nihat hatipoğlu hilye i şerif / HİLYE-İ ŞERİF OKUMAK VE BAKMAK MÜTHİŞ FAZİLETLERİ | Mutluluğun Şifresi

Nihat Hatipoğlu Hilye I Şerif

nihat hatipoğlu hilye i şerif

Karar Konusu: 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle Kanun’un 32’nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, İdari Para Cezası ve Program Yayını Durdurma, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi ile aynı Kanun’un 9’uncu maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendinin ihlali nedeniyle Kanun’un 32’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İdari Para Cezası (EVİN TV– MERCEK RADYO TELEVİZYON YAYINCILIK A.Ş.)

İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 07.11.2019 tarih ve 1113 sayılı yazısına konu EVİN TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 30.10.2019 tarihinde saat 16:01’de yayınladığı ticari iletişim yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;

Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, kuruluşun 30.10.2019 tarihinde saat 16:01’de yayınladığı “Hilye-i Şerif yazılı akik taşlı kolye, Hilye-i Şerif” isimli ürünün ticari iletişim yayınında, “…Ezgi kardeşinize yakaza kabilesi musallat olmuş ama derdi veren Allah dermanını da veriyor çok şükür Ezgi kızımız şimdi uyuyabiliyor. Nasıl mı dostlar yemen zırhı ile Hilye-i Şerif duası ile uyuyor. Ey Ezgi kardeşim gibi geceleri uyuyamayanlar o yemen zırhını taktı ve korundu yemen zırhı ile musallattan kurtuldu dostlar... Bakın Ahmet ile Zeynep'in hikayesini anlatıyorum tam 6 sene çocuk sahibi olmak için her yolu denemişler tedavi görmüşler ama iki kardeşim de de hiçbir sorun yokmuş çocuk sahibi olmalarına engel hiçbir şey bulunamamış 6 senenin sonunda bize geldi Ahmet ve Zeynep. Dostlar Yemen zırhı aldı evlerine Yemen zırhı taktı çok şükür onlar şimdi bir bebek bekliyor.”, "Hilye-i Şerif yazılı akik taşlı kolye, Hilye-i Şerif ile dertlerden kurtulabilirsiniz, Hilye-i Şerif ile aile içi sıkıntılara son verebilirsiniz, Hilye-i Şerif in büyük gücü ile korunabilirsiniz, yapılan büyüleri bozmak ve büyüden korunmak ister misiniz?, Hilye-i Şerif ile kafir cinlerden korunabilirsiniz!, üzerinizde büyü varsa Hilye-i Şerif ile büyülerden korunabilirsiniz, cin musallatından kurtulmak ve korunmak için takabilirsiniz!, artık cinlerden ve büyülerden korunabilirsiniz!, Türkiye'nin %99'u musallat altında! ", "Bilgi için 0 212 975 07 .. 3 adet akik taşı 99 TL kargo kdv dahil" şeklinde sözlü ve yazılı ifadelerle, ürünün geceleri uyuyamayanların uyuyabildiği, çocuk sahibi olamayanların çocuk sahibi olduğu vurgulanarak, bu tür sorunlara çözüm olarak sunulduğu, ürünün insan sağlına faydalı olduğunu ima eden ifadeler kullanılarak sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayın yapıldığı görülmüştür.

Bilindiği üzere, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasında; "...Müstahzar olmamakla beraber hastalıkları teşhis ve tedavi ettiği beyanı ile herhangi bir ürünün satışını, pazarlamasını veya reklamını yapanlar bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bunların tanıtım veya satışlarının internet veya başkaca herhangi bir elektronik ortam üzerinden yapılması hâlinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrası uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 13.02.2013 tarih ve 18816847 sayılı yazısında; “İnsan sağlığına doğrudan veya dolaylı olarak faydalı olduğunu yahut hastalıklara veya belirtilerine karşı etkili olduğunu, koruduğunu, tedavi ettiğini belirten ileri süren veya ima eden tüm ifadeler sağlık beyanı olarak kabul edildiği,

Bahse konu ürünün tanıtım ve satışına yönelik ihlale konu yayında, söz konusu ürünün geceleri uyuyamayanların uyuyabildiği, çocuk sahibi olamayanların çocuk sahibi olduğu vurgulanarak ve insan sağlına faydalı olduğunu ima eden ifadeler kullanılarak ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla tanıtımının yapıldığı sabit olup, tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan ürünlerin sağlık beyanı ile tanıtılması ve bu tanıtımda yer alan ifadelerin, insanların hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.

Yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında; ihale konu yayında, söz konusu ürünün sağlık beyanı ile tanıtım ve satışının yapılmasının, 1262 sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun 19’uncu maddesinin birinci fıkrasına ve ilgili mevzuatına aykırılık taşıdığı, dolayısıyla mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına... yer verilemez..." hükmünün ihlal edildiği sabit görülmüştür.

Bunun yanısıra, programda büyü, cin vb. konuların hassas ve istismara açık konular olduğu, bu tür yayınların televizyon gibi her kitleye ulaşabilen, çok yaygın bir kitle iletişim aracından yapılmakta olduğu düşünüldüğünde; cinler ve cinler alemiyle ilgili, insanları ürkütebilecek, içerikler barındıran anlatım ve söylemlerin çok dikkatli kullanılması ve istismara oldukça açık olduğu düşünülen bu konulara ihtiyatla yaklaşılması gerektiği, İnsanları vesveseye sevk edebilecek, iç huzurunu bozabilecek, dini inançlarını istismar ederek maneviyatına darbe vurabilecek, yakın çevresindekilerle olan ilişkilerini olumsuz etkileyebilecek söylemlerden kaçınmak gerekmektedir. İnanç ve duanın maddi ve manevi sıkıntıların giderilmesinde etkisi önemlidir, fakat duanın dini anlamda önemi ve değeri yadsınmamakla birlikte dua ticari bir amaçla kullanılmamalı, inanç ve dua tıbbi tedaviye ikame bir yöntem olarak sunulmamalıdır. Dolayısıyla maddi sebeplere başvurmaksızın ve bir çaba harcamaksızın, bir anlamda fiili dua gerçekleştirmeksizin sadece duanın okunması, asılması veya takılması suretiyle insanların maddi, manevi sıkıntılar ve hastalıklardan kurtulacaklarına inandırılmasının duanın özüne aykırı bir tutum olduğu, bu durumun insanların dini duygularının sömürüsü ve manevi duygularının istismarı niteliğinde olduğu, bu tür bir uygulamanın dinimizde herhangi bir karşılığının bulunmadığı, dolayısıyla bu türlü batıl yollarla insanların dini değerler kullanılarak istismar edildiği,

Ayrıca, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun bir başka yayın kuruluşunda yaptığı açıklamaların sanki ürün ile ilgiliymiş izlenimi oluşturulmak suretiyle, ürünün güvenilirliğinin sağlanmaya/artırılmaya çalışıldığı, dolayısıyla mezkur yayının izleyicileri yanıltıcı ve çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu görülmüştür.

Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri ... kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez.", ve aynı Kanun'un 9’uncu maddesinin 6’ncı fıkrasının (c) bendinde yer alan; "Ticari iletişim.....Yanıltıcı olmamak ve tüketicinin çıkarlarına zarar vermemek, zorundadır.” hükümlerinin ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.

Anılan yayın kuruluşu hakkında;

-6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi ile 9’uncu maddesinin 6’ncı fıkrasının (c) bendtlerinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,

-6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasının ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’nci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının takdiren beş (5) kez durdurulmasına, karar verilmiştir.

Bu itibarla;

1) 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri ... kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez.", ve aynı Kanun'un 9’uncu maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendinde yer alan; "Ticari iletişim, …Yanıltıcı olmamak ve tüketicinin çıkarlarına zarar vermemek." hükümlerinin ihlali nedeniyle;

6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. (…)” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,

2) 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde ... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına ... yer verilemez ..." hükmünün ihlali nedeniyle;

6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve idari tedbir uygulanması gerektiği,

Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her üç ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,

a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,

Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2019 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2019 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 21.114 (yirmibirbinyüzondört) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,

b) Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,

c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,

d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 15.11.2019 tarih ve 2019/46 sayılı toplantısında alınan 16 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 30.10.2019 tarihinde saat 16:01’de yayınladığı ticari iletişim yayınında, "Hilye-i Şerif" isimli ürünün sağlık beyanıyla tanıtım ve satışına yönelik yayına yer vermek suretiyle, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan, ‘Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde ... takviye edici gıdalar ve benzeri destekleyici ürünler de dâhil olmak üzere herhangi bir ürünün ilgili mevzuatına aykırı olarak sağlık beyanıyla satışına, pazarlanmasına ve/veya reklamına ... yer verilemez ...’ hükmünün ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,

e) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentlerindeki ilkelerle dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapılmasını müteakip verilecek yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının on güne kadar durdurulmasına; ikinci tekrarı halinde ise, yayın lisansının iptaline karar verilir. … Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,

f) 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (r) bendi ile aynı Kanun'un 9’uncu maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendinin ihlali yönünden; 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “(…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,

Oy birliği ile karar verildi.

Nihat Doğan, Beyaz TV’de akıl almaz bir şekilde din istismarı yaptı

Nihat Doğan, Beyaz TV’de akıl almaz bir şekilde din istismarı yaptı


Skandalların adamı Nihat Doğan, bu sefer de din istismarlığına soyundu. Bir TV programında 59,90 TL'ye satılan akik taşını pazarlayan Doğan, "Bu taşı takmak sünnet, taş Hazreti peygamberimizin cemalini taşıyor" dedi. Doğan'ın sözleri büyük tepki çekiyor...

Din istismarında son nokta! Şarkıcı Nihat Doğan, Beyaz TV’de yayınlanan ‘Söylemezsem Olmaz’ programında dakikalarca inanç istismarı yapılan bir reklamda rol aldı. Reklamda bir akik taşı üzerine işlenen hilye-i şerif ile tüm dertlerin son bulacağı iddia edildi.

Kâbe, Kâbe’de hac ibadeti yapan müslümanların tavaf görüntüleri ve salavatlar eşliğinde gerçekleştirilen reklamda akıl almaz boyutta inanç istimsarı yapıldı. İzleyenlerin büyük tepkisini çeken programda Nihan Doğan, kurgusal bir yolla reklam yapmaya koyuluyor. Kurgu gereği Doğan’ın boynuna astığı ‘kutsal akik taşı’ gömleğinin dışına çıkıyor. Diğer sunucu da merakla Doğan’ın boynunda asılı duran taşı soruyor.

Nihat Doğan, Beyaz TV’de akıl almaz bir şekilde din istismarı yaptı

Nihat Doğan, Beyaz TV’de akıl almaz bir şekilde din istismarı yaptı


Doğan, anlatımına devam ederken reklam yayını başlıyor ve yıllardır magazin programlarıyla özdeşleyen bir seslendirmeyle 59.90 TL’ye satılan sözde kutsal taş için “Yüzyıllardır sarıp sarmalayan, demir zırhlardan daha çok koruyan Hazreti Muhammed SAV’ın suretinden gelen güç. Artık sır yok, korku yok! Kötülükten, kötülüklerden korunma vakti” gibi çileden çıkaracak ifadeler kullanılıyor.

Din istismarının tavan yaptığı reklam çalışmasının neredeyse tamamında İslam dininin birçok kutsal öğesi seslendirme ve görsel amaçla kullanılıyor, bu unsurlarla istismarın etkisi artırılmaya çalışılıyor. Şarkıcı, kurgusal reklamda boynunda asılı duran sözde kutsal taşı hiç de inandırıcı olmayan çabalarla saklamaya çalışırken, ekranda dakikalarca ürünün fiyatı ve temin edileceği telefon numarası yer alıyor.

Site kurarak inanç istismarı yapan, basit bir akik taşının Hz. Muhammed’in suretini taşıdığını ileri süren kişiler her derde deva ürünü (!) 59.90 TL’ye satıyor. Öyle ki taşı almak isteyenler için her şekilde ödeme yapılmasının sağlandığı dikkat çekiyor. Hatta üç adet taş alanlar kampanyadan yararlanıyor ve 179,7 TL yerine sadece 100 TL ödüyor.

Sözde kutsal taşın sadece manevi yararlar sağlamadığı fiziksel etkilerinin de bulunduğu ileri sürülüyor. Taş için şu ifadelerin kullanıldığı görülüyor: “Nazardan korur, karabasanları uzaklaştırır, tehlikelerden korur, akıl ve mantık gücünü yükseltir, negatif enerjiyi yok eder, cinsel gücü artırır, metabolizmayı düzgün çalıştırır”…

Elbette Nihat Doğan reklam çalışması sırasında sadece taşı boynuna asıp övgüler sıralamakla kalmıyor ve referanslar ortaya koyuyor. Şarkıcı, Ramazan ayında yaptığı programlarla popüler bir figür haline gelen ilahiyatçı Nihat Hatipoğlu’nun da üzerinde hilye-i şerif yazan taş için methiyeler sıraladığını belirtti.

Ancak Doğan, ekranda taşı bir senedir kullandığını söylerken çekimlerde taşı iki senedir kullandığını söyleyerek çelişkiye düştü. Reklamın sonuna doğru ise iş çığırından çıkıyor ve Hz. Muhammed seslendiriliyor.

“Ufacık bir taş, Allah’ın nimet buyurduğu akik peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (SAV) mirasıyla birleşti. Akıl almaz mucizeler baş gösterdi. Bu taşı takmak sünnet, taş Hazreti peygamberimizin cemalini taşıyor” gibi inanılmaz ifadelerle din ve inanç istismarının açık seçik ortaya konduğu bir reklam çalışmasına RTÜK’ün nasıl müdahalede bulunacağı merak konusu oldu.



http://www.sozcu.com.tr/hayatim/magazin-haberleri/nihat-dogan-beyaz-tvde-akil-almaz-bir-sekilde-din-istismari-yapti/







“Kutlu Doğum Haftası” münasebetiyle derneğimiz, Grand Cevahir Konferans Salonu’nda AİLEM TÜRKİYE derneği ile birlikte, "RAHMET" başlıklı Kutlu Doğum Paneli programı, düzenlemiştir.

Programda sinevizyon gösterisinin ardından Nihat Hatipoğlu, Prof. Dr. Kenan Gürsoy ve Prof. Dr. İskender Pala konuşma yapmışlardır. İnci Birol ve Çiçek Derman'ın hazırladığı 15 eserden oluşan “Hilye-i Şerif” sergisinin açılışı yapılmış, misafirlere gül şerbeti, gül lokumu ve kumanya ikramı yapılmıştır. Program, “Lâ Edrî” konseriyle sona ermiştir.

Tarih: 22 Nisan 2006
Yer: Cevahir Kongre Merkezi

“Kutlu Doğum Sempozyumu”
15:00 – 18:00“

Son Peygamber…” kısa film gösterimi

TÜRKKAD – İstanbul Şubesi Başkanı Cemâlnur Sargut Hanımefendi’nin açılış konuşması
AİLEM Derneği – Başkanı Ayşenur Kurdoğlu Hanımefendi’nin açılış konuşması

Açılış Konuşması: Prof. Dr. Ümit Meriç

Panel konuşmacıları
1.konuşmacı: “ Hz. Peygamber’i Sevmek ”
Doç. Dr. Nihat HATİPOĞLU– 15:00 – 15:40
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

2.konuşmacı: “ Sûfilerin Sevgilisi Hz. Muhammed ”
Prof. Dr. Mahmut Erol KILIÇ – 16:00 – 16:40
Marmara Üniversitesi, İlâhiyat Fakültesi, Tasavvuf Bilim Dalı Öğretim Görevlisi

3.konuşmacı: “ Efendiler Efendisinin Hilye-i Şerîfi ”
Prof. Dr. İskender PALA

ARA

“Konser”
ZERRE-Î NUR-İ PEYGAMBERÎ
“ Lâ Edrî ” Konseri

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır