbrek ve göz gibi organlar üzerinde olumsuz etkileri bulunan hipertansiyon, zaman içinde atardamarlarda deformasyona yol açar. Beyin kanaması, kalp krizi, felç, böbrek yetmezliği, beyin damarlarında tıkanıklık ve körlük gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabilen hipertansiyonun mutlaka kontrol altına alınması gerekir.

Tansiyon Yükselmesine Ne İyi Gelir?

Tansiyon yüksekliğinde kişinin mutlaka hekime görünmesi ve tedavi alması gerekir. İlk kez tanı alan ve tedavisine başlanan hastaların ilk hekim kontrolü 2 ila 4 hafta arasında yapılmalıdır. İlk kontrol sırasında hekim, ilaçların dozunu ya da kullanım şeklini değiştirebilir. Daha sonra her 6 ayda bir kez hekim kontrolüne gidilmelidir. Tansiyon yüksekliği varlığında yaşam tarzında değişiklik olmazsa olmazlar arasında yer alır. Sigara kullanımının bırakılması, vücut kitle endeksine göre kilonun dengelenmesi, tuz tüketiminin günlük 6 gr. ile sınırlandırılması ve düzenli egzersiz yapılması son derece önemlidir. Taze meyve ve sebzelerden alınan potasyum da tansiyon yüksekliğine iyi gelir. Tüm bunların haricinde tuzsuz ayran, nar suyu, greyfurt, sarımsak, kekik, limon suyu gibi gıdaların alınması, tansiyonun dengelenmesi için önerilebilir.

Tansiyon Düşüklüğü (Hipotansiyon) Belirtileri

Hipotansiyon, çoğunlukla belirti vermese de bazı durumlarda baş dönmesi, bulantı, kusma, hâlsizlik, nefes darlığı, aşırı terleme, depresyon, vücut ısısının düşmesi, bayılma ve nefes darlığı gibi belirtilere yol açabilir. Tansiyon düşüklüğü belirtileri görülmesi durumunda hekime başvurulması ve nedenlerinin araştırılması önemlidir.

Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?

Yetersiz beslenmeye bağlı olarak görülen folik asit ve B12 vitamin eksikliği, diyabet, kalp hastalıkları, dehidrasyon, iç kanama, aşırı kan kaybı ve bazı ilaçların kullanımı tansiyonun düşmesine neden olabilir. Tuzlu ayran, havuç suyu, zeytin, üzüm, zencefil, fesleğen ve su tüketiminin artırılması tansiyon düşüklüğüne iyi gelebilir.

Hamilelikte (Gebelikte) Tansiyon

Gebelerin yaklaşık %10'unda yüksek tansiyon görülür. Gebelik öncesi var olan ya da gebeliğin beşinci ayından önce görülen tansiyon yüksekliği, kronik hipotansiyon olarak değerlendirilirken, gebelik tansiyonu olarak bilinen tansiyon yüksekliği çoğunlukla gebeliğin beşinci ayından sonra görülür. Mide bulantısı, kusma, idrar miktarında azalma, çift görme, hızlı kilo artışı, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında farklılık gibi semptomlarla görülen gebelik tansiyonu, hamilelik zehirlenmesine (Preeklampsi) yol açabilir. Bu yüzden gebelik boyunca kan basıncının kontrol altına alınması son derece önemlidir. Hafif vakalarda anne adaylarına istirahat önerilirken daha şiddetli vakalarda ilaç tedavisi gerekebilir.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede