Protistler; bilim dünyası tarafından ''alem'' olarak sınıflandırılmış olsa da, bu sınıfa ait canlılar tek soylu olmayıp kısmi soylu olan bir grubu temsil etmektedir. Eğitim hayatında ve Biyoloji dersi kapsamında bulunan bu aleme ait, protista nedir, hangi canlılar yer alır gibi soruların cevaplarını haberimizde inceledik
Protista alemi canlıları, heterojen yani ayrışık olan bir canlı grubunu temsil etmektedir. Günümüzde yaklaşık olarak kadar protista türü canlı ve bir bu kadar da nesli tükenmiş olan fosil türleri bulunmaktadır. Her canlı türünde olduğu gibi, protista alemi canlıları da yaşamsal açıdan farklılıklar göstermektedir. Protista alemi özellikleri örneklendirilecek olursa, şu şekildedir;
Protista alemi çok hücreli ve tek hücreli canlılardan oluşmaktadır ve bu canlıların tümü ökaryot hücrelidir. Bu sınıfa mensup canlılar bireysel ya da koloni halinde yaşamaktadırlar. Protista alemi canlıları; hayvanlar, mantarlar veya bitkiler aleminden tamamen farklı bir sınıf olarak bilinmektedir. Bunun yanı sıra protista alemi canlılarının bazıları fotosentez bazıları ise diğer canlı türleri ile etkileşime geçerek yaşayabilmektedir.
Diğer canlı sınıflandırmalarının içerisinde bulunmasalar da, benzerlikleri açısından bazı canlı türleri ile beraber benzetmelere maruz kalmış olan protista alemi canlılarının; alg türleri bitkilere, protozoa türleri hayvanlara, su mantarı ve cıvık mantarı türleri ise mantarlara benzetilmeleri bilim dünyası tarafından görülmektedir. Bu ayrışma durumu, filogenetik sınıflandırma olarak adlandırılmıştır.
Çoğunluğu mikroskobik olan protista alemi canlıları, diğer canlı sınıflandırmalarında olduğu gibi farklı özellikler taşımaktadır. Kısaca ökaryotik protistlerden oluşmakta olan protista alemi, diğer ökaryotlara nazaran daha kolay anlaşılabilmektedir. Protista alemi; Kök ayaklılar(Sarcodina), Kamçılılar(Flagellata), Sporlular(Sporozoa), Silliler(Ciliata veya Ciliophora), Cıvık Mantarlar ve Algler olarak altı grup altında incelenmektedir. Bu grupların tanımaları ise şu şekilde verilebilir;
Foraminifer'ler: Bu grupta bulunan canlılar tek hücreli yapıya sahip olmakla birlikte dış iskelet ya da kabuk içermektedir, ayrıca kabukları deliklidir. Delikli kabuklarında çubuğumsu ve dikensi yapılar bulunur. Yalancı ayaklarının özellikleri sebebiyle ''ışınlılar'' grubu içerisinde incelenmektedirler. Bu canlıların kabukları çürümeye dayanıklı olduğundan, günümüze kadar fosillerini saklayabilmişlerdir.
Euglena: Genellikle nemli ve sulu ortamlarda bulunmaktadırlar. Kamçıları sayesinde kolaylıkla yer değiştirebilirler ve hücre çeperleri bulunmamaktadır. Kendi besinlerini fotosentez ile üretebilen Euglenalar çok sayıda üremeleri halinde, bulundukları suyun rengini yeşile çevirebilmektedirler. Bitkilerdeki gibi 2 değil, kendi kloroplastları 3 zar ile çevrilidir.
Trypanosoma: Dalgalı özellikteki zar yapısına ve bir adet kamçıya sahip olan Trypanosoma'ların ''brucei gambiensis'' isimli türü, insanlara çeçe sinekleri aracılığı ile bulaşabilmektedir ve bu durumda insanlar uyku hastalığına yakalanabilmektedir. Uyku hastalığı, baş ağrısı, ateş ve eklem ağrısına sebep olmaktadır.
Leishmania: Tatarcık isimli sivrisinek türü vasıtasıyla insanlara bulaşan ''şark çıbanı'' hastalığına sebep olmaktadır. Bu hastalık en çok Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde görülmektedir.
Giardia: Tek hücreli kamçı yapısına sahip olan bu tür, iki adet faal çekirdeğe sahiptir. Hastalığa sebep olan çok sayıda türü barındıran bu sınıf, genellikle havuz ve içme sularında görülmektedir. Ayrıca evcil hayvanların dışkılarının bulaştığı toprak yoluyla da taşınabilmektedir.
Plasmodium: Bu tür, dişi sivrisinekte eşeyli, insanda ise eşeysiz üremektedir. Plasmodium, insanlarda görülen quartana sıtmasına sebep olmaktadır.
Paramesyum: Tatlı sularda yaşayan bu grup, terliksi hayvan ismiyle de bilinmektedir. Kontraktil kofulu 2 tanedir.
Stentor: Trompet veya huni görünümlü olan Stentor'lar tatlı sularda yaşamaktadır.
Bir Hücreli Algler: Bu sınıf, ototrof beslenir ve kloroplast taşımaktadırlar. Tek hücreli Algler, sularda ve nemli ortamlarda yaşamaktadırlar.
Çok Hücreli Algler: Fotosentez ile besin üretebilmeleri, klorofile sahip olmalarından kaynaklı olan çok hücreli algler, eşeyli ve eşeysiz üremektedirler.
Gözle görülemediği için mikroskop yardımıyla incelenebilen ve yaşayan canlı türüne mikroskobik canlılar adı verilmektedir. İlk olarak Hindistan’da bulunan Jain yazınlarında mikroskobik canlılardan bahsedilmiştir.
Mikroskobik Canlılar Nelerdir?
Karada, havada, su ve diğer canlıların vücudunda yaşayabilen gözle görülmeyen canlılara mikroskobik canlılar denilmektedir. Yararlı ve zararlı olmak üzere iki çeşidi bulunur. Çıplak gözle görülemezler. Tek hücreli ve çok hücreli olanları bulunduğu gibi hücresle yapıda olanlar ve olmayanlar olarak da bilinmektedir.
Hücrresel yapıda olanlar; bakteriler, protistler ve mantarlar olarak adlandırılırken, hücresel yapıda olmayanlar; viroidler, virüsler ve prionlar olarak adlandırılır. Bilimsel sınıflandırma yöntemlerinde pek çok çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bu nedenle bir bilim dalı olan mikrobiyoloji adı altında incelenmektedir.
Mikroskobik canlıların isimlerinden bazıları; virüsler, bakteriler, mantarlar, ökaryotlar, arkea, prionlar, protistler, viroidler, simbiyotik olarak pek çok çeşitte isim olarak sayılabilmektedir. Mikrobiyoloji bilim dalı altında incelenebilen bu bakteriler ve çeşitleri oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu nedenle birkaç sınıfta belirtmek mümkün değildir.
Mikroskobik Canlılar Nerede Yaşar Ve Solunum Yapar Mı?
Mikroskobik canlılar suda, havada, karada, insan ve hayvan vücudunda, toprakta, bitkilerde, yiyeceklerde kısacası hemen her yerde yaşarlar. Burada önemli olan ise yaşamlarını sürdürebilmeleri için besin maddesinin ve uygun koşulun sağlanmış olmasıdır. Yararlı mikroskobik canlılar ise mayalanma olaylarının gerçekleşmesinde önemlidir.
Ayrıca her canlı gibi mikroskobik canlılarda solunum yaparlar. Hiçbir canlı solunum yapmadan yaşayamaz. Örnek olarak belirtecek olursak; terliksi hayvanlar, amip veya parmesyum gibi mikroskobik canlılar var oldukları ortamda sürekli içi içedirler. Solunum yani bilimsel adı ile gaz değişimini difüzyon halinde gerçekleştirirler. Difüzyon ise; maddenin yüksek yoğunluğunun olduğu yerden düşük yoğunluk olan yere geçmesi işlemidir.
Mikroskobik Canlıların Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?
Mikroskobik canlılar insan vücudunda sağlığı ile alakalı büyük bir yere sahiptir. Örneğin insan vücudunda bulunan bağırsak florası mikrobiyotaları düzenlerken bulaşıcı hastalıkların da sebebi olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle yararlı ve zararlı etkilere sahiptir. Mikroskobik canlıların en önemli özelliklerinden bir tanesi gözle görülemeyen özelliğe sahip olmasıdır. Bu nedenle mikroskop yardımı ile görülebilmektedir.
Hem yararlı hem zararlı olanları olduğu gibi tek hücreli veya çok hücreli olanlarda bulunmaktadır. Halk içinde mikrop adı verilen mikroorganizmalar hücresel yapıda olan ve olmayan olarak da iki halde sınıflandırılırlar. Pek çok çeşitli grubu bulunmasından dolayı bir bilim dalı olarak karşımıza çıkar inceleme alanı oldukça geniştir.
Mikroskobik canlıların faydalarına kısaca bakacak olursak;
Üzüm suyundan sirke üretimi
Turşunun yapımı
Sütten peynir üretilmesi
Toprakta bulunan canlı atıklarının çürütülmesi sonrasında mantarlar aracılığı ile parçalanarak mineral oluşturulması sayesinde toprağa karışımı
Bağırsaklarımızda bulunanlar ise vücuda gerekli olan B ve K vitaminlerinin oluşumunu sağlar
Hamur mayalanması
Canlı atık ayrıştırılması gibi pek çok yararı bulunmaktadır.
Tüm bu yararların yanı sıra mikroskobik canlıların zararları da bulunur. Bunlara da kısaca bakacak olursak;
Besinlerde bozulma
Besinlerde küflenme
Vücutta hastalıklara sebebiyet verme
Bulaşıcı hastalıklar olan verem, zatürre
Diş çürükleri gibi pek çok zararları da sayılabilmektedir.
Buna karşın besinlerin zararlı mikroskobik etkilerden korunması için de yöntemler bulunmaktadır. Bunlar ise; tuzlama, konserve, kurutma, pastörize etme, dondurma gibi pek çok yöntemle besinler mikroskobik etkilerden korunmak suretiyle işleme tabi tutulmuş olmaktadır.