peşin vergi muhasebe kaydı / Geçici Vergi - Peşin vergi - kurumlar geçiçi - gelir geçici vergi

Peşin Vergi Muhasebe Kaydı

peşin vergi muhasebe kaydı

Geçici Vergi ve Muhasebe Uygulamasına Eleştirel Yaklaşım

Dursun Ali Yaz
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Yeditepe Üniversitesi, MBA
[email protected]



Giriş

1980 yılında komisyon takdirine dayanarak başlatılan peşin vergi uygulaması, en son 4369 sayılı kanunun 52.maddesiyle uğradığı değişiklik neticesinde, 30 yıldan beri geçmek! bilmeden devam etmektedir. Uygulamaya konulduğu otuz yıl içerisinde altı kere sistem değişikliğine uğramış bir vergi türü için, halen tek düzen hesap planında (193 nolu hesabı saymazsak) gerçek anlamda bir muhasebe hesabı, uygulamaya yönelik düzenleme bulunmamaktadır.

Geçici verginin son dönemine tekabül eden tahakkuk kaydının ne zaman ve nasıl yapılacağı, ödenmeyen vergilerin ne şekilde kayıt edileceği, ödenmeyen geçici verginin bir sonraki geçici vergiden mahsup edilip edilemeyeceği, iade ve mahsup işlemlerinin prosedürü hakkında mevcut yasal düzenlemeler yetersiz kalmaktadır.

Süregelen boşluk, biz uygulamacıları, anonim bir takım muhasebe kayıtları keşfetmeye, meslek mensuplarının münferit fikirler üretmesine, birbirinden habersiz ve tek düzen olmayan muhasebe işlemleri gerçekleştirmelerine sebebiyet vermektedir.

Aşağıda geçici vergi ile ilgili genel bilgilere yer verildikten sonra, uygulamaya dönük tereddüte yol açan konulara ilişkin açıklamalar, tartışmalı hususlarda alınmış muktezalar ışığında tarafımızca sunulan eleştiri ve öneriler, farklı durumlarda yapılması gereken örnek muhasebe kayıtları, makalemizin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır.

Genel Bilgi 

Geçici vergi, kamunun dolaysız vergi gelirlerinde en önemli kalem olan gelir ve kurumlar vergisini, öncelikle enflasyon tahribatına karşı korumaya yönelik ve üç ayda bir talep ettiği, süresinde ödenmeyen vergi tutarına aylık % 1,95 (19.11.2009 günü dahil) gecikme zammı işletilen, 1989 yılında dahili tevkifat sisteminin yerine ihdas edilmiş ve yine 1999 yılında ekonomik gerçeklere uygun hale getirilerek temel hükümleri bu günkü halini almış, niteliği itibari ile nihai vergileme özelliği taşımayan endirekt vergi bir çeşididir.

Mevcut geçici vergi uygulaması, 01.01.1999 tarihinden itibaren başlamış, gerçek usulde vergilendirilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, gelir ve kurumlar vergisine mahsuben (Ocak, Şubat, Mart), (Nisan, Mayıs, Haziran), (Temmuz, Ağustos, Eylül), (Ekim, Kasım, Aralık)  üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanan bir vergi türüdür. Her ne kadar üçer aylık denilmesine rağmen, geçici vergi matrahları Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ayları sonunda hazırlanan gelir tablosu üzerinden, Ocak ayından başlamak üzere kümülatif olarak hesaplanır ve beyan edilir.

Geçici Vergi Kapsamına Giren Mükellefler 

* Gelir vergisi mükelleflerinden geçici vergi kapsamında yer alanlar;

Gerçek usulde vergilendirilen bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbabı, kollektif şirket ortakları, Adi komandit şirketlerin komandite ortakları, ticari veya serbest meslek kazancı sahibi adi ortaklığın ortakları. 

* Kurumlar vergisi mükelleflerinden geçici vergi kapsamında yer alanlar;

- Sermaye şirketleri (Anonim, Limited ve Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar) ,  Kooperatifler,

- İktisadî kamu kuruluşları, Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu kuruluşudur,

-  İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.

- Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, yukarıdaki ilk fıkra dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler, iktisadî kamu kuruluşu gibi değerlendirilir.

- Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler (sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır),

-  İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.

Adi ortaklıklar,  kollektif şirketler ve adi komandit şirketler, ortaklık olarak gelir veya kurumlar vergisi  mükellefi olmadıklarından geçici vergi mükellefi değillerdir.

Ancak adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite ortakların elde ettikleri kazançlar geçici verginin konusuna girmektedir.
 

Kimler Geçici Vergi Mükellefi Değildir.?

- Tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri tasfiye dönemlerinde,

- Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri,

- Yıllara sari inşaat  ve onarma işi yapanlar,

- Ücret geliri elde edenler, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı sahipleri,

- Zirai kazanç sahipleri, diğer kazanç ve irat elde edenler,

- Kazançları vergiden istisna edilen serbest meslek erbabı,

- Noter bulunmayan  yerlerde Adalet Bakanlığı’nca geçici yetkili noter  yardımcısı olarak görevlendirilenler geçici vergi ödemezler.

Ancak yıllara sari inşaat onarma işi yapanlar ile geçici noterlik görevini ifa edenler, bu işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya mesleki kazançları  nedeniyle geçici vergi ödemek zorundadırlar.

İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede son geçici vergi beyannamesi verilir.
 

Geçici Verginin Eksik Beyan Edilmesi Durumunda Ne Yapılması Gerekir?

Geçmiş dönemlere ilişkin geçici verginin % 10’nu aşan tutarda eksik beyan edilmesi durumunda eksik beyan edilen kısım için, yapılacak re’sen veya ikmalen tarhiyat sonucunda vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi uygulanır. % 10’luk yanılma payının beyan edilmesi gereken (beyan edilmiş olan değil) geçici vergi matrahı üzerinden hesaplanması gerekir.

 

Geçici Verginin Dönemleri, Beyan Tarihleri ve Ödeme Zamanları

Dönemler

Beyan Tarihi

Ödeme Zamanı

1.Dönem (Ocak, Şubat, Mart)

14 Mayıs akşamına kadar

17 Mayıs akşamına kadar

2.Dönem (Nisan, Mayıs, Haz.)

14 Ağustos akşamına kadar

17 Ağustos akşamına kadar

3.Dönem (Temmuz,Ağus.Eylül)

14 Kasım akşamına kadar

17 Kasım akşamına kadar

4.Dönem (Ekim, Kasım, Aralık)

14 Şubat akşamına kadar 

17 Şubat akşamına kadar

İşe başlama, işi bırakma veya hesap döneminin değişmesi gibi durumlarda
i) İşe başlamada, işe başlanılan tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede ilk geçici vergi beyannamesi verilir.
ii) İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede son geçici vergi beyannamesi verilir.
iii) Hesap döneminin değişmesi halinde yeni hesap döneminin başladığı tarihe kadar olan süre, ara dönem geçici beyan süresi olarak kabul edilir ve bu şekilde ki dönem ayarlamaları vergi dairelerinin sicil servisleri tarafından gerekli şekilde Vedop sisteminde kayda alınır.
 

Ödenmeyen Geçici Verginin Mahsubu Hakkında Açıklamalar

Yukarıda yer verilen ilk üç dönemde tahakkuk eden geçici vergiler ödenmese bile, sonraki dönemlerde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilebilir. Fakat ödenmeyen geçici vergilerin, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan kurum ya da gelir vergisinden mahsup imkanı bulunmamaktadır.

Ödenmeyen geçici vergi yıl sonunda hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemez. Mahsup edilemeyen ve terkin edilen geçici vergi tutarına, vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe  (gelir vergisi mükellefleri için 1 Mart, kurumlar vergisi mükellefleri için 1 Nisan) kadar gecikme zammı uygulanır. (Gecikme zammı oranı aylık % 1,95)

Ödenmeyen geçici verginin muhasebe kaydında ortaya çıkan sorunların bir çoğunun temelinde, geçici vergiye ait tahakkuk kaydının yapıl-a-madan, verginin ödenmesi ile beraber “193.Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar” hesabının kullanılmasının sebep olduğu görülmektedir.
 

Ödenmeyen Geçici Verginin Sonraki Geçici Vergi Dönemlerinde Mahsubu Mümkün müdür?

Mahsup edilebileceğini hemen belirtelim. Peki uygulamacıları farklı düşüncelere sevk eden noktalar nelerdir?

4369 sayılı kanunla bu günkü şeklini alan geçici verginin temel esaslarını 217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği belirlemiştir.

Mezkur tebliğin, 5.1. Geçici Verginin Hesaplanması” başlıklı bölümünde yer alan 66.fıkrasındaki Hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenmiş geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergiler mahsup edilecektir. Mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için ödenmesi gereken geçici vergi olacaktır.” hükmünde yer alan altı çizili “ödenmiş geçici vergi” talihsiz ibaresi sebep olmaktadır.

Ödenmeyen geçici verginin sonraki geçici vergi dönemlerde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilmesi, kümülatif hesaplamanın bir gereğidir. Aksi takdirde vergi dairesine her bir dönem için beyan edilen vergi tutarı, sonraki dönem içinde mükerrer beyan edilmiş olacaktır. Zira vergi dairelerinin uygulamaları da bu yöndedir. İlk zamanlarda mükelleflerden gelen düzeltme talepleri ile boğuşan daireler uygulamacıları açıklamalarımız yönünde beyana teşvik etmek durumunda kalmışlardır.

Ayrıca, eskiden beri hazırlanan tüm geçici vergi beyannamelerinde ve 217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 5.3 bölümünde yer alan örnekte, ilgili dönemde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilebilecek tutar için “önceki dönemlerde hesaplanan geçici vergi” ibaresi yer almaktadır. Bu ifadenin mef’ulü muhalifinden anlaşılması gereken önceki dönemlerde hesaplanan ve beyan edilen ancak ödenip ödenmiş olup olmamasına bakılmadan (beyanı yeter şart olan vergi tutarını) bir sonraki beyanınızdan mahsup edebilirsiniz sonucu çıkmaktadır.

Zira, mezkur tebliğin, 5.3 bölümünde yer alan örneklerinde, 74.fıkrasındaki ifade gereği hesaplanan geçici vergi tutarının mahsup edilmesi suretiyle bulunan tutar, ilgili dönemde ödenecek geçici vergi tutarı olacaktır. Umarız bu açıklamalar sonrasında 66.nolu fıkrada yer alan “ödenmiş” ibaresinin ne derece talihsiz ve kafa karıştırıcı olduğu daha iyi anlaşılmıştır.

Bununla birlikte İstanbul Defterdarlığı’ndan alınan B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44 sayılı muktezada özetle “ geçici verginin, yıllık kurumlar vergisinden mahsubunda mutlaka ödeme koşulu aranacak, ancak dönem içerisindeki diğer geçici vergi dönemlerinde tahakkuk edecek vergiden mahsubunda ödeme koşulu aranmayacaktır.” ifadesi konuyu yer almaktadır.
 

Ödenmeyen Geçici Verginin Sehven Kurum veya Gelir Vergisinden Mahsup Edilmesi

Üçer aylık kazançlar üzerinden tahakkuk ettirilmiş ancak tahsil edilmemesi dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergilerinden mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilecektir. Terkin edilen geçici vergi tutarına, vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe kadar gecikme zammı uygulanacaktır. Terkin edilmesi gereken tarihler; gelir vergisi mükellefleri için takip eden yılın 1 Mart günü, kurumlar vergisi mükellefleri için ise takip eden yılın 1 Nisan günüdür.

Takvim yılı içerisinde tahakkuk eden geçici vergilerin, vadelerinde ve yukarıda detayına yer verilen terkin tarihlerine kadar ödenmemiş olmasına rağmen, gelir veya kurumlar vergisinden sehven mahsup edilmesi durumunda;

a) Eğer yapılan hata gelir veya kurumlar vergisinin beyan döneminin sonuna kadar fark edilerek düzeltme beyannamesi verilirse herhangi bir sorun olmayacaktır.

b) Ancak yapılan hata vergi dairesi tarafından fark edilerek, mükellefe vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilirse, Vergi Usul Kanunu’nun 341.maddesinde yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verildiğinden dolayı sehven indirilen geçici vergi tutarının bir katı kadar vergi ziyaı cezası ayrıca kesilecektir.

ba) Bu durumda mükellef, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini beyan ederse, vergi ziyaı cezasının ilk seferde yarısı, müteakiben kesilen cezalarda üçte biri indirilir.(VUK.Md.376)

bb) Ayrıca sehven yapılan bir hata nedeniyle vergi ziyaı cezası ile karşılaşan mükelleflerin ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde uzlaşma hakkı bulunmakla beraber,

Her türlü vergi/ceza ihbarnamesine mükelleflerin dava açma hakkı da bulunmaktadır. Sözkonusu örnekte ise, beyana dayanan bir tahakkuktan dolayı vergi borcu doğduğundan (vergilemede veya hesaplamada bir hata yapıldığı düşünülmüyorsa) dava açmanın mükellefin yararına olmayacağı aşikardır.
 

Uzlaşma Süreci ve Sonuçları

Mezkur hata neticesinde mükellefin eline ulaşan vergi ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yapacağı bir başvuru ile uzlaşma talebinde bulunması uygulanacak en doğru yol olacaktır.

Vergi dairesi, mükellefin talep edeceği uzlaşma isteğine belli bir tarih vererek uzlaşma (pazarlık) görüşmesini kabul etmek zorundadır. Uzlaşma tarihinde yapılan görüşme neticesinde; ödenmeyen fakat kurumlar vergisinden sehven mahsup edilen geçici vergi tutarının aslı, kurumlar vergisi olarak talep edilecek, ancak bir kat kesilen vergi ziyaı cezası 9/10 oranında indirilerek mükellefin gösterdiği iyi niyet karşılıksız bırakılmayacaktır. Elbette buradaki senaryo bu konuda gerçekleşen uzlaşmaların çoğunluğunda gerçekleşen durumu izah etmek açısından verilmiştir. Tüm uzlaşma görüşmelerinin bu yönde gerçekleşeceğini düşünerek bir genelleme yapmak doğru olmayacaktır.
 

193 nolu Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar Hesabı ile İlgili Açıklamalar

Açıklaması : Mevzuat gereğince peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir, kurumlar ve diğer vergiler ile fonların kayıt ve takip edildiği hesaptır.

İşleyişi : Peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir, kurumlar ve diğer vergiler ile fonlar, bu hesaba borç yazılır. Dönem sonunda  tahakkuk edecek gelir veya kurumlar vergisi ile fon karşılıklarından yapılacak olan indirimi teminen "37. BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI" grubunda bulunan "371. DÖNEM KÂRININ PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ” hesabının borcuna aktarılır. Ancak aktarılacak tutar "370. DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI” hesabının tutarından fazla olamaz. Aktarılamayan tutar, dönem sonunda bu hesabın bakiyesi olarak kalır.

193 nolu hesabın gerek açıklamasında gerekse işleyişinin tanımında yer alan “peşin ödenen” ibaresi, haklı olarak ödenmemiş geçici vergi tutarını 193 nolu hesaba tahakkuk kaydını yapmaktan bizleri alıkoymaktadır.

Makalemizin daha ilk başında ifade ettiğimiz gibi, geçici vergiye ilişkin sistem tam 6 (altı) kez değiştirilmiş olmasına rağmen, uygulamanın muhasebe boyutunun hangi hesaplar vasıtasıyla yapılacağı, raporlaması, denetimi izaha muhtaç bırakılmıştır.

26.12.1992 tarihli ve mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sıra numaralı M.S.U.G.Tebliği daha uygulama başlamadan 16.12.1993 tarih ve 21790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 sıra nolu M.S.U.G.Tebliği ile, 193 nolu hesabın açıklaması ve işleyişi hakkındaki yasal düzenleme tashih edilerek yukarıdaki halini almıştır. 193 nolu hesap hakkında bu güne kadar başka bir değişiklikde olmamıştır. Ancak bu tarihten (1993) sonra geçici vergi uygulamasında 3 (üç) kere sistem değişikliğine gidilmiştir.

Günümüzde uygulanan geçici vergi sistemi ise 4369 sayılı meşhur kanun ile 1999 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere uygulamaya konulmuştur. Hatta sonrasında beyan dönemlerine ilişkin meydana gelen değişikliklerle uygulama nihai durumunu almıştır.

Hasılı, 1993 yılında tesis edilen bir muhasebe hesabının, 6 yıl sonra tamamen değişmiş bir vergi uygulamasına cevap vermekten çok uzak olduğu aşikardır. Hesap planı düzenlenirken uygulama bu günkü haline sahip olsaydı, muhakkak ki hesabın işleyişi veya tanımı hakkında yapılan açıklamalar farklı olurdu.

Dolayısıyla, ilgili hesabın açıklaması veya işleyişinde yer alan “peşin ödenen” ifadesinin, tahakkuku yapılan bir geçici verginin ödenmediğinden bahisle 193 hesabın kullanılmasını yasaklaması vergi ve tekdüzen hesap planının ruhuna aykırılık teşkil edecektir. Nitekim bu aykırılık uygulamada bir çok sorununda temelini oluşturmaktadır.

Akademisyenlerin geçici vergi tahakkukunda önerdikleri mantıklı ve uygulanabilir çalışmaları yok değil elbette. Söylemeye çalıştığımız doğru veya yanlış demeden aynı muhasebe işlemini her şirketin farklı şekilde yapmasının önüne geçmek için mevzuat denilen çizgilerin kullanılması gerektiğidir.

Yeri gelmişken ve detaya girmeden ifade etmek istediğimiz diğer nokta ise, 370 nolu hesabın açıklaması incelendiğinde, dönem kârı üzerinden sadece kurumlar vergisi mükelleflerinin karşılık ayırabileceği, gelir vergisi mükelleflerinin ise karşılık ayıramayacağı anlamı çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu anlam, uygulamaya konduğunda, bilanço usulüne tabi gelir vergisi mükelleflerinin mali tablolarını ne şekilde düzenleyeceğini uygulamacının hayal gücüne bırakılmıştır.

Son olarak, geçici vergilerin tahakkuk ettiği dönemlerde 193 nolu hesaba alındığı ancak, ödenmeyen geçici vergilerin ise 368 nolu hesaba aktarıldığı yaygın bir uygulama çeşididir. Bu durum yine mevzuatın değişikliğine hesap planının ayak uyduramamış olmasından kaynaklanmaktadır. Zira, 368 nolu hesabın düzenlendiği dönemde uygulanan geçici vergi uygulamasında ödenecek geçici vergi tutarı hesabında; içinde bulunulan yılda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinin ticari veya mesleki kazanca isabet eden kısmının % 50’si (01.01.994 tarihinden itibaren % 70) oranında sabit tutarda geçici vergi ödemeleri gerektiği hüküm altına alınmıştı. Başka bir ifadeyle, tutarı, tahakkuk tarihi ve vadesi belli bir vergi borcu ile halihazırda uygulanan geçici vergi uygulaması arasındaki uçurum elbette ki ödenmemesi durumunda yapılacak muhasebe kaydında farklılığa neden olacaktır.

Mevzuatta yapılan düzenlemelere bağlı olarak tek düzen hesap planında gerekli değişikliklere gidilmesi gerektiğini aksi takdirde “Çok Düzen Hesap Planı” sistemsizliğinin oluşturduğu karmaşık iklimin mesleğimize zarar vereceğini belirtelim.

Beğenmediğimiz Çin’de bile “Yeşil Muhasebe” standartlarının uygulama alanı bulduğunu düşündüğümüzde, böylesine yerleşik bir vergi uygulamasını herkesin kendi insiyatifine bırakılmayacak derecede önemli olduğunu bir kez daha vurgulayarak örneğimize geçelim.

Örnek Uygulama

Yaşanmış sorunları içeren örneklere geçmeden evvel, geçici verginin tahakkuku ile ilgili aşağıdaki örneğin temel muhasebe kayıtlarına bir göz atalım.

Veriler:

Örneğimizdeki şirket, yıl içinde düzenli olarak gelirini artırmıştır. 1.geçici vergi döneminde (10.000.-TL),  2.geçici vergi dönemindeki (5.000.-TL.) ‘yi süresinde ödemiştir. Ancak, kurumlar vergisinin beyan döneminin sonu olan sonraki yılın Nisan ayının başına gelindiğinde, yukarıdaki geçici vergi borçlarından 3.döneme ait olan 5.000.- TL. halen ödenememiştir.

Aşağıdaki muhasebe kayıtları bu veriler ışığında gerçekleştirilecektir.

Geçici verginin muhasebe kayıtlarında ortaya çıkardığı sorunların, dönem kârı üzerinden hesaplanan geçici verginin aşağıdaki tahakkuk kaydının yapılmadan, ödemesine bağlı olarak 193 nolu hesaba aktarılmasından kaynaklandığını belirtmiştik.

Dolayısıyla, uygulamacı arkadaşlara bir şirketin geçici vergi borcu doğduğunda, aşağıdaki tahakkuk kaydının yapılmasını ısrarla öneriyoruz.

--------------------------------- 31.03.2009---------------------------------

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     10.000 .-

09.01. 2009/1.Dönem Geçici Vergi

                        360.09.01- Ödenecek Geçici Vergi                 10.000 .-

2009/1.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku

----------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda 1.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart) geçici verginin hesaplaması Mayıs ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Mart ayının son gününe işlenecektir. Zira, ilk üç aylık mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi borcunun bilançoda yer alması sağlanmış olacaktır.

--------------------------------- 18.05.2009---------------------------------

360.09.01- Ödenecek Geçici Vergi                 10.000 .-

                        102.01- Garanti Bankası Merkez Şb.              10.000 .-

2009/1.Dönem Geçici Verginin Ödemesi

--------------------------------------------------------------------------------

Bu kayıt 1.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart) geçici verginin banka yoluyla yapılan ödemesine ilişkindir. Dolayısıyla kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda bir buçuk aydan beri borç gözüken geçici vergi borcu ödenerek kapanmıştır.

Geçici vergi tahakkuku ile ödeme sonucu gerçekleştirilen iki adet muhasebe kaydı sonucunda işletmenin bilançosunda meydana gelen değişiklik,  dönen varlıklar içerisinde (102 nolu bankalar hesabından 193 nolu hesaba) peşin ödenen vergi tutarının aktarılmasından ibarettir.

--------------------------------- 30.06.2009---------------------------------

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     5.000 .-

09.02. 2009/2.Dönem Geçici Vergi

                        360.09.02- Ödenecek Geçici Vergi                 5.000 .-

2009/2.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku

----------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda 2.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran) geçici verginin hesaplaması Ağustos ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Haziran ayının son gününe işlenecektir. Zira, ilk altı aylık mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi miktarı bilançoda yer alacaktır.

--------------------------------- 17.08.2009---------------------------------

360.09.02- Ödenecek Geçici Vergi                 5.000 .-

                        102.01- Garanti Bankası Merkez Şb.              5.000 .-

2009/2.Dönem Geçici Verginin Ödemesi

--------------------------------------------------------------------------------

Bu kayıt 2.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran) geçici verginin banka yoluyla yapılan ödemesine ilişkindir. Dolayısıyla kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda yine bir buçuk aydan beri yer alan geçici vergi borcu ödenerek kapanmıştır.

Geçici vergi tahakkuku ile ödeme sonucu gerçekleştirilen iki adet muhasebe kaydı sonucunda işletmenin bilançosunda meydana gelen değişiklik,  dönen varlıklar içerisinde (102 nolu bankalar hesabından 193 nolu hesaba) peşin ödenen vergi tutarının aktarılmasından ibarettir.

--------------------------------- 30.09.2009---------------------------------

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     5.000 .-

09.03. 2009/3.Dönem Geçici Vergi

                        360.09.03- Ödenecek Geçici Vergi                 5.000 .-

2009/3.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku

---------------------------------------------------------------------------------

Ocak-Eylül dönemine ait hesaplanan geçici vergi toplamı (=10.000+5.000+5.000) 20.000.- TL.olup önceki iki dönemde hesaplanan geçici vergi toplamı  olan 15.000.- TL. bu tutardan indirildiğinde, 3.geçici vergi döneminde ödenecek tutar olan 5.000.- TL.’nin tahakkuk kaydı yukarıda yapılmıştır.

Ancak bu rakam bir sonraki yılın Nisan ayının 01.günün akşamına kadar ödenmemiştir. (Geçici verginin terkin edildiği başka bir ifadeyle ödenmeyen geçici vergi borcunun kurumlar vergisi borcuna dönüşeceği son tarih)

Örneğimize 4.dönem geçici vergi tahakkuku ve ödemesi ile devam edelim.

--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     10.000 .-

09.04 2009/4Dönem Geçici Vergi

                        360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi                  10.000 .-

2009/4Dönem Geçici Verginin Tahakkuku

----------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda 4.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık) geçici verginin hesaplaması sonraki yılın Şubat ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Aralık ayının son gününe işlenecektir. Zira, dönem sonu mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi borcunun bilançoda yer alması sağlanmış olacaktır.

--------------------------------- 17.02.2010---------------------------------

 

360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi                  10.000 .-

                        102.04 Garanti Bankası Merkez Şb.                10.000 .-

2009/4.Dönem Geçici Verginin Ödemesi

--------------------------------- ----------------------------------------------

Örnekteki rakamları kısaca toplarlarsak; 2009 yılı kurum kazancından doğan toplam 30.000.-TL.’lık geçici verginin; 1.dönemde 10.000.-TL.’si, 2.dönemde 5.000.-TL.’si, 4.dönemde ise 10.000.-TL.’si olmak üzere toplam 25.000.-TL.’si ödenmiş, 3.dönemde hesaplanan 5.000.- TL. ise ödenememiştir.

4.dönem geçici vergiye ait 10.000.-TL. bir sonraki takvim yılında ödendiğinden 31.12.2009 tarihi itibariyle düzenlenen bilançoda, 360 nolu hesabın (Ödenecek Geçici Vergi) bakiyesi olan 15.000.- TL. (=5.000+10.000)  yer alacaktır.

Yukarıdaki veriler ışığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi karşılığı ile bununla beraber ödenen geçici vergi tutarları için bazı dönem sonu kayıtlarının yapılmasına gerek doğacaktır. Sözkonusu dönem sonu kayıtlarının sadece konumuzla alakalı muhasebe kayıtları aşağıda yer almaktadır.

--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------

691- Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş.    30.000 .-

 

                        370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş. 30.000 .-

2009 yılı kurumlar vergisi için karşılık ayrılması

--------------------------------- ----------------------------------------------

İşletmenin 2009 yılı dönem kârı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinin dönem kârından indirilerek karşılık ayrılmasına ilişkin muhasebe kaydı

--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------

371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve D.Yük.     25.000 .-

                                    193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     25.000 .-

 09.01 2009/1Dönem Geçici Vergi 10.000 .-

 09.02 2009/2Dönem Geçici Vergi   5.000 .-

 09.04 2009/4Dönem Geçici Vergi 10.000 .-

Ödemesi yapılan geçici vergilerin, yıllık vergiden mahsup edilmek üzere pasife devri

--------------------------------- ----------------------------------------------

2009 yılında ödenen 2009/01 ve 2009/02 dönemleri ile 17.02.2010 tarihinde ödenen 2009/4.dönemine ait geçici vergi toplamı olan 25.000 .- TL. yine 2009 yılı dönem kârı üzerinden hesaplanan toplam 30.000 .- TL.’lık kurumlar vergisi borcundan mahsup edilmek üzere pasifteki ilgili hesaba virman edilmiştir.

Başka bir ifadeyle, kurumlar vergisi mükellefleri açısından, bir takvim yılında tahakkuk etmiş dört adet geçici vergi borcu, sonraki yılın 01 Nisan tarihine kadar ödenmesi durumunda, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilmektedir.

Bu doğrultuda gerçekleştirilen virman kaydı sonrasında, 37-nolu “Borç ve Gider Karşılıkları” hesap grubunun 31.12 tarihli bilanço görünümü aşağıdaki şekilde oluşacaktır.  

37- Borç ve Gider Karşılıkları                  5.000.- Alacak Bakiyesi

370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Yas.Yük.Karş.        30.000 .-(Alacak Bakiyesi)

371 - Dönem Kârının Peşin Öd. Vergi ve D.Yük.     25.000 .-(Borç Bakiyesi)

Aynı şekilde 36-nolu “Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler” hesap grubunun 31.12 tarihli bilanço görünümü aşağıdaki şekilde oluşacaktır. 

36- Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler       15.000.- Alacak Bakiyesi

360.09.03- Ödenecek Geçici Vergi Dönem                          5.000 .- (Alacak Bakiyesi)

360.09.04- Ödenecek Geçici Vergi Dönem                                        10.000 .- (Alacak Bakiyesi)

 

Sözkonusu hesap grubundaki 15.000.-TL.’lık alacak bakiyesi 3.geçici vergi döneminde tahakkuk eden ve ödenmeyen 5.000.-TL.’lık geçici vergi borcu ile 4.geçici vergi döneminde tahakkuk eden ancak vadesi 17 Şubat 2010 tarihi olduğundan, 31.12. tarihi itibariyle ödenmemiş 10.000.-TL.’lık  tahakkuk toplamından oluşacaktır.

Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında 37 nolu hesap grubunun bakiyesi olan 5.000.-TL. alacak bakiyesinin kurumlar vergisi beyannamesinden indirilemeyeceği anlaşılacaktır.

Uygulamada yaşanılan tereddütlerden bazıları, son dönem geçici vergisinin bilanço tarihi itibariyle istenilse dahi ödenememiş olması nedeniyle, dönem sonunda 193 nolu hesaptan 37 nolu hesap grubuna virman edilip edilemeyeceği noktasında yoğunlaşmaktadır.

Örneğimize dikkat edilirse, son dönem geçici vergi tahakkuk kaydında yer alan 193 hesabın tutarı, ödenmemiş olmasına rağmen kurumlar vergisinden mahsup edilmek üzere 37 nolu gruba virman edilmiştir.

Ancak, 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.- TL., “37 nolu gruba” virman yapılmadığından 193 nolu hesabın 31.12. tarihli bakiyesinde yer almıştır. Yeri gelmişken “193 nolu hesabın” bilanço görünümüne de bakalım.

193- Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar                     5.000.- Borç Bakiyesi

193.09.01- 2009/1.Dönem Geçici Vergi                                                       0 .- (--)

193.09.02- 2009/2.Dönem Geçici Vergi                                                       0 .- (--)

193.09.03- 2009/3.Dönem Geçici Vergi                                                5.000 .- (Borç Bakiyesi)

193.09.04- 2009/4.Dönem Geçici Vergi                                                       0 .- (--)

“193 nolu hesabın” mezkur bakiyesinin akıbetine aşağıdaki ödeme kaydında sonra değineceğiz.


31.12 Tarihli Geçici Vergiye Bağlı Borç Durumunun Kontrolü 

Örneğimizdeki şirketin 31.12 tarihli ödenmemiş geçici vergi borcu 15.000.-TL.’dir. 2009/3.dönem 5.000.-TL. ve 2009/4.dönem 10.000.-TL.’nin toplamından oluşmaktadır.

Yukarıda 36 ve 37 nolu hesap grupları ile 193 nolu hesabın 31.12 tarihli bakiyelerine yer verilmiştir. Bu bakiyelerin toplamına şirketin borçluluğunu doğru yansıtıp yansıtmadığı ve bilançoda yer alan görünümü açısından daha yakından bakalım.

193.09.03- 2009/3.Dönem Geç.Vergi               5.000.- (B)

360.09.03- Öd.Geç. Vergi                              5.000 .- (A)

 

360.09.04- Öd.Geç. Vergi                            10.000 .- (A)

 

370 - Dönem Kârı Vergi DYYK.              30.000 .- (A)

 

371 - Dönem Kârının Peşin Öd. VDY     (25.000 .-) (B)

Yukarıda yer alan 5 adet muhasebe hesabının alacak bakiyesi 45.000.-TL.olup borç bakiyesi ise 30.000.-TL.’dir. dolayısıyla ilk cümlemizdeki açıklamayı doğru orantılı olan 15.000.-TL.’lik alacak bakiyesine bilanço değerleri üzerinden de ulaşmak mümkündür.
 

Son Dönem Geçici Verginin Dönem Sonu İşlemleri Karşısındaki Durumu

Son geçici vergi tahakkuk kaydının ilgili yılda veya tahakkuk fişinin üzerindeki tarih olan bir sonraki yılda yapılması bilançonun görünümünü, finansal tabloların denetimini, incelenebilirliğini etkilemektedir. Bu noktada, uygulamacıların tamamı birbirinden farklı muhasebe kayıtları gerçekleştirmektedir. Aslında hepsi sonuç olarak aynı yerde birleşmesine rağmen,  karışıklığa neden olan noktalar mevzuat tarafından çerçevesi çizilmediği takdirde herkes tutabildiği kulptan yoluna devam etmektedir. Aynı işlem için birbirinden çok değişik muhasebe yöntemleri kullanılması, mali tabloları yeknesaklıktan uzaklaştırarak, denetimini ve doğru yorumlara ulaşmayı engellemektedir.

Bize göre ise, son geçici vergi tahakkukunun ilgili yılın 31.12 tarihli son gününde kayda alınması, sonraki yıl ödenecek olan geçici vergi borcunun başka bir ifadeyle daha ödenmemiş geçici vergi borcunun kurumlar vergisi borcundan düşülmek üzere “370 nolu hesaba” aktarılması daha doğru bir yaklaşımdır.

Dikkat edileceği üzere, 31.12.2009 tarihli bilançomuzda ödenmesi gereken geçici vergi borcu toplamı olarak 15.000.- TL. (360 hs.) yer almaktadır. Ancak bunun 10.000.-TL.’si vadesinde (ancak sonraki takvim yılında) ödenmiş ve aşağıdaki şekilde kayıt altına alınmıştır.

--------------------------------- 17.02.2010---------------------------------

360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi                  10.000 .-

                        102.04 Garanti Bankası Merkez Şb.                10.000 .-

2009/4.Dönem Geçici Verginin Ödemesi

--------------------------------- ----------------------------------------------

4.dönem geçici verginin ödenmesine ilişkin detaya yer vermek açısından, bu ödemeye ilişkin muhasebe kaydına tekrar yer verilmiştir.

Kurumlar vergisi beyannamesini hazırlama aşaması olan 2010 Nisan ayında; 2009 yılına ilişkin toplam tahakkuk eden geçici vergi borcu 30.000 TL. olup bunun 25.000.-TL.’si yasal süresi içerisinde ödenmiş, 5.000.-TL.’si ise ödenmemiştir.

2009/4.dönem geçici verginin beyanından kurumlar vergisinin beyan tarihine kadar işletmenin faaliyetlerinde kâr/zararı etkileyen herhangi bir değişiklik olmadığını kabul edersek, 2009 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi hazırlanırken tahakkuk eden kurumlar vergisi toplamı yine 30.000.-TL. olarak hesaplanacaktır. Ayrıca son dönem geçici vergi borcu da ödenmiş olacaktır. Dolayısıyla kurumlar vergisi beyannamesinden 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.- TL. haricinde ki ödenmiş olan 25.000.-TL. tutarındaki geçici vergilerin tamamı mahsup edilebilecektir.

Uygulamada, 4.döneme ait geçici verginin bilanço tarihi itibariyle (31.12) ödenmediğinden bahisle, 368-nolu ”Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler” hesabına aktarılmaktadır. Fazla detaya girmeden, bu şekilde yapılan muhasebe kayıtları adına şunları ifade edebiliriz. Gelir/kurumlar vergisi beyannamesi tahakkuk ettiğinde ödenmeyen geçici vergi borçlarının asılları silinip sadece gecikme zammı alınması yoluna gidileceği için 368 nolu hesabın kullanılması doğru bir yaklaşım olmayıp ihtiyaç da bulunmamaktadır.

Ödenmeyen Geçici Vergi Borcunun Muhasebesi

Örnek üzerinden açıklamaya devam edersek, 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.-TL. kurumlar vergisinin beyan tarihine kadar ödenmediği takdirde (01.04.2010), “360.09.03.Ödenecek Geçici Vergi Hesabı” ile “193.09.03.Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar” hesabı ile ters kayıt yapılarak kapatılacaktır.

Bu şekilde yapılacak muhasebe kaydında hepimizin mutabık olduğunu kabul etsek dahi, ilgili kaydın hangi tarihe işleneceği konusu da tartışmaya açıktır. Bizim önerimiz, sözkonusu ters kaydın (360/193) kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte (sonraki yılda) olması yönündedir. Ancak 31.12 tarihinde yapılması durumunda düzenlenen bilançonun daha kolay okunabileceği yaklaşımı da doğrudur. Yorumlarımızın temelinde eleştirmeye dikkat ettiğimiz ana nokta ise, düzenlemelerin veya uygulamaların hatalı olup olmadığından ziyade uygulama birliğinin kaybedilmesine yöneliktir.

Sonuç olarak, 2009/3.döneme ait ödenmemiş geçici vergi borcu, artık yasal defter kayıtlarımızda yani 193 ve 360 nolu hesaplarda yer almayacaktır. İlgili vergi borcunun terkin edileceğini belirtmiştik. İşte terkin edilen 5.000.-TL.’lik geçici vergi borcu “370 nolu Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve Diğ.Yük.”(-) hesabının bakiyesi olarak karşımıza ödenecek kurumlar vergisi adıyla çıkacaktır. 370 nolu hesabın ilgili alacak bakiyesi, kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte ise ”360 nolu Ödenecek Vergi ve Fonlar” hesabına aktarılarak, gerekli ödeme yapılana kadar takip olunacaktır.

Kurumlar Vergisi Beyannamesinin ve Bilançonun Görünümü

Yukarıdaki örneğimize devam edersek, şirketin, 2009 yılı Gelir/kurumlar vergisi beyannamesinde;

Kurumlar Vergisi Matrahı                                :           150.000 .-

Hesaplanan Kurumlar Vergisi               :             30.000 .-

Mahsup Edilecek Geçici Vergi             :             25.000 .-

Ödenmesi Gereken Kurumlar Vergisi   :               5.000 .- TL. ödenecek kurumlar vergisi tahakkuk edecektir.

31.12.2009 tarihli mizanda makalemizi ilgilendiren hesapların bakiyelerine kontrol amacıyla bakalım.

                                                                       Borç                Alacak             Bakiye

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar                 30.000 .-         25.000.-            5.000.- (B)

360- Ödenecek Geçici Vergi                           15.000 .-         30.000.-          15.000.- (A)

370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş.       0 .-                 30.000.-          30.000.- (A)

371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi.       25.000 .-            0 .-               25.000.- (B)

                                   Toplam                       70.000 .-         85.000 .-         15.000.- (A)

Aşağıdaki mizan değerleri 2009/3.dönem de ödenmeyen geçici vergi tutarının 193 nolu hesap ile 360 nolu hesabın ters kayıtla 31.12 tarihi itibariyle kapatılması sonrası düzenlendiğinde ise son durum şöyle oluşacaktır.

                                                                       Borç                Alacak             Bakiye

193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar                 30.000 .-         30.000.-          ---0---

360- Ödenecek Geçici Vergi                           20.000 .-         30.000.-          10.000.- (A)

370- Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş.       0 .-                  30.000.-          30.000.- (A)

371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi.       35.000 .-            0 .-               35.000.- (B)

                                   Toplam                       85.000 .-         90.000 .-         5.000 .- (A)

Bu uygulamayı tenkit etmekten alıkoyan düşüncemizin temelinde, 193 nolu hesabın ana mantığının bilançoya yansımadır. Şöyle ifade edersek, 193 nolu hesabın bakiyesi 371 nolu hesaba virman edilirken dikkat edilmesi gereken nokta, aktarılacak tutarın 370 nolu hesabın bakiyesinden fazla olmaması gerektiğidir. Dolayısıyla 193 nolu hesabın borç bakiyesinin anlamı, kurumun dönem kârı üzerinden ayrılan vergiden daha az tutarda geçici vergi ödemiş (tahakkuk etmiş) olması anlamına gelir. Yukarıda görüldüğü üzere eğer kurum, dönem kârı üzerinden ayrılan vergi karşılığından daha az geçici vergi beyan etti ise, 31.12 tarihinde 193 nolu hesabın bakiyesi sıfır olmalıdır.


Ödenmeyen Geçici Vergide Gecikme Zammının Hesabı

Bu konuyu açıklayan bazı ifadeler yazı içerisinde dağınık yer aldığından konuyu ayrı bir başlık halinde inceleme gereği hissettik. Yıllık beyanname verilene kadar ödenmemiş geçici vergi borcunun terkin edileceği (vergi borcunu ortadan kaldıran idari işlem), ancak aynı miktardaki geçici vergi borcunun gelir/kurumlar vergisi olarak tahakkuk edeceği bilinmektedir. Terkin edilen geçici vergi borcu üzerinden hangi vadelerde gecikme zammı hesaplanacağı hakkında İstanbul Defterdarlığı tarafından verilen B.07.4.DEF.034.11/GVK-Mük.120 Sayılı müktezasının ilgili bölümünde aynen “terkin edilen geçici vergiye ilişkin olarak gelir vergisi için 1 Mart, kurumlar vergisi için 1 Nisan tarihi dikkate alınarak hesaplanan gecikme zammı tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilecektir.

Diğer taraftan, yıllık beyanname verme süresi geçtikten sonra mükelleflere ikmalen veya re’sen tarhiyat yapılması  halinde vergi ziyaı cezası ile birlikte 1 Mart veya 1 Nisan tarihine kadar hesaplanan gecikme faizleri tahakkuk ettirilecektir.

Bu hükümlere göre, ...tahakkuk etmiş ve ödemediğiniz geçici vergilerinize uygulanacak gecikme zammı süresi terkin edilen geçici verginin vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe kadar olan süredir.” hükmü ile konu yeterli bir şekilde açıklanmıştır.
 

İade Edilecek Geçici Vergi Çıkması Durumunda Muhasebesi 

Dönemsel olarak kârlılığı yüksek olan şirketlerin, yıl içerisindeki 4 adet geçici vergi döneminde ödediği tutar, yıl sonunda beyan edilen gelir/kurumlar vergisi beyanından fazla olduğu takdirde, fazladan ödenen geçici vergi tutarları aşağıdaki usüller dairesinde iade edilecektir.

217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “Geçici Verginin Mahsubu” başlığı altında yer alan 81.fıkrasında hüküm altına alındığı üzere “Ödenen geçici vergi tutarının, geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde; mahsup edilemeyen tutar, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilecektir. Bu mahsuba rağmen arta kalan bir miktarın bulunması halinde, kalan kısım mükellefin o yılın sonuna kadar yazılı olarak başvurması kaydıyla kendisine nakden iade edilecektir.”açıklamasından da anlaşılacağı üzere,

öncelikle mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilecek,

mahsup edilecek vergisi bulunmadığı takdirde ancak o yılın sonuna kadar yazı ile istenmesi durumunda kendisine nakden iade edilecektir.

Yukarıdaki örneğimizde mükellefin yıl içerisinde 35.000 TL. tutarında geçici vergi ödediğini varsayarsak, mükellefin 5.000.- TL. tutarında geçici vergi alacağı doğacaktır.

 

Alacağın doğuşu kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte yasal defterlere kayıt edilecektir.

--------------------------------- 15.04.2010---------------------------------

136.01- 2009 Yılı Geçici Vergi Alacağı           5.000 .-

                        193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar     5.000 .-          

Kur.Vergisi Beyanı sonucu doğan geçici verginin alacağının tahakkuku

--------------------------------- ----------------------------------------------

Mükellef sözkonusu alacağını 360 hesapta yer alan bir vergi borcu karşılığında mahsup etmek yoluna giderse, 136 nolu hesap, ilgili 360 nolu hesap ile kapatılacaktır.

Mahsup edilecek herhangi bir vergi borcunun bulunmaması durumunda dilekçe ile istenecek vergi alacağı mükellefin banka hesabına aktarıldığında ise, 136 nolu hesapta yer alan tutar ilgili banka hesabı ile karşılıklı kapatılacaktır.

Ayrıca geçici verginin gerek mahsuben gerekse nakden iadesinde herhangi bir miktar sınırlaması olmayıp, geçici verginin ödenmiş olması yeterli olup, teminat ve inceleme raporu aranmayacağı İstanbul Defterdarlığı’nın 03.06.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44 sayılı muktezasının sonunda açıkça belirtilmiştir.

Birleşme ve Devir Halinde Uygulama

Birleşme ve devir hallerinde, birleşme ve devir tarihi itibariyle hukuki varlığı sona eren kurumların birleşme kârı veya devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar için otuz gün içinde (03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Seri nolu KVKGenel Tebliği ile beyanname verme süresi 15 günden bir aya çıkarılmıştır.) beyanname verilmesi gerektiğinden, hukuki varlığı sona eren kurumlar, birleşme veya devir tarihinin içinde bulunduğu dönemler için geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir.  

Örneğin, iki şirketin birleşme işlemi, 01 Ekim 2009 tarihi ile 31.12 tarihleri arasında tescil edildiğinde, devir olunan şirket (hukuki varlığı sona eren), tescil tarihinden sonra bir ay içinde (1 seri nolu KVKGT) tasfiye beyannamesi vereceğinden 2009/4.dönem geçici vergi beyannamesini vermek durumunda kalmayacaktır. Bununla birlikte birleşme tarihi itibariyle hazırlanan tasfiye beyannamesinden doğacak borcun vadesi, kurumlar vergisi ödemesinin son günü olan 30.04.2010 tarihi olacaktır.

Yararlanılan Kaynaklar

1-     GVK.Mükerrer Madde 120.

2-     217 Sıra Nolu GVK.Genel Tebliği.

3-     İstanbul Defterdarlığı’nın “02.09.2003 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11./GVK-Mük.120” sayılı muktezası.

4-     İstanbul Defterdarlığı’nın “B.07.4.DEF.0.34.11./KVK-44” sayılı 2004 yılında verilen muktezası.

5-     İstanbul Defterdarlığı’nın 03.06.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44

6-     1 Seri no’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği

7-     Sakıp Şeker, Dönem Sonu İşlemleri 2.Cilt.(Yaklaşım Yayınları)


TÜM YÖNLERİYLE GEÇİCİ VERGİ BÖLÜMÜ AÇILDI


 

01.02.2010

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemizekayıt olun.

>> Vergi Affı Rehberi (300 Soru - Cevap) Ücretsiz E-Kitap:hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.



GÜNDEM

GEÇİCİ (PEŞİN) VERGİ
Soru1:  Geçici vergi nedir?

                  Geçici vergi, gelir (ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı) ve kurumlar vergisi mükelleflerinin cari
vergilendirme dönemlerinin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanarak
ödenen bir peşin vergi uygulamasıdır.

                  GVK'nun mükerrer 120. maddesine göre Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ve
serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere VUK hükümlerine göre
(indirim, istisnalar ve değerleme hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin üçer aylık kazançları
üzerinden % 15 oranında geçici vergi öderler. Geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal stoklarının
değeri kayıtlar üzerin­den tesbit edilir. Hesaplanan geçici vergi, üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın 14. günü akşamanı
kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir. Aynı dönem içinde tevkif yolu ile ödenen gelir vergisi hesaplanan
geçici vergiden mahsup edilir.
              
                  Bir önceki hesap döneminde üçer aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi yıllık
beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. Mahsup edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi
borçlarına mahsup edilir. Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı o yılın sonuna kadar yazılı olarak talep edilmesi
durumunda mükellefe iade edilir.Kurumlar Vergisi mükellefleri KVK'nun 25. maddesine göre dönemler itibariyle tesbit edilen kurum kazancının
 % 20'i oranında geçici vergi öderler.

Soru2:  Hangi kazançlar geçici verginin kapsamına girer?

Basit usulde vergilendirilenler hariç, ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbabı ve kurumlar vergisi mükellefleri
cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere geçici vergi ödemektedirler. Adi ortaklıklar ve
kollektif şirketler ile adi komandit şirketler ortaklık olarak gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından geçici
 vergi mükellefi de değildirler. Ancak adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite
ortakların şirketten aldıkları kazançlar, şahsi ticari veya mesleki kazanç sayıldığından geçici verginin konusuna girmektedir.
Yıllara sari inşaat ve onarma işi yapan mükellefler ile noter bulunmayan yerlerde Adalet Bakanlığınca geçici yetkili noter
yardımcısı olarak görevlendirilenler, bu kazançları dolayısıyla geçici vergi ödemeyeceklerdir. Ancak, söz konusu mükellefler,
yıllara sari inşaat ve onarma veya geçici yetkili noter yardımcılığı işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya
mesleki kazançları için geçici vergi ödemek zorundadırlar. Zirai kazançlar, ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlar geçici vergi kapsamında değildir.

Soru3: Yeni işe başlayan, işi bırakan ve tasfiyeye giren mükelleflerde geçici vergi nasıl uygulanacaktır?

Yeni işe başlayan mükellefler, faaliyete başladıkları tarihin içinde bulunduğu geçici vergi döneminden itibaren
geçici vergi ödemeye başlayacaklardır. İşin bırakılması halinde ise işin bırakıldığı tarihi içeren dönemden
sonraki dönemler için geçici vergi beyannamesi verilmeyecektir. Ticaret siciline tescil edilerek tasfiyeye giren kurumlar
 tasfiyeye girdikleri tarihi ihtiva eden geçici vergi dönem kazançları üzerinden geçici vergi ödeyecekler, bu dönemden
 sonra geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birleşme ve devir hallerinde, birleşme ve devir tarihi itibarıyla hukuki
varlığı sona eren kurumların birleşme karı veya devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar için 15 gün içinde beyanname
verilmesi gerektiğinden, hukuki varlığı sona eren kurumlar, birleşme ve devir tarihinin içinde bulunduğu dönemler için
geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir. Soru4.  Geçici vergiye esas kazanç nasıl tespit edilecektir?Mükellefler,
öncelikle ilgili hesap döneminin 3, 6, 9 ve 12 aylık mali tablolarını esas alarak ilgili geçici vergi dönem kazancını, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120 inci maddesi hükmüne göre belirleyeceklerdir. Ayrıca, geçici vergiye ilişkin kazançların tespitinde dönemsellik esasına uyulması ve Vergi Usul Kanununun değerlemeye ilişkin hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.


VERGİNİN ( BEYANNAMENİN ADI)BEYANNAME
VERME SÜRESİ
ÖDEME SÜRESİYASAL DAYANAK
    

GEÇİCİ VERGİ

BEYANNAMESİ

(01-03 Dönemi)

14 Mayıs

Akşamına Kadar

17 Mayıs Akşamına Kadar

5615 S.K. 10.Madde

GEÇİCİ VERGİ

BEYANNAMESİ

(04-06 Dönemi)

14 Ağustos'a Kadar

17 Ağustos Akşamına Kadar

5615 S.K. 10.Madde

GEÇİCİ VERGİ

BEYANNAMESİ

(07-09 Dönemi)

14 Kasım'a Kadar

17 Kasım Akşamına Kadar

5615 S.K. 10.Madde

GEÇİCİ VERGİ

BEYANNAMESİ

(10-12 Dönemi

14 Şubata Kadar

17 Şubat Akşamına Kadar

5615 S.K. 10.Madde

 

BİLANÇO USULUNE GÖRE MUHASEBE KAYITLARI

________________________        /        _______________________

193  PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR                  2.000,00

       193.05 Geçici Vergiler

                          100 KASA                                                                                   2.000,00

Geçici verginin ödenmesi

            ________________________        /        _______________________

Ödenecek geçici vergiden aynı dönemde ödenmiş bulunan vergi tevkifatının mahsup edilmesi durumunda:

________________________        /         _______________________                                
            193  PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR                    3.100,00
                    193.05 Geçici Vergiler                                3.100,00

                             360  ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                                         3.100,00
                                       360.01 Ödenecek Gelir Vergisi                                       
                          Ödenecek geçici vergilerin tahakkuku

________________________        /         _______________________

________________________        /        _______________________

360  ÖDENECEK VERGI VE FONLAR                                 2.000,00
                     360.01 Ödenecek Gelir Vergisi          
                        193  PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR                            2.000,00
                                193.06 Serbest Meslek Stopajı  
            Vergi stopajının geçici vergiden mahsubu

________________________        /         _______________________
                                                

şeklinde yevmiye maddesi yazılacaktır.


            Şahıs işletmelerinde gelir vergisi fırma sahiplerine ait olduğundan ödenen geçici vergilerin izlenmesi

 için açılan geçici vergiler hesabının dönem sonunda fırma sahiplerinin hesaplarına devredilerek kapatılması uygun olur.


            ________________________        /         _______________________                     
            131  ORTAKLARDAN ALACAKLAR                                    5.300,00
                                      193 PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE                                       
                                             FONLAR                                                                          5.300,00
                                       193.05  Geçici Gelir Vergisi                 5.300,00
            Ödenen geçici verginin Firma sahiplerinin
            hesabına devri
            ________________________        /         _______________________         

                                                                                   
            Kurumlarda ise ödenen geçici vergiler dönem sonunda tahakkuk eden kurum kazancından düşülür.

Dönem karından ayrılacak olan vergi ve yasal yükümlülükler 691 kodlu hesaba borç,

 370 kodlu hesaba alacak olarak kaydedilir.

________________________        /         _______________________
            691  DÖNEM KARI VERGİ VE DİĞER YASAL
                    YÜKÜMLÜLÜKLER KARŞILIĞI                                  9.900,00
                                    370  DÖNEM KARI VERGİ VE DİĞER
                                      YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER KARŞILIĞI                                9.900,00

           370.01    Kurumlar Vergisi              9.000,00

           370.02    Kurumlar Vergisi Fonu       900,00

                        Dönem karından ayrılan vergi ve yükümlülüklerin

                        Borç hesabına devri

________________________        /         _______________________



            370 kodlu hesap dönem sonunda bilançonun pasifinde yer alır. Peşin ödenen vergiler ve fonlar dönem sonunda

            371 kodlu hesaba aktarıldığında:


                                                                                       
            ________________________        /         _______________________

371  DÖNEM KARININ PEŞİN ÖDENEN VERGİ
                    VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ                                     6.100,00

        371.01  Kurumlar Vergisi                           6.100,00
                        193 PEŞİN ÖDENEN VERGİLER
                               VE FONLAR                                                                         6.100,00

                   193.05 Geçici Kurumlar Vergisi     6.100,00
            Peşin ödenen vergi ve fonların ilgili
            hesaba devri

________________________        /         _______________________


şeklinde yevmiye maddesi yazilacaktır.

                                   .
            371 kodlu hesap bilançonun pasifinde 370 kodlu hesabın altında eksi işaretli olarak yer alacaktır.


            Vergi tahakkukunun kesinleşmesinden sonra 370 ve 371 kodlu hesaplar birbirine mahsup edilir,

370 kodlu hesabın bakiyesi 360 kodlu hesaba aktarılır.


________________________        /         _______________________
370  DÖNEM KARI VERGİ VE DiĞER
        YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER KARŞILIĞI                        9.900,00

                     370.01  Kurumlar Vergisi                         9.000,00

         370.02  Kurumlar Vergisi Fonu                   900,00
            371 DÖNEM KARININ PEŞİN ÖDENEN
                   VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ                       6.100,00

                     371.01  Kurumlar Vergisi             6.100,00

            360  ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                                      3.800,00

                     360.08 Öd. Kurumlar Vergisi       2.900,00

                     360.09 Öd. Kur.Vergisi Fonu          900,00
Peşin ödenen vergilerin karşılık
hesabından mahsubu
________________________        /         _______________________                                

 

 

 

 

 

Pratik Bilgiler ANA SAYFA






 ««« Pratik Bilgiler 2011

 

 

 

 

 

Yazar: Yeminli Mali Müşavir Cemil BAŞOĞLU

1. GİRİŞ :

Bilindiği üzere 4369 sayılı kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120nci ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25inci maddelerinde yapılan değişiklikler sonucunda geçici vergi yeniden düzenlenmiş ve cari yılın üçer aylık dönemlerinin fiili sonuçlarına göre belirlenecek kazançlar üzerinden geçici vergi ödenmesi esası getirilmiştir. 27.12.1998 tarih ve 23566 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 217 seri numaralı Gelir Vergisi genel tebliği ile geçici vergiye esas kazancın tespiti konusunda açıklamalar yapılmış ancak geçici vergi uygulamalarının yasal defterlere ne şekilde kaydedileceği hususunda somut açıklama yapılmamıştır. Geçici vergi muhasebesi ile ilgili olarak sadece tebliğin sonunda “Geçici Vergi beyannamesine eklenecek belgeler” başlığı altında; geçici vergi beyannamesine gelir tablosunun ekleneceği belirtildikten sonra “Söz konusu gelir tablosu, dönem sonu işlemler kayıtlarda gösterilmeksizin geçici vergi döneminin son günü itibariyle çıkarılacak mizandan hareketle düzenlenebilecektir. Bu durumda, dönem sonunda yapılması gereken işlemlere ilişkin olarak yasal defter kayıtları dışında yapılan hesaplamalar ve mizan, istenildiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edilecektir” açıklaması yapılmıştır.

Tebliğde “dönemsonu işlemi” nin ne anlama geldiği tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, bu kavram kanaatimizce hesap dönemi sonlarında dönem ticari karının tespitine yönelik olarak ötedenberi yapılmakta olan satılan malın maliyeti (bu meyanda sınai maliyetlerin hesaplanması) yeniden değerleme ve amortisman hesaplamaları, dövizli hesap değerlemeleri reeskont ve karşılıklar vb.gibi işlemleri kapsamaktadır. Bu itibarla tüm gelir ve gider hesaplarının dönem karı veya zararı hesabına devredilmek suretiyle kapatılması, geçici vergi dönemlerinde dönemsonu işlemi olarak görülmemelidir.

Alacak ve borç senetleri reeskontu, şüpheli alacak karşılığı, yeniden değerleme vbg. dönemsonu işlemlerinden bir kısmı ihtiyari, yani mükellefin tercihine bağlıdır. Ancak bazı dönemsonu işlemleri zorunlu olarak her geçici vergi dönemi sonunda yapılacaktır. Bu işlemlerden en önemli olanı, dönemsonu stoklarının doğru olarak tespiti ve buna bağlı olarak sınai maliyetlerin ve satılan malın maliyetinin hesaplanmasıdır. Geçici vergi beyannamesine eklenecek gelir tablosu, ister tümüyle defter kayıtlarından, ister defter kayıtlarına ilaveten bir takım hesaplama tabloları yardımıyla haricen  düzenlensin, satılan malın maliyetini tespit etmeden gelir tablosunun düzenlenmesi mümkün değildir. Bilindiği üzere dönem kazançlarının tespitinde mal mevcutlarını fiilen saymak, ölçmek veya tartmak gerekir. Bununla birlikte 217 seri numaralı Gelir Vergisi Kanunu genel tebliğinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 120 nci maddesine atıf yapılarak, geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönemsonu mal mevcutlarının kayıtlar üzerinden tespit edilmesine imkan tanınmıştır. Diğer taraftan tebliğde yer alan bir başka açıklamada ise, ister kaydi, ister fiili envanter sonucu tespit edilmiş olsun, dönemsonu mal mevcutlarının değeri, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilecektir. Hal böyle olunca sınai işletmeler ister istemez sınai maliyet hesaplamalarını, başka bir ifade ile sınai maliyetlerle ilgili tüm tabloları, üç ayda bir yaparak üretilen malların maliyetini Vergi Usul Kanunu’na uygun bir şekilde hesaplayacaktır. Bunun yanında satılan ticari mal maliyetinin veya hizmet işletmelerinde satılan hizmet maliyetinin de hesaplanması zorunludur.

Ancak bu şekilde bu tablolara ilişkin muhasebe kayıtlarını yapanların envanterlerini kayden, yapmayanların ise fiili sayım sonucu doğru olarak tespiti mümkün olabilir.

2. 217 SERİ NOLU GELİR VERGİSİ KANUNU GENEL TEBLİĞİNDE YER ALAN DÖNEM SONU İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR :

Öncelikle belirtmek gerekirse geçici verginin düzenlendiği Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 120 nci maddesinde, geçici vergi dönemlerine ilişkin kazanç tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari veya mesleki kazanç tespiti ile ilgili, Vergi Usul Kanunu’nun da değerlemelerle ilgili hükümlerine uyulması gerektiği belirtilmiştir. Diğer taraftan Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesinde de kurumlarda geçici vergi ile ilgili olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 120 nci maddesine atıf yapılmıştır. 217 seri numaralı Gelir Vergisi Kanunu genel tebliğinde de bu doğrultuda açıklamalar yer almaktadır. Bu yasal düzenlemeler ve tebliğ açıklamaları %10 marjla geçici vergi dönem kazançlarının aynen yıllık kazanç tespiti gibi doğru olması gerektiğini belirtmektedir.

Bunların dışında geçici vergi dönemsonu işlemleri ile ilgili 217 seri numaralı tebliğde yer alan açıklamalar aşağıda özetlenmiştir.

  1. Yabancı Dövizli Hesap Değerlemeleri :

Yabancı paraların ve yabancı para cinsinden olan borç ve alacakların değerlemesi zorunlu olup, değerlemede T.C.Merkez Bankası’nın geçici vergi döneminin kapandığı tarihteki döviz alış kuru kullanılacaktır.

  • Alacak ve Borç Senetleri Reeskontu :

İşletmeler dilerlerse alacak ve borç senetlerini Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak,  değerleme gününün kıymetine irca edebileceklerdir. Bu uygulama her dönem için ihtiyari olup, bir dönem yapılıp, diğer dönemlerde yapılmayabilecektir.

Stok değerlemeleri (maliyet tespit yöntemi) yıllık olarak tespit edilecek ve hem geçici vergi dönemlerinde ve hem de yıl sonu uygulamalarında aynı yöntem kullanılacaktır. Örneğin, LIFO yöntemi seçilmişse tüm geçici vergi dönemlerinde ve yıllık kazancın tespitinde bu yöntem kullanılacaktır.

  • Şüpheli Alacak Karşılıkları :

Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılabilecek şüpheli alacak karşılığı, istenirse, içinde bulunulan hesap dönemini aşmamak üzere, herhangi bir geçici vergi döneminde ayrılabilecektir.

  • Yeniden Değerleme Uygulaması :

İşletmeler dilerlerse amortismanlarını yeniden değerlenmiş tutarlar üzerinden hesaplayabileceklerdir. Yeniden değerleme oranı Maliye Bakanlığınca her geçici vergi dönemi sonu itibariyle açıklanacak ve yeniden değerleme işlemlerinde bu oran kullanılacaktır. Yeniden değerleme işlemine ilk geçici vergi döneminde veya herhangi bir geçici vergi döneminde başlanabilecek, ancak bu tercih hesap dönemi sonuna kadar değiştirilmeyecektir.

Geçici vergi dönemlerinin son günü itibariyle aktifte kayıtlı bulunan iktisadi kıymetler için amortisman yıllık olarak hesaplanacak ve bu tutarın hesaplamanın yapıldığı geçici vergi dönemine ilişkin kısmı dönem kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.

Örneğin, Mart sonu itibariyle aktife kayıtlı iktisadi kıymetlerin tamamı üzerinden amortisman yıllık hesaplanacak ve bu tutarın 3 aya isabet eden kısmı dikkate alınacaktır. Aynı şekilde Eylül sonu itibariyle aktife kayıtlı (Eylül ayında iktisap edilenler de dahil) iktisadi kıymetlerin tamamı üzerinden amortisman yıllık hesaplanacak ve bu tutarın 9 aya isabet eden kısmı dikkate alınacaktır.

İşletmelerin amortisman uygulamaları halinde, seçilen amortisman usulü, geçici vergi dönemlerinde ve yıl sonunda değiştirilemeyecektir.

  • Gayrimaddi Hak ve Özel Maliyet Bedellerinin İtfası :

Aktifleştirilen ilk tesis ve taazzuv giderleri, peştemallıklar ve özel maliyet bedellerinin itfasında, yıllık itfa bedelinden, ilgili geçici vergi dönemine isabet eden kısım dikkate alınacaktır.

  • Yenileme Fonu Uygulaması :

Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satışından doğan karın Vergi Usul Kanunu’nun 328 inci maddesine göre dönem karına eklenmeyip, üç yıl süre ile yenileme fonunda tutulması uygulaması geçici vergi matrahının tespitinde de yapılabilecektir. Bu durumda yıl içinde yeni iktisadi kıymet iktisap edilmesi halinde yenileme fonunda tutulan kar, bu kıymete ilişkin olarak geçici vergi dönemlerinde, sözkonusu iktisadi kıymetlere ilişkin olarak ayrılacak amortismanlara mahsup edilecektir.

Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, yıl sonlarında ticari karın tespiti için ötedenberi yapılmakta olan dönemsonu işlemleri, geçici vergi dönemleri sonunda da yapılacaktır. Ancak işletmeler düzenleyecekleri geçici vergi beyannamelerine, dönemsonu işlemlerine ilişkin muhasebe kayıtlarını da yaparak hazırlayacakları gelir tablosunu veya dönemsonu işlemlerini yasal defter kayıtlarına intikal ettirmeden haricen hazırlayacakları gelir tablosunu ekleyebileceklerdir. Dönemsonu işlemleri yukarıda belirtilen şekilde yapıldıktan sonra bu işlemlerin muhasebe kayıtları kanaatimizce işletmeler için fazla külfetli olmayacaktır. Ayrıca gelir tablosu haricen düzenlendiğinde, dönemsonu işlemlerini gösteren çalışma kağıtları istenildiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edileceğinden, bunların muhasebe fişi ekinde muhafaza edilmesi, inceleme elmanlarınca yapılacak denetimler sırasında hem işletmeye, hem de inceleme elemanına kolaylık sağlayacaktır. Bu itibarla bizim önerimiz işletmelerin dönemsonu işlemleri ile ilgili muhasebe kayıtlarını yapmalarıdır. Dönemsonu işlemleri ile ilgili muhasebe kayıtlarını yapmak isteyen işletmelerin, yapacakları muhasebe kayıtları aşağıda örneklerle açıklanmıştır.

3. DÖNEMSONU İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ MUHASEBE KAYIT ÖRNEKLERİ :

  1. Yeniden Değerleme ve Amortisman Hesaplamaları ve Amortismanların Gider Kaydı :

Yapılan yeniden değerleme sonucunda hesaplanacak amortisman tutarları karşılık hesabı yoluyla ilgili hesaplara intikal ettirilmeli, ancak yeniden değerleme işlemi muhasebeleştirilmemelidir. Zira yeniden değerlemenin muhasebeye kaydedilmesi iktisadi kıymetlerin, birikmiş amortismanların ve değer artış fonlarının yıl içinde izlenmesini zorlaştırır. Bu şekilde hesaplanan amortisman gideri toplamının 100.000.-TL olduğu ve gider yerleri dikkate alınarak fonksiyonel gider hesaplarına dağılımının da aşağıdaki gibi olduğu varsayılarak yapılacak muhasebe kaydı aşağıda gösterilmiştir.

                                 31/03/98

730-Genel Üretim Giderleri                  80.000.-

740-Hizmet Üretim Mal.                                     5.000.-

750-Araştırma Geliştirme Gid.                2.000.-

760-Pazarlama Satış Dağ.Gid.                 3.000.-

770-Genel Yönetim Gid.                                   10.000.-

            373-Maliyet Giderleri Karş.                  100.000.-

                   (Amortisman Gider Karşılıkları)

       (Ocak-Mart dönemi amortisman kaydı)

                                         /

Ocak-Haziran dönemi için aynı şekilde yapılacak yeniden değerleme sonucunda hesaplanan amortisman tutarının 250.000.-TL olduğunu varsayalım. Bu tutar gider yerleri dikkate alınarak fonksiyonel gider hesaplarına dağıtılacak ve önceki dönemden farkları hesaplanarak, farklar ilgili hesaplara kaydedilecektir.

  Fonksiyonel Gider Hesapları Ocak-Haziran Dönemi Amortismanları Ocak-Mart Dönemi Amortismanları (-)  Fark
    
Genel Üretim Gid.175.000.-80.000.-95.000.-
Hizmet Üretim Gid.13.000.-5.000.-8.000.-
Ar-Ge Gid.15.000.-2.000.-13.000.-
Paz.Satış Dağ.Gid.15.000.-3.000.-12.000.-
Genel Yönetim Gid.32.000.-10.000.-22.000.-
TOPLAM250.000.-100.000.-150.000.-

                               30/06/98

730-Genel Üretim Giderleri                  95.000.-

740-Hizmet Üretim Mal.                                     8.000.-

750-Araştırma Geliştirme Gid.              13.000.-

760-Pazarlama Satış Dağ.Gid.               12.000.-

770-Genel Yönetim Gid.                                   22.000.-

            373-Maliyet Giderleri Karş.                  150.000.-

                   (Amortisman Gider Karşılıkları)

       (Ocak-Haziran dönemi amortisman kaydı)

                                      /

Ocak-Eylül döneminde de aynı işlem yapılacaktır. Ocak–Aralık dönemi için ilan edilecek olan yeniden değerleme oranı aynı zamanda yıllık yeniden değerleme oranı olacağından, bu orana göre ve Aralık ayı itibariyle yeniden değerlenmiş tutarlar üzerinden hesaplanan yıllık fiili amortisman tutarları ile Ocak- Eylül dönemi amortismanları arasındaki farklar yine yukarıda belirtildiği üzere “373-Maliyet Giderleri Karşılığı” hesabının alacağı karşılığında, fonksiyonel gider hesaplarına borç kaydedilmelidir. Daha sonra “373-Maliyet Giderleri Karşılığı (Amortisman Gideri Karşılıkları)” hesabında biriken yıllık amortisman tutarı:

                               31/12/98

373-Maliyet Giderleri Karş.                 

       (Amortisman Gider Karşılıkları)

            257-Birikmiş Amortismanlar

                                      /

yevmiye kaydı ile birikmiş amortisman hesabına aktarılmalıdır.

Yılın son döneminde yapılan yeniden değerlemeye göre iktisadi kıymetlerde ve birikmiş amortismanlarda meydana gelen değer artışları ile hesaplanan değer artış fonuna ilişkin muhasebe kaydı yıl sonunda yapılmalıdır.

  • Diğer Maliyet Gider Karşılıkları :

Yukarıdaki bölümde sadece amortisman giderlerinin maliyet ve gider hesaplarına karşılık yoluyla intikal ettirilmesi örneklenmiştir. Eğer şirketin gerçekleşmiş ancak tahakkuku yapılmamış ücret, finansman gideri, su, elektrik, gibi giderleri varsa, bu giderlerin de “373-Maliyet Gider Karşılığı Hesabı” kullanılmak suretiyle, 720, 730, 740, 750, 760, 770 ve 780 gibi fonksiyonel gider hesaplarına intikal ettirilmesi gerekir.

  • Kıdem Tazminatı Hesaplamaları ve Kıdem Tazminatının Gider Kaydı :

Bilindiği üzere muhasebe standartlarının ilan edilmemiş olması nedeniyle kıdem tazminatı karşılığı ayrılması zorunlu değildir. Bu itibarla orta ve küçük işletmelerin birçoğunda kıdem tazminatı hesaplanmamaktadır. Ancak SPK’ya tabi işletmelerde kıdem tazminatı karşılığının ayrılması zorunludur. Bunun yanında yönetimi bilgilendirmek üzere “Bütçe-Faaliyet Raporu” sistemi uygulayan işletmeler de kıdem tazminatı karşılığı ayırmaktadır. Kıdem tazminatı karşılığı ayırmak isteyen işletmeler için kıdem tazminatı hesabı ve muhasebesi aşağıda gösterilmiştir.

31.03.1999 itibariyle tüm çalışanların hesaplanan kıdem tazminatları toplamı (toplam kıdem tazminatı yükü)31.12.1998 itibariyle işletmede mevcut olan çalışanlara ilişkin hesaplanan toplam kıdem tazminatı yükü                  250.000.-TL          (225.000.-TL)  
Ocak-Mart 1999 döneminde hesaplanan ilave kıdem tazminatı          25.000.-TL

                               31/03/99

720-740-750-760 ve 770

Hesaplar (Toplam)                                25.000.-

            472-Kıdem Tazminatı Karş.                  25.000.-

                                      /

Fiilen ödenmeyen kıdem tazminatının vergi matrahının tespitinde indirimi mümkün olmadığından, ayrılan karşılık tutarının beyanname üzerinde ticari kara eklenmesi gereklidir.

Sonraki dönemlerde de aynı işlem tekrarlanmalı ancak, 31.12.1999 itibariyle hesaplanan toplam kıdem tazminatı tutarı 472 hesaptaki alacak bakiyesine eşit olmalıdır.

  • Şüpheli Alacaklar Karşılığı :

Mart sonu itibariyle şüpheli alacaklara ilişkin olarak ayrılması gereken karşılık tutarının 100.000.-TL olduğunu varsayalım. Buna ilişkin muhasebe kaydı;

                               31/03/99

654-Karşılık Giderleri                           100.000.-

            129-Şüpheli Ticari Alacaklar Karş.                    100.000.-

                    (veya 139,229,239 Hesaplar)

                                      /

şeklinde yapılacaktır. Sonraki dönemde yani 30.06.1999 tarihinde yine ayrılması gereken Nisan-Haziran dönemi karşılık tutarı tespit edilecek aynı muhasebe kaydı hesaplanan bu tutara ilişkin olarak yapılacaktır. Sonraki dönemlerde de aynı işlem tekrarlanacaktır.

  • Alacak ve Borç Senetleri Reeskontu :

Mart sonu itibariyle hesaplanan alacak senetleri reeskont tutarının 100.000.-TL olduğunu varsayalım. Buna ilişkin muhasebe kaydı;

                               31/03/99

657-Reeskont Faiz Giderleri                  100.000.-

            122-Alacak Senetleri Reeskontu            100.000.-

                                      /

şeklinde yapılacaktır. Bu kayıt 1 Nisan 1999’da iptal edilmeli ve 30.06.1999 itibariyle yeniden hesaplanacak reeskont tutarına ilişkin olarak aynı kayıt tekrarlanmalıdır. Böylelikle her döneme ilişkin alacak senetleri reeskont tutarı, o dönemin gelir tablosuna intikal etmiş olacaktır.

Borç senetleri için hesaplanan reeskont tutarları “322” ve”647” hesaplar kullanılmak suretiyle aynen alacak senetleri reeskontunda olduğu şekilde kayda alınmalıdır.

  • Hazine Bonosu, Devlet Tahvili KOI Senetlerine İlişkin Gelir Tahakkukları :

Bu iç borçlanma senetleri bilanço gününde borsa rayici ile değerleneceği için, bu senetlere ilişkin olarak 31.03.1999 itibariyle hesaplanan faiz ve gelirler (dövizli ise kur farkları da dahil) tahakkuk yoluyla kayda alınmalıdır. İşletmenin 31.03.1999 itibariyle portföyünde bulunan Hazine Bonolarının bu tarih itibariyle hesaplanan tahakkuk etmiş gelirlerinin 100.000.-TL olduğunu varsayalım. Buna ilişkin tahakkuk kaydı şöyledir;

                             31/03/99

112-Kamu Kesimi Tahvil

        Senet ve Bonoları              100.000.-

642-Faiz Gelirleri                          100.000.-

                                      /

Her üç aylık dönem sonunda portföyde mevcut iç borçlanma senetlerinin dönem sonu itibariyle hesaplanacak faiz ve gelirleri yukarıdaki muhasebe kaydıyla faiz gelirlerine intikal ettirilerek, yıl sonunda, yıllık tutara ulaşılmış olunacaktır.

  • Gelecek Aylara Ait Giderler :

Bilindiği üzere peşin ödenen ancak gelecek aylarda ilgili gider ve maliyet hesaplarına borç kaydedilecek kira, sigorta gibi giderlerin “180-Gelecek Aylara Ait Giderler” hesabına borç kaydedilerek gelecek aylarda bu hesaba alacak verilmek suretiyle ilgili gider hesaplarına aktarılmaları gerekir. Ancak orta ve küçük çaplı işletmelerde genellikle peşin ödenen giderler yıl bazında ayrılmakta “180” hesap kullanılmadan içinde bulunulan yıla ilişkin gider kısmı ilgili gider hesabının borcuna, gelecek yıla ilişkin gider kısmı ise “280-Gelecek Yıllara Ait Giderler” hesabının borcuna kaydedilmektedir. Oysa üçer aylık dönemlere ilişkin ticari karların tespitinde her döneme ilişkin gider kısmı ayrılmalıdır.

Örneğin, işletmenin “01.02.1999-31.12.2000” dönemi için ödediği taşıt aracı sigortası prim tutarı toplam 1.200.000.-TL ise, her ay gider kaydedilmesi gereken sigorta primi tutarı 100.000.-TL olmaktadır. Bu gider tutarının muhasebe kaydı şöyledir;

                             01/02/99

730-740-750-760-770-

(Şubat Ayı Sigorta Gideri)                     100.000.-

180-Gelecek Ay.Ait.Gid.                      1.000.000.-

(Mart-Aralık ayları sigorta gid.)

280-Gelecek Yıl.Ait Gid.                         100.000.-

(Ocak 2000 ayı sigorta gid.)

100-102-320-                                1.200.000.-

                                      /

Her ayın başında (veya sonunda)

                             01/03/99

730-740-750-760-770-  100.000.-

180-Gelecek Ay.Ait.Gid.               100.000.-

  (Mart ayı sigorta primi)

                                      /

şeklindeki bir kayıtla peşin ödenen sigorta gideri, ilgili geçici vergi dönemi giderlerine intikal ettirilmelidir.

Döviz cinsinden izlenen hesaplar (efektif kasası, döviz cinsinden banka mevduatları, yurt dışı alıcılar, döviz cinsinden borçlar, yurtdışı satıcılar v.s.) her üç aylık dönem sonunda değerlenmelidir. Örneğin; yurtdışı alıcılar hesabının 31.03.1999 tarihli defter-i kebir hesap bakiyesinin aşağıdaki gibi olduğunu ve 31.03.1999 itibariyle 1$=400.000.-TL olduğunu varsayalım.

       120-Alıcılar (Yurtdışı)

 

15.02.1999  15.000$     5.175.000.000.-

Bu durumda 31.03.1999 itibariyle kur farkı 825.000.000.-TL’dir. Bu kur farkı aşağıdaki şekilde kayda alınmalıdır.

                             31/03/99

120-Alıcılar (Yurtdışı)  825.000.000.-

601 veya 646-                               825.000.000.-

                                      /

Bu değerleme işlemleri her dövizli hesap için ve ayrıca her üç aylık dönem sonlarında yapılmalıdır.

  1. Yenileme Fonu :

İşletmenin Şubat ayında amortismana tabi iktisadi kıymet satışından 100.000.-TL kar sağladığını, bu tutarı yenileme fonuna aktararak “549-Özel Fonlar” hesabına alacak kaydettiğini ve Mayıs ayında 750.000.-TL’ye aynı iktisadi kıymeti yenilediğini varsayalım (Amortisman oranı %20’dir).

Yeni alınan iktisadi kıymetin yıllık amortismanı 150.000.-TL olup, yıllık amortisman tutarının Ocak-Haziran dönemine ilişkin kısmı 75.000.-TL olmaktadır. Ocak-Haziran dönemi ile ilgili olarak, yazımızın 3-a bölümünde belirtilen amortisman gider kaydı yapılırken “373-Maliyet Giderleri Karşılığı” hesabının alacağı karşılığında fonksiyonel gider hesapları yerine, yenileme fonunun izlendiği “549-Özel Fonlar” hesabına borç kaydedilecektir.

                             30/06/99

549-Özel Fonlar                                   75.000.-

373-Maliyet Giderleri Karş.                       75.000.-

                                      /

Aynı iktisadi kıymetin Ocak-Eylül dönemi amortisman tutarı 112.500.-TL olup, bu tutardan daha önce yenileme fonuna mahsup edilen Ocak-Haziran dönemi amortismanı indirildikten sonra, Haziran-Eylül dönemi amortismanı olarak 37.500.-TL kalmaktadır. Diğer taraftan indirilemeyen yenileme fonu da 25.000.-TL olup, buna mahsup edilecektir. Buna ilişkin muhasebe kaydı şöyledir;

                             31/03/99

549-Özel Fonlar                                   25.000.-

       (100.000 – 75.000)

730-770-Fonksiyonel Gid.Hs.   12.500.-

373-Maliyet Giderleri Karş.                       37.500.-

                                      /

  • GEÇİCİ VERGİ DÖNEMLERİ İLE İLGİLİ TİCARİ KARIN TESBİTİ :

Buraya kadar yaptığımız açıklamalar esasen her işletmenin yıl içinde ve yıl sonunda yapması gereken işlemlerin kısaca özeti ve tekrar hatırlatılmasıdır. Aşağıda, bu işlemler sonucunda geçici vergi dönemleri ticari karlarının tespiti ile ilgili açıklamalar yer almaktadır.

  1. Dönem Sonlarında Herhangi Bir Muhasebe Kaydına Gerek Olmadan Doğrudan Gelir Tablosuna Aktarılacak Gelir ve Gider Hesapları :

Bilindiği üzere gelir tablosu tekdüzen hesap planında, “6” nolu hesap sınıfında yer alan hesaplardan oluşmaktadır. Muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerine göre “6” nolu hesap sınıfında yer alan hesap grupları şöyledir;

60 – Brüt Satışlar

61 – Satış İndirimleri (-)

62 – Satışların Maliyeti (-)

63 – Faaliyet Giderleri (-)

64 – Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar

65 – Diğer Faaliyetlerden Olağan Gider ve Zararlar (-)

66 – Finansman Giderleri (-)

67 – Olağandışı Gelir ve Karlar

68 – Olağandışı Gider ve Zararlar (-)

bu hesap gruplarında yer alan Defter-i Kebir hesaplarının bir kısmı yıl içinde devamlı çalışan hesaplar, bir kısmı da dönem sonu işlemlerinin muhasebe kaydı yapıldığı sırada çalışan hesaplardır.

Örneğin, “60” hesap grubundaki yurtiçi ve yurtdışı satışlar ile diğer gelirler hesapları, “64” hesap grubundaki temettü, faiz ve komisyon gelirleri, menkul kıymet satış karları ve kambiyo gelirleri gibi, diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlara ilişkin hesaplar, “67” hesap grubundaki olağandışı gelir ve karlara ilişkin hesaplar, hesap dönemi içinde yapılan satışlara ve sağlanan gelirlere bağlı olarak sürekli alacaklandırılırlar.

Diğer taraftan satış iskonto ve indirimleri ve diğer faaliyetlerden olağan ve olağandışı gider ve zararlar doğduğu anda, bunlara ilişkin Defter-i Kebir hesapları (61, 65 ve 68 numaralı hesap gruplarında yer alan hesaplar) doğrudan borçlandırılır.

Dolayısıyla geçici vergi beyannamesine eklenecek gelir tablosu düzenlenirken yukarıda açıklanan hesaplarla (60, 64, 67, 61, 65 ve 68 nolu hesap grupları) ilgili olarak üçer aylık dönem sonlarında sadece reeskont, kur değerlemeleri ve şüpheli alacak karşılığı gibi dönem sonlarında yapılacak tespit ve hesaplamalara bağlı olan işlemlerin  kaydı yapılacak, bu hesaplarla ilgili olarak bunların dışında herhangi bir muhasebe kaydı yapılmayacaktır. Başka bir ifade ile bu hesaplar dönem içinde işlem sırasında kullanılan hesaplar olduğundan üçer aylık dönem sonlarındaki bakiyeleri doğrudan gelir tablosuna aktarılacaktır.

  • Dönem Sonlarında Yansıtma Hesapları Kullanılarak “6” Numaralı Hesap Sınıfına Aktarılacak Olan Satışların Maliyeti ile Faaliyet Giderleri ve Finansman Giderleri :

Maliyet hesaplarını gerek 7/A ve gerekse 7/B seçeneğinde kullanan üretim ve hizmet işletmeleri muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerinde yer alan açıklamalara göre ay veya yıl sonlarında mamül maliyetlerini hesaplayıp üretimi bitenleri “152-Mamüller” hesabına borç kaydetmektedirler. Dönem içinde satılan mamüller veya ticari mallar maliyet fiyatları üzerinden “152” veya “153” numaralı Defter-i Kebir hesapları alacaklandırılmak suretiyle “620” veya “621” numaralı hesaplara borç kaydedilir. Diğer satışlar da ilgili stok hesabının alacağı mukabilinde “623” hesaba borç kaydedilir.

Hizmet işletmelerinde üretilen hizmetler için yapılan giderler yapıldıkları anda ilk önce “740-Hizmet Üretim Maliyeti” hesabının borcuna kaydedilir. Dönem sonlarında, dönem içinde satılan hizmetlere ilişkin maliyetler “741-Hizmet Üretim Maliyeti Yansıtma Hesabı” alacaklandırılmak suretiyle “622” nolu hesabın borcuna kaydedilir.

Diğer taraftan yine muhasebe sistemi uygulama genel tebliğlerindeki açıklamalara göre işletmeler faaliyet giderleri (araştırma, geliştirme, pazarlama, satış dağıtım ve genel yönetim giderleri) ile finansman giderlerini yaptıkları anda, öncelikle bu giderleri “7” nolu hesap sınıfındaki fonksiyonel gider hesaplarına (750, 760, 770 ve 780 nolu hesaplara) borç kaydederler (7/B seçeneğinde giderler cinslerine göre açılan 790-797 hesaplarda izlenmektedir).

Ay sonlarında veya yıl sonlarında bu hesapların borç bakiyeleri, bu hesaplar kapatılmadan, 751, 761, 771 ve 781 numaralı yansıtma hesapları (7/B seçeneğinde 798 nolu yansıtma hesabı) alacaklandırılıp “63” nolu hesap grubundaki 630, 631 ve 632 numaralı faaliyet giderleri hesapları ile “66” nolu hesap grubundaki 660 ve 661 numaralı kısa ve uzun vadeli borçlanma giderleri hesapları borçlandırılır. Bu suretle faaliyet ve finansman giderleri gelir tablosu hesaplarına aktarılır.

Bu şekilde geçici vergi dönem karını oluşturacak tüm maliyet ve gider hesapları ile hasılat ve gelir hesapları “6” nolu hesap sınıfında, başka bir ifade ile gelir tablosu hesaplarında toplanmış olacaktır.

Mükellefler üçer aylık dönemler sonunda çıkarılan mizanlardan “6” nolu hesap sınıfında yer alan ve yukarıda belirtilen hesap gruplarındaki Defter-i Kebir hesaplarını muhasebede kapatmayacaklar, bu hesapların mizan bakiyelerini gelir tablosuna aktararak, gelir tablosunu haricen düzenleyeceklerdir. Böylece gelir tablosunu oluşturan hesapların bakiyeleri, her üç aylık dönem sonunda yasal defter kayıtlarından izlenebilecek, ancak hesaplar kapatılmadığı için bakiyeler sonraki döneme devredecek ve gelir ve gider hesaplarının yıllık bütünlükleri bozulmamış olacaktır.

5. GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİ TİCARİ KARININ ve GEÇİCİ VERGİ’NİN MUHASEBE KAYDI:

  1. Geçici Vergi Dönemleri İtibariyle Dönem Ticari Karlarının Muhasebe Kaydı :

Bu şekilde bir hesaplama ile işletmenin tespit edilen Ocak-Mart dönemi ticari kazancının 1.000.000.-TL olduğunu, Geçici Vergi Beyannamesi düzenlendikten sonra (ticari kazanca yapılan ilaveler ve indirimlerden sonra) hesaplanan Geçici Vergi matrahının 1.120.000.-TL ve dolayısıyla Geçici Vergi’nin de 280.000.-TL olduğunu varsayalım. Gelir tablosu hesapları yevmiye maddesi ile kapatılmayarak, sadece hesaplanan dönem karı için geçici hesaplar açılmak suretiyle dönem karı ve vergi karşılığı aşağıdaki muhasebe kaydı ile kayıtlara intikal ettirilebilir.

                             31/03/99

699-01-Ocak-Mart Dönemi

             Karı Karşılığı               1.000.000.-

599-01-Ocak Mart Dönemi

 Net Karı                           720.000.-

378-01-Ocak-Mart Dönemi

             Vergi Karşılığı                   280.000.-

                                      /

Yukarıdaki yevmiye maddesinde açılması öngörülen hesaplar, “6” nolu hesap sınıfında yer alan hesaplardan haricen tespit edilecek ilk üç aylık dönem karının geçici olarak kayıtlarda gösterilmesi içindir.

(Tabiatıyla yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde sistemleri dönem kazancının belirlenmesine müsait olmayan işletmeler aynı mantık içinde aynı sonucu verecek şekilde dönem kazançlarını hesaplayabilirler.)

Sonraki dönemin başında yani 01.04.1999 tarihinde aşağıdaki muhasebe kaydı ile Ocak-Mart dönemi karının kayda alındığı hesaplar ters kayıtla kapatılmalıdır.

                             01/04/99

599-01-Ocak-Mart Dönemi

Net Karı                                   720.000.-

378-01-Ocak-Mart Dönemi

     vergi karşılığı                280.000.-

699-01-Ocak-Mart Dönemi

             Karı Karşılığı                    1.000.000.-

                                      /

Ocak-Haziran ve takip eden dönemlerde de aynı işlemler yapılmak suretiyle her üç aylık dönemin karını ayrı muavinlerde izlemek mümkün olacaktır.

b) Geçici Vergi Tutarlarının Tahakkuk ve Ödeme Kayıtları :

Bu kayıttan sonra Geçici Vergi Beyannamesine göre hesaplanan Geçici Vergi tutarının ödenecek bir vergi borcu olarak kayıtlara intikali ve ödemesi ne ilişkin olarak aşağıdaki yevmiye maddeleri yapılmalıdır.

Geçici Vergi’nin Tahakkuk Kaydı

                                31/03/99

193-01-Peşin Ödenen V.ve Fon.            280.000.-

(Ocak-Mart dönemi Geçici V.) 

360-Ödenecek V.ve Fon.                           280.000.-

  (Ocak-Mart dönemi Geçici V.)

                                      /

Geçici Vergi’nin Ödeme Kaydı

                                 31/03/99

360- Ödenecek V.ve Fon.                                  280.000.-

100-102-Kasa veya Banka                          280.000.-

                                      /

Bir sonraki geçici vergi döneminde örneğin, 30.06.1999 itibariyle Ocak-Haziran dönemi hesaplanan geçici vergi tutarının 700.000.-TL olduğunu varsayalım. Buna göre 30.06.1999 tarihinde, Ocak-Haziran dönemi geçici vergi tutarının tahakkuk kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.

                                 30/06/99

193.02- Peşin Ödeden V.ve Fon.            700.000.-

       (Ocak-Haziran dönemi geçici vergisi)

193.01-Peşin Ödenen V.ve Fon.                 280.000.-

      (Ocak-Mart dönemi geçici vergisi)

360- Ödenecek Vergi ve Fonlar                  420.000.-

      (Nisan-Haziran dönemi geçici vergi farkı)

                                      /

Ocak-Eylül ve Ocak-Aralık dönemlerinde de yukarıdaki kayıt yapılarak geçici vergi tutarlarının dönemler itibariyle izlenmesi sağlanmış olacaktır.

Kesinti Yoluyla Ödenmiş Vergiler ile Geçici Verginin Yıllık Gelir veya Kurumlar Vergisinden Mahsubu

Kesinti yoluyla ödenen vergiler ile dönemler halinde hesaplanan geçici vergilerin yıllık gelir vergisi veya kurumlar vergisinden mahsubu 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “Yurt İçinde Kesilen Vergilerin Mahsubu” başlıklı bölümü ile 252 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Mahsup ve İadesi” ve “Geçici Verginin Mahsubu ve İadesi” bölümlerinde düzenlenmiş olup ilgili bölüm açıklamaları aşağıdaki gibidir.

1.Kurumlar Vergisi Düzenlemesi
1.1.Vergi Mahsubu

Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, beyannamede gösterilen kazançlardan, Kurumlar Vergisi Kanununun 15’inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30’uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre, kaynağında kesilmiş olan vergiler beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.” Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrası ile 30 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre yapılan vergi kesintilerinin bir kısmı, Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında vergi kesintisine tabi tutulduğundan, beyannameye dâhil kazançlar üzerinden bu hüküm uyarınca kesilen vergilerin de hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkündür.
Ayrıca, dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisi yoluyla alınan ve kurumlar vergisi beyannamesine dahil edilmesi ihtiyari kılınan kazançları için beyanname verilmesi halinde, bu kazançlar üzerinden hesaplanacak kurumlar vergisinden, evvelce kesinti yoluyla alınan vergiler genel hükümler çerçevesinde mahsup edilebilecektir.

1.2.Kesilen Vergilerin Geçici Vergiden Mahsubu

Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelir üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergiler varsa bu vergilerin, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarlarından mahsubu mümkün bulunmaktadır.
Bununla birlikte, ilgili hesap dönemine ilişkin tahakkuk ettirilen geçici verginin sadece ödenen kısmı, yıllık kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

1.3.Kesilen Vergilerin Beyanname Üzerinden Mahsubu

Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinde yer alan esaslar çerçevesinde mahsup edilecek vergilerin beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olması halinde, bu durum vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirilecektir. Fazla olan bu tutar, mükellefin söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurması şartıyla kendisine iade edilecek olup; bu süre içinde başvurmayanların bu farktan doğan alacakları düşecektir.
Kanunun 34’üncü maddesiyle verilen yetki doğrultusunda, Maliye Bakanlığı, iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme raporuna, yeminli mali müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. Bu yetki; kazanç türlerine, iade şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukuki statüsüne göre ayrı ayrı kullanılabilmektedir. Bu konuda 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.
Kesinti yoluyla ödenen vergilerin mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması şartıyla, yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılacaktır. İkmalen veya re’sen yapılan tarhiyatlarda mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih esas alınarak yapılacaktır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan tahsilatlar yönünden ise düzeltme yapılmayacaktır.

2.Gelir Vergisi Düzenlemesi
2.1.Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Mahsup ve İadesi

252 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “1.2. Beyanname Üzerinden Hesaplanan Vergiye Mahsup” bölümünde yapılan açıklama;
“Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir veya kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tevkif yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen gelir veya kazanca ilişkin olması gerekir.
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisinden mahsubunda mükelleflerin kendilerinden yapılan vergi tevkifatı ile ilgili olarak kesintiyi yapan vergi sorumlularının adı-soyadı veya unvanını, bağlı olduğu vergi dairesini ve vergi kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve kesinti yapılan dönemleri gösteren bir tabloyu (Ek:1 Tablo) yıllık beyannamelerine eklemeleri yeterlidir.”

2.2.Geçici Verginin Mahsubu ve İadesi

Mezkûr tebliğin “Beyanname Üzerinden Hesaplanan Vergiye Mahsup” başlıklı bölümü;
“Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden ilgili hesap dönemine ilişkin geçici vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi mahsup edilir.
Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin ödenmiş olması gerekmektedir. Geçici vergi dönemleri itibariyle tahakkuk ettirilmiş, ancak ödenmemiş bulunan geçici verginin yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkün değildir.
Tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş olması dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup imkânı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilir. Terkin edilen geçici vergi tutarı için vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarih olan yıllık beyannamenin verilmesi gereken kanuni sürenin başlangıç tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.”

2.3.Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Geçici Vergiye Mahsubu

Aynı tebliğin “Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Geçici Vergiye Mahsubu” bölümü ise;
“İlgili dönemler halinde hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenmiş geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergiler mahsup edilmekte, mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için ödenmesi gereken geçici vergi olmaktadır.
Yıllık beyannamenin vergi bildirimi tablosunda yer alan geçici vergiye ilişkin satırda, beyannamenin ilgili olduğu geçici vergi dönemlerinde ödenen geçici vergi tutarı (ilgili geçici vergi beyannamelerinin ödenecek geçici vergi satırında yer alan tutarlar toplamı) gösterilir. Yıllık beyannamenin vergi bildirimi tablosunun kesinti yoluyla ödenen vergiler satırında ise, o yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı (geçici vergiden mahsubu yapılan tevkifat tutarları dahil) gösterilir. Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden, yukarıda sözü edilen geçici vergi tutarı ile yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı mahsup edilir, kalan tutar ise bu Tebliğin 1.3. bölümünde yer alan açıklamalar çerçevesinde red ve iade edilir.”
Konu ile ilgili idarenin vermiş olduğu örnek görüşler aşağıdaki gibidir.
1-“… Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan gelir vergisi tevkifatlarının nakden veya mahsuben iadesinin yapılıp yapılamayacağı konusunda görüşü.
… Şirketinizin bankalardan elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan kesintilerin; kurumlar vergisi beyannamesine dâhil edilen bu gelirler üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi, mahsup yoluyla giderilemeyen tutarın ise 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği çerçevesinde Şirketinize iade edilmesi mümkündür.” (B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[34-14/3]-636) 2-“… işlem limiti aşımı karşılığında Bankanız tarafından …’nin banka hesabına yatırılan nakit teminat bedeline tahakkuk eden faiz gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67’nci maddesi uyarınca … Bankası A.Ş. tarafından hesaplanarak … adına ilgili vergi dairesine ödenen kesinti sonrası kalan ve üye payı adı altında Bankanıza aktarılan bedelin kesinti yapılmadan önceki brüt tutarının kurum kazancınıza dahil edilmesi ve bu tutara isabet eden kesinti tutarının, faiz gelirinin Bankanız tarafından elde edildiğinin …’den alınan belgelerle tevsiki halinde, Kurumlar Vergisi Kanununun 34’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilmesi mümkündür.” (B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[34-2014/136]-97)

Örnek: ABC A.Ş. 2020 yılında X Bankası A.Ş. aracılığıyla 33.333,32 brüt faiz geliri (642 Faiz Gelirleri Hesabı) elde etmiştir. Banka kesinti yoluyla bu kazanç üzerinden 5.000,00 TL stopaj kesintisi (193 Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar) yapmıştır. İşletmenin dönem ticari karı 100.000,00 TL’dir. Bu durumda ABC A.Ş.’nin 2020 kurumlar vergisi beyanının ilgili vergi bildirim bölümü ile kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin liste aşağıdaki gibi olacaktır.

Sonuç olarak;
-Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelir üzerinden kesinti yoluyla ödenmiş vergiler varsa bu vergilerin, o dönem için hesaplanan geçici vergi tutarlarından mahsubu mümkündür.
-İlgili dönemler halinde hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenmiş geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergiler mahsup edilmekte, mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için ödenmesi gereken geçici vergi olmaktadır.
-Faiz gelirleri brüt tutarları ile kaydedilmelidir. Örneğimizde 33.333,32 TL brüt faiz geliri edilmiş olup bu tutar kurum kazancına dâhil edilmiştir. (Bu tutar aşağıdaki kayıt ile dönemin gelir tablosuna intikal ettirilmiş olacak. -Kaydımız toplu olarak gösterilmiştir)

-Yıllık beyannamede mahsup işleminin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici verginin ödenmiş olması gerekmektedir. Örnekte mahsup edilen 15.000 TL’lik geçici vergi ödenmediyse yıllık beyanname üzerinden mahsubu mümkün değildir.
-Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden geçici vergi tutarı ile yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı mahsup edilir, kalan tutar olursa iade edilir.
-Bankalardan elde edilen faiz gelirleri ile bu gelirlere ilişkin stopaj kesintilerini gösterir belgelerin temin edilmesi önem arz etmektedir. (Özellikle iade işlemlerinde idare bu belgenin banka tarafından kaşelenmiş ve imzalanmış olmasını istemektedir.)

KAYNAKLAR

1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
252 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği
B.07.1.GİB.4.06.16.01-125[34-14/3]-636 Sayılı 11/06/2015 Tarihli Özelge
B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[34-2014/136]-97 Sayılı 22/01/2015 Tarihli Özelge

İşbu yukarıda yer alan metnin (makale, görüş, sirküler, bülten, yorum vb. hangi ad ile tanımlandığının bir önemi olmaksızın) yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayıp, bilgi verme amacıyla hazırlanmıştır. İşbu metnin tek yasal dayanak olarak kullanılması sonucu elde edilen bilgiler doğrultusunda alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle doğmuş / doğabilecek zararlardan yazar / yazarların hukuki bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır