mideye yararlı besinler / Mide Ağrısına İyi Gelen Besinler Neledir? - Foto Galeri - seafoodplus.info

Mideye Yararlı Besinler

mideye yararlı besinler

Sağlıklı sindirim i&#;in yardımcı besinler

Sindirim sisteminizdeki sağlık problemleri için ilaç kullanmak istemiyorsanız doğal yolları denemelisiniz. İşte mide ve bağırsak sisteminiz için yararlı olan doğal gıdalar:

Mide Dostu Sindirime Yardımcı Besinler:

Pirinç: Rafine edilmemiş pirinçteki lif oranı çok yüksektir. İshal, mide bulantısı ve mide ekşimesi gibi sorunları olan kişilerin pirinç içeren besinler yemesi önerilmektedir. Pirincin kaynatıldığı suyun içilmesi de ishale çözüm olacaktır.

Karahindiba yeşili: C vitamini açısından oldukça zengin olan bu bitki kanı temizleyici ve sindirime yardımcı bir besin maddesidir

Ayçiçeği: Ayçiçeği protein, fosfor, potasyum ve Omega-6 değerleriyle adından söz ettiren bir bitkidir.

Keten yağı: Keten tohumu ve keten yağı bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterolü ve tansiyonu düzenler. Bağırsakların temizlenmesine yardımcı olan keten besinlerin daha hızlı sindirilmesine yardımcı olur.

Sarımsak: Çin tıbbında sarımsak enfeksiyona bağlı ishal, kronik öksürük, astım, sindirim bozuklukları, cilt kızarıklıkları ve mide şişkinliğine karşı kullanılan bir bitkidir.

Hint safranı: Hint safranının antiseptik ve antitoksin özelliğiyle bağırsakların normal işleyişine dönmesine yardımcı olur.

Muz: İshal şikâyeti olan kişilerde muz oldukça etkilidir. Ayrıca bağırsaklardaki yararlı bakteriler içinde yardımcı bir besin maddesidir. Düzenli bir şekilde tüketilen muz kanser riskini yarı yarıya azaltmaktadır. Muzun felç riskini de aza indirgediğine inanılmaktadır.

Fesleğen: Enfeksiyonlara karşı oldukça etkili olan fesleğenin yatıştırıcı etkisi de vardır. soğuk algınlığı, grip, öksürük, ishal, arterit, stres ve besin zehirlenmesi durumlarında fesleğen önerilmektedir.

Hazımsızlık İçin 5 Çare

Karında gerginliğe, yemek sırasında ve sonrasında rahatsız edici bir tokluk hissine ya da midenin üst bölümünde ağrıya ve yanmaya yol açan hazımsızlık sigara içenlerde, hamile kadınlarda ve aşırı kilolu kişilerde daha sık görülüyor.

Ancak, hazımsızlığı evde uygulayacağınız tedavilerle kolayca iyileştirebilirsiniz. Reader's Digest dergisinde yer alan habere göre, işte evdeki malzemelerle uygulayabileceğiniz hazımsızlık tedavileri:

1. Dörtlü tohum çiğneyin: Bu tohum karışımları, sindirim sisteminizdeki aşırı gazı çıkararak hazımsızlıkla mücadele eder. Rezene, dereotu, anason ve Karaman kimyonundan 1'er çay kaşığı alın ve karıştırın. Çok fazla baharatlı ya da yağlı yemek yedikten sonra hazımsızlık sorunu başladığında bu karışımdan yarım çay kaşığı alın ve çiğneyin.

2. Biraz nane ya da sarı papatya: Bu bitki çaylarından birinden bir fincan içmek hazımsızlık hissini hızlı bir şekilde ortadan kaldıracaktır. Sadece bir fincana sıcak suyun içine nane ya da sarı papatya poşetini atın ve içmeden önce 10 dakika dinlendirin.

3. Yemekten önce bunu için: Midenizi kötüleştireceğini bildiğiniz yemeklere aşırı düşkünseniz bu yöntemi deneyin. Yemekten yarım saat önce bir bardak ılık suyun içine 1 çay kaşığı bal ile 1 çay kaşığı elma sirkesi ekleyin ve için.

4. Biraz karbonat deneyin: Bir bardak suyun içine 1 çay kaşığı karbonat atın, birkaç damla limon suyu sıkın ve bunu için. Eğer mideniz çok asitliyse, bu solüsyon mide asidini etkisizleştirir ve ağrılı gazların iyileşmesine yardım eder.
Uyarı: Çok ender vakalarda, karbonatın midede patladığı ve yırtılmaya neden olduğu biliniyor. Bu nedenle gazın çoğunu çıkartmak için suyun içine önce limon suyunu sıkın.

5. Zencefil yiyin: Süper marketlerde, eczanelerde ya da aktarlarda kurutulmuş ya da şekerli olarak satılan zencefil çocuklardaki önemsiz mide ağrılarına da çok iyi gelir. Hazımsızlığınız için harika bir tadı bulunan zencefilden parça alıp ağzınızda çiğneyebilirsiniz.

Bal Kabağı Şifa Kaynağı

Bal kabağı, alzheimer, erken yaşlanma ve kansere karşı koruyucu olan, vücudun 'paslanmasını' önleyen en güçlü antioksidanların birçoğunu içeriyor. Bal kabağının hem göz hem de beyin sağlığı için de mükemmel bir besin olduğunu belirten uzmanlar, bal kabağının kolay sindirilebilme özelliğiyle mide ve bağırsaklar için de birçok faydasının bulunduğunu vurguluyor. (AA)

Mide dostu: Muz ve Brokoli

Sebze ve meyvelerin posalarının, zararlı bakterilerin sindirim sistemindeki hücrelerin içine geçişine karşı etkisini araştıran bilim adamları, 'plantain' cinsi büyük bir muz ile brokolinin içerdiği liflerin oldukça yararlı olduğunu gözlemledi. Bu liflerin, ishal ve karın ağrısı gibi semptomlar gösteren kronik iltihabi bir bağırsak hastalığı olan Crohn'a karşı yararlı olduğunu saptayan bilimadamları, "Brocoli ve muzun Crohn hastalarındaki iltihabi duruma karşı doğal savunma sistemine nasıl destek olduğu konusu bizi de şaşırttı" diye konuştu.
Karaciğer ve mide için mutlaka vişne yiyin!

Kirazın ekşi kardeşi vişne, yüksek oranda beta-karoten, C, E vitamini gibi güçlü antioksidanlar içeriyor. Günde bir bardak vişne suyu içmenin günlük antioksidan gereksinimini karşıladığını belirten uzmanlar, "Vişne mide ve karaciğerin düzenli şekilde çalışmasına yardım eder" diyor.

Mide Yanmasında Nelere Dikkat Edilmeli?

Mide yanması yemekten önce, yemek esnasında veya yemekten iki üç saat sonra hissedilir. Besinler, sindirim fonksiyonunun bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek amacıyla hazırlanıyor. Mide bu fonksiyonunu yaparken iç yüzeyini kaplayan zarın alt kısmındaki salgı hücrelerini, besinlerin olması gereken değişimini sağlamak için uyarıyor. Bu esnada meydana gelen bir dengesizlik, çok fazla asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına neden olarak yanma hissine sebep oluyor.

Yemek Süresini Uzatın

Yemek yemeye daha çok vakit ayırın. Ayaküstü değil de sofrada oturarak acele etmeden yiyin. Acele yemek mide çalışmasına zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün. Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.

Tam Doymadan Sofradan Kalkın

Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle… Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.

Uyku Yemek Arası En Az 3 Saat Olmalı

Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.

Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz.
Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin.

Sigaradan uzak durun. Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.

Bunlardan Uzak Durun

Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli. Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden yapamıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin. Gazozlu içecekleri ve asitli meyve sularını az için. Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin. Alkol midedeki yanma hissini artırır, alkolden uzak durun. Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.

Karnabahar : Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.

Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su, havuç suyu veya kereviz suyuyla karıştırarak için.

Elma sirkesi : Salatalarda elma sirkesi kullanabilirsiniz.

Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor. Yemeklerden sonra içilebilir.

Ispanak : Ispanağı buharda pişirin veya haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.

Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.

Baklagil : Fasulye, bezelye ve mercimekte var olan bioflavionid maddesi, midenin koruma görevini artırıyor.

Muz : Mideyi seven meyvelerin en başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.

Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

Meyankökü : Güçlü bir mide koruyucusu ve dostu. Yapılan son incelemelere göre midedeki çok fazla olan asitlenmeyi azaltır.

Mide Yanması İçin Doğal Çözümler

Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında pekçok kişide görülen çok yaygın bir hastalıktır. Mide yanması yemekten önce, yemek esnasında veya yemekten iki üç saat sonra hissedilir. Besinler, sindirim fonksiyonunun bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek amacıyla hazırlanıyor. Mide bu fonksiyonunu yaparken iç yüzeyini kaplayan zarın alt kısmındaki salgı hücrelerini, besinlerin olması gereken değişimini sağlamak için uyarıyor. Bu esnada meydana gelen bir dengesizlik, çok fazla asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına neden olarak yanma hissine sebep oluyor.

Yemek Süresini Uzatın
Yemek yemeye daha çok vakit ayırın. Ayaküstü değil de sofrada oturarak acele etmeden yiyin. Acele yemek mide çalışmasına zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün.

Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.

Tam Doymadan Sofradan Kalkın
Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle… Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.

Uyku Yemek Arası En Az 3 Saat Olmalı
Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.

Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz. Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin. Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.

Bunlardan Uzak Durun
Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli.

Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden yapamıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin.

Gazozlu içecekleri ve asitli meyve sularını az için. Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin. Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.

Karnabahar : Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.

Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su, havuç suyu veya kereviz suyuyla karıştırarak için.

Elma sirkesi : Salatalarda elma sirkesi kullanabilirsiniz.

Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor. Yemeklerden sonra içilebilir. Ispanak : Ispanağı buharda pişirin veya haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin. Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor. Baklagil : Fasulye, bezelye ve mercimekte var olan bioflavionid maddesi, midenin koruma görevini artırıyor.

Muz : Mideyi seven meyvelerin en başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini seafoodplus.infoökü : Güçlü bir mide koruyucusu ve dostu. Yapılan son incelemelere göre midedeki çok fazla olan asitlenmeyi azaltır.

Maden Suyu: Cilde ve Mideye Faydalı

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Uluslararası Tıbbi Klimatoloji Birliği Başkanı Prof. Dr. Zeki Karagülle, maden suyu tüketmeleri tavsiyesinde bulundu.

Terleme ile özellikle bikarbonat, sülfat, klorit, kalsiyum, magnezyum, florit, demir ve sodyum minerallerinin vücuttan atıldığını anlatan Karagülle, bunun geri kazanımında maden suyunun çok faydalı olduğunu belirtti. Maden suyunun vücudun ihtiyaç duyduğu mineralleri doğal olarak içerdiğine işaret eden Karagülle, normal bir yetişkinin günlük su ihtiyacının 2,5 litre olduğunu ifade etti. Bu miktarın 1 litresinin ise maden suyu olarak alınmasını önerdiler.

MİDE ASİDİNİ BASKILIYOR

Maden suyunun bikarbonat içeriğinin yüksek olması nedeniyle de asit fazlalığı, yanma ve ekşime ile seyreden mide hastalıklarında mide asidi fazlalılığını baskılayıcı özelliği bulunuyor.

CİLDE DE FAYDALI

İçimi ile sağlanan yararların yanı sıra dışarıdan cilde sürüldüğünde de maden suyunun cildi canlandırıcı ve gençleştirici etkisi olduğunu belirten Karagülle, maden suyunun kalp sağlığından güçlü kemik yapısı oluşumuna kadar vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesinde sayısız faydaları olduğunu kaydetti.

Büyüme çağında, hamilelikte ve yaşlılıkta artan mineral ihtiyacının (magnezyum, kalsiyum, flor ve sodyum gibi) karşılanmasında faydalı olan maden suyu, içerdiği sülfat, bikarbonat iyonları sayesinde sindirim sistemi ve boşaltım sistemi fonksiyonlarını destekliyor.

Kimyon: Mide ve Bağırsağın Dostu

Türk mutfağında önemli yere sahip olan kimyon, başta mide ve bağırsak gazı olmak üzere birçok rahatsızlığa doğal çözüm sağlıyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Tetiker, birçok baharat gibi kimyonun da yemeklere lezzet vermesinin yanı sıra bileşimindeki maddelerden dolayı vücut metabolizmasına olumlu katkı sağladığını ifade etti.

Kişiler, herhangi bir metabolizmal hastalığa yakalanmadan bu tür baharatları tüketerek, sağlıklarını güvenceye alabilirler. Kimyonun içerdiği özellikler bakımından bağırsak gazı olmak üzere birçok rahatsızlığa doğal çözüm sağlamaktadır.

Hindistan ve Meksika mutfağında da önemli yere sahip olan kimyonun ağrı kesici özelliğinden bahsedilir. Çinliler de bu baharatı geleneksel tıpta mide şişkinliği, gaz şikayetleri için yıllardır kullanırlar. Kimyonun, fareler üzerinde yapılan çalışmalarda kan şekerini düşürücü etkisinden de bahsedilir.

Kimyon, özellikle bulgurlu gıdaların mide ve bağırsaklarda yarattığı gaz ve sıkışma hissini en az düzeye indirir. Kimyonun, idrar söktürücü, sinirleri uyarıcı, iştah açıcı ve terletici etkisi de bulunmaktadır.

BEBEKLER İÇİN
Mide ve bağırsak gazı şikayetleri kadınların hamilelik dönemlerinde yoğunlaşır. Bu dönemde kimyon kullanılabilir. Ayrıca, bebek ve çocuklarda da sindirim güçlüğü durumunda kullanılabilir. Bebeğini emziren annelerde ise kimyonu özellikle kullanmalılar. Annenin aldığı gaz yapıcı gıdalar süte de geçtiği için bebeğe verdiği rahatsızlık annenin sindirim sisteminde oluşan rahatsızlıktan daha fazla olur.

Kimyonun midesi hassas kişilerde irritasyon (tahriş) denilen rahatsızlıklara yol açabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Tetiker, "Bu nedenle her gıda maddesinde olduğu gibi kimyonun tüketiminde de aşırıya kaçılmamalı. Bunun dışında kimyonun bilinen bir yan etkisi bulunmuyor" dedi.

KİMYON
Akdeniz kökenli ve maydanozgiller familyasından olan kimyon, Orta Anadolu, Eskişehir ve Konya dolaylarında üretiliyor. santimetreye kadar uzayan kimyon bitkisi, yaz mevsiminde şemsiyeler şeklinde beyaz ve pembe renkte çiçek açıyor.

Bu çiçekler olgunlaştığında, kimyon adıyla baharat olarak sarımsı esmer renkli tohumlar veriyor. Güneşli ve kısmen gölgelik yerleri, suyu iyi akıntılı toprakları seven kimyon bitkisi, ilkbaharın sonlarında ekilen tohumlarıyla çoğaltılıyor.

Mide Yanmasının Reçetesi

Mide yanması şikayeti olanlara uzmanlar tükettikleri yiyeceklere dikkat etmelerini öneriyor. Sindirimi kolaylaştıran ve yanma hissini azaltan besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar; şu tavsiyelerde bulunuyor: Öncelikle yemekleri az az ve sık sık olacak şekilde tüketin, yavaş yiyin ve iyi çiğneyin. Örneğin haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından korur.

Lahanayı ise çiğ ve salata olarak yiyebilirsiniz. Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Ayrıca yiyecek ve içeceklerinizin çok sıcak veya çok soğuk olmamasına dikkat edin. Karında basıncı artıran sıkı kemer kullanmayın. Yemeklerden hemen sonra uzanıp yatmayın.

Mide Yanması Nasıl Giderilir?

Mide yanmasından şikayetçiyseniz yiyeceklerinize dikkat etmeli, sindirimi kolaylaştıran, yanma hissini azaltan yiyecekleri unutmamalısınız Mide yanması zaman zaman hepimizin şikayet ettiği bir sorundur. Ancak bazı noktalara dikkat ederek bu problemi azaltmak mümkün. Öncelikle yemekleri az az, sık sık olacak şekilde tüketin, yavaş yiyin, iyi çiğneyin. Yiyecek ve içeceklerinizin çok sıcak veya çok soğuk olmamasına dikkat edin. Karında basıncı arttıran sıkı kemer kullanmayın. Yemeklerden hemen sonra uzanıp yatmayın. Alkol ve sigaradan da mümkün olduğunca kaçının.

NELER YİYEBİLİRSİNİZ?

Karnıbahar: Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından korur. Lahana: Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Patates: Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su, havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.

Elma sirkesi: Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın. Maden suyu: Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.
Ispanak: Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin. Zeytinyağı: Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor. Muz: Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor. Kızarmış Ekmek: Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

Asitli İçecekler Mideyi Koruyor

10 insan deneğin de kullanıldığı araştırma sonuçları asitli içeceklerin diş eti, dil, ağız ve yemek borusuna zarar verdiğini, mide mukozasına ise yararlı olduğunu ortaya çıkardı. Asitli içecekler, içindeki fazla asit miktarı yüzünden ağızda, dişlerde ve yemek borusunda DNA ve hücre çoğalmasına neden oluyor, ancak midenin koruyucusu olan prostaglandin maddesini artırdığı için mideyi koruyor ve bilinenin aksine ülsere neden olmuyor.

Mideye Dokunan Yiyecekler

Tükettiğiniz gıdaların sağlığınız için ne kadar yararlı mı zararlı mı olduğunu biliyor musunuz? Hele de herhangi bir rahatsızlığınız söz konusu ise beslenmenize daha da özen göstermeniz gerekiyor. Özellikle mide şikayetleri olan kişiler, beslenme konusunda sık sık sağlık sorunları yaşayabiliyor. Hele de aylardan yazsa, yükselen hava sıcaklıkları ve nemle birlikte vücut stres yükleniyor ve midede asit salınımı artıyor. Rutin hayatta her türlü stres ve sıkıntı, yenilen ve içilenler mide sağlığını etkiliyor. Vücudun en hassas organı olan mideyi etkileyen 7 türlü hastalıktan söz edilebiliyor. Bunlar kanser, reflü, gastrit, hazımsızlık, ülser, yanma ve mide tembelliğidir. Bu hastalıklarla baş edebilmek için beslenme önemli bir tedavidir. İşte midenize iyi gelen ve midenize zarar veren besinler.

  • Mide-bağırsak dostu probiyotik yoğurt veya kefir tercih edebilirsiniz.
  • Rezene ve papatya çayı gaz giderici özelliğe sahiptir. Aşırıya kaçmamak şartıyla bitki çaylarından ıhlamur, melisa, adaçayı, melisa, ekinezya, tarçın-karanfil, ayvalı ıhlamur, elma çayını da tercih edebilirsiniz. Ancak bu çayları yatmadan hemen önce içmeyin.
  • Yemeklerinize hazmı kolaylaştıran, gaz giderici özelliğe sahip kekik, kimyon, kişniş, tarhun, kakule, rezene, zencefil, zerdeçal, tarçın ekleyebilirsiniz.
  • Daha az gaz ve şişkinlik yaptığı için ananas, armut, ayva, elma, muz, şeftali, elma suyu, ananas suyu, havuç suyu tüketebilirsiniz.

Mideyi Ağrıtan Yiyecekleri Tüketmeyin

Tükettiğiniz besinler midenizin yanmasına ve ağrımasına neden olabiliyor. Bu nedenle midenize kötülük etmeyin ve bu ürünlerden uzak durun. Mide şikayetiniz varsa tüketmemeniz gerekenler:

  • Turşu, sarımsak, limon tuzu, zeytin, acılı ve bol salçalı besinler,
  • Kızartma, kavurma, sakatat, mayonez ve soslar, kaymak ve krema gibi aşırı yağlı yiyecekler,
  • Hamur işleri, şerbetli ve yağlı tatlılar,
  • Tulum, hellim gibi çok tuzlu peynirler ve şarküteri ürünleri,
  • İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar,
  • Yiyecek ve içecekleri çok sıcak ya da çok soğuk tüketmek,
  • Kuru baklagiller gaz ve şişkinlik problemi oluşturabileceğinden bunların tüketim sıklığını azaltın. Tüketirken kişniş, kekik, nane ve kimyon kullanırsanız bunlar yemeğin gazını alır ve daha kolay hazmetmenizi sağlar.
  • Çiğ sebze denemesi yaparken maydanoz, dereotu, fesleğen ile başlayıp diğer sebzeleri deneyebilirsiniz.

Mideniz sağlıklı, peki ama böbrekleriniz? Onlar için ne kadar özverilisiniz? Fark etmeden tükettiğiniz besinlerle böbrek taşına neden olabilirsiniz. Özellikle yaz aylarında görülme sıklığı artan böbrek taşı, sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Şiddetli ağrısı ile kişinin hayatını kabusa çeviriyor. Ülkemizde her yıl erkeklerin yüzde 12’sinin, kadınların da yüzde 6’sının böbreğinde taş oluşuyor. Ancak bazı kurallara dikkat ederek böbrek taşının önüne geçebilmek mümkün.

Vücudunuza çok fazla C vitamini yüklemeyin!

  • Aşırı et tüketmeyin, işlenmiş etlerden uzak durun.
  • Gazlı içecekler tüketmeyin.
  • Süt ve mandıra ürünleri kalsiyum deposu olduklarından abartılı tüketimden kaçının.
  • Günde toplam 3 litre sıvı alın, bunun yarısını su olarak tüketin.
  • Diyette tuzu azaltma, idrardan atılan kalsiyum miktarını da azaltıyor. Tuza dikkat edin. Yemeklere tuz eklemek, tuzlu kuru yemişler, salamura yiyecekler, fast-food ve maden suyu gibi tüketilen bazı besinler ve içecekler riski artırıyor.
  • Yemeklere baharat ekleyin, salatanızda sirke kullanın.
  • Ravent bitkisi, ıspanak, çilek, çikolata, buğday-kepek, fındık, pancar, çay, kola ve kakaonun başı çektiği oksalattan zengin besinleri diyetinizden çıkarın.
  • Oksalat miktarının yüksek olduğunu bildiğiniz bir besini yemek zorunda kalırsanız, yemeden önce ve yedikten sonra birer bardak su içmek faydalıdır.
  • Yüksek dozlarda C vitamini almayın.

“Kalbe, kansere iyi geliyor. Sağlığa çok faydası varmış” diyerek her besini tüketmeyin. Zira her besin sizin için doğru olmayabilir. Örneğin; sağlığa pek çok faydası olan kuru baklagiller, mide rahatsızlığınız varsa sizin için doğru bir tercih olmayabilir. Ya da kış aylarında çok tüketilen mandalina ve portakal gibi meyveler, C vitamini deposu nedeniyle aşırı tüketildiğinde böbrekleriniz için birer tehdit olabilirken asit nedeniyle midenizi rahatsız edebilir. Böbrekleriniz ve midenizle ilgili şikayetleriniz varsa besinleri tüketmeden önce mutlaka sizin için uygun olup olmadığını kontrol edin.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

İkinci beynimiz olan bağırsak dostu besinler

Sindirim sistemimiz ve bağırsak sağlığımız, vücudumuzun tümünü ilgilendiren oldukça kritik noktalardır. Bu sistemi sağlıklı tutmamız genel vücut sağılığımızı direkt ilgilendirirken, yanlış ve yetersiz beslenme birçok hastalığa yol açabilmektedir.

kinci beynimiz olan bağırsak dostu besinler
Diyetisyen Mehtap Yakut, bu noktada bağırsak dostu besinleri anlatırken, bağırsak sağlığımızın önemi hakkında değerli bilgiler verdi.

BAĞIRSAK SAĞLIĞININ VÜCUDUMUZ İÇİN ÖNEMİ

Bağırsak sağlığımız ne kadar iyiyse, aslında kendimizi o kadar iyi hissediyoruz. Bağırsaklarımıza nasıl iyi davranırsak da o kadar iyi bir sindirim sistemi ile karşılaşıyoruz. Sağlıklı beslenme, sigara ve alkolden uzak durup stresle vedalaşma bağırsaklarımızda bulunan iyi bakterilerin sayısını artırıyor. Böylece gelişen sağlıklı bağırsak florası hastalıklara karşı daha güçlü oluyor. Bağırsaklarda yaşayan bakterilerin miktarı kadar, çeşitli olması da çok önemli. Bağırsaklarınızda ne kadar çeşitli bakteri varsa o kadar sağlıklı olduğumuz anlamına geliyor. Bakteri çeşitliliğini artırmanın yolu ise çeşitli beslenmekten geçiyor.

Sindirimin son bulduğu bağırsaklardan toksik öğelerin atılımı gerçekleşiyor. Ancak bozulan florayla birlikte bağırsaklardaki bariyer de bozularak toksik maddelerin geri emilmeye başlamasına neden oluyor. Bu emilim sonucunda da bağışıklık sistemimiz bozulurken, diyabet, depresyon, kanser ve kalp damar hastalıkları gibi sistemik hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Bu açıdan da bağırsaklarımızı nasıl beslediğimizin değeri ortaya çıkarken, bağırsak sağlığımızı koruyan ve güçlendiren besinleri bilmeminiz önemini vurgulamak gerekiyor.

PEKİ NE YEMELİYİZ?

Sağlıklı bağırsaklar için en önemli besinler probiyotikler. İçerdiği yararlı bakteriler sayesinde bağırsak florasını güçlendiren probiyotik gıdalar hem diyet listelerimizin, hem de rutin beslenme programlarımızın vazgeçilmez ögesi olmalıdır. Bu gıdalar hangileri sorusuna ise dost bakteriler açısından oldukça zengin bir besin olan ev yapımı yoğurt, yüksek lif içeriği ile turşu ve bağırsak sağlığının korunmasında önemli etkiye sahip olan kefir ve eğer alerjiniz yoksa süt cevabını verebiliriz. Bunlarla beraber dost bakterilerin sayısının artırılmasına destek olan Omega-3 açısından zengin olan somon ve içerdiği lifler sayesinde bağırsak mikrobiyotası üzerinde olumlu etkileriyle prebiyotiklerin sayıca artırılmasını sağlayan çiğ badem tüketmek de oldukça faydalı. Sebze ve meyvelerden de bağırsak sağlığı ve sindirim üzerindeki faydaları açısından ıspanak ve elma başı çekiyor. Yararlı bakterilerin artmasında etkili olan ıspanak, içerdiği faydalı şeker açısından ve floramızın düzenlenmesine olan etkisinden dolayı tercih etmemiz gereken bir gıda olarak öne çıkıyor. Elma ise posası ve içerdiği çözünür lifler sayesinde mide ve bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine büyük katkı sağlıyor.

Sindirimi rahatlatmak konusunda da bazı önerilerimiz olacak. Hindistan cevizi yağı, içerdiği orta zincirli yağ asitleri sayesinde vücudu daha az yorarak sindirimi kolaylaştırıcı bir etki sağlıyor. Kemik suyu da bağırsağı iyileştirmeye yardımcı olarak sağlıklı sindirimi teşvik ediyor. Tarçın da sindirimi artırıp kan şekeri seviyesini dengeleyerek vücudu rahatlatıyor. Mideyi yatıştırıp mide bağırsak kanalını rahatlatan nane de yine sindirim sistemimizin önemli dostlarından biri olarak değerli bir yere sahip.

Son olarak tam buğday ekmeği, bulgur, yulaf, nohut, kuru fasulye, barbunya gibi besinler yüksek posa içeriği sayesinde bağırsak hareketlerini artırarak, sindirilmiş besin artıklarının kalın bağırsaktan geçişini hızlandırıyor. Toksik öğelerin kalın bağırsakta uzun süre kalmaması sayesinde burada zararlı bakteri oluşumunun önüne geçiliyor ve böylelikle sağlıklı bağırsak florasının devamlılığı sağlanıyor.

Önceki KonuSonraki Konu



SİNDİRİM SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARINDA DOĞRU BESLENME ŞARTTIR

Gastrit, ülser, ülseratif koilit gibi sindirim sistemi şikayetleri olan hastaların beslenmelerinde özel önem vermeleri gereken besinler vardır. Tıbbi tedavi yanı sıra, hastalar bu besinleri doğru bir şekilde tüketerek bu gibi sıkıntılarından kurtulabilirler. Bu hastaların beslenmelerine esas olan antigastrik besinlere geçmeden önce hastalık hakkında biraz bilgi sahibi olmakta fayda vardır.

 

GASTRİT, ÜLSER ve SİNDİRİM BOZUKLUKLARI HAKKINDA

Doç. Dr. Z. Esra Durak

Gastrit ve ülser nedir? Mide, barsak cidarında veya kaslarında yara olmasıdır. Gastrit daha hafif, ülser daha ağır düzeydeki yara durumları için kullanılmaktadır.

Nasıl oluşur? Midenin iç cidarındaki zar mideden salgılanan asit ve enzimlere karşı mideyi koruyamadığı zaman bu tür yaralar oluşur. Böylesi bir durumda mideden salgılanan sindirim enzimleri midenin kendi dokusunu harap ederek ödem, iltihap ve yara oluşturur. Yaranın çevresindeki doku genellikle ödemli ve iltihaplıdır. Bu gibi yaralar daha ziyade midede (gastrik ülser) ve midenin ince barsağa çıkış kısmında (duedonal ülser) görülmektedir. Toplumun yaklaşık % ’i hayatlarının bir döneminde bu hastalıktan dolayı sıkıntı çekmektedir. Çoğunlukla yemekten yaklaşık 45 dakika sonra ve geceleri midede yanma ve ağrı şeklinde ortaya çıkar ve bir şeyler yeme, antasit kullanma veya kusma vs. sonrası hafifler. Ağrı çok hafif veya çok şiddetli tarzda ortaya çıkabilir. Rahatsızlık, sırt ağrısı, baş ağrısı, yanma, mide bulantısı ve kusma şeklinde de semptomlar verebilir.

Sebepleri nelerdir? Önceleri stres ve sıkıntının bu gibi rahatsızlıkların oluşmasındaki esas sebepler olduğu düşünülmesine rağmen, bugün artık bir bakteri türünün (Helikobakter pylori) bu olayda çok önemli bir etken olduğu anlaşılmıştır. Bu bakteri mide ve ince barsak cidarına tutunarak yaşamakta ve bulunduğu yerde hasar oluşturmaktadır. Bakteri kişiden kişiye yakın temas ile bulaşabilmektedir.

Aslında bu bakteri enfeksiyonu son derece yaygındır. İnfekte olan insanların yaklaşık 1/6 sında ülser ortaya çıkmaktadır. Bu durumun sebebi ise henüz daha açıklanamamıştır. Bu infeksiyon endoskop ile mide cidarından alınan biyopsinin incelenmesi sonucu net bir şekilde anlaşılabilmektedir. Böylesi infeksiyon durumunda kombine antibiyotik kullanımı hastalığın tam tedavisine imkan tanımaktadır. Bu şekilde mesela peptik ülserlilerin % 90 ı tamamen düzelebilmektedir. Tedaviye rağmen inatla devem eden ülser, kanser açısından araştırılmalıdır.

Buna karşılık bazı bilim adamları hastalığın primer sebebinin stres ve sıkıntı sonucu oluşan aşırı asit sekresyonu olduğunda ısrarlıdır.

Ayrıca aspirin ve iltihap giderici bazı ilaçların uzun süreli kullanımları da hastalığa yol açabilen önemli faktörlerlerdendir.

Ailesel bir risk olması hastalık açısından önemlidir.

Kronik alkol, sigara kullanımı veya ağır, yağlı, baharatlı yiyecek tüketimi de hastalık oluşmasında önemli rol oynamaktadır.

Bazı hastalardaki ülser oluşmasında yiyecek alerjisinin de önemli bir rol oynadığı ifade edilmektedir.

Tedavi: Tıpta kullanılan bazı ilaçlar, asit nötralizayonu ile yatıştırıcı etki oluşturmaktadırlar. Bu tür tedaviler problemi ortadan kaldırmaya dönük olmaktan ziyade hastalığı yatıştırma amaçlıdır.

Bu tür ilaçların uzun süreli kullanımları hastalığı daha da kötüleştirebilmektedir. Zira bu ilaçlar normal sindirimi de bozmakta ve sindirim sistemini çevreleyen dokuların yapı ve fonksiyonlarını da etkileyeblmektedir. Tıbbi tedavi maksatlı verilen ilaçların normal kullanım süreleri dahilinde kullanılması çok önemlidir. Kısa süreli kullanım, rastgele aralıkları ile veya çok uzun süreli kullanım zararlı olabilmektedir. Genellikle bu gibi tedaviler ay kadar devam etmektedir.

Mesela asit sekresyonu inhibitörü olan omeprazolun ve etkili bir seafoodplus.info antibiyotiği olan klaritromisinin prospektuslarında belirtilen ve hekim tarafından ifade edilen sürelerin dışında uzun süreli veya rastgele kullanımı ciddi yan etkiler oluşturabilmektedir.

Antiasit kullanımı sözkonusu ise aluminyum içerenlerden uzak durmakta fayda vardır. Aluminyumun Alzheimer hastalığının oluşmasında önemli bir risk faltör olduğu düşünülmektedir. Cimetidin veya ranitidin kullanan hastaların alkolden uzak durmalarında fayda vardır. Bu ilaçlar alkolün beyin üzerine olan etkisini arttırmaktadır.

Reflü ile ülserin semptomları benzerlik göstermektedir. Reflü çok daha yaygın bir hastalık olmasına rağmen peptik ülserden daha hafif etkileri olan bir hastalıktır.

ANTİGASTRİK (MİDEYİ KORUYAN VE ONARAN) BESİNLER

Koyu yeşil yapraklı sebzeler K vitamini bakımından zengin oldukları için bu hastaların bunlardan bol miktarlarda yemelerinde fayda vardır. Zira K vitamini yara iyileşmesinde önemli rol oynamaktadır.

Taze lahana suyu, avokado, muz, patates, kabak, brokoli, havuç gibi sebzeler yenilebilir. Az fakat sık olarak yemek faydalıdır.

≈Darı, pirinç, yoğurt, yağsız peynir, kefir yemek, arpa suyu, yonca suyu vs. içmek yatıştırıcıdır.

Ülserinizde kanama varsa, organik bebe yiyecekler, haşlanma sonrası çekilmiş sebze veya guar ve karnıyarık tüketmek uygundur. Bu gibi yiyecekler hem besin değeri açısından yüksektir ve hem de kolay sindirilebilmektedir.

Çok şiddetli bir ağrı söz konusu ise ılık su içmek midedeki asitin seyrelmesine ve mide içeriğinin ince barsağa geçmesine yol açarak rahatlatıcı olmaktadır.

Buna karşılık kahve ve alkollü içecekler zararlıdır.

Aynı şekilde, işlenmiş karbonhidratlar, ≈kızartmalar, çay, çikolata, hayvansal yağlar, asitli içecekler de ülserli hastanın rahatsızlığını kötüleştirebilmektedir.

Tuz ve şeker asit sekresyonunu aktive ettikleri için uzak durmakta yarar vardır.

Süt bir taraftan mide asitini nötralleştirerek rahatlama sağlarken, diğer taraftan yapısındaki zengin kalsiyum ve proteinler dolayısı ile asit sekresyonunu uyarıcı etki de oluşturarak rahatsızlığı arttırabilmektedir.

Badem, pirinç ve soya ürünleri ise yatıştırıcıdır.

Ayrıca, sindirimi kolaylaştırmak için yiyecekleri ağızda iyice çiğnemeden yutmamak gerekir. Aşırı sıcak veya soğuk içeceklerden uzak durmak önemlidir. Sigara ülser yaralarının iyileşmesini ciddi şekilde engellemektedir.

Bütün bu sayılanlara ilave olarak; yara iyileştirici potansiyeli dolayısı ile glutamin amino asiti, antioksidan, iyileştirici ve asit sekresyonunu baskılayıcı özellikleri dolayısı ile E vitamini ve üzüm çekirdeği ekstresi, barsaklarda yumuşaklık oluşturması dolayısı ile pektin ülserli hastalar için faydalı olmkatadır.

Aynı şekilde zerdeçal iyi bir yara iyileştiricisi,

Esansiyel yağ asitleri ülserleşmeye karşı mide va barsak cidarını koruyucu,

Proteolitik enzimler sindirimi kolaylaştırıcı etkilere sahiptirler.

A, B kompleksi, C ve K vitaminleri ile çinko antioksidan, yara iyileştirici ve kanamayı kesici özellikleri dolayısı ile ülserli hastaların tedavilerine katkı sağlamaktadırlar.

Bu bakımdan mesela yonca iyi bir K vitamini kaynağıdır.

Sarısabır ağrıyı yatıştırır, iyileşmeyi hızlandırır.

Tıbbi karakafes otu, melek otu ve özellikle meyan kökü ülser tedavisinde etkili olmaktadır. Sarımsak antiseptik özelliği dolayısı ile şerbetçi otu, çarkıfelek, kedi otu, sarı kantoron yatıştırıcı özellikleri dolayısı ile faydalıdır.

Hatmi kökü ve karaağaç kabuğu iltihaplanmış sindirim sistemi için yatıştırıcıdır.

Işgın (ravent) barsaktaki kanamalar için faydalıdır.

Ayrıca, defne meyvesi, kedi nanesi, papatya ve ada çayı mide ülseri için yatıştırıcı özelliklere sahiptir.

GASTRİT, ÜLSER, REFLÜ, ÜLSERATİF KOLİT VE BARSAK POLİPLİ HASTALARDA

YATIŞTIRICI BESİNLER

Prof. Dr. İlker Durak

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD E. Öğretim Üyesi

Koyu yeşil yapraklı sebzeler K vitamini bakımından zengin oldukları için bu hastaların tedavilerine katkı sağlayabilmektedir. Zira K vitamini yara iyileşmesinde de önemli rol oynamaktadır.

Taze lahana suyu, avokado, muz, patates, kabak, brokoli, havuç gibi sebzeler yenilebilir. Bunları, az fakat sık olarak yemek faydalıdır.

Darı, pirinç, yoğurt, yağsız peynir, kefir yemek, arpa suyu, yonca suyu vs. içmek yatıştırıcıdır.

Ülserinizde kanama varsa, organik bebe yiyecekleri, haşlanma sonrası çekilmiş sebze veya guar ve karnıyarık tohumu (psillium) tüketmek uygundur. Bu gibi yiyecekler hem besin değeri açısından yüksektir ve hem de kolay sindirilebilmektedir.

Çok şiddetli bir ağrı söz konusu ise ılık su içmek midedeki asitin seyrelmesine ve mide içeriğinin ince barsağa geçmesine yol açarak rahatlatıcı olmaktadır.

Buna karşılık kahve ve alkollü içecekler zararlıdır.

Aynı şekilde, işlenmiş karbonhidratlar, kızartmalar, çay, çikolata, hayvansal yağlar, asitli içecekler de ülserli hastanın rahatsızlığını kötüleştirebilmektedir.

Tuz ve şeker asit sekresyonunu aktive ettikleri için uzak durmakta yarar vardır.

Süt bir taraftan mide asitini nötralleştirerek rahatlama sağlarken, diğer taraftan yapısındaki zengin kalsiyum ve proteinler dolayısı ile asit sekresyonunu uyarıcı etki de oluşturarak rahatsızlığı arttırabilmektedir.

Badem, pirinç ve soya ürünleri ise yatıştırıcıdır.

Ayrıca, sindirimi kolaylaştırmak için yiyecekleri ağızda iyice çiğnemeden yutmamak gerekir. Aşırı sıcak veya soğuk içeceklerden uzak durmak önemlidir. Sigara ülser yaralarının iyileşmesini ciddi şekilde engellemektedir.

Bütün bu sayılanlara ilave olarak; yara iyileştirici potansiyeli dolayısı ile glutamin amino asiti, antioksidan, iyileştirici ve asit sekresyonunu baskılayıcı özellikleri dolayısı ile E vitamini ve üzüm çekirdeği ekstresi, barsaklarda yumuşaklık oluşturması dolayısı ile pektin ülserli hastalar için faydalı olmaktadır.

Aynı şekilde zerdeçal iyi bir yara iyileştiricisi,

Esansiyel yağ asitleri ülserleşmeye karşı mide ve barsak cidarını koruyucu,

Proteolitik enzimler sindirimi kolaylaştırıcı etkilere sahiptirler.

A, B kompleksi, C ve K vitaminleri ile çinko antioksidan, yara iyileştirici ve kanamayı kesici özellikleri dolayısı ile ülserli hastaların tedavilerine katkı sağlamaktadırlar.

Bu bakımdan mesela yonca iyi bir K vitamini kaynağıdır.

Sarısabır ağrıyı yatıştırır, iyileşmeyi hızlandırır.

Tıbbi karakafes otu, melek otu ve özellikle meyan kökü ülser tedavisinde etkili olmaktadır. Sarımsak antiseptik özelliği dolayısı ile şerbetçi otu, çarkıfelek, kedi otu, sarı kantoron yatıştırıcı özellikleri dolayısı ile faydalıdır.

Hatmi kökü ve karaağaç kabuğu iltihaplanmış sindirim sistemi için yatıştırıcıdır.

Işgın (ravent) barsaktaki kanamalar için faydalıdır.

Ayrıca, defne meyvesi, kedi nanesi, papatya ve ada çayı mide ülseri için yatıştırıcı özelliklere sahiptir

Bazı bitkiler, içeriğindeki bu gibi aktif yapılar dolayısı ile gastrit, ülser, ülseratif kolit ve barsak polipi durumlarında yatıştırıcı ve tıbbi tedaviyi güçlendirici özelliklere sahiptir.

Bu hastalara tıbbi tedavi sonrasında bu gibi besin kaynaklarından kullandırmak rahatsızlıkların tekrarlanmasını engelleyebilmekte ve tedavilerini daha kalıcı hale getirebilmektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir