favimol zararları / Covid’de Sıtma İlacı.. Peki, Favipiravir’in Etkisi Var mı? | Klimik

Favimol Zararları

favimol zararları

Covid ilaçları ne kadar etkili, koronavirüsü ilaçla yenmek gerçekten mümkün mü?

Covid ilaçları

Kaynak, Getty Images

Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de Covid tedavisinde yaygın olarak kullanılan hidroksiklorokin (klorokin) ilacını protokolden çıkarttığını açıkladı. Türk Tabipleri Birliği, bilim insanlarının ilacın yan etkileri konusundaki uyarılarına rağmen yetkililerin adım atmakta geciktiği eleştirisinde bulundu. CHP konuyu TBMM'ye taşıdı. Türkiye gibi birçok ülkede Covid tedavisi protokolü, ilaç kullanımını da kapsıyor.

Peki koronavirüsü ilaçla yenmek gerçekten mümkün mü?

BBC Future'dan Pavol Bardy, Fred Anston ve Oliver Bayfield; virüsün neden olduğu Covid hastalığının küresel çapta bilinen, kanıtlanmış bir tedavisinin ya da ilacının olmadığını vurguluyor.

Öte yandan pek çok ülkede resmi protokol ve rehberlerde tedavi için önerilen bazı ilaçlar var.

Türkiye'de salgınla mücadelede hastalığın hem evde hem de hastanedeki tedavisinde Covid ilaçları önemli bir yer tutuyor. Bazı ilaçlar filyasyon ekiplerince ücretsiz olarak evlere getiriliyor ve dağıtılıyor.

Türkiye'de ilaç kullanımı neden gündeme geldi?

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, etken maddesi favipiravir olan antiviral ilaç ile sıtma ilacı Hidroksiklorokin (klorokin), hekim tavsiyesi ve gözetiminde tavsiye edilen başlıca ilaçlardandı.

7 Mayıs tarihli Bakanlık kararı ile klorokin protokolden çıkarıldı. Ancak Türk Tabipleri Birliği ile bazı muhalefet temsilcileri ve uzmanlar, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi köklü kurumların onayı olmayan bu ilacın kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere yan etkileri de bilinmesine rağmen rehberden uzun süre çıkarılmamasını eleştirdi.

CHP Milletvekili Murat Emir Meclis Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yanıtlaması istemiyle TBMM'ye verdiği soru önergesinde, "Kaç Covid hastası klorokine bağlı kalp rahatsızlığı geçirdi?" diye sordu.

Koronavirüs ilaçlarının etkili olmasının önündeki engeller neler?

Türkiye'de konu siyasi zemine taşınırken, bilim dünyasında tartışmanın boyutu farklı.

Nitekim ilaçların Covid'a karşı etkinliği konusunda dünyada bir görüş birliği yok.

Öte yandan bazı uzmanlar, virüslerin yapısı gereği bakterilere oranla daha fazla çeşitlilik göstermesi, daha hızlı mutasyona uğraması ve daha zor erişebilir olması nedeniyle doktorların ilaç bazlı tedavi şemaları geliştirmesinin bir hayli zorlaştığını vurguluyor.

Geniş spektrumlu antibiyotikler farklı bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilirken, tek bir virüsün tedavisinde işe yarayan bir ilacın diğer virüslere karşı da etkin olduğu çok az örnek var.

Örneğin aslen hepatit C tedavisinde kullanılan remdesivir adlı ilaç, bir dönem Covid tedavisi için önerildi. Ancak daha sonra yapılan deneylerde ilacın koronavirüse karşı etkinliğinin çok sınırlı olduğu görüldü.

Uzmanlara göre bakterilerden farklı olarak geniş spektrumlu antiviral ilaç geliştirmek bir hayli zor.

Hedefe ulaşmak zor

Bu durum, bakterilerden farklı olarak çeşitliliği çok daha fazla olan virüslerin, bazıları DNA bazıları da RNA formunda kendini gösteren kendi genetik bilgilerini nasıl muhafaza ettiği ile ilgili.

Virüslerde, ilaçlarla hedef alınabilecek protein temel yapı taşlarının sayısı bakterilere oranla daha az.

Oysa bir ilacın işe yaraması için hedefi tutturabilmesi gerek ve bu, virüsler için çok daha zor.

Bunun nedeni, virüslerin insan hücrelerinde çoğalırken bedenimizdeki hücresel mekanizmayı gasp etmesi.

İlaç enfekte olmuş hücrelerin içine girip insan vücudunun normal işlerliği için esas olan bazı süreçleri etkilerken, insan hücrelerinde istenmeyen hasarlar bırakıyor, yan etkiler görülebiliyor.

Virüsün kendini kopyalayarak çoğalmasını engellemeye çalışırken hücrelerin dışında da virüsü hedef almaya çalışmak mümkün ancak virüsü koruyan "kabuk", (virüslerin genetik şifrelerini çevreleyen protein kılıf ya da kapsit) hedefine doğru yolculuk ederken dış çevrelerdeki olumsuz koşullardan etkilenmeyecek kadar sağlam bir yapıya sahip.

Virüs ancak hedefine ulaştığı zaman bu kabuk dağılıyor ve genetik şifreleri dahil içeriğini dışarı atıyor. Virüsün yumuşak karnı olabilecek bu süreç, yalnızca belli koşullarda gerçekleşiyor. İlaçlarla virüsü koruyan yapının hedef alınması kulağa cazip gelse de, bu ilaçlardan bazıları insan vücudu için zararlı olabiliyor.

Tüm bu zorluklara rağmen şu ana dek hem grip salgını hem de HIV'e yönelik antiviral ilaçlar geliştirilmişti. Bu ilaçlardan bazıları virüsün kopyalanarak çoğalması sürecini ve virüsü koruyan yapıyı hedef alıyor. Koronavirüs tedavisinde de işe yarayabilecek bazı ilaçlar tespit edilmişti.

Ancak virüslerin çok hızlı mutasyona uğraması nedeniyle ilaç geliştirmek uzun zaman alıyor, geliştirilen ilaçlar da virüs evrimleştikçe işe yaramaz hale gelebiliyor.

'Uyku modu'

Virüslerle savaşmayı zorlaştıran bir başka konu, uyku moduna geçebilmeleri.

HIV ve HPV gibi bazı virüslerden bilindiği gibi, uyku moduna geçildiğinde enfekte olmuş hücreler yeni virüsler üretmiyor. Oysa virüsün genetik şifreleri hücrede viral yapıda olan tek şey. Bu durumda ilaç virüslerin kopyalanmasına ve "kabuğuna" müdahale etmeye çalıştığında karşılarında savaşabilecekleri bir şey yok. Bu da virüsün hayatta kalması demek.

Uyku modundan çıkarak yeniden aktif olduğunda ise semptomlar geri dönüyor ve ilaç tedavisi yeniden gerekiyor. Bu da ilaca karşı vücudun direnç göstermesi ihtimalini artırıyor.

Virüslerin yaşam döngüsü hâlâ gizemini koruyor ve şifreleri çözmeye yeni yeni başladık.

Öte yandan özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda virüslerin çok daha uzun kaldıklarına ilişkin işaretler var.

Koronavirüsün nasıl çalıştığına ilişkin araştırmalarda önemli yol alındı ancak antiviral ilaçların geliştirilmesi konusunda soru işaretleri var. Yılın ileriki dönemlerinde enfeksiyonların yeniden canlanacağı uyarılarını düşünürsek, doktorların çabaları bir süre daha gölgede kalacak gibi.

Koronavirüsteki yeni tehlike: İlaç kullanmak istemiyorum

Bir seneyi aşkın süredir koronavirüsle mücadelesini sürdüren Türkiye'de, salgının gidişatını kötü etkilediği belirtilen yeni bir sebep ortaya atıldı. Virüse yakalandıktan sonra evde karantinaya alınan bazı hastaların, filyasyon ekiplerinin verdiği ilaçları kullanmadığı ifade edildi. Verilen ilaçların kullanılmaması hastalığın seyrini ve hastaneye yatış oranını büyük ölçüde etkiliyor. 

Peki, filyasyon ekipleri tarafından verilen ilaçların kullanılma(ma)sı koronavirüsün seyrini nasıl etkiliyor? Virüsü hafif atlatığını söyleyen hastalar verilen ilaçları kullanmasa olur mu? Uzmanlar soruları yanıtladı. 

''VİRÜS İLK GÜNDE ÇOĞALIYOR''

Kocaeli Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sıla Akhan, özellikle evde karantinaya alınan hastalarda ilaç kullanımın reddedilmesine oldukça sık rastlandıklarını belirtti. 

Akhan, filyasyon ekiplerinin ilaçları teslim ettikten sonra hastaların belirli iddialarla bu ilaçları kullanmadan evde tuttuğunu söyledi.

Hastalığın seyri açısından bu durumun oldukça yanlış ve tehlikeli olduğunu ifade eden Akhan, ''Virüs gün içerisinde çoğalıyor. Filyasyon ekipleri tarafından teslim edilen ilaçlarla biz bu virüs çoğalımını oldukça azaltmaya çalışıyoruz. Ne kadar başarılı olabilirsek immün fırtınayı o kadar azaltabiliyoruz'' dedi.

İLAÇLAR NEDEN KULLANILMALI?

Koronavirüsün seyrinin iki aşamalı olduğunu da söyleyen Akhan, ''Birinci fazda virüs çoğalma eğilimi taşıyor. Bir müddet sonra bu çoğalım duruyor. İkinci fazda vücut virüsle savaşırken immün (bağışıklık) cevap oluşuyor. Virüs bitse de o savaş devam ediyor, vücut kendi kendine savaşmaya devam ediyor, kendini yıpratıyor. Hastaya verilen favipiravir ile biz bu durumu önlemeye çalışıyoruz'' açıklamasını yaptı. 

''KANDA PIHTI DA YAPABİLİYOR''

Akhan, favipiravirin yanında koronavirüs hastalarına bir de kan sulandırıcı bir hap verildiği söyledi. Bu ilacında diğer ilaç gibi mutlaka kullanılması gerektiği ifade eden Akhan, koronavirüsün damarlarda tutunma, kanda pıhtı yapma gibi bir özelliği olduğunu vurguladı. 

Hastalığın seyri ve verilen ilaçların etkileri hakkında açıklama yaptıktan sonra Akhan sözlerine şunları ekledi:

''Bu ilacın bana zararı olacak yorumu tamamen yanlış. Sadece gebelerin kullanmaması gerekiyor. Zaten herhangi bir yan etki yapıyorsa da 5 gün kullanılan bir ilaç olduğu için bu geri dönüşümlü bir durum. Hastalığın en vurucu yeri olan immün fırtınayı durdurabilmek için ilaçların kullanılması gerekiyor. Çünkü o ilacın bu dönemde faydası var Sonra işler sarpa sarınca bu ilacın kullanılmasının hiçbir anlamı kalmıyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek de salgının başından bu yana hastaların, verilen ilaçları sorguladığını söyledi. 

''İLACIN SAYISI DA KORKUTABİLİYOR''

Tükek, ''Özellikle evde olan hastalarda bu soruları oldukça duyuyoruz. ilacın bir arada alınması insanları haliyle korkutuyor. İlaç kullanmama noktasında bazı hastaların eğilimlerinin de olduğunu görüyoruz. Bazı kişiler, 'İyiyim ben bir şikayetim yok. İlaçları almasam olur mu' diye soruyor. Ama biz mutlaka ilaçların alınması gerektiğini söylüyoruz'' açıklamasını yaptı. 

''DAHA AĞIR SEYREDİYORLAR''

Vakalar üzerinden gözlemlerini aktaran Tükek'e göre, virüsün en başında ilaç kullanmayan ya da ilaçları aksatan hastaların, bir noktadan sonra süreci daha ağır seyrettiklerini belirtti. 

İlaçları hastalığın hafif atlatılması için verildiğini vurgulayan Tükek, ''Bu ilaçlar, hastalığın kötüleşmemesi için kullandığımız ajanlar. Hastalık başta iyi seyredebiliyor ve hasta bir şeyi yokmuş gibi hissedebiliyor. Ancak daha sonra özellikle bir hafta içerisinde durum alevlenip daha da kötüye gidebiliyor. İlaçları kullanmayan hastalarda pişmanlık görebiliyoruz'' dedi. 

Salgının tepe noktasında olduğunu söyleyen Tüfek, koronavirüse karşı uyarı da bulunarak şu bilgileri verdi:

''Şu an hastaneye yatması gereken hasta sayısında da bir artış var. Hastanelerde doluluk oranları giderek yükseliyor. Bunun sonucu olarak yoğun bakımlarda da bir takım artışlar meydana geldi. Salgının bir an önce tersine döndürülmesi, vaka sayılarının düşürülmesi gerekiyor''

#Kocaeli, koronavirüs, İstanbul

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir