şeker hastalığına doğal çözüm / Diyabet Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler | Acıbadem

Şeker Hastalığına Doğal Çözüm

şeker hastalığına doğal çözüm

Şeker Hastalığı ve Bitkisel Tedavisi

Şeker Hastalığı ve Bitkisel Tedavisi

Facebookyoutubeinstagram

Şeker hastalığı diğer bir adıyla diyabet, insülin yetersizliği veya etkisizliği ile hiperglisemiye sebep olan bir hastalıktır. Şeker hastalığı kontrol edilmediği zaman, komplikasyonların eşlik ettiği yaşam konforunu ve sağlığı bozacak durumlara yol açabilir. Şeker hastalığında en önemli adım yaşam tarzında gidilen değişikliktir.

Şeker hastalığı tedavisi ilaç ve insülin tedavisinin yanında tıbbi beslenme tedavisi ve düzenli egzersiz ile de sağlanır. Bunların yanına son yıllarda fitoterapi de şeker hastalığının önemli bileşenlerine eklenmiştir. bu süreçte bitkisel desteklerin şeker hastalığı üzerinde etkiliği üzerine çalışmalar yapılsa da daha geniş çaplı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle son zamanlarda yapılan araştırmalar doğrultusunda kan şekeri regülasyonu etkinliği kanıtlanmış düzeyde olan bitkilere bakalım.

Şeker Hastalığında Etkili Olan 6 Bitki

Zencefil: Zencefil, hipoglisemik etki ile şeker hastalığı tedavisinde etkili olarak rol olan bitkilerdendir. yılında yapılan araştırmalarda, metabolik sendroma bağlı olarak oluşan tip2 diyabetli kişilerde Hba1C seviyelerinde önemli düşmeler görülmüştür. Ayrıca, antienflamatuar etkisi sebebiyle şeker hastalığı vasküler komplikasyonlarını önemli seviye de düşürme özelliği göstermektedir.

Meyan Kökü: Obeziteye sebep olarak oluşan tip2 şeker hastalığı üzerinde, meyan kökü suplementasyonunun antihiperglisemik etki oluşturduğu görülmektedir. İnsülin duyarlılığını duyarlılığını arttırmakta olup glukoz tolerasyonunu yükseltir. Meyan kökü hiperglisemiyi de engellemektedir.

Isırgan Otu Yaprağı: Isırgan otunun şeker hastalığı üzerinde yapılan çalışmalarında; hipoglisemik ve antienflamatuar etki göstermesi sebebiyle; vasküler koplikasyonların önüne geçtiği görülmektedir.

Tarçın: Tarçının son zamanlarda şeker düşürücü etkisi çok konuşulmaya başlamıştır. Tarçının içerisinde;uçucu yağ (%), kumarin, zamk, müsilajlar, reçineler, prosiyanidin tip A polimerleri antidiyabetik etki göstermektedir. İnsülin reseptörlerini harekete geçirir ve glikojen sentaz aktivitesinin artmasına sebep olur. Fakat tip 1 diyabette etkili değildir. Tip 2 diyabeti olan bireylerle yapılan araştırmalarda, tarçın tozu verilen bireyler; açlık kan şekeri, ldl kolestrolü ve trigliserit üzerinde düşürücü özelliği gözlenmiştir.

Dut Yaprağı: Bitkisel tedaviler, şeker hastalığında kullanılan kan şekeri regülasyonunda yardımcı olmaktadır. Ancak dozunu düüzgün ayarlamak ve kontrol altında olmak gerekmektedir. Hastanın ilaçları, varsa hastalıkları, diyete bağlı oluşan koplikasyonlar göz önünde tutulmalıdır. Diyetisyen, doktor ve eczacı tarafından oluşturulan ekip ile disiplinli bir şekilde yaklaşım oluşturularak fitoterapi tedavisi uygulanmalıdır.

Zeytin Yaprağı: Zeytin yaprağı periferik dokularda insülin duyarlılığını ve insülin stimülasyonunu arttırarak hipoglisemik etki gösterir. Antioksidan içeriği yüksek olmasından dolayı antikanserojen etki göstermektedir. Kan pıhtılaşmasını ve kan akımını düzenler ve koroner damarlarda kan akışını hızlandırdığı için şeker hastalığın oluşturuduğu rahatsızlıklardan biri olan kardiyovasküler hastalıkları önler.

Diyabetle Savaşta Yardımcı 5 Tıbbi Bitki

Genetik faktörler, stres, sağlıksız beslenme, obezite, ilerlemiş yaş, gebelik sırasında gelişen diyabet gibi birçok faktör şeker hastalığının yaygınlaşmasına sebep oluyor. Dünya genelinde 11 yetişkinden 1’inin diyabet hastası ve sağlık harcamalarının %12’si diyabete harcanıyor.

Ülkemizde ise durum çok farklı değil, yaş aralığında 7 milyon insan diyabet hastası. Yani toplam yetişkin nüfusun %15’i diyabetle mücadele etmeye çalışıyor.

Diyabetle mücadelede en etkili silahın doğru beslenme olduğu bilinen bir gerçek. Hastalar diyabetli olduklarını öğrendiklerinde hemen uygun bir diyet listesi ile karşı karşıya kalıyorlar.

Doğru beslenme ve uygun tıbbi tedavi yöntemlerinin yanı sıra tıbbi bitkilerden de faydalanmak şekeri daha kolay kontrol altına almayı sağladığı gibi şekerin vücuda verdiği zararları da en aza indirmeyi mümkün kılıyor.

Bugün fitoterapide de kullanılan şekere karşı savaşta etkili tıbbi bitkileri listeledik.

1- Tarçın (Cinnamomum sp.)

Tarçın yaprak dökmeyen aromatik ağaçlardan olan Cinnamomum cinsinden elde edilir. Cinnamomum farklı türde ağaca sahiptir ve tarçın yapmak için yalnızca 4 tür ağaç kullanılmaktadır. Fakat Avrupa Bilimsel Fitoterapi Birliği ve Alman Komisyonu sadece Çin tarçını (Chinese cinnamon) ve Seylan tarçının (cinnamon zeylanicum) kullanımını onaylamaktadır.

Tarçın Çin, Vietnam, Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerde doğal olarak yetişir. Bunlardan en yaygınları Seylan ve Çin tarçınlarıdır. Bu iki tarçın da insülin benzeri etkiye sahiptir ve glukoz metobolizmasını uyarır. Tarçın tüketimi glisemik kontrol ve insülin duyarlılığı oluşturur. Yani koruyucu etkileri olduğundan ailesinde diyabete yakınlık olan kişilerin tüketmesi son derece önemlidir.

Tarçının şekeri düşürebildiği birçok deney ve klinik araştırmalarda gözlemlenmiştir. Özellikle tip 2 hastalarında (Hba1c) seviyesinin bir çok deneyde önemli oranda düştüğü bilinmektedir.

2- Kudret Narı

Kudret narı kabakgiller familyasından bir bitkidir. Bu bitkinin meyvesi ve tohumları Asya’da uzun yıllardır diyabete karşı tüketilmektedir. Kudret narı antioksidan olma özelliği taşır. Yani vücudumuzdaki zararlı toksinleri dışarı atmayı sağlar. Bu durum diyabetli hastalarda oksidasyona bağlı damar tıkanıklıklarını önüne geçebilmek için önemlidir.

Kudret narının klinik deneylerinde glukoz ve lipit metabolizmasının regülasyonunda etkili olduğu saptanmıştır. Çeşitli ekstreleri hakkında yapılan çalışmalarda kan glükoz seviyelerini hipoglisemik düzeylere indirdiği görülmüştür.

Kudret narının bağırsaklarda glukoz emilimini azaltmak, β-hücrelerinin korunmasını sağlamak gibi görevleri de vardır.

3- Ginseng

Çin, Kore, Japonya gibi ülkelerde yetişen ginseng, köklerinden faydalanılan bir bitkidir. Olgunlaşması ve toplanması uzun yıllar alan bu bitkinin 4 çeşidi vardır. Fakat ‘Panax ginseng’ ve ‘Panax quinquefolius’ türleri sadece tıbbi açıdan tüketilebilir. Bu yüzden hangi ginsengi aldığınızı iyi bilmeniz gerekir.

Ginseng, kan şekerini önemli ölçüde düşürür. Antioksidan özelliğe sahiptir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Ginseng bağırsaklardan glukozun emilimini kolaylaştırır ki bu durum diyabet hastalarını damar tıkanıklığı sorununu yaşamaması için son derece önemlidir. Fitoterapide yaygın olarak “Panax Ginseng” kullanılır fakat hangi oranda nasıl bir tüketim olacağı hastanın durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu yüzden doktor kontrolünde tüketilmesi tavsiye edilir.

4- Isırgan Otu

Urtica dioica, yani ısırgan otu yüzyıllardır kullanılan tıbbi bitkilerden biridir. Isırgan otu vitamin bakımından zengin bir bitkidir. A,C,K VE B vitaminlerini barındırır. Isırgan doğal bir antioksidandır. Hastaların kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini düşürür.

Diyabet hastalarını birçoğu yaralarının geç iyileştiğinden bahseder. Enflamasyon diyabet hastalarında son derece yaygındır. Isırgan otu enflamasyona karşı son derece etkilidir.

7 Soruda Fitoterapi yazısından bitkisel tedavi hakkında bilgi alabilirsiniz.

5- Gurmar

Gymnema sylvestre Asya, Avusturalya ve Afrika kıtalarında yetişen yok yıllı bir odunsu bitkidir. Bu bitki Hintçe’de “şeker öldüren” olarak adlandırılmıştır. Gurmar bitkisi şekeri düşürmesinin yanı sıra hastalarda şeker alımına karşı isteksizlik de yaratabilen bir bitkidir.

Pankreasta ünsülin salgılanmasını arttırıcı etki ve pankreasta meydana gelen hasarları ortadan kaldıran etkilere sahip bir bitkidir.

Son Olarak;

Yukarıda bahsedilen tıbbi bitkilerin kullanımları mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır. Bu türden tıbbi bitkilerin nasıl ve hangi dozda kullanılması gerektiği hastanın öyküsüne bakılarak güncel raporlarının incelenmesi ve muayene ile mümkündür. Daha fazla bilgi için Uzm. Dr. Ahmet Özen’e ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar;

seafoodplus.info

seafoodplus.info

seafoodplus.info

"Şeker hastalarına altı ayda şifa"

Lokmanı’ndan şeker hastalığına altı ayda bitkisel çözüm Ege Lokmanı,şevki güngörPaylaşTweetlePaylaşGönderYorum Yap

Ege Lokmanı Şevki Güngör, Latince ismi İnula olan acı ot bitkisiyle başta lösemi olmak üzere her türlü kanserin kökünü kazımaya çalıştıklarını, şimdi de acı ota alternatif murt bitkisi ve binbir çeşit bitki karışımı üzerinde çalıştığını belirtti. yılından beri bitkiler üzerinde araştırma yapan Herbalist (Otçu) Mehmet Emin Güngör'ün oğlu olan Şevki Güngör, "Biz yılından beri bitkilerle hastalarımıza şifa dağıtmaya çalışıyoruz. Babamın mesleği bu. Ondan devraldım ve yılından bu yana ben sürdürüyorum. Sürekli dağlarda, ormanlarda araştırmalar yapıyor, yeni bitkiler keşfediyoruz" dedi.

Kırkağaç'ta, içerisinde onlarca bitki türünün yetiştirildiği bir bahçesi bulunan ve bitkilerin işlendiği bir tesisi olan Güngör, uzun bir süredir acı ot ile kanser hastalarına umut olmaya çalıştığını anlattı. Acı otun kanserli hastalarda kullanıldığında vücuttaki kanserli hücreyi bulup yok ettiğine dair bilgiler olduğunu anlatan Güngör, şöyle konuştu: "Bunu Ege Üniversitesi'nde yaptırdığımız araştırmayla doğrulattık. Aldığımız sonuç bu yönde. Acı otu kullanan kanserli hastalarda iyileşme gördük. Hemen hemen her gün bize gelen hastalar zaten referansla geliyor. Bizim verdiğimiz kürle şifa bulmuş kişilerin referansıyla bizi buluyorlar."

Güngör, kendilerine gelen kanser hastalarından patoloji raporlarını da yanlarında getirmelerini istediklerini belirterek şunları söyledi: "Çünkü biz muayene yapmıyoruz. Tedavi gördükleri hastanelerden alınan raporları inceleyerek tertip veriyoruz. Ürünlerimiz ilaç değil, tamamen bitkisel ot ve sulardan oluşuyor. Biz ürünlerimize güveniyoruz, insanlar da bize güvensin"

 

Acı ota alternatif yeni bitkiler

 

Çağın vebası kanser hastalığının kökünü kazımak için sürekli araştırma içerisinde olduğunu anlatan Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanser hastalığına karşı bitkisel tedavide acı ottan sonra ikinci olarak 'murt' bitkisini de incelemeye başladık. Bu bitki de kanser tedavisinde ikinci alternatif olabilir diye düşünüyoruz. Acı otta olduğu gibi bundan da olumlu sonuç alırsak tedavide kullanmaya başlayacağız. Hastalarımıza bunu sunarken sadece bitki yeterli gelmeyebilir. Yani çay gibi veya suyunu çıkardığımızda etkili olmayabilir. O nedenle özünü eksratını alıp tedavide kullanacağız. Bunun yanı sıra, binbir çeşit bitki karışımıyla acı ota üçüncü alternatif üzerinde çalışıyoruz. Bunun için son günlerde hep dağlarda geziniyor, farklı şifalı bitki türlerini topluyoruz. Karadeniz bölgesine dahi gideceğiz. Bu belki bizim aylarımızı alacak ama sanıyorum 3 ay içerisinde böyle bir ürün daha çıkarmayı düşünüyorum."

 

Kendisine başvuran her hastaya farklı tedavi uyguladığını belirten Güngör, sözlerine şöyle devam etti: "Mesela bir akciğer kanseri hastaya verdiğimiz bitkilerle, bir karaciğer kanseri olan hastaya verdiğimiz bitki farklı. Bir lösemiye verdiğimiz bitkiler farklı. Herkesin şikayetine göre burada liste düzenliyoruz. Ekstratlar, bitki suları, bitki çayları. Bunların içerisinde şimdi murt bitkisini de ekleyeceğiz. Acı ot zaten bu işi başarıyordu. Bununla daha kısa sürelerde netice almaya başladık. yıl süren tedavi bizim verdiğimiz destekle 6 aya falan düştü. Bu arada kemoterapi, ışın tedavisini etkilemediğinden, birlikte sürdürülebiliyor. Tıbbi tedaviye hiçbir yan etkisi söz konusu değil. Bu çok önemli. Hastalara verdiğimiz listede, eksratlar, çaylar, sular, arı sütü, macun gibi çeşitli bitkisel şifalı ürünlerimiz yer alıyor. Bir ay içerisinde hasta yemek yiyemiyorsa iştahı açılıyor, yatalak ise ayağa kalkıyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyoruz. Bu iyi belirtileri hasta görünce moral buluyor. Bu moral ile zaten tedavinin olumlu etkileri daha hızlı gelişiyor. Moral tedavide çok önemli. Tedaviye olumlu etkisi yüzde 20 oranında diyebilirim."

Piyasada merdiven altı imalathaneler olarak bilinen yerlerde steril olmayan, sağlık kuralları hiçe sayılmış yerlerde yapılan üretimle ilgili uyarıda bulunan Güngör, "Piyasada bitkisel tedavi diye o kadar çok hap satışa sunuluyor ki ve hiç biri işe yaramıyor. Bitki yaprağı kurutularak hap yapıyorlar. Çıktığım her televizyon programında bunu vurguluyorum. Bitkinin ekstratından yapılan hap fayda eder. Hastalar o hapları boşuna alıp tüketiyor ve hiçbir faydasını görmüyorlar. Biz, sağlığa son derece önem veren bir kuruluşuz" diye konuştu.

 

"Şeker hastalarına altı ayda şifa"

 

Kanserin yanı sıra şeker hastalığının tedavisinde de bitkisel tedavi yöntemleri uyguladığını aktaran Güngör, sözlerini şöyle tamamladı: "Şeker hastalığına iyi gelecek o kadar çok bitki var ki ülkemizde. Yani binlerce bitki var. Biz tabi bunların en etkili olanlarını tespit edip kullanıyoruz. Şeker rahatsızlığını 6 ay içerisinde iyileştirdiğimiz hastalarımız var. İnsülin kullanan, şekeri olan hastalarımız bu bitkiler sayesinde çok kısa sürede şifa buluyor. Hastalığın vücutta yol açtığı bir takım hasarları da onarıyor. 6 ay içerisinde, damar tıkanıklığı olanlar, ayağında yara olanlar iyileşiyor. Görme bozukluğu olanlar bu şikayetinden kurtulabiliyor. Çok güçlü bitkiler var. Allah'a hamdolsun; doğada her şey var. Her hastalığın şifası doğada mevcut. Biz de bunları seçip gerekli işlemlerden geçirdikten sonra hastalarımıza veriyoruz. Bizim ülkemizde genellikle Tip 2 dediğimiz strese bağlı şeker hastaları var. Stres giderici ürünler de veriyoruz. Bunlar tedaviyi kolaylaştırıyor."

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir