Sezeryan Sonrası Büyük Tuvalete Çıkmak Için Ne Yapmalı

Hamilelikte vücutta meydana gelen hormonal değişimler ve bebeğin bağırsaklara uyguladığı baskı nedeniyle bağırsak hareketlerinde de farklılıklar görülebiliyor. Doğumdan sonra görülen kabızlık ise birçok yeni anneyi rahatsız edebiliyor.

Doğumdan sonra kabızlık, çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir:

Sezaryen: Ameliyattan sonra sindirim sisteminin tekrar normal bir şekilde çalışmaya başlaması 3 ila 4 gün kadar sürebilir.

Anal sfinkter veya pelvik taban kaslarında hasar: Doğum sırasında kaslarda meydana gelen esnemeler, vücudunuzun bağırsaklarınızı verimli bir şekilde hareket ettirmesini zorlaştırabilir.

Dehidrasyon veya sıvı eksikliği: Doğum sırasında su içmemenize, kusmaya veya kan kaybı yaşamanıza bağlı olarak vücutta (ve dışkıda) su olmaması, vücudun boşaltım sürecini yavaşlatır.

Hormonal değişiklikler: Hamileyken başlayan ve doğumdan hemen sonra da devam eden hormonal değişiklikler bağırsak fonksiyonunu yavaşlatabilir.

Demir takviyesi: Aneminiz varsa, kullanmanız gereken demir ilaçları da dışkı geçişini yavaşlatır.

Yemek yememek: Doğum doğum sırasında yemek yememeye tepki olarak vücudun normal ritimleri yavaşlar.

Perine ağrısı: Doğumda epizyotomi yapıldıysa, doğum sonrasında hemoroid oluştuysa veya doğum sırasında esneme (veya yırtılma) nedeniyle perine bölgenizde ağrınız varsa, tuvaletinizi yapmaktan çekiniyor olabilirsiniz. Dikişlerinizi yırtmaktan veya daha fazla acı çekmekten korkuyorsanız, bu korku dışkı tutmanıza neden olabilir.

Doğum sırasında ağrı kesici veya epidural kullanmak: İlaçların, özellikle sistemik narkotiklerin sindirim sistemini yavaşlattığı bilinmektedir.

Lohusalıkta kabızlık ile baş etmek için, öncelikle beslenmenize ve sıvı alımınıza dikkat etmeniz gerekir. Meyveler, sebzeler ve tam tahıllar gibi bol lifli gıdalar tüketmek, sindirim sisteminizin verimli bir şekilde çalışabilmesi için önemlidir. Aynı zamanda bolca (günde en az bardak kadar) su içmeniz de gerekir.

Doğumun hemen ardından gün içerisinde tuvalete çıkamamanız normal kabul edilir, ancak üçüncü günden sonra bağırsaklarınızın yeniden çalışmaya başlaması önemlidir. Perine bölgenizdeki hassasiyet sizi korkutuyor olsa bile, fazla ıkınmadan oturarak yavaşça tuvaletinizi yapmaya çalışmalısınız.

Bebeğinize kavuştuktan sonra sürekli onunla birlikte uzanıp dinlenmek istemeniz çok normaldir, ancak arada sırada kalkıp yürümeyi ihmal etmemeniz gerekir. Özellikle sezaryen sonrası iyileşme döneminde hareket etmek kolay görünmese de, bağırsak hareketlerinizi desteklemek için evin içinde bile olsa yürümeye çalışmanız önemlidir.

Lohusalıkta kabızlık sorunu genellikle bu basit önlemlerle geçecektir, ancak doğumdan sonraki üçüncü günde hala hiç bağırsak hareketi hissetmiyorsanız, doktorunuza danışmanız önerilir. Ayrıca dışkıda kan veya mukus, rektal kanama, vulvada ve perinede şiddetli ağrı ve şişkinlik, şiddetli mide ağrısı gibi şikayetleriniz olursa da muhakkak doktorunuza haber vermeniz gerekir.

Kaynak: seafoodplus.info

Dr. Kağan Kocatepe'nin youtube kanalında hazırladığı video içeriğinin transkripsiyonu (video sayfanın en aşağılarında)

Sezaryen ile doğumdan sonra öksürme durumunda, hapşırma durumunda, ayağa hızlı kalkma durumunda, herhangi bir durumda anneler, yeni anneler dikişlerin atmasından korkarlar. Ondan sonra işte:

"Öksürdüm birden ağrımaya başladı.",

"Hapşırdım birden ağrımaya başladı.",

"Tuvalette biraz zorladım kendimi ağrımaya başladı.",

"Ayağı hızlı bir şekilde kalktım ağrımaya başladı.",

ondan sonra işte

"Biraz yoruldum. Bebeğim beni biraz yordu ağrımaya başladı.",

"Acaba dikişlerim atmış mıdır?"

"Dikişlerim acaba kopmuş mudur?" diye

çoğu anne adayı, anne diyelim, çoğu anne endişe eder.

Böyle bir şey mümkün mü? Elbetteki mümkün ama çok olağan bir şey değil.

Bir kere öncelikle bu dikiş atmasından şüphelenilen yer anneler derlerki "İç dikişlerimin atmasından şüpheleniyorum." diye. İç dikişler - derken burada aslında en riskli dikiş cilt dikişinden daha ziyade, cilt altı dikişinden daha ziyade fasya dediğimiz kasların kılıflarının dikişi.

En çok yüke orası maruz kalıyor ve o yüzden de en sağlam ipliklerle dikiliyor mutlaka. Bu fasya dikişinin atması teknik bazı sorunlara bağlı olabilir. İşte dikiş herhangi bir yerinden teknik olarak zayıf olabilir, imalat nedeniyle ama çok çok çok ender görülen bir şey. Biz zaten elimize alınca şöyle bir bakıyoruz sağlamlığına.

Onun dışında gerçekten çok ciddi anlamda bir efor sarf etmiş olabilir karın içi basıncını artıracak ama bu çok olağan bir şey değil.

O fasyaya koyduğumuz dikişlerin günlük aktivitelerle bunlar daha abartılı bile olsa normal günlük aktiviteye göre işte öksürmek, hapşırmak, ayağa kalkmak, yorulmak, tuvalette zorlanmak gibi şeyler nedeniyle bu dikişlerin atma olasılığı son derece az.

Kaldı ki dikişler attığı zaman mutlaka ve mutlaka, çoğunlukla diyelim bir belirti verir.

Bir kere öncelikle fasya dikişleri attığı zaman, kas kılıfı dikişleri attığı zaman büyük olasılıkla bunun arkasından tabii ki bu çok çok ender görülen bir şey buna dehisans adını veriyoruz.

Yani dehissans demek organların dışarıya çıkması demek. Bu sizi korkutmasın. Çok çok az görülen bir şey.  Pfannenstiel adını verdiğimiz o yatay kesite özellikle çok az görülen bir şey.

Bağırsakların dışarı çıkması, cilt dikişlerinin açılması falan bunlar çok ender görülen şeyler.

Özet olarak söyleyecek olursak eğer:

günlük hayatın abartılmış aktiviteleri nedeniyle, yeni annenin günlük hayatının biraz daha fazla aktiviteleri nedeniyle veya günlük aktivitelerin, o aktivite sonrasında  "Öksürdüm ağrımaya başladı. Acaba dikişim atmış mıdır?" diye bu nedenlere bağlı olarak dikişlerin atma olasılığı son derece azdır ve beraberinde mutlaka bazı anormal bulgular da hemen arkasından gelir ama dediğim gibi o bulguları da böyle sürekli olarak gözlemlemenin bir anlamı yok.

Dikişlerin atma olasılığı özellikle de şu yatay kesit dediğimiz Pfannenstiel insizyonunda o kuvvetli ipliklerle dikildiği zaman son derece azdır.

Sezaryen Dikişleri İle İlgili Ek Bilgiler:

İLGİLİ KONULAR:

Video: Sezaryen dikişleri öksürme, hapşırma, yorulmayla açılabilir mi? Dikişlerin koptuğu nasıl anlaşılır?

Doğum, anneler için heyecanla beklenen bir kavuşma anıdır. Doğum yapmak zor olduğu kadar, doğumdan sonraki süreçte karşılaşılan bazı durumlar da sıkıntı oluşturabilir. Sezaryen sonrası kabızlık, annelerin büyük bir çoğunluğunun yaşadığı yaygın sorunlardan biridir. Genel olarak kısa süren bir problem olsa da, çok zorlayıcıdır ve anneye sıkıntı verir. Kabızlığın pek çok farklı sebebi bulunur. Bazı kişilerin sindirim sisteminden kaynaklanır iken, bazı kişilerin doğum öncesi aldığı ilaçlardan ya da beslenme şeklinden kaynaklanır. Çok korkulması gereken bir durum olmasa da, en kısa sürede müdahale edip bu sorunun geçmesi için vücuda yardımcı olmak gerekir. Evde kolayca yapabileceğiniz pratik ve doğal çözümlerle kabızlıktan kolayca kurtulabilirsiniz.

Sezaryen Sonrası Kabızlık Sebepleri

Sezaryen sonrası kabızlık oluşmasının en önemli sebebi bağırsakların ve kasların tembelleşmesidir. Sezaryen ameliyatı için alınan ilaçlar vücudun tembelleşmesine sebep olur. Bu yüzden ameliyatı takip eden birkaç gün içinde kabızlık görme ihtimali yüksektir. Bunun yanında, hamilelik döneminde ya da doğumdan sonra alınan bazı demir ilaçları da kabızlığa yol açabilir. Hamilelikte yoğun miktarda salgılanan progesteron hormonu, bağırsakların çalışma temposunu azaltır ve bu sebeple kabızlık oluşur. Bu kabızlık etkisinin doğum sonrasına sarkması ve vücut kendini toplayana kadar devam etmesi muhtemeldir. Kabızlığın bir diğer sebebi ise, annenin psikolojik olarak tuvalete çıkmaktan korkmasıdır. Dikişlerin zorlanması korkusuyla uzun süre ihtiyaç gidermeyen anneler zamanla kabızlık oluşmasını sağlayabilir.

Sezaryen Sonrası Kabızlıktan Nasıl Korunulur?

Hamilelik başladığı günden itibaren kabızlık anneler için olası bir tehlike haline gelir. Hamilelik ve sezaryen sonrası kabızlık yaşamayı önlemek için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır. Bunların en başında bol sıvı tüketmek gelir. Vücudun su ihtiyacını yeterli miktarda karşılayan annelerin kabızlık yaşama ihtimali çok daha düşüktür. Sık sık tuvalete gitmek ve ihtiyaç gidermek de yapılacak şeyler arasındadır. Bağırsak ne kadar çok çalışırsa, kabızlık ihtimali de o kadar az olur Beslenme düzeni ile tüketilen gıdaların da bağırsaklar ve kabızlık üzerinde etkisi büyüktür. Anneler ve anne adayları, olabildiğince bağırsakları çalıştıracak yiyecekler tüketmelidir. Düzenli ve sağlıklı beslendiğiniz takdirde kabızlıktan korunabilir, annelik serüvenine daha rahat başlayabilirsiniz.

Sezaryen Sonrası Kabızlık Sorunu Nasıl Çözülür?

Doğumdan sonra kabızlık problemi yaşayan annelerin, bu sorunun uzaması ve çözümlerin işe yaramaması halinde mutlaka doktora danışması gerekir. Uzun süre tedavi edilmeyen kabızlık annenin hem metabolizmasını hem de yaşam kalitesini etkiler. Fakat yeni oluşan kabızlık için annelerin evde yapabileceği bazı çözümler vardır. Başta su olmak üzere, komposto ve meyve suyu gibi bol bol sıvı tüketmek bu çözümlerin en başında gelir. Özellikle emziren annelerde vücut ekstra suya ihtiyaç duyar. Bu yüzden mümkün olduğu kadar su tüketimi yapılmalıdır. Lifli gıdalar da kabızlık üzerinde ciddi bir etkiye sahiptir. Yaş ya da kuru kayısı ve incir gibi yemişleri tüketerek sezaryen sonrası kabızlık sorununu çözebilirsiniz.

Doğum sonrası faydalı bilgilere ulaşmak için buraya tıklayın.