akut eroziv gastrit nedir / Gastrit | turkcerrahi.com

Akut Eroziv Gastrit Nedir

akut eroziv gastrit nedir

Gastrit Nedir? Gastritin Belirtileri ve Nedenleri Nelerdir?

İçindekiler

Gastrit nedir?

Mide, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında yer alan bir sindirim organıdır. Gıdaları depolar ve kasılarak gıdaların öğütülmesini sağlar. Ayrıca asit ve sindirim enzimleri salgılayarak gıdaların sindirilmesinde rol alır. Emilime hazır hale gelen sıvı besinleri seçer ve onikiparmak bağırsağına aktarır.

Gastrit hastalığı, mide iç yüzeyini kaplayan tabakada, zarar veren etkilerin sebep olduğu kızarıklık ve şişlik şeklinde beliren yangı olayıdır. Her iki cinste ve genellikle orta-ileri yaşta görülen gastrit, dünyada 10 kişiden birinde rastlanan yaygın bir hastalıktır.

Hastalığın toplumda sık görülüyor olması, kanama ve kronikleşerek hayatı olumsuz etkilemesi ve ileri evrelerinde kanser sebebi olabilmesi önemli bir sağlık problemi olduğunu göstermektedir.

Hastalığın her aşaması önemli görülmelidir. En doğru uygulama ve tedavi belirlenmeli. Ayrıca tedavi sonunda kişinin kontrolünün yapılması ve hastanın iyileştiğinin onaylanması gerekir. Hastalıkta en önemli nokta; gastritin nedenlerinin, belirtilerinin, korunma ve tedavi yollarının kişiye anlatılıp öğretilmesidir.

Ani başlamış gastrit varlığı akut gastrit olarak tanımlanmaktadır. Midenin yaşadığı yangının uzun süreli devam ettiği süreç kronik gastrit evresidir. Otoimmün gastrit hastalığı ise özellikle midenin üst yarısında yer alan mide hücrelerinin etkilendiği kronik gastrit hastalığıdır ve bu tabloya B-12 vitamini eksikliğiyle anemi eşlik etmektedir.

Akut gastrit sıklığı kadınlarda daha yüksek orandayken; erkeklerdeyse helicobacter pylori enfeksiyonu (sindirim sistemine yerleşen, aside dirençli bakteri) bulunanlar daha yüksek orandadır.

Gelişmiş ülkelerde helicobacter pylori enfeksiyonu, gastrit hastalığı olan 20 yaş üzeri toplulukta düşük orandayken, ülkemizdeyse yüzde 70 oranında bulunmaktadır.

Gastrit neden olur?

Gastrit oluşumunda; 

  • Mide dokusunun dayanıklılığı,
  • Doku hasarı oluşturan etkiler,
  • Enfeksiyon gibi çeşitli sebepler rol alır.

Gastrit hastalığının nedenleri:

  • Stres,
  • Asitli besinler,
  • Sigara kullanımı,
  • Yoğun alkol alımı,
  • Ağrı kesiciler ve romatizma tedavisinde kullanılan ilaçlar,
  • Helicobacter pylori enfeksiyonu gibi etkenler mide mukozasında hasar oluşturarak gastrit hastalığına neden olur. 

Ayrıca;

  • Otoimmün kaynaklı bağışıklık sistemi saldırısı,
  • Bağırsaktan mideye safra geçişi,
  • Kemoterapi ve radyasyon tedavisi,
  • Demir ve potasyum içeren ilaçlar,
  • Ameliyatın veya travmanın bedende yarattığı stres etkisi,
  • Chron hastalığı,
  • Sarkoidoz hastalığı,
  • Bazı virüs ve mantar enfeksiyonları da gastritin nedenlerindendir.

Gastrit oluşumunda,

  • Aşırı alkol kullanımı,
  • Sigara,
  • Fazla kafeinli ve asitli içecek tüketimi,
  • Aspirin ve antiromatizmal ilaçlar,
  • Midenin fazla asit salgılaması,
  • Helicobacter pylori enfeksiyonu,
  • İleri yaş,
  • Besin zehirlenmeleri,
  • Düşük lifli beslenme
  • Otoimmün hastalıklar önemli risk faktörleridir.

Gastrit belirtileri nelerdir?

  • Karnın üst-orta bölümünde ağrı, yanma, kazıntı, ekşime,
  • Bulantı,
  • Gaz ve şişkinlik gibi hazımsızlık hissi,
  • Kanlı veya kahve telvesi görünümünde kusma,
  • Siyah renkte dışkı gastrit belirtilerindendir.

Bu belirtilerin bir kısmı başlamış ve 2-3 günde geçmemişse gastritin kesin tanısı ve tedavisi yoluna gidilmesi gereklidir.

  • Kanlı, kahve telvesi renginde kusma,
  • Siyah renk dışkılama,
  • Çarpıntı,
  • Nefesin kesilmesi,
  • Aşırı terleme,
  • Halsizlik,
  • Baş dönmesi,
  • Ağız kuruluğu gibi rahatsızlıklar kanama şüphesine işaret edebilir. Bu belirtilerde zaman kaybedilmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Gastrit tanısı nasıl konur?

Gastrit tanısı için hekim tarafından hastadan alınan bilgilerin ve bulguların değerlendirilmesi çok önemlidir.

Muayenede hastanın karnının üst-orta bölümüne basılınca hassasiyet ve ağrı hissi olması sıklıkla belirlenen bir özelliktir.

Kesin tanı, üst sindirim sisteminin endoskopik incelenmesiyle konulur. Bu işlemde isteğe bağlı yapılan kısa süreli uyuma hali sağlanarak bükülebilen, uç kısmında kamera ve ışık kaynağı bulunan “endoskop” adı verilen cihazla ağızdan girilir ve yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağı bölümleri ayrıntılı olarak incelenir. Bu bölümlerde doku gözlenerek, dokuda yangı varlığı ve varsa özellikleri değerlendirilir. Gerekli görülürse patolojik inceleme ve helicobacter pylori araştırılması amacıyla dokudan küçük örnekler alınır.

Diger bir inceleme de radyolojik yöntemdir. Radyolojik yöntemde, içilen baryum sülfat ve benzeri opak madde ile üst sindirim sisteminin görüntülenmesi esasına dayanır.

Mide kanaması olan hastalarda kan sayımı yapılır. Alyuvar (hemoglobin) miktarının düşmesi kanama ve şiddetini belirlemekte önemli bir bulgudur. Özellikle kanamadan kuşkulanılan durumlarda “dışkıda gizli kan” tetkikinde kanın varlığı, sindirim sisteminin kanamasını gösterir. Diğer bir dışkı tetkikiyle de helicobacter pylori yüzey antijeni araştırılarak, sindirim sisteminde bu mikrobun varlığı veya yokluğu belirlenir. Helicobacter pylori araştırımasında üre nefes testi ve kanda antikor testi de kullanılır.

Gastrit nasıl tedavi edilir?

Gastrit tedavisinde öncelik kişide belirlenen risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıdır. Hastalarda sıklıkla karşılaşılan;

  • Sigara,
  • Alkol,
  • Kahve,
  • Kola gibi asitli ürün tüketimi kontrol altına alınmalıdır.

Tıbbi tedavi olarak mide asit salgısını azaltan ilaçlar, şikâyetlerin giderilmesinde ve zarar gören dokunun iyileşmesinde önemli yarar sağlar. Mide içinde salgılanan asidin nötralize edilmesi de gastrit semptomlarının giderilmesinde önemlidir. Bu amaçla antiasid olarak adlandırılan sıvı veya çiğneme tabletleri kullanılır.

Doku hasarının iyileşmesi için lokal etkiye sahip olan ilaçlar da oldukça eklidir.

Kronik gastrit hastalığında helicobacter pylori enfeksiyonu belirlendiğinde, mikroba etkili antibiyotikler kullanılarak enfeksiyon yok edilir.

Otoimmün gastrite bağlı B-12 vitamini yetersizliği ile oluşan anemi, enjeksiyon formunda B-12 vitaminiyle tedavi edilir.

Büyük operasyon veya ağır travma geçiren ve hastanede yatmakta olan hastalarda, strese bağlı gelişecek gastriti önlemek amacıyla asit salgısını azaltan ilaçların kullanılması uygundur.

Gastrit sancısı nasıl geçer?

Gastrit şikâyetlerinin hafif şiddette olması durumunda semptomlar kolaylıkla kontrol edilebilir.

Bazen gastrit şikâyetleri;

  • Şiddetli ağrı,
  • Bulantı,
  • Kusma şeklinde olabilir.

Bu şikâyetlerde kişinin acil servise başvurması gerekebilir.

Hafif-orta şiddette rahatsızlık durumunda antiasid tablet ve sıvı ilaçlarını günde 4, bazen 6 kere kullanılması ve aynı zamanda asit salgısını azaltan ilaçların günlük alınması başarılı olur.

Şiddetli semptomların varlığındaysa;

  • Damar yolundan yeterli dozda uygulanan asit salgılanmasını azaltan ilaçlar,
  • Antiasid çiğneme tablet veya sıvı ilaçları kullanımı,
  • Hastalığın durumuna göre gıda alımına ara verilmesi veya uygun diyet yapılması yarar sağlar.

Mide kanaması durumunda hekim değerlendirmesi sonrası takip ve tedavi için hastanın yatırılması gerekebilir.

Mide kanamasının kontrol altına alınmasında;

  • Beslenmenin kesilmesi,
  • Serum tedavisi,
  • Damar yolu ile PPI uygulanması,
  • Gerekli durumda kan verilmesi,
  • Endoskopi sonucunda aktif kanama odağı belirlenmişse işlem sırasında doku içine ilaç enjeksiyonu, argon plazma koagulasyon uygulanması,
  • Kanamayı durduran sıvı/toz/jel ilaçların uygulanması,
  • Damarı büzüştüren endoklip uygulamaları çok etkin yöntemlerdir.

Gastrit nasıl önlenir?

Uzun süreli aspirin veya antiromatizmal ilaç ve alkol kullanımından kaçınmak gastrit hastalığının önlenmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli husustur.

Ayrıca;

  • Sigara,
  • Fazla kahve tüketimi,
  • Asitli içeceklerden vazgeçilmesi gastrit oluşumunun engellenmesinde oldukça önemlidir.

Akut gastrit rahatsızlığında, gastrite neden olan durumlardan kaçınarak ve gerektiğinde ilaç tedavisine başvurularak iyileşme sağlanabilir.

Uzun süre,

  • Aspirin,
  • Antiromatizmal ilaçlar,
  • Alkol,
  • Sigara,
  • Kola gibi asitli ürünlerin kullanımı gibi zararlı etkiler, kronik gastrit hastalığına yol açabilir.

Gastrite neden olan faktörlerin önlenmemesi; 

  • Mide iç yüzünü kaplayan hücrelerde değişime (intestinal metaplazi yani mide hücrelerinin özelliğinde farklılaşmasına),
  • Atrofiye (dokunun aşınıp incelmesine),
  • Daha ilerisinde, hücre çekirdeğinde tehlikeli değişime (displazi) ve daha sonra da kansere neden olabilir.
  • Üst sindirim sistemi kanama riski artar.

Akut Eroziv Gastrit`in koruyucu tedavisinde Sukralfat, Omeprazol, Famotidin ve Octreotide`nin etkileri


Thesis Type: Expertise In Medicine

Institution Of The Thesis: İstanbul University-Cerrahpaşa, Turkey

Approval Date: 1996

Thesis Language: Turkish

Student: BÜLENT ÖZÇETİN

Supervisor: Cihan Uras

Abstract:

Erezyondan muskularis mukozaya kadar derinleşen lezyonları anlamaktayız. Gerek stres ülser, gerek NSAID'lara bağlı gerekse etanolle oluşan akut erezyonlarda klinikopatolojik tablo aynı olmasına karşın, olu şum mekanizmaları ve buna bağlı olarak uygulanacak proflaksi farklı olmaktadır. Stres erezyonlar aside bağımlı, NSAID'larla oluşanlar asid yar dımlı, etanolle oluşanlar ise asidden bağımsız oluşan erezyonlardır. Mide mukozası kendine yönelen zararlı etkenlere karşı belirli bir savunma mekanizmasına sahiptir. Bu savunma mekanizmasına MUKO ZAL DEFANS adı verilir. Mukozal defansın kompenetleri; intraluminal asid, mukus-bikarbonat bariyer, yüzey aktif fosfolipid örtü, sürekli ve hızlı epitelizasyon, mukozal kan akımı, intraluminal PG'ler, enterik sinir siste mi ve mukozal savunma hücreleridir. Bu komponentlerden birinin ya da birkaçının zaafı epitel tabakada yırtılmaya ve sonuçta erezyona neden olur. Sukrakfat, omeprazol, famotidin ve octreotid peptik ulkus tedavi sinde, yoğun bakım ünitelerinde stres kanamalarının önlenmesinde, NSA ID'larla oluşan erezyonların tedavi ve proflaksisinde kullanılan popüler ilaçlardır. Sukralfat asid ve peptik aktiviteyi önleyerek PG düzeyini arttıra rak, omeprazol gastrik asid inhibisyonuyla ve mukozal kan akımını arttıra rak etkin proflaksi sağlarlar. Famotidin ve octreotid ise güçlü asid inhibis-44 yonuna karşı mukozal kan akımını ve intraluminal PG konsantrasyonunu azalttıklarından etanolle oluşan AEG (Akut Eroziv Gastrit) proflaksisinde etkisiz kalırlar. Deneysel çalışmamızda, 200-250 g ağırlığında Sprangue-Dawley cinsi sıçanlara, 24 saat aç bırakıldıktan sonra, intragastrik serum fizyolo jik, sukralfat, omeprazol ve famotidin verildi. Octreotide s.c. uygulandı. Bu uygulamadan 1 saat sonra yine intragastrik yolla % 96 yoğunlukta eta nol tatbik edildi. 5 saat sonra sakrifiye edilen hayvanların mideleri çıkartı lıp intragastrik içerik Hb ve protein tayini için ayrıldı. Protektif etki; mak- roskopik görünüm, mikroskopik görünüm (Histopatolojik inceleme), intra gastrik Hb ve protein tayini yapılarak değerlendirildi. Her grup serum fiz yolojik verilen grupla ve kendi aralarında istatistiksel açıdan karşılaştırıl dı. Etanolle oluşturulan mukozal erezyona karşı sukralfat ve omepra- zolün; famotidin ve octreotide'e oranla daha güçlü proflaksi sağladığı sap tandı.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır