akyaka akbük altaş pansiyon / AKBÜK ALTAŞ Restaurant Pansiyon - Mugla, Turkey

Akyaka Akbük Altaş Pansiyon

akyaka akbük altaş pansiyon

Ekim - Gökova - 1.GÜN (Ören - Alatepe - Akbük)

AT THE BEGINNING: For any detail, you can get in contact directly with us for communication in English. Please do not hesitate to ask for help. ([email protected]).

1. GÜN PARKUR DETAYLARI:

1. Gün Başlangıç:  (Ören Sahili)

1. Gün Bitiş:  (Alatepe), (Akbük)

Toplam mesafe: 17 km.

* Ören - Alatepe &#; 6 km.

* Alatepe &#; Akbük &#; 11 km.


Su: Yol üzerinde su kaynağı yok. Ören&#;den çıkarken Alatepe çıkışı için su almanız, çıkış sonrası Alatepe Köyünden su takviyesi yapılabilir. Köyde evlerden su da istenebilir veya market de bulunuyor. Alatepe-Akbük arasındaki kısımda su kaynağı ve yerleşim olmadığından suyunuzu Alatepe&#;de doldurmanız iyi olacaktır. Eğer aşırı sıcaklarda yürümek zorunda değilseniz gereğinden fazla su taşınmasına gerek yok çünkü Alatepe&#;den sonra Akbük kabaca saat kadar sürüyor.

Konaklama: Ören ve Akbük&#;te pansiyon konaklamalar mevcut. Ören&#;de yürüyüşçüler için alternatif çok. Sorulduğunda mutlaka bütçe veya konfor beklentisine uygun bir yer bulunacaktır. Özellikle Akbük&#;te pansiyon fiyatlarının yüksek olabileceğini unutmamak lazım. Kamp bu parkur üzerinde sorun değil. Ören sahilinde Atatürk heykelinin arkasında veya Alatepe çıkışına başlandığı iç kısımlarda Ören&#;in arkasındaki düzlüklerde kamp atılabilir. Akbük&#;te çadır konaklama için sahili arkasında çok sayıda düzlük bulunuyor. Buralarda kamp atabilmek mümkün. Denize sazlıktan akan derenin sinek yapabileceğini aklımızda bulundurmak lazım. Referans olması bakımından Akbük'ün ek eski işletmesi ve yürüyüşçülere kamp ve yemek imkanı sunabilen Altaş Pansiyon aranabilir (Öner Altaş, + 11 46, + 53 94).

Parkur Zorluğu: Mesafe olarak uzun gibi gözükmese de yolun kısmen inişli-çıkışlı olması, patika yollarının fazla olması sebebiyle bu parkur bir gün olarak planlanabilirse iyi olur.

Akbük&#;ün güzelliğini, sahil yakınlarında bir yerlerde bir gece geçirerek doyasıya yaşamak lazım. Daha ileriye devam etmek demek daha zorlu olan Akbük-Turnalı parkurunun kabasını bir miktar almak anlamına gelse de burada konaklamayı pas geçerek aynı gün daha ileriye gitmeyi -eğer yürüyüş planlarınızı bozmuyorsa- düşünmeyin diyebiliriz.

Ören&#;den Alatepe&#;ye yapılan çıkış parkurun en zorlu kısmı denebilir. Geriye kalan bölümler kısa iniş çıkışlar içerdiğinden ekstra yorgunluk yaratmayacaktır.

Alatepe Köyü çıkışında işaret problemi yaşanabiliyor. Alatepe&#;de bakkalı geçtikten sonra asfalt yol üzerinden aşağıya doğru inerken Alatepe Çıkış tabelasına kadar indiğinizde sağdaki toprak yola girmek gerekiyor. Bu yolu takip edip yamaca tırmanmaya başladıktan kısa bir süre sonra işaretler karşınıza çıkıyor.

Parkur işaretleri genel anlamda iyi. Taze ve görülebilir ancak kritik olabilecek ve zaman kaybına yol açabilecek bazı kısımları belirtmek isteriz. Bu kısımlar Alatepe Köyü&#;nün çıkışında bulunuyor.

* Alatepe&#;den çıkış ve Sofa Tepeye doğru tırmanış. Asfalt üzerinde yol ayrımını gösteren, sağa patikalara girilmesini gösteren bir işaret yok. Dolayısıyla asfalt üzerinden aşağıya inerken Alatepe çıkış trafik levhasının yanına gelmeden metre önce sağda toprak yola girmek gerekiyor.

* Alatepe çıkışında asfalt yoldan patikaya girdikten 1 km. sonra patika üzerinde işareti &#;yerde&#; görerek sola sapılıyor. Burayı kaçırmamak önemli. Bu önemli &#;r&#; işareti &#;yerde&#; bulunan bir taşta bulunuyor ve belirgin bir patikadan çalıların arasına giriliyor.

* Alatepe sonrası geniş orman yolu üzerinden yürürken sola doğru Sofa Tepe eteklerinden yürüyeceğiniz patikayı kaçırmamak önemli. Girişine bir baba dikerek, güncede ayrıntılı açıklamaya çalıştık.

* Kultak Köyü civarlarında, Sofa Tepe eteklerinden (zeytinliği geçtikten sonra) toprak yola çıkışten yaklaşık metre sonra sağa patikalara giren &#;r&#; işaretini kaçırmamak gerekiyor. Aksi takdirde parkur üzerinde olmayan Kultak Köyü&#;ne ulaşılır. Bu işareti kaçırıp köye ulaşırsanız anlayacağınız üzere yanlış yoldasınız.

Ne olursa olsun işaretler genel olarak taze ve sık gibi görünse de Karia Yolu parkurlarında GPS kullanılması tavsiyemizdir.


Parkur Yükselti Grafiği: Büyütmek için resmin üzerine tıklayınız.


1. GÜN ROTASI - MapMyHike

1. GÜN ROTASI - Crossingways

HAZIRLADIĞIMIZ BLOGDAN HER TÜRLÜ FOTOĞRAF VE PARKURU ÜCRETSİZ İNDİREBİLİRSİNİZ. YANLIZCA FOTOĞRAF VE PARKURLARI MÜMKÜNSE İZİN ALIP VE KAYNAK GÖSTEREREK VERİRSENİZ ÇOK MEMNUN OLURUZ. BU İSTEĞİMİZ TAMAMEN EMEĞİMİZE SAYGI, PAYLAŞIMIMIZ HERKESİN BUYÜRÜYÜŞÜ YAPABİLMESİ AMAÇLIDIR. HER TÜRLÜ SORUNUZU DA YANITLAMAKTAN ÇOK MEMNUN OLURUZ. TEŞEKKÜRLER.  ([email protected])


YOU'RE ALL WELCOME TO DOWNLOAD GPS ROUTES AND PICTURES FOR FREE. WE REALLY APPRECIATE IF YOU CAN GET A KIND PERMISSION AND PROVIDE THE SOURCE OF THE GPS ROUTE AND PICTURES BEFORE UPLOADING THEM TO YOUR SITE OR USING THEM ANYWHERE ELSE. THANKS IN ADVANCE. ([email protected])


Geçtiğimiz Nisan ayında () Ören&#;de tamamladığımız yürüyüşümüze kaldığımız yerden devam etmek üzere Perşembe akşamından İstanbul&#;dan yola çıkıyoruz. Altuğ, Sabiha Gökçen, Mehmet Atatürk Havaalanları üzerinden Milas/Bodrum Havaalanına saat &#;da ulaşıyor, geçtiğimiz Nisan&#;da bizi havaalanına bırakan taksici Kazım Bey&#;i arıyor, havaalanından Milas otogarına gidiyoruz.

Kış tarifesi başlamış. Ören&#;e son araba olan minibüsüne binerek saat &#;da Ören&#;e ulaşıyoruz.

İstanbul&#;u terk ederken havayı serin ve kapalı bırakmıştık. Önümüzdeki üç gün boyunca yürüyeceğimiz Gökova taraflarında yaz sıcakları bitmiş ama henüz sonbahar uğramamış. Minibüsten inerek sahilde belediye çay bahçesine giderek çadırımızı sahildeki meydanda Atatürk heykelinin arkasındaki boşluğa kurup kuramayacağımızı soruyoruz. Sorun olmuyor. Muhtemelen tek çadır olduğumuzdan sorun olmuyor. Daha kalabalık gruplar için burada çadır kurmak zor olabilir çünkü gruplar için birden fazla çadırı alacak kadar geniş olmadığını belirtmek lazım ancak Ören&#;de çadır kurmak çok dert değil. Ne olursa olsun yapılaşma az olduğundan, sahil olmasa da her gruba yetecek kamp alanı bulabilmek mümkün. Pansiyonlar da mevcut.

Tüm sahili aydınlatan ay manzarasını seyredip meydanda biraz sohbet ettikten sonra günün yorgunluğu üzerimize çöküyor ve çadırımızı kurup sonraki gün şehir yorgunluğumuzu yürüyüş yorgunluğuna çevirmek üzere uykuya dalıyoruz.

Güney döneminin hava şartları anlamında en güzel zamanlarından birisinde yürüyor olacağız. İçerisinde bulunduğumuz mevsimin de keyfini çıkartarak &#;motor gibi yürümeden- ilk gün programımız kendimizi fazla zorlamadan Akbük civarlarında tamamlamak.

Milas üzerine geldiğimizde akşamüstü güneşi Nisan'da yürüdüğümüz Beçin'i ayınlatıyor. Ortada görünen düzlük Beçin Kalesi sonrasında ulaştığımız ağaç kesim alanının olduğu geniş düzlük. Daha ilerisi Milas şehir merkezi.


Milas otogar'da son Ören arabasına binerek () Ören'e ulaştık. Atatürk heykelinin arkasındaki bu düzlüğe çadırımızı atıyoruz. Aydınlatmadan dolayı her yanımız yemyeşil. Uzayda gibiyiz.

Grubun erken uyananı Altuğ Ören&#;de güneş doğuşunu seyrettikten sonra &#;da Mehmet&#;i uyandırıyor. Ören o kadar sakin ki, yaklaşık 3 hafta önce burada bayram sebebiyle binlerce insanın olduğunu hayal etmek çok güç geliyor.

Sabah &#;da Mehmet de uyandıktan sonra çadırı toparlayıp çantalarımızı yürüyüşe hazır hale getiriyoruz. Bir başka deyişle elimizin altında olması gerekenler çantanın ulaşılabilmesi kolay bölümlerine koyarak yol ortası ve gün sonlarında tüm çantayı boşaltma zorunda kalmıyoruz.

Dönüşümüzü yeniden Ören üzerinden yapmayı planlıyoruz. Akyaka üzerinden kalkıp, Akbük&#;e uğradıktabn sonra Ören&#;e gelen minibüsler var. Ören-Milas minibüslerinin kalktığı yerde. Altuğ saatlerini öğrenmek üzere durağa kadar gidiyor ve Akyaka&#;dan Ören yönüne öğlen &#;da araba olduğunu öğreniyor. Pazar günü öğlen Akyaka&#;ya ulaştıktan sonra Ören&#;e geri dönebilirsek 1 saat burada deniz keyfi yapar oradan akşam Milas&#;tan uçağı yakalamayı planlıyoruz. Umarız bunu başarabiliriz.

Sabah &#;da yürüyüşe hazır bir halde yola çıkıyoruz. Kafamızı kaldırıp, birazdan hızla yükselerek ulaşacağımız Paraşüttepesi&#;ne (Alatepe) doğru bakıyoruz. Çıkacak yolumuz çok. Fethiye&#;den Likya Yolu&#;na başlayanlar bilir, bir anda böyle dik bir tırmanış başlayınca insan haliyle &#;neler oluyor böyle? Acaba devamı da böyle mi?" diye soruyor kendi kendine.

Yürüyüşün ilk günü olmasının bir yavaşlığı da var üzerimizde. Sahil boyunca marinaya doğru yürüyerek sahildeki bakkallardan birinden su alacağız. Yol boyunca yerleşimlerden geçiliyor, susuz kalmak güç olsa da bu parkurların su bakımından çok zengin olmadığını yolun başında belirtmek lazım.

Gökova parkurlarına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Arkada görünen Alatepe bizi bekler.


Sahilden yürümeye başlıyoruz.

Sahilde yeni açılmış bakkallardan birinden sularımızı doldurduktan sonra yola koyuluyoruz. Az sonra tırmanacağımız yaklaşık metre yüksekliğindeki Alatepe&#;nin ardında yerleşimine adını vereceğimiz Alatepe köyü&#;nden geçeceğimizi bildiğimizden yanımıza sadece lt. su aldık.

Bizden sonra yürüyeceklerin en azından tepenin ardında bir köy, kahve ve bakkal olduğunu akıllarında bulundurmaları yeterli. Sahilden marinaya doğru giden yolun sonunda bizi sola yani sahilden içeriye doğru sokan Karia Yolu tabelasını görüyoruz.

Yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşün ardından sağımızda bir trafoyu geçtikten sonra yine sağda beton bir elektrik direği üzerinde bizi Alatepe&#;ye çıkartacak &#;r&#; işaretini görüyor, patikalara giriyoruz.

Saat itibariyle çam ağaçları arasından ilerleyen bir arabagenişliğinde bir toprak yoldan geniş zig zaglar eşliğinde çıkışa başlıyoruz. Önceleri çam ağaçları arasından yükseldikçe aşağıda kalan Ören manzarasını görmeye başlayacağız.

Yaklaşık yarım saat, kırk dakika boyunca güzel bir orman yolu içerisinden çıkışımızı yapıyoruz. Akyaka&#;ya kadar yol işaretlerinde sorun olmadığını belirtmek lazım ancak bu GPS&#;e gereksinim olmaması anlamına gelmemeli çünkü öyle yerlerde işaretler yok oluyor ki GPS olmadan yolu bulabilmek büyük çileye dönüşebilir. Kaybolmanın giderek zor olduğu Likya&#;da prensiplerimizden şaşmadan GPS kullanmıştık ama Karia&#;da GPS&#;in bir tür zorunluluk olması gerektiğini vurgulamamız gerekiyor.

Yaklaşık seafoodplus.info çıkışımızın ilk 1 seafoodplus.info kısmı çok rahat ve geniş bir orman yolundan devam ederken, kalan kısım patika halini alıyor ama kesinlikle dar ve riskli değil.

Yükseldikçe gerek yol gerekse manzara Likya Yolu&#;nun Fethiye/Ölüdeniz manzaralı Ovacık kısmını andırıyor.

Bu bölümde önemli diyebileceğimiz bir yol ayrımı yok sadece yakın zamanda dikilmiş büyük elektrik direkleri güzel manzara ve doğayı talan etmiş. Kabaca elektrik direklerini takip ederek çıkıyoruz ancak direklerin dikildiği yerlere yakın geçtiğimizde işaretler ve patikalar çorba oluveriyor. Hani yamaç çıkışı yaptığımızdan alternatif çok değil, yolun nereden gittiğini tespit etmek kolay ancak, çarşaklar, dev kayaları aşmak biraz sıkıntı yaratmıyor değil.

Saat itibariyle çam ormanını aşağıda bırakarak daha açık bir alana çıkıyoruz ve aşağıda Ören sahilini ve arkasındaki düzlükleri çok daha geniş bir şekilde görmeye başlıyoruz. Ören sırtını yaklaşık metre yüksekliğinde tepelere dayamış bir yerleşim. Aslında Gökova Körfezi&#;nin bu kısmı böyle bir coğrafyaya sahip denize paralel tepelerin eteklerine veya sahile kurulmuş yerleşimler bulunuyor. Kıvrılarak çıkılan Alatepe yamaçlarında zaman zaman durup kısa manzara ve fotoğraf molaları vermeyi ihmal etmiyoruz. Yürüyecekler de Bodrum yönüne doğru bakan doyumsuz görselleri kaçırmamalılar.

Taş döşeli yollardan zig zaglı çıkışımız devam ediyor. Bu kısımda işaretler oldukça belirgin ancak elektrik direklerinin dikildiği yerde işaretler bu çalışmalara yenik düştüğünden kısa süreli bir kaos yaşanabilir. Biraz dikkatle Alatepe&#;ye rahatlıkla ulaşabilirsiniz hatta Ören taraflarına tatil amaçlı gelenler bile bu manzarayı görmek için yukarıya çıkmalı.

Molalar ile saat &#;te metre seviyelerindeki geçide ulaşıyoruz. Çıkışı tamamladığımız noktada eski bir sarnıç karşımıza çıkıyor. Vericilerin de olduğu, Paraşüttepe olarak da bilinen Alatepe&#;nin zirvesi metre civarlarında. Zirve solumuzda kaldı ve biz bu sırttan tepeye adını veren Alatepe Köyü&#;ne doğru ineceğiz. Arkamıza dönerek az önce çıktığımız sırttan Ören&#;e son bir kez daha bakarak aşağıya doğru yolumuza devam ediyoruz.

Çam ağaçları arasından inen toprak orman yolundan yaklaşık metre yürüyerek asfalt yola ulaşıyoruz. Bu asfalt aynı zamanda Alatepe&#;nin zirvesine çıkan yol. Parasailing yapanlar buradan yukarıya ulaşıyorlar. Asfalt yolan aşağıya, köye doğru yürüyerek Alatepe Köyü&#;ne doğru ilerliyoruz.

Fotoğraflar ve GPS kayıtlarına bakıldığında yoldan kısa bir süre yürüyerek bir patikadan yeniden asfalt yola bağlandığımız görülecektir. Biz elimizde yolun ilk tanıtımının yapıldığı dönemde oluşturulmuş orjinal rota ve GPS kayıtlarını kullanıyor olduğumuzdan çok kısa bir mesafe için neden böyle hareket yaptığımızı biz de çözemedik ama asfalt yola çıktıktan sonra yerleşime kadar yoldan yürünmesinin hiç bir sakıncası yok.

Asfalt yola çıktıktan yaklaşık km. yürüdükten sonra &#;de Alatepe Köyü&#;ne ulaşıyoruz.

Çıkışımızdan bu yana dibimizden ayrılmayan sevimli köpek köyün girişinde diğer köpeklerin havlamalarını duyunca bizi takibi bırakıyor ve geri dönüyor.

Köyün girişindeki çok sayıdaki nar ağacından kopardığımız narları tüketmek için bir bahçe duvarının üzerine oturuyoruz. Sulu sulu nar yemek çok iyi geliyor. tane narı tükettikten sonra yoldan geçen yaşlı bir teyze bize dönüyor:

- Nedir bu haliniz? Yediğiniz nar yüzünden her yanınızı arılar sarmış evladım. Bişey etmezler ama. Afiyet olsun. Yiyin daha.

Gerçekten ne durumda olduğumuzun farkında değildik. Her yanımız arı olmuş durumda. Hiç birisi de sokmuyor tabii. Biz yiyiyoruz onlara veriyoruz. Gül gibi geçinip gidiyoruz.

Şakası bir yana bölgede arıcılık çok yaygın. Yol boyunca çok sayıda arı kovanının dibinden geçeceğiz. Başlangıçta çekinerek geçsek de (yüzlerce kovan sebebiyle bazı yerlerde yolumuzu değiştirdik) sonradan kovanların yanından yürümeye alışacağız. Bu sebeple arılara biraz dikkat etmek gerekiyor ama kesinlikle korkacak birşey yok. Durup dururken kimseyi sokmuyorlar. Sadece kovalamayın, el kol hareketi yapmayın, yolunuza devam edin yeter.

Yarım saatlik molanın ardından Alatepe Köyü içerisinden yürüyerek köy bakkalının yanına ulaşıyoruz. Tam burada kahve de bulunuyor. Burada mola verilerek birşeyler yenebilir, dinlenilebilir. Bu gibi yerleşimlerde mola vermek çevre insanını tanıyıp, tertemiz havayı solumak için güzel bir fırsat.

Alatepe Akbük öncesi son yerleşim. Yakında Kultak Köyü de bulunuyor ancak köye girmeden Akbük&#;e inildiğinden ihtiyaçlar buradan karşılanmalı. Zaten Alatepe-Akbük arası yaklaşık 11 km. dolayısıyla yemek ve su konusunda ciddi sorun yaşanması düşük bir olasılık.

Bakkalın karşısında Karia tabelasını gördükten sonda bakkalın önünden sağa saparak kısa bir süre asfalttan yürüyoruz.

metre yürüdükten sonra GPS bizi sağa köy içi bir yola sokuyor. Döndükten sonra tarlaya giden bir kadın grubu ile karşılaşıyoruz. Merhabalaştıktan sonra bize yanlış saptığımızı işaretlerin bir arka tarafta olduğunu söylüyorlar.

- Buradan yola geri çıkın yoldan aşağıya inin oradan tekrar sağa sapın işaretleri yukarıda göreceksiniz.

- Ama biz GPS&#;i takip ediyoruz. Buradan gitmek zorundayız.

- Tamam doğru yoldasınız ama siz bizi dinleyin aşağıdan girin işaretler var. Kırmızı-Beyaz işaretler işte.

Bu dialogun ardından haklı olduklarını anlıyoruz çünkü bizdeki işaretler dedikleri yöne ama evin bahçesinden ve arkasındaki tarladan geçiyor. Anlaşılan o ki 3 sene önce buraları işaretlenirken evin bahçesinden bir patika varmış besbelli. Fakat artık yok. Evin bahçesinden de geçmek ayıp tabii diyerek asfalt yola geri dönüyoruz.

Kısa bir zeytin dialogu da yapmadan ayrılmıyoruz tabii.

- Zeytin hasadı ne zaman başlar?

- Siyahları topladık. Asıl yeşil kırmalar için ay sonu.

Geçen sene de herkes Ekim sonu zeytin topluyordu. Bu sefer biraz erken gelmişiz buralara.

Yola çıkıyoruz ve asfalttan biraz daha aşağıya doğru iniyoruz. Yaklaşık metre kadar yürüdükten sonra, Alatepe&#;den çıkış tabelasına doğru yaklaşırken sağa giren bir yol görüyoruz. GPS&#;te kayıtlı işaretleri de takip edince asıl yolun biraz yukarıda kaldığını görerek, arayı fazla açmadan bu yoldan içeriye girip tırmanmaya başlıyoruz.

Örneğin asfalt üzerinde sağa sapmamızı gösteren bir işarete rastlamadık. GPS olmasa muhtemelen Kultak&#;a doğru, rotadan çıkarak yürümeye başlayacaktık. Bu nokta kaçırılmaması gereken önemli bir ayrım. GPS bu bakımdan önemli.

Likya Yolu&#;nun trafiği her iki yönde de yoğun olduğundan işaretler her iki tarafta da görülebiliyor ancak Karia Yolu bu bakımdan zaman zaman sorun yaratabiliyor. Yürüyeceklerin bunu akıllarının bir kenarında bulundurmalarında fayda var.

Yukarıdaki zeytinlikler ve tarlalara giden toprak yoldan hızlıca yükselerek GPS&#;teki izleri yeniden yakalıyoruz. Arkamıza dönüp baktığımızda az önce bahçesinden geçmediğimiz ev ve yanındaki ekili tarlanın tam arkamızda kaldığını görüyoruz. Toprak yoldan yürüdükçe yol patika haline dönüşmeye başlıyor. Bu arada yol işaretlerini yerlerdeki taşlarda görmeye başlıyoruz.

Yoldan girdikten yaklaşık 1 km. sonra bizi patikadan ayırıp yeni bir patikaya doğru (sola doğru) yönlendiren işareti yerde görüyoruz. Burası da önemli bir nokta. Kaçırıldığı takdirde yolu ileride yakalamak mümkün ama etrafta hiç bir işaret olmayınca kaos yaşanacağı aşikar.

Kıvrak bir sola manevra ile çalıların arasına giriyor, hemen ardından yeniden sağa sapıyoruz. Neyse ki yerlerde işaretler görülebiliyor. Bu kısımda biraz dikkatli olmak gerekiyor.

Başlangıçta biraz çalılık olsa da yürüdükçe patika biraz genişliyor. Bu kısımlarda işaretleri görebilmek güven veriyor. Yaklaşık km. boyunca patikaların yanısıra zeytinlik ve tarla açıklıklarını arkamızda bırakıyoruz.

Bu arada bu kısımda çam ağaçları arasından yaptığımız tırmanış ile bugünün en yüksek noktası olan metre seviyelerine ulaşıyoruz. Bu yükseklikten sonra deniz seviyesine doğru (Akbük) inişimiz başlıyor olacak.

Buralarda patika biraz dar olsa da işaretleri görebiliyoruz. Patika bir süre sonra genişleyerek bizi açık bir alana, tarlaya çıkartıyor. Tarlanın karşısına geçerek karşısındaki toprak orman yoluna giriyoruz. Orman yolundan yaklaşık 1 dakika kadar yürüdükten sonra yolun ikiye ayrıldığı bir noktaya ulaşıyoruz. Sağa, deniz yönüne doğru yönleniyoruz. Sağa saptıktan yaklaşık 2 dakika sonra bir başka ayrım daha karşımıza çıkıyor. Bu noktadan da sola doğru devam ederek orman yolundan yürümeye devam ediyoruz.

Dar patikaların ardından orman yolundan yürümek rahatlatıyor ancak bu keyfimiz uzun sürmeyecek. Çam ağaçları arasından, dar patikalardan yürüyor olsak da zaman zaman çıktığımız tarla ve zeytinlikler buraların bölge insanı tarafından aktif olarak kullanıldığını belgeliyor. Bunun yanında orman yollarının da oldukça düz ve geniş olduğunu söyleyebiliriz.

Bu kısımlarda kaya veya ağaç gövdeleri üzerinde işaretleri görebilmek mümkün. Dolayısıyla kaybolmak veya zaman kaybetmek biraz zor. İkinci ayrımdan sola saptıktan yaklaşık 5 dakikalık yürüyüşün ardından ( metre), yolun sağa doğru kıvrıldığı noktada GPS izlerinin sola yeniden patikalara girdiğini farkediyoruz. Yol üzerinde bir işaret yok dolayısıyla burada bir baba dikerek bu önemli yol ayrımını bizden sonra yürüyeceklere belirtmeye çalışıyoruz. Daha önce de yazdığımız üzere ters yönden yürüyenler için işaretler biraz daha görünür durumda ancak bizim yürüdüğümüz yönde işaretleri yakalayabilmek bazı yerlerde sorun olabiliyor. Bu kısım da bunlardan biri.

Yürüyüş boyunca sağda solda işaretleri arıyor olmak aslında bu tür aktivitelerin keyfi ve adrenalini her daim yüksek tutuyor. Tabii iş kaybolma boyutuna veya sıkça işaretleri şaşırmaya boyutuna geldiğinde keyifler kaçabiliyor haliyle.

Patikalarda yürümek çok keyifli. Karia Yolu&#;nun Gökova Parkurları olarak adlandırılan, deniz kenarı gibi görükse de ancak sıkça tepeleri aşarak koylara (deniz seviyesi) inildiği bölümleri yürüyoruz. Yürüyüş tecrübesine sahip arkadaşların yürümelerini tavsiye ediyoruz ki &#;Kabak&#;tan Alınca&#;ya çıkmıştım.&#; diyerek buraların kolaylıkla tamamlanabilecek parkurlar olmadığını söylememiz lazım. Özellikle bir gün sonrası Akbük-Turnalı arası daha da zorlu olacak. Yine de ne olursa olsun dev çam ağaçları arasından, zeytinliklerden yürüyor olmanın keyfini yazarak tarfileyebilmek çok zor. Ne olursa olsun buraları görülmeli, yürünmeli.

Çok ilginçtir ki yürüyüşümüz boyunca yerleşimler haricinde yerlerde çöp ve kamp atıkları göremedik. Özetle buralar Likya kadar yoğun yürünmüyor dolayısıyla kirlilik de az oluyor haliyle.

Henüz geniş olarak görüş alanımıza girmedi ama denizi sağımıza alarak patikadan yürümeye başlıyoruz. Hemen solumuzdaki tepenin (Sofa Tepe m.) ardında ise Kultak Köyü bulunuyor. Deniz tarafında Datça Yarımadası&#;nın tepelerini görebiliyoruz.

Zaman zaman çarşakları geçerek irili ufaklı çok sayıda çam ağacının dibinden keyifli bir patikadan denize paralel yürüyoruz.

Yol boyunca kimseleri görememiştik ancak tam patikaya girdiğimizde Akbük&#;e yıllar önce yerleşmiş bir Diyarbakır&#;lı aile ile karşılaşıyoruz. Daha doğrusu yıllar önce Akbük&#;e gelip yerleşmiş. İngiltere&#;ye gitmiş, orada evlenmiş, ardından kalkıp ailecek Akbük&#;e dönmüşler. Eşi ona İngilizce, o da eşine Türkçe öğretmiş. Dünya tatlısı bir çocuğu var. Üçü bir arada bizim ters yönümüze doğru günübirlik Akbük&#;ten Ören&#;e yürüyorlar. Akbük&#;te görüşebilmek ümidiyle vedalaşıyoruz.

Aşağıdaki zeytinlikte muhtemelen bizim yürüyüş gürültümüzden korkan köpek havlıyor. Peşimizden gelmiyor ama bu sessiz vadide sürekli havlayan bir köpeğin sesi bir süre sonra ikimizi de yoruyor. Sanki hiç azalmıyormuş gibi kulaklarımızın içerisine adeta kazınıyor bu ses.

Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki

Güncelleme Tarihi:

DHA

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

MUĞLA’nın cennet köşelerinden Gökova’nın Akbük Koyu’nda, bölgenin 1’inci derece doğal SİT olması nedeniyle gerekli altyapı hizmetlerinin yapılamaması yüzünden yaşanan su sıkıntısı, hem işletmecilerin, hem de tatilcilerin tepkisini çekiyor. Koya yakın mahallelerde elde edilen su bölgeye traktörlerle taşınıp depolara dolduruyor. 15 lira vererek plaja giren, 20 lira da şezlong kiralayan tatilciler, yetersiz kalan depolar yüzünden marketten aldıkları sularla duş aldıklarını söyleyerek sıkıntıyı dile getirdi.

Haberin Devamı

Gökova’daki cennet köşelerinden, 8 motel-pansiyon, 5 market ve 12 restoran- kafenin bulunduğu 15 lira ücretle girilen Akbük Koyu’nda yaşanan susuzluk, tatilcilerin tepkisini çekti. Yaklaşık km uzunluğundaki plajda, koyun içindeki azmak denilen dereden ve römorkunda tanker bulunan traktör ile turizm yapılmaya çalışılması eleştirildi.

Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki

Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürü Baki Ülgen, Akbük Koyu’nda yaşanan su sıkıntısıyla ilgili bilgi verdi. Akbük’ün 1’inci Derece Doğal SİT alanı olması nedeniyle Özel Çevre Koruma (ÖÇK) tarafından su ve altyapı hizmetleri için izin verilmediğini söyleyen Ülgen, "Birkaç ay önce Orman ve Su İşleri Bakanlığı üst düzey bürokratları tarafından burada yerinde inceleme yapıldı. Yaşanan sıkıntıyı anlattık. Ve su ile altyapı hizmetlerinin getirilebilmesi için bölgenin ikinci veya üçüncü derece doğal SİT alanına çıkarılması için çalışmalar devam ettiğini biliyoruz. Biz böyle bir turizm bölgesine hem su hem de gerekli altyapı hizmetlerinin götürülmesi için hazırız, resmi prosedürlerin tamamlanmasını bekliyoruz. Bölgede çok sayıda yerli ve yabancı turist var ne kadar sağlıklı olduğu şüpheli bir taşıma ile yaşanabilecek olumsuzlukların turizme olumsuz yansımasını istemeyiz" dedi.



Haberin Devamı
Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki

ŞEBEKE 6 YILDA METRE İLERLEMEDİ
Babası ile birlikte 26 yıldır Akbük koyunda Altaş Restoran ve Pansiyon’un işletmeciliğini yapan 36 yaşındaki Öner Altaş, "İlk yıllarda birkaç balıkçı ve günde gelen kişi ile turizm yapardık. Ama artık Akbük büyüdü, oteller restoranlar marketler oldu. Günde bin kişi tatil yapıyor. Muğla İl Özel İdaresi tarafından su şebekesi metreye kadar getirildi. Ancak koyun 1’inci derece doğal SİT olması yüzünden ÖÇK tarafından izin verilmemesi nedeniyle su şebekesi için gerekli çalışma yapılamıyor. Bu nedenle taşımasu ile yani traktörlerle 6 km uzaklıktaki Kultak ve Hayıtlı mahallelerinden suyu taşıyarak getiriyoruz. Taşıma su ile turizm olur mu ama oluyor. Çaresizlik içerisindeyiz" dedi.
Haberin Devamı
Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki


BÖLGE YERLİSİ SUYA HASRET
Akbük Koyu’nda doğan evli, üç çocuk ve sekiz torun sahibi 85 yaşında Hatice Yıldız, "Anam beni burada doğurdu. Burada büyüdüm. Başka bir yer bilmem. Doğduğum günden beri burası susuzluktan kırılıyor. Yıllarca çamaşır ve bulaşıklarımızı derede azmakta yıkadık. Halen su yok. Danamı sattım, römorkunda tanker bulunan traktör aldım. Ölmeden buraya suyun geldiğini göremeyecek miyim? Benim anamın çektiği çileyi çocuklarım çekmesin demiştim olmadı. Bari torunlarımız bu çileyi çekmesin suyu getirsinler" dedi.
Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki


TATİLCİ SUYUN OLMADIĞINA İNANAMADI
Macaristan’ın Budapeşte kentinden eşi ve kızı ile birlikte tatile gelen Fitness Eğitmeni 48 yaşındaki İldiko Bakros, iyi Türkçe’siyle "Tatil için Akyaka’ya geldik. Denizden çıkınca duş almak istedik ancak, duş ve suyun akmadığını geleceğini söylediler. Tuzlu kalmak istemiyoruz. Böyle bir yerde girerken ücret alınıyor ama hizmet verilmiyor. Güzelim turizm bölgesine bu susuzluk manzarası yakışmıyor. Burada suyun olmadığına inanamıyorum" dedi.
Haberin Devamı


Cennet koyda taşıma suyla turizme tepki

MARKET SUYUYLA DUŞ

Denizli’den kuzenleri ile birlikte tatile gelen Fatma Özen, "Buraya girerken ücret alıyorlar. Yani devlet burayı bilerek kiralamış, işletmeci de devlet te para kazanıyor ama hizmet verilmiyor. Su olmadığını, duş alamayacağımızı öğrenince şoke olduk. Marketten su alarak duşumuzu alacağız. Turizm bölgesine bu manzarayı yakıştıranlar düşünsün" dedi.

TURİZM SKANDALI TEPKİSİ
İzmir’den tatile gelen evli ve iki çocuk babası eski milli basketbolcu 44 yaşındaki Ali Benli, "Çocukları çeşmenin altında hortumla yıkamak zorunda kaldık. Suyun nereden geldiği ne kadar hijyenik olduğu belli değil. Sürekli traktörler bir yerlerden su taşıyarak depolara dolduruyor. Suyun alındığı yer, konulduğu depolar ne kadar hijyenik belli değil. Burada günde 5 bin kişi denize girip duş alıyor. Yani halkın sağlığı Allah’a emanet. Aslında bu tam bir turizm skandalı. Böyle bir cennette devlet olarak para kazanacaksın ama hizmette ise Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bahanesiyle suyu vermeyeceksin, skandal ötesi" dedi.

GÖKOVA KÖRFEZi

Boncuk Camping 

+90

Akçapınar

Pandispanya Butik Pansiyon 

93 49

Surfer&#;s Lodge

Okaliptus Yolu&#;nda 

Akyaka 

Bölgede çok sayıda konaklama imkanı bulunmaktadır. Bunların çoğu apart otel olup Sezon dışı aylarda da açık. 

Caretta Hotel 
seafoodplus.info
0 71 41

Yücelen Otel
seafoodplus.info
+ 51 08
___________________________________________________________________________________________

Turnalı

Turnalı Öğretmenevi (Yaz & Kış Açık) &#; Çadır Kurulabilir 
32 84
___________________________________________________________________________________________
Akbük
Yazları yoğun ilgi gören bu koyda az sayıda da olsa işletmeler mevcut. Çadır kurmak için campingler de bulunmakta. 

Altaş Restaurant & Pansiyon 
(Yaz & Kış Açık)
+90 11 46

___________________________________________________________________________________________
Ören
Çok fazla işletme bulunmasına rağmen tüm yıl açık olan işletme sayısı çok az. 

Kamlumbağa Otel
seafoodplus.info
+90 22 26

___________________________________________________________________________________________
Bozalan

Karia Yolu&#;nun önemli noktalarından olan Bozalan&#;da henüz bir konaklama imkanı bulunmamaktadır. Fakat, 5 km mesafedeki Çökertme Koyu&#;nda imkanlar bulunabilir. 

Çökertme Butik Otel (Yaz & Kış Açık)
seafoodplus.info
+90 01 56
___________________________________________________________________________________________
Çakıllıyalı
Aşağı Mazı Köyü&#;nün sahilde yer alan mevkiisidir. Çok az yerleşim olup, bir kaç adet de pansiyon bulunmaktadır. 

Ege Pansiyon
seafoodplus.info
20 31

Çiçek Pansiyon 
seafoodplus.info
+90 () 20 39
___________________________________________________________________________________________
YalıÇiftlik 
Yerleşimin merkezinde yer alan herhangi bir işletme yer almamaktadır. Fakat birkaç km mesafedeki sahil kesiminde birkaç adet hotel bulunmaktadır. 
___________________________________________________________________________________________
Kızılağaç
Yerleşimin merkezinde bir adet ev pansiyonculuğu yapan Ramo&#;s Karia House bulunmakta. Kendisi de yürüyüşçü olan Ramazan&#;dan bölge ile ilgili bilgi de alabilirsiniz. Bahçede çadır kurulabildiği gibi, evdeki odalarda kalma imkanı var. 

Ramo&#;s Karia House

Kızılağaç Köyü, Köyünü Sokak No:1/2 
+90 18 74 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir