suzi şarkısı / Kerim Yağcı - Suzan Suzi şarkı sözleri - TR

Suzi Şarkısı

suzi şarkısı

Suzi’nin “Kördüğüm”ü

Anasayfa   ›   Magazin Hattı

Almanya doğumlu olan ve yaptığı Türkçe-Almanca şarkılarla tanınan, geniş bir kitleye sahip olan başarılı şarkıcı Suzi (Serpil Yılmaz), yeni şarkısı “Kördüğüm”ü kendi Youtube (Suzi)kanalında ve suzisworl17 adlı Instagram hesabında beğeniye sundu.

Rap, arabesk ve deep house tarzda müzik yapan Suzi, yeni çalışmasında Türk ve Batı tarzını harmanladı. Söz ve müziği Emre Şakar’a, aranjesi ise Şakar ile CandenizCoşkun’a ait olan şarkıya ünlü şarkıcı, klip de çekti. Bursa’da bulunan senelik tarihi Tahtakale Konağı’nda çekilen klibin yönetmenliğini Amiral üstlendi.

“Kördüğüm” şarkısıyla ilgili konuşan Suzi, müzik dünyasındaki iddiasını da ortaya koydu: “Emre şarkıyı ilk dinlettiğinde arabesk bir şarkıydı. Daha sonrasında çok fazla arabesk, aynı mod şarkı çıktığı için farklı bir şeyler yapmak istedim. Ve deep house tarzına döndürdük. Sözleri zaten çok iyi, Emre içten yazan bir insan. Bunu herkes biliyor ve bu projede arabeskten biraz uzaklaşmak istedim. Böyle farklı bir şey çıktı ortaya. Hem bu şarkımda hem de hazır olan 5 şarkımda önümüzdeki dönemde de göreceğiniz üzere çalıştığım Emre’nin de bu şarkılarla alakalı düşüncesi benimle aynı. Daha önce de olduğu gibi modaya uymak yerine yeni şeyler yapıp diğer insanların buna uyması düşüncemdir.”

suzi   müzik   şarkı    

Suzan Suzi şarkısı Diyarbekir’e dair olandır. Şehrin hikâyesidir. Sadece sahici olan, şehrin geçtiğimiz yüzyılının belleğinde olan değil. Efsane olanın hikâyesinde de yeri olandır. E, zaten şarkının kendisi güzel, alıp götüren hasrete, kavuşamamaya, yitip gidene, özlenene, gönül konulanana değil mi!

Ama işin aslını yazmaya ihtiyaç var. Çünkü asli, yani yaşanmış olup da bilinen ve bir yerlerde duruveren var iken, nedense “kullanışlı olan” medyatik olana ilgi duyulur. Bu adeta bir kuraldır.

’li yılların başında bir özel televizyon kanalında “Ekmek Teknesi” diye epey izleyicisi olan bir dizi vardı. Dizinin kahvede hikâye anlatıcısı karakteri olan “Herodot Cevdet” bölümlerden birinde anlatmıştı “Suzan Suzi Efsanesi”ni. Abartıda tavan yaparak hem de!

Malum ve kullanışlı olan hikâyelerden. Hani ne hikmetse hikâyede hep bir Ermeni ya da Süryani güzel kız (kadın) vardır. Bir de ona âşık olan Müslüman erkek. Nedense Ermeni ya da Süryani kız bu tip hikâyelerde hep “millet” olarak telaffuz edilir; Müslüman erkek ise “dini” üzerinden dillendirilir. Müslüman’ın milleti yokmuş gibi, bu da ayrı gariplik. Kürt mü, Türk mü. Arap mı, yoksa başka milletten mi, bilinmez.

Efsanede bu; Suzan, Süryani Abraham Efendi ile Mariam hanımın kırklar ziyareti üzerine adaklarla dünyaya gelen kızları. (Tabi Kırklar ziyareti bir Müslüman türbesi, şehirde Meryemana Süryani Kadim Kilisesi var. Süryani ve çok zengin bir aile niye Müslüman türbesine gidip çocukları olsun diye adak adar, o da ayrı bir tuhaflık). Suzan, yetişkin bir kız olunca Müslüman Adil’e abayı yakar. Bir gün Kırklar Dağının sota bir köşesinde halvet olurlar. Bu böyle bir süre devam eder. Sonra bu mesele duyulunca Suzan köprüden atlayıp intihar eder, Adil de peşinden. Ve bu hikâye anonim bir şarkı olur.

Bu efsane tabii şehrin şeceresinde var ve kayıtlı. Hatta Muhsine Helimoğlu Yavuz’un yıllar evvel derlediği Diyarbakır Efsaneleri kitabında da kayıt altına alındığını biliyoruz.

Şimdi gelelim işin aslına, yani sahici olanına. Diyarbakır’ı bilenler bilir. Şehrin (şehir derken kasıt tarihi suriçidir) güneye açılan Mardinkapısından çıkıldığında hemen sol yanında Hewsel Bahçeleri vardır. Bahçelerle hikâyesi olan Kırklar Dağını, birbirinden ayıran Dicle Nehri de orta yerde. İki üç kilometre kadar ilerisinde de tarihi kadimden zeyl Ongözlü Köprü durur.

Şimdi yaşanmış hikâyeye gelelim. yılı ile birlikte bir dizi sözlü ve yerel tarih çalışmaları yaptım. Sonra o çalışmalar peşpeşe üç kitap olarak İletişim Yayınlarında çıktı. (Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım, İsyan Sürgünleri ve Amidalılar Sürgündeki Diyarbekirliler).

İlk kitabın anlatıcısı olarak 97 yaşında iken yılında öte yakaya göçen rahmetli Abdülsettar Hayati Avşar Suzan Suzi şarkısına konu olan hikâyeyi anlatmıştı.

“Nakif, ilkokuldan arkadaşımdı. Komiser Hicabi Efendinin torunu, Hakkı Efendinin de oğlu olur Nakif. Ortaokulu bitirdikten sonra Eskişehir’e gidip okumuş hava pilotu olmuştu. Orada bir kızı sevmiş. Kullandığı pırpır uçağıyla voleybol sahasının ağını havaya kaldırmış. Günün olmadık saatlerinde sevdiği kızın evinin balkonunun yanı başından alçaktan uçuşlar yapmış. Bir sürü şikâyet gidince işinden olmuş. Diyarbekir’e gelip Toprak Mahsulleri Ofisi’nde ambar memuru olarak işe girmişti. Sene Nakif çok savruk biriydi. Berbere gider, bir lira tıraş parası öder, ikibuçuk lira da bahşiş verirdi. Her gece garda vagonlu restoranda arkadaşları ile içer çok para harcardı. Öldüğünde on küsür milyon lira zimmetine geçirip yediği para çıktı.

“İşte o yıllarda Nisan Mayıs ayları Dicle Nehrinin çok coştuğu aylardı. yılı Mayıs ayıydı. O gün mukaddes bir gündü, ya Miraç ya da Kandil günüydü. (Not: Diyanetin yılı kutsal günler takvimine baktım. Mayıs Regaip Kandili ve Üç Ayların başı olarak gözüküyor). O gün Kolordudan arkadaşları ile birlikte yedi kişi, aralarında yüzbaşının eşi ve baldızı Suzan’la birlikte Nakif’in Ford marka büyük arabasıyla Gazi Köşkü olarak da bilinen Sem’anoğlu Köşkünün yakınına kadar çıkıyorlar. Pamuk Köşkünün sahibi Nihat Bey de o gün bahçe işleriyle uğraşıyor. Sofralarını kuruyor ve ‘amca gel sen de iç’ diyorlar. Nihat Bey; ‘Ben ömrümde rakı içmedim. Bugün de mukaddes bir gündür. Siz de içmeyin’ diyor. Bir süre orada oturup sonra arabaya binerek Kırklar Dağına doğru gidiyorlar. Epeyce yiyip içip eğleniyorlar. Dönüş yolunda Dicle’nin suyu epeyce kabarmış. Nehir neredeyse on gözlünün gözelerinin üstüne gelip dayanmış. Köprünün Kırklar Dağına taraf olan kısmında yol nerdeyse yarıdan itibaren dardır. Nakif o dar dönüşü alamayınca araç sulara gömülüyor. Ve Nakif’le, Suzan’la birlikte araçta olan yedisi de boğuluyorlar.

“İşte hikâyesi böyle. Nakif’in mezarı, Mardinkapı Mezarlığ’ında Şeyh Muhammed Düzlüğünde Gülşenilerin büyüğü Şeyh Muhammed ül Amidi’nin dört köşe türbesinden 15 metre ilerdedir. Onu mezara indirip defin eden de benim. Ha, Suzan Suzi’ye gelince o olaydan sonra bu şarkı çıktı. Hatta o şarkının bir kıtası daha var ve nedense onu hiç okumazlar, o da şudur.

“Köprünün orta gözü

Sular apardı bizi

Nakif gözün kör olsun

Öldürdün hepimizi…”*

Hazır hikayenin asli olanını yazmışken! Ve kullanışlı olan efsaneye dayalısının daha geçer akçe olduğuna da değinmişken on yıl kadar önceki bir kitap çalışmasından da söz edip bitireyim.

Kentin tarihini, kültürünü, hikayelerini, folklörünü anlatan kurumsal bir kitap çalışması yürütülüyordu. Bana da baskıdan önceki son halini okuyup düşüncelerimi paylaşmam için yolladılar. Okuduğumda o çalışmada da aynı popüler efsaneye ilgi gösterildiğini fark edince kurumun başındaki şahsiyete işin aslını yukarıda yazdığım gibi anlatmıştım. “Boşver, hikâyesi güzel. Öyle kalsın” deyivermişti.

İşin doğrusu tabii ki şehir efsaneleri hoştur. Yararlanılmalı, kullanılmalı, değerlendirilmeli. Ama aslı varken ve biliniyorken ve de birinci ağızdan tanıkları konuşturulmuş, yazılı metne dökülmüşken neden ötelenir. Asıl mesele orda… (ŞD/EKN)

* Şeyhmus Diken, Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım, 1 baskı , 5. Baskı İstanbul

suzan suzi

İncesaz Suzan Suzi

İncesaz Suzan Suzi izlenme - 8 yıl önceEkmek teknesinin videolarını tekrar izlemeye başladığım dönemde aklıma takılan ve sürekli dinleme istediğim bana göre çok iyi bi türkü.İncesaz ekibi ve Dilek Türkan muhteşem yorumlamış.Site de göremediğim için paylaşıseafoodplus.info türkünün farklı versiyonlarda hikayeleri vardır ancak sanırım hikaye en iyi Heredot Cevdet'ten dinlenir.Türkünün kısa hikayesi: Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle nehri kenarında, Kırklardağı vardır. bu Kırklardağı'nın arkasında Kırklar ziyareti vardır. Çocuğu olmayanlar, buraya gelip dilek dilerler. Bir Süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. Kadın, Kırklar ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış. Bir kızı doğmuş. adını suzi (suzan) koymuşlar. Her yıl doğum gününde, annesi onu süsler, giydirir ve kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş. Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp, güzel bir genç kız olmuş. müslüman komşularının oğlu Adil'le, birbirlerine aşık olmuşseafoodplus.info bir doğum yıl dönümünde, annesi Suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere, kırklar ziyareti'ne göndermiş. arkalarından habersizce Adil de gelmiş. Hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan Suzi, Adil'le beraber, dağın arkasına dolanmışlar ve orada sevişmişler. Kırklar ziyareti, bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret Suzi'yi çarpmış. Kız on gözlü köprü'nün orada, Dicle'de boğularak ölmüş. Suzi'nin ölümünden sonra, Adil de aklını yitirmiş.Türkü Bedri Ayseli tarafından düzenlenmiştir.(kaynak ekşisözlük) Şarkı Sözleri (lyrics): Kırklardağı'nın yüzü (Kırklardağı'nın düzü) Karanlık sardı düzü (Karanlık bastı bizi) Ben öleydim (Kör olasın zalım Suzan) (Suzan Suzi) Ziyaret çarptı bizi Köprüaltı kapkara Anne gel beni ara Saçlarım kumlara batmış (Saçlarıma kumlar doldu) Tarak getir de tara Köprünün orta gözü Sular apardı düzü Ben öleydim (Suzan Suzi) Dicle ayırdı bizi (Ek) Gazi köşkü serindir Dicle suyu derindir Ağlama sen garip anam Kadir mevlam kerimdir

Suzi Quatro

The daughter of a part-time jazz musician, Suzi Quatro began her career as a year-old bass player with the all-female Detroit bands Pleasure Seekers and Cradle, with her sisters Patti, Nancy and Arlene. She went on to make an international impact with another all-girl band Fanny, but it was after moving to England in when she was discovered by producer Mickie Most that she became a star. Most released her debut single Rolling Stone on his own RAK label and she toured with Thin Lizzy and Slade, setting her up for her big breakthrough with Can The Can, a Number 1 all over Europe in A strong working partnership with the writing/production team Nicky Chinn and Mike Chapman resulted in a compelling mix of glam and hard rock and a string of other hits, including 48 Crash, Daytona Demon and Devil Gate Drive, which each sold over a million. Quatro didn't make it in the US, however, until she duetted with Chris Norman of Smokie on Stumblin' On, which reached Number 4 in the US charts. Her If You Knew Suzi and SuziAnd Other Four Letter Words albums also did well, triggering more hits like She's In Love With You, Mama's Boy and I've Never Been In Love. She then diversified into acting, appearing on TV shows Happy Days and Minder and in she wrote and performed in Tallulah Who, a musical about the life of actress Tallulah Bankhead. Quatro has also presented music shows on BBC Radio 2.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir