kitap ayracı üzerine yazılacak sözler / Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler – Türk Dil Kurumu

Kitap Ayracı Üzerine Yazılacak Sözler

kitap ayracı üzerine yazılacak sözler

TDK Sözlük TDK Sözlük

Sözlüklerin kendisine özgü hazırlama ilkeleri ve kullanma özellikleri vardır. Bu özellikler; madde düzeni, yazım ve söyleyişle ilgili ilkeler ve diğer özellikler olarak sıralanabilir.

Madde Düzeni

Türkçe Sözlük’te madde düzeni ile ilgili olarak benimsenen ilkeler şunlardır:

1. Herhangi bir nesnenin veya kavramın adı olan ve “sözlük birimi” olarak adlandırılan söz ve söz öbekleri, bitişik veya ayrı yazılmasına bakılmaksızın madde başı yapılmıştır: almak, balık, atom ağırlığı, badem yağı, çeşitkenar, dershane, hizmet içi eğitim, işkembesi geniş, kapalı yüzme havuzu, yön gösterme eki vb.

Bunlara ek olarak bitişik yazılan birleşik fiiller (hissetmek, zikretmek) ile dolayısıyla, itibarıyla, meydanda, tutturabildiğine, vaktiyle, yanlışlıkla gibi kalıplaşmış biçimler de madde başı yapılmıştır

Madde içinde ise etmek, eylemek, olmak, kılmak, yapmak vb. yardımcı fiillerle oluşturulup ayrı yazılan birleşik fiiller; deyimler; atasözleri; gibi, kadar, ile vb. sözlerle oluşan kalıplaşmış biçimler yer almıştır: ayırt etmek, hizmet etmek, azat eylemek, göç eylemek, dost olmak, emekli olmak, namaz kılmak, otostop yapmak; abayı yakmak, çene yormak, ev açmak; ayağının bastığı yerde ot bitmez, elin ağzı torba değil ki büzesin, söz gümüşse sükût altındır; akrep gibi, ibiş gibi, kıl gibi, su gibi; parmak kadar, tırnak kadar; bileğinin hakkıyla, bin can ile vb.

2. Madde başında her sözün türü dil bilgisindeki yeri atılacak ve fiillerden önce gelen nesnelerin hangi eklerle kullanıldığı kısaltmalarla gösterilmiştir: a., sf., e., zf.; (-i), (-e), (-den), (nsz) vb.

3. Madde başlarında uzun heceler iki nokta (:) ile, vurgular vurgu işareti (') kontrol edilecek ile ince söylenmesi gereken heceler ünlünün üzerinde (^) işareti ile gösterilmiştir: abat sf. (a:ba:t), bariz sf. (ba:riz), bazı sf. (ba:zı), delalet a. (dela:let), fakirhane a. (fakirha:ne), halazade a. (halaza:de), hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit); acaba zf. (a'caba), edepsizce zf. (edepsi'zce), eğer bağ. (e'ğer), evet e. (e'vet); dergâh a. (dergâ:hı) vb.

Türkçede kullanılan Doğu kökenli yabancı söz varlıklarının aslen uzun olan kapalı hecelerinin kısa söylenmesi eğilimi yaygınlaşmıştır. Söz gelişi, haya:t değil hayat; kara:r değil karar, ru:h değil ruh, saba:h değil sabah, zama:n değil zaman. Ancak bu yapıdaki kelimelerin çoğu, ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında aslen uzun olan son heceleri özgün söylenişine dönüşür: hayatı (haya:tı), kararı (kara:rı), ruhu (ru:hu), sabahı (saba:hı), zamanı (zama:nı) gibi. Sözlüğümüzün elinizdeki baskısında, hecenin açılması durumunda ortaya çıkan bu özellik şu şekilde gösterilmiştir: hayat a. (haya:tı), karar a. (kara:rı), ruh a. (ru:hu), zaman is.(zama:nı) vb.

Hem kalın hem de ince okunma özelliğine sahip olan l ünsüzünün söylenişinde sık sık yanlışlığa düşüldüğü görülmektedir. Bu yanlışlıkları ortadan kaldırmak amacıyla ince söylenmesi gereken l’nin okunuşu ayraç içinde belirtilmiştir: klasik, -ği a. (l ince okunur), laborant a. (l ince okunur), vals a. (l ince okunur) vb.

4. 1988 ve 1998 baskılarında madde başı sözlerin köken bilgisini gösterme konusuna ağırlık verilmişti. Bu baskıda da bütün yabancı söz varlıklarının hangi dilden geldikleri ve öz- XII gün biçimleri gösterilmeye çalışılmıştır: adliye a. Ar. ¤adliyye, ahu a. (a:hu:) Far. ¥h°, anarşi a. Fr. anarchie, sadrazam a. (sadra:zam) Ar. ¹adr + a¤©am, doping a. İng. doping, fok a. Fr. phoque, filiz a. Rum., forint a. Mac. forint, marina a. (mari'na) İt. marina, mart a. Lat., martini a. (marti’ni) İt. martini, kuruş a. Alm. Groschen, temel a. Rum., vasistas a. (va'sistas) Fr. vasistas

Köken bilgisinde, Doğu dillerinden alınan sözlerin özgün yazımı, uluslararası bilim çevrelerinde benimsenmiş bulunan çeviri yazısı alfabesine göre verilmiştir: alem a. Ar. ¤alem, hakikat, -ti a. (haki:kat) Ar. §a®³®at, Hüda a. (hüda:) Far. ¬ud¥, hudayinabit sf. (huda:yi:na:bit) Far. ¬ud¥y + Ar. -³ + n¥bit. Bitişik olarak yazılan ve iki kelimesi de aynı dilden olan sözlerin köken bilgisi verilirken iki kelimenin arasına (+) işareti konmuştur. şehriyar a. Far. şehr + y¥r vb.

Tek sözden veya bitişik kelimelerden oluşan madde başlarında köken bilgisi ayrıntılı olarak gösterilirken ayrı yazılan birleşik kelimelerde bu ilke uygulanmamıştır. Örnek olarak millî ekonomi maddesinde köken bilgisi verilmemiş, bu kelimelerle ilgili bilgiler, millî ve ekonomi maddelerinde yer almıştır. Ancak ayrı yazılmasına karşın birleşik sözü oluşturan sözler ayrıca madde başı olarak yer almıyorsa bu sözlerin köken bilgileri verilmiştir. nitrik asit Fr. acide nitrique, fort pense Fr. fort pince. Ayrıca Türkçe yapım ekleriyle oluşturulan yeni söz varlıklarının köken bilgilerinin verilmesine de gerek duyulmamıştır.

5. Madde başı sözler eğer herhangi bir bilim dalının veya alanın terimi ise bunlar kısaltma ile gösterilmiştir: anat. (anatomi), coğ. (coğrafya), ed. (edebiyat), fiz. (fizik), jeol. (jeoloji), kim. (kimya), sin. (sinema), sp. (spor) vb.

6. Madde başı sözlerin açıklanmasında bir başka incelik de kullanım sıklığı, eskilik ve halk dilinde yaşama özelliğidir. Yaygın kullanımdaki sözler için herhangi bir kısaltma verilmemiştir; eskilik için esk., halk arasında yaşayan sözler için hlk. kısaltmalarına yer verilmiştir. Ancak bu kısaltmalar kelimelerin türevlerinde kullanılmamıştır

7. Genellikle yaygın anlamlar önce, mecaz, argo, alay, hakaret ve öteki anlamlar sonra verilmiştir. Ardından deyimleşmiş veya kalıplaşmış biçimler anlamlarıyla, varsa örnekleriyle sıralanmış; atasözleri de bu bölüm içinde gösterilmiştir.

Ali Cengiz oyunu; Ali kıran baş kesen; Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye giydirmek gibi özel adlarla kurulmuş deyim ve atasözlerine de Türkçe Sözlük’te yer verilmiştir. Ancak bunların sözlükte yer alabilmesi için özel adın madde başı yapılması gerekmiştir. Söz gelişi, Ali Cengiz Oyunu deyimine yer verebilmek için Ali sözü madde başı olarak alınmıştır.

8. Madde başı olan söz sadece mecaz anlam taşıyorsa bu söz için mec. kısaltması kullanılmamıştır.

9. Sözlerin cümle içindeki kullanımlarını göstermek ve anlamlarına açıklık getirmek için Türk edebiyatının tanınmış yazarlarından seçme örnekler, tırnak içinde ve eğik yazıyla dizilerek verilmiştir. Herhangi bir örnek cümle, içindeki sözlerin zenginliği, kullanım güzelliği veya çarpıcılığından dolayı bazen birden fazla madde için örnek gösterilmiştir

10. Türkçe Sözlük’ün bu baskısında gönderme düzeninde ayrıca şu ilkeler benimsenmiştir:

a. Sözlerin kullanım sıklığı dikkate alınmış ve eş anlamlı sözlerden yaygın olanında tanım verilmiş; yaygın olmayan sözlerde ise tanım yerine karşılık verilmekle yetinilmiştir: mahcur sf. Kısıtlı; mahiye a. esk. Aylık; telaki a. esk. Buluşma, kavuşma; teşrinievvel a. esk. Ekim; teşrinisani a. esk. Kasım; uca (II) sf. hlk. Yüce; üstüvane a. esk. Silindir vb.

b. Dilde kullanımdan düşmüş olan kelimeler bk. kısaltması ile yaygın söz veya söz öbeklerine gönderilmiştir: ır a. bk. yır vb. Yaygın yanlışlar doğru biçimlerine gönderilmiştir: abi a. bk. ağabey; ayrıyeten zf. bk. ayrıca; muzur sf. Ar. mużirr bk. muzır vb.

c. Dilimize son zamanlarda girmekte olan Batı kökenli sözler özgün biçimiyle eğik olarak yazılmış, burada tanım verilmeyerek Türkçe karşılıklarına gönderme yapılmıştır: check-up a. İng. check-up tıp bk. tam bakım; factoring a. İng. factoring ekon. bk. alacaklandırma; tubeless sf. İng. tubeless bk. içsiz vb

ç. Birleşik sözler sözlükte ilk kelimesine göre abece sırasıyla yer almaktadır. ” biçiminde yer almaktadır.

Yazım ve Söyleyiş

1. Türkçede yalın biçimleri iki heceli olan vakit, sabır, meyil, şehir, hasım, resim, asıl, nehir, beyin gibi Doğu dillerinden, özellikle Arapçadan geçmiş bazı alıntı kelimelerin, ünlüyle başlayan bir çekim eki aldıklarında veya etmek, eylemek, olmak yardımcı fiilleriyle birleştiklerinde, ikinci hecelerindeki dar ünlü düşer: vakitim değil vaktim, sabırın değil sabrın, meyili değil meyli, şehire değil şehre, hasımı değil hasmı, resimi değil resmi, asılı değil aslı, nehire değil nehre, beyinim değil beynim; küfretmek, kasdetmek, kaybolmak, kahrolmak, zehrolmak , sabreylemek vb. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliklere uğrayan kelimeler madde başında vakit, -kti, sabır, -brı, meyil, -yli, şehir, -hri, hasım, -smı, resim, -smi, asıl, -slı, nehir, -hri, beyin, - yni biçiminde gösterilmiştir.

Yalın biçimleri iki heceli olan ve ikinci hecelerinde dar ünlü bulunan gönül, burun, ağız, karın, boyun, göğüs gibi bazı Türkçe kelimeler de ünlüyle başlayan çekim eki aldıklarında hece kaybına uğrar. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te gönül, -nlü, burun, -rnu, ağız, -ğzı, karın, -rnı, boyun, -ynu, göğüs, -ğsü biçiminde verilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

2. Sert ünsüzlerle biten bazı kelimelerin, ünlü ile başlayan ek almaları durumunda son sesleri yumuşar. Son sesteki bu değişme, açık, -ğı, barınak, -ğı, kürek, -ği, elek, -ği, araç, -cı, süreç ,-ci, söğüt, -dü, kanat, -dı, itimat, -dı, yurt, -du, kitap, -bı, hesap, -bı örneklerinde görüldüğü biçimde gösterilmiştir.

Ünlüyle başlayan ek aldıklarında son ünsüzü değişen Batı kökenli kelimeler de vardır. Bunlar için de lirik, mikrop, lort, lastik, gardırop, otomatik, komik, prensip örneklerini verebiliriz. Bu tür kelimeler de Türkçe Sözlük’te lirik, -ği, mikrop, -bu, lort, -du, lastik, -ği, gardırop, -bu, otomatik, -ği, komik, -ği, prensip, -bi biçiminde gösterilmiştir.

3. Yazımla ilgili bir başka sorun, Arapçadan dilimize geçen ve aslında ikiz ünsüz bulunduran kelimelerle ilgilidir. Türkçede son sesleri tek ünsüze dönüşmüş olan hak (hakk), his (hiss), zan (zann), ret (redd) gibi kelimelerin, ünlüyle başlayan ek almaları veya etmek, eylemek, olunmak yardımcı fiilleriyle birleşmeleri durumunda, yapılarında var olan çift ünsüzler yeniden ortaya çıkar: hak, hakkım; his, hissi, hissetmek, hissolunmak; zan, zannı, zannetmek, zannolunmak; ret, reddi, reddetmek, reddeylemek, reddolunmak. Türkçe Sözlük’te bu tür değişikliğe uğrayan kelimeler hak, -kkı; his, -ssi; zan, -nnı; ret, -ddi biçiminde gösterilmiştir.

4. Son ünlüsü kalın olmasına rağmen ince sıradan ek alan Doğu ve Batı kökenli kelimeler menfaat, -ti; saat, -ti; lügat, -ti; feragat, -ti; harf, -fi; hayal, -li; ihtimal, -li; istikbal, -li; rol, - lü; alkol, -lü; mareşal, -li; festival, -li biçiminde gösterilmiştir

5. Sonu p, ç , t , k ile biten özel adlar ünlü ile başlayan ek aldığında çoğunlukla son seslerinde yumuşama olur ancak bu değişim yazıda gösterilmez: Suruç, -ç’u; Gaziantep, -p’i; Güzelyurt, -t’u; Zonguldak, -k’ı biçiminde gösterilmiştir. Bu özel adların okunuşlarındaki değişiklik ise (su’rucu); (ga:zi'antebi); (güze'lyurdu); (zo’nguldağı) biçimlerinde belirtilmiştir.

Diğer Özellikler

Türkçe Sözlük’ün kullanımında yukarıda verdiklerimizin dışında başka bazı teknik özellikler de yer almıştır. Yapı bakımından birbirine benzeyen ve eş sesler bulunduran birçok kelime Türkçe Sözlük’te art arda gelmektedir: boy, çay, kalın, saf, sandal bu tür örneklerden birkaçıdır. Kaynakları ve anlamları farklı olan bu yapıdaki kelimeler boy (I), boy (II), boy (III); çay (I), çay (II); kalın (I), kalın (II), kalın (III); saf (I), saf (II); sandal (I), sandal (II), sandal (III) biçiminde Romen rakamlarıyla birbirlerinden ayrılmışlardır.

Cümlenin Öğeleri: Yüklem, Özne, Nesne, Dolaylı Tümleç, Zarf Tümleci, İlgeç Tümleci

Cümle; bir duyguyu, düşünceyi, olayı anlatan sözcük ya da sözcükler topluluğudur. Duygu, düşünce ya da olay anlatılırken cümlede her sözcük ya da sözcük grubu bir görev üstlenir, işte, sözcük ya da sözcük gruplarının birtakım görevler üstlenmesiyle cümle öğeleri ortaya çıkar. Bu öğeler şunlardır:

1) Yüklem
2) Özne
3) Nesne (Düz Tümleç)
4) Dolaylı Tümleç
5) Zarf Tümleci
6) Edat (İlgeç) Tümleci
7) Cümle Dışı Unsurlar

Örnek:

♦ Turistler güneş doğarken bu tepeden manzarayı seyreder.

  • seyreder (yüklem) ↔ Cümlede yapılan işi bildiren öğe
  • (Seyreden kim?) turistler (özne) ↔ Yüklemde bildirilen işi yapan öğe
  • (Neyi seyreder?) manzarayı (nesne) ↔ Yüklemde bildirilen işten etkilenen öğe
  • (Nereden seyreder?) bu tepeden (dolaylı tümleç) ↔ Yüklemin yapıldığı yeri, yönü gösteren öğe
  • (Ne zaman seyreder?) güneş doğarken (zarf tümleci) ↔ Yüklemin yapılış zamanını belirten öğe

Görüldüğü gibi, cümlenin temel öğesi yüklemdir. Öyleyse önce, cümlede asıl yargıyı bildirip cümlenin kurulmasını sağlayan yüklem bulunmalıdır. Sonra, yukarıdaki cümlede olduğu gibi, yükleme çeşitli sorular sorularak, onu çeşitli yönlerden açıklayan öteki öğeler bulunur. Buna göre, öğeleri bulurken belli bir yol izlenmelidir.

Cümlenin öğeleri bulunurken şu kurallara dikkat edilmelidir:

♦ Önce yüklem belirlenir, sonra yükleme çeşitli sorular sorularak öteki öğeler bulunur.

♦ Cümledeki söz öbekleri (isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, bileşik sözcükler, deyimler, ikilemeler, fiilimsi grupları, edat grupları…) bölünmez; tek bir öğe olarak gösterilir.

♦ Öğeleri buldurmaya yönelik sorular, cümle içinde, buldurduğu öğenin yerini tutar.

♦ Cümle dışı unsurlar (ünlem ifadeleri, bağlaçlar,  ara sözler, hitap sözcükleri) öğe olarak kabul edilmez.

YÜKLEM

Yüklem;kip ve kişi eki alıp iş, oluş, hareket bildirerek cümleyi bir yargıya bağlayan sözcük ya da sözcük öbeğidir. Yüklem, cümlenin temel öğesidir. Bir cümlenin varlığından söz edebilmek, yüklemin varlığına bağlıdır.

♦ Yüklem kip ve kişi eklerini alır. Buna göre yüklem, çekimli bir eylemden oluşabilir:

  • Bu kitapları kardeşim için alıyorum.
  • Bize yolu gösteren görevliye teşekkür ettik.

Bu cümlelerde “alıyorum” ve “teşekkür ettik” eylemleri kip ve kişi eki alarak cümleyi bir yargıya bağladığı için yüklemdir.

♦ Yüklemler, farklı yapılarda oluşturulmuş eylemlerden oluşabilir:

  • Bugün çocuklar için kek yapacağım. (Basit fiil)
  • Bayram geldiği için evi temizledik. (Türemiş fiil)
  • Cüzdanımı evde unuttuğumu fark ettim. (Birleşik fiil)
  • Bazılarınız futbol takımına seçilebilir. (Birleşik fiil)
  • Yazdığınız denemelere dün göz attım. (Birleşik fiil)

♦ Yüklem, ekeylem almış ad soylu bir sözcükten veya sözcük öbeğinden oluşabilir:

Aşağıdaki cümlelerde ad soylu sözcüklerden ya da sözcük öbeklerinden oluşan yüklemler koyu olarak yazılmış ve yüklemlerin türleri ayraç içinde belirtilmiştir.

  • Beni başarılı olacağıma inandıran kişi öğretmenimdi. (ad)
  • Bizim aldığımız arsa orasıdır. (işaret zamiri)
  • O şimdi nerededir? (soru zamiri)
  • Burada nehrin derinliği, iki metre kadardır. (edat öbeği)
  • Ben lisedeyken okul takımının kaptanıydım. (zincirleme ad tamlaması)
  • Elinizdeki kitap sanatçının başyapıtıdır. (belirtili ad tamlaması)
  • Onun kardeşi inşaat mühendisiymiş. (belirtisiz ad tamlaması)
  • Ocakta duranlar, bakır cezvelerdi. (takısız ad tamlaması)
  • Bizi buraya çeken şey, antika eşyalardı. (sıfat tamlaması)
  • Bahçedeki ağaçların düşmanı, bu küçük böcektir. (sıfat tamlaması)
  • Bu kütüphane, eski okul binasıdır. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Bülbül seslerinin doldurduğu şirin bir gül bahçesindeyiz. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Bu şiirler, ünlü halk şairlerinin en güzel şiirleridir. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Biz dost yüzüne hasret kalmış garip kimseleriz. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Bu, gökte uçuşan, bayrakların en güzelidir. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Ağaçların çiçek çiçek donandığı bir bahar ayındaydık. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)

ÖZNE

Özne, cümlede işi, oluşu, hareketi yapan veya olanı bildiren öğedir. Yükleme “kim? – ne?” soruları sorularak bulunur.

  • Öğrenciler sahnedeki arkadaşlarını alkışladılar. (Alkışlayan kim? / Öğrenciler)
  • Dolabın bütün rafları romanlarla doluydu. (Dolu olan ne? Dolabın bütün rafları)

Bu cümlelerin birincisinde, yükleme (alkışladılar) “kim” sorusu sorularak “işi yapan öğe” yani özne bulunuyor. İkinci cümlede de ad soylu bir sözcük olan yükleme (doluydu) “ne” sorusu sorularak özne bulunuyor. Bu sorular yükleme doğrudan değil de “alkışlayan kim, dolu olan ne” biçiminde sorulursa özne doğru olarak bulunur.

♦ Özne, ad soylu sözcük veya sözcük öbeğinden oluşabilir:

Aşağıdaki cümlelerde, özneler, koyu olarak yazılmış, öznelerin türleri ayraç içinde belirtilmiştir.

  • Simitçi, simitleri tablasına yerleştiriyor. (ad)
  • Onlar, buraya yıllar önce taşınmış. (kişi zamiri)
  • bunları sana kim anlattı? (soru zamiri)
  • Bu sorunun cevabını çoğumuz bilemedik. (belgisiz zamir)
  • Eskiler, köy okulunun yapılış yıllarını hatırlıyor. (adlaşmış sıfat)
  • Kitabın kapağı hemen dikkat çekiyordu. (belirtili ad tamlaması)
  • Uçak biletleri daha da ucuzlayacakmış. (belirtisiz ad tamlaması)
  • Okulun spor salonu henüz faaliyete geçmemiş. (zincirleme ad tamlaması)
  • Yaşlı insanlar, sabah sabah banka kuyruğunda bekliyor, (sıfat tamlaması)
  • Okuduğum son kitabın konusu beni hemen sarmıştı. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)
  • Karın lapa lapa yağışını seyretmek çok güzeldi. (fiilimsi grubu)
  • Beğenilen romanları televizyon filmi haline getiren yönetmenler edebiyata kötülük yapmaktadır. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş eylemsi grubu)
  • Okulda, uyuşturucu maddeler ile ilgili bir konferans verilmesi öğrenciler için iyi olmuştu. (fiilimsi grubu)
  • Üniversitemizin çeşitli fakültelerinden mezun olan birçok genç şimdi önemli kurumlarda çalışıyor. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş eylemsi grubu)
  • Bütün öğrencilerin bir yıl boyunca çalışarak hazırlandığı bilim olimpiyatında başarı kazananlar, havaalanında kalabalık bir grup tarafından karşılandı. (sıfat ve ad tamlamalarından oluşmuş sözcük öbeği)

Dikkat!

♦  Cümlede yazılmayan, yüklemdeki kişi ekinden anlaşılan öznelere “gizli özne” denir. 

  • En kısa zamanda size uğrarız. (Uğrayan kim? – Biz)
  • Biraz olsun annenizin sözünü dinleyin. (Dinleyen kim? – Siz)
  • Dilden dile dolaşan bir şiirdi. (Ne, dilden dile dolaşan bir şiirdi? – O)

Dikkat!

♦ Cümledeki hitap sözleri öğe olarak kabul edilmez.

Bu sözler cümle dışı unsurdur.

  • Murat, bugünlerde çok çalışıyorsun.

Bu cümlede “Murat’ hitap sözü olduğundan özne değil, cümle dışı unsurdur. Cümlenin öznesi ise gizli özne “sen”dir.

NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)

Nesne, öznenin yaptığı işten etkilenen öğedir. Yükleme sorulan “neyi? – kimi?” sorularıyla belirtili nesne, “ne?” sorusuyla belirtisiz nesne bulunur. Nesne, yüklemi eylem olan cümlelerde aranmalıdır. Özneyle nesneyi karıştırmamak için önce özne, sonra nesne bulunur.

1) Belirtili Nesne (Neyi? – Kimi?)

  • Kardeşim için bu saati beğendim.
  • Babam kardeşimi bu okula yazdırmış.

Bu cümlelerin birincisinde yükleme (beğendim) “neyi” sorusu sorularak, İkincisinde yükleme (yazdırmış) “kimi” sorusu sorularak “yapılan işten etkilenen öğe” yani nesne bulunuyor. Bu cümlelerde nesneler belirli bir varlığı karşılamaktadır. Aşağıdaki cümlelerde belirtili nesneler koyu yazılmıştır.

  • Evden geç çıkınca yine otobüsü kaçırdım.
  • Bu filmi yıllar önce seyretmiştim.
  • Alışveriş listesini yazarken neyi unuttun?
  • Ünlü şairin son kitabını merakla bekliyoruz.
  • Bir görevli bu salondan çıkmamız gerektiğini söyledi.

2) Belirtisiz Nesne (Ne?)

  • Kardeşim için bir saat beğendim.

Bu cümlede yükleme (beğendim) “ne” sorusu sorularak “yapılan işten etkilenen öğe” yani nesne bulunuyor. Bu cümlede nesne herhangi bir varlığı karşılamaktadır. Aşağıdaki cümlelerde belirtisiz nesneler koyu olarak yazılmıştır.

  • Belediye her sokak başına çöp kutusu koydu.
  • Dedem bize yine ilgi çekici bir anısını anlattı.
  • O sana yurtdışından ne gönderecek?
  • Tatilde birbirinden heyecanlı polisiye romanlar okudum.

Dikkat!

  • Kuşlar bize hüzün dolu şarkılar söylüyor. (Söyleyen ne? / kuşlar: özne)
  • (Kuşlar ne söylüyor? / hüzün dolu şarkılar: nesne)

Bu cümlede özne de nesne de yükleme sorulan “ne” sorusunun cevabıdır. “Ne” sorusunu yükleme doğrudan sormayıp “Söyleyen ne?” biçiminde sorarsak özneyi doğru buluruz. Daha sonra “ne” sorusunu özneyle birlikte “Kuşlar ne söylüyor?” biçiminde sorarsak nesneyi doğru bulmuş oluruz.

DOLAYLI TÜMLEÇ

Dolaylı tümleç, yüklemi; yer, yön bakımından tamamlayan öğedir. Yükleme sorulan “kime, kimde, kimden, nereye, nerede, nereden, neye, neyde, neyden” sorularının cevabı olur. Bu sorulara göre, dolaylı tümleç olan öğe “-e, -de, -den” durum eklerinden birini alır.

  • Bütün yolcular arabaya bindi.

Bu cümlede “arabaya” sözcüğü, yükleme sorulan “neye” sorusuna cevap verdiğinden dolaylı tümleçtir. Aşağıdaki cümlelerde dolaylı tümleçler koyu olarak yazılmıştır.

  • Bahçe sahibini gören çocuklar hemen ağaçtan atladı.
  • Salonun duvarlarında çeşitli tablolar asılıydı.
  • Sırası gelen çocuk şiirini okumaya başladı.
  • Birçok edebiyat dergisinde ünlü sanatçı ile ilgili yazılar var. Hafta sonu yapacağımız geziden söz ediyorduk.
  • Bir kişi küçük kulübede oturan bekçilere soru sordu. Güneş yüzünü gösterince biraz dışarıya çıktık.
  • Sanatçının son yazısından ben bir şey anlamadım.
  • Şirkette yirmi yılını dolduran herkese altın saat hediye etti.
  • İki bin yıl önce kurulan şehirde birçok tarihi eser var. Burada bütün evler topraktan yapılmış.
  • Çektirdiği resimleri büyük bir albümde toplamış.
  • Gece gündüz çalışan bu gençlerden çok şey bekliyoruz. Siz öyle neye bakıyorsunuz?
  • Bu ödevi yaparken kimden yardım alabilirim?

Uyarı!

Cümlede “-e, -de, -den” eklerinden birini alan her öğe, dolaylı tümleç değildir. Bir öğenin, dolaylı tümleç olması için, bu ekleri almasının yanında yukarıda sıralanan sorulardan birinin cevabı olması gerekir.

  • Şehir fırtınadan çok etkilenmiş. (Şehir neyden etkilenmiş? / fırtınadan, dolaylı tümleç)
  • Fırtınadan birçok ev yıkılmış. (Birçok ev neden (niçin) yıkılmış? / fırtınadan, zarf tümleci)

Bu cümlelerin birincisinde “-den” ekini alan “fırtına’’ sözcüğü; “neyden” sorusunun cevabı olduğu için dolaylı tümleç, İkincisinde “neden (niçin)” sorusunun cevabı olduğu için zarf tümlecidir.

ZARF TÜMLECİ

Zarf Tümleçleri, yüklemi; durum, zaman, miktar, yer-yön ve sebep gibi yönlerden tamamlayan öğelerdir. Yükleme sorulan “nasıl, ne zaman, ne kadar, neden, niçin, niye” sorularıyla bulunur.

  • Okuldan eve yürüyerek giderdim.
  • Daha hava aydınlanmadan yola çıkardım.

Bu cümlelerin birincisinde “yürüyerek” sözcüğü, yüklemi durum yönünden; İkincisinde “daha hava aydınlanmadan” sözü yüklemi zaman yönünden tamamladığından zarf tümlecidir. Aşağıdaki cümlelerde zarf tümleçleri koyu yazılmıştır.

  • Karnımız acıkınca eve koşardık.
  • Akşam çocukları dedelerine götüreceğim.
  • O zamanlar bu yolculuk bir ay kadar sürüyormuş.
  • Karlara bata çıka oyunlar oynardık.
  • Sizin işlerinizle birazdan ilgileneceğiz.
  • Yaşlı kadın, sevinçten ağlıyordu.
  • Ben üzüntüden ne yaptığımı biliyor muyum?
  • Hâlâ bursla ilgili bir haber bekliyoruz.
  • Burası mayısta yemyeşil olur.

♦ Bir cümlede birden fazla zarf tümleci bulunabilir.

  • Akşamları buradan otobüse zor biniyorum. Ne zaman biniyorum? (akşamları); Nasıl biniyorum? (zor)
  • İşimiz bitince şehirdebiraz gezdik. Ne zaman gezdik? (işimiz bitince); Ne kadar gezdik? (biraz)

Uyarı!

♦ Yer-yön zarfları ek alırsa zarf tümleci olmaz. Aldığı eklere göre, öğe olarak değişik görevler üstlenir.

  • Seninle dışarıya çıkalım. (dolaylı tümleç)
  • Dışarısı oldukça soğukmuş. (özne)
  • Pencereden dışarıyı seyrediyor. (nesne)
  • Biraz dışarı çıkın. (zarf tümleci)

Bu cümlelerin birincisinde “dışarıya’’ sözcüğü, “nereye” sorusunun cevabı olduğu için dolaylı tümleç; İkincisinde “dışarısı” sözcüğü, “ne” sorusunun cevabı olduğu için özne; üçüncüsünde “dışarıyı” sözcüğü, “neyi” sorusunun cevabı olduğu için nesne; dördüncüsünde “dışarı” sözcüğü, yer-yön belirteci olduğu için zarf tümlecidir.

EDAT (İLGEÇ) TÜMLECİ

Edat (ilgeç) tümleçleri, yüklemi; amaç, araç, birliktelik, neden yönlerinden tamamlayan “ile, için” ilgeçleriyle oluşturulmuş öğelerdir. Yükleme sorulan “ne ile? kiminle? ne için? kimin için?” sorularıyla bulunur.

  • Bu yıl bizim memlekete uçakla gideceğiz.

Bu cümlede “uçakla” sözcüğü “neyle” sorusuna cevap verdiğinden ve yüklemi araç yönünden tamamladığından ilgeç tümlecidir. Aşağıdaki cümlelerde ilgeç tümleçleri koyu renkle gösterilmiştir.

  • Bundan sonra işe tramvayla gideceğim. (Ne ile?)
  • Yetkili biriyle görüşmek istiyorum. (Kiminle?)
  • Müdür bey benimle görüşecekmiş. (Kiminle?)
  • Ben dostlarım için her şeyi yaparım. (Kimin için?)

Ayrıca bakınız ⇒

CÜMLENİN ÖGELERİ

Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

        A.Cümle büyük harfle başlar: Ak akçe kara gün içindir.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. (Atatürk)

Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem vb.) konur:

Atatürk “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”diyor.

Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)

        UYARI: İki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle baş­lamaz:

        Bir zamanlar -bu zamanlar çok da uzak değildir, bundan on, on iki yıl önce- Türk saltanatının maddi sınırları uçsuz bucaksız denilecek ka­dar genişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

        Bu sefer de onları -her zamanki yerlerinde bulmak ihtimaliyle- farkında olmadan aramıştım. (Ahmet Hamdi Tanpınar)

İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar:

        Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir. (Cenap Şahabettin)

UYARI: İki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler sıra­landığında bunlar büyük harfle başlamaz:

Bu eskiliği siz de çok evde görmüşsünüzdür: duvarlarda çiviler, çivi yerleri, lekeler… (Memduh Şevket Esendal)

UYARI: Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime özel ad değilse büyük harfle başlamaz: 2007 yılında Türk Dil Kurumunun 75. yılını kutladık.

Örnek niteliğindeki kelimelerle başlayan cümlede de ilk harf büyük yazılır: “Banka, bütçe, devlet, fındık, kanepe, menekşe, şemsiye” gibi yüzlerce ke­lime, kökenleri yabancı olmakla birlikte artık dilimizin malı olmuştur.

“Et-, ol-” fiilleri, dilimizde en sık kullanılan yardımcı fiillerdir.

B. Dizeler büyük harfle başlar:

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

        Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. (Muhibbi)

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. (Mehmet Akif Ersoy)

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik. (Yahya Kemal Beyatlı)

C. Özel adlar büyük harfle başlar:

1. Kişi adlarıyla soyadları büyük harfle başlar: Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Kâzım Karabekir, Ahmet Haşim, Sait Faik Abasıyanık, Yunus Emre, Karacaoğlan, Âşık Ömer, Wolfgang von Goethe, Vilhelm Thomsen vb.

Takma adlar da büyük harfle başlar: Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), AkaGündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık) vb.

2. Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve lakaplar büyük harfle başlar: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Dr. Alâaddin Yavaşça; Sayın Prof. Dr. Hasan Eren; Mustafa Efendi, Zeynep Hanım, Bay Ali Çiçekçi; Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Genç Osman, Deli Petro vb.

Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan kelimeler büyük harfle baş­lar: Baba Gündüz, Dayı Kemal, Hala Sultan, Nene Hatun; Gül Baba, Susuz Dede, Telli Baba vb.

UYARI: Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar: Tülay ablama gittim. Ayşe teyzemin keki çok güzel.

3. Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle baş­lar: Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali dün kabul etti.

        4. Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük harfle başlar:

Sayın Bakan,

Sayın Başkan,

Sayın Rektör,

Sayın Vali,

        Mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:

        Sevgili Kardeşim,

Aziz Dostum,

Değerli Dinleyiciler,

5. Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar: Boncuk, Fındık, Minnoş, Pamuk vb.

6. Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar: Alman, Arap, İngiliz, Japon, Rus, Türk; Kazak, Kırgız, Oğuz, Özbek, Tatar; Hacımusalı, Karakeçili vb.

7. Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar: Türkçe, Almanca, İngilizce, Rusça, Arapça; Oğuzca, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, Tatarca vb.

8. Devlet adları büyük harfle başlar: Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Azerbaycan, Kırım Özerk Cumhuriyeti vb.

9. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle başlar: Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi; Katoliklik, Katolik vb.

10. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar: Tanrı, Allah, İlah, Cebrail, Zeus, Osiris, Kibele vb.

UYARI: “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları. Müzik dünyasının ilahı.

“Amerika’da kaçakçılığın allahları vardır.” (Tarık Buğra)

11. Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar: Merkür, Neptün, Satürn; Halley vb.

UYARI: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldıklarında küçük harfle başlar:

Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Hüseyin Cahit Yalçın)

12. Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk harfleri büyük yazılır: Batı medeniyeti, Doğu mistisizmi vb.

UYARI: Bu sözler yön bildirdiğinde küçük yazılır: Bursa’nın doğusu, Ankara’nın batısı vb.

13. Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar: Afrika, Asya; Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu; İstanbul, Taşkent; Turgutlu, Ürgüp; Akçaköy, Çayırbağı; Bahçelievler, Kızılay, Sarıyer vb.

14. Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar: Ağrı Dağı, Aral Gölü, Asya Yakası, Çanakkale Boğazı, Dicle Irmağı, Ege Denizi, Erciyes Dağı, Fırat Nehri, Süveyş Kanalı, Tuna Nehri, Van Gölü, Zigana Geçidi vb.

UYARI: Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar: Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl beldesi, Taflan köyü vb.

15. Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar: Halit Rifat Paşa Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Karaköy Meydanı, Zafer Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Ziya Gökalp Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Cemal Nadir Sokağı, İnkılap Sokağı vb.

16. Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün ke­limeleri büyük harfle başlar: Dolmabahçe Sarayı, İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Alanya Kalesi, Galata Köprüsü, Mostar Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi, Bilge Kağan Anıtı vb.

17. Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının ilk harfi büyük yazılır: Hisar’dan, Boğaz’dan, Köşk’e vb.

18. Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi; Anadolu Kulübü, Mavi Köşe Bakkaliyesi; Türk Ocağı, Yeşilay Derneği, Muharip Gaziler Derneği, Emek İnşaat; Bakanlar Kurulu, Türk Dili Dergisi Yayın Danışma Kurulu, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü vb.

19. Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar: Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği vb.

20. Kurum, kuruluş, kurul, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük, yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle baş­lar:

Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim’de toplanır. Bu yıl ise Meclis, yeni döneme erken başlayacak.

Türk Dil Kurumu çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, Kurumun 21 Mayıs 2009 tarihinde Kars’ta düzenlediği toplantıda kullanıma açıldı.

2876 sayılı Kanun bu yıl yeniden gözden geçiriliyor.

Yazarlara ödenecek telif ücreti, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir. Yapılan işlem Yönetmelik’in 4’üncü maddesine aykırı düşmektedir.

21. Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi büyük harfle başlar: Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Anadolu Notları, Sinekli Bakkal; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmî Gazete, Hürriyet, Milliyet, Türkiye, Yeni Asır; Kaplumbağa Terbiyecisi; Yorgun Herkül; Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı vb.

UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tab­losu vb.

UYARI: Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır: Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Turfanda mı, Turfa mı?, Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başa ya Kuzgun Leşe, Ben de Yazdım, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu vb. Özel adın tamamı büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki de büyük harfle yazılır: DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ vb.

22. Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar: Cumhuriyet Bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Nevruz Bayramı, Miraç Kandili;Anneler Günü, Öğretmenler Günü, Dünya Tiyatro Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez vb.

23. Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin ilk harfi büyük yazılır: VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni, Karamanlı Türkçesi Araştırmaları Çalıştayı vb.

24. Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar: Kurtuluş Savaşı, Millî Mücadele, Cilalı Taş Devri, İlk Çağ, Lale Devri, Cahiliye Dönemi, Buzul Dönemi, Millî Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi’nin, Tanzimat Dönemi’nde vb.

25. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı, Bursalı vb.

UYARI: Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz: acem (Türk müziğinde bir perde), hicaz (Türk müzi­ğinde bir makam), nihavent (Türk müziğinde bir makam), amper (elektrik akımında şiddet birimi), jul (fizikte iş bi­rimi), allahlık (saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokken kahra­manlık göstermeye kalkışma) vb.

UYARI: Para birimleri büyük harfle başlamaz: avro, dinar, dolar, lira, kuruş, liret vb.

UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.

UYARI: Müzikte kullanılan makam ve tür adları büyük harfle başlamaz: acemaşiran, acembuselik, bayati, hicazkâr, türkü, varsağı, bayatı vb.

26. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar: Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Frenk gömleği, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Van kedisi vb.

Ç. Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 29 Ekim 1923, 28 Aralık 1982’de göreve başladı. Lale Festivali 25 Haziran’da başlayacak.

Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar: Okullar genel­likle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar. Yürütme Kurulu toplantı­larını perşembe günleri yaparız.

D. Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar: Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Başkan, Doktor, Otobüs Durağı, Dolmuş Du­rağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok vb.

E. Kitap, bildiri, makale vb.nde ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.

        F. Kitap, dergi vb.nde bulunan resim, çizelge, tablo vb.nin altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta konmaz.

Kitap Ayracı Sözleri

Kitap Ayracı Sözleri Kitap insanların her zaman en yakın dostu olmuştur. Bakış açımızı genişletmek, bilgi dağarcığımı artırmak için kitap okumalıyız. Kitapların vazgeçilmez bir parçası ise hep kitap ayraçları olmuştur. Çok güzel ve kişiye özel tasarım ayraçlar dahi yapılabilmektedir. Bazı ayraçlar ise daha sade şekilde olmakta ve üzerinde edebiyatçılardan alıntı Güzel sözlerde yazmaktadır. Tasarım ayraçlar kitap dostu birisine verilebilecek güzel bir hediye olabilmektedir.

Kitap ayraçları, hangi sayfada kaldığımızı bir sonraki okumaya kadar satırların arasında asker gibi bizi bekler. Bazen kitapta kaldığımız yerleri sadece ayraçla belirtmeyiz. O an yanımızda bulunan herhangi bir objeyi bile kaldığımız sayfayı karıştırmamak için kitabın arasına koyarız. Bazı kitapların ise zaten kendisiyle bir bütün olarak basılmış ayraçları da vardır. Aynı zamanda insanlar kendi ayraçlarını da diledikleri şekilde yapabilmektedir. Renkli bir kartonun veya renkli yapışkanlı kağıtların üzerine kitap ayracı sözleri yazılıp kullanılabilmektedir. Bu kullanılan edebi sözlerle birlikte tasarlanan kitap ayraçları da bir nevi sanat eseri sayılabilmektedir. Bu sayede ayraçlar da hayatımızda önemli bir yere sahiptir.

Kitap Ayracı Sözleri

Kitap Ayracı Sözleri

  • Her yara kitap ayracı gibi durur hayatımızda. Nerede kalmıştık deriz, devam ederiz.
  • Aklınla gör, kalbinle işit.
  • Gerçeğin savunmaya ihtiyacı yoktur.
  • Duvarı nem, insanı gam yıkar.
  • Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
  • Kalan yerini, giden yolunu bilir.
  • Gençlik baharının sonu, ihtiyarlık kışıdır.
  • Kitap karıştırmayan ortalık karıştırır.
  • En huzurlu yalnızlığı kitap ayraçları yaşıyor.

Başlangıcı olan bir şey, nasıl olsa biter.

Okumayı hiçbir hazineye değişmem. E. Gibbon

Bak, gör, anla; bunlar olmadan bir hiçsin.

Kitap okumak iptiladır. Müptelalara selam olsun!

Neye yarar yaşamak, bir tek dostumuz yoksa.

Unutmayın, mükemmelliğin arkasında korku yatar.

Her şeyi bilmene gerek yok, haddini bil yeter.

Kitaplar uygarlığa yol gösteren ışıklardır. Roosevelt

Geçmişi bir kitap gibi kullanın, eviniz gibi değil.

Bazıları mutluluk peşinde koşar, diğerleri ise yaratır.

Aslında bizler rüyaların yapıldığı kumaştanız.

Kitap ayracı gibi bazı insanlar, kitabın içindedir sürekli.

İnsanlık öyle bir elbisedir ki, herkese olmaz.

Ben kapanmış defterin ortasında solan kuruyan gülüm.

Kitap cehaleti beyninden vuran en büyük silahtır.

Sen ve ben derken aramıza giren bağlacı bile suçladım.

Bizim şekva ettiğimiz hayata gıpta ile bakanlar var.

Deneyen kaybedebilir ama denemeyen zaten kaybetmiştir.

İnsanın aklı kadar edebi, edebi kadar ederi vardır.

Fedakarlık olarak yaptığın şeyler üzerine vazife olarak kalır.

Yalnız kaldığında ağlayabilen bütün insanlar masumdur.

İnsanın köründen korkma, bakıp da görmeyeninden kork.

Aşk birbirine bakmak değil, birlikte aynı yöne bakmaktır.

Çiçeğin suya ihtiyacı vardır ama çok sularsanız ölür gider.

Hayatına bir yön vereceksen, direksiyonda sen olmalısın.

Kitaplar zamanın büyük denizinde dikilmiş deniz fenerleridir.

Keşke kelimesi yerine bir dahaki sefere demeyi dene.

İncitme kimseyi, dünya fanidir. Bilinmez gelişi, ölüm anidir.

Kitaplar da dost gibidir, az fakat iyi seçilmiş olmalıdır.

Sevmekten vazgeçtiğin an, ruhunu yok etmeye başladığın andır.

Sen ve ben derken aramıza giren bağlacı bile suçladım.

İnsanı olgunlaştıran yaşı değil yaşadıklarıdır. Necip Fazıl Kısakürek

İnsanı ayakta tutan iki şey vardır; alışmak ve unutmak.

Her yara kitap ayracı gibi durur hayatımızda. Nerede kalmıştık deriz, devam ederiz.

Birçok insan, mutlu olduğunu bilmediği için mutsuzdur.

Kitap ayracına bir dolar vermek yerine niye, doları kitap ayracı yerine kullanmak varken. Steven Spielberg

İnsanı yok eden ne idealleri ne umutları ne de yaşadıklarıdır. Sadece gördüklerinden ibaret.

Etiketler: anlamlı kitap ayracı sözleri • güzel sözler • Kitap arasına yazılacak güzel Sözler • kitap ayracı ile sözler • Kitap Ayracı modelleri • Kitap Ayracı Sözleri • kitap ayracı sözleri aşk • Kitap Ayracı Sözleri ingilizce • Kitap Ayracı Sözleri Kısa • kitap ayracı sözleri komik • kitap ayracı sözleri pinterest • Kitap Ayracı Yapımı • Kitap okumakla ilgili sözler • Kitaplarla ilgili Sözler • Yazili Kitap Ayraçları

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır