gönül fethetmek deyiminin anlamı / Gözü Dalmak Deyiminin Anlamı Nedir? - Habertürk

Gönül Fethetmek Deyiminin Anlamı

gönül fethetmek deyiminin anlamı

Gönlünü alırım ne demek?

İçindekiler:

  1. Gönlünü alırım ne demek?
  2. Gönlü olmak ne demek?
  3. Gönlünden kopmak deyimi ne demek?
  4. Gözümüz gönlümüz açılsın ne demek?
  5. Gönlünce yaşamak ne demek?
  6. Bir insanın gönlü nasıl alınır?
  7. Gönül Nasıl Alınır kadın?
  8. Birisinin kırığı ne demek?
  9. Pepee nin Türkçe anlamı nedir?
  10. Kıymet ismi ne anlama gelir?
  11. Gönlü bol olmak ne demek?
  12. 1 erkeğin gönlü nasıl alınır?

Gönlünü alırım ne demek?

➡Gönül Almak deyiminin anlamı:Sevindirmek, hoşnut ettirmek., kırılan, gücenen bir kimseyi güzel söz ve davranışlarla yeniden hoşnut etmek anlamında kullanılan bir deyimdir.

Gönlü olmak ne demek?

deyiminin anlamı, açıklaması ve örnek cümleleri: Razı olmak, kabullenmek, sevip istemek. "Sonunda bizimle sinemaya gitmeye gönlüoldu."

Gönlünden kopmak deyimi ne demek?

➡Gönlünden Kopmakdeyiminin anlamı:Birine iyilik yapma ya da bir şeyi verme isteği, içinde aniden doğuvermek anlamlarında kullanılan bir deyimdir. Bir şeyi menfaat ve karşılık beklemeden birisine bedelsiz vermek, hibe etmek anlamında da kullanılmaktadır.

Gözümüz gönlümüz açılsın ne demek?

Ferahlık duymak, neşelenmek. “Şöyle kıra çıkalım bir, temiz hava alalım, gözümüz gönlümüzaçılsın.”

Gönlünce yaşamak ne demek?

Hayatını Yaşamakanlamı nedir? Her türlü baskıdan uzak, dilediğince, gönlünce yaşamak.

Bir insanın gönlü nasıl alınır?

Sevgilimi Kırdım Gönlünü Nasıl Alırım?
  1. Öncelikle Tartışmanın Nedini Anlamaya Çalışın.
  2. Sevgilinizin Duygularına Saygı Duyun.
  3. Somurtmayın Modunuz Yüksek Olsun.
  4. Özür Dileyin.
  5. Sevgilinize Sizi Affetmesini Söyleyin.
  6. Çiçek Alın veya Çikolata Alın.
  7. Sevgilinizi Övün ve Şırmartın.
  8. Sosyal Medya Hesabınıza Fotoğraf Koyun.
BE

Gönül Nasıl Alınır kadın?

Kadınların gönlünü fetheden davranışlar!
  1. Saygı göstermek. Her iki taraf için de ilişkiyi ayakta tutan en temel madde “saygı”dır.
  2. Seks. Seksten hoşlanan taraf yalnızca erkekler değildir.
  3. Romantizm. Birlikte geçirilen “romantik anlar” kadınlar için çok önemli anlardır.
  4. Sürpriz.
  5. İletişim.
  6. Eğlence.
  7. Paylaşmak.
  8. Tutarlılık.

Birisinin kırığı ne demek?

Birinin kırığı ne demek? Yasa ve törelere aykırı olarak karşı cinsten biriyle sürekli ilişki içinde bulunmak.

Pepee nin Türkçe anlamı nedir?

Türk'tü, afacandı, sevimliydi, biraz kekemeydi, ismini de Anadolu'da kekeme anlamınagelen Pepeme'den alıyordu.

Kıymet ismi ne anlama gelir?

Değer. 2. Bedel, baha, tutar. 3.

Gönlü bol olmak ne demek?

Gönlü Boldeyiminin anlamı:Yeterli imkanlardan mahrum olmasına rağmen eli açık davranan, cömert kişiler için kullanılan deyimdir. Gönlüzengin, gani gönüllü deyimleriyle de aynı anlama gelmektedir. Eli açık, cömert, yardımsever kişiler için kullanılır.

1 erkeğin gönlü nasıl alınır?

Bir erkeğin gönlünü fethetmenin 11 yolu
  1. ”˜'Sana sadığım'' Bir erkek için belki de en önemli şey sadakattir.
  2. ”˜'Kalbim sana ait''
  3. ”˜'Sana saygı duyuyorum''
  4. ”˜'Sen bilirsin''
  5. ”˜'Bana yardım eder misin?''
  6. ”˜'Seni önemsiyorum''
  7. ”˜'Sensiz zaman geçmiyor''
  8. ”˜'Ailene hürmetlerimi ilet''
Daha fazla öğe•BE

Sorular >> 3.Sınıf > Türkçe > Atasözü, Özdeyiş ve Söz Grupları

1) &#;Gönül kazanmak&#; deyiminin zıt anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir?

   A) Gönlüne girmek
   B) Gönül yıkmak
   C) Gönül yapmak
   D) Gönül fethetmek




Açıklama:Soru bankası bölümümüzde bulunan "&#;Gönül kazanmak&#; deyiminin zıt anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir?" sorusu 3.Sınıfsorusudur. Bu soru Türkçeile alakalı olmakla beraber tema ya da konu olarak Atasözü, Özdeyiş ve Söz Gruplarıbölümünde bulunmaktadır.

Sitemizde sınıf ders ve kategorilere göre ayrılmış on binlerce soru bulunmaktadır. Bu soruya benzer olacak şekilde 3.Sınıf sorularını görmek için burayatıklayabilirsiniz. Yine aynı şekilde 3.Sınıf Türkçe ile ilgili benzer binlerce soruyu görmek için burayatıklayabilirsiniz. 3.Sınıf Türkçe Atasözü, Özdeyiş ve Söz Grupları ile ilgili soruları görmek için ise burayatıklayabilirsiniz.

Ayrıca on binlerce soru arasından online sınavolabilir, bu sorulardan çalışma kağıtlarıhazırlayarak öğrencilerinize çalışma kağıdı hazırlayabilirsiniz.


Ankara Üniversitesi Dil Dergisi. Language Journal. Sayı: Ankara Üniversitesi Basımevi, , s. TÜRKÇEDEKİ GÖNÜL, KALP VE YÜREK KELİMELERİYLE İLGİLİ ATASÖZLERİ VE DEYİMLER VE BUNLARIN ALMANCADAKİ KARŞILIKLARI İmran KARABAĞ * Leyla COŞAN Toplumların dil hazinelerinde önemli bir yer oluşturan atasözleri ve deyimler toplum tarafından kabul edilen duygu ve düşüncelerin dile getirildiği kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri daha çok öğüt veya uyarı içerikli olduklarından kısa ve özlüdürler. Aynı şekilde deyimlerin de kısa ve özlü anlatım özelliğine sahip oldukları bilinmektedir. Ancak deyimler başka bir cümle içerisinde kullanıldıkları halde atasözlerinin kendileri bizzat cümle yapısındadırlar. Bazen öğüt vermek için, bazen örnek göstermek veya düşüncelerimizi kısa yoldan anlatmak için başvurduğumuz atasözleri hayatın hemen her alanında sıkça kullanılmaktadırlar. Bu özelliklerinden dolayı atasözleri ve deyimler özellikle pratik konuşma dilinde önemli işlevler yerine getirirler. Bu da onların ne kadar önemli olduklarını göstermektedir. Hem atasözleri hem de deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Bunların sözcükleri değiştirilemez, yerlerine başka sözcükler konulamaz ve sözdizimleri bozulamaz. Anlatımda kıvraklık katarak uzun ve karmaşık anlatımların basitleştirilmelerine ve kolayca anlaşılmalarına yardım etmeleri atasözleri ve deyimlerin en önemli özellikleridir. Ömer Asım Aksoy, Ali Püsküllüoğlu ve Yaşar Önen’ın deyim tanımlamaları aynıdır. Her üç bilim adamı da, deyimlerin gerçek anlamlarından ayrı anlamları bulunduğunu ve bunların anlatıma akıcılık ve çekicilik katan kalıplaşmış sözcük toplulukları olduğunu kabul etmektedirler. Bunlara ilaveten deyimlerin, kavramları çekici ve hoş bir anlatımla dile getirdikleri, belli bir dile özgü oldukları ve bir başka dilde sözdizimsel karşılıklarının bulunmadığı da bilinmektedir. Büyük anlam yelpazesine sahip “gönül, kalp ve yürek” sözcüklerinin içerisinde bulunduğu atasözleri ve deyimler genel olarak sevinç, coşku, aşk, sevgi veya acı, hüzün ve üzüntüyü çok net bir şekilde anlatırlar. Bu özelliklerinden dolayı da dünya dillerinin deyim hazinesi içerisinde bu kelimelerle yapılmış çok sayıda atasözü ve deyim bulunmaktadır. Biz de bu gerçekten yola çıkarak çalışmamızda kendi dilimizde önemli bir yere sahip ve sayıca da üstün olan bu türden atasözleri ve deyimleri Almanca karşılıklarıyla beraber sırasıyla incelemeye çalıştık. Türkçede kullanılır olup da Almancada kullanılmayan veya olmayan atasözlerini ve deyimleri ise kendimiz Almancaya çevirmeye çalıştık. 1 * Yrd. Doç. Dr. Kocaeli Üni. Fen-Edebiyat Fak. Alman Dili ve Ed. Bölümü. Öğretim Gör. Marmara Üni. Fen-Edebiyat Fak. Alman Dili ve Ed. Bölümü. A) Gönül: seafoodplus.info, Seele seafoodplus.infoühl seafoodplus.infoung, Liebe seafoodplus.info, Verlangen seafoodplus.infomung, Einverstaendnis seafoodplus.info, Tapferkeit seafoodplus.info, Eitelkeit 1.Gönül acısı (yarası),yürek yarası: Liebeskummer, Liebesschmerz 2.Gönül açıklığı: heitere Stimmung, Freude 3.Gönül vermek, bağlamak: erfreuen, zufriedenstellen; seafoodplus.info gewinnen; js. Liebe (Sympathie, Zuneigung) erringen 4.Gönül almak, yapmak: mit jm., der sich gekraenkt fühlt, durch eine Liebenswürdigkeit wieder versöhnen 5.Gönül bağı: Herzensbund; liebevolle Verbundenheit; -Türkçedeki gibi 6.Gönül bağlamak: sein Herz verschenken, sich verlieben; innig lieben; sein Herz an jn. oder etw. verlieren 7.Gönül belası: Liebesmühe 8.Gönül birliği: gegenseitige Liebe; gemeinsamer Wunsch 9.Gönül bolluğu: Freigebigkeit, Grosszügigkeit Gönül budalası: über beide Ohren verliebt Gönül çalmak: ein Herzensdieb sein Gönül çekmek: verliebt sein Gönül değiştirmek: sich in jd. anders verlieben Gönül delisi: wer sich dauernd verliebt; blindverliebtheit Gönül etmek: jm. von ganzem Herzen etw. (Gutes oder Schlechtes) wünschen Gönül farımaz, harımaz, kocamaz: Das Herz bleibt immer jung. Gönül ferahlığı: froher Mut, innere Freude, Frohsinn Gönül gezdirmek: sich etw. genau überlegen (was man waehlen soll) Gönül gözü: intuitive Erkenntnis Gönül hoşluğu: innere Freude; Zufriedenheit 2 Bereitwilligkeit, innere Bereitschaft Gönül hoşluğuyla: bereitwillig, gern Gönül ısındırmak: js. Zuneigung gewinnen Gönül indirmek: sich herab,herbeilassen, sich bereitfinden Gönül isterki: Es ist mein sehnlichster Wunsch, dass Gönül işi: Liebesaffaere Gönül kırmak, yıkmak: das Herz brechen; kraenken, verletzen, beleidigen; -Türkçedeki gibi Gönül kuşu: (symbolisch für) Entbrennen in Liebe, Liebesverangen Gönül maskarası: blindwütig verliebt Gönül okşamak: jm. um den Bart gehen Gönül rahatlığı: Gemütlichkeit, Behaglichkeit Gönül rızasıyla: bereit-, frei-willig, gern, leichten Herzens Gönül şenliği: Zeitvertreib, Zersteuung, Unterhaltung, Vergnügen Gönül tokluğu: Gefühl einer Sache nicht zu bedürfen, etwas nicht nötig zu haben; Entbehren-, Entraten-, Verzichten-können (auf) Gönülden: von ganzem Herzen, gern -Türkçedeki gibi Gönülden çıkarmak: vergessen Gönülden doğmak: einen Einfall haben Gönülleri bir olmak: ein Herz und eine Seele sein; sich innig lieben -Türkçedeki gibi Gönlü açık: aufrichtig, ehrlich; heiter frohgestimmt, freudig, fröhlich Gönlü açılmak: heiter und froh werden Gönlü akmak: Liebe und Zuneigung empfinden (zu) Gönlü alçak: schlicht, einfach, bescheiden, ohne Hochmut oder Arroganz Gönlü bol: eli açık olmak: freigebig 3 Gönlü bulanmak: Brechreiz, Übelkeit verspüren; argwöhnisch werden, Verdacht schöpfen Gönlü dar: innerlich unruhig; ungeduldig; bedrückt, niedergeschlagen Gönlü elvermemek: nicht übers Herz bringen -Türkçedeki gibi Gönlü açılmak: erleichtert aufatmen birinin gönlü ile oynamak: mit js. Herzen spielen -Türkçedeki gibi Gönlü ilişmek: sich interessieren, İnteresse gewinnen; sich verlieben gönlü kalmak: sein Herz an ewas gehaengt; gekraenkt sein canı gönülden: von ganzem Herzen -Türkçedeki gibi Gönlü kanmak: sich beruhigen, wieder Mut fassen Gönlü kara: boshaft, hinterhaeltig, heimtückisch gönlü kararmak: lebensüberdrüssig werden, in Pessimismus verfallen Birine gönlü kaymak: sich verlieben, innig lieben Gönlü kırık: betrübt, traurig; missgestimmt, aergerlich Gönlü olmak: sein Herz an etwas gehaengt haben Gönlü takılmak: sich interessieren Gönlü tez (tez canlı) ungeduldig Gönlü varsa yapsın: Soll er es doch tun, wenn er Schneid hat. Gönlü yok (olmak): Er ist nicht mit dem Herzen dabei. Yufka yürekli: weichherzig, leicht gerührt. -Türkçedeki gibi Gönlün açılsın (gönlü açılmak): Möge es dir leichter ums Herz werden. 4 Gönlünde olanı söylemek: sagen, was man auf dem Herzen hat -Türkçedeki gibi Gönlünden kopmak: von Herzen kommen; spontan und aus ehrlichem Herzen erfolgen (Handlung) -Türkçedeki gibi Gönülden kopan ihsanın hayırlısıdır. Spr. Gesegnet ist die Gabe, die von Herzen kommt. -Türkçedeki gibi Gönlünü avlamak: js. Herz gewinnen Gönlünü çelmek: js. Zuneigung gewinnen Gönül eri: gönül etmek Gönül kimi severse güzel odur: -Bir kişinin güzel bulduğunu başka bir kişi güzel bulmayabilir. Ölçüler değiştiğine göre bir kimse için güzel, gönlünün sevdiğidir. Schön ist, was (wen) man liebt iron. Wo eben die Liebe hinfällt. **El(-in) vergisi, gönül (-ün) sevgisi: -Bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır. Ein Geschenk erweckt Zuneigung oder Sympathie Gönlün yazı var, kışı var: -İnsan kimi zaman neşeli, iyimser, yaşama sevgisi ile dolu olur; kimi zaman da bunalmış, kötümser, bezgin. Man kann nicht immer vergnügt sein. **Gönül (1) bir sırça (2) saraydır, kırılırsa yapılmaz: -Bir kimsenin, hele dostlarımızın gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz. Kırılan gönül kolay kolay onarılmaz. Bu yüzden, eski dostluk bir daha o içtenlikle yenilenemez. 1: gönül: hatır kaynağı yürek 2: sırça: cam Man soll niemanden (vor allem die Freunde) beleidigen oder verletzen, das Herz schwermachen. Gönülden gönüle (kalpten kalbe) yol vardır, (kalp kalbe karşıdır): -Birbirlerine bir takım duygularla bağlı olan iki kimseden biri, öteki için ne düşünüyorsa o da beriki için aynı şeyi düşünür. Von Herz zu Herz -Türkçedeki gibi Gönül ferman dinlemez: -En yüksek yerden yasak emri de gelse gönül sevdiğinden vazgeçmez. sich nicht um Gesetz und Ordnung kümmern Das Herz laesst sich nicht befehlen. 5 **Türkçede kullanılır olup da Almancada kullanılmayan ve dolayısıyla hiçbir sözlükte karşılığı olmayan bu türden bazı atasözleri ve deyimler tarafımızdan Almancaya çevrilmiştir. Gönül karımaz( kocamaz): -İnsanlar yaşlansalar da gönülleri genç kalır. Sevgi ve istekler eski gücünü, tazeliğini yitirmez. (Er kocar, gönül kocamaz) Das Herz bleibt immer jung. Gönülsüz namaz göğe ağmaz (çıkmaz): -İçten gelen bir duygu ile kılınmayan namaz kabul olunmaz. Bunun gibi, isteksiz yapılan işten hayır gelmez. Spr. Was nicht von Herzen kommt, geht nicht zu Herzen. Gönülsüz yenen aş (istenmeyen) aş, ya karın ağrıtır ya baş: -İsteksiz yenilen yemek, nasıl insana dokunursa, istenmeyerek yapılan iş de öylece kötü sonuç verir. Etwas, was man herzlos, (lustlos) macht, bringt kein Erfolg. Gönül var otluğa, gönül var bokluğa (konar): -İyi ve güzel şeyleri seven yüksek ruhlu insanlar da vardır; kötü murdar şeylerden hoşlanan aşağılık insanlar da: Schön ist, was (wen) man liebt. iron. Wo eben die Liebe hinfällt. **Gönül verme evliye, eve gider unutur: -Bir kadın, evli bir erkeğe gönül kaptırmasın. Onun göstereceği ilgiye inanmasın. Evli olan erkekler, başka kadınlara bağlanamazlar. Man soll keine Beziehung mit einem verheirateten Mann (oder einer verheirateten Frau) eingehen, weil die verheiratete Person die Beziehung nicht ernst nehmen wird. Gözden ırak olan gönülden dahi ırak olur: -İnsan, çevresindeki arkadaşlarını sık sık arar. Ama uzaktaki arkadaşını o kadar sık arayamadığından yavaş yavaş unutur. Was dem Auge fern ist, ist auch dem Herzen fern. Spr. Aus den Augen, aus dem Sinn. Göz görmeyince (görmezse) gönül dahi katlanır: -İnsan, yakınında bulunan sevdiği kimse ile sık sık görüşmeden edemez. Ama bu kişi uzak bir yere giderse, görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır. Was das Auge nicht sieht, kann das Herz ertragen. Spr. Was man nicht weiss, macht einen nicht heiss. **Göz görür, gönül ister (çeker): -Kişi, görmediği şeyi istemez; görüp beğendiği şeye karşı istek duyar. Was das Auge sieht, begehrt das Herz. Her gönülde bir arslan yatar: (Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar) -Herkesin gönlünde, elde etmek istediği büyük bir şey vardır. İn jedem Herzen liegt (schlummert) ein Löwe. js. Herz haengt an etwas. (Jm. möchte etwas sehr gern haben oder behalten; hohe Ziele oder İdeale haben) -Türkçedeki gibi İki gönül bir olursa samanlık seyran olur: -Birbirini seven ve evlenmek isteyenler için ev bark söz konusu değildir. Onlara samanlık bile saray gibi gelir. Wenn zwei Herzen sich finden, wird die Hütte zum Palast. Spr. Raum ist in der kleinsten Hütte für ein glücklich liebend Paar. Yarım elma, gönül alma (hatır) alma, (Gönül alma, bir elma): -Gönül almak, hatır sormak için (yarım elma gibi) küçük bir armağan yeter. Önemli olan, değerli armağan götürmek değil, hatırlayıp aramış olmaktır. 6 erfreuen, zufriedenstellen js. Herz gewinnen; js. Liebe (Sympathie, Zuneigung) erringen Gönül zenginliği: Freigebigkeit Geniş gönüllü: -olayları hoş karşılayan. heiter, gleichmütig, unbeschwert Gönlü akmak: -(Birine, bir şeye karşı) Güçlü bir sevgi duymak: Liebe und Zuneigung empfinden (zu); sich angezogen fühlen (von); sich hingezogen (zu) fühlen; sich interessieren (für) Gönlü çekmek:canı çekmek: sich sehnen (nach); sich etw. wünschen; begehren Gönlü çelinmek, (Gönül kaptırmak): (von einem best. Gefühl) erfasst werden ** Gönlü ile oynamak (birinin).: -Birini sever görünüp avutmak. so tun als wenn man jn. gern oder lieb hat Gönlünden geçirmek ( geçmek): -İçinden bir şey yapmayı ya da bir şeyin olmasını istemek (Aklından geçirmek) sich innerlich etwas wünschen **Gönlünden kopmak (içinden gelmek): -Birine, temiz ve derin duygu içinde bir iyilik yapmayı, bir şey vermeyi kararlaştırmak. sich von Herzen dazu entscheiden jm. etwas gutes zu tun Gönlüne göre (kalbine göre): seinem guten Herzen entsprechend -Türkçedeki gibi Gönlü çökmek: die seelische Kraft verlieren, demoralisiert werden Gönlünü avlamak (çelmek, kapmak): js. Herz gewinnen; js. Zuneigung gewinnen Gönlünü etmek: -Razı etmek jn. Zufriedenstellen Gönlünü (hatırını) hoş etmek: -İstediğini yaparak sevindirme jn. erfreuen **Gönlünün dümeni bozuk olmak: -İsteklerinde ve gönül işlerinde kararlılık bulunmamak, hergün istek değiştirir olmak, hercai olmak. sich staendig in jn. verlieben oder die Wünsche aendern; sich ganz leicht verlieben können. **Gönlünü pazara çıkarmak: -Bir seçme yapmadan, rasgele birini sevmek. sich einfach (ohne waehlerisch zu sein) in jn. verlieben können 7 Gönül eğlencesi: -Kişiyi eğlendiren şey, kimse Liebelei Gönül eğlendirmek: -Geçici bir ilgi ve sevgi göstererek hoşca vakit geçirmek. sich vergnügen -Türkçedeki gibi ** Gönül kaptırmak: -Aşık olmak, aşırı sevgiden kendini kurtaramamak. sich verlieben ohne dagegen etwas tun zu können; Herz an jn. verlieren (sich in jn. verlieben) **Gönül koymak: -Gücenmek, alınmak gekraenkt, beleidigt sein **Gönüllü gönülsüz: -Pek istekli olmayarak, yarı istekli , yarı isteksiz olarak mit halben Herzen; mit wenig İnteresse **Gönül vermek: -sevgi ile bağlanmak Herz an jn. oder etwas verlieren; sich in jn. verlieben Gönül yarası: -Kişiyi çok derin üzüntü içinde bırakan acı Liebeskummer, Liebesschmerz Gönülden bağlanmak: jm. ans Herz gewachsen sein; jm. sehr lieb geworden sein Gönlünü vermek (birine), bir işi yürekten yapmak: sein Herz an jn., an etwas haengen; jm., einer Sache seine ganze Liebe zuwenden Gönlünü bir kimseye vermek: jm. sein Herz schenken; jn. sehr lieben Gönlünü kırmak (kalbini): jm. das Herz schwermachen; jn. sehr traurig machen Gönlü kırık olmak: jm. ist das Herz schwer; jmd. ist sehr traurig Gönülleri (kalpleri) fethetmek: alle Herzen im Sturm erobern (schnell die Sympathien aller gewinnen) -Türkçedeki gibi Gönüllü: leichten Herzens; freiwillig Gönülsüz: schweren Herzens; unfreiwillig Yarım gönüllü: mit halben Herzen (mit wenig İnteresse) 8 -Türkçedeki gibi **Gönülsüz köpek av avlamaz: wrtl. Ein unwilliger Hund jagt nicht. Etwas wozu man keine Lust (kein İnteresse) hat, macht man nicht auch wenn man das Gegenteil behauptet. Was man herzlos (lustlos) macht, bringt keinen Erfolg. -Türkçedeki gibi B) Kalp seafoodplus.infoe doğmak: İçine doğmak innerlich etwas vorahnen können **seafoodplus.infoe göre: -Başkasına karşı beslediğin duygulara göre. Krş. “Gönlüne göre”. dem Herzen entsprechend -Türkçedeki gibi seafoodplus.infoi (birine) açmak: (Derdini dökmek): -Duygularını, düşüncelerini söylemek; jm. das (oder sein) Herz ausschütten; jm. das (leidenschaftlich) sagen, was einen bedrückt (erregt usw.); jm. sein Herz öffnen; jm. offen sagen, was man denkt und fühlt -Türkçedeki gibi **seafoodplus.infoi (gönlünü, hatırını) kırmak: -Birini küstürecek, kendinden soğutacak kadar çok gücenmek, üzmek jm. kraenken, verletzen oder beleidigen 5. Kalbi olmamak: -Acıması olmamak, merhametsiz olmak kein Herz haben (herzlos, gefühllos sein); kein Mitgefühl haben -Türkçedeki gibi **6. Açık kalpli (yürekli): -Düşündüğünü olduğu gibi söyleyen, gizli yönü olmayan, içi temiz (kişi). jn. offen sagen, was man denkt oder fühlt seafoodplus.infon kalbine giden yol midesinden geçer; Kalbe giden yol mideden geçer; (kalbin yolu mideden geçer): -Bir kimsenin sevgisini kazanmak isterseniz ona şölen verip güzel yemekler sununuz! Liebe geht durch den Magen! seafoodplus.infoş kalpli: (Taş yürekli) Ein Herz aus Stein (ohne Mitempfinden) -Türkçedeki gibi 9. Kalpsiz: herzlos -Türkçedeki gibi Sevinçten kalbi hop etmek: Das Herz wollte ihm zerspringen (vor Freude) -Türkçe’deki gibi Kalbi başka türlü söylemek: -İçi başka dışı başka; özü sözü bir olmamak 9 İm Grunde seines Herzens dachte er anders (im İnnersten). Kalbi durdu: Sein Herz hat versagt, arbeitet nicht mehr. (ugs.) Sein Herz ist angegriffen, ist nicht in Ordnung. Korkudan kalbi durmak: İhm stockte das Herz vor Schreck. (geh.) Er erschrack heftig. -Türkçedeki gibi Kalbi (yüreği) ağzına gelmek: Vor Angst schlug ihm das Herz bis zum Hals (hinauf). Kalbine tesir etmek: etwas bedrückt jm. das Herz -Türkçedeki gibi Sağduyulu (mantıklı ve doğru düşünceli olm.): Das Herz auf dem rechten Fleck haben (eine vernünftige, richtige Einstellung haben) Kalbindekini (yüreğindekini) söyleyememek: (derdini anlatamamak ) Etwas auf dem Herzen haben (ein Anliegen haben) Derin bir oh çekmek (üstünden yük kalkmak): jm. fällt ein schwere Last/ eine Zentnerlast/ ein Stein vom Herzen (jmd. ist sehr erleichtert über etwas) Kalbine dokundu, içine işledi: sich etwas sehr zu Herzen nehmen (etwas beherzigen, etwas schwernehmen) Kalbini dökmek (yüreğini açmak, gönlünü açmak): jm. sein Herz ausschütten -Türkçedeki gibi Kalbini dökmek (içini dökmek): sich etw. vom Herzen reden (über etw. was einen beschwert, mit einem anderen sprechen) Kalbinden vurmak (gönlünden) : jn. ins Herz treffen; jn. mit etwas zutiefst verletzen Kalbine (yüreğine) bıçak (hançer) saplamak: etw. gibt jn. einen Stich ins Herz; etw. trifft jmdn. sehr heftig Kalp kazanmak, kalpleri fethetmek: sich in die Herzen (der Menschen) stehlen; die Sympathie vieler gewinnen Kalbi (sevinçten) daha hızlı atmak: etw. laesst js. Herz höher schlagen; etwas versetzt jn. in eine freudige Erregung Kalbini kaptırmak (gönül vermek): Herz an jn. verlieren; sich in jn. verlieben Kalpten (yürekten) sevmek: jn. ins Herz geschlossen haben; jmdn. sehr gern haben Kalpleri (gönülleri )fethetmek: alle Herzen im Sturm erobern; schnell die Sympathien aller gewinnen -Türkçedeki gibi Kalpten (yürekten) istemek: 10 alles, was das Herz begehrt (alles, was man sich wünscht) Elini kalbine (vicdanına, yüreğine) koymak: Hand aufs Herz (zur Ehrlichkeit mahnender oder Aufrichtigkeit beteuernder Ausruf) -Türkçedeki gibi Tüm kalbiyle (gönlüyle): von (ganzem) Herzen; sehr herzlich; aus voller Überzeugung -Türkçedeki gibi Kalpten (yürekten): aus tiefstem Herzen (aufrichtig, sehr) -Türkçedeki gibi Kalpten: von Herzen gern (sehr gern) -Türkçedeki gibi Kalp krizine tutulmak: einen Herzanfall bekommen -Türkçedeki gibi Kalbi olmamak (birinde): Kein Herz (Mitgefühl) haben -Türkçedeki gibi Kalbi fesat: missgünstig, neidisch; argwöhnisch Kalbi (gönlü) kırık: gekränkt, beleidigt Kalbi söylemek: eine Vorahnung haben; es so im Gefühl haben Allah kalbine göre verdi: Gott hat ihn für sein gutes Herz belohnt. Kalbine işlemek: jm. sehr zu Herzen gehen Kalbini açmak (dökmek): jm. sein Herz ausschütten -Türkçedeki gibi Kalbini kırmak (gönlünü): jm. das Herz brechen -Türkçedeki gibi Kalbinin bam teline dokunmak: jn. zutiefst rühren İyi kalpli: ein gutes Herz haben; ein goldenes Herz haben; gut, grosszügig, hilfsbereit sein -Türkçedeki gibi Kalpten yaralı: betrübt, bekümmert Elini vicdanına koymak die Hand auf sein Gewissen legen; die Hand aufs Herz legen; das Gewissen befragen 11 -Türkçedeki gibi Elini vicdanına koyarak söyle! Lege deine Hand auf dein Gewissen und sag! Hand aufs Herz Sage es ehrlich! -Türkçedeki gibi –İçi kan ağlamak js. İnners weint Blut; jm. blutet das Herz; jd. ist tieftraurig, sehr erschüttert; -Türkçedeki gibi Tüyleri diken diken olmak Mir blutet das Herz, wenn ich daran denke. İch bin tieftraurig , sehr erschüttert, wenn ich daran denke. js. Flaum wird zu Dornen; jm. stehen die Haare zu Berge; Kalp ağrımazsa göz yaşarmaz: Tut das Herz nicht weh, wird das Auge nicht nass. -Türkçedeki gibi C) Yürek, Yüreği: 1. Herz 2. Mut, Beherztheit, Schneid 3. Mitleid, Barmherzigkeit 4. Aufrichtigkeit 1. Yüreği ağzına gelmek: -Birdenbire çok korkmak. Es mit der Angst seafoodplus.info Herz klopft jdn. bis zum Hals (herauf). Vor Angst schlug ihm das Herz bis zum Hals (hinauf). 2. Yüreği cız etmek (cızlamak) -Ansızın içi sızlamak plötzlich einen Stich im Herzen spüren 3.Yüreği çarpmak: -Çok heyecanlanma dolayısıyla yüreği hızlı hızlı çarpmak. Herzklopfen haben oder bekommen -Türkçedeki gibi 4.Yüreği dayanmamak: -İçinde katlanılmaz bir acı duymak. nicht widerstehen können, von Mitleid überwaeltigt zu werden **5. Yüreği ezilmek: -İçi ezilmek einen Schmerz tief im Herzen fühlen; bedrückt, tieftraurig sein 6. Yüreği hop etmek( hoplamak) -Birdenbire korkup heyecanlanmak aufgeregt werden, Herzklopfen bekommen 7. Yüreği kabarmak: -İçi sıkıntıyla dolup derin soluk alma gereğini duymak; midesi bulanmak 12 Brechreiz empfinden; Verdacht schöpfen; Kummer bekommen 8.Yüreği kalkmak: -Korkup heyecanlanmak sich sehr aufregen, sich gar nicht mehr beruhigen können **9.Yüreği kararmak: -İçine karamsarlık ve sıkıntı çökmek. in Pessimismus verfallen; betrübt, traurig sein Yüreği katı, yüreği pek: hartherzig, herzlos, gefühllos; beherzt, mutig, herzhaft -Türkçedeki gibi Yüreğinden kan gitmek, gitmek: Pek derin bir acı içinde olmak grossen Kummer haben Yüreğine ateş düşmek: grossen Kummer haben; zutiefst betroffen sein Yüreğine dert olmak: jm. fast das Herz abdrücken; jm. auf der Seele lasten Yüreğine inmek: -Ansızın ölmek. Ölecek gibi üzülmek. einem Herzschlag erliegen; jn. ins Herz treffen (von lehmendem Entsetzen befallen werden) -Türkçedeki gibi Yüreğine işlemek: ans Herz greifen; zutiefst rühren; schwer treffen -Türkçedeki gibi Yüreğine (soğuk) su serpilmek: -Üzüntüsü, kaygısı veya sıkıntısı hafiflemek. jm. ein Stein vom Herzen fallen Yüreğinin yağı erimek: sich schier zu Tode aengstigen Yüreği oynamak: -Birden heyecanlanmak aufgeregt werden; Angst bekommen; jm. das Herz in die Hose fallen Yüreği (ciğeri) parçalanmak( parça parça olmak): -Birinin üzücü durumuna pek çok acımak. Es zeriss ihm das Herz. Sein Herz krampfte sich zusammen (vor Mitgefühl) -Türkçedeki gibi Yüreği serinlemek: -Üzüntüsü hafiflemek. sich etwas erleichtert fühlen Yüreği sızlamak: jm. das Herz zereissen, jm. im Herzen weh tun 13 -Türkçedeki gibi Yüreği soğumak: -Düşmanın felaketi dolayısıyla ya da ondan öc alarak içi ferahlamak. Abneigung empfinden Yüreği tükenmek: keine Kraft mehr haben; Lebensmut verlieren Yüreği yağ bağlamak: -İstediği gibi bir durum meydana gelmesinden büyük kıvanç duymak. jm. ein Stein vom Herzen fallen; Rache nehmen Yüreği yanmak: -Büyük bir felakete uğramak; pek çok acımak jm. ins Herz schneiden Yüreği yaralı: -Acısı geçmemiş büyük üzüntüsü olan von schwerem Unglück betroffen Yüreği yufka (yufka yürekli): -Acıklı durumlara hiç dayanamayıp hemen ve çok acıyan weichherzig, gutmütig; Sanft wie ein Lamm (sehr sanftmütig); Ein Herz haben für jmdn. (Hilfsbereitschaft zeigen) -Türkçedeki gibi Yürekler acısı (bir hali var), (sıfat gibi): kummervoll, herzzereissend Yürek selanik (Çok korkak) Feige, Feigling, Hasenfuss Er ist ein ausgemachter Feigling. Yürek tüketmek ya da (nefes tüketmek ) -Bir konu hakkında söz söyleye söyleye çok yorulmak sich das Herz aus dem Leibe reden Ursache oder Anlass sein, dass sich jm. die Lunge aus dem Hals redet Yüreği daralmak: ungeduldig, hitzig voreilig; sich vor Kummer und Schmerz eingeengt fühlen Yüreği erimek: vor Kummer und Schmerz sehr traurig sein Acısı yüreğine (içine) çökmek (işlemek) (indi): -Bir olayın yarattığı üzüntü, benliğinde derin iz bırakmak. einen Schmerz tief im İnneren fühlen und nicht vergessen können Spr. Der Schmerz (um, über) hat sich tief in sein Herz eingefressen. Er kann nicht hinwegkommen (über) -Türkçedeki gibi Her kimin bağı var, yüreğinde dağı var: Spr. Besitz bringt Sorgen Korkuya papuç bırakmamak /çatal yürekli: sich in die Höhle des Löwen wagen oder begeben oder in die Höhle des Löwen gehen; einem mächtigen Menschen mutig gegenübertreten Yere bakan yürek yakan (kuzu postuna bürünmek): 14 -Sessiz ve yumuşak göründüğü halde sinsice dolap çevirip kötülükler yapan. Ein Wolf im Schafspelz. (Ein Mensch der harmlos aussieht, aber sehr gefährlich ist.) Aslan yürekli: wörtl. Löwenherzig Rdw. Einen Löwenmut haben. -Türkçedeki gibi Tavşan yürekli olmak: wörtl. mit einem Hasenherz ausgestattet sein Rdw. Hasenherz haben. -Türkçedeki gibi Açık yürekle bir şey söylemek: (geh.) reinen/ reines Herzens etwas sagen können yüreklendirmek (cesaretlendirmek): -cesaret vermek ermutigen; seinem Herzen einen Stoss geben (sich zu etwas überwinden) Yüreği el vermemek: es nicht übers Herz bringen; zu etwas nicht faehig sein Yüreği kan ağlamak: jmdm. blutet das Herz; jmdm. tut etwas sehr leid -Türkçedeki gibi Yüreksiz: herzlos, aengstlich, furchtsam, feige; grausam, unbarmherzig; nicht von Herzen kommend, unaufrichtig; nicht das Herz haben etwas zu tun; es nicht über sich bringen, etwas zu tun -Türkçedeki gibi Yüreğinden (kalbinden) vurmak: (geh.) jmdn. ins Herz treffen; jmdn. mit etwas zutiefst verletzen -Türkçedeki gibi Yürekten sevmek: jmdn. ins Herz geschlossen haben; jmdn. sehr gern haben Yürekten sevinmek: jmdm. lacht das Herz im Leibe; jmd. ist sehr erfreut über etwas Yüreğinin sesini dinlemek: dem Zuge seines Herzens folgen; seinem innersten Gefühl folgen Bir işe yüreğini vermek: (geh.) jmds. Herz gehört einer Sache; jmd. ist einer Sache ganz hingegeben Tek yürek olmak : Ein Herz und eine Seele sein; unzertrennlich sein -Türkçedeki gibi Sevgisini yüreğinde taşımak: jmdm. ans Herz gewachsen sein; jmdm. sehr lieb geworden sein Bir işi yürekten yapmak: 15 (geh.) sein Herz an jmdn. an etwas haengen; jmdm., einer Sache seine ganze Liebe zuwenden Yürekten istemek : (ugs.) alles, was das Herz begehrt; alles, was man sich wünscht Elini vicdanına, yüreğine koymak: Hand aufs Herz (zur Ehrlichkeit mahnender oder Aufrichtigkeit beteuernder Ausruf) -Türkçedeki gibi Yüreklendirmek: ermutigen; Mut einflössen Sende hiç yürek yok mu? Hast du denn kein Herz im Leib? -Türkçedeki gibi Yürek çekmek: Lust haben, Verlangen tragen Yürek dayanmak: nicht mitanzusehen Yürek karası: herzzereissend; Gewissensbisse, Zerknirschtheit, Bosheit Yürek katılığı: Hartherzigheit, Verstocktheit -Türkçedeki gibi Yüreği katılmak: sehr leiden Yürek tüketmek: sich das Herz aus dem Leibe reden Yürek vermek: Mut einflöβen, neuen Mut verleihen Yürek yakıcı: herzzereissend, schmerzlich, tragisch Yürek yarası: Herzeleid, groβer Kummer, schweres Leid -Türkçedeki gibi Yüreği açık: offen (-herzig) -Türkçedeki gibi Yüreği atıyor (çarpıyor) : Herzklopfen bekommen Das Herz klopft ihm gewaltig. -Türkçedeki gibi Yüreği bayıldı: Vor Hunger wurde ihm ganz schlecht. Yüreği cızlatmak: jm. einen Stich ins Herz geben; jm. das Herz stillstehen lassen (Schrecken, Mitleid usw.) Yüreği cıfıt çarşısı: vieles auf einmal empfinden; sich nicht im klaren über die Gefühle sein Yüreği dar: ungeduldig, hitzig, voreilig 16 Yüreği dayanmak: mit stoischer Ruhe ertragen; sich nicht erschüttern lassen, hart bleiben, etwas mit ansehen können Yüreği delik: Wer Kummer (Leid, Sorgen) hat; vergraemt. Yüreği dolmak: betrübt, traurig werden; zornig Yüreği dolu: von Rachsucht erfüllt Yüreği eriten: schmerzlich, betrüblich Yüreği ferahlamak: erleichtert aufatmen, heiter und froh werden Yüreği geniş: nicht leicht den Mut verlierend, unbekümmert Yüreği götürmek: etwas mit ansehen können Yüreği kalmamak: den Mut verlieren Yüreği katılmak: kaum mehr zu Atem kommen (vor Weinen, Kälte) Yüreği kopmak: zu Tode erschrocken sein Yüreği sıkılmak: verstimmt sein, sich aergern; sich langweilen; sich bedrückt (beklommen) fühlen; sich nicht wohl fühlen; nicht ganz auf dem Damm (Posten) sein Yüreği söylemek: mutig (beherzt, tapfer) sein Yüreği şişmek: ganz niedergeschlagen sein Yüreği yanmış: betrübt, bekümmert Yüreğinden kan akmak: groβen Kummer haben Yüreğine kar yağmak: von wütender Eifersucht befallen werden Yüreğine od düşmek: -yüreği yanmak von Sorgen und Kummer befallen sein und einen tiefen Schmerz im Herzen spüren Yüreğini boşaltmak: Yüreğini dökmek: sein Herz ausschütten, sein Herz erleichtern -Türkçedeki gibi Yüreğini dağlamak: jm. ins Herz schneiden; jn. zutiefst rühren Yüreğini halecan aldı: 17 Er bekam Herzklopfen. Yüreğini kaldırmak: in höchste Aufregung versetzen Yüreğini kırmak: entmutigen, jm. alles Mut nehmen Yüreğini oynatmak: erschrecken, aengstigen Yüreğini pek tutmak: sein Herz in beide Haende nehmen Yürek parçalayıcı: herzzereissend -Türkçedeki gibi Yüreklerden kan akıtmak: die Gemüter erregen Yürekten: von Herzen kommend, herzlich -Türkçedeki gibi Yürekten bir dilek: ein aufrichtiger Wunsch Yüreklenmek: -cesaretlenmek Mut fassen Yürekli: -cesur, cesaretli mit Herzen; mutig, beherzt -Türkçedeki gibi Yüreksizlik: Herzlosigkeit, Aengstlichkeit, Feigheit, Grausamkeit -Türkçedeki gibi Türkçe kaynaklardan tespit etmiş olduğumuz gönül sözcüğü ile ilgili , kalp sözcüğü ile ilgili 50 ve yürek sözcüğü ile ilgili atasözü ve deyimin büyük bir kısmının Almancada da kullanıldığı görülmektedir. Ancak gönül sözcüğü ile ilgili 13, kalp sözcüğü ile ilgili 3 ve yürek sözcüğü ile ilgili 2 olmak üzere toplam 18 atasözü ve deyimin Almanca karşılığı bulunamamıştır. Yani bunlar Almancada kullanılmamaktadır. Ayrıca Türkçede genel olarak birbirinin yerine de kullanılan bu üç sözcükle oluşturulan atasözleri ve deyimler geniş bir yelpazeye yayılmış olup sayıca önemli bir miktar teşkil etmektedir. Almancada ise her üç kelimenin yerine sadece “Herz” sözcüğünün kullanılması bu sayıyı sınırlamaktadır. Bir başka tesbitimiz ise bu atasözü ve deyimlerin özellikle Türkçe sözlüklerde olduğu gibi çevrilmiş olmasıdır. Bununla birlikte bu üç sözcükle oluşturulmuş atasözü ve deyimler Türkçede Almancaya oranla daha fazladır. Bunun nedenlerinden biri bize göre Türk insanının daha duygusal ve hisli olması, diğeri ise sıcak kanlı olması ve duygularını daha kolay ve çabuk dışa vurabilmesidir. 18 KAYNAKLAR AKSOY, Ömer Asım: Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, seafoodplus.info, Ankara: Türk Dil Kurumları Yayınları, , , BUSSMAN, Hadumod: Lexikon der Sprachwissenschaft. Stuttgart: Kröner, BÜYÜK Larousse: 6. cilt. İstanbul: ETTİNGER, Stefan-HESSKY, Regina: Deutsche Redewendungen. Ein Wörter-und Übungsbuch für Fortgeschrittene Tübingen: Narr, FRİEDERİCH, Wolf: Moderne Deutsche İdiomatik. İsmaning: Hueber, MACKENSEN, Lutz: Zitate Redensarten Sprichwörter. Wiesbaden: VMA, ÖNEN, Yaşar-ŞANBEY, Cemil Ziya: Almanca- Türkçe Sözlük, 2. cilt, Ankara: TDK Yayınları: , ÖZCAN, Celal-SEUSS, Rita: Türk Atasözleri. Türkische Sprichwörter. München: dtv, PÜSKÜLLOĞLU, Ali: Türkçe Deyimler Sözlüğü. Ankara: Arkadaş Yayınları, STEUERWALD, Karl: Deutsch-Türkisches Wörterbuch. Wiesbaden: STEUERWALD, Karl: Türkçe-Almanca Sözlük. İstanbul: Novaprint Basımevi, ŞENALTAN, Semahat: Türkische Entsprechungen zu germanisch- romantischen Sprichwörtern bei Düringsfeld in Proverbium. Helsinki: TEKİNAY, Alev: Pons-Wörterbuch der idiomatischen Redensarten: dt.- türk., türk-dt. Stuttgart: Klett, TEMEL Britannica: 2. cilt. İstanbul WAHRİG, Gerhard: Das grosse deutsche Wörterbuch. Güthersloh: 19

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir