Kıdem tazminatının fona aktarılması

Kıdem Tazminatının Fona Aktarılması

kıdem tazminatının fona aktarılması

Bilindiği gibi hükümet, kıdem tazminatında sistemi temelden değiştiriyor. Konu, "İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı" içinde yer alıyor. Taslağın ilk iki bölümü istihdam paketi, üçüncü bölüm (35 - 50'nci maddeleri) ise Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili. 35'inci maddedeki 'tanımlar' bölümünde, 'kıdem tazminatı' ve diğer ilgili kavramlar şöyle tanımlanıyor:
"Kıdem tazminatı: İşveren tarafından yatırılan kıdem tazminatı primlerinin ve bu primlerin yasal kesintilerden sonra emeklilik şirketince yatırıma yönlendirilmesi sonucu sağlanan getirilerinin toplamından oluşan ve (...) işçiye ödenen tutarı,

Kıdem tazminatı fonu: Yetkilendirilmiş emeklilik şirketi tarafından kıdem tazminatı primlerinin yatırıma yönlendirilmesi için oluşturulan kıdem tazminatı yatırım fonunu" ifade ediyor.

Tasarı taslağında prim oranı belli değil
Tasarı taslağında işverenlerden çalıştırdığı her bir işçi için prime esas kazanç üzerinden kesilecek oran belirtilmiyor. Daha önce bu oranın yüzde 3 olacağı belirtilmişti. Taslakta oran yok. Tasarı taslağının prim oranı ile ilgili 36?ncı maddesi şöyle:
"Madde 36- Bu kanun hükümlerine göre yapılacak ödemeleri ve bununla ilgili giderleri karşılamak üzere 2'nci maddede belirtilen işverenlerden çalıştırdığı her bir işçi için prime esas kazanç üzerinden % ... oranında kıdem tazminatı primi alınır."

Burada önemli olan prime esas kazanç üzerinden kesilecek kıdem tazminatı priminin oranı!.. Bu oran yüzde kaç olmalı ki çalışanlar yeni sistemde de kayba uğramadan, en azından eski sistemle aynı miktarda kıdem tazminatı alabilsinler? Bu teknik bir hesap ancak oran belirlenirken bunun dikkate alınması gerekiyor.

Bugün tazminat hesabında yıl başına kabaca 1 maaş ödeniyor. Bu da aylıkta yüzde 12?ye geliyor. Yeni sistemde prim oranı yüzde 3 olursa, nemalandırılsa bile sonuçta yüzde 12'ye ulaşıp ulaşmayacağı belirsiz. Mevcut sistemde kullanılmayan izinler ve ihbar tazminatı mekanizması var. Yeni sistemde bunlar nasıl karşılanacak, belirsiz?

Prim yatırılmazsa SGK sorumlu değil
Tasarı taslağının "Prime esas kazanç" başlıklı bölümünde 37 ve 38'inci maddelerde, sistemin nasıl işleyeceği anlatılıyor. Özetle şöyle:
- "İşverenler, işçilerini ve bu işçilerin çalıştıkları aya ait prime esas kazançlarını, (kanunda belirtilen) aylık prim ve hizmet belgesinde ayrıca belirterek bildirir.
- Aylık prim ve hizmet belgesinin kuruma verilmiş olması kıdem tazminatı bildirimi yerine geçer.
- İşverenler bu bildirim ile tahakkuk eden kıdem tazminatı primlerini (kanunda belirtilen süre içerisinde) sosyal sigorta ve işsizlik sigortası primlerinden ayrı olarak kuruma yatırırlar.
- Kurum, yatırılan kıdem tazminatı primlerini yatırılma süresinin dolduğu tarihi tarip eden ayın sonuna kadar işverenin ilgili olduğu bireysel emeklilik şirketine aktarır.
- İşverenler tarafından kıdem tazminatı bakımından işçilerin bildirimlerinin yapılıp yapılmamasından, prim ödeme süresi içinde yatırılmayan prim tutarlarından ya da primlerin yatırılmamasından veya eksik yatırılmasından kurum (Sosyal Güvenlik Kurumu/SGK) sorumlu tutulamaz.
- Eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan primler Emeklilik Gözetim Merkezi tarafın tespit edilerek ilgili işçi ve işverene bildirilir.
- İşverenler kıdem tazminatına ilişkin prim yükümlülükleri nedeniyle işçilerin ücretlerinden herhangi bir indirim veya kesinti yapamazlar.
- İşverenlerce ödenen kıdem tazminatı primleri, kazancın tespitinde gider olarak kabul edilir."

Emeklilik şirketini işveren, fonu işçi seçecek
Tasarının 39'uncu maddesi, toplanacak kıdem tazminatı primlerinin emeklilik şirketlerine aktarılmasını ve bu emeklilik şirketlerinin kuracağı özel Kıdem Tazminatı Fonları'nın işleyişini düzenliyor. Bu maddedeki en dikkat çekici unsurlardan biri bireysel emeklilik şirketinin seçiminin işverene, seçilen emeklilik şirketinin değişik kıdem tazminatı fonları arasından seçimin ise işçiye bırakılması.

Yani işveren 'Ben çalışanlarımın kıdem tazminatı primini A şirketine yatıracağım' diyecek. İşçi de kendi adına biriken primlerin değerlendirilmes için o şirketin kurduğu, farklı yapılardaki fonlardan birini seçecek.

Bilindiği gibi emeklilik şirketleri biriken fonlarını, üyelerinin tercihine göre farklı yatırım enstrümanlarının farklı oranlardaki bileşiminden oluşan yatırım araçlarına yatırım yaparak değerlendiriyorlar. İlgili madde özetle şöyle:
"Madde 39- Bu kanun gereği işverenlerden alınan kıdem tazminatı primleri emeklilik şirketlerince kurulan kıdem tazminatı fonlarında yatırıma yönlendirilir.
- Kıdem tazminatı fonlarının kuruluşu, faaliyete geçmesi, saklanması, mal varlığı, yönetimi, birleştirilmesi ve devrine ilişkin hususlarda 2001 tarihli Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu hükümleri kıyasen uygulanır.
- Kıdem tazminatı primlerinin yatırılacağı emeklilik şirketinin seçimi işveren, bu primlerin yatırılacağı fonların seçimi işçiler tarafından yapılır.
- Emeklilik şirketleri, kıdem tazminatı fonlarına ve hesaplarına ilişkin her türlü bilgiyi Emeklilik Gözetim Merkezi?ne bildirir.
- Emeklilik şirketlerinin yetkilendirilmesine, fon varlıkları veya fon gelirleri üzerinden yapılacak kesintilere, emeklilik şirketinin değiştirilmesine, fon değişikliği yapılmasına, yapılacak bildirimlere ve kıdem tazminatı hesaplarına ait benzeri hususlara ilişkin esas ve usuller müsteşarlıkça belirlenir."

100'den fazla fon nasıl denetlenecek?
Taslakta, denetim yetkisini elinde bulunduran 'Emeklilik Gözetim Merkezi'nin yapısı hakkında bir açıklama yok. Tanımlar bölümünde, "Müsteşarlık tarafından emeklilik gözetim merkezi olarak görevlendirilecek tüzel kişi" olarak ifade ediliyor. Bu gözetim merkezinin nasıl denetleneceği konusu da taslakta ifade edilmemiş durumda. Burada devleti de kapsayan kademeli bir denetim mekanizması kurulup kurulmayacağı belli değil.

44'üncü maddede, "Müsteşarlık ve kurul (SPK), bu kanunun uygulanması bakımından kendi kanunlarında belirtilen teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahiptirler" diyor. Böyle genel bir denetimin yeterli olacağı şüpheli. Çünkü Türkiye?de 10 bireysel emeklik şirketi ve her birinin 10 civarında fonu var. Yeni kurulacaklarla bu sayı artacak. Böylece milyarlarca YTL fonu (İşsizlik Fonu'nda 30 milyar YTL var!) kapsayan 100'den fazla fonun denetimi sözkonusu olacak. Türkiye?de şimdiye kadar kurulmuş benzer fonlar ve kesintilerin akıbetleri ile ilgili deneyimler bu konuda tartışma yaratabilir.

Kayıtsız çalıştırma konusunda ilave bir tedbir getirilmiyor. Uygulamada sigortasız çalışan kişi kıdem tazminatı alamıyor. Taslakta bunu azaltmaya, önlemeye dönük bir ifade yok. Türkiye'de resmi rakamlara göre 10 milyon kişi sigortasız çalışıyor.

Denetimde devlet yok, eksik yatırmada ne olacağı belirsiz
Tasarı taslağında işverenlerin çalışanları adına ödemeleri gereken pirimleri yatırmaması, eksik yatırması durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) her hangi bir yaptırımla yetkilendirilmiyor. Devlet devreden çıkarılıyor. 38'inci maddede "Eksik yatırılan veya hiç yatırılmayan primler Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından tespit edilerek ilgili işçi ve işverene bildirilir" deniliyor. Bildirilmesine rağmen yatırılmaması halinde ne olacağı belirsiz.

42'nci maddede yaptırım yok, ancak çalışanın hak kaybının önlenmesi bakımından büyük önem taşıyan şu ifadeler yer alıyor:
"İşveren, kıdem tazminatı primini eksik yatırması veya hiç yatırmaması halinde, ilgili dönemde en yüksek getiri oranına sahip kıdem tazminatı fonu emsal alınarak hesaplanan tutarı işçinin kıdem tazminatı hesabına ödemekle yükümlüdür."

Burada eksik yatırmanın veya hiç yatırmamanın giderilmesi için önemli bir güvence getiriliyor. Ancak bildirime rağmen işverenin yükümlülüğünü yerine getirmemesi her hangi bir yaptırıma bağlanmıyor. 46'ncı madde uyuşmazlıklarda iş mahkemelerini adres olarak gösteriyor.

Eski çalışanın işyerindeki tazminatının hesabı belirsiz
Tasarı taslağının 40'ıncı maddesi mevcut çalışanlar ile işe yeni başlayanların Kıdem Tazminatı Fonu (ya da fonlarıyla) ilişkisini düzenliyor. İlgili madde şöyle:
"Madde 40- Bu kanun kapsamına girenlerden daha önce işe girmiş ve halen hizmet sözleşmesi devam edenler, kanunun yürürlülük tarihinden, yeni işe alınanlar ise işe başladıkları tarihten itibaren kıdem tazminatı fonları ile ilişkilendirilirler.

Bu kanun kapsamında, kıdem tazminatı alındıktan sonra hizmet akdi yapılarak yeniden işe başlanılması halinde, ilişki yeniden ve kendiliğinden doğar."

Yani fon kurulduktan sonra, halen çalışmakta olanlar da işe yeni başlayanlar da kıdem tazminatı fonuna bağlanmış olacak. Açıklık gereken en önemli konu şu: Fon kurulduktan sonra, mevcut çalışanların birikmiş kıdem tazminatları ne olacak? Bununla ilgili geçici 1 madde açık değil. Maddede şöyle deniliyor:
"Geçici madde 1- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 36'ncı maddede sayılan kanunlara tabi işyerlerinde çalışmış veya halen çalışmakta olanların yürürlük tarihinden önceki hizmet sürelerine ait kıdem tazminatlarından, bu kanun ile mülga edilen 1475 sayılı kanunun 14'üncü, 854 sayılı kanunun 20'nci ve 5953 sayılı kanunun 6'ncı maddelerindeki esaslara göre doğrudan işverenler sorumludur; yürürlük tarihinden sonraki süreler için bu kanun hükümleri uygulanır."

Burada işverenin sorumlu olduğunu söylemek malumu ilan! Akla gelen soruları sıralayalım:
- Fonlara aktarılan primlerin nasıl nemalandırılacakları, seçilecek fon tipine göre belli olacak. Ancak eski birikmiş tazminatlar, eğer iş yerlerinde kalırlarsa, bu birikimler nasıl nemalandırılacak?
- İşten ayrılma halinde eski çalışan, eskiye ilişkin tazminatını iş yerinden, fon sonrası dönemi için fondan mı alacak?
- Fon öncesine ait tazminatın hesabında, son aylık ücretler mi esas alınacak, yoksa fon kuruluş tarihindeki ücretler mi dikkate alınacak?

Bu konu önemli. Çünkü, fon sistemine geçildiği tarihte 1000 YTL ücreti olan bir çalışan, örnek olarak, 10 yıl da kıdem tazminatı fonunu prim ödedikten sonra iş yerinden ayrıldığında, ücreti geçen 10 yıl içinde zamlanarak artmış olacak.

Takribi olarak her yıl yüzde 10 zam hesabıyla ücreti 2000 YTL'yi bulacak. Bu durumda hesap 1000 YTL'ye göre mi, son ücret olan 2000 YTL'ye mi göre hesap edilecek? İşyerinin kapanması halinde birikmiş kıdem tazminatları ile ilgili nasıl bir prosedür işleyecek?

Fondan ayrılan birikmiş parasını nasıl alacak?
Kıdem tazminatı fonlarından, birikmiş tazminatı alma konusu 41'inci maddede düzenleniyor. Madde şöyle:
"Madde 41- Bu kanunun kapsamına giren işçiler,
a) Yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,

b) Ölümleri halinde hak sahipleri, kıdem tazminatına hak kazanırlar.

Yeniden çalışmaya başlayanların iş sözleşmelerinin sona ermesi halinde kıdem tazminatına hak kazanırlar."

Ödeme şartları da 42'nci maddede yer alıyor. Madde şöyle:
"Kıdem tazminatının ödenmesi:
Madde 42- Kıdem tazminatı almaya hak kazanan işçi veya hak sahiplerine, kıdem tazminatı emeklilik şirketi tarafından ödenir.

İşveren, kıdem tazminatı primini eksik yatırması veya hiç yatırmaması halinde, ilgili dönemde en yüksek getiri oranına sahip kıdem tazminatı fonu emsal alınarak hesaplanan tutarı işçinin kıdem tazminatı hesabına ödemekle yükümlüdür. Kıdem tazminatının ödenebilmesi için işçinin veya hak sahibinin bu kanunun 10'uncu maddesine göre hak kazandığını kanıtlayan belgelerle emeklilik şirketine başvurması şarttır.

Emeklilik şirketi, başvuru ile ilgili belgelerin kendisine verilmesinden itibaren otuz gün içinde kıdem tazminatı tutarını işçiye veya hak sahiplerine öder. Bu maddeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir."

Bu madde kıdem tazminatı ödemelerini düzenlemesine karşın, fon öncesi çalışma dönemlerine ait ödemelerin nasıl yapılacağı konusu belirtilmiyor. Taslakta sadece 'işveren sorumludur' diyor.

Birikmiş tazminatların işveren tarafından topluca fona aktarılması öngörülmüyor. Zaten böyle toplu bir ödemeyi şirketlerin kaldırması mümkün değil.

Taslağın tamamında eski döneme ilişkin tazminatların işyerlerinde kalacağı gibi bir kabulden yola çıkıldığı anlaşılıyor. Ancak gerek bu konuya gerekse hesaplama yöntemine açıklık gerekiyor. Çünkü bu konu anlaşmazlık konusu olma potansiyeli taşıyor.

"Madde 46- Bu kanunun uygulanmasından, doğan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" deniliyor.

Ancak burada da çalışanın mı yoksa SPK ve tek denetçi Emeklilik Gözetim Şirketi'nın mi harekete geçeceği, davacı olacağı belirsiz.

Meslek okulunun primine beş yıl Hazine teşviki geliyor
Tasarının 47'nci maddesi, tasarı hükümlerinin, çalışan ve işveren arasındaki özel sözleşmelerle değiştirilemeyeceğini belirtiyor. Madde şöyle: "Bu kanun hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle değiştirilemez, aksi yöndeki sözleşme hükümleri geçersizdir."

48'inci madde, bu taslağın yasalaşması halinde kaldırılacak hükümleri kapsıyor.

Geçici 1'inci madde, fon sistemi öncesi ile ilgili birikmiş kıdem tazminatlarla ilgili sorumluluğun işverene ait olduğunu belirtiyor, ancak, hesaplama ile ilgili belirsizlikler taşıyor.

Geçici madde 2, "Sandıklarda kıdem tazminatına tabi çalışanlar için, bu kanunun 39?uncu maddesi gereğince yapılacak her türlü işlem, sandıklar tarafından yerine getirilir" diyor.

Başka bir ifade ile sandıklar, işverenler gibi primleri yatırmakla yükümlü tutuluyorlar.

Geçici madde 3, 18 - 29 yaş arası mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile meslek yüksekokullarından mezun olanların primlerinin beş yıl süreyle azalan oranlarda Hazine'ce ödenmesini öngörüyor.

Maddenin metni şöyle:
"506 sayılı kanun kapsamındaki 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük sigortalılardan, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl süre ile işe alınan ve fiilen çalıştırılan, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile meslek yüksekokullarından mezun olanlar bu kanunun yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak ve kanunun yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla 506 sayılı kanunun 78'nci maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin,
a) Birinci yıl için yüzde yüzü,
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi Hazine?ce karşılanır."

Taslağın 49 ve 50'nci maddeleri yürürlük ve yürütme ile ilgili.

Son Dakika Kıdem Tazminatı Fonu Haberleri

  • 27.06.202027 Haz 14:57Son Dakika: Erdoğan'dan işçi ve işveren temsilcilerine kıdem tazminatı resti: Aranızda halletmezseniz art niyetlisinizSon Dakika: Erdoğan'dan işçi ve işveren temsilcilerine kıdem tazminatı resti: Aranızda halletmezseniz art niyetlisiniz

    Son dakika: Kıdem tazminatı konusunda işçi ve işveren temsilcilerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuyu kendi aranızda halledin. 'Biz halledemiyoruz, kabine halletsin' diyorsanız burada bir art niyet vardır. Bizi işçimize ve işverenimize karşı zor duruma mı düşürmek istiyorsunuz" dedi.

  • 25.06.202025 Haz 13:15Avukat Binici, Kıdem Tazminatı Fonu ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini anlattıAvukat Binici, Kıdem Tazminatı Fonu ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini anlattı

    Cumhurbaşkanının 2022 yılında yürürlüğe gireceğini duyurduğu tamamlayıcı emeklilik sistemi ile günümüzde uygulanan kıdem tazminatının çalışma dönemi boyunca ödenen primler ile fonlaştırılarak emeklilik sistemine entegre edilmesi planlanıyor.

  • 24.06.202024 Haz 14:49Kıdem tazminatına ilişkin yeni düzenlemede çözüm yolunu bilim kurulu önerecekKıdem tazminatına ilişkin yeni düzenlemede çözüm yolunu bilim kurulu önerecek

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir kez daha gündeme getirdiği ancak sosyal tarafların karşı çıktığı kıdem tazminatına ilişkin yeni düzenlemede, uzlaşı formülü için bir bilim kurulu oluşturulması öngörülüyor.

  • 20.06.202020 Haz 10:18Emekliliği yakın olanlar Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ne dahil edilmeyecekEmekliliği yakın olanlar Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ne dahil edilmeyecek

    Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın duyurduğu Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ne dair merak edilenleri aktaran İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. Resul Kurt, emekliliği yakın olanların yeni sisteme girmeyeceğini dile getirdi.

  • 18.06.202018 Haz 10:11Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçi ve işveren temsilcilerini uyardı: Kıdem tazminatı düzenlemesi için anlaşınCumhurbaşkanı Erdoğan, işçi ve işveren temsilcilerini uyardı: Kıdem tazminatı düzenlemesi için anlaşın

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, dün normalleşme sürecindeki en yoğun görüşme trafiğine sahne oldu. Milyonlarca çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı düzenlemesi için işçi ve işveren temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, taraflara aranızda anlaşın uyarısı yaptı.

  • 17.06.202017 Haz 22:19Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: 'Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif...Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif...

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif büyümeyle tamamlayacağız" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: "Olumlu sonuçlara ulaşmamız için salgının seyrinde yeniden azalan vaka sayılarını yakalamak zorundayız" "Biz sadece kendi...

  • 17.06.202017 Haz 15:27Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: 'Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif...Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay: "Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif...

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Bütün dünyada pozitif büyüme olmasa bile biz yılı pozitif büyümeyle tamamlayacağız" dedi.

  • 16.06.202016 Haz 10:28Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nde istifa eden de tazminat alabilecekTamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nde istifa eden de tazminat alabilecek

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022'de başlayacağını açıkladığı Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'nde detaylar netleşmeye başladı. Bakanlıkların çalışmasını tamamladığı yeni sistemde istifa eden çalışan da kıdem tazminatı alabilecek. Çalışan 60 yaşını doldurduktan sonra emeklilik hakkı kazanacak.

  • 12.06.202012 Haz 14:51Son Dakika  <div><h2>AH ŞU KIDEM TAZMİNATI OLMASA…</h2><div><p><strong>Tarih</strong>: 23. 02. 2016			  <div><h2>Tazminata Devlet Garantisi Geliyor</h2><div><p>Türkiye’de çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi kıdem tazminatı. Çalışanların yüzde 80’ine yakını çeşitli sebeplerle tazminatını almadan işten ayrılıyor. Aynı şekilde firmalarda bir kıdem tazminatı fonu ya da kaynağı ayırmadığı için işçi çıkarttıklarında zor durumda kalıyor. Yargının en büyük iş yükü bu konuda yaşanıyor. Son dönemde arabulucu şartı getirilse de iş mahkemeleri yine en çok tazminat ve işe geri dönüş davalarıyla meşgul oluyor. Bu sürdürülemez sorunun mutlaka çözümü gerekiyor.</p><p>Şimdi çözüm için önümüzde çok önemli bir fırsat da bulunuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yapısal Dönüşüm Programı içinde tüm paydaşların bir araya gelerek gerçekleştirecekleri bir kıdem tazminatı reformunu da açıkladı. Böylece bu sorunun çözümü hem işçi hem işveren hem de kamunun bir araya geleceği bir platformda çözüme kavuşturulacak. Peki, bu reform neleri içeriyor, fon sistemi nasıl uygulanıyor?</p><p>Söylediğimiz gibi tüm paydaşlar bir araya gelerek bir çözüm ortaya koyacaklar. O yüzden detaylarda bu toplantılarda netleşecek. Ancak geçtiğimiz yıllarda bu konu gündeme geldiğinde çizilen çerçeve ve dünya uygulamalarından yola çıkarak bazı konulardaki soruları cevaplamak istiyoruz.</p><p><strong>Kimleri ilgilendiriyor?</strong></p><p><br>Kıdem tazminatı fonundan 15 milyona yakın çalışan ile 2 milyondan fazla işyeri yararlanacak. Fon hem eski çalışanları hem de yeni işe girecekleri kapsayacak.</p><p><strong>Yeni sistem ne getiriyor?</strong></p><p><br>Şu anda çalışanlar her çalıştıkları yıl için 30 günlük son brüt ücretleri üzerinden işten çıktıklarında tazminat alıyor. Bu paradan sadece damga vergisi kesiliyor. Yeni sistemde ise işverenlerin peşin olarak her ay işçinin fon hesabına para aktarması öngörülüyor.</p><p><strong>Çalışanların hayatında ne değişecek?</strong></p><p><br>Mevcut duruma göre;</p><p><br>* Tazminat için 1 yıl bekleniyor.<br>* Sadece işten atılan alabiliyor.<br>* Firmalar kaynak ayırmıyor.<br>* Çalışan tazminatını bilmiyor.<br>* Kendi ayrılan tazminatı bırakıyor.<br>* Mahkemeler tazminat dosyası ile dolu.<br>* Tazminata bir güvence ve katkı yok.</p><p>Reform sonrası ise;</p><p><br>* Her çalışan tazminat alacak.<br>* Herkesin kıdem tazminatı garanti olacak.<br>* İşveren her ay ödeme yapacak.<br>* Çalışan kendi hesabını görebilecek.<br>* İş değiştiren tazminat hesabını taşıyabilecek.<br>* İşveren-işçi arasında tazminat sorunu kalmayacak.<br>* Devlet katkısı ve fon güvencesi olacak.</p><p><strong>İşveren kaç lira ödeyecek?</strong></p><p><br>Her yıl için 30 günlük maaş tutarında tazminat kabul görürse aylık olarak brüt maaşın yüzde 8,33’ü fona aktarılacak. Bu yıl asgari ücretli bir çalışan için aylık tazminat ödemesi 213 lirayı bulacak. Bu miktarın bir kısmına BES’te olduğu gibi devlet katkısı olması da düşünülüyor. BES’te devlet katkısı yüzde 25 olarak uygulanıyor. Bu durumda devlet katkısı asgari ücretli için 53,28 TL, İşverenin ödeyeceği prim ise  159,84 TL olacak.</p><p><strong>30 günden geri adım atılması mümkün mü?</strong></p><p><br>İşveren sendikaları 30 günlük brüt ücret yerine 21 gün öneriyor. Bu durumda her ay brüt maaşın yüzde 5.84'ü hesaba aktarılmış oluyor. Söz konusu hesap aynı zamanda bazı fonlarda değerlendirilip nemalanacağından kaybın önleneceği ileri sürülüyor. Ancak işçi kesimi ise 30 günlük brüt ücret uygulamasından geri adım atmayacaklarını söylüyor.</p><p><strong>Şu anda çalışanların birikmiş tazminatları ne olacak?</strong></p><p><br>Her türlü formülde çalışanların birikmiş kıdem tazminatları korunacak. Burada çalışanların yasadan sonraki dönem için fona geçmeleri kendi isteklerine bırakılabilir. İsteyen eski sistemde kalabilecek. Mevcut tazminatların peşin olarak ödenmesi ciddi bir kaynak gerektireceği için işverenler karşı çıkıyor. Yeni işe girenler ise direkt fon ile çalışmaya başlayacak. Ancak eski kazanılmış haklardan geri adım atılmayacak.</p><p><strong>Kendisi işten ayrılan tazminat alabilecek mi?</strong></p><p><br>Kıdem tazminatı fonda birikeceği için artık çalışan ile işveren arasında böyle bir sorun olmayacak. Bu yüzden işten ayrılan bir kişinin fondaki parası kaybolmayacak, o fonu yeni iş yerine taşıyabilecek. Ancak bu parayı hemen alıp alamayacağı ise yapılacak toplantılarda belli olacak. Böylece şu anda evlilik, 15 yıl 3600 gün, emeklilik, askerlik  gibi durumlarda alınan tazminat yeni sistemde de bu tür şartlara bağlanabilir. Burada işverenler kalifiye elemanların tazminat sorunu olmadığı için kolayca işten ayrılabilmelerinin iş barışını bozacağını düşünüyor. İşçi kesimi ise şu anda tazminatı yüzünden çıkartılamayan işçilerin kolayca işten çıkartılabileceğini belirtiyor.</p><p><strong>İsteyen parasını alabilecek mi?</strong></p><p><br>Burada henüz bir netlik yok. Ancak işten ayrılanın mevcut durumdaki gibi fondaki parasını çekmesi yani kıdem tazminatını alması isteniyor. Ancak BES sistemindeki gibi bir süre konulması da gündeme gelebilir.</p><p><strong>Prim ödenmez ise ne olacak?</strong></p><p><br>Burada denetim devlette olacak. Böylece işçinin parasının garantisi devlet olacak. Fon güvencesi de sağlanacağı için çalışan açısından bir kayıp olmayacak. Bugün sigorta primleri ödenmediğinde de borçlu işveren kabul ediliyor ve çalışanın prim günleri tescil ediliyor.</p><p><strong>BES fonuyla entegre olması ne getirecek?</strong></p><p><br>Reform açıklaması yapılırken Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, tazminat fonunun BES fonuyla entegre edilebileceğini de söyledi. Bu durumda fonların güvencesi ve devlet katkısı imkânı sağlanmış olacak. Böylece tamamlayıcı emeklilik denilen ikinci bir emeklilik imkânı gelmiş olacak.</p><p><strong>Emekli olunca ikinci maaş mı ödenecek?</strong></p><p><br>Dünyanın birçok ülkesinde değişik formatlarda uygulanan tamamlayıcı emeklilik sistemi aslında özüne bakıldığında çalışanların emekli olduklarında gelirlerinde meydana gelebilecek düşmeleri önleyici bir tedbir olarak görünüyor. Ayrıca çalışırken yapılacak tasarrufların emeklilik döneminde maaş olarak geri dönecek. Şu anda uygulanan otomatik BES sisteminde 56 yaş ve 10 yıl şartıyla emekli olunabiliyor. Oysa yeni işe giren bir erkek SGK sisteminde 60 kadın ise 58 yaşında üstelik 7 bin gün prim ödeyerek emekli olabiliyor. Böylece birçok insan çalışırken BES ile emekli olabilecek, daha sonra SGK emekliliği ile ikinci bir maaşa da kavuşacak.</p><p><strong>Otomatik BES zorunlu mu olacak?</strong></p><p><br>Tamamlayıcı emeklilik, çalışanların zorunlu olarak girdikleri sosyal güvenlik sistemini destekleyen bir yapıda oluyor. Bu sistem sayesinde çalışanlar, ikinci bir emekliliğe hak kazanabiliyor ve dolayısıyla iki emekli aylığı birden alabiliyor. Şu anda Türkiye’de 45 yaşın altındaki çalışanlara uygulanan zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başarıyla uygulanıyor. Burada 2 ay sonra cayma hakkı da bulunuyor. Ancak özellikle devlet destekleri çok önemli. Her yatırılan prim için yüzde 25 katkı sağlanıyor. Yani 100 lira yatıranın 125 lirası oluyor. Ayrıca sistemde kalanlara 1000 lira daha veriliyor. Sistemde kalma süresi tamamlandığında yani 10 yıl 56 yaş dolduğunda emekli maaşı seçeneği tercih edilirse toplanan paranın yüzde 5’i kadar daha katkı yapılıyor. Bu sistemin zorunlu olması gündemde.</p><p><strong>İşverenin kazancı olacak mı?</strong></p><p><br>Kıdem tazminatı reformu sadece çalışanları değil işverenleri de rahatlatacak. Bugün hiçbir işveren tazminat için kaynak ayırmadığından işçi çıkardığında büyük maliyetlerle karşılaşıyor. Reform işveren açısından ne ifade ediyor ona bakalım.</p><p>- Çalışanıyla tazminat sorunu yaşamayacak,<br>- Yüklü mahkeme ve faiz masrafından kurtulacak,<br>- Tazminatı aylık ve peşin ödeyeceği için yüklü maliyetten kurtulacak,<br>- Tazminatı son brüt maaş üzerinden ödemek yerine mevcut maaştan zamana yayarak ödeyeceği için kazançlı çıkacak,<br>- Ödeyeceği primlere devlet katkısı olacak tazminat yükünün bir kısmını kamu karşılayacak,<br>- Tazminat yükü yüzünden değiştiremediği elemanlarını değiştirebilecek.</p><p><strong>İşverenlerin çekinceleri neler? </strong></p><p><br>- "Aylık prim yükü çok fazla bunu karşılayamayız.” deniliyor. “Bu yüzden devlet katkısı şart."<br>- "İstifaya tazminat iş barışını bozar. Tazminat sebebiyle ayrılmayan kalifiye elemanları kaybederiz."<br>- "İşsizlik sigortası primi fazla ve bu azaltılarak tazminat primine aktarılabilir." <br></p></div></div>  Antalya OSB Başkanı Ali Bahar: 'Kıdem Tazminatı Fonunun kurulmasını istiyoruz'Son Dakika Kategori: Yazıları

    Bir yasa tasarısı gündeme getirildiğinde, öncelikle dönemin özellikleri gözönüne alınarak değerlendirilmelidir. İçinde bulunduğumuz dönemin karakteristik özelliklerini şöyle sıralayabiliriz :

    1. Kazık Daima Vatandaşa.

    2. Günü birlik yaşa, yarını düşünme.

    3. İnsanları açlık korkusu ile terbiye et.

    4. “Daha fazla kar” için yapılmayacak yoktur.

    5. “Daha fazla istihdam”dan kaçmak en iyisidir.

    6. Örgütlenmenin kırıntısını gördüğünde ezeceksin.

    7. Dev gibi olumsuzlukları saklamak için, küçük olumlulukları vatandaşın gözüne sokacaksın vs.

    Bugünlerde yeniden kıdem tazminatına bir çeki düzen vermek amacıyla ortaya sürülmeye çalışılan bir yasa tasarısı var. Yukarıda sıraladığımız, dönemsel özelliklerin ışığı altında, bu yasa tasarısından, işçiler lehine bir kazanım beklemek olanaksızdır. Böyle bir “sözde yenilenmenin” bir tek bir kazananı vardır; o da “işveren”lerdir. Ne gerekçelerin ve ne de maddelerin ayrıntısına girmeden baştan masayı oturmayı reddetmek en doğrusudur.

    Bir yasa tasarısı gündeme getirildiğinde, ikinci sırada düşünmemiz gereken nokta, “işveren”ler için ne yarar sağladığıdır. Kıdem tazminatı, bir yıldan fazla çalışan işçilerin işten çıkarılması durumunda, işverene, “en az bir maaş tutarında” tazminat ödeme yükümlülüğü getirmektedir. Dolayısıyla yıllanan işçinin, alacağı tazminat da katlanmakta ve işten kolayca çıkarılması engellenmektedir.

    Etik açıdan baktığımızda bu son derece yerinde bir hükümdür. Çünkü o işçi, her ne kadar “emeğinin tam karşılığı olmayan” bir ücret almış bile olsa, işyerinin büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bu katkının ödülü, ücret değil, kıdem tazminatıdır.

    Kıdem tazminatı, işsizliğin alıp yürüdüğü bir ortamda, yukarıda bir bölümünü sıraladığımız dönemsel özelliklerin çalışma yaşamına yansıması için büyük bir engel olarak görülmektedir. Çünkü, kıdemli işçilerin, çocuklarının geleceğinden korkmamasına, direnmesine ve örgütlenmesine olanak vermektedir.

    Oysa ki, kıdem tazminatlarının bir fona aktarılması, işçilerin işten ayrıldıklarında, “kısa bir süre soluk almalarını sağlayacak olan” bir tazminatı alamamalarına ve bu alacaklarının uzun yıllar ötesine ertelenmesine yol açacaktır.

    Bir kıdem tazminatı fonu oluşturulması, işverenin sırtındaki yükleri “prim” yoluyla üzerinden alınmasının yanı sıra, sermaye piyasası için de yeni bir kaynak görevi görecektir. Biz bu “fon” aldatmacasını “işsizlik fonu”ndan ve “sosyal sigortalar kurumunun varlıklarının 2005 yılında karşılıksız devri”nden iyi biliriz ve güvenmeyiz.

    Bu anlattıklarımızı desteklemek için, işçiden yana atıldığı söylenmiş olan iki adımı anımsatmak istiyoruz :

    1. İş güvencesi yasası

    2. İşsizlik sigortası yasası.

    Her iki yasa da beklentileri karşılamamıştır. “Dağ fare doğurmuştur”. Bu da bizim, çıkan yasaların dönemsel özelliklerden soyutlanamayacağı öngörümüzü doğrulamaktadır. Kaldı ki, işsizlik sigortasında biriken büyük paraların, amaç dışı yağmalanması da, fonlar karşısındaki güvensizliğimizi açıklamaktadır.

    Önümüze bir yasa tasarısı getirildiğinde, üçüncü bakmamız gereken konu ise, hangi kazanımların elimizden alındığıdır. Sözgelimi, kıdem tazminatının ilk kez düzenlendiği 1936 tarih ve 3008 sayılı İş Yasası’nda, kıdem tazminatının, hangi nedenle son erdirildiğine bakılmaksızın “işçinin iş akdinin feshinden” doğan bir hak olarak tanımlanmıştır. Bu kazanım, 1950 tarih ve 5518 sayılı İş Yasası değişikliğiyle elden kaçırılmıştır. O tarihten başlayarak, değişikliklerle, kıdem tazminatı, yalnızca “işveren tarafından iş akdinin sona erdirildiği durum”lara indirgenmiştir. Konu derinlemesine incelendiğinde, işçilerin ağzına çalınan bir parmak balın, 3008 s.y.’dan 5518 s.y.’a “hak kazanma süresi”nin kısaltılması olduğu görülür (Başlangıçta beş yıl olan bu süre, önce üç yıla, sonra bir yıla düşürülmüştür). Ama “perdenin arkasına bakma” alışkanlığı olan okurlarımızın, terazinin iki kefesi arasındaki ağırlık farkını gözden kaçırmayacaklarını biliyoruz.

    Kıdem tazminatı ile ilgili mevzuat, işverenler için “en az”ı tanımlar; ama toplu iş sözleşmeleri ile bunun üzerine çıkmak olasıdır. Geçmişte bu da yapılmıştır. Ama bugün, bu yolu kullanabilmek için, bir yandan işçi sendikalarında safları sıklaştırırken; öte yandan, mevzuattaki “tavan” uygulamasını kaldırmak gerekmektedir.

    Kıdem tazminatının getirdiği güvence ağından işçilerin vazgeçmesine olanak yoktur. Ama bunun ötesi de vardır. İşçi sınıfı kendisini güvence içinde hissetmek istiyorsa, “insanca bir yaşamı” paylaşmak istiyorsa, ilk hedefi “tam istihdam” olmalıdır. Asıl iş güvencesi ve insanca yaşam düzeyi buradadır. Bunu başarabiliriz.

    En başta belirttiğimiz dönemin özelliklerine boyun eğmezsek, bir gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın çıkıp, “Ah şu kıdem tazminatı olmasa … Ben bu çalışma yaşamını ne güzel idare ederim” demesi yakındır.

    OKUMA LİSTESİ :

    • Tuncel H.Ferhan (2011) : Temel Hatlarıyla Kıdem Tazminatı, Türk Metal Sendikası Yayınları.

  • Kıdem Tazminatı Fonu Nedir? Kıdem Tazminatı Fonu Kimleri Kapsayacak?

    Bir işçi işe başlamadan önce işveren ve işçi arasına iş sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmede işe dair bütün detaylar ve kurallar yer alır. Her iki taraf da sözleşmede belirtilen kurallara uymak zorundadır, aksi takdirde çeşitli yaptırımlar uygulanabilir. Bu kurallardan birisi de kıdem tazminatıdır.

    Kıdem Tazminatı Nedir?

    Kıdem tazminatı işçi ve işveren arasında kurulan garantör iş ilişkisinin bir ürünüdür. Kıdem tazminatı belirli bir süre boyunca aynı iş yerinde çalışan bir işçinin işi bırakması halinde almaya hak kazandığı ücrete verilen isimdir. 1950’li yıllardan bu yana ülkemizde uygulanmaya başlanan kıdem tazminatı uygulaması sayesinde işinden ayrılan ve artık bir işsiz olan işçi yeni hayatına aldığı ödenek sayesinde kısa süre içerisinde adapte olabilir. İşveren iş sözleşmesinde de belirtildiği gibi kıdem tazminatını işten çıkardığı işçiye vermek zorundadır. Kıdem tazminatı sadece işveren işçisini işten çıkardığında geçerlidir. İşçinin kendi isteği ile işten ayrılması durumunda kıdem tazminatı uygulanmaz.

    Çalışanlar Hangi Durumlarda Kıdem Tazminatı Almaya Hak Kazanır?

    Kıdem tazminatının ödenmesi esasında iş sözleşmesinin feshine dayanır. Bir işçinin kıdem tazminatı hakkı kazanmasını sağlayan durumlardan bazıları şu şekildedir:

    • Çalışanın askerlik için işten çıkması
    • Emeklilik hakkının kazanılması
    • Çalışanın vefat etmesi. Bu durumda kıdem tazminatı ölen çalışanın mirasçılarına verilir.

    Kullanan 10 kişiden 9’unun tavsiye ettiği ön muhasebe programı Logo İşbaşı’nı deneyin, binlerce işletme sahibi gibi siz de internet erişimi olan her yerden ön muhasebenizi takip edin!

    14 Gün Ücretsiz Denemek İçin Tıklayın.

    Kıdem Tazminatı Fonu Nedir?

    İş sözleşmesi tarafından işçilere verilen hakların büyük bir bölümü işveren tarafından karşılanır. İş sözleşmesinde yer alan ve işçinin hakkını savunan bir uygulama olan kıdem tazminatı bir işçinin her çalıştığı gün için ödeme almasına ve bu ödemelerin bir fon hesabında toplanmasına verilen isimdir. Kıdem tazminat fonu işçi sigortalı bir şekilde çalışmaya devam ettikçe genişler.

    Kıdem tazminatı sisteminin yenilenmesi ile kıdem tazminatı fonu gibi birçok uygulama yürürlüğe girer. Buna göre artık tek bir sigortalı gün boyunca çalışmış herhangi biri işten çıkarıldığında kıdem tazminatı alabilir. Eskiden işçi 6 ayı doldurmadan istifa etse de işveren tarafından işten çıkarılsa da kıdem tazminatı alamazdı. Artık tek bir gün bile sigortalı olarak çalışmış olan herhangi birisi kıdem tazminatından yararlanabilir.

    Fona Devredilen Kıdem Tazminatının Hesabı Nasıl Yapılacak?

    İşçi bir işe girdiği ve sigortalı bir şekilde çalışmaya başladığı takdirde her geçen tam bir yıl için işçinin 30 günlük brüt ücreti işveren tarafından kıdem tazminatı fonuna  aktarılır. Kıdem tazminatı fonunda biriken miktar işçi işten çıkarıldığı takdirde işçiye verilir.

    Kıdem Tazminatı Fonu Sistemi Tüm İşçileri mi Kapsayacak?

    Kıdem tazminatı fonu uygulaması bütün işçilere aynı şekilde uygulanır. Bir işe girip sigortalı çalışmaya başlayan her işçinin işten çıkarıldığı takdirde kıdem tazminatı alma şansı vardır. Herkesi kapsayan kıdem tazminatı fonu uygulaması işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi daha güvenli kılarken aynı zamanda işten çıkarılmış işçinin daha kolay bir adaptasyon süreci geçirmesini mümkün kılar.

    Daha Önce Biriken Kıdem Tazminatları Ne Olacak?

    Kıdem tazminatı fonu uygulamaya girmeden önce işçilerin biriken kıdem tazminatlarının yeni sisteme geçirilmesi şu anda pek olası değil. İşverenler bu duruma mesafeli bir şekilde yaklaşır. Bu nedenle birikmiş kıdem tazminatları eski sistemlerde kalmaya devam edecek. İşçi yeni bir işe girdiğinde ise eskiden birikmiş olan kıdem tazminatları yeni sisteme aktarılarak işçinin kıdem tazminat fonuna yansıtılacak.

    İstifa Eden İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı Olacak mı?

    İşten kendi isteği ile, işverenin herhangi bir baskısı olmadan ayrılan işçiler kıdem tazminatı uygulamasından yararlanamazlar. İşçilerin kıdem tazminatlarından yararlanabilmesi için iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi gerekir.

    Tüm bunların yanı sıra e-Fatura işlemlerinizi tek bir tıkla kolayca halletmek isterseniz, fatura kesme programı Logo İşbaşı’nı tanımanızın tam zamanı! Siz de kullanan her on kişiden dokuzunun memnun kaldığı Logo İşbaşı ile ön muhasebenizi kolaylıkla yönetebilirsiniz. Detaylar için bizimle iletişime geçebilir, zamandan ve mekândan bağımsız şekilde fatura kesebilmenin ayrıcalığını yaşayabilirsiniz.

    Kullanan 10 kişiden 9’unun tavsiye ettiği e fatura programı olan Logo İşbaşı’nı deneyin, binlerce işletme sahibi gibi siz de Ücretsiz e-dönüşüm danışmanlığımız ile e-faturaya geçin ve internet erişimi olan her yerden e-fatura kesin.

    14 Gün Ücretsiz Denemek İçin Tıklayın.

    Bu yazımızı okuyanların ilgisini çeken diğer yazılarımızı siz de incelemek isterseniz aşağıda bulabilirsiniz;

    Finansal Analiz Nedir? Faydaları Nelerdir?

    CRM Yazılımı Nedir? Firmaya Sağladığı Katkılar Nelerdir?

    Brüt Kar Nasıl Hesaplanır? 

    fazla oku

    Kıdem tazminatı fonu tartışmaları iş ve çalışma hayatıyla ilgili düzenlemelerde, tartışmalarda en önemli konuların başında geliyor.

    Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yapısal Reform Paketi’nde de kıdem tazminatı fonunun hayata geçirileceği maddesi en öne çıkan başlıklardan biri oldu.

    Albayrak emeklilik sisteminin reforme edileceğini ve Bireysel Emeklilik Sistemi’nin zorunlu hale getirilerek birbiriyle entegre olacağını açıkladı. Bu yolla toplanan fonların milli gelirin yüzde 10’unu bulacağını söyledi.

    Yeni kıdem tazminatı sistemine ilişkin görüşleri almak ve ayrıntıları netleştirmek üzere Bakan Albayrak’ın ilgili tüm tarafları bir araya getireceği öğrenildi.

    Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

    İşçi ve işveren temsilcileri ne diyor?

    Kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla ilgili daha önce de çok sayıda tasarı hazırlandı ancak işçi ve işverenler uzlaşamadığı için hayata geçirilemedi. Kıdem tazminatı fonuyla ilgili tarafların görüşleri ve yaklaşımları şu şekilde:

    DİSK: Kıdem tazminatı kırmızı çizgimiz

    Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı çıkıyor. En önemli gerekçelerinden biri kıdem tazminatının işçi için iş güvencesi anlamına gelmesi olarak gösteriliyor. Kıdem tazminatı yükünü düşünen işverenin işten çıkarmada daha zor karar aldığı belirtiliyor.

    Albayrak’ın konuşmasından sonra DİSK’ten yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

    “Kıdem tazminatının fona devri DİSK ve işçi sendikalarının ezici çoğunluğu açısından kapanmış bir tartışmadır. Yeniden gündeme getirilmesi kabul edilemez. Kıdem tazminatının fona devri kıdem tazminatının miktarını düşürecek, ödemesini zorlaştıracak ve işçilerin önemli bir iş güvencesi dayanağını ortadan kaldıracaktır. Hükümeti kapanmış bir tartışmayı açmaması için uyarıyoruz. Kıdem tazminatı kırmızı çizgimizdir. Tartışmayacağız ve kabul etmeyeceğiz. İşçiler kriz koşullarında giderek ağırlaşan bir yaşam mücadelesi verirken, kıdem tazminatına ve işçilerin cebine el uzatmanın karşısında her türlü demokratik direniş meşru bir hak olacaktır.”

    TÜRK-İŞ mevcut sistemin devam etmesinden yana

    TÜRK-İŞ, kıdem tazminatında fon 2017 yılında gündeme geldiğinde bakanlığa kıdem tazminatının kazanılmış hak olduğunu ve mevcut haliyle devam etmesi görüşünü bildirmişti:

    “Açık talebimiz kıdem tazminatı müessesinin mevcut haliyle devam etmesi ancak bu haktan yararlanamayan işçilerin yararlanabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Kıdem tazminatının tüm işçiler için işlevsel ve alınabilir bir hak haline gelebilmesi için etkin bir denetleme mekanizması geliştirilmeli, caydırıcı bir idari para cezası sistemi kurgulanmalıdır.”

    TÜRK-İŞ ayrıca bir yılı doldurmadan işten ayrılanlar için de çalıştıkları süre ile orantılı kıdem tazminatı alabilmesini talep ediyor.

    HAK-İŞ: Mevcut haklardan vazgeçmeden sistem ıslah edilmeli

    HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan KON-TV’de yaptığı açıklamada kıdem tazminatı sisteminin ıslah edilerek herkesin tazminata ulaşabileceği bir model inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Arslan “Biz modelin tartışılmasını istiyoruz, mevcut haklarımızdan vazgeçtiğimiz anlamı çıkarılmamalı” ifadelerini kullandı.

    HAK-İŞ özellikle her bir yıl için asgari 30 günlük ücret tutarındaki kıdem tazminatı miktarı, geride kalan her yıl için tahakkuk ettirilerek mutlaka korunması gerektiğini söylüyor. 

    TİSK: 15 güne indirilsin

    Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK, kıdem tazminatının işveren üzerindeki yükünün ağırlığını gerekçe göstererek kıdem tazminatında değişiklik yapılmasını istiyor:

    “Dünya Bankası verilerine göre Türkiye, kıdem tazminatı yükünün ağırlığı bakımından ilk sırada. Mutabakat sağlanmadığı sürece kıdem tazminatında değişiklik yapılmamalıdır. İster kıdem tazminatı fonu oluşturulsun, ister fon dışında farklı bir çözüm yolu bulunsun, yılda 30 günlük ücret üzerinden hesaplanan mevcut yük azami 15 günlük ücret tutarına indirilmelidir.”

    Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD da 2009 yılında açıkladığı resmi görüşünde TİSK ile paralel görüş bildirmişti. TÜSİAD 30 günlük ücretin yarıya indirilmesini ve kazanılmış haklar korunarak işveren üzerindeki kıdem tazminatı yükünün azaltılmasını istiyor. 

    Kıdem tazminatının tarihçesi

    Kıdem tazminatı 1936’daki 3008 sayılı İş Kanunu ile hukuk sistemine girdi. 

    Kıdem tazminatı fonu kurulması ise 1975 yılında 1475 sayılı İş Kanunu’na eklendi ve bu fonla ilgili hususların kanunla düzenlenmesine ilişkin hüküm kanunda yer aldı. Ancak kanunda yer almasına rağmen 1975 yılından bu yana fon düzenlemesi hayata geçirilemedi. 

    Son olarak 2017’de konu yine tartışılmaya başlandı ama sonra dönemin Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun ifadesiyle taraflar uzlaşamadığı için rafa kaldırıldı. 

    O dönemde birikmiş kıdem tazminatlarının da fona aktarılması gündeme gelmişti. Fakat işverenler kıdem tazminatının peşin ödenmesi anlamına gelen bu uygulamaya pek sıcak bakmamıştı.

    Yeni düzenlemede ise çalışanlara seçenek sunulacağı, isteyenin birikmiş kıdem tazminatını fona aktaracağı, isteyeninse eski sistemde devam edebileceği öngörülüyor.

    Ayrıntıların Bakan Albayrak ve tarafların görüşmeleri sonucunda netleşmesi bekleniyor. 

    Kıdem tazminatı: DİSK ve Türk-İş'ten kıdem tazminatını ortadan kaldıracak girişimlere son verme çağrısı

    işçiler

    Kaynak, TWITTER@DISK_Genel_is

    Hükümet tarafından Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile çalışanların kıdem tazminatı hakkının özel bir emeklilik fonuna aktarılması değerlendirilirken, Türk-İş ve DİSK ise kıdem tazminatının kendileri için 'kırmızı çizgi' olduğunu belirtiyor. Sendikalara göre ekonomik krizin yaşandığı bu süreçte işçiler, kıdem tazminatını 'kaybetmek' anlamına gelecek değişiklikleri değil, gelir dağılımında adaletin ve iş güvencesinin sağlanmasını talep ediyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ni (TES) 2022 yılında yürürlüğe sokacaklarını açıkladı.

    TES ile ilave emeklilik desteği uygulamasının hayata geçeceğini belirten Erdoğan, "Böylece çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. Bu kapsamda oluşacak fon ile Türkiye'nin istihdam kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz" dedi.

    Bunun ardından basına yansıyan çeşitli haberlerde, Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Hazine Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı tarafından işçilerin kıdem tazminatı hakkında değişikliğe gidilecek bir taslağın hazırlandığına ilişkin iddialar yer aldı.

    Kısa süre içinde özellikle işçi sendikalarından olmak üzere kamuoyundan çeşitli itirazlar yükseldi, işçiler Türkiye'nin çeşitli kentlerinde tasarıya karşı eylem yapmaya başladı.

    15 Haziran'da Anadolu Ajansı (AA) tarafından hazırlanan haberde, kıdem tazminatında öngörülen değişiklik ile ilgili, "hem kıdem tazminatında kazanılmış mevcut hakların korunması hem de ilave emeklilik desteği sağlanmasının" amaçlandığı ifade edildi.

    Sendikalarda taslak yok

    BBC Türkçe'nin taraflardan edindiği bilgilere göre, henüz işçi sendikalarına gönderilmiş, düzenlemenin detaylarını içeren herhangi bir taslak bulunmuyor.

    Konuştuğumuz TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK yetkilileri, şu ana dek basında yer alan haberlerden ve AA'nın paylaştığı detaylardan çıkarımda bulunduklarını ifade ediyor.

    AA'nın haberinde mevcut kıdem tazminatı sisteminde, işçilerin tazminatlarını alma oranının yüzde 14'lerde kaldığından ve tüm çalışanların çeşitli nedenlerle bu hakkından yararlanması mümkün olmadığından bahsediliyor.

    Habere göre işçinin kıdem tazminatının içerisindeki işveren katkı payı ile devlet katkısı toplamının yüzde 50'si TES sigorta hesabına aktarılacak, yüzde 50'si çalışanın hesabında kazanılmış hak olarak tutulacak.

    Katılımcı, 60 yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanacak.

    Çalışan istifa ettiğinde bireysel fon hesabındaki tutarlar kazanılmış hak olarak kendisinde kalacak.

    60 yaşını doldurmamış katılımcılara, ilk konut edinimi, evlilik (bir kereye mahsus), ağır hastalık ve işsiz kalınması (bir defaya mahsus) sebeplerinden her biri için TES hesabında bulunan birikim tutarının yüzde 10'unu geçmemek şartıyla ödeme yapılabilecek.

    Emeklilik haricinde ödeme oranı toplamı yüzde 30'u geçemeyecek ve kalan tutar aylık olarak ödenecek.

    Kaynak, TWITTER@turkiskonf

    Türk-İş: Kıdem tazminatı değişikliğine onay vermeyeceğiz

    Türk-İş Başkanlar Kurulu bugün kıdem tazminatı tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerini yazılı bir açıklama ile duyurdu.

    Açıklamada, "Her yıl farklı adlar ve değişikliklerle gündeme getirilen ve kıdem tazminatında mevcut düzenlemeye göre hak kaybına neden olacak girişimlerin artık sona ermesi gerektiği" ifade edildi.

    Türk-İş Başkanlar Kurulu yazılı açıklamasında, kıdem tazminatının Türkiye işçi sınıfının ve Türk-İş'in kırmızı çizgisi olduğu ve kıdem tazminatını ortadan kaldıracak düzenlemelere son verilmesi gerektiği belirtildi.

    Covid-19 salgını sürecinde ücretli çalışanların temel sorununun gelir ve iş güvencesi olduğu belirtilen açıklamada, "Yaşanan bu sorunlara karşı çözüm üretilmesi gerekirken, kıdem tazminatı değişikliği konusunun yeniden gündeme getirilmesi, doğru ve kabul edilebilir bir yaklaşım değildir" ifadelerine yer verildi.

    Türk-İş ayrıca 29 Haziran Pazartesi günü, 81 ilde Türk-İş Bölge ve İl Temsilcileri ile şube başkanları ve yöneticileri, işyeri temsilcileri, işçilerin katılımıyla basın toplantısı düzenleneceğini duyurdu.

    Türk-İş'in kıdem tazminatına ilişkin değerlendirmeleri şöyle sıralandı:

    • Hükümet tarafından gündeme getirilen tamamlayıcı emeklilik sigortası (TES) sistemi ile işçilerin kıdem tazminatı hakkı yeniden düzenlenmek ve zaman içinde ortadan kaldırılmak istenmektedir.
    • 25 yaş altı, 50 yaş üstü çalışanlar için öngörülen belirli süreli sözleşme düzenlemesi de kıdem tazminatı hakkını ve dolayısıyla iş güvencesini ortadan kaldıracak niteliktedir.
    • Ne bundan önceki dönemde ne de bu süreçte sosyal tarafların kıdem tazminatının kaldırılarak yerine tamamlayıcı emeklilik sisteminin getirilmesine ilişkin herhangi bir talebi bulunmamaktadır.
    • Kıdem tazminatının fona devredilmesi, süresinin azaltılması gibi bu hakkın tasfiyesine ya da zayıflatılmasına yönelik her türlü girişim karşısında işçinin haklı tepkisi ve talepleri kararlılıkla savunulacaktır.
    • Türk-İş Başkanlar Kurulu, bugün çalışanlar ve gelecekte çalışacak olanlar için kıdem tazminatının mevcut haliyle korunmasından yanadır. Kıdem tazminatının özüne yönelik hiçbir düzenlemeye katılım ve onay verilmeyecektir.

    Kaynak, TWITTER@DISK_Genel_is

    HAK-İŞ: Bu dönem kıdem tazminatı konusunun tartışılması uygun olmaz

    HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise kıdem tazminatıyla ilgili 21 Haziran'daki yazılı değerlendirmesinde, mevcut kıdem tazminatı sistemi içerisinde aksaklıklar olduğunu belirtti:

    "Mevcut kıdem tazminatı sistemi içerisinde gerek yasal birtakım boşluklar gerekse birtakım olumsuz işveren uygulamaları nedeniyle, oldukça zorluklar bulunmaktadır. Kıdem tazminatında tavan uygulaması, bir yıl çalışma şartı, sadece iş kanunu kapsamındaki işçilerin tazminattan yararlanması gibi birçok sınırlama mevcuttur."

    "HAK-İŞ olarak kıdem tazminatı konusunda kazanılmış haklardan geriye gidiş olmayacak şekilde ve her çalışanı kapsayıcı bir düzenleme yapılması gerektiği görüşümüzü her platformda dile getirdik. Ancak bu salgın döneminde ülkemizin yaşadığı ekonomik ve sosyal zorluklar devam ederken kıdem tazminatı konusunun tartışılmasının uygun olmayacağını düşünmekteyiz."

    DİSK: Esnek ve tazminatsız çalışma modelleri hedefleniyor

    Kıdem tazminatı, işçi sendikaları tarafından 'işçinin son güvencesi, son kalesi' olarak tarif ediliyor.

    Mevcut 4857 sayılı iş kanununa göre kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve iş güvencesi, yalnızca belirsiz süreli iş sözleşmeleri ile çalışan işçiler için geçerli kılınıyor.

    Ancak yeni istihdam paketiyle ilgili haberlere göre, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlarda belirli süreli iş sözleşmelerinin 2 yıl süre ile uzatılması bu kişilerin kıdem hakkından yararlanamayacakları eleştirisine neden oluyor.

    Peki, toplu iş sözleşmeleri aracılığı ile kıdem tazminatı güvenceye alınabilir mi?

    Fransa, Belçika ve Danimarka gibi ülkelerde toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçi sayısı yüzde 90'ların üzerinde.

    Türkiye ise yüzde 7 ile AB ve OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alıyor.

    BBC Türkçe'ye konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'na göre hükümet bu tasarıyla hem kıdem tazminatını ortadan kaldırmayı hem de süreli sözleşmelerle esnek ve tazminatsız çalışma modellerini yaygınlaştırmayı hedefliyor:

    "Bir taraftan doğrudan TES ile kıdem tazminatı fona devredilmek isteniyor, diğer taraftan da 25 yaş altı ve 50 yaş üstü çalışanlar için belirli süre iş sözleşmesi ile kıdem tazminatı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor."

    Çerkezoğlu, Türkiye'de de son 45 yıldır çeşitli hükümetler döneminde kıdem tazminatı hakkını budamaya yönelik girişimler olduğunu ancak işçilerin karşı koyması sebebiyle birçok kez geri çekildiğini söylüyor.

    Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi adı altında kıdem tazminatının bir fona devredilmesinin iş verenin kıdem tazminatı sorumluluğunu ortadan kaldıracağını kaydeden Çerkezoğlu, işçilerin çok daha güvencesiz hale geleceğini ve kolaylıkla işten çıkarılabileceklerini belirtiyor:

    "Türkiye'de fonların akıbetini hepimiz biliyoruz. Şu andaki işsizlik sigortası da tümüyle amacı dışında kullanılıyor ve fonlar hükümetin mega projelerine harcanıyor, iş verenlere çeşitli biçimlerde destek olarak sunuluyor."

    "Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bu konu gündeme geldiğinde, 'BES'e -yani şimdiki ifade ile TES'e- entegre bir kıdem tazminatı fonu kuracağız ve böylelikle hazineye çok ciddi bir kaynak yaratacağız' dedi. Bunu zaten saklamıyorlar, tazminatlardan oluşan kaynağı kullanacağını açıkça ifade ediyorlar."

    "Kıdem tazminatı sistemi değil, işverenler hak kaybı yaratıyor"

    Kıdem tazminatıyla ilgili olarak basına yansıyan haberler içerisinde, olası değişikliğin sadece özel sektör çalışanlarını kapsayacağı, kamu çalışanlarının bu değişiklikten muaf tutulacağı iddia edilmişti.

    Bu iddiayı değerlendiren Çerkezoğlu, "Böyle bir düzenleme işçiler arasında eşitsizlik yaratacağı için Anayasa'ya aykırılık teşkil edecektir. Bu en fazla kıdem tazminatının fona devredilmesi karşısında işçilerin tutumu bilindiği için işçileri kendi arasında bölmeye yönelik bir yaklaşım olabilir" diyor.

    Çerkezoğlu ayrıca, mevcut kıdem tazminatı sisteminde işçilerin hak kayıpları yaşadığı ve bu nedenle fona devredilmesi gerektiği değerlendirmelerine de katılmıyor.

    Milyonlarca işçinin hiçbir kazanılmış hak kaybına uğramaması için mevcut sistemin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Çerkezoğlu, tazminat ödemeyen iş verenlerin sebep olduğu aksaklıkların önüne geçmek gerektiğini kaydediyor.

    Olası kıdem tazminatı değişikliğini savunanlar, tazminatın emeklilik maaşlarına ekleneceği ve böylece emekli maaşlarını artıracağı gerekçesiyle herhangi bir kayıp yaşanmayacağını iddia ediyor.

    Ancak Çerkezoğlu, Türkiye'de her geçen gün artan yoksulluk ve ekonomik kriz düşünüldüğünde, işçiler için kıdem tazminatının her zamankinden daha önemli olduğunun altını çiziyor:

    "Türkiye'de çok ciddi bir işsizlik yaşanıyor, ücretler düşüyor, gelir dağılımında adaletsizlik ve yoksulluk artıyor. Bütün veriler gösteriyor ki bu daha da artacak."

    nest...

    gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede