dolaşım sistemi khan academy / Dolaşım Sistemi Testi - Başlangıç Düzeyi (Alıştırma) | Khan Academy

Dolaşım Sistemi Khan Academy

dolaşım sistemi khan academy

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Kanın kalpte izlediği rotayı ve sistemik ile pulmoner dolaşım arasındaki farkı öğrenmek ister misiniz? Rishi, Khan Academy'de çalışan, bulaşıcı çocuk hastalıkları üzerine uzmanlaşmış bir seafoodplus.infoal video Rishi Desai tarafından hazırlanmıştır.

Video açıklaması

Şu anda baktığınız şey, vücudunuzdaki en harika organlardan biri. ve Bu bir insan kalbi!!! Burada üzerindeki bütün damarlarıyla görebiliyorsunuz. Bakın bakın, kalbin içine doğru giren ve kalpten çıkan damarları görüyorsunuz. Değil mi? Aslında kalp, özünde bir pompadır. Ve bu pompaya vücudumuzdaki en zor çalışan organ dememizin sebebi, kalbin siz daha sekiz haftalıkken, küçük bir fetüs olduğunuz andan itibaren kan pompalamaya başlayıp, ölene kadar da bunu yapmaya devam etmesidir. Kalbi detaylı bir şekilde incelemenin çok iyi olacağını düşünüyorum ama sadece dıştan bakarak bunu yapmak çok zor. Bu yüzden buraya kalbin iç kısmının nasıl görünebileceğini çizdim Bu şekli kullanarak kanın kalpten geçen rotasına bakacağız. Öncelikle, şu köşeye küçük bir resim çizeyim. Evet ! Bu bir insan olsun. Bu onun yüzü, bu boynu, kollarını da çizeceğim ve göğsünün ortasında da kalbi var. Bütün amaç, vücudun her bölgesinden, bacaklar da dâhil, kanın önce kalbe geri gelmesini ve sonra da vücuda geri pompalanmasını sağlamaktır Yani, kan bu koldan geliyor, buraya geliyor, aynı şekil de bu taraftan da buraya geliyor, ve kafasından da gelerek bu üç kaynak iki kol ve bir baş, bir araya gelip büyük bir tane toplardamar oluşturuyorlar. Ve o da buradan kanı kalbin üst kısmına boşaltacak. Bacaklarınızdan da ayrı ayrı gelen toplardamarlarınız var. karından gelen damarlarla birleşerek kalbe açılan başka bir açıklığa geliyorlar. İşte kan, bu şekilde kalbe geri döner. Ve toplardamar dediğimde, kalbe doğru giden kandan bahsettiğimi anladığınızdan emin olmak istiyorum. Toplardamar eşittir giden kan Yani kalbe doğru gidiyor. Ve kan kalp tarafından, kalbe doğru pompalanıp çekildikten sonra kalpten çıkacaktır, öyle değil mi? İşte bu Aort’tur. Ve, Aourt bu şekilde çıkar. Küçük bir yay yaparak Biz buna aort yayı diyoruz. Aort, kola bir damar gönderir, yukarıya doğru bir damar gönderir ve bu tarafa doğru bir damar gönderir ve bu yay da aşağı doğru devam eder, devam eder ve bu şekilde ayrılır. Bu tabi çok basitleştirilmiş bir şema. Toplardamarın ve atardamarların vücutta bulunma şeklinde paralellik olduğunu fark ettiniz öyle değil mi? Atardamar dediğimde ise, kalpten ayrılan kan aklınıza gelmeli. Bunu akılda tutmanın en kolay yolu iki kelimenin de “A” ile başlaması. Atardamar eşittir ayrılan kan. Büyük şeklimize baktığımızda, Bu taraftan gelen kanın ve bu taraftan gelen kanın aynı noktada birleştiğini görebiliyoruz. Ve geldikleri nokta, şöyle göstereyim, sağ atrium yada daha bilindik adıyla sağ kulakçıktır. Bu kanın geldiği odacığın adıdır. Kan sağ kulakçıkta, süperiyor vena kava ya da üst ana toplar damar diye adlandırılan yukarıdaki dev bir damardan gelerek bu odacığa geliyor. Bu tabiî ki bir toplardamardır çünkü kanı kalbe taşıyor. Ve burada, aşağı kısımda inferior vena kava yani alt toplardamar vardır. Ve kan sağ kulakçığa girdikten sonra, aşağıya, sağ karıncığa yani sağ ventriküle doğru yönelecektir. Bu aşağı kısım sağ karıncıktır. Burası kalbin ikinci odacığıdır. Kan buraya, bu kapakçığı geçerek gelir. Bu kapakçık ve kalpteki tüm kapakçıklar, kanın doğru yöne doğru akmasını sağlarlar. Yani kan tersine de akabilir ve kapakçıklar bunu engeller. Bu kapakçığa triküspit kapakçık denir. Böyle denmesinin sebebi, bu kapakçığın üç tane küçük kanadının olmasıdır. Benim çizimimde sadece iki tanesini görebiliyorsunuz,çünkü benim çizimim mükemmel sayılmaz. Bu kanatları çizmek zor ama hayal edebilirsiniz. Yani kan sağ karıncığa gidiyor, peki sonra nereye gidiyor? Daha sonra bu yöne doğru gidecektir. bu damara girecektir ve sonra bölünecektir. Ama oraya gitmeden önce, başka bir kapakçığı geçmek zorundadır. Yani buradaki kapakçığı Buna pulmoner kapakçık deniyor. Ve bu bir sonraki durağımızın neresi olduğuna dair bize bir ipucu verir. Çünkü pulmoner kelimesi akciğerler anlamındadır Şimdi, buraya akciğerleri çizelim Bu benim sol akciğerim. Ve bu taraftaki de benim sağ akciğerim. Şimdi damarların isimlerini yazalım. bu benim sol pulmoner atardamarım. Atardamar, çünkü kanı kalpten dışarı taşıyor. Ve bu da benim sağ pulmoner atardamarım. Yani bunlar benim sağ ve sol pulmoner atardamarlarım. Buradan kan akciğerlere seafoodplus.info bakın, bakın bu kan mavi. neden mavi ? Mavi, çünkü çok fazla oksijeni yok Yani, İhtiyacım olan şeylerden biri oksijen almaktır. Bu konuda bana akciğerler yardımcı olacak. Bana oksijen almamda yardım edecekler. Oksijen için O2 yazacağım. Mavi olması, bize karbondioksitle yani, atıkla dolu olduğunu hatırlatır. Çünkü bu kan vücuttan geliyor. Vücut bir dolu karbondioksit üretiyor ve bundan kurtulmak istiyor. Bu yüzden, akciğerlerde bu karbondioksitten kurtuluyorsunuz ve oksijen elde ediyorsunuz. Bu noktada mavi renkli damardan kırmızı renkli damara geçiyoruz. Kanı akciğerden kalbe geri götüren damarlara pulmoner venler, yani pulmoner toplardamarlar diyoruz Şimdi kan, bu yönden ve bu yönden geri gelir ve de bu odacığa dökülür. Peki burası nedir? Burası bizim sol kulakçığımızdır. Ya da sol atrium Yani sağ kulakçığımız gibi bir tane de olsa, sol kulakçığımız da vardır Buradan kan aşağıya iner, buraya ne dendiğini muhtemelen tahmin ediyorsunuz. sol ventrikül yada sol karıncık. Şimdi öncekinde olduğu gibi, yani kan sağ kulakçıktan sağ karıncığa giderken olduğu gibi, bu sefer de kan sol kulakçıktan sol karıncığa girer. Ve buradaki kapakçıktan geçer. Bu kapakçığa, Mitral kapakçık denir. Onun görevi, tabi ki kanın sol karıncıktan, sol kulakçığa kazara geri gelmesini engellemektir. ve kan akışının sürekli olduğundan emin olmaktır. Ve şimdi son kapakçık. Bunu yazmak için uygun bir yer bulmalıyım, belki buraya yazabilirim, en son geçilen kapakçık aort kapakçığıdır. Bu da tabi ki aorttur. Bu aortum. kan oradan geçerek vücudun geri kalanına gidecektir. Şimdi kanın nasıl vücuttan gelerek dört odacıktan geçtiğini görebiliyorsunuz. İlk önce sağ kulakçığa geliyor. Bu ilk odacık. Daha sonra sağ karıncığa gidiyor. Bu da ikinci odacık Daha sonra kan ciğerlere gider ve oradan dönerek sol kulakçığa gelir. Bu da 3. Odacık. Daha sonra da sol karıncık. Ve bu işlem her günün her anında olur. Kalp atışınızı duyduğunuz her zaman bilin ki bu işlem böyle sürüp gidiyor.

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Bu ünite hakkında:

Kalbiniz, göğsünüzün ortasında yer alır ve siz anne karnında henüz bir fetüsken, yaklaşık 4. haftadan öleceğiniz güne kadar kan pompalar. Bu küçük pompa, her bir insanın kendi yumruğu büyüklüğündedir ve asla durmaz. Kalbin nasıl çalıştığı, atardamar ve damarlardaki kan akışını, kan basıncı ve lenfler hakkında daha fazla bilgi edinmek için bu videoları izleyin.
Başka hiçbir organ, aşkı kalp kadar temsil edemez. Muhtemelen bunun bir sebebi, kalbin her dakika yaklaşık ~5 litre kanı neredeyse kilometre boyunca hareket ettirerek hayatta kalmanızı sağlamasıdır. Ve bunu her gün, günün her dakikası yapar. Bu gerçek bir aşk. Bu bölümde kalbin nasıl çalıştığını, kanın kalpten sonra nereye gittiğini, ve kalbiniz 'lub dub' sesi çıkartırken neler olduğunu öğrenebilirsiniz
Steteskopla tansiyon ölçmek, yıldan uzun süredir kullanılagelen bir tekniktir. Tansiyon, sağlık personeli tarafından sık ölçülen önemli hayat işaretlerinden birisidir ve vücuttaki kan dolaşımı hakkında önemli bilgiler verir. Bu bölümde tansiyonun ne olduğunu, bir tüpteki dirençle ilişkisini, hücreleriniz için oksijenin niçin önemli olduğunu, ve yaşınız değiştikçe tansiyonunuzun nasıl değişeceğini öğrenebilirsiniz. En sonunda ise, tansiyonu, akışı ve direnci tek bir müthiş denkleme yerleştireceğiz!
İnsan vücudu için istikrar önemlidir. Örneğin, tansiyonunuz değiştiğinde, vücudunuzda devreye giren sistemler tansiyonunuzu normale getirmek için çalışırlar. Vücudumuz hem sinirleri kullanarak hızlı tepkiler, hem de hormonları kullanarak yavaş tepkiler verir. Hormonları kullanan sistem(RAAS), tansiyonu düzenleyen ana sistemdir. Tansiyonunuz çok düştüğünde veya yükseldiğinde böbrekleriniz, karaciğeriniz ve hipofiz beziniz sorunu çözmek için birlikte çalışırlar. Ve siz bunu fark etmezsiniz bile! Bu bölümde tansiyon değişikliğine karşı vücudun verdiği tepkileri ve anjiyotensin 2, aldosteron ve ADH hormonların tansiyonunuzun normale dönmesine nasıl yardımcı olduğunu öğrenebilirsiniz.
Tanıdığınız herkesin gelişim sürecinin bir evresinde solungaç yarıkları ve kuyruğu vardı. Çok çılgın bir düşünce, değil mi? Fetal gelişim muazzamdır ve tam olarak nasıl gerçekleştiğini anlamak çok önemlidir. Dolaşım sisteminin işlevi ve yapısı inanılmaz karmaşıktır ve fetüsler de buna dahildir. Fetüste kalbin ve dolaşım sisteminin nasıl işlediğini öğrenin!
Kan kalbinizden çıktıktan sonra nereye gider? Vücudunuz, aç hücrelere besin ve oksijen götüren, hücre artıklarını ise toplaya inanılmaz bir pompa sistemine sahiptir. Arterlerin kanı kalbinizden nasıl taşıdığını, damarların kanı kalbe nasıl geri getirdiğini, ve bu kan damarlarını oluşturan değişik hücre katmanlarını öğrenin.
İster inanın ister inanmayın, damarlar esnektir ve büzüştüklerinde aslında kalp kasları gevşerken bir taraftan da kan pompalarlar. Buna diyastol denir aynı zamanda Windkessel etkisi olarak bilinir ve bazı su tabancalarının kullandığı temel ilkelerle aynıdır. Ne yazık ki, dolaşım sisteminin yapmak zorunda olduğu işlerden dolayı damarlarımız biz yaşlandıkça sertleşebilir. Damarların sertleşmesi, damar tıkanıklığıyla aynı şey değildir ancak damar tıkanıklığı kadar önemlidir.
Kalp, vücutta başka hiçbir yerde bulunmayan özel bir kastan oluşur. Bu eşsiz kas, doğduğun günden ölünceye kadar sürekli olarak tüm vücuduna kan pompalama görevini üstlenir. Şimdi kalbin bunu hücresel seviyede nasıl yaptığına derinlemesine bakacağız ve kasların kasılmasında beraber rol oynayan aktin ve miyozin proteinlerini öğreneceğiz ve kalp atışının oldukça karışık bir süreç olduğunu göreceğiz.
Kalp, istikrarlı ve tutarlı bir atışa sahip olmak için elektrik akışına ihtiyaç duyar - hayatınız boyunca düzenli bir hız ve ritmi koruyan otomatik bir pompa gibi! Pozitif akımın kalp kasları içerisinde hızla ilerlemesini sağlayan özel kalp hücreleri bulunur. Bu videolarda bu pozitif yük akımını makroskopik ve mikroskopik boyutta inceleyeceğiz.
Kalbin bağımsız olarak atabilir ancak sinir sistemin bu süreçte dışsal düzenleyici olarak rol oynar. Beynin duruma göre kalbine yavaşlamasını veya hızlanmasını söyler. Örneğin uyurken sinir sistemin kalbine yavaşlamasını söyler ve sekiz saat sonra alarm çaldığında sinir sistemin kalp ritmini hızlandırır. Yani, kalbin kendisi atsa bile sinirler onu hızlandırabilir veya yavaşlatabilir. Sinirlerin kalbi nasıl kontrol ettiğini öğrenmek için videoları izle!
Kot pantolonunu bir süre kullandıktan sonra kumaşta küçük yırtıklar ve ezilmeler fark etmeye başlarsın. Peki bu neden kalbine de olmaz? Çünkü kalbin, kalp duvarına baskı yapan tüm duvar gerilimine rağmen sağlıklı kalmayı başarır. Kalp döngüsünün farklı aşamalarında(önyük ile artyük)duvar gerilimi seviyesi önemli ölçüde değişir. Artyük ve önyükün ne olduğunu ve onların değerlerini tahmin etmek için basınç hacim döngülerini nasıl kullanacağımızı öğren.
Basınç hacim döngüsü kalbin sol karıncığının işleyiş biçimini anlamaya yardımcı olan klasik figürlerden biridir. Buna ek olarak sol karıncık, kalp kası kasılıp gevşiyorken hacim değişimi olmadan çok kısa bir süre içinde kan pompalama ve dolaşımını sağlar. Sol karıncık basınç hacim döngüsünü sürdürdükçe her kalp atışında (lub dub) sol karıncığın çok büyük miktarda işler yaptığını anlarsın. Bu fizik ve biyolojinin mucizevi bir şeyi gerçekleştirmek için birlikte çalıştığı büyüleyici bir alandır.
Basınç hacim döngüsünü öğrendiğinde aklına doğal olarak şu soru takılır: Bu döngü şekil değiştirir mi? Bu döngünün şeklini değiştirebilecek üç şeyin olduğu ortaya konuldu. 1-Önyük 2-Artyük ve 3-Kontraktilite. İşte bu kadar! Zorlu kısım ise bunlardan birini değiştirmeyi denediğinde vücudunun ve diğer iki değişkenin de doğal bir sonuç olarak değiştiğini fark ettiğinde ortaya çıkar. Bunun basitleştirilmesi için kimi zaman basınç hacim döngülerinin basınç hacim kutuları olarak tanımlandığını da görebilirsiniz. Bu derste basınç hacim döngülerini, basınç hacim kutularını öğrenme fırsatı bulacaksınız.

If you're seeing this message, it means we're having trouble loading external resources on our website.

Bağlandığınız bilgisayar bir web filtresi kullanıyorsa, *seafoodplus.info ve *seafoodplus.info adreslerinin engellerini kaldırmayı unutmayın.

Kalp vücudunuzun tam olarak neresinde bulunur ve ne yapar? Öğrenmek ister misiniz? Rishi, Khan Academy'de çalışan, bulaşıcı çocuk hastalıkları üzerine uzmanlaşmış bir seafoodplus.infoal video Rishi Desai tarafından hazırlanmıştır.

Video açıklaması

Bu resmi bir yerde buldum ve gerçekten çok seviyorum. Kalbin vücudumuzda tam olarak nerede bulunduğunu çok net bir şekilde gösteriyor. Kalbin her iki taraftan kaburga kemikleriyle çevrelenmiş olduğunu görüyorsunuz, değil mi? Aslında, henüz çizmedim ama size akciğerlerin nerede olduğunu da göstermek istiyorum. Bu sağ akciğer ve bu taraftaki de sol akciğer. Burası kalbinizin bulunduğu yer: iki akciğerin arası. Sağ ve solu bu kalbin sahibinin bakış açısıyla söylüyorum. Yani bu onun solu ve sağı, bizim tam zıddımız. Kalp bu koruyucu çerçevede iki akciğerin tam olarak arasında bulunur. Kaburga kemikleri bütün bu önemli organları korumak için oradadır. Ve bunların aşağısında, Çizeyim, bütün bunların altında çok çok önemli bir kas vardır. İnsanlar bu kas hakkında pek konuşmazlar. Bu kas, jimnastik salonlarında insanların genellikle üzerinde çalıştıkları kaslardan değildir. Bu kasa diyafram denir. Yani diyafram kasınız ve kaburga kemikleriniz burayı çevreliyorlar, değil mi? Diyafram taban gibi işlev görürken, kaburga kemikleriniz de bir çeşit tavanı ve bu boşluğun duvarlarını oluşturuyor. Buraya baktığınızda, akciğerlerinizi ve kalbinizi göreceksiniz. Bütün bu boşluk sizin göğüs kafesiniz olarak adlandırılır. Peki, kalp tam olarak ne yapar? Hadi küçük bir alan oluşturalım ve kalbin yakınlaştırılmış haline bakalım. Burada sağ akciğerimiz ve diğer tarafta da sol akciğerimiz var. Bütün bunların kaburgaların içinde olması gerekir ama ben şimdi kaburgaları çizmeyeceğim çünkü kalbin kendisini görmeyi zorlaştırabilir. Kalbin tam olarak ne yaptığını düşünelim. Bunu yapmak için kendimizi küçük bir hücrenin yerine koyalım. Bu hücrenin bakış açısından bakalım. Burada bir hücre olalım. Bu sizsiniz. Ve vücudun herhangi bir parçasında olduğunuzu düşünebilirsiniz. Küçük bir ayak parmağı hücresi olduğunuzu varsayalım. Göreviniz tabi ki yaşamak ve mutlu olmaktır. Ve çok yakınınızda küçük bir kan damarınız var. Aslında vücudumuzdaki bütün hücrelerin yakınlarında küçük kan damarları vardır. Ve bu ayak parmağı sadece hayatını kazanmaya çalışıyor. Ayak parmağı hücrelerinin bazı şeylere ihtiyacı vardır, değil mi? Örneğin, oksijene ihtiyaçları vardır. Kolayca anlaşılsın diye beyazla yazacağım. Ayak parmağı hücrelerinin oksijene ve besine ihtiyacı olur, öyle değil mi? Yani hücrelerin yaşamak ve mutlu olmak için bazı şeylere ihtiyacı vardır. Ama aynı zamanda, hücreler atık da üretirler. Bir anlamda aynen bizim gibidirler, atıkları da vardır. Ve bu atıklar her türlü şeyden olabilir. Aklımızda bulunması gereken atıklardan birisi de karbondioksittir (CO2). Yani karbondioksit bu hücre için bir atıktır. Hücre atık üretiyor . Şuan için kan akışı olmadığını varsayalım. Yani yakınlarında bir kan damarı bulunmasına rağmen, akış olmuyor bu yüzden sadece “akış yok” yazacağım. Küçük hücre atık ürettiği için, bu atık … Şimdi tam buraya küçük toplar çizelim. Bunlar burada birikmeye başlayacaklar Çünkü kan akışı yok. Yani, ayak parmağı hücremiz resmen kendi atıkları içinde yüzüyor. Peki, diğer taraftan hücremiz besin ve oksijen alıyor mu? Hayır, bu iki şeyi de almıyor. Bu yüzden çok geçmeden, dakikalar içinde diyebilirim, bizim ayak parmağı hücremiz “Böyle yaşamak olmaz olsun!”, diyecek. Üzücü. Ve bu böyle devam ederse, ayak parmağı hücremiz ölebilir. O halde bir ayak parmağı hücresi neye ihtiyaç duyar veya bütün hücreler neye ihtiyaç duyar? Parmak hücresi, deri hücresi veya yaşayan herhangi bir hücre kan akışına ihtiyaç duyar, öyle değil mi? Hücreler kanın kolay ve sorunsuz bir şekilde akmasını ister. Ve akış olduğunda herşey daha farklı olur. Akış olduğunda birdenbire bütün atık maddeler kaldırılır ve götürülür. Birinin gelip çöpleri toplaması gibi Böylece hiç çöp birikmez. Bu şekilde güzel bir akışınız olduğunda, buna karşılık olarak oksijen ve besinler gönderilir. Yani bu malzemeler de hücreye iletilmiş olur. Böylece aniden hücremiz çok çok çok mutlu olacaktır ve iyi bir şekilde yaşamaya devam edecektir. Yani, eğer gerçekten vücudunuzdaki bütün hücrelerin buradaki hücre gibi yaşamasını istiyorsanız, vücudunuzda cidden baştan başa iyi bir kan akışı olmalı. Gerçekten ihtiyacınız olan şey, kanı sürekli vücüda itecek ve geri çekecek bir şey. O halde, milyarlarca, milyarlarca hücre söz konusu olduğunda, bunu yapmak için oldukça güçlü bir pompaya ihtiyacınız olur, öyle değil mi? Vücuttan bütün kanı çekebilecek ve sonra tekrar geri itebilecek bir şey İşte bu kalbin olma sebebidir. Kalbin yaptığı şey de tam budur. Kalp inanılmaz bir pompadır, kanı iter ve böylelikle iyi bir kan akışınız olur. Ve bunu, görevler bölümüne bir numaralı görev olarak yazıyorum. Buradakiler kalbin görevleri O halde, görevler Birinci görev kan akışı olacak. Sistemik akış yazacağım. Sistemik akış. Sistemik demekle bütün vücudu kastediyorum. Bu kelimeyi söylediğimde anlayın ki bütün vücuttan bahsediyorum. Vücuttaki bütün hücreler. bunun tam olarak nasıl olduğunu bu resim üzerinde görebilirsiniz. Burada dev bir damarınız var, bu bir damar bir atardamarınız var. Bu bir atardamar. Ve kan aslında atardamar boyunca gidiyor, bu yöne doğru. Ve sonra bu iki damara geliyor. Yukarıda olana üst ana toplardamar deniyor. Bu damarın adı. Ve burada, aşağıdakine de.. Siz onu göremiyorsunuz çünkü o kalbin diğer tarafında, ama bir başka damar daha var ve ona da alt ana toplardamar deniyor. Ve bu iki damar, bu da bir damardır, ikisi bütün vücuttaki kanı kalbin içine çekiyorlar. Daha sonra, kalp bu kanı tekrar geri pompalamaya hazır olduğunda, kan bu atardamara gidiyor. Bu atardamarın ismi aort. Aort ismini mutlaka duymuşsunuzdur, insanların hakkında konuştuğu atardamar bu. Fakat bu kalbin tek görevi değildir. Kalbin ikinci görevi de aslında yine bu resme bakınca görebilirsiniz pulmoner akış olarak adlandırılır. Pulmoner akım. Yani bu ne demek oluyor? Hücrelerin oksijen istediğini biliyoruz, değil mi? Bunu öğrendik. Ve bir sürü karbondioksit atığı var. Kan dolaşımını sağlamak gerekiyor. Fakat, eğer bu karbondioksitten kurtulamaz veya yeni oksijen getiremezseniz, hücre yine çok mutlu olamayacaktır. Demek istediğim, kan akışınız olur, ama bir noktada hücrenin oksijene de ihtiyacı olacaktır. Ve bu karbondioksitten kurtulmak isteyecektir. İşte tam bu noktada akciğerler devreye giriyor. kalp, aorta kanı göndermeden, ve vücuda kanı geri dağıtmadan önce kanı akciğerlere gönderir. Böylece kan sol ve sağ akciğere gelmiş olur. Sonra kan sağ akciğerden ve sol akciğerden geri gelerek tekrar kalbe gönderilir. Sonra aort boyunca sıkıştırılır. Yani burada ekstra küçük bir adım var. Kan akciğerlere gider ve oradan geri gelir. Pulmoner akım budur. Son olarak, bu resme baktığınızda, fark etmişsinizdir burada, tüm kalp üzerinde bir çeşit kıvrımlı küçük kan damarları vardır. Bunlar tam olarak nedir? Demek istediğim, hem kırmızı olanları var hem de mavi olanları var. Mavi olanlar toplardamarlar, kırmızı olanlar da atardamarlardır. Yalnız bunlar sistemik akışın mı, pulmoner akışın mı, yoksa başka bir şeyin mi parçalarıdır? Bu damarların hepsi koroner damarlar olarak adlandırılır. Özellikle, koroner atardamar veya koroner toplardamar hakkında bir şeyler duymuş olabilirsiniz, bunların hepsine birlikte koroner kan damarları diyebilirsiniz. Buraya kan kelimesini ekleyeceğim. Bu koroner kan damarları aslında kalp kaslarına hizmet ediyorlar. Demek istediğim kalp kasının binlerce, binlerce, hatta on binlerce hücreden oluştuğunu ve bu hücrelerinde aynı bizim çizdiğimiz küçük ayak parmağı hücremiz gibi oksijene ve besinlere ihtiyaçları olduğunu ve bu hücrelerin de atıklarının oluştuğunu hatırlayalım. Yani, bu hücreler de ihtiyaçlarını karşılayacak kan damarlarına ihtiyaç duyarlar. Koroner kan damarlarının görevi de budur. Bunlar tam anlamıyla kalbe giden ve ona hizmet eden kan damarlarıdır. Şimdi bu kan damarları kalp kaslarına ve kalp hücrelerine hizmet ediyorlarsa, bunların sistemik akışa mı, yoksa pulmoner akışa mı girdiklerini bir düşünün. Eğer asıl görev hücrelerin ihtiyaçlarına hizmet etmekse, o zaman koroner damarlar sistemik akış kategorisine giriyorlar.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir