Evden birkaç parça değerli eşya aldıktan sonra evden kimseye görünmeden kaçar. Raskolnikov deliller ile kadının evinden çaldıklarını saklamak için bir yer arar. Psikolojisi iyice bozulan Raskolnikov bir gün ödemediği bir borç için karakola çağırılır. İfade verirken bayılır ve günlerce hastanede yatar.
Ancak yaşadığı vicdan azabı yakasını bırakmaz ve yakalanacağını bile bile öldürdüğü tefeci kadının evine döner. Burada cinayeti araştıran dedektifle tanışır. Dedeftif Raskolnikov’un hareketlerinden şüphelenir ve katil olduğunu düşünmeye başlar. Raskolnikov artık cinayetin baş zanlısıdır.
Raskolnikov Sonia adlı bir hayat kadınına aşıktır. Sonia hayat kadını olsa da vicdanlı ve merhametli bir insandır. Hayat kadınlığını sırf yoksul oldukları için istemeyerek yapmaktadır. Raskolnikov Sonia’ya ona aşık olduğunu ve tefeci kadını öldürdüğünü itiraf eder. Sonia’da Raskolnikov’a polise teslim olması gerektiğini ve işlediği suçun cezasını çekmesi gerektiğini söyler.
Raskolnikov yaşadığı vicdan azabına dayanamayarak polise ger ve her şeyi itiraf eder. Raskolnikov Sibirya’ya sürgün hapsine gönderilir. Sonia hapisten çıkana kadar Raskolnikov’u bekler. Raskolnikov işlediği suçun cezasını çekse de pişmanlığı hiç geçmez. En sonunda yaptıkları için Tanrı’dan af diler ve kendini dine verir.
Suç ve Ceza – Kitap Karakterleri ve Sayfa Sayısı
Sayfa sayısı: 705
Rodion Romanoviç Raskolnikov: Hikayenin ana karakteridir. Yoksulluktan kurtulmak için tefeci bir kadını öldürüp, vicdan azabı çektiği için polise suçunu itiraf etmiştir.
Sonia Semyonovna Marmeladova: Raskolnikov’un aşık olduğu hayat kadınlığı yapan genç kadındır.
Porfiriy Petroviç: Cinayetleri çözen ve Raskolnikov’un itiraf etmesini sağlayan dedektiftir.
Nikodim Fomiç: Petroviç’e yardım eden karakol polisidir.
Suç ve Ceza, dünyaca ünlü Rus yazar Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan bir romandır. Suç ve Ceza kitabının özeti, kısa olarak Raskolnikov adlı cinayet işleyen bir hukuk öğrencisinin kendi vicdanıyla hesaplaşması şeklinde ifade edilebilir.
Suç ve Ceza romanının özeti bizlere para için bir kadını öldürmeyi düşünen fakir bir gencin manevi açıdan yaşadığı ikilemi ve ızdırabı anlatır. Rus klasikleri ve dünya klasikleri arasına girmeyi başaran Suç ve Ceza kitabının detaylı özetini okumak için içeriğimize göz atabilirsiniz.
Rodya Romanoviç Raskolnikov, yoksul bir gençtir ve Petersburg Üniversitesinde başladığı hukuk eğitimini yarıda bırakmıştır. Batı'dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerin karışımı aklını meşgul etmektedir. Bir tefeciye duyduğu nefret, onu öldürmeye yönlendirir. Böylece hem finansal sorunlarından kurtulacak hem de dünyayı değersiz parazitlerden temizleyecektir. Raskolnikov, daha yüce bir amaç uğruna işlenen bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Hesaplar yaptıktan sonra kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. Ancak Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar ve Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin olarak bıraktığı birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır.
Raskolnikov, kimseye görünmeden kaçmış olsa da, son derece tedirgin hisseder ve bu durum, ailesi ve yakın çevresini de etkiler. Hayatında üç kadın vardır: müşfik annesi, kız kardeşi Dounia ve işsiz kâtibin kızı Sonia. Raskolnikov, Sonia ile ara sıra buluşup arkadaşlık eder. Ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur ve Sonia, onlara bakmak için fahişelik yapmaktadır.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklamak için çılgınca çabalamaktadır. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir ve günlerce hasta yatar. "Katilin cinayet yerine dönmesi" kuralına uygun olarak yakalanmayı, rahatlamayı ve arınmayı ister. Öldürdüğü tefeci kadının evine giderek Komiser Porfiry Petroviç ile tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek baş zanlı haline gelir. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petroviç, Raskolnikov'un katil olduğunu düşünmektedir.
Raskolnikov, Sonia'ya suçunu ve sevgisini itiraf eder. Sonia, fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi kalpli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda Raskolnikov'un vicdan azabı sayesinde suçunu itiraf eder. Sonuç olarak, Sibirya'ya sürgüne gönderilir. Sonia, onun serbest bırakılacağı günü beklemeye karar verir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymasa da, Sonia'nın etkisiyle kendisini dine adayabilecektir.
Suç ve Ceza romanın yazarı Fyodor Dostoyevski, 11 Kasım 1821'de Rusya'nın Moskova kentinde dünyaya gelmiştir. Mühendislik eğitimi alan yazar, Puşkin ve Gogol gibi ünlü Rus yazarlardan etkilenmiştir. Realist eserler ortaya koyan Dostoyevski; Yeraltından Notlar, Cinler, Karamazov Kardeşler, Suç ve Ceza gibi yapıtlarıyla ünlüdür.
Eserlerinde çoğunlukla psikolojik ögelere yer veren, karakterlerin iç dünyasını ve toplumsal sorunları yansıtan Dostoyevski dünyaca tanınmış bir yazardır. İnsanın Tanrı karşısındaki konumunu sorgulayan yazar, yaşadığı dönemin Rus toplumunda görülen bencillik, fakirlik, eşitsizlik gibi sorunlara başkaldırı üzerine romanlar yazmıştır.
Birçok sinema, tiyatro ve edebiyat sanatçısını etkileyen Dostoyevski, 9 Şubat 1881 yılında Sankt-Peterburg şehrinde hayatını kaybetmiştir.
Suç ve Ceza kitabının kısa özeti aşağıdaki gibidir.
Rodya Romanoviç Raskolnikov, yoksul bir gençtir ve nefret ettiği tefeci bir kadını öldürmeye karar verir. Ancak, öldürdüğü kadının üvey kız kardeşini de öldürmek zorunda kalır. Olayların ardından suçluluk duygusu Raskolnikov'u etkiler ve sonunda suçunu itiraf eder. Raskolnikov, Sonia adındaki seks işçisi ile arkadaşlık eder ve onun sayesinde kendini dine vermeye başlar.
Suç ve Ceza romanının kısa özeti bu şekilde olsa da kitap boyunca Raskolnikov’un vicdanıyla nasıl baş başa kaldığını, hangi duyguları yaşadığını, haklı ve haksız olduğu yerleri anlamak özetini okumaktan daha iyi bir tercih olacaktır. Aksi halde kitabın sadece özetini okumak, verilmek istenen mesajı ve yazarın bizden beklediği sorgulamayı yapmamızı tam anlamıyla sağlamayabilir.
Suç ve Ceza kitabının konusu iki kadını öldüren yoksul bir hukuk öğrencisi olan Rodya Romanoviç Raskolnikov’un bu cinayetlerden suçluluk duyması ve suçunu itiraf etmesi ile ilgilidir. Raskolnikov, cezasını çektikten sonra Sonia adlı bir seks işçisi ile birlikte olmaya başlar ve bu kadın sayesinde kendini dine verir.
Suç ve Ceza’da Dostoyevski’nin çizdiği tablo oldukça karanlıktır. Ama bu karanlık içinde yine de bir ışık vardır. Bu, Raskolnikov’un insanlara gerçekten hizmet etmenin yolunu ve araçlarını bulacak ahlaki güce, yüreklilik ve kararlılığa sahip olduğuna duyduğumuz inançtır. Çünkü Raskolnikov her şeye rağmen “insan” olarak kalmıştır.
İnsan dehasının yarattığı en yüce yapıtlardan biri olan bu romanın son sayfasını da çevirip kitabı kapattığımız zaman içimizde aydınlık bir şeyler duymamızın nedeni de bu olsa gerek.
Kitap Türü:Yabancı RomanlarOrjinal Adı:Prestuplenie i nakazanieİngilizce:Prestuplenie i nakazanie Short Summary
Dostoyevski
Yabancı Romanlar
687
13-05-2014 09:28
16-05-2014 21:06
18-05-2014 09:49
19-05-2014 23:55
26-05-2014 11:02
03-06-2014 15:44
05-06-2014 21:25
10-06-2014 21:04
15-06-2014 13:23
18-06-2014 06:53
20-08-2014 14:12
08-10-2014 17:48
13-10-2014 13:38
16-10-2014 08:45
21-10-2014 15:42
30-10-2014 19:17
30-10-2014 22:04
01-11-2014 19:24
02-11-2014 14:37
03-11-2014 21:36
08-11-2014 11:03
14-11-2014 02:24
15-11-2014 18:32
19-11-2014 18:56
23-11-2014 18:38
26-11-2014 18:25
27-11-2014 20:48
02-12-2014 18:42
04-12-2014 15:11
06-12-2014 20:33
06-12-2014 22:29
07-12-2014 10:58
10-12-2014 18:03
10-12-2014 23:42
12-12-2014 15:03
17-12-2014 15:12
21-12-2014 20:31
23-12-2014 12:01
23-12-2014 18:42
25-12-2014 20:45
27-12-2014 16:24
28-12-2014 11:24
29-12-2014 18:38
04-01-2015 20:17
10-01-2015 13:20
10-01-2015 22:46
11-01-2015 19:35
13-01-2015 20:20
14-01-2015 19:33
17-01-2015 01:49
17-01-2015 12:22
23-01-2015 01:12
23-01-2015 13:01
30-01-2015 15:04
30-01-2015 21:31
01-02-2015 18:39
03-02-2015 21:05
03-02-2015 21:59
04-02-2015 20:08
06-02-2015 19:57
06-02-2015 20:02
06-02-2015 20:05
07-02-2015 12:22
09-02-2015 21:12
10-02-2015 12:00
14-02-2015 17:19
15-02-2015 00:30
16-02-2015 11:52
18-02-2015 19:31
01-03-2015 19:26
05-03-2015 14:09
16-03-2015 21:28
17-03-2015 14:55
17-03-2015 19:00
25-03-2015 19:52
31-03-2015 22:08
08-04-2015 07:05
08-04-2015 07:40
08-04-2015 23:51
17-04-2015 19:12
19-04-2015 19:55
19-04-2015 20:01
26-04-2015 17:41
26-04-2015 17:41
27-04-2015 18:27
27-04-2015 18:39
29-04-2015 20:55
06-05-2015 19:19
09-05-2015 11:49
09-05-2015 17:13
15-05-2015 14:40
17-05-2015 13:22
24-05-2015 01:06
28-05-2015 08:43
28-05-2015 16:36
28-05-2015 17:44
31-05-2015 12:33
01-06-2015 18:04
13-06-2015 11:39
17-06-2015 16:30
23-06-2015 17:47
25-06-2015 20:15
07-07-2015 11:43
15-07-2015 18:28
09-08-2015 18:05
14-08-2015 19:41
17-08-2015 10:35
10-09-2015 16:20
14-09-2015 00:03
15-09-2015 23:02
23-09-2015 22:00
03-10-2015 00:02
06-10-2015 14:55
15-10-2015 15:11
17-10-2015 13:40
29-10-2015 21:18
04-11-2015 19:10
06-11-2015 14:13
08-11-2015 19:48
12-11-2015 21:41
14-11-2015 12:40
17-11-2015 23:15
18-11-2015 18:26
23-11-2015 19:39
24-11-2015 15:23
canan • 25-11-2015 13:34
28-11-2015 10:43
06-12-2015 13:34
07-12-2015 16:49
09-12-2015 22:18
09-12-2015 23:34
10-12-2015 15:22
11-12-2015 17:00
13-12-2015 17:24
14-12-2015 17:05
21-12-2015 20:48
22-12-2015 19:58
24-12-2015 23:12
28-12-2015 20:28
02-01-2016 18:55
03-01-2016 21:56
04-01-2016 13:12
04-01-2016 13:37
05-01-2016 18:56
08-01-2016 05:19
08-01-2016 15:23
13-01-2016 09:12
19-01-2016 14:24
27-01-2016 19:47
28-01-2016 16:21
29-01-2016 11:11
29-01-2016 18:50
04-02-2016 14:14
04-02-2016 21:20
Kamran • 14-02-2016 13:08
14-02-2016 14:14
14-02-2016 14:15
16-02-2016 13:43
Hülya ben • 17-02-2016 20:53
21-02-2016 16:14
24-02-2016 22:26
25-02-2016 21:02
28-02-2016 21:35
10-03-2016 21:08
14-03-2016 18:35
18-03-2016 17:54
23-03-2016 16:15
01-04-2016 23:36
03-04-2016 13:06
08-04-2016 19:31
14-04-2016 12:52
15-04-2016 10:10
15-04-2016 10:21
20-04-2016 07:19
23-04-2016 09:35
04-05-2016 22:37
beren melek • 05-05-2016 18:10
10-05-2016 04:06
19-05-2016 17:38
29-05-2016 19:52
31-05-2016 18:23
02-06-2016 18:00
05-06-2016 11:47
11-06-2016 15:11
19-06-2016 20:26
29-07-2016 17:38
07-10-2016 20:47
12-10-2016 09:04
12-10-2016 20:38
03-11-2016 17:35
05-11-2016 10:23
13-11-2016 02:24
14-11-2016 18:53
14-12-2016 08:33
15-12-2016 12:53
15-12-2016 22:12
06-01-2017 08:38
06-01-2017 22:07
09-01-2017 12:36
26-01-2017 02:31
31-01-2017 19:14
08-02-2017 13:48
10-02-2017 13:06
12-02-2017 13:52
12-02-2017 14:54
12-02-2017 15:13
12-02-2017 23:10
26-02-2017 15:37
27-02-2017 14:40
28-02-2017 20:00
01-03-2017 15:10
09-03-2017 22:18
24-03-2017 00:09
24-03-2017 00:15
06-05-2017 03:03
07-05-2017 21:13
25-05-2017 13:46
26-06-2017 22:40
06-08-2017 17:40
08-08-2017 20:04
15-08-2017 17:22
23-09-2017 12:50
04-10-2017 18:20
20-10-2017 22:58
01-12-2017 08:52
18-12-2017 22:04
09-01-2018 09:25
16-01-2018 12:41
09-02-2018 19:32
12-02-2018 17:46
16-02-2018 23:37
18-02-2018 01:56
28-02-2018 01:36
26-03-2018 20:29
Deniz▪▪▪Şuara • 28-03-2018 19:14
18-04-2018 20:13
15-08-2018 03:28
25-09-2018 22:16
04-10-2018 14:15
24-10-2018 18:29
Melek • 16-11-2018 21:54
okursayazar • 09-12-2018 18:14
imallegria • 11-12-2018 16:47
17-12-2018 19:24
24-12-2018 21:06
Gonca • 30-12-2018 21:24
ilayda • 25-01-2019 22:57
Esmavi • 08-02-2019 16:10
Esmavi • 08-02-2019 16:13
maNga • 08-02-2019 16:41
Ugur09 • 13-02-2019 21:30
06-03-2019 10:59
Mehmet ozan • 20-09-2019 16:16
10-12-2019 00:05
25-03-2020 01:25
Keremonerrr • 25-04-2020 04:22
10-05-2020 03:05
Meryem • 10-05-2020 12:56
Edalhiyama • 28-05-2020 15:07
26-10-2020 16:05
26-10-2020 16:06
27-10-2020 01:58
29-12-2021 21:16
29-05-2022 12:45
Çiğdem Güvenir • 25-09-2022 14:44
10-12-2022 22:56
13-03-2023 23:01
15-06-2023 23:49
YoksullarEcinnilerDelikanlıEzilenlerYeraltından NotlarİnsancıklarKumarbazBudalaÖtekiKaramazov KardeşlerBeyaz GecelerSuç ve Cezaen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar100 temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki Kız1984Hayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü LivaneliÇocuk KitaplarıYabancı RomanlarTarihi KitaplarErotik KitaplarÖykü Hikaye KitaplarıYerli RomanlarRomantik Aşk KitaplarıKomik KitaplarMacera KitaplarıKişisel Gelişim KitaplarıPolisiye KitaplarKorku KitaplarıGizem KitaplarıPsikoloji KitaplarıFantastik KitaplarBilim Kurgu KitaplarıKadın Erkek İlişkisiDin / Tasavvuf KitaplarıŞiir KitaplarıFelsefe KitaplarıTiyatro & Oyun KitaplarıBiyografi KitaplarıGerilim KitaplarıPolitik KitaplarBeslenme Diyet KitaplarıDeneme KitaplarıGünlük Anı Kitapları
Klasikler… “700 sayfalık kitabı nasıl okuyayım vaktim mi var benim?” “Gider filmini izlerim.” “E özeti var her yerde.” Artık bilgilerin hap gibi önümüze sunulduğu internet çağında bu cümleleri kurmak olağandışı değil. Ancak aslında en çok da bu dönemde sabra, anlayışa, sanata ve edebiyata ihtiyaç var. Modern insanın yalnızlığından sıyrılmak, dünyaya ve en çok da kendi içimize ayna tutmak için, edebiyata sığınmamız gerek. İnsanların “Okudum,” derken yalan söylediği kitapların çoğu, klasik dediğimiz romanlardan. Italo Calvino, Ama klasikler öyle güçlü kitaplardır ki, diyor, okumadan okudum diyenin de hemen yüzünü kızartırlar. Binlerce uyarlaması, kısaltılmışı, filmi, dizisi, tiyatrosu, manga versiyonları bile var klasiklerin. Belki klişe bile oldular. Peki bunlar nasıl eserler ki bu denli üzerinde oynanmış, uğraşılmış, filmi yapılmış, kırpılmış, biçilmiş. Niçin? Sanata el atmış herkesin bir bildiği vardır. Biz de herkesin herkesleştiği şu günlerde, yaygın olarak Dostoyevski'nin en önemli romanı görülen Suç ve Ceza gibi taşırken bile zorlanacağınız bu romanı elinize almanıza değecek nedenleri derledik.
Suç ve Ceza, yalnızca kurgusal bir hikâye değil. Konusu ve yazım tarzı bir yana, felsefesi de oldukça değerli. Ki bu iki etmeni de şekillendiren, kitabın sadece önemli bir öyküye değil, sağlam bir düşünceye de sahip olması. O da yine Dostoyevski’nin yaşamı ve birikimi sayesinde oluşuyor. Sibirya’daki sürgün zamanlarında Dostoyevski, Hegel’in “Olağanüstü İnsan” fikriyle tanışıyor: Hegel’e göre insanlar ikiye ayrılır: ahlaka dayalı sıradan insanlar ve yaptıklarıyla çığır açan ve kanunların da üstünde “kahramanlar”. Hegel bu fikre bağlı olarak, hayranı olduğu Napolyon içinse şöyle der: “Saltanatını sürmek için şehirden çıkan imparatoru –dünyanın ruhu o adamı– gördüm; bir atın üstünde otururken yalnızca tek bir noktaya konsantre olmuş halde, dünyaya uzanan ve ona hükmeden böyle bir bireyi görmek harikulade bir his.” Buna ek olarak Tarihin Felsefesi kitabında Hegel, bir davranışın doğruluğuna ya da yanlışlığını, ancak kişinin vicdanının belirleyebileceğini savunuyor. Örneğin birinin kendi çıkarı ya da sadist zevkleri uğruna cinayet işlemesi yanlış, çünkü vicdan böyle bir davranışın arkasındaki motivasyonun acı vermek olduğunu farkında. Ancak öte yandan vicdan, cinayeti masum birini kurtarmak ya da masumların acı çekmesini engellemek olarak da addedebilir –böylelikle bu doğanın faydası içindir– bu durumda takdir edilmesi gereken bir davranış olur, çünkü arkasındaki motivasyon iyi niyetlidir. Raskolnikov bir “kahraman” olmasa da, Hegel’in “Olağanüstü İnsan” kavramının vücut bulmuş hali. Romanın felsefesi de bütünüyle bu fikre dayanıyor ve sizi de sorgulamaya itiyor. Gerçekten iyi amaçlar uğruna işlenmiş suçlar, suç sayılmalı mıdır? Ya da “hakkaniyetli” suç diye bir şey var mıdır? Zaten bu sorular cevaplanabilseydi, ahlaklı bir katil de ahlaksız bir katil gibi vicdan azabı çekmeyecekti. Dostoyevski de aslında roman boyunca bunu çevresinde dönüyor ve sizin de dönmenizi sağlıyor, zira bu felsefe olmasa, yani Raskolnikov “ahlaksız” bir katil olsa, hiç acı çekmeyecekti. Ve Suç ve Ceza hiç yazılmamış olacaktı.
Suç ve Ceza’yı herhangi bir türe sokmak mümkün değil. Hem psikolojik hem felsefi hem polisiye hem gerilim hem de edebi bir roman. Rus edebiyatında dönemin öbür romanlarının tersine, bölüm bölüm ama ayrılmaz bir bütün halinde yazılmış. Her bir parçası da kendi içinde eşsiz, özgün karakterlerden, farklı temalardan ve Raskolnikov’un ruhsal süreçlerinden oluşuyor. Ayrıca her bir bölüm bir başkasıyla bağlantılı ve okuyanı merak içinde bırakan beklenmedik, dramatik sonları var. Dostoyevski’nin ustalıkla yaptığı bir başka şey ise, dramayı yükseltişi, ruh hali ve sahne betimlemeleri. Kitapta karakterler kurnaz ve rahatsız edici bireyler olarak olarak ortaya çıksalar da, en ham halleriyle gösteriliyor ve hiçbir şekilde okuru ürkütüp uzaklaştırmıyor. Dostoyevski sahneleri öyle bir duyarlılık ve maharetle anlatıyor ki, size öfkeyi, acımayı, gerginliği, şefkati ve hüznü, her duyguyu tattırıyor. Raskolnikov başlı başına bir başyapıt olsa da, romandaki her karakter nevi şahsına münhasır. Rusların isim geleneği sizi şaşırtmasın. Raskolnikov’un kardeşi örneğin, annesi için Dunechka, toplum için Avdotya Romanovna, abisi içinse Dunya. Her karakter hissedilir bir gerçeklikle tasvir edilmiş ve aslında hepimizin içinde olduğu “ötekiler”i temsil ediyor. Küçük yaşta bir seks işçisi, bir pedofil, itibarını yitirmiş ve yoksulluk nedeniyle çıldıran bir kadın... olay örgüsünü belirliyorlar ve çoktan Raskolnikov’un suçuyla lekelenmişler, ki bu da durumu çok daha çarpık ve şok edici yapıyor ve bizleri şu sonuca getiriyor: bu karakterler olmadan, Suç ve Ceza da olmazdı.
Romanın hikâyesi Rusya’nın karanlık bir döneminde geçiyor olabilir. Orada anlatılan günlük yaşam, şimdiki zamanla örtüşmüyor olabilir. Siz Türkiye’de yaşayan Alman bir ailenin Protestan çocuğu da olabilirsiniz. Bu roman ilk kez 1866’da basılmış, yani üzerinden 150 yıl geçmiş, kuşaklar atlamış, fakat bugün hâlâ dünya edebiyatının en büyük eserlerinden biri sayılıyor. Sayılmaya da devam edecek. Her zamandan, her ulustan, ırktan ve kültürden insana hitap ediyor. Çünkü insanlık aynı insanlık, duygular aynı duygular, hikâye tam olarak bugün dünyanın her yerinde yaşanabilir. Anlayamadığınız, yabancıladığınız hiçbir şey olmayacak. Üstelik şimdilerde kullanılan birçok yazım tekniğini, belki şu an klişe sayılan birçok unsuru Dostoyevski o zamanlarda ilk kez yapmış, ilk kez denemiş. Bu nedenle Suç ve Ceza’yı okurken hem edebiyatın önemli bir evresinde geziniyor, hem de zamansızlığı sayesinde kendinizi 1800’lerin Rusya’sına bile ait hissediyorsunuz.
Eskiler, “En iyi bildiğin şeyi yaz” derler. Dostoyevski de her romanında en iyi bildiği şeyden, kendinden pek çok iz bırakmış. Suç ve Ceza’yı hakkaniyetli bir klasik yapan nedenlerden biri de bu, Dostoyevski’nin suç ve ceza kavramlarıyla bizzat tanışıyor olması: 1821 yılında Moskova’da doğan Dostoyevski, gaddar, alkolik ve disiplinli bir baba ve hasta bir anneye sahipti. Çok geçmeden annesini tüberkülozdan kaybetti. St. Petersburg’da mühendislik okuduğu dönemlerde zamanını sık sık okuyarak ve düşüncelere dalarak geçirdi. Bu dönemde arkadaşları ona, sinirli ve hassas bir yapıya sahip olduğu için "Ateş Fedya" adını taktı. St. Petersburg’dayken babasının şaibeli ölüm haberini aldı. Birçok kaynak, Dostoyevski’nin babasının ölümünü içte içe istediği için depresyona girdiğini ve ilk sara nöbetlerini bu nedenle geçirdiğini yazıyor. Okuldan sonra ise St. Petersburg'daki İstihkâm Müdürlüğü'nde görev aldı, ancak bir yıl sonra istifa etti ve yazarlığa yöneldi. İlk kitabı İnsancıklar büyük övgü topladı, ancak sonrakiler sertçe eleştirildi. Bu nedenle hayal kırıklığına uğrayan Dostoyevski yeraltına ve politikaya yöneldi. 1849’da devlet aleyhine bir komploya karıştığı iddiasıyla tutuklandı. Sekiz arkadaşıyla beraber idam cezasına çarptırıldı. Ancak son anda af kararı okundu ve cezası dört yıl kürek ve altı yıl adi hapse çevrilerek Sibirya’ya sürüldü. İşte tam bu zamanda da, suç ve ceza kavramlarıyla tanıştı. Sürgünde geçirdiği dört yılın ardından 1854 yılında kürek cezasından kurtularak er rütbesiyle kışla hizmetine verildi. Semipalatinsk'te (Semey) zorunlu ikamete mahkûm edildi ve özgürlüğüne ancak 1859’dan sonra kavuşarak St. Petersburg’a geri döndü. Burada sara nöbetleri ve kumar borçları yüzünden sıkıntılı bir hayat sürmeye başladı. Yayıncılardan aldığı avanslarla yaşıyordu. Başlarda Roussky Slovo dergisi için uzun bir hikâye olarak tasarladığı Suç ve Ceza’yı harmanlayıp bir romana dönüştürdü ve roman ilk kez 1866 yılında yayımlandı. Dostoyevski, psikolojisinin oldukça gergin olduğu bir dönemde yazdığı Suç ve Ceza’da kendi ruhunu Raskolnikov’a yansımıştı. Trajedilerle dolu ve alışılmadık bir hayatı olan Dostoyevski’nin biyografisini yazan E.H. Carr ise, Suç ve Ceza’daki Dostoyevski etkileri için şöyle diyor: “Wiesbaden’de her gün, giyeceklerinin ya da ufak süs eşyalarının karşılığı olarak onu açlıktan kurtaracak birkaç thaler alma ümidiyle rehincileri dolaşıyordu. Bu katı kalpli tefecilerden biri, Raskolnikov’un kurbanının ilk modeli olmalı ve bu korkunç gerginlik ânında, Dostoyevski kendi yüreğinde, bir Raskolnikov’un potansiyelini sezmiş olmalı.”
Akşam haberlerini izlerken ya da gazetenin üçüncü sayfasını okurken, “Bir insan bunu nasıl yapar” diye sorduğunuz olmuştur. Ya da belki en yakınınızın yaptığı şeyi bile anlayamayıp, “Niçin yaptı” sorusuyla uykularınız kaçmıştır. Birisinin sizi anlayamadığını düşünmekse apayrı bir duygu. Eğer sık sık bu duygulara kapılıyor, çıkmaza düşüyorsanız, bir an evvel Suç ve Ceza’yı okumalısınız. Çünkü aslında yoğun bir psikolojik roman olan bu roman bize, tıpkı çevremizdeki çelişkilerle dolu insanlar gibi bir karakterin, bir yanda özverili, çalışkan bir öğrenci, öbür yanda cinayet işleyen idealist bir yoksul olan Raskolnikov’un iç dünyasında öyle derin yolculuklar yaptırıyor ki, gerçek hayatta insanlara karşı algınız, bakış açınız genişliyor. Bir süre sonra Raskolnikov sanki yıllardır hayatınızdaymış gibi hissediyorsunuz ve hatta okuyan birçok insan, rüyalarına bile girdiğini söylüyor. Son sayfalara geldiğinizdeyse neden o baltayı eline aldığını, neden soğuk terler döktüğünü, neden içine kapandığını, neden vicdanını susturamadığını, neden haklı düşüncelerinin bir yandan içini kemirdiğini, yani tamamen o çelişkili Raskolnikov’u anlamış, özümsemiş, tanımış oluyorsunuz. Bir de Suç ve Ceza’yı, Suç ve Ceza yapan o şeyi.
Belki yüzlerce film izlediniz, yüzlerce kitap okudunuz. Kısa, uzun ya da bir proje, bir makale için belki. Kaçı aklınızda? Kaçıyla ilgili bir sohbet açıldığında, “Okudum ama tam olarak hatırlayamıyorum şu an” demek zorunda kalıyorsunuz? Muhtemelen birçoğu. Suç ve Ceza okuyanlarınsa söyleyeceği en ortak şey, kuşkusuz bugün bile hatırlayabilmeleri olacaktır. Çünkü bu romanı ikna edici ve tamamlayıcı anlatımı, temposu, karakterleri, muazzam psikolojisi ve derin felsefesi nedeniyle bütünüyle özümseyerek, algılayarak okuyorsunuz. Yarattığı atmosfer sayesinde gözünüzde canlandırmamanız ise mümkün değil, Dostoyevski’nin bizzat kendi çizdiği bir yana, herkesin zihninde bir Raskolnikov vardır.
“Sen olsan ne yapardın?” Bu soruyla kim bilir kaç kez karşılaştınız. Ya da siz söylediniz birisine, “Kendini benim yerime koy” dediniz. Peki alevli bir tartışma sırasında ya da belki de içinde olmadığınız başka bir durumda, kendinizi bir başkasının yerine gerçekten koyabiliyor musunuz? Hele bir suçlunun yerine? Peki ya bir katilin? Tüm yargılardan arınarak empati kurmanın kolay olmadığını bütün yaşantınız boyunca hissetmişsinizdir. Ama 700 sayfalık bu klasik size, “Raskolnikov’un yerinde olsam ne yapardım” sorusunu defalarca sorduruyor. Ve defalarca yanıtlıyorsunuz. Belki kuşkuya düşerek, kafanız karışarak, anlamayarak, zorlanarak. Ama yanıtlıyorsunuz. Çünkü tam olarak bu nedenle Suç ve Ceza bir klasik. Ve tam olarak bu nedenle onu okumalısınız. Klasiklerin çocuklar için uyarlandığı Hepsi Sana Miras serisinde, Suç ve Ceza’yı uyarlayan Abraham B. Yehoshua ise kitap hakkında şöyle diyor: “Suç ve Ceza’yı torunlarıma (on yaşındaki Tamar ve sekiz yaşındaki Gaia) okuduğumda, beni elektrik çarpmış gibi dinlediler. Eşim ve ben işte o zaman şunu fark ettik: Onların böylesine etkilenmelerine sebep olan şey, işlediği suçun bilincine vararak, bunun cezasını çekmek ve pişmanlığını yaşamak isteyen genç öğrenci Raskolnikov’un onlarda uyandırdığı derin empati duygusuydu.”
Dostoyevski'nin St Petersburg'daki mezarı.
Evet, kasveti. Bu özelliği Suç ve Ceza’nın eksikleri arasında görüyor olabilirsiniz. Ancak Suç ve Ceza, tam olarak da bu gerçekçi kasveti nedeniyle okunmalı. Bu roman çok karanlık, hazırlıklı olun, mizaha denk gelemeyebilirsiniz. Hatta baş kahramanın tek anlar, yalnızca delilik anlarına denk geliyor. Eski Rusya’da insanların yoksulluk çektiği, sarhoş olduğu, yaşamak için bedenini sattığı bir yerde geçiyor roman. Hastalıklı ve hüzünlü olaylarla dolu. Borges Suç ve Ceza'yı, “Kahramanları bir katil ve bir orospu olan roman” diye tanımlıyor ve ekliyor: “Bana çevremizdeki savaştan daha yıkıcı ve etkileyici geldi.” Size bir peri masalı sunmuyor Dostoyevski, gerçek hayatın içine çekiyor, her esaslı romanın yaptığı gibi. Üstelik bunu gerçek bir hikâyeyle değil, kurgusal bir hikâyeyle yapıyor. Zaten belki de bu, Dostoyevski’yi dünyaca ünlü bir yazar yapan yeteneğin ta kendisi.
1866’da yayımlanan Suç ve Ceza (orijinal adı: Prestuplenie i nakazanie), Dostoyevski‘nin olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır.
Dünya klasikleri arasında yer alan yapıt toplumsal kötülüklerin sebeplerini ortaya koyarken kötülükleri yapanların cezalarını çekmesi gerektiğini anlatır. Suç ve Ceza, Rusya’daki yaşamı çok canlı bir biçimde yansıtması bakımından da dikkat çekicidir.
Suç ve Ceza Özet
Rodya Romanoviç Raskolnikov yoksul bir gençtir; Petesburg Üniversitesi’ndeki hukuk öğrenimini yarıda bırakır. Aklı Batı’dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerle karmakarışıktır. Nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Bir sürü hesap kitaptan sonra harekete geçer ve kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. O anda, Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır.
Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde, Raskolnikov son derecede tedirgindir. Tedirginliği ailesi ve yakın çevresini de etkilenir. Raskolnikov’un hayatında üç kadın vardır. Bunlardan ilki olan annesi, düşkün ve müşfik bir kadındır. Hayatındaki ikinci kadın, kız kardeşi Dounia’dır. Hayatındaki üçüncü kadın ise Marmeladov adındaki işsiz kâtibin kızı Sonia’dır. Raskolnikov onunla ara sıra buluşmuş, arkadaşlık etmiştir. Sonia’nın ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur. Sonia, ailesine bakmak için fahişelik yapmaya başlamıştır.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklayıncaya kadar çılgın gibidir. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir. Günlerce hasta yatar. “Katilin cinayet yerine dönmesi” kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petro viç, Raskolnikov’un katil olduğunu düşünür.
Raskolnikov, Sonia’ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi yürekli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı Raskolnikov’a suçunu itiraf ettirir. Sibirya’ya sürgün edilir. Sonia onun serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymamaktadır. Fakat Sonia’nın sayesinde kendini dine verebilecektir.
Suç ve Ceza – Değerlendirme
Romanın konusu çağdaş Rusya’dır. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi olarak çok sıkıştığı anlarda, para edebilecek eşyalarını rehin bıraktığı faizci bir yaşlı kadın vardır. Kadın kötüdür, kadın faizcidir, kadın, insanların zor durumda kalmalarından yararlanan bir insandır.Tabii bu fikirler Raskalnikov’u suça iten bahanelerdir.
Raskalnikov kadını öldürecek, paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktır. Günlerce kafasında ölçer biçer. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşünür ve kadını öldürür. Kitap Raskalnikov’un vicdan muhasebesiyle devam eder. Raskalnikov’un kendi için yaşama tutkusu onu iç dünyasında yüceleştirir ve hak, hukuk kavramlarının tamamını alt üst ederek çözümlemelerde bulunur. Fakat tasarladıkları altında boğulur ve tüm psikolojisi çöker. Kitap boyunca olayları Raskalnikov’un gözüyle görüyor.
Istırabı onunla yaşıyorsunuz. Kitabın diğer bir özelliği de, kominizm’in yayıldığı bir dönemde ve yerde, kahramanların dine yönelmesi. Yazar; özellikle en günahkar görülen karakterleri (Sonya ve Raskalnikov) inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmek istenmiştir.
Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Raskalnikov haklı mı? Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Toplum mu? Tefeci kadın mı? gibi soruları düşündüren yazar her okurun kendisine göre, inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği, sorgulamaya dayalı bir üslup takip etmiştir.
Suç ve Ceza romanı ilk olarak 1866 yılında yayınlanmış bir kitaptır. Rusça dili ile yazılmış bir roman olan Suç ve Ceza romanı daha sonra farklı dillere çevrilmiştir. 1970 ve 2002 yılında Suç ve Ceza romanının uyarlamaları yapılmıştır. Suç ve Ceza romanı ilk olarak Rus dergisinde on iki ayda parça parça yayımlandı. Daha sonra ise tek cilt olarak yayınlanmıştır. Suç ve Ceza romanı toplam 688 sayfa olan bir romandır.
Suç ve Ceza Kitabı Konusu ve Anafikri
Suç ve Ceza kitabının ana karakteri olan Raskolnikov adındaki genç adamın işlediği cinayetleri konu edinen bir kitaptır. Kitabın ana fikri ise insan ne durumda olursa olsun haksızlığa ve diğer olumsuzluklara karşı dimdik ayakta durmalıdır.
Suç ve Ceza Kitabını Kim Yazmıştır?
Suç ve Ceza kitabının yazarı ünlü Rus yazar Dostoyevski'dir.
Suç ve Ceza Özet
Raskolnikov sefil ve oldukça yoksul bir genç adamdır. Raskolnikov Petersburg Üniversitesi'ne başladıktan sonra hukuk öğrenimini çeşitli sebeplerden ötürü yarıda bırakır. Batıdan oldukça fazla etkilenen Raskolnikov çeşitli siyasi düşüncelerden etkilenmiştir. Bundan dolayı da aklı oldukça karışık bir haldedir. Etkilendiği siyasi düşüncelerinden ötürü, çevresinde dolaşan kötü niyetli bir tefeciyi öldürmek isteyecektir. Raskolnikov bu sayede finansal olarak da rahat bir duruma kavuşacak ve dünyanın da değersiz bir mahlukattan kurtulacağını düşünmektedir.
Daha yüksek bir amaca hizmet ettikten sonra her türlü cinayeti işleyebileceğini düşünür. Çünkü bu düşünceleri etkilendiği siyasi düşüncelerden almıştır. Raskolnikov öncelikle bir kadını öldürmek için hesap yapar. Kadının evine girdikten sonra onu vahşi bir şekilde katleder. O anda cinayet seslerini duyan Alonya adlı küçük kız birden içeri girer ve kadının öldüğünü Raskolnikov'un elinde bir balta olduğunu görür. Raskolnikov suçsuz olduğu halde kızı da öldürmek zorunda kalır. Olduğu yerde birkaç süs eşyası aldıktan sonra delilleri yok ederek bulunduğu yerden hemen ayrılır.
Raskolnikov'u kimse görmemiştir. Fakat bundan dolayı içi rahat değildir. Oldukça tedirgin bir şekilde etrafta dolaşmaya başlar. Raskolnikov'un bu tedirgin tavırları ailesi tarafından da farkedilir. Çevresi de bu durumdan bir hayli etkilenmiştir. Hayatında üç tane kadın olan Raskolnikov'un en önemli kişi ise annesidir. Sonia ise Raskolnikov'un hoşlandığı bir genç kızdır. Onunla arada arkadaşlık da yapmıştır. Sonia iyi bir genç kızdır. Fakat ailesi tam tersi olarak son derecede kötü ve sürekli kazancını alkole yatıran bir ailedir. Bundan dolayı da hiçbir varlıkları yoktur sürekli yoksullukla boğuşmak zorunda kalır. Sonia ise ailesine bakmak için fahişelik yapmak ister.
Suç ve Ceza Karakterleri
- Raskolnikov
- Sonia
- Dimitri
- Svidrigailov
Suç ve Ceza kitabı, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Dünya klasikleri arasında yer alan yapıt toplumsal kötülüklerin sebeplerini ortaya koyarken kötülükleri yapanların cezalarını çekmesi gerektiğini anlatır. Suç ve Ceza, Rusya’daki yaşamı çok canlı bir biçimde yansıtması bakımından da dikkat çekicidir.
Suç ve Ceza Kitabının Türü : Roman
Suç ve Ceza Kitabının Yazarı : Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Suç ve Ceza Kitabının Yayın Tarihi : 1866’da Rus Habercisi adlı edebiyat dergisinde yayınlandıktan sonra kitaplaştırılmıştır.
Ülke : Rusya
Suç ve Ceza Kitabının Orijinal Dili: Rusça
Suç ve Ceza Kitabının Ana Fikri : Başkalarına yapılan suçun cezası mutlaka çekilir temeline dayanmaktadır.
Suç ve Ceza Kitabı Hakkında Bilgi : Dostoyevski’nin Sibirya’da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. Romanda Rusya’ nın büyük şehirlerinden Petersburg’taki yoksul halkın hayatı anlatılır.
Rodya Romanoviç Raskolnikov yoksul bir gençtir; Petesburg Üniversitesi’ndeki hukuk öğrenimini yarıda bırakır. Aklı Batı’dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerle karmakarışıktır. Nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Bir sürü hesap kitaptan sonra harekete geçer ve kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. O anda, Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır.
Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde, Raskolnikov son derecede tedirgindir. Tedirginliği ailesi ve yakın çevresini de etkilenir. Raskolnikov’un hayatında üç kadın vardır. Bunlardan ilki olan annesi, düşkün ve müşfik bir kadındır. Hayatındaki ikinci kadın, kız kardeşi Dounia’dır. Hayatındaki üçüncü kadın ise Marmeladov adındaki işsiz kâtibin kızı Sonia’dır. Raskolnikov onunla ara sıra buluşmuş, arkadaşlık etmiştir. Sonia’nın ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur. Sonia, ailesine bakmak için fahişelik yapmaya başlamıştır.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklayıncaya kadar çılgın gibidir. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir. Günlerce hasta yatar. “Katilin cinayet yerine dönmesi” kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petro viç, Raskolnikov’un katil olduğunu düşünür.
Raskolnikov, Sonia’ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi yürekli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı Raskolnikov’a suçunu itiraf ettirir. Sibirya’ya sürgün edilir. Sonia onun serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymamaktadır. Fakat Sonia’nın sayesinde kendini dine verebilecektir.
Petersburg’ta Rodion Raskolnikov adında bir öğrenci kusursuz bir cinayet işlemeyi hayal etmektedir. En sonunda bir baltayla; ihtiyar, dul bir rehinci kadınla olaya şahit olan üvey kardeşini öldürüp oturdukları evden bir miktar mücevher çalar.Raskolnikov odasına döndükten sonra polis gelir. Açlık ve hastalıktan iyice zayıflamış olan Raskolnikov, polise herşeyi itiraf etmek için hazırlanır; ama polis, ev sahibinin isteği üzerine öğrenciye kira borcunu ödemesini söylemeye gelmiştir. Polisin ne için geldiğini öğrenince Raskolnikov sevinçten bayılır.Kendine geldiği zaman sorguya çekilmiş, verdiği yanıtlar polisi şüphelendirmiştir. Raskolnikov, mücevherleri bahçede bir kayanın dibine saklamıştır. Odasına döner,dört gün ateş içinde yatar, iyileştiği zaman hastalığı sırasında polisin eve geldiğini, kendisinin bazı şeyler sayıkladığını öğrenir. Bu da aleyhindeki şüphelerin artmasına sebep olmuştur. Raskolnikov’un kızkardeşi Dunia’yla nişanlanmış olan Luzin düğün hazırlığı yapmak üzere Petersburg’a gelmiştir. Raskolnikov müstakbel eniştesini hiç sevmemiştir, çünkü kız kardeşinin bu adamla sadece ağabeyine para teminedebilmek amacıyla evlenmek istediğini bilmektedir. Luzin Raskolnikov’ı ziyaret eder.
Delikanlı eniştesini sevmediğini açıkça belli edince Luzin öfkeyle oradan uzaklaşır. Genç katil birdenbire sakinleşir. Sık sık dışarı çıkar, gazetelerde cinayet haberleri okur. Bir gün günlük bir gazeteyi okurken bir dedektif yanına yaklaşır. Genç öğrenci işlediği suçun verdiği heyecanla, biraz da geçirdiği hastalığın etkisiyle çok fazla konuşmuştur. Dedektif pekâlâ kendisinin katil olabileceğini anlatmaktan çekinmez. Ama buna rağmen bütün şüpheleri Raskolnikov’un üstünde toplayacak herhangi bir delil bulunmamıştır.Daha sonra Raskoinikov, Petersburg’un kenar mahallelerinden birinde bir intihar olayına şahit olunca, polise gidip her şeyi anlatmayı düşünür. Ama Marmeladov adındaki bir arkadaşına araba çarpıp ölünce bu kararından vazgeçer.
Raskoinikov, annesinden aldığı parayı arkadaşının dul karısına verir. Bir zaman sonra arkadaşlarının düzenlediği bir partiye gider. Orada arkadaşlarının da kendisinden yavaş yavaş şüphelendiklerini hisseder. Odasına döndüğünde annesiyle kızkardeşini onu bekler bulur. Onların gelişine hiç sevinmeyen Raskoinikov, onları bir bahane uydurup Razmuhin’in yanına bırakır.Razmuhin, Dunia’yı görür görmez çok hoşlanmıştır. Cinayet masası şefi Porfiri, Raskolnikov’la bir konuşma yapar. Genç öğrencişefin sorduğu kurnazca sorulara yanıt vermekte güçlük çeker. Bu, onun için birişkenceden farksızdır.
Raskoinikov annesine ve kızardeşine eniştesi Luzin’in aptal, işe yaramaz biradam olduğunu kabul ettirir. Enişteyi kovarlar. Kızın kalbinde boşalan yeri Razmuhin alır.Bu sırada Dunia’nın bir zamanlar çocukların baktığı ve çok sıkıntılı günlergeçirmesine neden olan Svidrgailov Petesburg’a gelmiştir. Adamın karısı ölmüştür. Dunia’ya yaptıklarını unutturmak için ona para vermek istemektedir.Razmuhin de zengin bir akrabasından para almış ve Dunia’yla birlikte kitap yayınlamaya başlamıştır. Raskolnikov’a da ortaklık önerirler, ama onun zihni bambaşka şeylerle dolu olduğundan kabul etmez. Annesi,kızkardeşi ve yeni eniştesiyle vedalaşır, kendisini bir daha aramamalarını söyler.
Raskoinikov, daha önce ölmüş olan arkadaşı Marmeladov’un fahişe kızı Sonya’nın yanına gider. Birlikte İncil’i okumaya başlarlar. Delikanlı, günahkâr kızın dinî inançlara bağlılığına hayran olmuştur. Kıza karşı büyük bir sempati beslemektedir. Bir gün ona rehinci kadınla kız kardeşini kimin, nasıl öldürdüğünü anlatacağına söz verir. Sonya’nın odasının yanındaki odayı kiralayan Svidrigaiiov, bu konuşmaları duymuş ve merakı artmıştır.
Marmeladov’un dul karısı, ölmüş kocasının arkadaşları şerefine bir parti verir. Bu partide Luzin, cebindeki paraları Sonya’nın çaldığını ileri sürer. Raskolniov’un Sonya’la ilgilendiğini fark eden Luzin, sırf eski kayınbiraderinden intikam için bu hileyi tasarlar. Luzin’in yavaşça parayı Sonya’nın çantasına koyduğunu gören bir misafirin şahitliği üzerine zavallı kızcağız ithamlardan kurtulur. Daha sonra Sonia’nın odasına gittikleri vakit Raskoinikov, iki kadını kendisinin öldürmüş olduğunu itiraf eder. Svidrigaiiov bu konuşmayı dinledikten sonra genç öğrenciye gelerek tüm sırlarını bildiğini açıklar. Artık Raskoinikov için hayat dayanılmaz bir hâl almıştır. Her gün şüphe ve endişe içinde yaşamaktadır.
Nihayetinde cinayet masası şefi Porfiri, Raskolnikov’un katil olduğunu söyleyiverir. Her şeyi açıklarsa, deli olduğu ileri sürülerek cezası hafifletilebilecektir. Svidrigaiiov, Dunia’ya erkek kardeşinin marifetlerini anlattıktan sonra onunla evlenmeye razı olduğu takdirde Raskolnikov’u kurtarabileceğini söyler. Kızı kandırıp kendi odasına kapadıktan sonra bunları anlatmıştır. Dunia, kendini kurtarmak için adamı tabancayla vurmaya kalkar, ama Svidrigaiiov çabukdavrandığı için bunu beceremez. A
dam, Dunia’ya son bir teklifte daha bulunup kabul ettiremeyince ona çok miktarda para verir, sonra da tabancayla intihar eder.Raskolnikov, annesi, kız kardeşi ve Sonya’nın sevgisinden emin olup, onlardan da cesaret alınca, polise suçlarını itiraf eder. Mahkemeye verilir, sekiz yıl Sibirya’da yaşamaya mahkûm edilir. Sonya da Raskolnikov’la beraber Sibirya’ya gider. Mahkûmlar kampına yakın bir kasabaya yerleşir. Raskolnikov ve diğer mahkûmlara karşı takındığı müşfik tavırlar yüzünden ona Küçük Sonya adını takarlar. Onun yardımıyla Raskolnikov yeniden dünyaya gelmiş gibidir.
Romanın konusu çağdaş Rusya’dır. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi olarak çok sıkıştığı anlarda, para edebilecek eşyalarını rehin bıraktığı faizci bir yaşlı kadın vardır. Kadın kötüdür, kadın faizcidir, kadın, insanların zor durumda kalmalarından yararlanan bir insandır.Tabii bu fikirler Raskalnikov’u suça iten bahanelerdir.
Raskalnikov kadını öldürecek, paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktır. Günlerce kafasında ölçer biçer. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşünür ve kadını öldürür. Kitap Raskalnikov’un vicdan muhasebesiyle devam eder. Raskalnikov’un kendi için yaşama tutkusu onu iç dünyasında yüceleştirir ve hak, hukuk kavramlarının tamamını alt üst ederek çözümlemelerde bulunur. Fakat tasarladıkları altında boğulur ve tüm psikolojisi çöker. Kitap boyunca olayları Raskalnikov’un gözüyle görüyor.
Istırabı onunla yaşıyorsunuz. Kitabın diğer bir özelliği de, kominizm’in yayıldığı bir dönemde ve yerde, kahramanların dine yönelmesi. Yazar; özellikle en günahkar görülen karakterleri (Sonya ve Raskalnikov) inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmek istenmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Raskalnikov haklı mı? Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Toplum mu? Tefeci kadın mı? gibi soruları düşündüren yazar her okurun kendisine göre, inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir uslup takip etmiştir.
Dostoyevski’nin en önemli romanlarından biri olarak gösterilmektedir. Dostoyevski’nin Sibirya’da cezaevinden döndükten sonra yazdığı roman, yazarın en uzun ikinci romanı olma özelliği taşır. Bununla birlikte yazarın olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır.
Romanın Özeti:
Raskolnikov, Petesburg’da öğrenim görmekte olan bir öğrencidir. Parasızlık ve fakirlik onu sıkmaktadır. Bu yüzden dul bir rehinci kadınla onun üvey kardeşini öldürüp onların mücevherlerini almayı planlar. Kusursuz olan cinayet planını uygulayıp hedefine ulaşır. Mücevherleri bir kayanın dibine saklar.
Raskolnikov odasına döner. Az sonra polis gelir. Raskolnikov polisin olayı anladığını kendisini tutuklamaya geldiğini sanır. Oysa polisi uzun zamandır kirayı alamayan ev sahibi göndermiştir. Önce korkup sonra sevinen Raskolnikov bayılır. Polis Raskolnikov’un bu tepkilerinden kuşkulanır ve onu sorguya çeker; ama bir sonuç alamaz.
Raskolnikov’un kız kardeşi, Raskolnikov’un eğitim masraflarını temin edebilmek için Luzin adlı biriyle evlenmeyi düşünür. Raskolnikov bu adamı hiç sevmez, ona soğuk davranır. Luzin öfkeyle çıkar gider.
Bir gün bir dedektif Raskolnikov’u cinayetle ilgili sorgular; ama şüpheleri Raskolnikov’un üstüne çekecek bir kanıt bulamaz.
Raskolnikov’un arkadaşları da cinayetle ilgili ondan şüphelenmektedir. Bunu arkadaşlarıyla katıldığı bir partide belli ederler. Raskolnikov partiden evine döndüğünde eve annesiyle kız kardeşi Dunia’nın geldiğini görür. Raskolkikov, annesiyle kız kardeşi Dunia’yı arkadaşı Razmuhin’e bırakır. Razmuhin Dunia’yı görür görmez ondan hoşlanır.
Raskolnikov annesine ve Dunia’ya Luzin’in işe yaramaz biri olduğunu söyler ve onları etkiler. Bu yüzden Luzin evden gönderilir. Dunia, kalbindeki Luzin’den boşalan yeri Razmuhin ile doldurur.
Bir zamanlar Dunia Svidrgailov’un çocuklarına bakıcılık yapmıştır. Karısı,çocukların bakımını yapan Dunia’ya çok sıkıntı çektirmiştir. Dunia onlardan ayrıldıktan sonra karısı ölen Sividrgailov karısının Dunia’ya çektirdiği sıkıntılardan dolayı ona para vermek üzere Raskolnikov’lara gelir.
Raskolnikov, fahişe bir kız olan Sonia’nın yanına gider. Beraber İncil okurlar. Raskolnikov, Sonia’ nın dine olan bağlılığından çok etkilenir. Onu beğenmeye başlar. Sonia ile Raskolnikov’un birlikte kaldıkları odanın bitişiğini de Sividrgailov kiralamıştır. Raskolnikov Sonia’ya işlemiş olduğu cinayeti anlatır. Bitişikte kalan Svidrgailov her şeyi duyar.
Svidrgailov, Raskolnikov’un kız kardeşi Dunia’yla evlenmek ister. Öğrendiği bu sırrı da koz olarak kullanır. Kızı bu konuda ikna edemeyince ona bolca para bırakıp intihar eder.
Raskolnikov annesinin, Dunia’nın ve Sonia’nın sevgisinden emin olur. Onların da desteğiyle polise suçunu itiraf eder. Mahkeme onu sekiz yıl Sibirya’ya sürgüne gönderir. Sonia Raskolnikov’a olan sevgisinden dolayı onun sürgün edildiği yerin yakınına taşınır. Bütün mahkumlara iyiliği dokunur. Raskolnikov, Sonia’nın desteğiyle yeniden dünya’ya gelmiş gibidir.
Suç ve Ceza Kahramanları KimlerSuç ve Ceza Kimin EseridirSuç ve Ceza Konusu NedirSuç ve Ceza Olay ÖrgüsüSuç ve Ceza Özet İndirSuç ve Ceza Roman Özeti
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede