karaağaç modern fizik pdf / AYT Fizik Konu Kitapları

Karaağaç Modern Fizik Pdf

karaağaç modern fizik pdf

Fizik Fasikülleri 12 Karaağaç Yayınları

  • seafoodplus.info ‘dan satın alınan ürünler, teslim tarihinden itibaren (7) gün içerisinde değişim yapabilmektedir.

  • Bir ürünün iade edilebilmesi genel olarak aşağıdaki şartlara bağlıdır:

  • Satın aldığınız ürünleri tahrip etmeden, kullanmadan ve ürünün tekrar satın alabilirliğini bozmadan, teslim tarihinden itibaren yedi (7) günlük süre içinde neden belirterek iade edebilirsiniz.

  • Kullanılmış, ambalajı açılmış, tahrip edilmiş vb. şekildeki ürünler iade edilemez.

  • Görüntülü DVD, Flash Disk görüntülü Eğitim Setleri vb. için; ürün kutusunda yer alan koruma bandı çıkarılmamış olmalıdır. Ürünlerin diğer yerlerinde çizik, hasar, darbe, sıvı teması vs. olmamalıdır.

  • Orijinal ambalaja sahip ürünlerin iadesi, orijinal ambalaj ile yapılmalıdır.

  • İade edilecek ürünün şirketimiz adına kesilecek bir iade faturası ile iade faturası düzenleme imkanı bulunmayan durumlarda, ürüne ait fatura ve sevk irsaliyesinin aslıyla birlikte iade edilmesi gerekmektedir. İade faturası ya da fatura ve sevk irsaliyesi asıllarının temin edilemediği durumlarda, bundan kaynaklanan KDV vb. mali yükümlülükler iade edilecek bedelden indirilir.

  • Üründe ve ambalajında herhangi bir yazı yazma, açılma, bozulma, kırılma, tahrip, yırtılma, kullanılma vb. durumlar tespit edildiği hallerde ve ürünün müşteriye teslim edildiği andaki hali ile iade edilememesi durumunda, ürün iade alınmaz ve bedeli iade edilmez.

  • İade şartlarına uygun durumlarda yapılan gönderimlerde taşıma masrafı müşteri tarafından ödenecektir.

  • İade edilecek ürünler PTT kargo ile kurumumuzdan aldığınız iade mağaza koduyla gönderilmelidir.

  • Baskısında hata bulunan, eksik, fazla veya yanlış basılmış ürünlerin iadesinde kargo ücreti geliş ve gidiş olarak seafoodplus.info`a aittir.

  • Siparişin yanlış gönderilmesinden kaynaklanan değişimlerde kargo ücreti geliş ve gidiş olarak seafoodplus.info’a aittir.

  • TERÖRİZMLE MÜCADELEDE STRATEJİK İSTİHBARATIN ÖNEMİ: PKK TERÖRİZMİNE YÖNELİK ÖNERİLER Yunus KARAAĞAÇ* GİRİŞ yıllık bir geçmişi olmasına karşın Fransız Devrimi ile birlikte literatüre dâ- hil olan terör ve terörizm olgusu, ulusal ve uluslararası güvenliğe yönelen en temel tehditlerin başında yer almaktadır. Politik hedefe ulaşmak amacıyla yasadışı ve gay- riinsanî şiddet kullanımı anlamına gelen terör, tehdidin eylem yönünü içermekte, terörizm ise terör eylemlerinin sürekliliğini ve felsefesini oluşturmaktadır. Uluslararası akademik çevrelerde yaklaşık terör ve terörizm tanımı bulun- maktadır. Tanımlardaki ortak ifadelerin ve olguların tahlili neticesinde, söz konusu tanımlamaların %83,5’inde şiddetin, %65’inde siyasi amacın, %51’inde korkunun, %47’sinde tehdidin, %41’inde psikolojik etkinin, %32’sinde organize ve planlı stra- tejinin yer aldığı ortaya çıkmıştır (Schmid ve Jongman, ). Dolayısıyla terör ve terörizm kavramları, zihinlere her şeyden önce; korku, dehşet, tehdit, şiddet, yasa dışılık gibi olguları çağrıştırmaktadır (Beşe, 23). Genel anlamıyla terör, herhangi bir amaca ulaşmak için sivillerin veya güvenlik görevlilerinin, propagandaya yönelik ses getirici eylemlerle öldürülmesi veya zara- ra uğratılmasıdır (Bal, ). Terör; bireyleri ve toplumları sindirmek, korkutmak, onları belirli tutum ve davranışlara zorlamak için şiddet kullanma veya tehdit etme taktiğidir (Kumkale, ). Siyasal bir amacı olmayan bununla birlikte organize ve sistematik bir biçimden uzak gerçekleşen terör eylemleri, terörizm kapsamında değerlendirilmemektedir (Crenshaw, ). Çünkü terörizmin en ayırt edici özellikleri; siyasi bir amaca sahip olması, planlı ve sürekli bir biçimde gerçekleşmesidir. Paul Wilkinson’a ( 49) göre terörizm: “Birtakım siyasi taleplerin karşılanmasını sağlamak amacıyla; bi- reyleri, grupları, toplumları ya da hükümetleri yıldırmak için, cinayet ya da imha ha- reketlerinin sistematik olarak uygulanması ya da bu amaçla tehdit oluşturulmasıdır”. * Doktora Adayı, İstanbul Arel Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler, [email protected], ORCID: 41 42 İstihbarat ve Güvenlik Üzerine Çalışmalar Bir başka ifadeyle terörizm, özellikle sivillere yönelik şiddetli saldırılar netice- sinde siyasi kararları etkilemeyi amaçlayan asimetrik ve illegal eylemlerin bütü- nüdür (Zimmermann, ). Söz konusu illegal eylemlere karşı koymak için girişilen faaliyetler ise terörle ve terörizmle mücadele şeklinde iki kategoriye ayrıl- makta, bu çalışmanın ana noktasını terörle ve terörizmle mücadelede istihbarat ve spesifik olarak da PKK terörizmine karşı stratejik istihbaratın önemi oluşturmakta- dır. Çalışmanın birinci bölümünde terörle ve terörizmle mücadele arasındaki fark- lar ortaya konmaya çalışılmış, istihbarat türleri ile bağlantıları incelenmiştir. İkinci bölümde ise PKK terörizmi ile mücadele edebilmek ve terörü besleyen etkenleri ön alıcı bir biçimde elimine etmek için olası stratejik istihbarat hamle örneklerine yer verilmiştir. 1. TERÖRLE VE TERÖRİZMLE MÜCADELEDE İSTİHBARAT Küresel sistemin ana aktörlerinden olan devletler, terör ve terörizm tehditlerini bertaraf edebilmek için çeşitli yöntemler icra etmektedir. Bu yöntemler genel olarak terörle ve terörizmle mücadele başlıkları altında yer almaktadır. Terörle mücadele taktik ve operasyonel düzeyde yani eylem bazında ilerlemekte, olası terör eylemle- rine karşı önlem almak veya gerçekleşen terör eyleminin faillerini ortaya çıkarmak üzerine temellenmektedir. Terörizmle mücadele ise stratejik seviyede yer almakta, terörün felsefesini ve stratejisini anlamayı, terörün nedenlerini saptamayı, terör örgütüne katılımın sosyo- lojik bulgularını tespit edebilmeyi amaç edinmektedir. Terörle ve terörizmle müca- dele çok boyutlu ve kompleks bir süreç olup, bu sürecin en önemli sacayaklarından birini ise istihbarat faaliyetleri oluşturmaktadır. İstihbarat, genel olarak haber, bilgi, malumat ve zekâ anlamlarına gelmektedir (İlter, 1). İstihbarat, düşman veya dost oluşumların planları ve bu planları uy- gulama kapasiteleri hakkında her türlü bilgi toplama veya bilgi sahibi olma şeklinde tanımlanabilmektedir (Şenel ve Şenel, ). Dolayısıyla geleceği görebil- mek, bu sayede muhtemel tehditler karşısında yeterli doneye sahip olmak, ilkel insan topluluklarından modern ulus devletler dönemine kadar istihbaratın önemini koru- masını sağlamıştır (Karaağaç, a: 90). İstihbarat üç temel kategoride değerlendirilmektedir: Taktik istihbarat, operas- yonel istihbarat ve stratejik istihbarat (Karaağaç, b). Taktik istihbarat cari istih- barat açığını kapatmak amacıyla gerçekleştirilen kısa vadeli bilgi desteğidir. Taktik istihbarat terörizmle değil fakat teröristle anlık mücadelede önemli bir rol üstlen- mektedir (Gül, ). Operasyonel istihbarat, orta ve alt kademeler için gereken bil- giyi sağlamakta, orta dönemli yol haritalarının belirlenmesinde tercih edilmektedir (Özdağ, ). Terörizmle Mücadelede Stratejik İstihbaratın Önemi: Pkk Terörizmine Yönelik Öneriler 43 Terör örgütünün kullandığı silah tipi ve çeşidi, örgütün propaganda, finans, ile- tişim ve yurtdışı bağlantıları, kaçar kişilik gruplarla hareket ettikleri gibi soruların cevabı, taktik ve operasyonel istihbarat sayesinde ortaya konabilmektedir (Önenli, ). Taktik ve operasyonel istihbarat güvenlik güçleri ve kolluk kuvvetlerine bilgi akışı sağlamaktadır (Yılmaz, ; ; McDowell, ). Terörle mücadele daha çok taktik ve operasyonel istihbaratın kapsamında bulunmakta, kısa dönemli ve eylem odaklı bir anlayış takip edilmektedir. Terörün felsefesini ve muhtevasını anlamak ve uzun dönemli yol haritalarını belirlemek için ise stratejik istihbarat tercih edilmektedir. Stratejik istihbarat; bilgi, organizasyon ve faaliyet zemininde ilerleyen, ulusal karar vericilere stratejik bilgi desteği sunan uzun dönemli yol haritalarının temelini oluşturmaktadır (Kent, ). Stratejik istihbarat, yurtiçinde ve yurtdışında, barış ve savaş dönemlerinde yani her zaman ve her koşulda kesintisiz devam eden; askeri, coğrafi, siyasi, sosyal, ekono- mik, bilimsel ve teknik, ulaşım ve iletişim, internet, biyografik istihbarat konularını içeren disiplinler arası bir bilim dalıdır. Stratejik istihbaratın diğer istihbarat türlerin- den en önemli farkı akademik çalışma sahası olmasıdır (Karaağaç, a). Akademik bir uğraş olan stratejik istihbarat çalışmaları; antropoloji, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler, güvenlik gibi bilim dalların- dan istifade etmekte, problemin ana kaynağına ulaşmayı ve tehdidin varoluşsal ne- denlerini ortaya çıkarmayı öncelemektedir. Dolayısıyla stratejik istihbarat çalışma- ları salt istihbarat servisleri tarafından değil; üniversiteler, düşünce kuruluşları, sivil toplum örgütleri, güvenlik kuvvetleri gibi kurum ve kuruluşların koordineli mesaisi ile yürütülmektedir. Siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik şartlardan motive olan terör stratejisi ile mücadele edebilmek için o ülkenin her türlü fiziksel, siyasal, sosyolojik ve kültürel imkân ve yeteneklerinin en iyi biçimde tespit edilmesi, imkân ve yeteneklerin ivedi- likle seferber edilmesi gerekmektedir (Beşe ve Seren, ). Bu kapsamda stratejik istihbarat faaliyetleri ile terörizmin bütünleştirici ideoloji- sinin analiz edilmesi ve öğrenilmesi, terör örgütüne katılımın toplumsal ve ekonomik nedenlerinin ortaya çıkarılması, sempatizan veya işbirlikçi desteği bulunan bölgele- rin kültürel ve siyasi durum haritalarının tespit edilmesi, yerel halkın devlet ile olan problemlerinin öğrenilmesi ve reform senaryolarının hazırlanması gerekmektedir. 2. İSTİHBARAT ÖNERİLERİ İnsan haklarından ve siyasi haklardan yoksunluk terörizmin temel nedenlerinden biri olmakla birlikte; yoksulluk, adaletsiz refah dağılımı, genç işsizlik, insanlık dışı yaşam şartları, yolsuzluk, radikalleşme, marjinalleşme ve sosyal dışlanma gibi olgu- lar da terörizmin varlık sebeplerini oluşturmaktadır. 44 İstihbarat ve Güvenlik Üzerine Çalışmalar Martha Crenshaw’a ( ) göre terörizmin nedenleri iki temel kategoride toplanmaktadır. Bunlar “ön koşullar” ve “hızlandırıcı nedenler”dir. Ön koşullar; si- yasi, ekonomik, toplumsal, kültürel ve psikolojik mağduriyetleri, yoksunlukları içer- mekte, hızlandırıcı nedenler ise söz konusu mağduriyetlerin ideoloji ile birleşerek şiddet ile bütünleşmesini kapsamaktadır. Bu doğrultuda, terörizmin ortaya çıkış nedenlerini belirleyerek terörizmle mü- cadelede ön alıcı bir pozisyona sahip olan stratejik istihbarat çalışmalarının önem ve müstesnalığını vurgulayabilir, PKK terör örgütüne (İmset, ; Kaya, ; Marcus, ) karşı koyma noktasındaki başlıca stratejik istihbarat hamlelerini şu şekilde gösterebiliriz: • Ekonomik yönden geri kalmış terör bölgesine devlet desteğinin sunulması, bölgenin kalkındırılması, iş imkânı ve istihdamın sağlanması gerekmektedir. • Sanayi hamlesinin dışında çiftçilerin eğitilmesi, hayvancılığın tercih edilir bir iş kolu olarak reforme edilmesi elzem bir hal almaktadır. • Bölgenin turizm potansiyelinin değerlendirilmesi ve kültürel mirasına sahip çıkılması icap etmektedir. • Terör propagandasının etkisini kırabilmek için eğitim politikalarına önem ve- rilmesi, fırsat eşitliği ilkesi çerçevesinde bölgedeki her çocuğun okula gitme- sinin sağlanması gerekmektedir • Terör bölgesinde görev yapan öğretmenler veya eğitimciler belirli bir süreçten geçirilmelidir. Öğretmenler, öğrenci ve velilere karşı yaklaşımlarında milli bi- lincin oluşturulmasına yönelik adımlar atmalı, terörizmin muhtemel zararları öğrencilere ve velilere aktarılmalıdır. • Bölgedeki genç nüfusun talepleri ve istekleri dikkate alınarak; üniversite yurt- ları, kültürel ve sosyal aktiviteler (konser, tiyatro, sinema vb.), gezi program- ları gibi icraatların gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir. • Etnik veya dini farklılıkların demokratik üniter devlet anlayışının bir zengin- liği olduğu bilinci ile tek tipleştirmeden bölge insanının devlete olan bağlılığı- nın güçlendirilmesi sağlanmalıdır. • Bölgeye gönderilecek devlet memurları oranın kültür ve dil yapılarına uygun olarak eğitimden geçmeli, bölge insanı ile bölge kültürü bağlamında sıcak bir ilişki kurulmalıdır. • Radikal öğretilerin önüne geçme noktasında yerel nüfus ile bağlantılı veya yerel nüfusun saygı duyduğu kanaat önderleri ile müşterek işbirliğinin oluştu- rulması gerekmektedir. Terörizmle Mücadelede Stratejik İstihbaratın Önemi: Pkk Terörizmine Yönelik Öneriler 45 • Örgüte mensup fakat terör faaliyetine karışmadan yakalanan militanlar reha- bilite edilmeli ve topluma yeniden kazandırılmaya çalışılmalıdır. • Anti-terör yasaları ve bağlayıcı hükümlerin kapsamı genişletilmelidir. • Terör örgütüne katılımın sosyolojik faktörleri göz önüne alınmalı, üniter dev- let anlayışına zıtlık teşkil etmeyen kültürel ve sosyal haklar bölge insanına erişilebilir olmalıdır. Bu sayede yabancılık hissinin önüne geçilmelidir. • Örgüt ideolojisinin kristalize edilmesi ve marjinalleştirilmesi icap etmektedir. • Terör örgütünün bölge insanının haklarını ve geleceğini suiistimal ettiği ger- çeği, yerel ve bölgesel bazda ortaya çıkarılmalı, bununla birlikte bölge insanı devlet tarafından yalnız bırakılmamalıdır. • Geçmiş dönemlerde terörizmle mücadelede yapılan hatalar tekrarlanmamalı ve özeleştiri yapılmalıdır. Bu süreç yöre insanına hissettirilmeli, psikolojik mağduriyetler bu sayede giderilmelidir. • Ulaşım ve iletişim imkânları modern seviyeye çıkarılmalı, altyapı hizmetleri sürekli ve kesintisiz hale getirilmelidir. Bu süreçte yerel yönetimler ile merke- zi idare koordinasyon içinde bulunmalıdır. • Toplumun bütününe yönelik adil ve kapsayıcı bir şehir planlaması yapılmalı- dır. Ekonomik eşitsizlikten kaynaklanabilecek marjinalleşmenin önüne geçil- melidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki kır ve şehir hayatı arasındaki fark minimize edilmelidir. SONUÇ Karmaşık ilişkilerin girift bir yapıda seyrettiği küreselleşen dünyada bazı devlet- ler veya güç odakları, bir takım hedeflerine ulaşmak için hem terörizmi hem de terör örgütlerini taşeron olarak kullanmakta, terör ve terörizm olguları en temel güvenlik tehdidi şeklinde güncelliğini korumaktadır. Güvenliği sağlama ve devam ettirme, ayrıca yasadışı şiddet hareketlerini engelleme noktasında ise terörizmle mücadele kavramı karşımıza çıkmaktadır. Terörizmle mücadele; terörün ortaya çıkışındaki gelişmelere, terörün nedenleri- ne, terör örgütüne beslenen sempatinin kökenlerine ulaşmayı amaçlamaktadır. Terö- rizmle mücadelede esas olan teröristi etkisiz hale getirmek değil, kalpleri ve zihinleri kazanmaktır. Bu süreç, uzun vadeli olmakla birlikte yalnızca güvenlik güçleri ve istihbarat servisleri eliyle yürütülemez. Ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, kentleşme ve çevre çalışmaları, uluslararası ilişkiler gibi birçok disiplin terörizmle mücadelenin merkezinde yer almaktadır. 46 İstihbarat ve Güvenlik Üzerine Çalışmalar Akademik bir uğraş sahası olan stratejik istihbarat çalışmaları; istihbarat servis- leri ve güvenlik kuvvetleri başta olmak üzere, düşünce kuruluşlarından akademis- yenlere, sivil uzmanlardan gazetecilere kadar geniş katılımlı ve müşterek bir sürece işaret etmektedir. Dolayısıyla terörizmle mücadelede olayla değil olguyla ve olgu- nun tarihsel ve felsefi altyapısı ile uğraşma ön planda yer almaktadır. Sonuç olarak terörizmle mücadele anlayışındaki en önemli yaklaşımlardan biri terör olgusunu doğuran ve yeşerten faktörlerin ön alıcı bir biçimde engellenmesi üzerine temellen- mektedir ki bu süreç stratejik istihbarat çalışmaları ile ilişkilidir. Bu kapsamda yaklaşık 40 senedir devam eden ve insanın hayatına mal olan PKK terörizmi ile mücadelede de stratejik istihbarat çalışmalarının göz ardı edilmemesi gerekmektedir. TSK’nın terörle mücadele konusundaki etkin ve başarılı tutumu, diğer kurum-kuruluşların katkısı ve işbirliği ile terörizmle mücadele anla- yışına eklemlenmeli, terörizmin can suyu olan gelişmelerin ve faktörlerin elimine edilmesi hayati ve elzem bir hal almaktadır. Terörizmle Mücadelede Stratejik İstihbaratın Önemi: Pkk Terörizmine Yönelik Öneriler 47 KAYNAKÇA Bal, İ. (). Alacakaranlıkta terörle mücadele ve komplo teorileri. Ankara: USAK Yayınları. Beşe, E. (). Terörizm, Avrupa Birliği ve insan hakları. Ankara: Seçkin Yayıncılık. Beşe, E. ve Seren, M. (). Stratejik istihbarat olgusunun teorik çerçevesi, unsurları ve terörle müca- dele politikaları açısından rolü ve önemi, Polis Bilimleri Dergisi, 13(3), Crenshaw, M. (). The Causes of terrorism. Comparative Politics. 13(4), Gül, Z. (). Stratejik istihbarat ve genel yanılgılar. Güvenlik Bilimleri Dergisi. 4(1), İmset, İ. G. (). PKK: Ayrılıkçı şiddetin 20 yılı (). Ankara: Turkish Daily News Yayınları. Karaağaç, Y. (a). Geçmişten geleceğe istihbarat: Gizli servisler, örtülü operasyonlar ve savaş stra- tejileri. İstanbul: İskenderiye Kitap. Karaağaç, Y. (b). Sinir savaşının aktörleri: Psikolojik harp, psikolojik harekât ve propaganda. Ni- şantaşı Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(2), Kaya, O. (). Türkiye’de etnik terör. Ankara: A Kitap. Kent, S. (). Stratejik istihbarat. (B. Y. Özbek ve N. Ş. Arıca, Çev.). Ankara: ASAM Yayınları. Marcus, A. (). Kan ve inanç: PKK ve kürt hareketi. (A. Alkan, Çev.). İstanbul: İletişim Yayınları. McDowell, D. (). Strategic intelligence: A handbook for practitioners, managers and users. Mary- land: The Scarecrow Press. Önenli, M. (), İstihbarat ve terörizm. S. Yılmaz. (Ed.), İstihbarat dünyası (ss. ). Ankara: Kripto Kitaplar. Özdağ, Ü. (). Stratejik istihbarat. Avrasya Dosyası-İstihbarat Özel, 8(2), Schmid, A. P. ve Jongman, A. J. (). Political terrorism: A new guide to actors, authors, concepts, data bases, theories & literature. New York: Routledge. Şenel, M. ve Şenel, A. T. (). Temel güvenlik konularımız: siyasi polisin el kitabı. Ankara: Emniyet Genel Müdürlüğü. Wilkinson, P. (). Terrorism and the liberal state. London: The Macmillan Press. Yılmaz, S. (). yüzyılda güvenlik ve istihbarat. Ankara: Milenyum Yayınları. Zimmermann, E. (). Globalization and terrorism. European Journal of Political Economy, 27(1),

    Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring , p. , TURKEY TÜRKÇENİN SES BİLGİSİ KARAAĞAÇ GÜNAY, TÜRKÇENİN SES BİLGİSİ, KESİT YAYINLARI, İSTANBUL , S., ISBN Eyüp BACANLI* Tuğba BEYTULLAHOĞLU** Türkiye Türkolojisinin üretken isimlerinden Prof. Dr. Günay Karaağaç, yılında yayımladığı Türkçenin Söz Dizimi çalışmasından sonra yılında “Türkçenin Ses Bilgisi” adlı kapsamlı ve doyurucu yeni eseriyle Türkologların karşısına çıktı. Eser, Karaağaç‟ın geçmişten beri sürdüre geldiği dil bilimi, Altayistik ve Türkoloji müktesebatlarını birleştirdiği, engin etimoloji tecrübesini ve bilgeliğini aynı anda yansıtan, büyük hocalar Muharrem Ergin, Tahsin Banguoğlu, Zeynep Korkmaz ve diğerlerinin dil bilgisi eserlerinde Türkçenin ses bilgisiyle ilgili daima eksikliğini hissettiğimiz konuları ve örnekleri derli toplu içermesi bakımından fevkalade önemlidir. Türkçenin Ses Bilgisi, Sunuş (s. ) ve İçindekiler () kısımlarından sonra 3 bölümden oluşuyor. I. Bölüm “Ses Bilgisi” başlığını taşıyor (). Karaağaç, burada genel olarak genel dil biliminin verilerinden hareket ediyor. Nitekim konularla ilgisine göre yer yer İngilizce başta olmak üzere farklı dillerden de örnekler getiriyor. Yazar öncelikle “Ses ve Ses Bilgisi” üzerinde duruyor ve sesin fiziksel özellikleri, yüksekliği, gücü, uzunluğu, tınısı, ses ve gürültü ayrımı, insan sesinin özelliklerini ve ses organlarını sadece bilimsel değil ama ayrıca felsefi derinlik ve tat da katarak ele alıyor. İkinci alt başlık “Ünlüler ve Ünsüzler” adını taşıyor. Burada, ünlü ve ünsüzlerin temel özellikleri, çıkış ve boğumlanma noktaları genişçe anlatılıyor. Her bir sesin fonetik ve fonolojideki özelliğini burada bulmak mümkündür. Yazar, bu alt başlıkta anlam ayırıcı olan ve olmayan uzun ünlüler konusuna da yer vermektedir. Karaağaç, Türkçede uzun ünlülerin anlam ayırıcı yönü olmadığı ve dolayısıyla fonem değeri taşımadığı görüşündedir (s. ; ayrıca bk. s. ). Yazar, “başta vurgunun yer değiştirmesi ve iç ses durumundaki b, d, g, ġ ötümlü ünlülerinin yarı-ünlüye ve sıfıra doğru gitmeleri olmak üzere, oldukça değişik nedenlerle, Türkçenin değişik yer ve zamanlarında, ünlülerin uzun biçimleri de ortaya çıkmıştır” dedikten sonra bu konudaki görüşlerini şöyle özetliyor: “i) Türkçedeki uzun ünlüler, anlam ayırıcı değildir; ii) Türkçedeki uzun ünlüler, tarih boyunca, sürekli bir kısalma eğilimi içinde olmuşlardır. Kısa ünlülü çiftleri bulunmadığı için, eş sesliliğe düşmezler; iii) Türkçedeki uzun ünlüler, kısa ünlüye dönüştüklerinde, eski kısa ünlülerin özelliklerini taşırlar, onlarla aynı ses değişimlerini gösterirler” (s. 45). Bu kısmın bir diğer dikkate değer konularından biri de “iki ünlülü hece (diphthong)”dir. Yazar “hiçbir dilde, iki ünlüyü yan yana getirerek iki ünlülü heceler yapılamaz” der. İki ünlü olarak adlandırılan durumlarda mutlaka bir yarı ünlü görülür. Değişik dillerde l, r, v, y, ğ, h gibi * Doç. Dr., TOBB ETÜ, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. El-mek: [email protected] ** Personel, TOBB ETÜ, Türkçe Öğretim, Araştırma ve Uygulama Merkezi.. El-mek: [email protected] E. BACANLI – T. BEYTULLAHOĞLU yarı ünlüler, yanlarındaki ünlüyle birlikte uzamaya yol açabilirler. Türkçede de dilin “yeni kuşaklara başarılı aktarılamamasından kaynaklanan” uzunluklar görülebilir: koy- > ko-, bağlı > baalı, kağan > kaan, beğen- > beyen-/been- vb. Sonuç olarak “aralarında yarı ünlünün bulunmadığı bütün ünlüler, ancak ayrı hecelere ait olabilirler” (s. 46). Bu bölümdeki üçüncü alt başlık “I.C. Ses Değişmeleri”dir. Karaağaç, eş zamanlı farklılıkların ve bireysel tercihlerin art zamanlı olarak genelleşmesiyle değişimin ortaya çıktığı görüşünü savunur: “Anlaşmaya engel olmayacak kadar küçük, ayırıcı olmayan yani ses birimlik yük taşımayan; fakat ses organlarının yapılarından, onları kullanış biçiminden doğan ve her kişide bulunan bu farklar, kişiden kişiye, sosyal gruplara ve nihayet dil topluluğunun tamamına geçerek, dillerin ses yapılarında görülen sürekli bir değişimin kaynağını oluştururlar (s. 45). Tarihî dil bilgisi alanında çalışanlar ve etimologlar, kendilerini ses değişmelerinin türünü, dile özgü fonolojik kurallarını ve örneklerini, aşamalarını ve tarihlerini tespit etmekle yükümlü hissederler. Bu, yapılan işin doğası gereğidir. Bununla birlikte Karaağaç, unutulmaması gereken başka bir gerçeğe işaret eder: “elde mevcut en mükemmel kayıtlarla bile, tarihsel değişim adını hak eden bazı değişikliklerin tam olarak nerede başladığını belirlemek başarılamaz” (s. 50). Karaağaç, ses değişmelerini düzenli (uniform, paradigmatic) olanlar ve düzensiz (amorphus, syntagmatic) olanlar şeklinde ikiye ayırır. Düzenli değişmeler, dilin ediniminde; düzensiz değişmeler ise dilin kullanımından (performance) kaynaklanır. “Düzen dediğimiz şey, varlığın zaman ve mekân boyutlarındaki sürekliliği olduğuna göre, yanlış örnekseme değişmeleri ve iç alıntılar ile bir dilin belli bir zaman ve mekân dilimine henüz kendisini kabul ettirememiş her türlü değişikliği, düzensiz ses değişikliği olarak görürüz” (s. 51). Yazar, daha önceden düzensiz ses değişmelerine adanmış bir makaleye de imza atmıştır ( “Türkçede Düzensiz Ses Değişmesi Örnekleri” Eğitim Bilimleri Dergisi 3,). Bu örnekler, kitapta ayrıca “Bozma” başlığı altında da (s. ) incelenir. Bunlar, Türkçe kökenli olan lakırdı (< ayakır-dı), loş (< yoş), ücra (< uç+ra), elbet (< ol bet) gibi kelimelerdir. Karaağaç, ses olaylarının nedenlerini şöyle sıralar: 1. “Irkın etkisi: Irkların beden yapılarının, dolayısıyla, ses çıkarma ve işitme organlarının birbirlerinden epeyce farklı oldukları açıktır” (s. 53). Bu farklılıklar sesin çıkışını etkilemektedir. 2. “Coğrafyanın etkisi: Irk ve ırkın fizik yapısı üzerine de büyük etkisi olan coğrafyayı, ses değişmelerindeki etkenlerden biri olarak görmek gerekir” (s. 54). 3. “En az çaba ve en çok çaba etkisi: (…) İletişimdeki hız ihtiyacı, kişileri bol enerji isteyen sesleri çıkarmaktan alıkoyar ve en az çaba ile en çok iletişim sağlanmağa çalışılır. Diğer taraftan, bölünen anlam alanları ve artan alanlar, en çok çaba ile sözlerde ses ve biçim değişikliklerine gidilir ve yine en az çabanın ortaya çıkardığı eş ve benzer seslilikten, eş ve benzer anlamlılıktan kaçınmak üzere en çok çaba harcanır” (s. ). 4. “Çocuklara verilen ana dili eğitimi: (…) dilin seslerini henüz tam olarak edinememiş bebek ve çocuklara, ana dillerini seslerinin yeterince öğretilememesi, ses değişmelerinin en önemli etkenlerinden biridir. (…) En hızlı dil değişmeleri, kuşaklar arasında yaşanır. Yani bir kuşakta bir dil değişmesi olduğunda, bu değişme, birdenbire Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring Tanıtma genelleşir; aynı yer ve zamanda yaşayan, aynı yaş ve sosyal gruba ait üyeler arasında kurallaşıverir. Hatta yetişkinlerin dilini bile etkileyecek kadar güçlenebilir” (s. ). 5. “Sosyal ve siyasal etkenler: (…) Toplum hayatındaki her türden değişiklik, o toplumun diline, dilinin ses yapısından söz dizimine ve anlam yapısına kadar bir dizi değişmeleri beraberinde getirir” (s. 56) 6. “Alt katman etkisi: (…) Her yeni yerleşimde, eski yerleşikler işin içindedir ve egemen halkın ırkından diline kadar her şeyine şu veya bu ölçüde etki ederler” (s. 57). 7. “Üst katman etkisi: (…) Üst katman, bir dil kullanıcısı için, egemen sınıfların, mesleklerin veya bölgelerin dil kullanımları kadar, başka ulus ve bu ulusun dili de olabilir. Üst katmanın bir başka dil olması durumu, bir toplumu dil değişikliğine kadar götürür” (s. 57). 8. “Örneksemelerin etkisi: Bütün dil kurallarının temelini oluşturan örnekseme (analogy), ses birimlerinin değişmelerinin de en büyük nedenidir. Dilde var olan bir ses, biçim, birleşik söz veya söz dizimi yapısına benzetilerek, bu yapı örnek alınarak, yeni biçim veya söz dizimi yapılarının elde edilmesine örnekseme denir” (s. ). Karaağaç, örneksemeleri gerçek ve yanlış örneksemeler olarak ikiye ayırır. 9. “Yazım kurallarının etkisi: (…) Yazının üzerimizde şüphe götürmeyen bir etkisi vardır” (s. 60). Yazı, sözden daha kalıcı ve etkilidir. Harfler, insanlarda ses birimi etkisi uyandırır. Karaağaç, yazının dili dönüştürmesine örnek olarak çağdaş Türk dillerini gösterir (s. 61). Kitabın, Türkiye Türkçesi dersleri için en faydalı olan bölümlerinden biri “Ses Olayları”nın açıklandığı kısımdır. Karaağaç‟ın bu kısımda İngilizce karşılıklarını vererek ve fonemlerin insan fizyolojisiyle olan ilişkilerini de açıklayarak verdiği örnekler oldukça doyurucudur. Yazar, bu kısımda ağızsılaşma, akıcılaşma, art damaksılaşma, (uzak, yakın) aykırılaşma, (gerileyici, ilerleyici, uzak, yakın, yarı, tam) benzeşme, bozma, bulaşma, büzüşme, ulama, daralma, dudak benzeşmesi, dudaksılaşma, (ön, iç, son) ses düşmeleri, eksiltme, hece düşmesi, düzleşme, genizsileşme, yutaksılaşma, (uzak, yakın) göçüşme, yarı vokaller, ikizleşme, incelme, kalınlaşma, kaynaşma, nöbetleşme, orta hece düşmesi, ön damaksılaşma, (gerçek, yanlış) örnekseme, ötümlüleşme, ötümsüzleşme, peltekleşme, sertleşme, (ön, iç, son) ses türemesi, ünlü genişlemesi, ünlü ikizleşmesi, ünlü incelmesi ve kalınlaşması, ünlü nöbetleşmesi, ünlüleşme, yardımcı ses, yumuşama, yuvarlaklaşma gibi onlarca ses olayı üzerinde durmaktadır. Bütün bunlar, bu eseri Türkçenin tarihî ve çağdaş türlerindeki ses olaylarını açıklama ve yatkınlık kazandırma amaçları doğrultusunda temel başvuru kaynaklarından biri olmaya aday yapmaktadır. Küçük bir örnek vermek gerekirse Tatarcadaki bu “bu” işaret zamirinin çekimli şekillerinin niçin mon+ köküyle (monı, monıŋ, moŋa vb.) ve Hakasçadaki pu “bu” işaret zamirinin çekimli şekillerinin niçin mın+ köküyle (mını, mınıŋ, mında, mından, vb.) yapıldığını, böyle bir değişimin ve aynı anlamı taşıyan iki farklı gösterenin bir sistemde aynı anda sembiyotik ilişki içinde nasıl var olabildiğini, Karaağaç‟ın “kullanım sıklığı” (s. ) ve “genizsileşme”yle (s. 75) ilgili açıklamalarından sonra kavramak çok daha kolay hale gelmektedir. Bunu anlama, bu ve mu biçimlerinden hangisinin ilk biçim olduğunu çözmemizi de beraberinde getirmektedir. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring E. BACANLI – T. BEYTULLAHOĞLU 1. Bölümün diğer kısımlarında ise “Dil ve Yazı”, “Yazı Dili ve Konuşma Dili”, “Sözlü Dil Kullanımı”, “Vurgu”, “Beden Dili”, “Yazılı Dil Kullanımı”, “Yazım Kuralları ve Noktalama” gibi konular üzerinde durulmaktadır. Kitabın 2. Bölümü “Türkçenin Ses Özellikleri” başlığını taşır (s. ). Karaağaç, bu bölümde önce Türkçede görülen ünlü-ünlü, kalınlık-incelik (ön-arka), düzlük-yuvarlaklık, ünsüz-ünsüz, çıkış yeri, çıkış biçimi gibi çeşitli uyum türlerini ele almakta; ardından da Türkçede ön seste bulunmayan c-, ş-, ğ-, l-, m-, n-, ŋ-, p-, r-, v-, z- fonemlerini, kelimenin veya hecenin sos sesinde bulunmayan -b, -d, -g, -ġ fonemlerini; Türkçede alıntılarla ortaya çıkan c, f, j, h/ḥ seslerini ve nihayet yan yana iki ünlü, ikiz ünsüz, iki ünsüz ve üç ünsüz gibi meseleler üzerinde durmaktadır. Kitabın 3. Bölümü “Türkçenin Tarihsel Ses Bilgisi”ne adanmıştır (s. ). Bu bölümde önce ünlüler, sonra da ünsüzlerin geçirdiği istihale ve değişimlere yer verilmektedir. Her bir ses; ilk, iç ve son ses olarak ayrı ayrı incelenmektedir. Örneğin, a sesinin ön seste, i‟ye, ı‟ya, u‟ya, å‟ya, o‟ya, ā‟ya dönüşmesi; iç ve son seste å‟ya, o‟ya dönüşmesi tarihî ve çağdaş Türk dillerinden verilen yüzlerce örnekle açıklanmaktadır. Bazı ses değişmeleri lehçeye özgüdür. Örneğin kelime başı b- sesinin p-‟ye dönüşmesinin yani ötümsüzleşmesinin Çuvaş, Altay, Hakas, Şor, Lebed, Teleüt, Koybal dillerine özgü olduğunu belirten yazar, bu lehçelerden somut örnekler getirir (s. ). Türk dillerinde görülen en aykırı ve uç ses değişmeleri bile kitaba dercedilmiştir. Mesela s- sesinin Başkırtçada h‟ye dönüşmesi (sarı > harı, semiz > himéz, vb.) kelime başında Çuvaşçada ş- ‟ye dönüşmesi (sub > şıv, siŋek > şına, vb.), bazı lehçelerde kelime başında ç-‟ye dönüşmesi (saç > çaç, sıçan > çıçkan, vb.), kelime başında Yakutçada düşmesi (söz > ös, su > ū), kelime içinde Yakutçada -t-‟ye dönüşmesi (ısır- > ıtır-, ısın- > itin-) gibi… Yazar, tarih öncesi dönemlerdeki ses ilişkilerini de açıklama cehdi taşımaktadır. Bu durum, t- ~ ç-, r ~ z, l ~ ş gibi Altayistik araştırmalarından bildiğimiz ve genel kabul gören denkliklerin dışında tartışmalı denklik ve örnekleri beraberinde getirmektedir. Örneğin, kelime başı s- sesinin k-„ye dönüşmesi: süŋek > kemik, soğur- ~ sömür-, ~ semir- ~ köpür- (köpük) vb. Biz, Altayist olmadığımız için bu ve benzeri örneklerin doğruluğunu tartışacak durumda değiliz. Ancak, hayatını Türkçenin etimolojisine ve Türkçenin başka dillere verdiği sözcükleri araştırmaya adayan ve bu alanda Türkolojiye pek çok makale ve eşsiz bir sözlük (, Türkçenin Verintiler Sözlüğü, Ankara: TDK Yayınları, s. ) kazandıran Karaağaç‟ın açıklamalarını fazlasıyla önemsiyoruz. Olanca genişliğine rağmen yine de bu bölüme yeni eklemeler yapılabileceğini düşünüyoruz. Örneğin iç ses -b- ~ -g- ilişkisine yer verilmesine rağmen son ses -b ~ -g arasındaki ilişkinin unutulduğu görülmektedir. Bu ses denkliğini Kuzey Altay ağızlarından olan Kumandin Türkçesinde takip etmek mümkündür: sub ~ sug, eb ~ üg “ev”. Yine iç ses denkliğine aynı lehçeden sebin- ~ sügün- “sevinmek” örneği de eklenebilir. Kısacası, bu bölüm Proto-Türkçede, tarihî ve çağdaş Türk dillerinde hangi sesin hangi sese dönüştüğünü ve dönüşme potansiyelini taşıdığını binlerce örnekle gözler önüne sermesi, fonemlerin fonetikteki ve Türkçenin fonolojisindeki özelliklerini sıkça hatırlatması bakımından son derece önemli ve faydalıdır. Karaağaç, Türkologların faydalanacağı, derslerde kullanacağı çok yönlü, kapsamlı ve öğretici bir eserle karşımıza çıkmış. Eserin en yararlı yanlarından biri Türkçe terimlerin yanı başında parantez içinde İngilizce karşılıklarının da verilmiş olmasıdır. Böylece lazım olduğunda bulmakta zorlanılan fonetik terimlerin hem Türkçelerini hem İngilizcelerini bu Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring Tanıtma eserde bulmak mümkündür. Yalnız, bu terimlerin hepsinin derli toplu olarak kitabın sonunda dizinlenmesi araştırmacılar açısından daha faydalı ve pratik olurdu. Tek tük de olsa ortaya çıkan baskı hatalarının ikinci baskıda düzeltilmesini tavsiye etmeliyiz. Eserin Türkologlara ve Türkçenin fonolojisiyle ilgilenenlere büyük kolaylık ve fayda sağlayacağı umuyor, yazarı bu değerli eserini Türkolojiye kazandırdığı için tebrik ediyoruz. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring E. BACANLI – T. BEYTULLAHOĞLU Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/2 Spring

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir