cuma namazı tek kılınır mı / Sual Başlıkları

Cuma Namazı Tek Kılınır Mı

cuma namazı tek kılınır mı

Cuma namazı evde kılınır mı? Cuma namazına gidemeyen evde nasıl namaz kılar? Cuma namazı tek başına evde kılınır mı?

Cuma namazı evde kılınır mı? Cuma namazı tek başına evde kılınır mı? sorularının yanıtı araştırılan konular arasında yer alıyor. Koronavirüs nedeniyle Türkiye'de bazı dönemlerde camilerde namaz kılınamadı. Ancak şu an camiler yeniden ibadete açıldı. Bu kapsamda Diyanet'in fetavası nedir?

Koronavirüs tedbirleri kapsamında bir dönem camiler ibadete kapanmıştı ancak bu dönemde yeniden ibadete açıldı. Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan geçtiğimiz aylarda yapılan yazılı açıklamada, koronavirüs nedeniyle cuma namazıyla ilgili açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu bildirildi. Cuma namazının, kitap, sünnet ve icmâ ile sabit olup, cemaatle kılınan ve şartlarını taşıyan her mükellefin yerine getirmesi gereken farz bir namaz olduğu belirtildi. Bununla birlikte can ve mala yönelik tehlikeler ve hastalık gibi çeşitli mazeretlerin, Cuma namazına gitmemeyi mubah hale getirdiği bilindiği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Bu kapsamda hasta olup Cuma namazına gittiği takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından endişe eden kimselerin Cuma namazı kılmakla yükümlü olmadığı kaynaklarımızda açıkça ifade edilmiştir. İslam'ın hayatın korunmasına yönelik aldığı önlem olarak bulaşıcı hastalık durumu da, aşağıda zikredilen şartlar çerçevesinde Cuma namazıyla ilgili bir mazeret olarak değerlendirilmiştir.

Bu çerçevede; koronavirüs hastalığının görüldüğü ülkelerde yaşayan ve yüksek risk grubunda bulunan Müslümanlar mazeretli sayılacağından Cuma namazı yerine evlerinde öğle namazını kılabilirler. Koronavirüs hastalarının veya şüphe nedeniyle gözetim altında tutulanların, Cuma namazı veya başka bir gerekçeyle insanların toplu halde bulunduğu mekânlara gitmeleri caiz değildir. Kamu sağlığını korumakla yetkili otoritelerce karar alınması halinde, hastalığın yayılmaması için karantina kapsamında tutulan bölgedeki kişilere Cuma namazı farz değildir. Bu kişilerin, söz konusu çağrıyı veya sınırlamayı ihlal ederek cemaate katılması caiz değildir. Bu kişiler, Cuma namazı yerine evlerinde öğle namazını kılmalıdırlar."

Akıl-bâliğ, hürriyeti elinde ve sağlığı yerinde olan Müslüman erkeklere cuma namazı farzdır. Hapis, esaret, yolculuk, hastalık gibi şer'î mazeretler sebebiyle cuma namazını kılamayan kimse öğle namazını kılar. Ancak cuma namazının kılınmasından sonra öğleyi kılması müstehap görülür. Çünkü cuma namazına engel olan mazeretin ortadan kalkıp namaza katılması ihtimal dâhilindedir. Mazeretsiz olarak cuma namazını kılmayan kimse, bu yüzden günahkâr olsa da, tevbe ve istiğfar ederek yine öğle namazını kılar.

Cuma namazı kılmakla yükümlü olmayan kadınlar, cumaya iştirak etmeleri halinde öğle namazını kılmış olurlar. Öğle namazını evlerinde kılan kadınların cuma cemaatinin dağılmasını beklemeleri gerekmez. Erkekler ise öğle namazını kılar ancak bu durumun çok zaruri halde yapılması gerektiği belirtilir.

Hangi sebeple olursa olsun cuma namazını kılmayan bir Müslüman erkek, şu açık âyet ve hadis üzerinde tekrar düşünmelidir: "Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrıldığınızda alış verişi bırakıp Allah'ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz, bu sizin için hayırlıdır" (Cum'a 62/9).

"Kim cuma namazını hiçbir mazeret (geçerli sebep, zarûret) olmaksızın üç defa terk ederse, Allah onun kalbini mühürler" (Tirmizî, Cum'a 7; Nesâî, Cum'a 2; İbn Mâce, İkâmet 93; Ahmed b. Hanbel, I, ; Muvatta', Cum'a 20).

Cuma namazının sahih olması için cemaatin şart olduğu konusunda bütün bilginler ittifak etmekle birlikte, gerekli görülen asgari sayının kaç olduğu hususunda farklı görüşler belirtmişlerdir.

Cuma namazının kılınabilmesi için, İmam Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed'e göre, imamın dışında en az üç, Ebû Yusuf'a göre ise, iki kişinin bulunması gerekir (İbnü'l-Hümâm, Feth, II, 58).

Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre, en az kırk kişi bulunmalıdır (Nevevî, el-Mecmû', IV, ; İbn Kudâme, el-Muğnî, III, ). Mâlikî mezhebine göre ise on iki kişinin bulunması şarttır (Haraşî, Şerhu Muhtasar, II, ).

Hz. Peygamberin (s.a.s.) Medine'ye hicretinden önce Nakîu'l-Hadamat'ta kılınan cuma namazında kırk kişi hazır bulunmuştu (İbn Mâce, İkâmetu's-Salât, 78). Ancak daha az kişi ile cuma namazı kılındığı da bilinmektedir. Nitekim Hz. Peygamberin (s.a.s.) emri ile Mus'ab b. Umeyr Medine'de 12 kişiye cuma namazını kıldırmıştır (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, ).

Resûlullah (s.a.s.),cuma namazını kıldırırken, ticaret kervanının geldiğini haber alan cemaatten on iki kişi dışında hepsinin dışarı çıktığı rivayeti de sahih hadis kaynaklarında yer almaktadır (Buhârî, Cumua, 38). Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.s.),bir yerleşim biriminde sadece dört kişi bulunsa bile, cuma namazının farz olduğunu bildirmiştir (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, ).

Görüldüğü üzere Hz. Peygamberden (s.a.s.) gelen rivayetler, biri imam olmak üzere en az dört kişinin bulunduğu yerde cuma namazının kılınabileceğini göstermektedir. Bu da cuma namazının kılınabilmesi için gerekli kişi sayısının alt sınırını belirler.

KoronavirüsKoronavirüsDiniGündemHaberler

Cuma namazı

Cuma namazı (Arapça: صلاة الجمعةSalat-ül Cum'ati), İslam dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

Tarihçe[değiştir

Cuma namazı evde kılınır mı? Diyanet a&#;ıklık getirdi

Haberin Devamı

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kuruluna gelen sorulara göre “Cuma Namazlarının Evde Kılınması ve Başka Yerde Kılınan Cuma Namazına Televizyon ya da İnternet Aracılığıyla uyulmasının Hükmü” görüşüldü. Buna göre alınan karar şu şekilde oldu;

İslam’ın şiarlarından sayılan Cuma namazı, cemaatle camide veya açık alanda kılınması gereken temel bir ibadettir. Bu namazın, özel hanelerde kılınması caiz değildir. Evlerde kılınan bir namaz Cuma namazı olarak geçerlilik kazanmaz.

Cuma namazı da dâhil olmak üzere cemaatle kılınan namazlarda imam ile ona uyanların hakikaten veya hükmen aynı mekânda bulunması şart olduğundan televizyon, internet vb araçlarla yayınlanan namazlara başka yerlerden uyulması da caiz değildir. Bu sebeple imamın namaz kıldırdığı mekânın hakikaten ya da hükmen dışında olan başka bir mahalde bulunan bir kimsenin o imama uyarak namaz kılması durumunda bu namaz geçerli olmaz.

Sual: Fıkıh kitaplarında imamın Cuma ve bayram namazlarından başka her namazda birinci rek’atte, ikinci rek’atte okuduğunun iki misli okuması sünnettir buyuruluyor. Cuma ve bayram namazının bu hükümden hariç tutulmasının sebebi nedir?

Cevab: Sabah namazının birinci rek'atinde, ikinci rek'atinden daha uzun okumak, bil'icmâ' sünnettir. İmam Muhammed bütün namazların ilk rek'atlerinde, ikinci rek'atlerinden daha uzun okumayı müstahsen görmüştür. Fetva da bunun üzerinedir. Cum'a ve Bayram namazlarında iki rek'at arasındaki kıraat farkı üzerinde ihtilâf edilmiştir. Bu hususta bazı âlimler bu iki rek'at arasındaki fark, üçte bir ve üçte iki nisbetinde olmalıdır. Üçde iki, birinci rek'atte; üçde bir de, ikinci rek'atte okunmalıdır, demişlerdir.

Nafile namazının her şefinde (her çift rek’atinde) birinciyi ikinciden uzun tutmak mekruhtur. Meğer ki, Hazret-i Peygamber’den veya bir sahabiden bunun hilafına bir nakil olsun. Vitirin ilk rek’atinde, Sûre-i A’lâyı ve ikinci rek’atinde Kâfirûn ve üçüncü rek’atinde ihlâs sûresini okumak gibi. Vitir dahi kıraat bakımından nâfile gibidir. Mezkûr kerahet, Şeyhayn (İmam Ebu Hanife ve Ebu Yusuf) indindedir. İmam Muhammed uzatmayı ihtiyar etmiştir. Farza gelince: Mezkûr uzatma, sabah namazında bilicmâ sünnettir. İmam Muhammed’e göre sabah namazının dışındaki namazlarda da sünnettir.

Bütün namazlarda, ikinci rekâtı, birinci rekâttan üç ve daha ziyade âyetle uzatmak mekruhtur. Daha azı mekruh değildir. Nitekim Hazret-i Peygamber’in, sabah namazını Muavvezeteyn ile kıldıkları olmuştur. İkinci sûre (Nâs) birinci sûreden (Felâk) bir âyet uzundur. Nafilenin üçüncü rekâtı, yeni bir namazın başı demek olduğundan, onu, evvelkilerden uzun tutmak, mekruh olmaz. Çünkü, nafilenin her şefi (her iki rek’ati) müstakil bir namazdır. Bu mekruhluk, sünnet ile gelen dışındakilerde tenzihîdir. Nas olan yerde kerahet yoktur. Hazret-i Peygamber, Cuma ve bayram namazlarının ilk rek’atlerinde, Sûre-i A’lâ ve ikinci rek’atlerinde Sûre-i Gâşiye’yi okurdu. İkincisi, birinciden yedi âyet uzundur. Ziyade, sûrelerin ihtilâfı ile muhtelif olur. Eğer sûreler kısa ise, üç âyetten ziyade olmakla mekruhtur; sûreler uzun ise yedi âyetten az ziyade olmakla mekruh değildir. (Nimet-i İslâm)

13 Mayıs Pazar

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir