Cevap: Örnek: Rüzgar Ltd.Şti’nin Alacak senetleri hesabının değerleme öncesi 4. dönem mizan dökümü aşağıdaki gibidir.
Hesap kodu | Hesap adı | TRL Borç | TRL Alacak | TRL Borç bakiye |
ALACAK SENETLERİ | ,08 | ,93 | ,15 | |
TL Senetleri | ,12 | ,11 | ,01 | |
Vadeli Senetler | ,53 | ,68 | ,85 | |
Katar Riyali Senetleri | ,43 | ,14 | ,29 | |
Dolar Senetleri | 6,30 | 6,30 | 0,00 |
Görüldüğü üzere şirketin Katar Riyalinden olan Alacak senetleri hesabında ,29 TL bulunmaktadır. Şirketin dövizli Alacak senetleri tutarı ,65 Katar Riyalidir. X tarihindeki kuru aşağıdaki gibidir;
1 Katar Riyali = 1,90 TL’dir. Böylece;
,65 x 1,90 = ,43 TL. Böylece şirketin tarihinde Riyal Alacak senetleri hesabında olması gereken paranın TL karşılığı ,29 TL değil ,43 TL olacaktır. Dolayısıyla TL Alacak senetleri hesabının değeri ;
,29 - ,43 = ,86 TL azalacaktır. Bu da kambiyo zararı demektir.
KAMBİYO ZARARI ,86
RİYAL seafoodplus.info ,86
Alacak senetleri hesabı 4. dönem değerleme kaydı
Dr. Koray ATEŞ
[email protected]
()
Kaynak:seafoodplus.info
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemizekayıt olun.
>> Vergi Affı Rehberi ( Soru - Cevap) Ücretsiz E-Kitap:hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
GÜNDEM
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR ve MUHASEBESİ
seafoodplus.infoŞ
İşletmeler, iktisadi faaliyetlerinin devamlılığını sağlamak ve genişletmek, sektördeki benzer işletmelerle rekabet edebilmek, üretim veya satışını yaptıkları mallara olan talebi korumak ve arttırmak amacıyla kredili satış yöntemine başvurmaktadırlar.
Bu yöntemi işletmeler genellikle bulundukları sektörün özelliklerine göre belirlemektedir. Bulunduğu sektörde güçlü ve rakipsiz olan bir işletme alacaklarının vadesinde, müşteri seçiminde, tahsilinde sert davranabilirken, rekabetin yoğun olduğu bir sektörde ise, işletmeler daha esnek politikalar izlemek durumunda kalmaktadır. Zira müşterinin hemen ödeme yapmasında direnmek satış kaybına ve düşük karlara yol açmaktadır.
İşletmenin sektördeki konumu ne olursa olsun mal ve hizmetlerin üretilmesi kadar, bunların hedeflenen müşteri kitlesine ulaştırılıp nakde çevrilmesi büyük önem taşır. Yoksa peşin satış yapma noktasında direnmek üretilen mal ve hizmetlerin stokta kalmasına neden olur. Bu durum işletmenin sürekliliğini de zamanla tehlikeye sokar.
Özellikle, ekonominin daraldığı dönemlerde, işletmelerin satışlarının azalmasını engellemek ve/veya satışlarını arttırmak için kredili satış yöntemi kaçınılmaz olur. Bununla beraber kredili satış yöntemi beraberinde alacakların tahsil riskini de doğurur.
Bu çalışmanın amacı alacaklarda ortaya çıkan en önemli sorun olan tahsil edilememe durumunun mali mevzuat açısından değerlendirerek, muhasebe kayıtlarının yapılmasına yön veren ilkelerin irdelenmesidir.
II. KREDİLİ SATIŞLARIN RİSKİ
Kredili satışların beraberinde tahsil riski getirdiği yadsınmaz bir gerçektir. Zira müşterinin ödeme yapmama olasılığı sözkonusudur. Bu olasılığı tahmin etmek için işletmeler müşterileri hakkında bilgi toplarlar. İşletme kesinlikle güvenli olduğunu düşündüğü müşterilerine, hem açık hesaba dayalı çalışabilmekte hem de alacak vadelerinde daha esnek davranabilmektedir. Hakkında tam bir bilgiye sahip olmadıkları müşteriler için böyle bir kolaylık tanımamaktadırlar. Ancak içinde bulunduğu sektör ve ekonomik konjonktür işletmeleri zorunlu olarak risk almaya itmektedir.
Yakın zamanda ortaya çıkan Asya krizi, Rusya krizi, Brezilya krizi, Meksika krizi, Arjantin krizi ve Türkiye krizi hız kazanan globalleşme akımı ile birlikte hemen hemen tüm dünya ekonomilerini etkilemiştir.
Ülkemizde Kasım/ ve Şubat/ tarihlerinde yaşanan krizlerin olumsuz etkileri toplumun tüm kesimlerinde ağır bir şekilde hissedilmiş ve halen daha hissedilmektedir. Ekonomik krizle beraber işletmeler borçlarını ödeyememe veya ödememe durumuna düşmüşlerdir. TC. Merkez Bankası verilerine göre yılı içinde protesto edilen senet sayısı adet olup toplam tutarı Tl iken yılında protesto edilen senet sayısı adete gerilemesine rağmen toplam tutar Tl. ye yükselmiştir. İçinde bulunduğumuz yılı Eylül ayı itibariyle protesto edilen senet sayısı adet olup toplam tutarı seafoodplus.info Ayrıca yılında karşılıksız çek sayısı adet iken yılında adete çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz yılı Ekim ayı verilerine göre karşılıksız çıkan çek sayısı ise adettir(seafoodplus.info).
Bu verileri, ticari işletmeler için alacak yönetimi açısından değerlendirmek gerekirse; işletmelerin alacaklarını tahsil edememe riski ekonomik krizle birlikte artış göstermiştir. Bilindiği üzere her işletme, risk taşıyan alacaklardaki artış hızının, satışlardaki artış hızından küçük tutmayı amaç edinmektedir. Bunun için, alacakların yönetiminde etkinliği arttırıcı önlemlere başvurmak kaçınılmazdır. Bu bağlamda başvurulabilecek bazı önlemleri şöyle sıralayabiliriz (seafoodplus.info: – ):
- Piyasa koşulları uygunsa, vadeleri kısaltmak, kredi limitlerini daraltmak yolları araştırılmalıdır,
- Müşterilerin yakından izlenmesi ve ödemelerini geciktiren müşterilerin kredi limitlerinin daraltılması söz konusu olmalıdır,
- Müşterilerde aranacak kredi limitlerinin yükseltilmesiyle, şüpheli ve değersiz alacak oranının azaltılması sağlanabilir,
- Büro hizmetlerinde etkinlik sağlanarak, siparişlerin en kısa zamanda gönderilmesi, ödemede geciken müşterilerin uyarılması gereklidir,
- Erken ödemeyi özendirici nakit iskontosu gibi önlemlerin alınmasıyla ilgili çalışmalar yapılmalıdır,
- Açık hesap şeklinde çalışma yerine, belgeye dayalı çalışma şekli benimsenmelidir,
- Alacakların tahsil edilememe riskine karşı sigorta ettirilmesi söz konusu olabilir,
- Pazarlama elemanlarından aynı zamanda tahsilat elemanı olarak yararlanma yoluna gidilmelidir.
III. VERGİ USUL KANUNUNA GÖRE ŞÜPHELİ ALACAKLAR
Vadesinde tahsil edilemeyen ve ileride tahsil edilip edilemeyeceği kesin olarak belli olmayan senetli veya senetsiz alacaklar “şüpheli alacak” durumundadır. Senetli veya senetsiz alacakların şüpheli hale gelmeleri ve bu konu ile ilgili işlemler Vergi Usul Kanunu’nun maddesi ile düzenlenmiştir. Bu hale gelmiş alacakların normal alacaklar arasından çıkarılması gerekir. Kanunun maddesine göre ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla ;
Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar,
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır.
Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak olarak kabul edilir. Alacağın şüpheli sayılması için dava veya icra safhasına intikal etmesi temel şart olup, dava için sadece şekli bir müracaatın yapılması alacağın şüpheli sayılması için yeterli değildir. Dava veya takibin, müracaattan sonra ciddi bir şekilde sürdürülmesi ve izlenmesi gerekir. Aksi taktirde alacak şüpheli alacak olarak kabul edilmez. Danıştay kararlarına göre icra takibine geçilmiş borçlular hakkında ödeme emri gönderilmiş olmasına rağmen haciz işlemi yapılmamış alacaklar şüpheli alacaklar vasfını kaybeder (KIZIL: )
Diğer taraftan, maddenin 2. fıkrasında belirtilen alacakların senetli veya senetsiz olmaları önemli değildir. Tutar itibariyle, icra veya dava takibine değmeyecek alacaklar için belli bir sınır konulmamıştır. Bunun için dava veya takip masrafları tutarı ile işletmenin bu tür küçük alacaklar toplamı önem taşır. Ancak işletmenin alacakları genellikle düşük tutarlı alacaklardan oluşuyorsa, bunların icra ve dava takibine değmiyeceğinden söz edilemez (ERCAN,). Senetli alacaklarda ödeme vadesi senet üzerinde yazılıdır. Bunlar vadesinde ödenmediklerinde protesto edilirler. Bunların yazı ile istenmesi söz konusu değildir. Senetli küçük alacakların protesto edilmesi, şüpheli alacak sayılması için yeterlidir. Senede bağlı olmayan alacaklar, ticari defterlerde şahıs hesaplarında takip edilir. Bu tür alacaklarda kesin bir vade yoktur. Bu konuda belirleyici ticari teamüldür. Teamülen normal sayılacak bir süre içinde ödeme yapılmadığı taktirde, borcun ödenmesi belli bir süre tanınarak borçludan istenir. Bu istemin protesto yoluyla yapılması ve tayin edilen sürede ödenmemesi şüpheli alacak sayılması için yeterlidir. Yazı ile isteme halinde ise, tayin edilen sürede ödenmeyen alacak için ikinci defa yazı çıkarılması gerekir. Buna rağmen ödeme yapılmazsa, alacağın şüpheli alacak haline geldiği kabul edilir. Danıştay ’ncü Dairenin tarih ve E/, K/ sayılı kararında yazılı istemin, en azından taahhütlü mektup veya noter kanalıyla yapılması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
İşletme açısından tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklar için şüpheli hale geldiği dönemde değerleme gününün tasarruf değeri ( iktisadi kıymetin sahibi için arzettiği gerçek değer ) üzerinden karşılık ayrılabilir. Şüpheli ticari alacaklar için tamamen veya kısmen karşılık ayrılabilir. Hangi oranda karşılık ayrılacağına mükellefler serbestce karar verirler. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Karşılık ayrılmadan zarar yazılamaz. Şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılmayan alacaklar için sonraki dönemlerde karşılık ayrılamaz. Sadece bilanço hesabına göre defter tutan tüccar ve çiftçiler karşılık ayırabilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan tüccar ve çitfçilerin, şüpheli alacaklar için karşılık ayırmaları veya bunları başka şekilde gider yazmaları mümkün değildir. Bir kısmı teminata bağlı olan alacaklarda, karşılık teminattan arta kalan kısım için ayrılır. Menkul rehni, gayrimenkul ipoteği ve şahsi kefalet yolu ile alacak teminatlı hale gelmektedir. Şahsi kefalet ile teminat altına alınan alacakların borçlusu tarafından ödenmemesi halinde karşılık ayrılması mümkün değildir. Bu durumda kefile başvurmak gerekecektir. Alacağın kefilden de tahsil edilememesi halinde, alacak teminatlı olma niteliğini kaybedecektir. Diğer şartlarda gerçekleşmişse bu alacaklar için karşılık ayrılması mümkündür (METİN-YALÇIN). Bunun yanısıra Danıştay 4.’ncü Dairesi’nin tarih ve E/, K/ sayılı kararında haciz altına alınan alacakların teminatlı alacak olduğu ve bu alacaklar için karşılık ayrılmayacağına karar verilmiştir. Mükellefler alacaklısı bulunduğu müşterilerinin iflası halinde, alacaklarını iflas masasına kaydettirmek şartıyla, bu alacaklarına karşılık ayırabileceklerdir(METİN-YALÇIN). Kamu kuruluşlarından ve ortaklardan olan alacaklar için karşılık ayrılmamaktadır (GÜCENME;). Karşılık ayrılmak yoluyla zarar yazılan şüpheli alacaklardan sonradan tahsilat yapılması halinde tahsil edildikleri yılda kar yazılırlar.
Vergi Usul Kanunu’na göre bir alacağın şüpheli hale gelmesi ve karşılık ayrılması ile Tek Düzen Muhasebe Sistemi çerçevesinde şüpheli hale gelme ve karşılık ayrılması kriterleri birbirinden farklılık arzetmektedir(CANİKLİ, ). Tek Düzen Muhasebe Sistemi çerçevesinde aşağıdakilerden birisinin varlığı halinde alacak şüpheli hale gelir ve karşılık ayrılması gerekir. Ödeme süresi geçen bir alacağın ;
a)En az iki defa vadesi uzatılmış ,
b)Protesto edilmiş,
c)Yazı ile en az iki defa istenmiş ,
d)İcra safhasına aktarılmış
olması halinde sözkonusu alacak şüpheli hale gelmiştir. Bunun için karşılık ayrılması zorunludur.
IV. ŞÜPHELİ HALE GELEN TİCARİ ALACAKLARA AİT MUHASEBE KAYITLARI
Tahsili şüpheli hale gelmiş olan senetsiz alacaklar “ ALICILAR” hesabının, senetli alacaklar ise “ ALACAK SENETLERİ” hesabının alacağı karşılığında “ ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına borç kaydedilerek bu durumdaki alacaklar normal alacaklar arasından çıkartılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi halinde bu hesaba alacak kaydedilir.
Şüpheli hale gelen alacakların normal alacaklardan ayrılmasından sonra, şüpheli hale gelen alacaklar için ayrılacak karşılık tutarı belirlenir (KARABIYIK; ). İşletme açısından tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklar, şüpheli hale geldiği dönemde değerleme gününün tasarruf değeri ( sahibi için arzettiği gerçek değer ) üzerinden karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Ayrılan karşılıklar “KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borcuna “ ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının ise alacağına kaydedilir.
Örnek
İşletme, tarihinde ödenmesi gereken Tl tutarlı senetsiz alacağı iki kez yazı ile istemesine rağmen tahsil edememiştir. İşletme bu alacağın tamamı için karşılık ayırmaya karar vermiştir.
Şüpheli Alacağın Kaydı
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
ALICILAR
/
Karşılık Ayrılması
/
KARŞILIK GİDERLERİ
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR KARŞILIĞI
/
Şüpheli alacağın tahsiline bağlı olarak, tahmin olunan zararın kısmen veya tamamen gerçekleşmemesi halinde, gerçekleşmeyen kısım “KONUSU
KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacağına devredilerek “ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç kaydedilir.
Örnekte belirtilen alacağın yarısı yıl içinde peşin olarak tahsil edilmiştir. Bu durumda gerekli muhasebe kayıtları ise;
Alacağın Kısmen Tahsili
/
KASA
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI
KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR
/
Şüpheli alacağın tahsilinin olanaksız olduğu kesinleştiği durumda ise ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç, “ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına ise alacak kaydedilir.
Örnekte belirtilen alacağın kalan yarısının tahsilinin olanaksız hale geldiği saptanmıştır.
Tahsilin imkansız hale gelmesi
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR
/
Dönem sonunda gelir tablosu hesapları olan “ KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borç bakiyesi ile “ KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacak bakiyesi “ DÖNEM KARI veya ZARARI” hesabına aktarılarak bu hesaplar kapatılır.
Dönemsonu kayıtları
/
DÖNEM KARI veya ZARARI
KARŞILIK GİDERLERİ
/
KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR
DÖNEM KARI veya ZARARI
/
Gerçekleşen zararın ayrılan karşılıklardan fazla olması halinde, ayrılan karşılık kadar “ ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına, zarar fazlası ise “ ÖNCEKİ DÖNEM GİDER ve ZARARLARI” hesabına borç; tahsil edilemeyen tutar “ ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına alacak kaydedilir.
Tahsil edilemeyeceği kesinleşerek alacaklardan düşülen şüpheli bir alacak daha sonraki yıllarda tahsil edilirse tahsil edilen tutar kadar “ ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının borcuna, “ ÖNCEKİ DÖNEM GELİR ve KARLARI” hesabına da alacak kaydedilir (LAZOL: ).
Örnek :
İşletme şüpheli hale gelen Tl bedelli senetli alacak için Tl karşılık ayırmaya karar vermiştir. Aynı yıl içerisinde seafoodplus.info kısmını tahsil etmiştir. Takip eden yılda seafoodplus.info kısmını da tahsil etmiş ve bakiye seafoodplus.info kısımın tahsilinin olanaksız olduğu saptanmıştır.
Senetli Alacağın Şüpheli Duruma Gelmesi
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
ALICILAR
/
Kısmi Karşılık Ayrılması
/
KARŞILIK GİDERLERİ
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR KARŞILIĞI
/
Şüpheli Alacağın Yıl İçerisinde Kısmen Tahsili
/
KASA
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR
/
Ayrılan Karşılığın Kısmen Kapatılması
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI
KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR
/
Dönemsonu kayıtları
/
DÖNEM KARI veya ZARARI
KARŞILIK GİDERLERİ
/
KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR
DÖNEM KARI veya ZARARI
/
Takip Eden Yılda Şüpheli Alacağın Kısmen Tahsili
/
KASA
ÖNCEKİ DÖNEM GİDER
ve ZARARLARI
ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR
/
Karşılığın Kapatılması
/
ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI
ÖNCEKİ DÖNEM GELİR
ve KARLARI
/
Buraya kadar yapılan muhasebe kayıtlarının tek amacı vergileme bağlamında gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesinin sağlanmasıdır. Vergi sistemimizde ticari ve zirai kazançların vergilendirilmesi tahakkuk ilkesine bağlanmıştır. Yani kazancın matraha dahil edilmesi için miktar ve tutar olarak hukuken kesinleşmesi yeterli sayılmıştır. Ancak tahakkuk ettiği için gelir kaydedilen ve vergi matrahına dahil edilecek tutarların tahsilinin ileride şüpheli hale gelmesi durumunda vergi matrahından düşürülmesi gerekmektedir. Aksi halde tahakkuk etmiş ancak tahsil edilmesi olanaksız hale gelmiş alacaklar üzerinden de vergi ödenmiş olur. Bu durum gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesine aykırılık teşkil eder. Son ekonomik kriz ile hemen hemen her işletmenin karşılaştığı alacakların tahsil edilememesi ve tahsil edilemeyen alacak kadar zararın ortaya çıkması gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bu ilkenin gerçekleştirilmesi karşılık ayrılması yolu ile zarar matrahtan düşürülerek mümkün olmaktadır.
Gelir ve Kurumlar vergisi açısından bu yolla vergi matrahından indirim sağlanmakta iken KDV açısından durum farklıdır. KDV daha önce hesaplanıp beyan edildiğinden geri iadesi söz konusu değildir. Böylelikle KDV mükellef tarafından üstlenilmiş olur. Zira bir alacağın karşılık ayrılmak suretiyle zarar yazılabilmesi için hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerekir. Mal satışı veya hizmet ifasından doğan KDV ise hasılat hesaplarıyla ilişkilendirilmez. Bu nedenle KDV’den kaynaklanan alacaklar üzerinden şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün değildir (YÜCE: ). Danıştay 4. Daire’nin gün ve / numaralı kararıda KDV.’den kaynaklanan alacaklar üzerinden şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağı yönündedir. Bu karara gerekçe olarakta; Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun ci maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV. ile mükellefçe indirilebilecek KDV.’ nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tesbitinde gider olarak kabul edilemeyeceği hükmüne yer verildiği, bu düzenlemelere göre gerçek ve tüzel kişilerin tahsil edip, vergi dairesine yatırmakla sorumlu oldukları, gider olarak kabulü mümkün olmayan ve Devletin alacağı olan KDV.’nin bu haliyle şüpheli alacak kavramı içine sokulması ve üzerinden ayrılan karşılığın safi kazancın tesbitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı gösterilmiştir(seafoodplus.info).
V. SONUÇ
Kredili satışların yaygın olduğu bir ekonomide, tahsilatta bazı sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Muhasebe kayıtlarının ağırlıklı olarak vergi kanunları tarafından belirlendiği Türkiye’de bu tür sorunlar sonucu ortaya çıkan zararların karşılık ayrılması suretiyle telafi edilmesi yolu seçilmiştir.
Bilindiği gibi Gelir Vergisi kanununda ticari ve zirai kazançların tesbitinde tahakkuk esası, yani hukuki tasarruf yöntemi kabul edilmiştir. Bu bağlamda, kredili olarak yapılan satışlar, tahsilatı beklenmeden satış tarihinde gelir olarak dikkate alınmaktadır. Ancak ileri tarihte tahsilat gerçekleşmediği ya da şüpheli hale geldiğinde, mükelleflerin VUK.’nun maddesine göre karşılık ayırmak suretiyle tahsil edemedikleri kazancın vergisini ödemekten kurtulcaklardır. Böylece vergide gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesine göre hareket edilmiş olmakta ve vergilemede adalet ilkeside sağlanmış olmaktadır.
Hemen belirtelim ki, bu uygulama KDV kanunu hükümleri gereğince KDV’ den kaynaklanan alacaklar üzerinde yapılamaz.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
CANİKLİ,Nurettin ; Bütün Yönleriyle Tek Düzen Muhasebe Sistemi. Erkam Matbaası, İstanbul
CEYLAN,Ali ; İşletmelerde Finansal Yönetim. Ekin Kitabevi, Bursa
ERCAN,Yaşar ; Vergi Usul Kanunu ve Açıklamaları. İnkılap Kitabevi, İstanbul
GÜCENME, Ümit ; Ticari İşletmelerde Muhasebe ve Envanter İşlemleri. Marmara Kitabevi, Bursa –
KARABIYIK, Lale Erdem ; Envanter ve Değerleme . Marmara Kitabevi, Bursa
KIZIL,Ahmet ; Genel Muhasebe Dönemiçi ve Dönemsonu işlemleri. Der Yayınları, İstanbul
LAZOL, İbrahim ; Genel Muhasebe. Ekin Kitabevi, Bursa
METİN, Kazım – YALÇIN, Hüseyin ; İşletmeye Dahil İktisadi Kıymetleri Değerleme. Kılavuz Yayınları, İstanbul
YÜCE, Mehmet ; Vergi Hukuku Açısından İşletmelerde Dönemsonu İşlemleri. Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Yayınları, Nilüfer Matbaası, Bursa-
seafoodplus.info
seafoodplus.info