fransızca kalıplar ve okunuşları / Fransızca Kelimeler, Anlamları ve Okunuşları ! - monash.pw | Teknoloji Haber

Fransızca Kalıplar Ve Okunuşları

fransızca kalıplar ve okunuşları

(Son Güncelleme: ) Paris gezinizde hayatınızı kolaylaştıracak birkaç Fransızca kelime öğrenmeye ne dersiniz? Bir ülkeyi gezmeye giderken o ülkenin dilinde birkaç temel kelime ve cümle kalıbı öğrenerek kafelerde, restoranlarda ya da küçük alışverişlerde öğrendiğim bu kelimeleri kullanmak en sevdiğim &#;şirinlik&#;lerden biridir.

Tabii oturup da dil dersi vermek değil niyetim, o konuda internette epey bilgi bulabilirsiniz; benim niyetim Paris&#;in tadını daha güzel çıkarabilmeniz için birkaç ipucu olacak sadece. Okuyunca göreceksiniz ki burada yazılanlar, sadece &#;şirinlik&#; olsun diye değil, gününüzün daha iyi geçmesi konusunda da size epey yardımcı olacak şeyler olacak.

Önce selamlaşmanın anahtar kelimesiyle başlayalım: Bonjour&#;

Bonjur ya da diliniz dönüyorsa bonjuğ diyerek telaffuz edilen, merhaba, günaydın ya da iyi günler anlamlarına gelen bu kelimenin bir Fransız için ne kadar önemli olduğunu tahmin bile edemezsiniz.Basit bir bonjour hayatı bu kadar mı kolaylaştırır&#; Paris&#;e ilk yerleştiğim zamanlarda tek kelime Fransızca bilmiyorken, ben de herkes gibi Fransızlar hakkında &#;İngilizce bilmiyorlar, bilseler bile konuşmuyorlar&#; efsanesine inanırdım; oysa çok geçmeden anladım ki gerçek böyle değil.

Evet Fransızların muhteşem bir İngilizceleri olduğu söylenemez ama yine de Türkiye&#;de yapılacak bir tatildeki İngilizce ihtiyacını karşılamadan daha iyi oldukları kesin. Neyse zaten konumuz bu değil. Eğer siz birine gidip de, benim ilk zamanlarda yaptığım gibi İngilizce olarak en kibar halinizle &#;Excuse me, Where is the &#;..?&#; diye soru sormaya kalkarsanız, son derece suratsız bir Parisli ile karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek ama bunun nedeni karşınızdaki Fransızın kabalığı değil, onun gözünde sizin &#;kabalığınız&#; oluyor ne yazık ki&#;

Çünkü bir Fransız için istediğiniz kadar kibar cümleler kurun, ilk sözünüze &#;Bonjour&#; demeden başlarsanız çok büyük bir kabalık etmiş olursunuz. Bizdeki &#;İnsan bi günaydın der&#; lafını hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Hal böyle olunca da karşı taraf &#;haddinizi bildirmek&#; için size kaba davranabiliyor. Siz de -tüm kibar yaklaşımınıza karşın- nedenini bilmediğiniz şekilde böyle bir tavırla karşılaşınca Fransızların soğuk ve kaba olduğu çıkarımında bulunuyorsunuz doğal olarak. İster doğru bulun ister yanlış, kültürler arası farklılıklardan biri olan bu konuya hassasiyet göstermeniz gerekiyor deplasmanda olunca 🙂 Zaten o yüzden monash.pw TV&#;deki tüm videolarıma &#;bonjour&#; diyerek başlamaya çalışıyorum ki sizin de kulağınız alışsın 🙂 Paris&#;te Bir Hafta kitabımda da bu konunun altını birkaç kez çizdim ki bonjour&#;un ne kadar önemli olduğu bilgisi iyice pekişsin&#;

Fransızca en Cok Kullanılan Fiil Ve Ornek Cumleler

%(5)% ont trouvé ce document utile (5 votes)
4K vues37 pages

Titre original

Fransızca-En-Cok-KullanılanFiil-ve-Ornek-Cumleler-docx

Copyright

Partager ce document

Partager ou intégrer le document

Avez-vous trouvé ce document utile ?

%(5)% ont trouvé ce document utile (5 votes)
4K vues37 pages

Titre original :

Fransızca-En-Cok-KullanılanFiil-ve-Ornek-Cumleler-docx

1. Être : Olmak Je suis Ahmet.


2. Avoir : Sahip olmak J'ai un chien.
3. Faire : Yapmak Je faire du sport.
4. Dire : Söylemek Qu'est-ce que j'ai dit ?
5. Pouvoir : -e bilmek Je peux vous aider ?
6. Aller : Gitmek Je vais aller en France.
7. Voir : Görmek Je ne vois rien.
8. Savoir : Bilmek Je ne sais pas.
9. Vouloir : İstemek Je voudrais un café s'il vous plaît.
Venir : Gelmek Je viens Ankara.
Falloir : Zorunda(have to) Il faut que je parte.
Devoir : Zorunda olmak Il doit partir.
Croire : İnanmak Je crois ce qu'il me dit.
Trouver : Bulmak J'ai trouvé un travail bien payé.
Donner : Vermek Il m'a donné un secret.
Prendre : Almak Qu'est-ce que tu prends ?
Parler : Konuşmak Il est interdit de parler ici.
Aimer : Sevmek J'aime le chocolat.
Passer : Geçmek J'ai passé dans la rue.
Mettre : Koymak Elle mets son portabla dans son sac.
Demander : İstemek Il m'a demandé de venir.
Tenir : Tutmak Tu peux tenir la lampe, s'il te plaît?
Sembler : Görünmek Le temps semble s'améliorer.
Laisser : Bırakmak J'ai laissé mon parapluie à la maison.
Rester : Kalmak J'ai decidé à rester en France.
Penser : Düşünmek Qu'est-ce que tu penses ?
Entendre : Duymak Je ne t'entends pas.
Regarder : Bakmak Je regarde la télévision.
Répondre : Cevap vermek Je n'ai rien trouvé à répondre.
Rendre : Geri vermek Je lui ai rendu les clés.
Connaître : Tanımak,bilmek Je ne connais pas du tout cette région.
Paraître : Görünmek Le soleil ne paraîtra pas de la journée.
Arriver : Varmak Le train arrivera à l'heure.
Sentir : Hissetmek Je ne me sens pas bien.
Attendre : Beklemek J'attends d'avoir de ses nouvelles.
Vivre : Yaşamak Il vit chez ses parents.
Chercher : Aramak Je cherche mes clés.
Sentir : Hissetmek Je ne me sens pas bien.
Comprendre : Anlamak Je ne comprends pas ce que vous dites.
Porter : Taşımak Il portait une valise.
Devenir : Olmak Je veux devenir un docteur.
Entrer : Girmek Ils sont tous entrés dans la maison.
Retenir : Tutmak Il m'a retenu par le bras.
Écrire : Yazmak Je écrit une lettre.
Appeler : Çağırmak Je m'appelle Ali.
Tomber : Düşmek Attention, tu vas tomber!
Reprendre : Geri almak Il a repris son livre.
Commencer : Başlamak J'ai commencé à apprendre français.
Suivre : Takip etmek Il m'a suivie jusque chez moi.
Montrer : Göstermek Vous pouvez me montrer la gare sur le plan?
Partir : Ayrılmak, gitmek Il est parti à Londres pour apprendre l'anglais.
Mourir : Ölmek Ils sont mortes de faim.
Ouvrir : Açmak Elle a ouvert la porte.
Lire : Okumak Tu as lu "Kaşağı"?
Arrêter : Durdurmak Il a arrêté le moteur.
Jeter : Atmak Il a jeté son manteau sur le lit.
Recevoir : Almak J'ai reçu une lettre.
Monter : Çıkmak,tırmanmak Il est monté à l'arbre.
Lever : Kaldırmak Je n'arrive pas à le lever.
Agir : Harekete geçmek Il faut agir rapidement.
Perdre : Kaybetmek J'ai perdu mon chien ce matin.
il s'agit de : hakkında De quoi s'agit-il?
Écouter : Dinlemek J'aime écouter de la musique
Continuer : Devam etmek Il ne veut pas continuer ses études.
Sourire : Gülümsemek Elle sourire à moi.
Apercevoir : Farketmek Il a aperçu son père dans la foule.
Reconnaître : Tanımak Je ne l'ai pas reconnu.
Ajouter : Eklemek Il n'y a rien à ajouter.
Jouer : Oynamak Elle est allée jouer avec les petits voisins.
Marcher : Yürümek Elle marche cinq kilomètres par jour.
Garder : Korumak Leur chien garde la maison.
Manquer : Yetersiz olmak Il me manque (Onu özlüyorum)
Retrouver : Bulmak J'ai retrouvé mes clés.
Descendre : İnmek Je suis tombé en descendant l'escalier.
Rappeler : Yeniden Aramak Rappelle-moi demain !
Quitter : Çıkmak Il ne doit pas quitter sa chambre.
Tourner : Dönmek Tournez à droite au prochain feu.
Finir : Bitmek Le cours finit à onze heures.
Crier : Bağırmak Ne crie pas, je t'entends.
Courir : Koşmak Cours, tu es en retard !
Permettre : İzin vermek Sa mère lui permet de sortir le soir.
Songer : Düşünmek Ils songent à vendre leur maison.
Offrir : Önermek Elle lui a offert à boire.
Présenter : Tanıtmak Il m'a présenté à sa sœur.
Apprendre : Öğrenmek J'ai commence à apprendre le français.
Souffrir : Acı çekmek Il souffre beaucoup.
Exister : Var olmak Il existe de nombreux livres sur ce sujet.
Envoyer : Göndermek Je voudrais envoyer cette lettre.
Expliquer : Açıklamak Vous pouvez m'expliquer ce qu'il se passe ?
Manger : Yemek Vous voulez manger quoi ?
Valoir : Değerinde olmak Ce tableau vaut euros.
Oublier : Unutmak J'ai oublié son nom.
Rentrer : Dönmek Ils sont rentrés de l'école.
Pousser : İtmek Ils ont dû pousser la voiture.
Occuper : Meşgul olmak Il occupe ses journées à étudier.
Compter : Saymak Je compte les points
Empêcher : Önlemek Le bruit m'empêche de dormir.
98 Plaire : Hoşuna gitmek Elle lui plaît beaucoup.
Travailler : Çalışmak Je travaille dans un société.
écrirer : Yazmak Vous pouvez l'écrire, s'il vous plaît ?
Fermer : Kapatmak Ferme la porte!
Dormir : Uyumak Je vais à dormir.
Oser : Cüret etmek Il a osé l'appeler.
Rencontrer : Karşılaşmak Je l'ai rencontré dans la rue.
Répéter : Tekrarlamak Je te répète que ce n'est pas moi.
Retourner : Geri Dönmek Il est retourné chez lui.
Changer : Değiştirmek J'ai changé mon avis.
Élever : Yetiştirmek Il a été élevé par sa grand-mère.
Toucher : Dokunmak Je peux toucher ?
Espérer : Ummak Elle espère gagner.
Demeurer : Kalmak, Oturmak Il a demeuré à Lyon.
Éprouver : Acı duymak Cet échec l'a éprouvé.
Apporter : Getirmek Il a apporté une bouteille de vin.
Pleurer : Ağlamak Elle pleure toujours.
Apparaître : Görünmek Elle est apparue à la fenêtre.
Juger : Yargılamak Il faut juger sur pièces.
Importer : Oturmak Asseyez-vous!
Conduire : Sürmek Je te conduirai chez le docteur.
Embrasser : Öpmek Elle m'a embrassé sur la bouche
Raconter : Anlatmak Qu'est-ce que tu racontes ?
Craindre : Korkmak Tu n'as rien à craindre.
Causer : Neden olmak La tempête a causé beaucoup de dégâts
Chanter : Şarkı Söylemek Je chante une chanson.
Cacher : Gizlemek J'ai caché les cadeaux sous le lit.
Essayer : Denemek Je peux essayer ?
Asseoir : Oturmak Asseyez-vous!
Avancer : Uzatmak J'avance la main vers le tableau.
Produire : Üretmek Il produit des pneus.
Poser : Sormak Je poserai une question.

Fransızca Sıfatlar Konu Anlatımı


L'ADJECTİF
Bir sıfatı Feminen yapmak için genellikle sonuna ''-e'' konulur.
grand => grande
original => originale
marié => mariée

Sonu ''-e'' ile biten sıfatlar değişmez.


sympathique => sympathique

Bazı sıfatlar iki ünsüz ile beraber kullanılır.


italien => italienne
mignon => mignonne
ponctuel => ponctuelle

Bazı sıfatların sonu tamamen değişir.


sportif => sportive
sérieux = > sérieuse
rêveur => rêveuse
calculateur => calculatrice
étranger => étrangère

Fransızca Bazı Sıfatlar ve Feminin Hâlleri

Masculin Feminin Masculin Feminin


Grand Grande Souriant Souriante
Blond Blonde Bavard Bavarde
Orginal Orginale Paresseux Paresseuse
Frisé Frisée Agressif Agressive
Sympathique Sympathique Neuf Neuve
İntelligent İntelligente Bleu Bleue
İtalien İtalienne Frais Fraiche
Mignon Mignonne Fou Folle
Ponctuel Ponctuelle Blanc Blanche
Sportif Sportive Dangereux Dangereuse
Sérieux Sérieuse Génial Geniaux
Rêveur Rêveuse Fou Folle
Calculateur Calculatrice Long Longue
Étranger Étrangère Frais Fraîche
Beau Belle Sec Sèche
Nouveau Nouvelle Blanc Blanche
Faux Fausse Grec Grecque
Doux Douce Public Publique
Roux Rousse Content Contente
Jaloux Jalouse Élégant Élégante
Gentil Gentille Agréable Agréable
Vieux Vieille Charmant Charmante
Gros Grosse Jeun Jeune
Bas Basse Timid Timide
Créatif Créative Compétent Compétente

SIFATLAR TEKİL-ÇOĞUL
Sıfatları çoğul yapmak için genellikle ''-s'' takısı kullanılır
grand => grands
grande => grandes

Sonu ''-x ,-s'' ile bitenler aynı kalır


français => français
roux => roux

''-al, - au '' ile bitiyorsa ''-aux '' olur.


beau => beaux
orginal => orginaux
sentimental => sentimentaux

Dikkat, bazı istisnalar bu kurala uymaz;


banal => banals
fatal => fatals
naval => navals

Renkleri çoğul yaparken hem isme hem de renge ''s'' takısı getirilir. Uyum varsa dikkat
edilmelidir!
un pull vert => des pulls verts
un pull bleu => des pulls bleus

İstisnalar
un pull marron => des pulls marron
un pull orange => des pulls orange

SIFATLARDA UYUM

Sıfatlarda uyum yapılırken özneye dikkat edilmelidir.


Tu es étudiant, Ahmet ? Oui, je suis étudiant. (Tekil, erkek)
Tu es étudiante, Fatma ? Oui, je suis étudiante. (Tekil, bayan)

Vous êtes prêt, monsieur ? (Tekil, erkek)


Vous êtes prêts messueurs ? (Çoğul, erkek)

Vous êtes prête, madame ? (Tekil, bayan)


Vous êtes prêtes, madames ? (Çoğul, Bayan)

En France, on est gourmand.


Ahmet et moi, on est gourmands

Quand on est malade, on est fatigué.


Fatma et moi, on est fatiguées.
Fransızca Kişi Zamirleri
Fransızca kişi zamirlerinde İngilizceden farklı olarak; İngilizcede hem erkek (he), hemde
bayan (she) için ortak kullandığımız onlar(they) kalıbının yerine, erkek ve bayanlar için ayrı
onlar (ils-elles) kalıbı kullanılmaktadır.

FRANSIZCA OKUNUŞU ANLAMI


JE (JÖ) BEN
TU (TÜ) SEN
IL (İL) O (ERKEK)
ELLE (EL) O (KADIN)
NOUS (NU) BİZ
VOUS (VU) SİZ
ILS (İL) ONLAR (Erkek)
ELLES (EL) ONLAR (Kadın)

ÖRNEK CÜMLELER

Fransızca-İngilizce Türkçe
Je suis docteur. Ben doktorum.
Tu es barbier. Sen berbersin.
Il est un enseignant. O öğretmen. (Erkek)
Elle est ingénieur. O
mühendis. (Kadın)
Nous sommes soldat. Biz askeriz.
Vous êtes stupide. Siz aptalsınız.
Ils sont étudiants Onlar öğrenci.
Elles sont policiers. Onlar polis.

Fransızca Günler

Les Journées Okunuşu Türkçe


Lundi (Löndi) Pazartesi
Mardi (Mardi) Salı
Mercredi (Merkrödi) Çarşamba
Jeudi (Jödi) Perşembe
Vendredi (Vandrödi) Cuma
Samedi (Samdi) Cumartesi
Dimanche (Dimanş) Pazar

Fransızca günler ile ilgili Örnek Cümleler


 Il ya sept jours dans une semaine. (Bir haftada yedi gün vardır)

 Samedi et dimanche est le week-end jours. (Cumartesi ve pazar hafta sonu


günleridir)

 Lundi est le premier jour de la semaine. (Pazartesi haftanın ilk günüdür)

 Nous allons à l'école le dimanche. (Pazartesi günü okula gideriz)

 Le dimanche est le jour de vacances. (Pazar tatil günüdür)

Fransızca Aylar
Fransızcada ay "le mois" demektir. Çoğul yazımı "les mois" tir.
Fransızca Okunuşu Türkçe
Janvier (Janviye) Ocak
Février (Fevriye) Şubat
Mars (Mars) Mart
Avril (Avril) Nisan
Mai (Me) Mayıs
Juin (Juen) Haziran
Juillet (Juiyye) Temmuz
Août (Out) Ağustos
Septembre (Septambr) Eylül
Octobre (Oktobr) Ekim
Novembre (Novambr) Kasım
Décembre (Desambr) Aralık

Fransızca Aylar ile kullanılan Edatlar


 En janvier (in january) = Je l'ai rencontré en janvier. (Onunla Ocak ayında
tanıştım)

 En juiller (in july) = Mon anniversaire est en juillet. (Benim doğum günüm
temmuzda)

 Depuis (since) = Il pleut depuis la nuit passée. (Dün geceden beri yağmur yağıyor)

 Un mois (a month) = Combien de livres lis-tu par mois ? (Ayda kaç kitap
okuyorsun?)

 Une anee (a year) = Un siècle fait cent années. (Bir yüzyıl yüz yıldır)

Fransızca Aylar ile ilgili Örnek Cümleler


Il y a douze mois dans une année. (Bir yılda 12 ay vardır)
Janvier est le premier mois de l'année. (Ocak yılın ilk ayıdır)
Décembre est le dernier mois de l'année. (Aralık yılın son ayıdır)
Juin, juillet et août est le mois de la saison d'été. (Haziran, Temmuz ve Ağustos yaz mevsimi
aylarıdır)
Nous sommes quel mois? Nous sommes en Septembre. (Hangi aydayız? Eylül ayındayız.)
Quel mois tu es né? (Hangi ayda doğdun?)
Je suis né en Février. (Şubatta doğdum)
Elle est enceinte de huit mois. (O sekiz aylık hamile)
Le comité se réunit deux fois par mois. (Kurul ayda 2 defa toplanır)
Janvier est normalement le mois le plus froid. (Ocak genellikle en soğuk aydır)
Ils se sont mariés il y a 6 mois. (Onlar sekiz ay önce evlendiler)
Je vais chez le coiffeur une fois par mois. (Ayda bir kere kuaföre giderim)
J'ai arrêté de fumer il y a six mois. (Sigara içmeyi 6 ay önce bıraktım)
Les cours commencent en septembre en Europe. (Avrupada dersler Eylülde başlar)
Nous allons nous marier au mois de juin. (Biz haziran ayında evleneceğiz)

Les Saisons – Fransızca Mevsimler

SAİSONS OKUNUŞU TÜRKÇE

Printemps (pretan) İlkbahar

Été (ete) Yaz

Automne (otom) Sonbahar

Hiver (iver) Kış

Ek notlar;
Fransızcada 4 mevsim vardır ve bunların hepsi “masculin” dir yani başına belirleyici
olarak “le” alır.
 l’automne

 l’hiver

 le printemps

 l’été
Hangi mevsimde olduğumu söylemek için Mevsim’in başına “en” koyulur. Yalnız
İlkbahar mevsimi için “au Printemps” kullanılır.
 Nous sommes en Été

 Nous sommes en Automne

 Nous sommes en Hiver

 Nous sommes au Printemps

Fransızca Mevsimler İle İlgili Örnek Cümleler


Combien de saisons y a-t-il dans une année? (Bir yılda kaç mevsim vardır?)
Il y a quatre saisons dans une année. (Bir yılda 4 Mevsim vardır)
Nous sommes quelle saison ? (Hangi mevsimdeyiz?)
Nous sommes en Automne. / On est en automne. (Biz Sonbahar ayındayız)
Quelle est votre saison préférée ? (En çok hangi mevsimi seversin ?)
L’hiver est ma saison préférée. (Kış en sevdiğim mevsimdir)
C'est la saison des fraises en ce moment. (Şimdi çilek sezonudur)
Il fait chaud pour la saison. (Yılın bu zamanı hava sıcaktır)
Automne est notre saison des pluies. (Bizim yağmurlu mevsimimiz sonbahardır)
Quelle est la saison la plus chaude ? (En sıcak hangi mevsimdir)
L'été est la saison que je préfère. (Yaz benim en sevdiğim mevsimdir)
Ici, il fait très froid en toute saison. (Burada tüm sene boyunca hava soğuktur)
Ahmet n'aime pas la saison des pluies. (Ahmet yağışlı mevsimleri sevmez)
Le printemps est la meilleure saison pour faire du sport (İlkbahar spor yapmak için en iyi
mevsimdir)
Le printemps est la saison pour planter les arbres. (İlkbahar ağaç dikme mevsimidir)
L'hiver est froid, mais j'aime cette saison. (Kış soğuk ama ben bu mevsimi seviyorum)
Le printemps est la saison que j'aime le mieux. (Mevsimlerden en çok ilkbaharı severim)

Fransızca Saatler
Quelle heure est-il ? (Saat Kaç?)
Il est une heure
Il est deux heures dix
Il est neuf heures et demie
Il est cinq heures et quart
Il est dix heures moins le dix

SAAT FRANSIZCA TÜRKÇE


Il est une heure, Il est 1h Saat bir
Il est deux heures,Il est 2h Saat iki
Il est sept heures ,Il est sept heures du matin Saat yedi
Il est 7h Saat sabah yedi
Il est dix heures, Il est 10h Saat on
Il est douze heures, Il est midi Saat on iki.Öğlen
Il est trois heures de l'après-midi Saat öğleden sonra üç
Il est quinze heures .Il est 15h 00 Saat on beş
Il est sept heures du soir Saat akşam yedi
Il est dix-neuf heures, Il est 19h 00 Saat on dokuz
Il est vingt-quatre heures. Saat yirmi dört
Il est douze heures du soir,Il est minuit. Saat gece on iki,Gece Yarısı
Il est une heure dix,Il est 1h 10 Saat bir on (geçiyor)
Il est dix-heures vingt-cinq,Il est 10h Saat on yirmibeş (geçiyor)
Il est huit heures et quart Saat sekiz çeyrek
Il est huit heures quinze, Il est 5h Saat sekiz on beş
Il est huit heures et demie Saat sekiz buçuk
Il est huit heures trente, Il est 8h 30 Saat sekiz otuz
Il est neuf heures moins le quart Saat dokuza çeyrek var
Il est neuf heures moins quinze Saat dokuza on beş var
Il est huit heures quarante-cinq,Il est 8h Saat sekiz kırk beş
Il est huit heures moins dix Saat sekize on var
Il est sept heures cinquante, Il est 7h 50 Saat yedi elli
Kelime Bilgisi
du matin: sabah, sabahleyin
de l'après-midi: Öğleden sonra
du soir: akşam, akşamleyin
et quart: çevrek
et demie: buçuk
moins: kala
midi: öğlen
minuit: gece

‘’Geçe, Var, Buçuk, Çeyrek geçiyor ve çeyrek var’’ söyleme yöntemleri


Gece: Saat sekizi beş geçiyor demenin 2 yöntemi vardır. Bunlar
() Il est huit heures cinq, Il est huit cinq

Var: “moins” ve “moins le” nin anlamları var demektir. “Moins le” sadece çeyrek var denmek
için kullanılır. Diğer bütün saatlerde var demek için moins kullanılır.
() Il est douze heures moins vingt.
() Il est dix-sept heures moins cinq. Ya da “Il est six heures moins cinq du soir” şeklinde
söylenir.

Buçuk: “et demi” buçuk demektir. Saat … buçuk derken ‘’ Il est …….. heures et demie”
formülü kullanılır. () Il est deux heures et demie
Çeyrek geçiyor: “et quart”
Çeyrek var: “moins le quart” demektir
() Il est une heure et quart
() Il est deux heures moins le quart

DİKKAT!! “Moins” ve “moins le” farkı


“Moins” var demektir, çeyrek var dışındaki tüm saatlerde var demek için kullanılır. “Moins
le” sadece çeyrek var demek için kullanılır.
Ayrıca tüm saatleri tek bir yöntemle de söyleyebilirsiniz. Bu da saat kaç ise olduğu gibi
yazmaktır.
() Il est cinq dix
() Il est cinq quinze
() Il est cinq trente
() Il est cinq quarante-cinq
() Il est cinq cinquante

Fransızca Günün Zamanları


le lever du jour Şafak vakti
le lever du soleil Gün doğumu
le soleil levant Güneşin yükselmesi
le matin Sabah
le midi Öğlen
l'après-midi Öğleden sonra
le soir Akşam
le coucher du soleil Gün batımı
la nuit Gece
le minuit Gece yarısı

Fransızca Zaman ifadeleri


Pile: dakikası dakikasına, tam vaktinde
Il mange à midi pile (O öğlenleri yemeğini tam vaktinde yer)
À: de, da, te, ta
Viens à trois heures (Saat 3’te gel)
Vers: sularında, civarında
Je passerai vers 11 heures. (11 gibi uğrarım)

Önemli Notlar
Sadece Saat “1” söylerken “heure” kullanılır diğer tüm saatler çoğul sayıldığı için “heures”
kullanılır.
Eğer Fransaya giderseniz 24 saatlik zaman dilimini kullanmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Bu
sayede “moins le quart, et demie, du matin, de l’après-midi, ve du soir” gibi ifadeleri
kullanmanıza gerek kalmayacaktır. Öğlenden sonra saat 3 ise basitçe “quinze heures”
diyebilirsiniz.

Fransızca Saatler İle İlgili Örnek Cümleler


Les cours démarrent à huit heures du matin. (Dersler sabah 8 de başlar)
S'il vous plait venez à mon bureau dans l'après-midi. (Lütfen Öğleden sonra benim ofisime
gel)
S'il vous plaît, réveillez-moi à six heures. (Lütfen Beni saat 6 da uyandır)
Nous prenons le petit déjeuner à sept heures. (Biz saat 7 de kahvaltı yaparız)
Ils dînent à neuf heures du soir. (Onlar saat 9’da akşam yemeği yerler)
Il ne sera pas à la maison pour l'heure du déjeuner. (O öğle yemeği saatinde evde
olamayacak)
En hiver il fait nuit à cinq heures de l’après-midi. (Kış günü saat 5’te hava kararır)
Il part à septheures et demie du matin. (O sabah 7 buçukta çıkar)
Ce magasin est ouvert 24 heures sur 24 (Bu mağaza 7, 24 açık)
Prenez ce médicament toutes les quatre heures. (Bu ilacı her 4 saatte bir al)
Il pourrait pleuvoir vers midi. (Öğlen sularında yağmur yağabilir)
Je t'ai attendu pendant 5 heures. (Ben 5 saat bekledim)
À quelle heure commence l'école ? (Okul saat kaçta başlıyor?)
Le bureau est ouvert de à (Ofis saat 8 den 5 buçuğa kadar açıktır)
Le déjeuner est servi à 12h 00 et le diner à 19h 00 (Öğlen yemeği 12 de akşam yemeği 19
da hizmet vermektedir.)

Fransızca Sayılar
0. Zéro
1. Un
2. Deux
3. Trois
4. Quatre
5. Cinq
6. Six
7. Sept
8. huit
9. Neuf
10 .Dix
Onze
Douze
Treize
Quatorze
Quinze
Seize
dix-sept
dix-huit
dix-neuf
Vingt

Fransızca Sayıların Yazılış Mantığı !


Sayılar

 Fransızca sayıları yazılışları 1’den 16’ ya kadar belli bir mantığı yoktur bunları
mutlaka ezberlemelisiniz.
Sayılar
 17, 18, 19 gibi sayıların yazılışlarının mantığı ise tıpkı Türkçedeki gibidir. Yani
Türkçede nasıl on yedi diyorsak Fransızcada da dix-sept (on+yedi) diyoruz. 18 ve 19 gibi
sayılarında yazımı da buna benzerdir. Dix-huit ve dix-neuf devam eder.

 vingt

 trente
 quarante

 cinquante

 soixante

 “Yirmi, otuz, kırk, elli, altmış “ sayılarının da belli bir mantığı yoktur. Bunları da
ezberlemek zorundasınız. Yalnız 21, 22, 31, 32 vb. sayıların yazımları çok kolaydır, tıpkı
birbirinin tekrarları gibidir. Örneğin vingt et un, vingt-deux şeklinde söylenir ve
gerisi normal sayıların devamı gibidir( vingt-neuf). trente et un, trente-deux…
şeklinde 69’ a kadar (soixante-neuf) benzer şekilde devam eder.

Sayılar
Sayı 70’in mantığı Fransızcada 60(soixante)+10(dix)=70(soixante-dix) gibidir. Yani burada
bizden toplama işlemi yapmamız istenir. Devam eden sayılar 60+11=71(soixante-onze),
72(soixante-douze) şeklindedir.

Sayılar
Çarpma ve toplama işlemlerinin bir arada yapıldığı sayı aralığına gelmiş bulunmaktayız
80 sayısının mantığı 4 çarpı 20 eşitti 80(quatre-vingts) şeklindedir(40x20=80). Burada
dikkatinizi çekerim vingt sayısının sonunda “s” takısı vardır ve bu sadece 80 sayısının
özelliğidir. Diğer sayıların sonunda “s” bulunmaz!!
4x20+1=81(quatre-vingt-un)
4x20+2=82(quatre-vingt-deux) şeklinde 4x20+19=99(quatre-vingt dix-neuf) sayısına kadar
aynı mantıkta devam eder.

Sayılar (+)

cent cent un cent deux


deux cents deux cent un deux cent deux
trois cents trois cent un trois cent deux

Yüz sayısı sadece “cent” şeklinde yazılır. Un cent diye bir şey yoktur.
, , … gibi tam sayıların yazımında cent “s” takısı alır. Fakat küsüratlı sayı
yazılışlarında ” s” takısı gelmez!
neuf cent quatre-vingt-dix-neuf

Sayılar (+)

mille mille un deux mille deux cents


deux mille deux mille un deux mille deux cent un
trois mille trois mille un deux mille deux cent quatre-vingt-dix-neuf

Bin sayılarının yazımında “s” söz konusu değildir.


Binden sonra sayılar “neuf mille neuf cent quatre-vingt-dix-neuf” a kadar aynı mantık
devam eder.
Burada açıklık getirmem gereken bir konu daha binli sayılar “Bin+yüz+” şeklinde yazılır.
örneğinde olduğu biri 9 bin + 9 yüz + 99 şeklinde yazılır.

, ,…, lü sayıların yazımı “11x=” mantığı ile yazılır. Yani
arasındaki sayılar bu mantıkla yazılır. Örnek dix-neuf cent quatre-vingt seize şeklinde
yazılır. (19x+96)

Sayılar Milyon, Milyar, trilyon, katrilyon…


(bir milyon): un million şeklinde yazılır. deux millions. Million “s” takısı
alır Çünkü Fransızca million genelde “de” edatı ile kullanılır. Örnek;
un million de personnes
trois millions cinq cent mille d'arbres (3 milyar 5 yüz bin ağaç)

Ek Notlar
Fransızca sayıları yazarken araya tire(-) işareti koymak zorunda değilsiniz. Yani koysanızda
koymasanızda yanlış olmayacaktır. Karar sizin.
Fransızcada telefon numarası ikili rakamlar halinde söylenir. Örneğin; numarası
için; onze… cinquante-cinq…soixante-trois…quatre-vingt-douze.
Fransızcada paraları söylerken soixante douze euros et vingt centimes (72,20€) şeklinde
söylenir. Evet tıpkı bizde olduğu gibi 72 TL 20 kuruş der gibi

FRANSIZCA SAYILAR
1 Un. Ön.
2 Deux. Dö.
3 Trois. Trua.
4 Quatre. Katr.
5 Cinq. Senk.
6 Six. Siz.
7 Sept. Set.
8 Huit. Vit.
9 Neuf. Nöf.
10 Dix. Diz.
11 Onze. Onz.
12 Douze. Duz.
13 Treize. Trez.
14 Quatorze. Katorz.
15 Quinze. Kenz.
16 Seize. Sez.
17 Dix-sept. Disset.
18 Dix-huit. Dizvit.
19 Dix-neuf. Diznöf.
20 Vingt. Ven.
21 Vingt et un. Venteön.
22 Vingt-deux ventdö
25 vingt cinq vensenk
30 Trente. Trant.
31 Trente et un tranteyen
32 Trente-deux trantdö
38 Trente-Huit trantVit.
40 Quarante. Karant.
43 quarante trois karant trua
48 quarante Huit. karant Vit.
50 Cinquante. Senkant.
60 Soixante. Suasant.
70 Soixante-dix. Suasantdiz.
80 Quatre-vingt. Katrven.
90 Quatre-vingt dix. Katrvendiz.
Cent. San.
Deux cents. Dösan.
Trois cents. Truasan.
Quatre cents. Katrsan.
Cinq cents. Senksan.
Six cents. Sisan.
Mille. Mil.
Mille deux cents. Mildösan.
Deux milles. Dömil.
Trois milles. Truamil.
Dix milles. Dimil.
Cent milles. Sanmil.
Un million. Ön milyon.
Un milliard. Ön milyar.
Fransızca Sayılar Devamı
:cent un
:cent dix
:cent douze
:cent cinquante
:deux cents
:deux cents soixante-quinze
:mille
:mille un
:onze cents
:douze cents
:treize cents
:quatorze cents
:quinze cents
:seize cents
:dix-sept cents
:dix-huit cents
:dix-neuf cents
:dix-neuf cent soixante-dix-neuf
:dix-neuf cent quatre-vingt-dix-neuf
:deux mille
:trois mille soixante-dix-neuf
:dix mille (on bin)
:cent mille (yüz bin)
:un million (bir milyon)
:dix million (on milyon)
:cent million (yüz milyon)
:un milliard (bir milyar)
:un billion (bir trilyon)
:un billiard (bir katrilyon)

FRANSIZCA RENKLER
Les couleurs Renkler
Rouge Kırmızı
Rose Pembe
Bleu/bleue Mavi
Bleu clair Açık mavi
Bleu foncé Lacivert
Vert/verte Yeşil
Jaune Sarı
Orange Turuncu
Marron Kahverengi
Beige Bej
Violet/violette Violet, mor
Lilas Lila, leylak
Blanch/blanche Beyaz
Noir/noire Siyah
Gris/grise Gri
Turquoise Turkuaz
Argenté Gümüş
Or Altın

Fransızca Renkler ile ilgili Örnek Cümleler


De quelle couleur est-il ? Il est jaune. (Bu renk ne? Sarı)
Ali et Ayşe ont les yeux bleus. (Ali ve Ayşe’nin mavi gözleri var)
J'aime les couleurs claires. (Ben açık rekleri severim)
Quelle est ta couleur préférée ? (Favori rengin ne?)
Ma couleur préférée est le bleu. (Benim favori rengim mavi)
De quelle couleur sont tes cheveux ? (Saçların hangi renk?)
L'arc-en-ciel a sept couleurs. (Gökkuşağında 7 renk vardır)
Les chiens ne savent pas distinguer les couleurs. (Köpekler renkleri ayırt edemezler)
Elle a des dents blanches. (Onun beyaz dişleri var)
La neige est blanche. (Kar beyazdır)

Fransızca Sıfatlar Konu Anlatımı


L'ADJECTİF
Bir sıfatı Feminen yapmak için genellikle sonuna ''-e'' konulur.
grand => grande
original => originale
marié => mariée

Sonu ''-e'' ile biten sıfatlar değişmez.


sympathique => sympathique

Bazı sıfatlar iki ünsüz ile beraber kullanılır.


italien => italienne
mignon => mignonne
ponctuel => ponctuelle

Bazı sıfatların sonu tamamen değişir.


sportif => sportive
sérieux = > sérieuse
rêveur => rêveuse
calculateur => calculatrice
étranger => étrangère
Fransızca Bazı Sıfatlar ve Feminin Hâlleri
Masculin Feminin Masculin Feminin
Grand Grande Souriant Souriante
Blond Blonde Bavard Bavarde
Orginal Orginale Paresseux Paresseuse
Frisé Frisée Agressif Agressive
Sympathique Sympathique Neuf Neuve
İntelligent İntelligente Bleu Bleue
İtalien İtalienne Frais Fraiche
Mignon Mignonne Fou Folle
Ponctuel Ponctuelle Blanc Blanche
Sportif Sportive Dangereux Dangereuse
Sérieux Sérieuse Génial Geniaux
Rêveur Rêveuse Fou Folle
Calculateur Calculatrice Long Longue
Étranger Étrangère Frais Fraîche
Beau Belle Sec Sèche
Nouveau Nouvelle Blanc Blanche
Faux Fausse Grec Grecque
Doux Douce Public Publique
Roux Rousse Content Contente
Jaloux Jalouse Élégant Élégante
Gentil Gentille Agréable Agréable
Vieux Vieille Charmant Charmante
Gros Grosse Jeun Jeune
Bas Basse Timid Timide
Créatif Créative Compétent Compétente

SIFATLAR TEKİL-ÇOĞUL
Sıfatları çoğul yapmak için genellikle ''-s'' takısı kullanılır
grand => grands
grande => grandes

Sonu ''-x ,-s'' ile bitenler aynı kalır


français => français
roux => roux

''-al, - au '' ile bitiyorsa ''-aux '' olur.


beau => beaux
orginal => orginaux
sentimental => sentimentaux

Dikkat, bazı istisnalar bu kurala uymaz;


banal => banals
fatal => fatals
naval => navals

Renkleri çoğul yaparken hem isme hem de renge ''s'' takısı getirilir. Uyum varsa dikkat
edilmelidir!
un pull vert => des pulls verts
un pull bleu => des pulls bleus

İstisnalar
un pull marron => des pulls marron
un pull orange => des pulls orange

SIFATLARDA UYUM
Sıfatlarda uyum yapılırken özneye dikkat edilmelidir. Aşağıdaki örnekler inceleyelim.
Tu es étudiant, Ahmet ? Oui, je suis étudiant. (Tekil, erkek)
Tu es étudiante, Fatma ? Oui, je suis étudiante. (Tekil, bayan)

Vous êtes prêt, monsieur ? (Tekil, erkek)


Vous êtes prêts messueurs ? (Çoğul, erkek)

Vous êtes prête, madame ? (Tekil, bayan)


Vous êtes prêtes, madames ? (Çoğul, Bayan)

En France, on est gourmand.


Ahmet et moi, on est gourmands

Quand on est malade, on est fatigué.


Fatma et moi, on est fatiguées.

Fransızca Vücudun Bölümleri

Sırasıyla Tepeden Tırnağa Vücudun Bölümleri


Les parties de corps: Vücudun Bölümleri
Les Cheveux: Saç
La Tête: Kafa, Baş
Le front: Alın
Le sourcil: Kaş
Le cil: Kirpik
L'œil: Göz
La paupière: Göz Kapağı
La joue: Yanak
La pommette: Elmacık Kemiği
Le nez: Burun
L'oreille: Kulak
La bouche: Ağız
La lèvre: Dudak
La langue: Dil
Le menton: Çene
La gorge: Boğaz
Le cou: Boyun
L'épaule: Omuz
La poitrine: Göğüs
Le dos: Sırt
La hanche: Kalça
L'estomac: Karın
Le bras: Kol
Le coude: Dirsek
La main: El
Le doigt: Parmak
L'ongle: Tırnak
Le pouce: Başparmak
La jambe: Bacak
Le veau: Baldır
Le genou: Diz
Le pied: Ayak
L'orteil: Ayak Parmağı
La cheville: Ayak Bileği

Örnek Cümleler
J'ai les yeux marron (Kahverengi gözlerim var)
Ahmet a mal à la tête (Ahmetin başı ağrıyor)
Les mains de Ahmet est cassé. (Ahmetin elleri kırık)
Fatma ont les cheveux ondulés (Fatmanın dalgalı saçları var)
Il a grand tête (Büyük kafası var)
Fransızca Ev Eşyaları ve Artikelleri
Aşağıdaki tablolarda farklı başlıklar altında ''mutfak, yatak odası, banyo ve salonda''
bulunabilecek tüm eşyaları bulabilirsiniz.

La Cuisine Mutfak
Le Toasteur Tost Makinası
La Table Masa
Le Robinet Musluk
Le Réfrigérateur Buzdolabı
Le Four Fırın
Le Congélateur Derin Dondurucu
La Micro-onde Mikrodalga
Le Coffre Çöp kutusu
Le Lave-Vaisselle Bulaşık Makinası
La Cuisinère Ocak, Aygaz
La Fourchette Çatal
La Cuillère Kaşık
L'Assiette(feminin) Tabak
Le Verre Bardak
La Cruche Sürahi
La Bouilloire Çaydanlık
La Cuillère à thé Çay Kaşığı
La Cuillère à dessert Tatlı Kaşığı
Le Sucre Şeker
Le Sel Tuz
La Serviette de table Peçete
La Serviette Havlu
Le Poivre Biber
La Bouilloire Kettle
Le Briquet Çakmak
Le Placard Dolap
Le Pain Ekmek
La Corbeille à pain Ekmek Sepeti
Les Mixer Blender
La Casserole Tencere, tava
Le tiroir Çekmece

La Salle de Bain Banyo


La Baignoire Küvet
La Toilette Tuvalet
Les Toilettes Klozet
Le Balai Paspas
L'Évier Lavabo
Le Robinet Musluk
Le Savon Sabun
Le Savon Liquide Sıvı Sabun
Le Porte-savon Sabunluk
La Serviette Havlu
Le Cintre Askı
Le Shampooing Şampuan
Le Gant de Bain Kese
La Machine à laver Çamaşır Makinası
Le Panier à linge Çamaşır Sepeti
La Lame de rasoir Jilet, Traş bıçağı
La Machine à rasage Traş Makinası
Le Sèche-Cheveux Fön Makinası
La Pince Maşa
La Brosse à dents Diş Fırçası
Le Dentifrice Diş Macunu

La Chambre à coucher Yatak Odası
Le Lit Yatak
Le Tapis Halı
Le Fer à Repasser Ütü
La Table à Repasser Ütü Masası
La Courtepointe Yorgan
L'Oreiller(masculin) Yastık
L'Armoire(feminin) Gardrop
La Robe, Les Vêtements Elbise
Le Chevet Komidin

Le Salon Oturma Odası
La Bibliothèque Kitaplık
Le Tapis Halı
Le Siège Koltuk
La Chaise, Le Fauteil Sandalye
La Horloge Saat
Le Sofa, Le canapé Kanepe
Le Cabinet Dolap
Le Rideau Perde
La Fenêtre Pencere
Le Fan, Le Ventilateur Vantilatör
Le Mur Duvar
Le Vase Vazo
L'Aspirateur(m) Elektrik Süpürgesi
La Télévision Televizyon
La Télécommande Uzaktan Kumanda
La Table Masa
Le téléphone Telefon
L'Étagère(f) Raf
La Radio Radyo
Le Bureau Sıra
La Cheminée, Le Foyer Şömine
Le Mirroir Ayna
La Lampe Lamba
La Porte Kapı
L'Ordinateur(m) Bilgisayar
L'Imprimeur(m) Yazıcı
La Souiris Fare
Le Moniteur Monitor
L'Écran(m) Ekran
Le Cintre Askı
La Photo, La Image Resim

Les Autres - Diğerleri
Le Banc, La Banquette Bank
Le Balai Süpürge
La Cheminée Baca
Le Jardin Bahçe
La Clôture Çit
La Herbe Çim
La Tondeuse À Gazon Çim biçme makinası
La Herse Tırmık
Le Meuble Mobilya
Le Robinet Musluk
Le Hamac Hamak
La Maison Ev
L'Ampoule(f) Ampul
Le Gant Eldiven
Le Toit Çatı
La Chambre Oda

FRANSIZCA EV TANITMA
J’habite à la maison avec mon frère. Notre maison de quatre étages. Nous sommes au
deuxième étage. Notre maison est compose de deux chambres, une salle, une cuisine et une
salle de bains.

Dans ma chambre, il ya un lit, un armoire, une bibliothèque, une chaise, une table, une valise,
beaucoup de livres, une horloge murale, deux tapis.

Dans le salon, il ya une télé, une télécommande, deux sièges, deux fenêtres, une table basse,
deux ordinateur une planche à repasser, une aspirateur, cath oreillers.

Dans la cuisine, il ya une machine à laver, un cuisinière, un réfrigérateur, une théière, une
huile, beucoup de verres, plaque, fourchettes et cuillères.

Fransızca Basit Konuşma Diyologu (Conversatin Basique)


Salut! Comment vas-tu ?
Salut je vais bien merci !
Comment t'appelles-tu ?
Je m'appelle Burhan
Enchanté! Quel âge as-tu?
J'ai vingt ans.
D'où viens-tu?
Je viens d'Ankara.
Quest-ce que tu fais ?
Je suis étudiant.
Où habites-tu?
J'habite à Ankara
Est-ce que tu as des frères et sœurs ?
J'ai un frère et une sœur.
Qu'est-ce tu aimes faire ?
J'aime sortir avec mes amis.
J'ai été ravi de faire ta connaissance. A bientôt !
Au revoir !

FRANSIZCA ÇEVİRİ DERSİ ÖRNEK CÜMLELER

À dater de ce jour, les salaires des employés seront révéles.


(Bugünden itibaren memurların maaşı artacak)
Depuis qu'il a dormi, il va mieux encore.
(Uyuduğundan beri daha iyiye gidiyor)
Depuis que le monde est monde, L'inégalité demeure entre les hommes.
(Dünya dünya olduğundan beri insanlar arası eşitsizlik hüküm sürüyor)
Il parler sans arrêt depuis qu'il est venu nous voir.
(Bizi görmeye geldiğinden beri durmaksızın konusuyor)
Depuis que j'avais lu ce livre, mes idées ont changé.
(Bu kitabı okuduğumdan beri düşüncelerim değişti)
Je ne l'ai pas revu depuis que sa femme est morte.
(Karısı öldüğünden beri onu tekrar görmedim)
Tout a changé depuis que vous êtes partis.
(Siz gittiğinizden beri herşey değişti)
Il pleut dès le 20 Mars.
(20 Marttan beri yağmur yağıyor)
Cet homme a travaillé dès l'age 18 ans.
(Bu adam 18 yaşından itibaren/bu yana çalıştı)
J'ai commencé à apprendre cette langue dès mon enfance.
(Bu dili öğrenmeye çocukluğumdan itibaren başladım)
Il s'est mis à neiger dès ce matin.
(Bu sabahtan itibaren kar yağmaya başladı)
Dès le début, il s'est montré hostile au project.
(O başından beri projeye karşı çıktı)
Dès votre arrivée, je cesserai de travailler. (= Quand vous arriverez)
(Geldiğinizden itibaren çalışmayı bırakacağım)
Dès qu'il est arrivé à Rome, il a été recu par le Pape.
(Romaya gelir gelmez Papa tarafından kabul edildi)
Dès qu'il sera arrivé, vous m'avertirez.
(O gelir gelmez bana haber verirsiniz)
Dès que la leçon commence, tout le monde s'est mis a s'endormir.
(Ders başlar başlamaz herkes uyuklamaya başladı)
J'ai bien le droit de prendre du répas dès que j'ai terminé mon travail.
(İşimi bitirir bitirmez dinlenmeye hakkım var)
Il frait frais dès qu'il a plu = Le temps devient plus frais dès qu'il a plu.
(Yağmur yağar yağmaz hava serinliyor)
Dès que la cloche some les élèves sortent.
(Zil çalar çalmaz öğrenciler dışarı cıkıyorlar)
Qui n'entend qu'une cloche n'entend qu'un son.
(Bütün tarafları dinlemeden karar vermemek gerekir)
Dès qu'il fait froid, je mets mon monteau.
(Hava soğur soğumaz montumu giyerim)
Dès que je finis mon devoir, je sors.
(Ödevimi bitirir bitirmez çıkarım)
Dès qu'il est 7 heures, nous partons.
(Saat 7 olur olmaz çıkarız)
Dès qu'il se met à parler, nous quittons la salle.
(O konuşmaya başlar başlamaz salonu terk ederiz)
Dès que le soleil se lève, nous partons.
(Güneş doğar doğmaz gideriz)
Dès qu'il me voit, il me demande de l'argent, c'est pourquoi j'essaie de ne pas le
recontrer.
(Beni görür görmez benden para ister bu yüzden onunla karşılaşmamaya çalışırım)
Dès qu'il commence à pleurer, sa mère se met en colère.
(O ağlamaya başlar başlamaz annesi kızıyor)
Dès que les ottamans avaient conquis un pays, leur civilisation s'y répondait.
(Osmanlılar ne zaman bir ülkeyi fethetseler,medeniyetleri/ uygarlıkları orada yayılıyordu)
A la fin du mois, il partira pour Kars.
(Ayın sonunda Karsa gidecek)
À comtempler la majestueuse maison, nous n'avions aucun doute sur la richesse du
maître du logis.
(Muhteşem evi seyrederken ev sahibinin zenginliği konusunda hiç şüphemiz yoktu)
À regarder les traits de l'homme, on eprouvait de l'épouvante.
(Adamın yüzüne bakınca insan korku hissediyordu)
Quand on reçoit une invitation, il faut repondre tout de suite. = À la réception d'un
invitation)Nomilisation.
(Bir davet alınca hemen yanıt vermek gerekir)
Les cylistes on fait de grands efforts en montant le col.
Les cylistes on fait de grands efforts à la montée du col.
(Bisikletciler dağ geçidini geçerken/çıkarken büyük çaba sarfettiler)
Les vagues perdent leur vigeur quand la nuit tombe.
Les vagues perdent leur vigeur à la tombe de la nuit.
(Gece olunca dalgalar gücünü/canlılığını kaybediyor)
Ils vont s'acheter une maison au bord de la mer en vue de s'y retirer à l'âge.
(Emeklilik devrinde yaşamak için kendilerine deniz kenarından bir ev alacaklar)
Ali s'est marié à l'âge de 30 ans à İzmir.
(Ali 30 yaşında İzmirde evlendi)
J'ai commencé à première école à l'âge de 7 ans.
(İlk okula 7 yaşında başladım)
Après le diner une réception a eu lieu
(Aksam yemeğinden sonra bir resepsiyon oldu)
Le printemps vient après l'hiver.
(Kıştan sonra ilkbahar gelir)
Il marchait après son père.
(Babasının arkasından yürüyordu)
Il est parti après avoir terminé ses affaires.
(İşlerini bitirdikten sonra çıktı)
Après avoir réflechi, je suis sorti.
(Düşündükten sonra çıktım)
Je sortirai après avoir fini mon travail.
(İşimi bitirdikten sonra çıkacağım)
Après avoir vérifié que le feu est vert, traversez.
(Işığın yeşil olduğunu kontrol ettikten sonra geçiniz)
Il a démissioné deux jours après qu'il était eu premier
(Başkan olduktan/seçildikten 2 gün sonra istifa etti)
Nous sommes partis après que nous avions ey l'autorisation.
(İzin aldıktan sonra çıktık)
Il s'est excuse après qu'il était aperçu de son erreur.
(Hatasının farkına vardıktan sonra özür diledi)
Je suis arrivé à la gare après que le train était parti.
(Tren gittikten sonra gara vardım)
J'ai fumé une cigarette après que j'ai déjeuné.
(Öğle yemeğini yedikten sonra sigara içtim)
Après avoir épluché les pommes, coupe-les.
(Elmaların kabularını soyduktan sonra onları kesiniz)
Après etre sorti du théâtre il est allé voir son ami.
(Tiyatrodan çıktıktan sonra arkadaşını görmeye gitti)
Les voleurs ont réussi à prendre la fuite après avoir dérobé une somme d'argent dont le
mortant n'a pas été révélé.
(Hırsızlar miktarı belli olmayan parayı aldıktan sonra kacmayı basardılar)
Les fermiers font du vin après qu'ils ont cueilli des raisins.
(Çiftçiler üzümleri topladıktan sonra şarap yapıyorlar)
Vous me rapportez la bouteille après que vous l'avez vidé.
(Şişeyi boşalttıktan sonra bana getiriyorsunuz)
A l'arrivée de son père, il fallait voirsa joie.
(Babasi geldiğinde sevinişini görmek gerekirdi)
A l'arrivée du professeur à la classe, tous les étudians se sont tus.
(Öğretmen sınıfa girdiğinde bütün öğrenciler sustu)
J'irai aussitôt. (derhal gideceğim)
Je suis sorti aussitôt (tout de suite) par une autre porte pour ne pas le rencontrer.
(Onunla karşılaşmamak için hemen başka bir kapıdan çıktım)
Aussitôt arrivé, il s'est couché.
(Gelir gelmez yattı)
Aussitôt que mes amis arriveront, nous sortirons.
(Arkadaşlarım gelir gelmez çıkarız)
Aussitôt que vous serez prêt, nous sortirons.
(Siz hazır olur olmaz, çıkarız)
Aussitôt que nous avions eu l'autorisation, nous sommes partis.
(İzin aldığımız anda hareket ettik)
Aussitôt qu'il avait fini, il sen alla.
(Bitirir bitirmez uzaklaştı/terketti/çekti gitti)
Aussitôt que le voleur eut vu l'agent de police, il tira sur lui et prit la fuite.
(Hırsız polis memurunu görür görmez ona ateş etti ve kaçtı)
Les coureurs s'élancent aussitot que(des que) le signal a été donné.
(İşaretin verilmesiyle yarışmacılar ileri atılıyor)
Aussitôt qu'il a commence à faire du mauvais temps, certains oiseaux migrateurs
quittent le pays.
(Hava kötüleşmeye başlar başlamaz, bazı göçmen kuşlar ülkeyi terk ederler)
Au bout de trois ans, il commencera l'école matérnelle.
(3 yıl sonra Anaokuluna başlayacak)
Renevez au bout de(dans) une heure.
(1 saat sonra geri dönünüz)
Il arrive au bout de sa carrière.
(Kariyerinin sonuna geliyor)
Au bout de cette route, vous trouverez la maison que vous cherchez.
(Bu yolun sonunda aradığınız evi bulacaksınız)
Dans le courant de: süresi içinde, süresinde
Dans le courant de cete semaine, il y aura une mobilisation ouvrière à Istanbul.
(Bu hafta içince Istanbulda bir işçi eylemi olacak)
Dans le courant de cette année, il ne s'agit pas d'augmentation des salaires.
(Bu yıl içinde, maaş artışı söz konusu değil)
Ahmet Kutsi Tecer est un poète et écrivain de théâtre très célèbre.
(Ahmet Kutsi Tecer tanınmıs bir şair ve tiyatro yazarıdır)
La littérature est l'expression éctire ou orale des sentiments et des idées, d'une façon
artistique.
(Edebiyat, duygu ve düşüncelerin yazılı ve ya sözlü olarak anlatıldığı sanatsal bir ifade
şeklidir)
L'art et l'effort d'honorer la vie et de la rendre plus significative.
(Sanat, hayatı daha onurlu ve daha anlamlı kılma çabasıdır)
En se simplifiont avec les motifs locaux, le texte n'a pas perdu son universalité.
(Yerel motiflerle sadeleştirilmiş metinler evrenselliğini kaybetmez)
Ce jour-là, il a beaucoup joué au football, il n'a peut-être pas pu se lever du lit.
(O gün o kadar çok futbol oynadı ki, yataktan kalkamamış olabilir)
Considérons/Supposons que l'au a jaillit de 20 mètres de profondeur, qu'allons-nous
faire après ?
(Varsayıyoruz ki su yerin 20 metre altından fışkırıyor, ne yapabiliriz ki ?
Cette année aussi, tu ne vas pas réussir l'examen.
(Bu sene de sınavı geçemeyeceksin)
Si vous le permettez, nous discuterons ce sujet plus tard.
(Eğer izin verirseniz/Müsaade ederseniz bu konuyu daha sonra tartışacağız)
C'est un étudiant laborieux/studieux.
(Çalışkan bir öğrencidir)
Les livres sont les moyens de renseignement/d'information des humains.
(Kitaplar, insanları bilgilendiren bir kaynaktır)
Il n'a pas été insisté sur les personnages/types, ceux-ci sont restés comme une image pâle.
(Kişilikler üzerinde durulmadı, bunlar soluk bir resim gibi kaldı)
Il ne pourra revenir, à cause des raisons connues
(Bilinen sebeplerden dolayı geri gelmeyebilir)
L'arbitre directeur es le chef des arbitres qui dirigent les jeux ou les concours.
(Baş hakem, oyunları ve yarışmaları yürüten hakemlerin başıdır)
Il n'a pas été fait attention à la traduction, surtout les sens ont disparu.
(Çeviriye dikkat edilmedi, özellikle anlamlar kayboldu)
Il a une très bonne fondation, il peut surmonter ces types de problèmes.
(Çok iyi bir temeli var, bu tür problemlerin üstesinden gelebilir)
Le poème lyrique est un type de poème dans lequel les sentiments sont exprimés d'un
façon frappante et enthousiaste.
(Lirik şiir, duyguların etkili ve coşkulu bir şekilde ifade edildiği bir şiir türüdür)
Je vous dis cela à seule fin de vous informer.
(Bunu size sadece bilgilendirmek amacıyla söylüyorum)
En fin de journée, je prends un thé.
(Günün sonunda bir kahve alırım)
En fin de semaine, il va au théâtre
(Hafta sonunda tiyatroya gidecek)
En fin d'après midi, il boit d'habitude un café.
(Öğleden sonra genellikle kahve içiyor)
En fin de séance. Il y a eu un débat.
(Seans sonunda bir tartışma oldu)
Je vous le dit encore une fois.
(Size bunu birkez daha söylüyorum)
Chaque fois qu nous voulons sortir. Il pleur.
(Ne zaman dışarı çıkmak istesek yağmur yağıyor)
Chaque fois qu'il commençait à crier, tout le monde regardait par le fenêtre.
(Ne zaman ağlamaya başlasa herkes ona pencereden bakardı)
Une fois guéri , je recommercerai à travailler
(İyileşir iyileşmez çalışmaya tekrar başlayacağım)
Il ne faut pas courir des lièvre à la fois.
(İki karpuz bir koltuğa sığmaz)
Pour une fois, il est à l'heure.
(Bir defalık o dakik)

Menu de pied de page

Vous aimerez peut-être aussi

Fransızca Pratik Cümleler

En yakın benzin istasyonu nerede?Ou se trouve la station de service la plus proche?U sö truv la stasyon dö servis la plü proş ?On beş litre normal/ süper benzin istiyorum.Je voudrais quinze litres d’essence normal / super.Jö vudre kenz litr dessens normal / superDepoyu doldurun.Le plein, s’il vous plait.Lö plen, silvuple.Yağ ve su seviyesini / aküyü / frenleri / hidroliği kontrol edermisiniz?Vérifiez le niveau d’huile et d’eau / la batterie / les freins / l’huile hydrolique svp?Verifiye lö nivo düvil e lo / la batri / le fren / lüvil idrolik silvuple?Bu patlak lastiği tamir edermisiniz?Pourriez-vous me reparer ce pneu crevé?Purriye vu mö repare sö pnö krev?Lastiği değiştirir misiniz lütfen?Pouvez-vous changer ce pneu, s’il vous plait?Pule vu şanje sö pnö ,silvuple?Sorun nedir?Qu est-ce qu il y a?Keskilya?Çalışmıyor.Je n’arrive pas a demarrer.Jö narrivpaza demarreAkü bitmiş.La batterie est à plâtLa batri etapılaMotor hararet yapmış.Le moteur est surchauffé.Lö motör e sürşofeBenzin bitti.Je suis en panne seche.Jösüi an pan seşBana Yardım edebilir misiniz?Pouvez-vous m’aider?Puve vu mede?Özür dilerim, arabam bozuldu telefonunuzu kullanabilirmiyim lütfen?Excusez –moi, je suis tombe en panne. Puis-je me servir de votre télèphone?Eksküze mua ,jösvi tombe an pan. Püij mö servir dö votr telefon ?Bir tamirci gönderebilir misiniz?Pouvez-vous envoyer un mecanicien?Puve vu anvuaye ön mekanisiyen?Ne kadar sürer?Combien de temps cela prendra-t-il?Kombiyen dö tan söla prandratil?Farlar.Les phares.Lefar.Marş.Le démarrage.Lö demarraj.Vites kutusu.La boite à vitesseLa buat dö vites.Karbüratör.Le carburateur.Lö karbüratörDinamo.La dynamo.La dinamoDireksiyon.La direction.La direksiyon.Frenler.Les freins.Le frein.Debriyaj.I’embrayage.Lambroyaj.Elektrik tertibatı.I’ınstallation électrique.Lenstallasyon elektrik.Yağ basıncı.La pression d’huileLa presyon düilSoğutma.Le systeme de refroidissement.Lö sistem dö refruadisman.Aktarma.La transmission.La transmisyon.Yarım saat / bir saat içinde geliyorum.Je reviens dans une demi-heure / une heure.Jö röviyen danzün dömi ör / ün ör.Hemen yapabilir misiniz?Pouvez-vous faire cela tout de suite?Puvevu fer söla tutsüit ?Neden yapamaz sınız?Pourquoi vous ne pouvez pas le faire?Purkua vun puve pa lö fer?Gerekli yedek parçalar sizde var mı?Avez vous les pieces de rechange necessaires?Ave vu le piyes dö röşanj nesesser ?monash.pw kadar gitmemi sağlayacak kadar gitmemi sağlayacak bir şeyler yapabilir misiniz?Bon. Pouvez-vous m’arranger ça pour que je puisse aller jusqu’a&#;.?Bon. Puve vu maranje sa purkö jöpüis alle juska &#;.?Hayır, arabayı bu halde kesinlikle kullanamazsınız.Non, vous ne pouvez absolument pas conduire une voiture dans cet état.No, vunpuve absolümanpa kondüir ün vuatür dan set etaHer şey tamir edildi mi?Tout est réparé?Tute repare?Ne kadara mal olacak.Combien cela va-t-il coûter?Kombiyen söla vatil kute?Postane ne tarafta?İndiquez-moi le bureau de poste, sil vous plait?Endike mua lö büro dö post,silvuple?Buralarda bir telefon var mı?Ya-t-til un téléphone par ici?Yatil ön telefon par isi?Telefonunuzu kullanabilir miyim?Est-ce que je peux me servir de votre téléphone?Eskö jö pö mö servir dö votr telefon?Telefon kartı istiyorum.Je voudrais une carte téléphonique.Jö vudre ün kart telefonik.Benim için bu numarayı arayabilir misiniz?Pourriez-vous m’appeler ce numéro?Purriye vu maple sö nümero?Telefon rehberiniz var mı?Avez-vous un annuaire?Ave vu ön annüerNumarayı çevirin.Composez le numéro.Kompoze lö nümeroAlo ben&#;Allo, c’est&#;.Alo,se&#;Hangi numarayı aradınız?Quel numéro avez-vous appellé?Kel nümero ave vuzaple?Üzgünüm, yanlış numara.Désolé, faux numéro.Dezole fo nümero&#;. Ile konuşmak istiyorum.Je voudrais parler à&#;Jö vudre parle a &#;Bana&#;&#; yı verebilir misiniz?Pourriez-vous me passer&#;?Purriye vu mö passe &#;?Kim arıyor?Qui est à l’appareil?Kie a laparey?Ayrılmayın,Ne quittez pas,Nö kittepa.Şu anda burada değil,II est absent pour le moment,Il e absan pur lö moman.Lütfen aradığımı söyleyin. Adım&#;Veuillez lui dire que j’ai appele. Mon nom est&#;Vöyye lui dir kö je monash.pw nom e&#;Beni aramasını söyler misiniz?Veuillez lui demander de me rappeler?Vöiyye lui dömander dömö raple?Sizi arıyorlar.On vous demande au telephone.On vu dömand o telefon.İşte numaram.Voici mon numéro.Vuasi mon nümero.Çok yavaş tekrarlar mısınız?Pourriez-vous répèter cela très lentement?Purriye vu röpete söla tre lantöman?Dolar bozdurmak istiyorum.Je veux échanger de dollar.Jö vö eşanje de dollar.Kredi kartımdan para çekmek istiyorum.Je voudrais tirer de l’argent sur ma carte bancaire.Jö vudre ütilize ma kart pur avuar dölarjan.Kimlik göstereyim mi?Est-ce que je vous montre une pièce d’identité?Eskö jö vu montre bezuan dün piyes didantite?Para çekmek.Retirer de l’argent.Rötire dölarjan.Makbuz.Un reçu.Ön rösü.Polis.Police.Polis.İtfaiye.Pompier.Pompiye.Nöbetçi doktor.Médecin de garde.Medsen dö gard.Acil durumlar.Urgences.Ürjans.Konsolosluklar.Consulats.Konsüla.Büyükelçilikler.Ambassades.Ambassad.Havayolu.Voie aérienne.Vua aerienYılbaşı.Jour de I’An.Jur dö lan.Noel.Noël.Noel.Milli bayram.Fête nationale.Fet nasyonal.Kuzey.Le Nord.Lö nor.Güney.Le Sud.Lö süd.Doğu.L’Est.Lest.Batı.L’Ouest.Luest.Neresi?Où?UDümdüz ileri.Tout droit.Tu drua.Ön.Devant.Dövan.Arka.Derrière.Deriyer.Solda.A gauche.A goş.Sağda.A droite.A druat.Karşısında.En face.An fas.Yanında.A cotéA kote.Ters yönde.Dans le sens inverseDan lö sans envers.Tam burası.C’est juste iciSe just isi.Orada.C’est la-basSe laba.İleride.C’est aprèsSet apre.Yanlış yoldasınız.Vous êtes sur la mauvaise directionVuzet sür la movez direksiyon.Geri dön.RetournezRöturne.İlk / ikinci ışıklara kadar gidin.Allez jusqu’au premier / deuxiéme feuxAlle juko prömiye / döziyem karfurIşıklardan sola girin.Tournez à gauche après les feuxTurne a goş apre le fö.Bir sonraki köşeden sağa dönün.Tournez à droite au prochain coin de la rue.Turne a druat proşen kuan dö larü ... yolunu takip edin.Prenez la route de.Prene la rut dö..Dikkat tehlike.Attention, danger.Attansiyon / danje.Ölüm tehlikesi.Danger de mort.Danje dö mor.Park yasağı.Defense de stationnementDefans dö stasyonman.Tek yön.Sens interdit.Sans interdi.Sigara yasağı.Défense de fumer.Defans dö fümeSelf servis.Self-service.Serve vuDanışmaya müracaat edin.Adressez vous au bureau d’informationAdresse vu o büro denformasyon.Sıraya girin.Faites la queue.Fet la köForm doldurmak.Remplir le formulaire.Ramplir lö formülerRahatsız etmeyin.Ne pas déranger.Nö pa deranje.Girmek yasak.İnterdiction d’entrerEnterdiksiyon dantreMeşgul / boş.Occupé / libre.Oküpe / libr.Özel.Privé.Prive.Avlanmak yasak.Chasse interdite.Şas enterdi.Yavaşlayın.Ralentissez.Rölantisse.Dokunmayın.Ne pas toucher.Nöpa tuşe.Farlarınızı yakın.Allumez vos phares!Alüme vo far.SEYAHATNe ile seyahati tercih ediyorsunuz?Avec quel moyen de transport préférez-vous voyager?Avek kel mua yen dö transpor prefere &#; vu voyaje?Uçakla.Par avion.Par aviyonCharter uçuşla.Par vol charter.Par vol şarteTrenle.Par le train.Par lö trenOtobüsle.Par autobus.Par otobusKarar vermeden önce bir karşılaştırma yapsam iyi olur.Je voudrais comparer, avant de me décider.Jö vudre kompare avan dö mö desideUlaşım ve konaklama da dahil mi?Est-ce que le transport et l’hébergement y est compris?Eskö lö transpor e leberjöman ie kompri?Orada araba kiralayabilir miyim?Peut-on louer une voiture sur place?Pöton lue ün vuatür sür plas?Hayır, kendi imkanlarınızla gelmeniz gerekiyor.Non, vous devez venir par vos propres moyens.No,vu döve vönir par vo propr muayen.Otobüs, tren, metro veya taksiyle gidebi-lirsiniz.Vous pouvez aller en bus, en metro, en train ou en taxi.Vupuvealle anbüs,anmetro ,an tren,antaksiTahminen ne kadar tutar? Sterlin, frank, mark, lira.Combien faut-il prevoir? Pounds / francs / marks / livres.Kombiyen fotil prevuar? Paund / frank / mark / livr.Öğrenci indirimi var mı?Avez-vous une réduction étudiant?Avevu ün redüksiyon etüdiyan?Öğrenci kimliği yanınızda ise.Si vous avez votre carte d’étudiant.Si vuzave votr kart.Hangi havayolu şirketi?Quelle compagnie aérienne?Kel kompanyi aerien?Buyrun biletim ve bagajım.Voici mon billet et mon bagage.Vuasi mon biyye e mon bagaj?Birlikte seyahat ediyoruz.Nous voyageons ensembleNu vuayajon AnsamblPasaport kontrolü nerede yapılıyor?Où se fait le control de passeport?Se u lö kontrol dö paspor?Ayrıca para ödemem gerekiyor mu?Est-ce que je dois payer un supplément?Eskö jö dua peye ön süpleman?Sadece el çantam var.Je n’ai que mes bagages à main.Jö nekö me bagaj amen.Uçak ne zaman kalkıyor?A quelle heure décole L’avion?A kel ör dekol lavion?Uçağı kaçırdım.J’ai raté mon avion.Je rate mon aviyon.Bir sonraki uçağa mutlaka binmeliyim, çok önemli görüşmelerim var.Je dois absolument prendre le prochain vol, jai des entretiens très importantJö dua absolüman prandr lö proşen vol, je dezantrötien tirezemportanFırtına yüzünden uçuş ertelendi.Le vol a été annulé à cause de la tempête.Lö vol aete annüle akoz döla tampet.Kötü hava koşulları yüzünden.A cause des mauvaises conditions météorologiques.Akoz de movez kondisyon meteorolojikBuralarda bar var mı?Est-ce qu’il y a un bar dans le coin?Eskilya ön bar dan lö kuen?Kayıp eşya bürosu nerede?Où se trouve le bureau des objets trouvés?U sötruv lö büro dez obje truve?&#;.uçağı geldi mi?Est-ce que l’avion de &#;&#;monash.pw arrivé?Eskö lavion dö &#;&#;&#; e arrive ?Gümrük ne tarafta?Où est la douane?Ue la duan?Yanlışlık olmuş, özür dilerim.C’est une erreur, je suis désolé.Se tün errör, jösvi dezoleSigara ve parfüm alacaktım.Je voudrais acheter des cigarettes et du parfum.Jö vudre aşte desigaret edü parfümNe kadar ödüyorum?Combien est-ce que je paye?Kombiyen eskö jö pey?Sorun nedir?Que se passe-t-il?Köse pastil?Hava nasıl?Quel temps fait-il?Keltan fetil?Çok naziksiniz.Vous êtes très gentil.Vuzet tre jantiy.Birlikte birşeyler içelim mi?Pouvons-nous prendre un verre?Puvon nu prandr ön ver?Merdivenden / asansörden çıkın.Prenez l’escalier / l’ascenseur.Prene leskaliye / lasansör.Bagajımı kaybettim.J’ai perdu mon bagage.Je Perdü mon bagaj.Deri, üstten fermuarlı.En cuir, avec fermoir de haut en basAn küvir,avek fermuar deo anba.Büyük sırt çantası.Un grand sac à dos.Setön gran sak odo.Biraz yavaş konuşabilir misiniz sizi anlamıyorum?Est-ce que vous pouvez parlez moins vite, je n’arrive pas à vous comprendre?Eskö vu puve parle muanvit jö narriv pa a vu komprendr?Taksi durağı nerede?Où est le station de taxis?U e lö stasyon dö taksi?Bir taksi çağırabilir misiniz?Pouvez vous appeler un taxi?Puvevuzaple ön taksi?Çıkış nerede?Où est la sortie?U e la sorti?Ne kadar?Cest combien?Se kombiyen?Yanlızca gidiş bileti alacaktım.Un billet aller simple,s’il vous plait.Ön biyye alle sempl, silvuple.İndirim kartım var.J’ai une carte de réduction.Je ün kart dö redüksiyon.Nereye gidecektiniz?Où desirez-vous aller?U dezire vu alle?Hangi trenle?Par quel train?Parkel tren?Treniniz 8 nci perondan kalkacak.Votre train partira du quai noVotr tren partira düke nümerovit.Kaç çocuk var?Combien d’enfant y-a-t il?Kombiyen danfan yatil?2 büyük, 4 de çocuk var.Il y a deux adultes et quatre enfants.Ilya dözadült e katranfan.Sayıları bilmiyorum yazabilir misiniz?Je ne connais pas les chiffres, pourriez-vous les ecrire?Jönkonnepa leşifr, purriye vu lezekrir?Tren nereden kalkıyor?D’où part le train?Du par lö tren?Tren&#;garı, 7 nci perondan kalkıyor.Le train part de la gare &#;&#;&#;du quai noLö tren par döla gar .. Ke nümero set.Ne kadar zamanda?Dans combien de temps?Dan kombiyen dö tan?Bir saat içinde?Dans une heure?Danzün ör?Umarım yetişiriz.J’éspère que nous serons a l’heure.Jesper kö nusöron alör.Bekleme salonu.La salle d’attente.La Sal dattant.Tuvalet.Les toilettes.Le tualet.Özür dilerim, pardon.Excusez-moi, pardon.Eksküze mua, pardon.&#;&#;.den geliyorum.Je viens de &#;Jövien dö &#;Arabadan iner misiniz?Descendez du véhicule?Desande dü veyikül?Evraklarınız lütfen.Vos papiers,svp.Vo papiye, silvuple.Yaşınız tutmuyor.Vous êtes mineur.Vuzet minör.Ne kadar kalacaksınız?Quelle est la durée de votre séjour?Kele ladüre dö votr sejur?Bir hafta.Une semaine.Ün sömen.Bir hafta sonu.Un weekend.Ön vikend.Bir ay.Un mois.Ön mua.Birkaç gün.Quelques jours.Kelkö jur.Nerede kalacaksınız?Où serez-vous logé?U sörevu loje?Otelde.A I’hôtel.A lotel.Seyahat amacınız nedir?Quel est le but de votre voyage?Kele löbü dövotr vuayaj?İş.Affaire.Affer.Tatil.VacancesVakansZiyaret.Visite.Vizit.Turizm.Tourisme.Turizm.Eğitim.Formation.FormasyonDilimizi konuşabiliyor musunuz?Pouvez-vous parler notre langue?Puve vu parle notr lang?Biraz.Un peu.Ön pö.Ne kadar paranız var?Combien d’argent avez-vous?Kombiyen darjan avevu?Çantanızda ne var?Qu’avez-vous dans votre sac?Kavevu dan votr sak ?Bu kutunun içinde ne var?Qu’est-qu’il y a dans cette boite?Keskilya dan setbuat?Harabeler.Les ruines.Lerüin.Saray.Le chateau.Lö şato.Kanalizasyon.Les catacombes.Lekatakomb.Şehir merkezi.Le centre ville.Lö santr vil.Mezarlık.Le cimetière.Lö simetiyer.Kilise.L’église.Legliz.Sergi.L’éxposition.LekspozisyonKale.La forteresse.La fortöres.Alışveriş merkezi.Le centre commercial.Le santr komersiyal.MağaraLa grotte.La grot.Göl.Le lac.Lö lak.Rıhtım.Le quai.Le ke.Anıt.Le monument.Lö monüman.Cami.La mosquée.La moske.Müze.Le musée.Lö müze.Park.Le parc.Lö park.Liman.Le port.Lö port.Meydan.La place.La plas.TapınakLe temple.Lö tampl.Kabir.La tombe.La tombe.KuleLa tour.La tur.Neler yapmaktan hoşlanırsınız?Qu’est-ce que vous aimez comme activité?Keskö vuz eme com aktivite ?&#;&#;.den hoşlanırım.Je m’intéresse à&#;.Jö menteres a&#;Resim.La peinture.La pentür.Mimarlık.I’architécture.Larşitektür.Sanatın her dalından.De toutes les branches de l’art.Dö tut le branş dö lar.Tarih.I’histoire.Listuar.Coğrafya.La géographie.La jeografi.Doğa.La nature.La natür.İnsanlar.Les gens.Le jan.Sosyoloji.La sociologie.La sosyolojiNufus bilim.La démographie.La demografi.Politika.La politique.La politik.Spor.Les sports.Le spor.El sanatları.I’Artisanat.LartizanaAv.La chasse.La şasVahşi yaşam.La vie sauvage.Lavi sovaj.Farklı kültürler.Les différentes cultures.Le differant. kültürBilim.Les sciences.Le siyans.Geziler düzenliyor musunuz?Organisez-vous des voyages?Organize vu dez voyaj?Turistlerin akın etmediği yerlere gitmek istiyorum.Je cherche les endroits non-fréquentes par les touristes.Jö şerş lezandrua no frekante par le turist.Önerebileceğiniz bir 3 günlük turunuz var mı?Est-ce que vous avez un voyage de trois jours à conseiller?Eskö vuzave ön voyaj dö truva jur a konseye?Fotograf çekmek serbest mi?Peut-on prendre des photos?Pöton prandr de foto?Buranın en popüler diskoları hangileri?Quelles sont les discothéques les plus frequentés ici?Kel son lediskotek leplü frekante isi?Spor yapmak istiyorum, seçeneklerim neler?Je veux faire du sport,quelles sont mes possibilites?Jö vö fer du spor,kel son me posibilite?Otobüsler gece de işliyor mu?Est-ce que les bus sont en service pendant la nuit?Es kö le büs son tan servis pandan la nüi?Bana bir araba kiralama şirketi önerebilir misin?Pouvez-vous me conseiller une agence qui loue des voitures?Puve vu mö konseyye ün ajans ki lu de vuatür?Plajlar buraya uzak mı?Est-ce que les plages sont loin d’ici?Eskö le plaj son luen disi?Otobüs durağı nerede?Où est l’arrêt de bus?Ue lare döbüs?Otobüs şehir merkezinden geçiyor mu?Est-ce que le bus passe par le centre ville?Es kö lö büs pur lö santr vil?Ne kadar?Combien ça coûte?Kombiyen sakut?Nerede satılıyor?Où est-ce qu’on vend?U eskon van?&#;gitmem için hangi durakta inmem gerekiyor?A quel arrêt dois-je descendre pour aller à&#;&#;&#;&#;?Kan duaj dessandr pur alle a &#;?Üçüncü durakta ineceksiniz.Descendez au troisième arrêt.Desande o truvaziyem areİlk otobüs kaçta?A quelle heure passe le premier bus?A kelör pas lö prömiye büs pur?Son otobüs kaçta?A quelle heure est le dernier bus?A kelör e lö derniye büs?Bu otobüs&#;&#;&#;&#;dan geçiyor mu?Est-ce que ce bus passe par&#;&#;&#;&#;?Eskö sö büs pas par&#;&#;?İneceğim yerde bana haber verebilir misiniz?Pourriez-vous m’avertir là où je dois descendre?Purriye vu mavertir la u jö dua desandr?Şu adrese gideceğim.Je vais a cet adresse.Jöve aset adres.Hemen dönerim.Je reviens tout de suite.Jö rövien tutd süitBiletiniz nerede?Où est votre billet?Ue votr biyye?Atmışım.Je l’ai jete.Jö le jete.Saklamam gerektiğini bilmiyordum.Je ne savais pas que je devais le conserver.Jö nö save pa köjödöve lö konserve?Ne oluyor?Que se passe-t-il?Kös pas tilNeden duruyoruz?Pourquoi le metro s’arrête-t-il?Purkua lö metro sarettil?Yanınıza oturabilir miyim?Puis-je m’assoir à coté de vous?Püij masuar akote dövu?Şurada yazan adrese gitmek istiyorum. Nerede inmem gerekir?Je vais à cette adresse. pouvez-vous la lire et me dire ou descendre?Jöve asetadres puvevu lalir e mödir udessandr ?Güzergahı haritada gösterebilir misiniz?Pouvez-vous me montrer i’itineraire sur cette carte?Puvevu mö montre litinerer sür set kart?Nerede bisiklet kiralanıyor?Ou loue-t-on des velos?U luton de velo?Araba kiralamak istiyorum.Je voudrais louer une voiture.Jö vudre lue ün vuatür.Küçük bir araba.Une petite voiture.Ün pötit vuatür.Ortalama bir araba.Une voiture moyenne.Ün vuatür muayyen ?Büyük bir araba.Une grande voitureÜn grand vuatür.Günlük tarife nedir?Quel est le tarif?Kele lötarif?Burayı imzalayın.Signez ici.Sinye isi...&#;e nasıl gidebilirim?Pourriez-vous mi’ndiquer la route de&#;?Purriye vu mendike la rut dö &#;?Şu harita üzerinde nerede olduğumu gösterebilir misiniz?Pouvez-vous me montrer sur cette carte ou je me trouve?Puvevu mö montre sürset kart ujömö truv?&#;buraya ne kadar uzaklıkta?&#;est a quelle distance d’ici?&#;Eta kel distans disi ?Yanlış yoldasınız.Vous vous êtes trompé de route.Vuvuzet trompe dö rutBuralarda ucuza kalabileceğimiz bir yer var mı?Yat-il un logement pas trop cher par ici?Yatil ön lojman patroşer parisi?Dümdüz devam edin.Continuez tout droitKontinüye tu drua.İlerde solda.Cest là-bas à gauche.Se laba agoş.Sağda.A droite.A druat.Trafik ışıklarından sağa/sola dönün.Tournez à gauche / à droite au feuTurne a goş / a druat ofö.Pardon buraya park edebilir miyim?Pardon, puis-je me garer ici?Pardon,püij mö gare isi?Arabamız bozuldu.Notre voiture est tombé en panne.Notr vuatür e tombe anpan.Kaybolduk.Nous sommes perdus.Nusom Perdu.Burada bekleyin, yardım getireceğim.Attendez ici, je vais vous chercher du secoursAttande isi, jöve vu şerşe dü sökur.Arabayla / yürüyerek ne kadar zamanda varırız.Combien de temps est-ce que cela prend en voiture / a pied?Kombiyen dö tan eskösöla pran an vuatür / apiye?

Fransızca Günlük Konuşma Cümleleri ve Anlamları 

Fransızcaya ihtiyaç duyacağınız bir seyahat mi planlıyorsunuz ya da pratik cümlelere mi ihtiyaç duydunuz? Fransızca hakkında biraz bilgi sahibi olmak isteyenler, günü kurtarmak isteyenler için doğaçlama bir pratik yapma zamanı. En çok kullanabileceğimiz ya da acil bir durumda ihtiyaç duyabileceğimiz cümleleri öğrenmeye hazır mısınız?

Fransızca Günlük Rutin Cümleleri 

Günlük konuşma dilinde Fransızca ''Bonjour''demeniz ''günaydın, tünaydın, iyi günler, merhaba'' anlamlarının hepsini karşılayacaktır, rahatlıkla kullanabilirsiniz. Bunu akşama çevirirsek de ''Bonsoir'' diyerek iyi akşamlar dileyebilirsiniz. Ve diğer bir selamlaşma kalıplarından örnek de ''Bonne nuit'' yani''iyi geceler''olacaktır. Bu kalıplar selamlaşmanız için yeterli olacak rutin konuşma cümleleridir.

Selamlaşıp ufak bir sohbetin belini kırdıysak sıra vedalaşmada.''Au revoir'' yani bizim dilimizde ''güle güle'' diyerek sohbetinizi noktalayabilirsiniz. Bir de bizlerin kullanmayı çok sevdiği iki kalıba değinelim. ''Hoş geldiniz'' demek için ''Soyez la Bienvenue'', '' hoş bulduk'' için de ''merci'' kelimelerini kullanabilirsiniz. Tabi burada ''merci'' kelimesinin teşekkür anlamı da olduğunu belirtelim.

En basit kelimelerimizi de es geçmek istemeyiz. Evet ya da ''oui'' mi diyelim? Hayır diyorsanız da ''non'' tercih edilebilir tabii. Fransızcanın her zaman en kibar dillerden biri olduğunu düşünmüşümdür. Rica cümlelerinde de sıklıkla kullanılan''lütfen'' kelimesi de önemli bu yüzden. Ben lütfen diyeyim siz ''S’il vous plait''.

İlgili eğitim:Fransızca Kursu (A1)

Fransızca Günlük Kelimeler

Gün içinde ailenizle, sevdiklerinizle veya iş arkadaşlarınızla konuştuğunuz şeyleri düşünün ve en çok kullandığınız cümleleri, fiilleri anımsayın. Biz biraz düşündük ve en’ler listesi hazırladık, hemen göz atalım.

  • Affedersiniz. (Excusez-moi.)

  • Teşekkür ederim. (Merci.)

  • Bir şey değil. (De rien.)

  • Anlıyorum. (Je comprends.)

  • Anlamıyorum. (Je ne comprends pas.)

  • Biliyorum. (Je sais.)

  • Bilmiyorum. (Je ne sais pas.)

  • Ben acıktım. (J’ai faim.)

  • Susadım. (J’ai soif.)

  • Yoruldum. (Je suis fatigué.)

  • İstiyorum. (Je veux.)

  • İstemiyorum. (Je ne veux pas.)

  • Nasılsın? (Comment ça va?)

  • Bugün işte olacağım. (Je serai au travail aujourd'hui.)

  • Tüm gün evde olacağım. (Je serai à la maison toute la journée.)

  • Ne yapıyorsun? (Que faites-vous?)

  • Dışarı çıkıyorum. (Je vais sortir.)

  • Yemek yapıyorum. (Je cuisine.)

Acil Durumda İhtiyaç Duyulabilecek Cümleler

Acil durum, yanınızda çeviri yapabileceğiniz bir araç yok ne yapacaksınız? Size önerimiz en azından hayati durumlarda söyleyebileceğiniz birkaç cümleyi hafızanıza almanız. Başımıza dilini iyi bilmediğimiz bir ülkede neler geleceğini bilemeyiz değil mi? Önerimizi dikkate alın ve acil durumda neler söyleyebiliriz hemen bakalım.

  • Au secours! (İmdat!)

  • C’est important. (Önemli)

  • O an çok önemli bir şey söylemeniz gerekiyordur veya birinden sırasını rica edeceksinizdir. Kalıbımızı kullanarak durumunuzun ciddiyetini özetleyip inisiyatif almaya çalışabilirsiniz.

  • Aidez-moi. (Yardım edin)

Acil bir durumla karşılaştığınızda ve yardıma ihtiyacınız olduğunda bu kalıbı kullanırsanız size karşılığında ''Attendez ici, je vais vous chercher du secours'' denilebilir. Eğer buna benzer bir şeyler duyar ve anlamaya çalışırsanız aklınızda bulunsun, ''Burada bekleyin, yardım getireceğim'' anlamına geliyor.

  • Appelle la police! (Polisi arayın!)

  • Eğer telefona erişim sağlarsanız ve acil bir durum söz konusuysa hemen Fransa’da arayabileceğiniz numaraları da belirtelim. Polisi aramak için veya 17’yi, ambulans için 15 ve itfaiye için de 18’i tuşlayabilirsiniz.

  • Je suis perdu. (Kayboldum)

  • Rotanızı mı şaşırdınız? Birine kayboldum kalıbımızı kullanarak durumunuzu en kısa yoldan söyleyebilirsiniz. Şimdi diyorsunuz ki söylediğimiz kişinin verdiği karşılığı nasıl anlayacağız? Ona da hemen bir önerimiz var, hadi jestlerimizi kullanalım! Elinizde muhtemelen bir harita olacaktır ki bilmediğiniz bir yerde gezintiye çıktıysanız ya teknolojinin nimetlerini ya da minik bir harita taşımanızı şiddetle tavsiye ediyoruz. Her neyse konumuza dönecek olursak ''Pourriez-vous m’indiquer la rue sur la carte?'' diyerek haritada yolu göstermesini rica edebilirsiniz.

  • Je me suis fait voler. (Soyuldum)

  • J'ai eu un accident. (Kaza geçirdim)

İhtiyaç Duyabileceğimiz Fransızca Günlük Diyaloglar

Fransızcam çok iyi değil veya Fransızca öğrenmek istemiyorum sadece pratik birkaç şey bilsem yeterli mi diyenlerdensiniz? Şehirde kaybolup merkezi sormak istediğinizde, acil durum sinyali alıp lavaboya ihtiyaç duyduğunuzda, saatten bihaber olduğunuzda, çıkışı kaybettiğinizde ve daha nice durumda hemen bu yazımızı hatırlayın. Sizlere pratik cümleler bulduk, buyrun.

  • Où sont les toilettes? (Tuvalet nerede?)

  • Comment puis-je aller au centre ville? (Şehir merkezine nasıl gidebilirim?)

  • Pourriez vous m’aider, s’il vous plait. (Lütfen bana yardım edebilir misiniz?)

  • Pourriez vous m’indiquer la gare? (Bana istasyonu tarif edebilir misiniz?)

  • Quelle heure est-il? (Saat kaç?)

  • C’est combien? (Fiyatı nedir?)

  • Excuse-moi, où est la station de métro la plus proche ? (Pardon, en yakın metre durağı nerede acaba?)

  • Pouvez-vous parler plus lentement ? (Biraz yavaş konuşabilir misiniz?)

  • Ya-t-til un téléphone par ici? (Buralarda bir telefon var mı?)

  • Est-ce que je peux me servir de votre téléphone? (Telefonunuzu kullanabilir miyim?)

  • Où est la sortie? (Çıkış nerede?)

  • Je ne connais pas les chiffres, pourriez-vous les ecrire? (Sayıları bilmiyorum yazabilir misiniz?)

  • Pouvez-vous montrer ce mot dans le dictionnaire? (Bu kelimeyi sözlükte gösterebilir misin?)

  • Peut-on prendre des photos? (Fotoğraf çekmek serbest mi?)

  • Où est-ce qu’on vend? (Nerede satılıyor?)

  • Pourriez-vous m’avertir là où je dois descendre? (İneceğim yerde bana haber verebilir misiniz?)

Haydi, Bir Diyalog Canlandıralım!

Tabii yazıyı yazarken kendimle baş başa olduğum için bana göre monolog sizlere göre diyalog canlandıracağız şimdi. Cümleleri temel seviyede tutmaya çalıştık, haydi başlayalım.
-Bonjour Amelie, je suis Beyda comment-allez -vous? (Merhaba Amelie, ben Beyda nasılsınız?)
-Enchanté de faire votre connaissance. Bien, merci. (Tanıştığıma memnun oldum. İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?)
-Je suis enchanté moi aussi. Bien, merci. Je viens en France pour la première fois. Merci d'avance de m'aider. (Ben de memnun oldum. İyiyim, teşekkürler. Fransa’ya ilk defa geliyorum. Bana yardımcı olacağınız için şimdiden teşekkür ederim.)
-De rien. Où souhaitez-vous commencer notre voyage? (Rica ederim. Gezimize nereden başlamak istersiniz?)
-J'ai toujours voulu voir le musée du Louvre. Pouvons-nous partir de là? (Her zaman Louvre Müzesi’ni görmek istemişimdir. Oradan başlayabilir miyiz?)
-Bien sûr. Où restez vous? (Tabii. Nerede kalıyorsunuz?)
-Je reste au Crown Plaza. À quelle heure serez-vous disponible demain? (Crown Plaza’da kalıyorum. Yarın saat kaç gibi uygun olursunuz?)
-Je peux venir vous chercher à l'hôtel à Comme il fera beau, je pense que nous pouvons y aller à pied. (Saat ’te sizi otelden alabilirim. Hava güzel olacağı için yürüyerek gidebiliriz diye düşünüyorum.)
-Oui, je le pensais aussi. Rendez-vous demain à , alors. (Evet, ben de öyle düşünmüştüm. Yarın ’da görüşmek üzere öyleyse.)
-À bientôt. (Görüşmek üzere.)

Günlük konuşma dilinde Fransızca ''Bonjour''demeniz ''günaydın, tünaydın, iyi günler, merhaba'' anlamlarının hepsini karşılayacaktır. ''Au revoir''yani bizim dilimizde ''güle güle'' diyerek sohbetinizi noktalayabilirsiniz. ''Hoş geldiniz'' demek için ''Soyez la Bienvenue'', ''hoş bulduk'' için de ''merci'' kelimelerini kullanabilirsiniz.

Gün içinde ailenizle, sevdiklerinizle veya iş arkadaşlarınızla konuştuğunuz şeyleri düşünün. Affedersiniz demek için ''excusez-moi'' diyebilirsiniz. Teşekkür etmek için de''merci'' demeniz yeterli olacaktır.

Başımıza dilini iyi bilmediğimiz bir ülkede neler geleceğini bilemeyiz. Acil bir durumla karşılaştığınızda ve yardıma ihtiyacınız olduğunda ''aidez-moi'' diyerek yardım isteyebilirsiniz. Yolunuzu kaybettiyseniz de ''je suis perdu'' diyerek kaybolduğunuzu söyleyebilirsiniz.

1. Avoir (sahip olmak)
2. Être (olmak)
3. Faire (yapmak)
4. Aller (gitmek)
5. Voir (görmek)
6. Dire (söylemek)
7. Mettre (yerleştirmek)
8. Prendre (almak)
9. Pouvoir (yapabilmek)
Savoir (bilmek)

Konuşma ve yazışma arasındaki farklar Fransızca'da aynıdır. Konuşma, normal olarak daha sık kullanılan anadil cümleleriyle gerçekleşirken, yazışma daha resmi cümlelerin kullanıldığı daha uzun, daha ayrıntılı ifadeler içermesi gereken bir ortamda gerçekleşir. Konuşma, sesler ve intonasyonla yapılırken, yazışma, daha kalıplı ve doğru yazım kurallarına uygun olarak yazılmış kelimeler arasındaki iletişim ortamıdır. Konuşma, cümlelerin daha kısa olmasının yanı sıra, konuşmacıların anında cevap verebilecekleri anlamlı kısa ifadeler kullanmasını gerektirir. Yazışma ise, daha uzun cümlelerin kullanılmasını ve daha resmi bir dil kullanılmasını gerektirir.

Fransızca'da doğru cümleler kurmak için, cümlelerin özne, yüklem ve zarf gibi üç temel parçayla inşa edilmesi gerekir. Bütün cümleler özne ile başlamalıdır ve özne ile yüklem arasındaki ilişki çoğunlukla belirtilmelidir. Ayrıca, Fransızca'da çoğu zaman belirteçler kullanılır. Belirteçler, aynı cümlede birkaç kelime veya kelime grubu arasındaki ilişkinin anlaşılmasını kolaylaştırır. Fransızca cümlelerinde edatlar ve kipler de kullanılır; bu kavramlar, cümlede ne kadar vurgu yapılacağını ve cümledeki anlamın nasıl algılanacağını belirler.

Fransızca Günlük Konuşma Cümleleri ve Anlamları Fransızca Günlük Rutin Cümleleri Fransızca Günlük Kelimeler İhtiyaç Duyabileceğimiz Fransızca Günlük Diyaloglar Fransızca
Beyda Çalışkan

Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği 4. sınıf öğrencisidir. Okumak, yazmak, araştırmak dışında müzikle ilgilenmeyi seviyor. Fakülte sosyal kulüplerinden birinin de kurucuları arasında. 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır