hafsa kimdir / Hafsa bint Ömer - Vikipedi

Hafsa Kimdir

hafsa kimdir


Peygamberimizin hanımlarından.

Hazret-i Ömer’in kızı olan Hazret-i Hafsa, önce Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk muhacirlerden olup, önce Habeşistan’a, sonra Medine’ye hicret etti. Huneys, Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp, Uhud’da yaralanıp, Medine’de şehit oldu.

Hazret-i Hafsa, genç yaşında dul kalınca; babası Hazret-i Ömer hicretin üçüncü yılında, Hazret-i Ebu Bekir’e ve Hazret-i Osman’a, “Kızımı alır mısınız” diye teklif etmiş, onlar da, “Düşünelim” demişlerdi.

Sebebi nedir?
Birgün Resulullah efendimiz, her üçü ve başkaları yanında iken, Hazret-i Ömer’e buyurdu ki:
- Ya Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?

Bir şişedeki mürekkebin rengi kolay görüldüğü gibi, Resulullah efendimiz de herkesin düşüncesini, bir bakışta anlardı. Lüzum görürse sorardı. Hazret-i Ömer de şöyle cevap verdi:
- Ya Resulallah! Kızımı Ebu Bekir’e ve Osman’a teklif ettim, almadılar.

Resulullah efendimiz en çok sevdiği üç eshabının üzülmesini hiç istemediğinden, onları sevindirmek için, hemen buyurdu ki:
- Ya Ömer! Kızını, Ebu Bekir’den ve Osman’dan daha iyi birine vermek ister misin?

Hazret-i Ömer şaşırdı. Çünkü Ebu Bekir’den ve Osman’dan daha yüksek ve daha iyi kimse Resulullahtan başka olmadığını biliyordu. Cevap verdi:
- Evet ya Resulallah.

Bunun üzerine Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Ya Ömer, kızını bana ver!

Bu suretle, Hazret-i Hafsa, Ebu Bekir’in ve Osman’ın ve bütün müminlerin anneleri oldu. Bunlar, ona hizmetçi oldu. Ebu Bekir ve Osman birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular.

Hazret-i Hafsa hakkında hadis-i şerif söylendi. Peygamberimiz kendisine hitaben buyurdu ki:
- Ey Hafsa! Sakın çok konuşma! Allahı anmadan çok konuşmak, kalbi öldürür. Allahın zikri ile çok konuşmak ise kalbi diriltir.

Yine Hazret-i Aişe ile ikisine buyurdu ki:
- Allaha tevbe ederseniz, kalbleriniz Ona meyleder.

“Babasının kızıydı”
Hazret-i Hafsa, altmış hadis-i şerif bildirdi. Peygamber efendimizin sabah namazı için kalktığında, abdest aldıktan sonra evinde sabahın sünnetini kıldığını haber vererek hadis kitaplarına geçirdi.

(Peygamber efendimizin oturarak tesbih namazı kıldığını görmedim. Ancak, vefatından bir sene önce tesbih namazlarını oturarak kılmaya başladı) buyurdu.

Hazret-i Hafsa, bilgili, iradesi kuvvetli, özü ve sözü bir idi. Hazret-i Aişe, onun hakkında; “Hafsa tam mânasıyla babasının kızıydı” buyurdu.

Dinî vecibeleri hakkıyla yerine getirirdi. Geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutardı. Senenin çoğunu oruçlu geçirirdi. Peygamber efendimizin nikâhıyla şereflendikten sonra dinî pek çok hususlara bizzat şahit oldu.

Hazret-i Hafsa’ya, Peygamberimiz vefat edince, beytülmaldan tahsisat ayrıldı. Hazret-i Ebu Bekir’in toplatmış olduğu Kur’an-ı kerimi muhafaza etmekle vazifelendirildi. Hazret-i Osman’ın hilafetinde Kur’an-ı kerimin çoğaltılması esnasında, muhafaza ettiği nüshayı Halifeye teslim etti.

Hazret-i Hafsa, senesinde Medine-i münevverede vefat etti. Cenaze namazını Mervan kıldırdı. Bakî kabristanlığında Abdullah bin Ömer, Asım bin Ömer, Salim bin Abdullah, Hamza bin Abdullah kabre koyup, defnettiler.

Ümmetimin idaresini ellerine alacaklar
Peygamberimizden 60 hadis-i şerif rivayet etmiş, kendisinden de Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî ve İbni Mace hadis nakletmişlerdir. Şöyle bildirilir:

Hazret-i Hafsa, Peygamberimizin gece yattıkları zaman neler yaptıklarını şöyle anlatırlar:
“Peygamber efendimiz yataklarına yattıkları zaman, mübarek sağ ellerini başlarının altına koyar ve şöyle duâ ederdi: (Rabbi kinî azâbeke yevme teb’asü bâdeke [Ya Rabbi, insanların ba’s olunacakları günde beni azaptan koru!]) [3 defa okurlardı]

Peygamber efendimiz sağ eliyle yer, sağ eliyle içer, abdeste, giyinmeye, almaya ve vermeye sağdan başlardı. Bundan başka işlere soldan başlardı.” Bir gün, Resulullah efendimiz Hazret-i Hafsa’ya buyurdu ki:
- Ebu Bekir ile baban, ümmetimin idaresini ellerine alacaklardır.

Bu sözle Ebu Bekir’in ve Hafsa’nın babası olan Hazret-i Ömer’in ileride halife olacaklarını müjdeledi.

Ahzab suresinin ayet-i kerimesinde de bildirildiği gibi, Peygamber efendimize, önceleri, hanımını boşaması caiz idi. Bunun için Resulullah efendimiz Hazret-i Hafsa’ya bir talak vermiş idi. Hak teâlâdan şöyle vahiy geldi:
(Ey habibim, Hafsa’ya geri dön! Çünkü o, çok oruç tutar, çok namaz kılar. Cennette de senin hanımındır.)

Bu vahiy üzerine Peygamber efendimiz, Hazret-i Hafsa validemizi tekrar nikâhına aldı. Daha sonra, Ahzab suresinin ayet-i kerimesi inerek, Peygamber efendimizin, hanımlarını bırakması ve başka kadınlarla evlenmesi haram kılındı.

Hazret-i Hafsa anlatır:
Resulullah efendimiz, bir gün istirahat ediyordu. Bu sırada Hazret-i Ebu Bekir içeri girmek için izin istedi. İzin verilip içeri girdi. Resulullah hiç hâlini değiştirmedi. Sonra babam Hazret-i Ömer izin alıp içeri girdi. Yine hâlini değiştirmedi. Uzanmış vaziyette iken onlarla sohbet ettiler.

Daha sonra, Hazret-i Osman kapıya gelip içeri girmek için izin istedi. Peygamber efendimiz oturdular ve Hazret-i Osman’ı bu şekilde kabul ettiler.

Hepsi gittikten sonra sordum:
- Hazret-i Ebu Bekir ve babam Hazret-i Ömer içeri girdiklerinde hiç hâlinizi değiştirmediniz. Fakat Hazret-i Osman içeri girince, oturdunuz. Bunun sebebi nedir?

Bunun üzerine, (Meleklerin hayâ ettikleri bir kimseden, ben nasıl hayâ etmem) buyurdu.

Hazret-i Ömer, devlet başkanı seçildiğinde, Hazret-i Ebu Bekir’e tayin edilen maaş kadar ücret alıyordu. Bu şekilde bir müddet devam edildi. Daha sonra, Hazret-i Ömer, geçim sıkıntısına düştü.

Maaşını artıralım
Bu durumu gören, Eshab-ı kiramın büyüklerinden bazıları, toplanıp, bu durumu görüştüler. Zübeyr bin Avvam hazretleri şöyle bir teklifte bulundu:
- Kendisine söyleyerek maaşını artıralım.

Bu teklif kabul edilerek, “Bu teklifi, onun reddedemeyeceği biri olan kızı Hazret-i Hafsa’ya söyletelim” dediler.

Hazret-i Hafsa’ya giderek, aralarındaki konuşmaları anlattılar. İsim vermeden, tekliflerini Hazret-i Ömer’e bildirmesini istediler. Hazret-i Hafsa da babasının yanına varıp dedi ki:
- Eshabdan bazıları, senin maaşını az bulmuşlar. Bunun için maaşını artırmayı teklif ediyorlar.

Hazret-i Ömer bu teklif üzerine celâllendi ve kızına sordu:
- Kimdi onlar?
- Fikrini öğrenmeden, kim olduklarını söylemem.
- Eğer kim olduklarını öğrenseydim, onlara gereken cezayı verirdim. Allahü teâlâya duâ etsinler ki, arada sen varsın.

Sonra kızı Hazret-i Hafsa’ya sordu:
- Sen Resulullahın evinde iken, Allahın Resulünün giydiği en kıymetli elbise neydi?
- İki tane renkli elbisesi vardı. Elçileri onlarla karşılar, cuma hutbelerini bunlarla okurdu.
- Peki yediği en iyi yemek neydi?
- Bizim yediğimiz ekmek, arpa ekmeği idi. Ekmek sıcak iken yağ sürer, yumuşatırdık. Bunu güzel bulduğumuz için misafirlerine de ikram ederdik.
- Senin yanında kaldığı zamanlar, yerde yaygı olarak kullandığınız en geniş, en rahat yaygı neydi?
- Kaba kumaştan yapılmış bir örtümüz vardı. Yazın dörde katlar, altımıza yayardık. Kış gelince de, yarısını altımıza yayar, yarısını da üstümüze örterdik.

Bir yol takip eden üç yolcu
Daha sonra Hazret-i Ömer dedi ki:
- Ya Hafsa, benim tarafimdan seni gönderenlere söyle! Resulullah efendimiz kendisine yetecek miktarını tespit eder, fazlasını ihtiyaç sahiplerine verirdi. Kalanı ile yetinirdi. Vallahi ben de kendime yetecek olanını tespit ettim. Artanını ihtiyaç sahiplerine vereceğim. Ve bununla yetineceğim.

Ben, Resulullah efendimiz ve Hazret-i Ebu Bekir, bir yol takip eden üç kişi gibiyiz. Onlardan ilki nasibini aldı ve yolun sonuna vardı. Diğeri de aynı yolu takip etti ve Ona kavuştu. Sonra üçüncüsü yola koyuldu. Eğer o da öncekilerin takip ettiği yolu takip eder, onlar gibi yaşarsa, onlara kavuşur ve onlarla beraber olur. Eğer öncekilerin yolunu takip etmezse, başka yoldan giderse, onlarla buluşamaz.

Hazret-i Ömer, böylece sıkıntı içinde yaşamayı tercih edip, maaş artırma teklifini kabul etmedi.

Ayşe Hafsa Sultan kimdir, Yavuz Sultan Selim&#;in eşi ve Kanuni Sultan Süleyman&#;ın annesidir.

Ayşe Hafsa Sultan, 5 Aralık tarihinde Bahçesaray, Kırım, Ukrayna&#;da doğmuştur. Kırım hanı Mengli Giray&#;ın kızıdır.

′de Şehzade Selim&#;in Hasekisi oldu. 16 yıl Trabzon Sarayında yaşadılar. 6 Kasım tarihinde sonradan padişah olacak olan oğlu Kanuni Sultan Süleyman doğdu. 5 Temmuz tarihinde Kanuni Sultan Süleyman henüz 15 yaşında bir şehzade iken Kefe&#;ye Sancak beyi olmasıyla onunla birlikte Kırım&#;a gitti.

26 Mayıs tarihinde eşi Şehzade seafoodplus.info&#;in (Yavuz Sultan Selim), padişah olunca Ayşe Hafsa Sultan, oğlu Süleyman (Kanuni Sultan Süleyman) ile birlikte Saruhan sancağına (Manisa&#;ya) gitti.

Yavuz Sultan Selim, sekiz yıl süren hükümdarlığı boyunca, ömrünü at üstünde, çadırlarda, savaşlarda geçirdi, İslam dininde bağlayıcılık ve güç sağlayan halifelik kurumunu ele geçirdi ama 12 Eylül &#;de &#;Aslan Pençesi&#; adı verilen bir çıban yüzünden vefat etti.

Ayşe Hafsa Sultan, Kanuni Sultan Süleyman 30 Eylül tarihinde tahta çıkınca Valide Sultan oldu. Bu sıfat ile anılmış ilk padişah annesidir. Ölene kadar 14 yıl Valide Sultan kaldı.

Ayşe Hafsa Sultan, yılında Manisa&#;da bulunduğu sırada cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, hankâh (tekke), dârüşşifa ve hamamdan meydana gelen büyük bir külliyenin inşasına başladı. Sultaniye Külliyesi adıyla da bilinen topluluğun, cami ile diğer binalarının bir bölümü onuncu yılın sonunda yılında tamamlanarak hizmete girdi. Hamam ve dârüşşifa ise Hafsa Valide&#;nin vefatından sonra oğlu Kanunî tarafından yaptırılarak külliyeye ilave edildi.

Zamanla eskiyen ve yıkılan kısımları onarılan bu külliyede yılından beri her sene şenlikler düzenlenmekte, oradan halka “Mesir Macunu” dağıtılmaktadır. Bu sebeple , bu camii halk arasında Mesir Camii adıyla da anılmaktadır.

Ayşe Hafsa Sultan, oğlu Kanuni Sultan Süleyman üzerinde etkili olmakla birlikte bunu kötüye kullanmadı, sarayda olumlu manada idareci bir rol üstlendi.

′de Şehzade Selim&#;in (Yavuz Sultan Selim) Hasekisi oldu. I. Süleyman (Kanuni Sultan Süleyman), Hatice Sultan, Şah Sultan, Beyhan Sultan, Fatma Sultan, Şehzade Orhan, Şehzade Musa, Şehzade Korkut adlarında 8 çocuğu oldu.

Ayşe Hafsa Sultan, 19 Mart tarihinde oğlunun saltanatı sırasında 55 yaşında öldü. İstanbul&#;daki Yavuz Sultan Selim Camii&#;ndeki türbeye gömüldü.

Şehzadeler Türbesi ile Yavuz&#;un türbesi arasındaki mevkide bulunan türbe, 10 Temmuz depreminde yıkıldıktan sonra, Sultan Abdülhamid döneminde inşasına yeniden başlandı. Ancak, II. Meşrutiyet sonrası tahsisat verilmediğinden tamamlanamadı. Giriş cephesinin güzelliği açısından türbe mimârîsinin “tek örneği” olan bu kıymetli eserin sütun ve mozaikleri böylece dağılıp gitti!

Dünya Bizim Kültür Portalı

Hafsa annemiz yılında Mekke’de doğmuştur. Babası Ömer bin Hattab annesi Zeynep binti Maz’un’dur. Ömer (Radiyallahu Anh) Hafsa’nın (Radiyallahu Anha) doğmasıyla “Ebu Hafs” olarak künyelenir. Muhaddis ve fakih sahabi Abdullah b. Ömer de (Radiyallahu Anh) öz kardeşidir. 11 yaşında babasıyla birlikte Müslüman olur ve İslâm ile büyümeye başlar. Ömer’in (Radiyallahu Anh) İslâm’ı kabul etmesinde son rolü oynayan Fatma binti Hattab halasıdır ve Hafsa, halasının evinde medresede gibi eğitim almaya başlar.[1]

HÜZÜN SONRASI AÇILAN KAPI

Hafsa (Radiyallahu Anha) ilk Müslümanlardan olan Huneys b. Huzâfe ile evlenir. Güzel bir evlilik hayatları olur. Birlikte Medine’ye hicret ederler ve Huneys, Bedir Gazvesine katılır. Fakat aldığı yaralar sonucunda Medine’ye dönünce vefat eder. Hafsa (Radiyallahu Anha) eşini kaybettiği için çok üzülür. Ömer (Radiyallahu Anh) kızının bu durumuna üzüldüğü için ve o dönemin gereğine de uygun olarak Hafsa’ya yeni bir yol arkadaşı bulmak ister.

Aklına ilk olarak eşini yeni kaybetmiş olan Osman (Radiyallahu Anh) gelir ve kızıyla evlenebileceğini söyler. Osman (Radiyallahu Anh) cevap için birkaç gün izin ister ama sonucunda evlenmeyi düşünmediğini söyleyerek olumsuz cevap verir. Bu cevabın temelinde Hafsa’nın sert mizaçlı olmasının etkisi olduğu söylenmektedir. Ömer (Radiyallahu Anh) bu duruma üzülür ama kızına yardım etmek istediğinden en çok güvendiği dostlarından Ebubekir’e (Radiyallahu Anh) gider ve teklifini yapar. Ebubekir (Radiyallahu Anh) , Resulullah’ın (Sallallahu aleyhi Vesellem) Hafsa ile evlenmeyi düşündüğünü bildiği için bu teklif karşısında sessiz kalır ve cevap vermez. Bu durum Ömer’i (Radiyallahu Anh) daha da üzer ve Efendimizin (Sallallahu aleyhi Vesellem) yanına giderek olayı aktarır.

Peygamber Efendimiz, Hafsa’nın Osman’dan, Osman’ın da Hafsa’dan daha hayırlı biriyle evleneceğini söyleyerek Ömer’i (Radiyallahu Anh) sakinleştirir. Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) sonrasında Hafsa ile evlenmek istediğini söyler ve Hicri 3. yılın Şaban ayında Hafsa ile evlenir.[2]

Ömer (Radiyallahu Anh) kızı için yol arkadaşlarının en hayırlısını bulmuştur. Bu durum onu o kadar mutlu eder ki arkadaşlarına kızdığını bile unutur. Kâinatın en hayırlısı ile kızının evlenmesi onun için bir nimet ve çok büyük bir şeref kaynağı olmuştur.

RESULULLAH’IN EVİNDE HAFSA

Hafsa (Radiyallahu Anha) sert mizaçlı, özü sözü bir, heybetli ve iradesi kuvvetli bir hanımdır. Aişe annemizin “Hafsa tam babasının kızıdır.”

dediği bilinmektedir. Bu nedenle babası, Resulullah’ı (Sallallahu aleyhi Vesellem) incitmesinden korktuğundan kızına sürekli “Kızım Resulullah’ı incitmek Allah’ı incitmektir.” şeklinde nasihatlerde bulunmuştur. Hafsa’nın okuma yazma bilen, kültürlü ve ilime meraklı olduğu bilinmektedir. Ayrıca bildiklerinin arkasında duran ve Resulullah’a (Sallallahu aleyhi Vesellem) karşı dahi olsa sözünü esirgemeyen bir hanımdır. Bir gün Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi Vesellem) Hafsa annemizin yanında Hudeybiye’de biat eden ashabını anmış ve “İnşallah, Hudeybiye’de biat eden ashabım cehenneme girmez.” buyurmuştur. Hafsa da “İçinizden, oraya varmayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbinin kesinleşmiş bir hükmüdür.”[3] ayetini okuyarak hatırlatmada bulunmuştur. Peygamber Efendimiz de (Sallallahu aleyhi Vesellem) “Sonra Biz kötülükten sakınanları (Cehennemden) esirgeriz; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.”[4] ayetini okuyarak ona cevap vermiştir.[5]

BİR ELBİSE

Annelerimiz, Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) ile zorluklara, açlıklara sabretmişlerdir. Her zaman az ile yetinmeyi bilip şikâyet etmemişlerdir. Belli bir dönem sonra İslâm yayılmaya başlamış ve eskiye göre rahatlık dönemi gelmiştir. Ashab-ı Kiram bolluk ve rahatlık içerisinde yaşamaya başlamışlardır. Ama Ehl-i Beytin hayatında hiçbir şey değişmemiştir. Resulullah’ın hanımları kendi aralarında isteklerini konuşmuş ama Resulullah’a söylemeye çekinmişlerdir. En nihayetinde babalarından kaynaklı Resulullah’a (Sallallahu aleyhi Vesellem) yakınlıkları farklı olan Aişe ve Hafsa annemiz vasıtasıyla isteklerini dile getirmek istemişlerdir. Hepsi sadece bir tane elbise istemişlerdir ama Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) bu durumdan pek hoşlanmamış ve hayır cevabını vermiştir. Bu durum birkaç kere daha tekrarlarınca Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) dünyalık isteyen eşlerine kırılmış ve yalnız kalmak istemiş, bir ay boyunca eşleri ile görüşmeyeceğine yemin etmiştir.

Bu bir ay belki de annelerimizin hayatlarında yaşadıkları en korkulu en üzgün bir ay olmuştur. Allah Teâlâ bu durum hakkında Ahzab Suresi’nden ayetler göndermiştir: “Ey Peygamber! Eşlerine şöyle de: ‘Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız gelin size bir şeyler vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım. Yok, eğer Allah’ı, Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır.’”[6] ayetleri üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) Aişe annemizle konuşmuş ve taraflarını seçmelerini söylemiştir. Aişe annemiz kendisinin de diğer hanımların da Allah’ı, Resulünü ve mutlak ahiret yurdunu seçeceklerini söylemiştir. Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) aldığı cevaplar sonrasında evine geri dönmüştür. Allah Teâlâ’nın bir ayeti annelerimizin gözünde dünyayı bitirmiştir, ayet onlara işlenmiştir. Hafsa (Radiyallahu Anha) bu olay sonrasında Allah Resulüne (Sallallahu aleyhi Vesellem) karşı daha dikkatli olmaya çalışmıştır. Resulullah (Sallallahu aleyhi Vesellem) vefat ettikten sonra 34 yıl daha yaşamış ve hayatında dünya süsüne yer vermemiştir. Mütevazı bir hayat sürmüştür. İleriki dönemlerde meydana gelen siyasî olaylara karışmamayı tercih etmiştir.

BABASININ ANNESİ VE DANIŞMANI HAFSA

Hafsa (Radiyallahu Anha) Peygamber Efendimiz ile evlendikten sonra bu ümmetin annesi olmuştur. Babası Ömer (Radiyallahu Anh) ve kardeşi Abdullah b. Ömer’in ona “Ya Ümmi” diye hitap ettiği rivayet edilmiştir. Hafsa, dünyada olgunluğun zirvesi olan bir eve eş olarak girmiştir ve oraya yakışır bir şekilde de öğrenci olmuştur. Bu nedenle Ömer (Radiyallahu Anh) on buçuk yıllık hilafet döneminde birçok konuyu kızı ile istişare etmiştir. Örneğin, Ömer (Radiyallahu Anh) , kocası aylardır savaşta bulunan bir kadının eşine hasretini dile getiren bir şiir okuduğunu duyunca bir kadının kocasından ne kadar ayrı kalabileceğini Hafsa annemize sormuştur. Hafsa annemiz utandığı için ilkin cevap verememiştir. Ömer’in (Radiyallahu Anh) bu cevap Allah için demesiyle eli ile “Üç ay, en fazla dört ay.” şeklindeki cevap vermiştir. Bunun üzerine halife cephede bulunanların buna göre hareket etmesini emretmiştir.

MUSHAFI MUHAFAZA EDEN HAFIZ

Hafsa bir öğrenci gibi Resulullah’ı (Sallallahu aleyhi Vesellem) izlemiş, dini yakînen öğrenmiş ve öğrendiklerini birçok sahabiye aktarmıştır. 60 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Sünnete ittiba denince akla gelen muhaddis ve fakih sahabi olan Abdullah İbni Ömer’in (Radiyallahu Anh) hocası olmuştur. Ebubekir (Radiyallahu Anh) döneminde Kur’an ayetleri “Mushaf” olarak bir araya toplanmıştır. Ebubekir (Radiyallahu Anh) vefat ettikten sonra bu Mushaf Ömer’e (Radiyallahu Anh) onun vefatı ile de kızı Hafsa’ya intikal etmiştir. Osman (Radiyallahu Anh) Mushafları çoğaltacağı zaman asıl nüshayı annemizden alıp çoğaltma bitince de geri vermiştir. Bu nedenle annemiz Mushaf’ı yanında muhafaza eden hafız olarak bilinmektedir.

RESULULLAH’A BİZDEN SELAM SÖYLE!

Hafsa, yılında Şaban ayında Medine’ de vefat etmiştir. Cenaze namazını Medine valisi Mervân bin Hakem kıldırmıştır. Abdullah bin Ömer “Anacım bizler senin evladın, sen bizlerin annesi; git ve Resulullah’a da bizden selam söyle!” diyerek ablasını yolcu etmiştir.

Esma Nur Altan

Hüma Dergisi, Sayı

Dipnot:



Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi

Peygamber Efendimizin hanımlarından biri olan Hz. Hafsa validemizin Peygamberimizle nasıl evlendiği Hz. Hafsa’nın hayatı, Hz. Hafsa’nın vefatı, Hz. Hafsa'nın peygamberimizle evliliği ve Hz. Hafsa kimdir gibi soruların cevapları tüm detayları

İşte, "Hz. Hafsa kimdir? Hz. Hafsa Peygamber efendimizle nasıl evlenmiştir? Hz. Hafsa’nın hayatı, Hz. Hafsa’nın vefatı…" sorularının cevabı.

HZ. HAFSA KİMDİR?
HZ. HAFSA’NIN HAYATI

Hz. Hafsa, Hz. Ömer'in kızıdır. Peygamberimiz risaletle vazifelendirilmeden evvel Mekke'de doğdu. İlk defa Huneys bin Huzâfe ile evlendi. İlk Müslümanların safında yer alan bu bahtiyar karı-koca, müşriklerin dayanılmaz işkencelerine maruz kaldılar. Birlikte Medine'ye hicret ettiler. Hz. Huneys Bedir Savaşına iştirak etti. Müşriklerle kahramanca savaştı. Bu savaşta aldığı yaradan kurtulamadı. Medine'ye dönüldüğü sırada vefat etti. Böylece Hz. Hafsa genç yaşta dul kaldı.

Sevgili kızının dul olarak hayatına devam etmesine Hz. Ömer'in gönlü razı olmadı. Düşündü taşındı, onu Hz. Osman'a nikâhlamaya karar verdi. Çünkü Peygamber Efendimizin sevgili kızı Hz. Rukiyye vefat ettiğinden Hz. Osman da dul kalmıştı. Hz. Ömer hiç vakit geçirmeden Hz. Osman'a gitti. Hz. Osman üzgündü. Hz. Ömer onu teselli etti ve "Ya Osman! İstersen Hafsa'yı sana nikahlayayım" dedi. Hz. Osman hemen cevap vermedi. Biraz düşünmek için müsaade istedi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra da, "Şu günlerde evlenmek istemi yorum" diyerek Hz. Ömer'den özür diledi.

Hz. Osman'dan bu cevabı alan Hz. Ömer doğruca Hz. Ebû Bekir'e gitti. Aynı teklifi ona da yaptı. Hz. Ebû Bekir sustu, hiçbir cevap vermedi. Hz. Ömer onun cevap vemeyişine çok üzüldü. Hz. Osman hiç olmazsa cevap vermiş ve özür dilemişti. Üzüntülü bir şekilde Peygamber Efendimizin huzuruna girdi. Ve "Ya Resulallah! Ben Osman'a şaşıyorum. Hafsa'yı ona teklif ettim de yanaşmadı" dedi. Büyük Sahabîsinin ve yardımcısının böyle üzülmesine Peygamber Efendimizin gönlü razı olmadı. Ona çok sevineceği bir müjde verdi. "Ya Ömer, ben sana Osman'dan daha hayırlı bir damat, Osman'a da senden daha hayırlı bir kayınpeder söyleyeyim mi?" buyurdu. Hz. Ömer şaşırmıştı. Hz. Osman'dan hayırlı damat kim olabilirdi? Hemen, "Buyur, söyle yâ Resulallah" dedi. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

"Sen kızın Hafsa'yı bana nikâhlarsın. Ben de kızım Ümmü Gülsüm'ü Osman'a nikâhlarım. Çünkü Allah, Osman'ı senin kızından daha hayırlısına, senin kızını da Osman'dan daha hayırlısına nikâhladı." Hz. Ömer bu müjdeye çok sevindi. Hemen hazırlıklar tamamlandı ve Peygamber Efendimiz Hz. Hafsa ile Hicretin üçüncü yılında Şaban ayında nikâhlandılar.

Böylece Resulullah Hz. Aişe'yi nikâhlamakla en büyük yardımcısı olan Hz. Ebû Bekir'i taltif ettiği gibi, Hz. Hafsayı nikâhlamakla da Hz. Ömer'i taltif etmiş oldu. Bu büyük Sahabeleri ile din bağını, akrabalık bağlarıyla pekiştiriyordu. Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Ömer'in teklifine karşı sükût etmesinin sebebi, Peygamber Efendimizin Hafsa ile evleneceğini bilmesiydi. Resulullahın sırrını söylemek istemiyordu. Nitekim nikâh tamamlandıktan sonra Hz. Ömer'e, "Senin teklifine müsbet cevap vermemek için hiçbir sebep yoktu. Ancak Resulullah Hafsa ile evlenmek istediğini bana söylediği için, onun sırrını açıklamak istemedim. Şayet Resulullah Hafsa hakkındaki düşüncesinden vazgeçseydi, onu muhakkak ben kabul ederdim" dedi ve ondan özür diledi.

Hz. Hafsa'nın hayatı da Peygamberimizin diğer hanımlar gibi fakirlik içerisinde geçti. Yatak olarak kullandığı tek bir yorganı vardı. Yazın onu altına serer, kışın da bir tarafını altına serer, bir tarafını da üstüne örterdi. Hz. Hafsa çoğu zaman yemeğin yanında ekmek bulamazdı. Buna rağmen içinde bulunduğu durumdan şikâyette bulunmadı. Cenab-ı Hakka şükretti.

Bir defasında bir tulum bal hediye etmişlerdi. Hz. Hafsa her sabah Resulullah kendisine uğradığında o baldan şerbet yapar, Peygamberimize ikram ederdi. Hz. Hafsa ibadete çok düşkündü. Çok namaz kılar, çok nafile oruç tutardı. Başkalarının kendisine hediye ettiği şeylerden kendi yemez, Peygamber Efendimize ikramda bulunurdu. Onu kendi nefsine tercih ederdi.

Hz. Hafsa, Peygamber Efendimizin vefatından sonra mühim hizmetlerde bulundu. Meselâ bunlardan birisi Kur'ân-ı Kerim nüshasını muhafaza etmekle vazifelendirilmesiydi. O bu vazifeyi hakkıyla ifa etti.

Hz. Hafsa, Peygamber Efendimizin mübarek sözlerinin bize kadar ulaşması hizmetinde de bulundu. 60 tane hadis rivayet etti. Çeşitli hadis kitaplarında yer alan bu hadislerden birisi şu meâldedir:

Resulullah yatağına girdiğinde sağ elini sol elinin üzerine koyar ve şöyle duâ ederdi: "Yâ Rabbi! Kullarını dirilttiğin gün beni azabından koru!" Bunu üç defa tekrar ederdi.

Mü'minlerin annesi olma şerefine nail olan Hz. Hafsa Vâlidemiz, Hicretin yılında Hz. Muaviye'nin hilâfeti zamanında altmış yaşında iken vefat etti.

Allah ondan razı olsun.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir