Son yıllarda Maden Tetkik ve Arama Genel Mdrlğ tarafından yapılan alışmalar, İznik ve Gemlik segmentine karşılık gelen gney kol zerinde ve depremlerinin geliştiğini ve deprem tekrarlama periyodunun yıl olduğunu gsterdi. İznik Gl ile Dokurcun Vadisi arasındaki kesimde ise metreye varan bir yer değiştirme miktarına karşılık gelen enerjinin biriktiği belirtiliyor. Bu sonu gney kolun da kuzey kol kadar deprem tehlikesi ve riski ierdiğini gsteriyor.
GÜNEY KOL, KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNE KADAR DEPREM ÜRETEBİLİR?
Gölcük ve Düzce depremleriyle Marmara'nın altındaki kabuk aşırı yüklenmişti. Bu kabuğun 'dan itibaren 30 yıl içinde kırılacağı söyleniyordu. İlk 20 yıla baktığımızda öngörüler gerçekleşmedi ama son 10 yılda kırılma olasılığı pek çok uzmana göre yüzde 50'nin üzerine çıkmış durumda.
Sonuç olarak kuzey kol üzerinde büyük bir deprem bekliyoruz. Özellikle İstanbul'u da etkilemesi beklenen olası deprem için senaryolar büyüklüğüne göre yapılıyor.
Peki Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolu için kaç büyüklüğünde bir deprem olma olasılığından bahsedebiliriz?
Bu soruma Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Bu kol da en az kuzey kol kadar diri… Bu nedenle kuzey koldaki kadar depremler görebiliriz. 7 ve üzeri büyüklüklere ulaşan sarsıntılar olabilir” cevabını verdi.
Gney kol zerinde, aletsel dnemde en son Edremit Fayı zerinde yılında byklğnde, Yenice-Gnen Fayı zerinde yılında byklğnde, Manyas’ta ise yılında byklğnde yıkıcı depremler gerekleşti.
GÜNEY KOL TSUNAMİ OLUŞTURABİLİR Mİ?
Peki güney kolda gerçekleşecek depremde tsunami riski oluşma ihtimali var mı?
"deprem eğer karada oluşursa dalga oluşur ama korkutucu bir tsunami olmaz" diyen Prof. Dr. Pampal, "Marmara'da genel olarak tarihsel dönemde tsunami oldu. Fakat bu dalgaların yüksekliği maksimumum metreyi geçmedi. Tsunaminin çok büyük hasara neden olduğu ve can kaybına yol açtığı örneklere bakacak olursak dikkat ederseniz dalgaların yüksekliği metre arasındadır. Marmara'da böyle bir şey olmaz. Ayrıca Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun güney kolunun önemli bir kısmı karada bulunuyor. Bu nedenle tsunami ihtimali çok daha az" ifadelerini kullandı.
7 Mart'ta da yine Marmara Denizi'nde Tekirdağ aıklarında bir deprem yaşandı. AFAD, depremin merkez ssnn Marmaraereğlisi olduğunu aıkladı. Depremin byklğ 3,6 olarak belirlendi. Deprem İstanbul'un batısında bulunan bazı ilelerde hafif şekilde hissedildi.
Deprem uzmanlarının sık sık Marmara bölgesinde olası büyük deprem olasılığı riskinin arttığı ikazları rağmen, İDO iskelesi yanına lebiderya cami, Fay hatlarına kimyasal fabrikalar yapılırken İTÜ’lü bilim insanı Yalova ve diğer illerdeki tehlikeli fay hatlarına dikkat çekti.
Kasım ayında Hatay ve çevresini uyaran Ülkemizin önemli yerbilimcilerinden, İTÜ'lü Prof. Dr. Okan Tüysüz, Yalova’nın 3 seafoodplus.info açığında ve Altınova ve Çınarcık’taki diri fay olduğunu belirterek,” Marmara’da beklenen deprem gerçekleştiğinde Yalova’daki bir nokta İstanbul’daki bir noktaya göre 5 metre batıya doğru kayacak. Benzer bir durum 17 Ağustos depreminde de yaşanmış, Sakarya’da fay üzerinde yer alan bir benzin istasyonunun iki pompası birbirine göre 5 metre kadar kaymıştı.
Faylar hareket ettikleri zaman hareket ettikleri yöndeki kayaları sıkıştırır; bu da olması beklenen bir depremi daha öne çeker. Buna stres transferi ya da halk dili ile tetikleme diyoruz. 17 Ağustos depremindeki hareketin Marmara’daki bir depremin olma olasılığının % 15 kadar artırdığı hesaplanıyor.
Tüm bunları üst üste koyduğumuz zaman Marmara’da bir depremin olma zamanı gelmiştir. Ancak bunu kesin bir ifade olarak kabul etmemek gerekir, çünkü doğa hiçbir zaman bizim beklediğimiz gibi düzenli, davranmayabilir.”dedi.
Türkiye'nin yüreği, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen; ve büyüklüğündeki depremlerle kavruldu. Ülkemizin önemli yerbilimcilerinden, bilim insanı İTÜ'lü Prof. Dr. Okan Tüysüz, ülkemizin depremselliğiyle ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
Yurt genelinde 2'si tartışmalı olmak üzere 24 kentin fay hattı üzerinde olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tüysüz, 45 il alanında, fay hattı üzerindeki ilçeye dikkat çekti. İşte o il ve ilçelerimiz
Deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz, son olarak dün sabaha karşı Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinden gelen ve büyüklüğündeki acıyla sarsıldı. İTÜ'lü emekli öğretim üyesi ve deprem bilimci Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremini bekleyen il ve ilçelerimizi Habertürk'ten Alper Uruş'a anlattı. İşte Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün sorularımıza verdiği çarpıcı yanıtlar
Ülkemizde ’den fazla, yüzey kırığı oluşturabilecek fay var. Bu faylar Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yılında yayınlanan Türkiye Diri Fay Haritasında gösteriliyor. Jeoloji Mühendisleri Odası geçtiğimiz aylarda diri faylar üzerinde oturan 22 ile ait raporlar yayınlayarak diri faylar üzerinde yerleşimim mümkün olduğunda önlenmesi ve bunun kurallarının ne olması gerektiğini haftalar boyunca raporlar halinde yayınladı, ilgili kurumların dikkatini çekti. Ülkemizde 22 il yüzey kırığı oluşturabilecek faylar üzerinde yer alıyor.
Türkiye'de 22'si kesin, 2'si tartışmalı olmak üzere fay hattı üzerinde 24 kentimiz bulunuyor. Bolu tartışmalı, güneyinde fay var, içinden geçen fayın diri olup olmadığı kesin değil; ancak bence aktif.
İkinci tartışmalı kent ise Kocaeli. İl merkezinde fay yok; ancak hemen güneyinde var. Kimisi şehir oraya kadar büyüdü diye onu da katıyor; kimisi de oralar ilçeye ait diye kabul etmiyor. Cevaplaması zor bir konu ancak fay hattındaki il sayısını 24 olarak belirtmekte bence bir mahzur yok.
45 İL ALANINDA FAY HATTINDAKİ İLÇE
ADIYAMAN: Gölbaşı
AFYONKARAHİSAR: Çay, Dinar, Kızılören, Sandıklı
ANKARA: Şereflikoçhisar
ANTALYA: Demre
AYDIN: Bozdoğan, Germencik, İncirliova, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Nazilli, Söke, Sultanhisar, Yenipazar
BALIKESİR: Gönen, Manyas
BATMAN: Kozluk
BİNGÖL: Karlıova, Yedisu
BOLU: Gerede, Yeniçağa
BURSA: Gemlik, Kestel, Mustafakemalpaşa
ÇANAKKALE: Çan, Yenice
ÇORUM: Lâçin
DENİZLİ: Babadağ, Çameli, Çardak, Honaz
DİYARBAKIR: Lice
DÜZCE: Çilimli, Cumayeri, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı
ELAZIĞ: Palu, Sivrice
ERZİNCAN: Üzümlü
ESKİŞEHİR: İnönü
GAZİANTEP: İslahiye
HAKKARİ: Şemdinli
HATAY: Erzin, Hassa, Kırıkhan, Payas
ISPARTA: Eğirdir, Senirkent, Uluborlu
İZMİR: Kemalpaşa, Seferihisar, Tire
seafoodplus.infoŞ: Nurhak, Türkoğlu
KAYSERİ: Talas, Yeşilhisar
KIRIKKALE: Keskin
KIRŞEHİR: Akpınar, Mucur
KOCAELİ: Başiskele, Derince, Gölcük, Kartepe
KONYA: Akşehir, Altınekin, Doğanhisar, Ilgın
KÜTAHYA: Gediz, Simav
MALATYA: Akçadağ
MANİSA: Ahmetli, Alaşehir, Gölmarmara, Kırkağaç, Salihli, Sarıgöl, Soma, Turgutlu
MERSİN: Çamlıyayla, Mut
MUĞLA: Menteşe, Milas
MUŞ: Korkut, Varto
NİĞDE: Altunhisar, Bor
OSMANİYE: Düziçi, Toprakkale
SAKARYA: Akyazı, Arifiye, Ferizli, Hendek, Karapürçek, Sapanca
Ş.URFA: Bozova
SİİRT: Eruh
ŞIRNAK: Beytüşşebap
SİVAS: Altınyayla, Yıldızeli
TOKAT: Niksar, Pazar, Reşadiye
VAN: Çaldıran, Özalp
YALOVA: Altınova, Çınarcık
"TÜRKİYE'NİN YÜZDE 30'UNDA YIKICI DEPREM RİSKİ VAR"
Öte yandan diri fay haritasının yayınlanmasından sonra yapılan çalışmalarla, yeni bazı faylar da ortaya konuyor ve konacak. Mevcut durumda diri fay üzerinde oturan bazı ilçeler, bağlı oldukları il merkezlerinden bile daha kalabalık bir nüfusa sahip. Öte yandan çoğu ilçede azımsanamayacak ölçüde sanayi kuruluşu ve üretim merkezleri var. Bu durum da gözetilirse depreme ve yüzey faylanmasına ne denli önem verilmesi gerektiği açık bir biçimde görülüyor.
Ülkemizde deprem sarsıntısı tehlikesine sahip alanların büyüklüğü kilometrekaredir. Bu ise tüm ülke yüzölçümü ile kıyaslanırsa yaklaşık % 30'a karşılık gelir. Özetle, tüm Türkiye deprem tehdidi altındadır; ancak ülkenin % 30'u yıkıcılığı yüksek deprem tehlikesi altındadır.
MARMARA'DA YILDA BİR BÜYÜK DEPREM OLUR"
Marmara içerisinde yer alan fayların kırılma olasılığının büyük olduğu, bu faylar kırıldığı takdirde 7’den büyük bir deprem gerçekleşeceği ve böyle bir durumda sadece İstanbul’un değil Marmara çevresinde geniş bir alanın etkileneceğini uzun yıllardır konuşuyoruz. Bu durum 17 Ağustos depreminden sonra daha büyük bir olasılıkla gündeme geldi. Marmara’da ortalama yılda bir büyük deprem oluyor. Son büyük depremler olarak ve depremlerini tarihi kaynaklardan öğreniyoruz.
"DEPREM 5 METRELİK KAYMA YARATACAK"
Bu da yaklaşık yılda bir büyük deprem olduğu anlamına geliyor. ’dan bu yana yıl geçtiğini dikkate alırsak tekrarlama aralığı dolmuş durumda. Öte yandan ölçümler Marmara Denizi'ndeki Kuzey Anadolu Fayı parçasının yılda ortalama 2 cm kadar hareket ettiğini gösteriyor. Bu da son yılda 5 metre civarında bir atım biriktiğini gösteriyor.
Daha sade bir anlatımla Marmara’da beklenen deprem gerçekleştiğinde Yalova’daki bir nokta İstanbul’daki bir noktaya göre 5 metre batıya doğru kayacak. Benzer bir durum 17 Ağustos depreminde de yaşanmış, Sakarya’da fay üzerinde yer alan bir benzin istasyonunun iki pompası birbirine göre 5 metre kadar kaymıştı.
Faylar hareket ettikleri zaman hareket ettikleri yöndeki kayaları sıkıştırır; bu da olması beklenen bir depremi daha öne çeker. Buna stres transferi ya da halk dili ile tetikleme diyoruz. 17 Ağustos depremindeki hareketin Marmara’daki bir depremin olma olasılığının % 15 kadar artırdığı hesaplanıyor.
Tüm bunları üst üste koyduğumuz zaman Marmara’da bir depremin olma zamanı gelmiştir. Ancak bunu kesin bir ifade olarak kabul etmemek gerekir, çünkü doğa hiçbir zaman bizim beklediğimiz gibi düzenli, davranmayabilir.
"SİLİVRİ-ADALAR ARASINDA MEYDANA GELEBİLİR"
Marmara 7 ve daha üzeri bir depreme gebedir. Bu deprem Marmara içerisindeki Kuzey Anadolu Fayı'ndan kaynaklanacaktır. Büyük olasılıkla da Silivri-Adalar arasında bir noktada meydana gelecektir. Bu depremin nerelerde ne kadar etkili olabileceği konusunda da yapılmış çok sayıda çalışma var.
"KUZEY ANADOLU FAYI'NDA 7'DEN BÜYÜK 2 DEPREM"
Ülkemizin ve dünyanın en önemli deprem kaynaklarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı'nın iki kesiminde deprem tekrarlama aralıkları dolmuştur. İkisi de 7’den büyük deprem üretme potansiyeli olan bu boşlukların gelecekte yıkıcı deprem üretmesi kaçınılmazdır.
"BİNGÖL () VE ELAZIĞ () BEKLENEN DEPREMLERDİ"
Ülkemizin ikinci önemli deprem kaynağı olan Doğu Anadolu Fayı geçmişte büyük depremler üretmiş sonrasında bir suskunluk dönemine girmiştir. Bu kuşakta yakın zamanda oluşan en önemli depremler: Bingöl ve Elazığ depremleridir. Her ikisi de beklenen depremlerdi ve fayın bu kesimindeki gerilmenin boşalmasına neden oldular. Ancak bu fayın Ceyhan-Kahramanmaraş-Türkoğlu, Çelikhan-Türkoğlu ve Palu-Sincik arasındaki kesimlerinde uzun yıllar deprem üretmemiş fay parçaları vardır ve bunlar gelecekte büyük deprem üretecek faylardır. Yine son derece önemli bir fay kuşağı olan Ölü Deniz Fayı Hatay için bir deprem kaynağıdır.
"EGE'DE 7'YE VARAN DEPREMLER OLABİLİR"
Ege bölgemiz dünyanın en sık deprem üreten bölgelerinden biridir. Çok sayıda fay içeren bu bölgede her bir fayın deprem tekrarlanma aralığı yeterince bilinmemektedir bu bölgede büyüklüğü 7'ye varan deprem olasılıkları vardır.
Sonuç olarak şunu belirmekte yarar var: Gelecek depremlerin nerelerde olacağı konusunda bilgilerimiz var, ancak bu her şeyi biliyoruz gibi bir anlayışa yol açmamalı. Türkiye’de ’den fazla fay diri fay var ve biz bunların sadece bir kısmı (yaklaşık 1/3 ü kadar) üzerinde bilgi sahibiyiz. Sürpriz depremlerden etkilenmemek adına bilinenler öncelikli olmak üzere her an ve her yerde deprem olacak gibi tedbirli olmak zorundayız, çünkü ülkemizde gibi büyüklüklerdeki depremlerde bile büyük hasarlar alabiliyoruz.
"17 AĞUSTOS VE 12 KASIM'A HAZIRLIKSIZ YAKALANDIK"
Depreme hazır olmak sadece kişilerin ya da idari mekanizmanın üstesinden gelebileceği bir kavram değil. Üstelik doğa kaynaklı afetler sadece deprem ile de sınırlı değil. Seller, taşkınlar, heyelanlar, iklim değişikliği, yangınlar vb gibi çok sayıda afet de var. Bu ülke 17 Ağustos ve 12 Kasım’a da hazırlıksız yakalandı, ama bu depremler ilk değildi ki! Sadece daha iyi bir iletişim ortamı olduğu için toplum tarafından daha yaygın olarak algılandı. Bu iki deprem Erzincan depremi ile başlayan büyük depremler serisinin son halkalarıydı sadece.
"DEPREMLERDE BİN CANIMIZ GİTTİ"
Anadolu toprakları çok sayıda medeniyetin deprem yüzünden büyük hasar aldığı hatta yok olduğu örnekler ile dolu. Genç Türkiye Cumhuriyeti, 'da Erzincan’da bu toprakların gördüğü en büyük depremlerden birini yaşadığından bu yana depremlerde neredeyse yüz bin can kaybettik, yıkılan, dağılan hayatlar ve büyük maddi kayıplar yaşadık.
"BÜYÜK DEPREMLERE GEBEYİZ"
Gelinen noktada hâlâ büyük depremlere gebeyiz ve zarar azaltma/depreme hazırlanma konusunda istenen ve beklenen seviyenin çok altındayız."