mezar ziyaretine abdestsiz gidilir mi / EskiEserler | Eski Eserler | Eskieserler.com

Mezar Ziyaretine Abdestsiz Gidilir Mi

mezar ziyaretine abdestsiz gidilir mi

Mezarlığa giderken abdest almak gerekir mi?

İçindekiler:

  1. Mezarlığa giderken abdest almak gerekir mi?
  2. Mezarlığa girerken nasıl selam verilir ne demektir?
  3. Adetlıyken Mezarlıga gidilir mi?
  4. Kabir ziyaretinde nasil giyinmeli?
  5. Cuma günü mezarlığa kaçta gidilir?

Mezarlığa giderken abdest almak gerekir mi?

Gene on bir İhlas-ı şerif veya Yasin-i şerifi okumalı, ziyaret ettiği kişiye ve ümmet-i Muhammed'in küllisine hediye etmelidir. Bütün kabristanları ziyâret etmek müstehaptır, fakat kabristanı ziyâret etmek için abdestli olmak şart değildir.

Mezarlığa girerken nasıl selam verilir ne demektir?

KABİRDEKİ ÖLÜNÜN RUHUNA NASIL SELAM VERMELİYİZ?

  1. Mezarlığa girince, "Esselamü aleyke ya ehlel kubur - Size selam olsun ey kabir ehilleri" denilir.
  2. Ziyarete gittiğimiz kabrin başına geçtiğimizde de, "Esselamü aleyke ey babacığım, anneciğim vs." diyerek, bizzat gittiği kişinin ruhuna selam verilir.
  3. Son Peygamber Muhammed aleyhisselam mezarlığa girdiğinde;

Adetlıyken Mezarlıga gidilir mi?

Abdestsiz olan kişiye sen ziyaret etme denilmez. Âdetli kadın da kabir ziyareti yapabilir. Ona da sen ziyaret etme denilmez. Kabirler ziyaret edilirken yüksek sesle ağlanması, yaka paça yırtılması veya dinen hoş olmayan davranışlar sergilenmesi dinimiz tarafından yasaklanmıştır.

Kabir ziyaretinde nasil giyinmeli?

'Kabir ziyareti sünnettir. Belirli bir günü yoktur ama Pazartesi veya Perşembe günü gidilebilir. Mezarlara giderken abdest alıp gitmek gerekiyor, giderken edepli bir şekilde giyinmek gerekir. Gidilecek kişinin ayak kısmından veya baş kısmından yaklaşabiliriz.

Cuma günü mezarlığa kaçta gidilir?

Hanefi'de, perşembe, cuma ve cumartesi günleri kabirleri ziyaret etmek sünnettir. Şafii'de, perşembe günü ikindiden cumartesi günü güneş doğuncaya kadar ziyaret etmek sünnettir. Ziyaret edenin, ölü için Kur'an-ı kerim okuması, ona dua etmesi gerekir. Bunların ölüye faydası çok olur.

Mezarlık ziyareti abdestsiz yapılır mı? Abdestsiz mezara gidilir mi?

Haberin Devamı

Mezarlık ziyaretlerinin abdetsiz yapılmamasına yönelik herhangi bir dini hüküm bulunmamaktadır. Ancak mezarlık ziyaretinin belirli adabı da bulunmaktadır. İşte, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın o konu hakkında yayımladığı detaylar;

Mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölümün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır.

Kabir ziyaretinde bulunan kişi, ahireti hatırlamalı, dünyanın geçici olduğunu ve bir gün kendisinin de öleceğini düşünmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), geceleri Baki’ kabristanına gelir ve “Müminler yurdunun sakinleri, sizlere selam olsun. İnşaallah biz de size katılacağız. Bizler ve sizler için Allah’tan afiyet dilerim; Allah’ım, Baki’ kabristanında bulunanları bağışla.” (Müslim, Cenâiz, 102) diye dua ederlerdi. Kabir ziyaretinde bulunan kişinin ölü için dua etmesi ve Kur’an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun olur.

Ancak, kabir ve türbe ziyaretlerinde İslam’ın özüne ve tevhid anlayışına ters düşen, itikâdî bakımdan da zararlı olan tutum ve davranışlardan uzak durmak gerekir. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin parmaklık ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak İslam ile bağdaşmaz. Türbelerde yatan kişileri beşer üstü varlıklar olarak görmek; bu zatların duaları kabul ettiğine, ilâhi kudretlerinin olduğuna inanmak doğru olmadığı gibi, bir kısım ihtiyaç ve dilekleri onlara arz etmek, kendilerinden medet ummak, bu ziyaretleri dinî bir vecibe gibi telakki etmek; bez bağlamak, mum yakmak, kurban kesmek, şeker vb. yiyecek maddeleri dağıtarak onlardan yardım dilemek gibi davranışlarda bulunmak da, tevhid dini olan İslam’la bağdaşmaz. Ölen kişilerden medet ummak ve onlardan bazı şeyler beklemek iman açısından tehlikeli bir davranıştır.

Eski Eserler

 

Soru: Bayanların özel muayyen günlerinde türbe yada yatır ziyaret etmesi abdestsiz türbeye girmesi günah mıdır yani mesela mevlana türbesine girmek günah mıdır, caiz midir değil midir? Buna ilaveten kabir ziyareti olur mu diyede ben bir soru sormuş olayım müsadenizle... Çanakkale şehitliğine gidebilir mi mesela?

el Cevab: Kabir ya da kabir hükmünde ki yerleri ziyaretleri dua etmeleri caizdir. Mescidlere girmemelidirler. Ama gereklilik halinde ihtiyacı kadar girip çıkmalarına da cevaz vardır.

Kabir ziyaretinde abdestli olmak şartı yoktur. Kuran okuyacaksanız ezberden abdestsiz okumak caizdir. Ama mushaftan okuyacaksanız abdestli olmanız gerekir. Hayızlı iken kurana dokunmak caiz değildir.

Mülahaza: Ayşe Reşad
-Özel durumundaki kadın, ezberden bildiği sureleri-ayetleri okuyabilir mi?
-sesli- ya da bilgisayardan? Hanefi mezhebinde çok katı ama diğer mezheplerde okunabiliyor dokunmadan..Mesela bizde bir kadın nifas vb. uzun müddet hiç kur'an okumadan duruyor hatta felak-nas-ayetel kürsi bile! nasıl korunacak ki? O kadar uzak durması olur mu hiç?

el Cevab:
 Ezber tekrarı gibi şeyler için içinizden geçirebilirsiniz . Kuran dinleyebilirsiniz bilgisayar, teyp, mp3, mp4, mp5. Korunma ayetlerini korunmak kasdıyla dua olarak okuyabilirsiniz.

Mülahaza: Banu Aksoy Kayadelen
Siz bu fetvaları neye göre veriyorsunuz ,kadını camiden mescidden mezarlıktan türbeden vs vs men eden hadis vs nerdedir.

el Cevab: “Peygamberimiz (Aişe validemize)“mescitten seccadeyi ver
” buyurdu Ben: “Ben hayızlıyım” deyince: “ hayızlı olman senin elinde değildir” buyurdu.
Bu rivayet kadınların namaz kılmadıkları zamanlarda mescide girmesinin caiz olmadığına , girerlerse bir ihtiyaçlarını görüp hemen çıkmalarının uygun olduğuna delildir. Yine bu hadis kocanın eşinden hayızlı iken mescide gidip oradan bir şey alıp gelmesini isteyebileceğine de delildir.

‘’Ben hayız halinde olana da cünübe de mescitte kalmayı helal kılmıyorum.”
Bu hadis namaz kılmayanların ve cünüb halinde olanların mescide girmemelerine dinen girdiklerinde çıkmaları ve orada kalmamaları gerektiğine sarahaten delildir.

Mescit, hayız halinde olana da cünüp olana da helal değildir
Bu rivayet de yine mescitlerin NŞA da namaz kılmayanlara ve cünüb olanlara caiz olmadığını. Mescitlere dini acıdan temiz olduğumuzda girmemiz gerektiğini. Temiz olmayanların girmemesi gerektigine delildir.

Ek 1 ; Fukahanın Konuyla Alakalı Görüşleri:
4 mezhep kadınların hayızlı iken mescidlere girmelerinin haram olduğunda ittifak halindedir.
Zahiri mezhebi mensuplarının çoğunluğu ise mescidlere girmelerine cevaz vermişlerdir. Bu şaz bir görüştür.

Delilleri ;
‘’Bana yeryüzü mescid kılındı’’ hadisi ve
’Mümin temizdir, necis olmaz’’ ve
’Köle iken azat edilen ve efendimize gelip müslüman olan kadına efendimizin mescide kalmasına izin vermesi’’ hadisleridir.

Müşriklerin mescidlere girmesine izin verilmiştir. Kadınların da girmesi hayli hayli caiz olmalıdır.
Delil gösterdikleri hadisler konuyla alakalı degildir. Konuyla alakalı hadisler ise haramlık isbat eden naslardır. Bir konuda nas varsa ictihada mahal yoktur.
Efendimizin mescide kalmasına izin verdiği kadın ve orada kalmasına izin verilmesi zaruret yada özel durum olsa gerektir. Kadının hayızdan kesilmiş olması da muhtemeldir.
Müşrikler ile hayız halindeki kadınların hükümleri bir değildir. Allah ve rasulu bu ikisinin arasını uyarınca ona uymak gerekir.

لا احل المسجد لحائض و لا جنبhadisi,   ‘’Mescidleri cünüblere ve hayızlılara helal etmiyorum, izin vermem’’ .[1]
ان المسجد لا يحل لحائض ولا جنب ‘’mescidlere cunublerin ve hayızlıların girmesi helal degildir’’.[2]
Nisa 43 ayeti de cünübler için mescidlerden zaruret miktarınca ihtiyacını görüp çıkmanın caizliğinin delilidir.

Hayız halinde de durum ona kıyas edilir. Hz Aişe’nin mescide girip seccadeyi alıp çıkması da buna yine delildir.

  •  
  • [1] Ebu Davud I.60
    [2] İbn Mace I.202

  • İslam ve İhsan

    Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

    “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

    İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

    Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

    Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

    Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

    Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

    Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

    İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

    İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir