Asıl Sen Kimsin Güldür Güldür
Adı Geçince Müziği Zihnimizde Çalmaya Başlayan Güldür Güldür Show'un Kahkaha Tufanı Yaratan Karakterleri
TV
Adı Geçince Müziği Zihnimizde Çalmaya Başlayan Güldür Güldür Show'un Kahkaha Tufanı Yaratan Karakterleri
TV ekranlarının en sevilen programlarından Güldür Güldür, 7'den 70'e herkesin beğenisini kazanıyor. Özellikle bazı karakterler öyle ön plana çıkıyor ki, adeta hayatımızdan biri gibi oluyorlar. Hatta gün içinde onların taklidini yaparken buluyoruz kendimizi. En sevilen Güldür Güldür karakterlerine birlikte göz atalım!
1. Naime
2. Bilal Koçyiğit
3. Fikri
4. Şevket Hoca
5. Hayati
6. Mehtap
7. İbrahim
8. Mesut
9. Yeter
Burcu
Bu içerikler de ilginizi çekebilir:
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Bakan Nebati ile Güldür Güldür Show
Sevgili arkadaşlar, pandemi süreciyle gerçekleşen "büyük sıfırlama" olayı, dünyayı ve var olan tüm alışkanlıkları gerçekten de ters-yüz etti.
Dün 'Asım' dediğine bugün 'Kasım' diyenlerin sayısında çok ciddi bir enflasyon patlaması yaşanıyor.
Dün, "Kur artışı cari açığımızın kapanması için önemli ve gereklidir" diyenlerle bugün, "Nasıl da çarpıldınız oh oldu size" diyenler aynı kişiler.
Hemen her konuda durum bu. Ne bir ölçü kalmış yapılan açıklamalarda, ne de bir tutarlılık. Evlere şenlik bir maliye bakanımız var, gülmekten kırılıyor ekranda. E tabi bizi de güldürmekten. İnanmayacaksınız biliyorum ama, ben Güldür Güldür Show'da bu kadar gülmüyorum.
Bakanımız karanlık geceleri, gözlerinin ışıltısıyla aydınlatmayı başaran bir dahi.
Neredeydin sahi bugüne kadar diyesi geliyor insanın.
Olay budur sevgili okurlar.
Huyundan olacak ki, aklındakini mutlaka söyleyiveriyor Satın Bakan. "Köpük vardı dövizde, bir gecede hallettik" diyor. Sanki dolar köpük banyosu yapıyordu!
BTP lideri Hüseyin Baş'ın, "O gece birileri tarafından 40 milyar dolar piyasaya satış yapıldı" açıklaması uykularını kaçırıyor Nurettin Bey'in.
Her açıklamasında bu hususa mutlaka değinme gereği duyuyor ve "Keşke 40 milyar dolarımız olsa" şeklinde espriyi de patlatıyor.
Nebati Bey'in gözlerindeki ışıltı sayesinde 18 TL olan dolar, öyle bir kamaşıyor ki, daha ileriye gidemeyerek 12 TL'ye geri dönüş yapıyor.
12 TL düşmüş hali oluyor!
Ekonomi bilimine ve bu konulara ilişkin kafa patlatmaya artık gerek kalmadı. Bütün mesele ve marifet, gözlerinde ışıltı olması. Trafik ışıkları gibi bir şey herhalde. Yeşil yanınca dolar çıkıyor, kırmızıda şakkadana duruyor.
Peki, gerçekler ışıltıya mı bakar, yoksa devrim gibi kararların alınmasına mı?
İşte gerçekler:
Döviz mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı yüzde 62,2 ile rekor seviyeye yükseldi.
Yani düşüş yerine çıkış trendi söz konusu.
Neden mi?
Çok güvendiler (YEM) veya (TEM) sistemine de ondan herhalde!
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre, döviz mevduatları ,9 milyar dolar seviyelerini koruyor hatta her geçen gün yükseliş sürüyor.
Hani herkes kur garantili TL mevduatına dönüş yapacaktı!
Piyasalarda dolaşan para miktarı ise yaklaşık 21 milyar dolar.
Tabi rakamları çoğaltmak mümkün ama istatistiksel rakamlardan oluşan yazıların hiç okunmadığını bildiğim için es geçiyorum.
Ancak ekonomiyi çok sade ve herkesin anlayacağı bir dilde anlatan, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in her daim verdiği çarpıcı örneği aktarmak istiyorum:
"Şimdi siz GSMH'nın milyar dolar olduğunu ileri sürüyorsunuz ancak, bu mal ve hizmetleri satın alacak para miktarını piyasalarda bulundurmuyor, bankalara stok ediyorsunuz. Aslında piyasalarda dolaşması gereken para miktarını, emek-üretim ve hizmetler toplamı belirler. Siz eğer bu miktarda gerekli olan parayı senyoraj hakkınızı kullanarak ve tamamen maliyetsiz para ile piyasalara sürmezseniz, o taktirde var olan boşluğu maliyetli para ile kapitalist finans çevreleri doldurur ki, bu da sürekli fiyatların artmasına ve enflasyona neden olur."
Peki şimdi olan ne?
Gerek döviz ve altınlarınızı bozdurun, faiz karşılığı TL mevduatı cinsinden bankalara yatırın diye vatandaşa sürekli olarak pres yapılıyor. Bu yolla piyasalarda gerçek oranları yüzde 'lerin üzerinde olan enflasyonun düşürülmesi hedefleniyor. Yani para tümüyle faiz karşılığında bankaların kasasında iştima yapıyor.
Bu paraların piyasalara girmesine olanak verilmeyerek, güya talebi düşürme yoluna gidiliyor. Böyle olunca da sanki enflasyonun gerçek sebebi talepmiş gibi, para sıkılaştırılması uygulamasıyla tam bir kapitalist yöntem izleniyor. Allah akıl sağlığı versin demenin ötesine gitmeden bitiriyorum.
Son sözüm şudur:
Gerek Cumhur İttifakı ve gerekse Millet İttifakı tarafından çok ciddi bir samimiyet sınavı verilmektedir. Ekonominin kitabı yazılmış ve dünya çapında uygulanır vaziyettedir. İsmi, Milli Ekonomi Modeli'dir.
Yazarı, Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Gizli ve açık kodları, Hüseyin Baş'tadır.
Siz neyin derdindesiniz söyleyin açıkça biz de bilelim!
Bizi güldürdüğün için yine de teşekkürler Nebati Bey.