Fitre camiye verilir mi

Fitre Camiye Verilir Mi

fitre camiye verilir mi

Fitre Ve Fidye Camiye Verilir Mi?

Fitre Ve Fidye Camiye Verilir Mi?

Bu sadakaların verilmesi genelde yoksul ve ihtiyaç sahiplerine vermek gerekiyor. Kur’an da geçen ve sadakalarının verilmesi gereken kişiler, fakir, miskin, zekat memuru, borçlu gibi nitelendirilen insanlardır. Bu yüzden bu sadakalar cami ve kurumlara verilemez. O yüzden kitap da geçen 8 sınıfa vermek, olası olandır.

Fitre Ve Fidye Ne Zaman Verilir? >

Fitre Ve Fidye Aynı Mı?Fitre Ve Fidye Kimlere Verilir?Fitre Ve Fidye Nasıl Hesaplanır?Fitre Ve Fidye Ne Kadar?Fitre Ve Fidye Camiye Verilir Mi?Fitre Ve Fidye Ne Zaman Verilir?

Fitre Ve Fidye Ne Demek?

Müslüman âlemi Ramazan ayına büyük bir önem vermekte olup, bu ayda oruçlarını tutar. Fitre ve fidye aynı mı, fitre ve fidye kimlere verilir, fitre ve fidye nasıl hesaplanır, ne kadar? Fitre ve fidye camiye verilir, fitre ve fidye ne zaman verilir?

Müslüman âlemi Ramazan ayına büyük bir önem vermekte olup, bu ayda oruçlarını tutar. Bu ayda çeşitli yardımlar ile Müslümanlar bir birine yardım eder ve yardımlaşma artar. Özellikle ramazan ayında çeşitli sebepler ile orucunu tutamayan Müslümanlar, fidye vermek ile yükümlüdürler. Tutamadıkları her gün için bir ihtiyaç sahibinin günlük doyum parası olarak hesaplanan bu miktar, diyanet işleri tarafından belirlenir. Fitre ise maddi durumu iyi olanların ramazan boyunca, maddi durumu olmayanlara vermesi gereken sadakayı ifade eden bir sözcüktür. Her sene maddi durumu iyi olan Müslümanlar fitre ve fidyelerini vererek, yoksul insanlara yardımcı olmakta ve görevlerini yerine getirmektedirler. Özellikle toplumda sevgi ve yardımlaşma bağlarını güçlendiren bu uygulama ile inşalar birbirine yaklaşır. Bir birey kendi fitresi ve varsa küçük çocuklarının fitresini vermekle yükümlü olup, Ramazan Bayramı’nın birinci günü verilmesi uygun görülmektedir. Ama bayramdan öncede fitre vermekte bir sakınca yoktur.

Fitre Ve Fidye Aynı Mı?

Ramazan ayında verilen fitre ve fidye sadakaları çoğunlukla karıştırılır ve aynı şey sanılır. Ama fitre ve fidye birbirinden ayrı sadakalardır. Fitre oruçlarını tutan maddi durumu yerinde Müslümanların, sevap kazanmak adına verdiği sadakaya denir. Fidye ise bazı sorunlardan dolayı oruç ibadetini yerine getirmeyen hastaların, bu oruçlar karşılığında verdiği parayı tanımlar.

Fitre Ve Fidye Kimlere Verilir?

Ramazan ayında verilen fitre ve fidye özellikle toplumda ki dayanışmayı artırıp, yardımlaşma bağlarını kuvvetlendirir. Her sene orucunu tutan maddi durumu iyi olan insanlar, oruçlarını tutup bayrama eriştikleri için fitre verirler. Bunun yanında bu oruçları hastalık sebebi ile veremeyenler ise fidye vermekle yükümlüdürler. Bunların kime verileceği ise belirlenmiş durumda olup, kişinin bakma yükümlülüğü olmayıp, maddi durumu kötü insanlara verilmesi gerek.

Fitre Ve Fidye Nasıl Hesaplanır?

Genelde fitre ve fidye Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hesaplanır açıklanır ve buna göre verilir, ama isteyenler daha fazla da verebilmektedir. Belirlenen paranın altında ise verilemez. Filtre ve fidyeler, bir yoksulun günlük karnını doyurabileceği para olarak hesaplanır. Fidye verecekler ise kaç gün oruç tutamadılarsa para miktarını o kadar günle çarpıp, vermekle yükümlüdürler.

Fitre Ve Fidye Ne Kadar?

2021 yılında bu sadakalar 28 lira olarak belirlenerek, paylaşıldı. Tabi ki her yıl bir günlük doyum parası arttığı için, her yıl değişiklik göstermektedir. Son olarak 28 olarak belirlenen bu fiyat gelecek sene yükselecek. İsteyen Müslümanlar bunun üstünde de fidye ve fitre verebilmektedir. Ama bu taban fiyattır altında verilemez. Yani hangi yılda isek o yıla göre, bir kişinin karının doyumuna göre hesaplanır.

Fitre Ve Fidye Camiye Verilir Mi?

Bu sadakaların verilmesi genelde yoksul ve ihtiyaç sahiplerine vermek gerekiyor. Kur’an da geçen ve sadakalarının verilmesi gereken kişiler, fakir, miskin, zekat memuru, borçlu gibi nitelendirilen insanlardır. Bu yüzden bu sadakalar cami ve kurumlara verilemez. O yüzden kitap da geçen 8 sınıfa vermek, olası olandır.

Fitre Ve Fidye Ne Zaman Verilir?

Fitre ve fidye gibi sadakaların dağıtımına Ramazan ayında şahit olmaktayız. Maddi durumu iyi olan ve oruçlarını tutamayan insanlar bu görevlerini yerine getirirler. Özellikle ramazan ayı içerisinde verilebilen, bu sadakalar bayramın ilk günüde verilebilmektedir. Özellikle bayramın ilk günü Bayram Namazı sonrası verilmesi iyi olarak kabul edilir.

Yorumlar

Zekat ve fitreyle cami yapılmaz!

Ramazan’ın gelmesiyle birlikte Müslümanlar fitre ve zekatlarını vermeye başladı. Ancak bazı hayır kurumları ile sivil toplum kuruluşları fitre ve zekatları ‘bağış’ adı altında toplamaya başlayınca Diyanet İşleri Başkanlığı vatandaşı uyardı.

İHTİYAÇ SAHİPLERİNE VERİLMELİ

Konuya ilişkin açıklama yapan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Cenksu Üçer, fitre ve zekatın bir bağış değil ibadet olduğunu ve bir bağış gibi kurumlara verilemeyeceğine vurgu yaparak toplanan paraların sadece ihtiyaç sahibi kişilere verilmesi gerektiğini söyledi.

KUR’AN SINIRI BELİRLEMİŞTİR

Üçer, zekat ve fitrenin kimlere verileceğinin Tevbe Suresi 60. ayetinde açık bir şekilde belirtildiğini ifade ederek şöyle devam etti: “Bu kişiler: Fakirler, günlük ihtiyaçlarını gideremeyecek kadar düşkün kişiler, ihtiyacı olanlara dağıtmak üzere devletin görevlendirdiği kişiler, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler (müellefe-i kulûb), esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır. Şimdi bu sayılan sekiz sınıfa zekat ve fitre verilebilir.”

REKLAM

BİNA YAPTIRILAMAZ

Cenksu Üçer, “Yardım kuruluşları ve STK’ların zekatı, verilmesi gereken kişiler haricinde herhangi bir yere vermesi veya cami, köprü, yol, su, okul yapımlarına kullanması Hanefi, yani bizim mezhebimize göre caiz değildir. Bu tür işler için kullanılacak ödemeler zekat veya fitre yerine geçmez. Burada amaç, zekat veya fitrenin doğrudan kişiye ulaştırılması veya aracı kişilerle ulaştırılması. Bu aracının birey ve kurum olmasında da bir fark yoktur” dedi.

AYRI FON OLUŞTURULMALI

Üçer, hayır kurumlarının topladıkları zekat ve fitrenin inşaat, aydınlatma, mobilya masrafları gibi şeylerde harcanamayacağına dikkat çekerek “Şayet bu konuda ayrı kalemler oluşturup burada toplanan fitre ve zekatları Allah’ın istediği yerlere veriyorlar ise bu tür kuruluşlara vekaletle zekat verilebilir” diye konuştu.

REKLAM

Duman avcıları Ramazanda da görev başında

Ormanlık alanlarda yangınların erken fark edilebilmesi için hakim tepelere kurulan gözetleme kulelerinde görev yapan ve “duman avcısı” olarak da adlandırılan orman işçileri, 24 saat esasına göre görev yaptıkları nöbet kulübelerinde iftar ve sahur yapıyor.

İFTAR-SAHUR KULEDE

Kahramanmaraş’ta bulunan Emirtepe Yangın Gözetleme Kulesi’nde görev yapan Reşit Deniz, Mehmet Koca ve Kenan Bakır, bulundukları konumları itibarıyla Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman ve Gaziantep illerinde yaşanabilecek orman yangınlarının erken fark edilebilmesi için çevreyi gözetliyor. Ormanları korumak için sevdiklerinden uzakta ve yalnız bir hayat yaşayan görevliler, Ramazan ayını da diğer insanlardan farklı geçiriyor. Görevliler ellerinde dürbünle geçirdikleri günün ardından iftarı 5 ili görebildikleri stratejik kulede karşılıyor.

REKLAM

Sadaka-i fıtır cami inşaatı için verilebilir mi?

-Sadaka-i fıtır cami inşaatı için verilebilir mi?

Sadaka-i fıtır,  verecek kimsenin bulunduğu yerdeki fakir insanlara verilir. Bir fitre tek bir fakire verilir. Cami inşaatına verilmez. 

-Vaktinde ödenmeyen sadaka-i fıtır borcu nasıl ödenir?

Kişinin fitresini bayram günü vermesi afdaldır. Ancak Bayram günü vermezse, sonra vermelidir. Hatta uzun zaman geçse de vermekle yükümlüdür. Bayramdan önce de verilebilir.

-Sadaka-i fıtırın, buğday, arpa veya üzüm olarak verilmesi zorunlu mudur?

Sadaka-i fıtırın buğday, arpa, hurma veya kuru üzüm olarak verilmesi şart değildir. Para ile de ödenebilir.

-Ölmüş bir kimsenin oruç ve namaz borcu ödenebilir mi, nasıl ödenebilir?

Kimse başkası yerine oruç da tutamaz namaz da kılamaz. Ölmüş kişinin, tutamadığı oruçların fidyeleri fakirlere ödenerek borçtan kurtarılır. Namaz da oruca kıyas edilerek, kılınamayan her bir namaz için bir fidye hesap edilip ıskat-ı savm konusunda açıklandığı üzere, devir yapılır, fidyeleri fakirlere dağıtılır. Namaz borcundan kurtarılması umut edilir.  

Fitre ne zaman verilir?

Ramazan ayının sonunu gören kişilerin verdiği ve insan fıtratındaki yarımlaşma ve dayanışmayı vurgulayan fitre,  insan varlığının bir gereği olarak zekat kabul edilmiştir. Peki fitre ne zaman verilir? Fitre ne zaman kadar verilir gibi birçok sorunun cevabını haberimizde bulabilirsiniz...

FİTRE NE ZAMAN VERİLİR?

Fitre, Ramazan bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vâcib olur. Fitreyi vermenin müstehab olan şekli ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Bu görüş İmam Ebû Hanife'nindir. Diğer üç İmama göre, fitre, Ramazanın son akşamı güneşin batmasından itibaren vâcib hâle gelir. Ödemenin bayram namazından sonraya te'hiri de câiz değildir.

Ramazan bayramının 1. günü fecrin doğuşundan evvel vefat eden veya fakir düşen kimseye fitre vermek vâcib olmaktan çıkar. Fecrin doğuşundan sonra vefat eden zengine ise, fitre vâcibdir. Mirasından ödenir.

Nisab miktarını bulan mal, fitrenin vâcib olmasından sonra, ödenmeden telef olsa fitre sâkıt olmaz.

NİSAB NEDİR?

Sözlükte “sınır, işaret, asıl ve kök” anlamlarına gelen nisab kelimesinin terim anlamı; zekâtın vücûbuna alâmet ve ölçü olmak üzere tesbit edilen belirli bir miktardır.

FİTRE NE KADAR VERİLİR?

Fitre başlıca 4 madde üzerinden verilir:

1 - Buğday veya buğday unundan. Bunun vâcib olan miktarı, yarım sa' (520 dirhem: 1667 gr.) dır.

2 - Arpadan veya arpa unundan. Bunun miktarı ise, bir sa' (1040 dirhem: 3333 gr.) dır.

3 - Her türlü kuru üzümden. Bunun miktarı da bir sa' (3333 gr.) dır.

4 - Kuru hurmadan. Bunun miktarı ise yine 1 sa' (3333 gr.) dır.

Bu 4 gıda maddesinden herhangi birine göre fitre verilebilir. Bu fitreler aynen hurma, buğday, üzüm olarak verilebileceği gibi, kıymetleri para olarak da verilebilir. Hattâ kıymetlerinin para olarak ödenmesi, daha da efdaldir.

FİTRE KİME VERİLİR?

Bir kimse fitresini bir fakire verebilir. Fakat bir fitre bölünerek birkaç fakire verilemez. Müteaddit kimseler fitrelerini birleştirip tek bir fakire verebilirler.

Müteaddit fitreler sahiplerinin izniyle karışmış halde fakirlere verilebilir. Her fitreyi ayrı ayrı vermek lüzumu yoktur. Bununla beraber ayrı ayrı verilmesi daha güzel görülmüştür.

Fitreler mükellefin bulunduğu yerin fakirlerine verilmelidir. Başka yerlere gönderilmek mekruhtur.

FİTREYİ CAMİYE VERMEK DOĞRU OLUR MU?

Zekatın ve fıtır sadakasının geçerlilik şartlarından biri de temliktir. Temlik, bir malı, mal edinmeye ehil bir kişinin mülküne geçirmektir. Cami, okul, köprü, yol vb. yerlere temlik söz konusu olmadığından, buralara zekat ve fıtır sadakası sarf edilemez. (İbn Abidin, Reddu’l-Muhtar, II, 2, 62)

Cami, çeşme, yol, köprü vb. yaptırmak için verilen para zekat yerine geçmez. Çünkü; zekat, fakirlerin ve Kurân’da adı sayılan yolcuların, kölelerin vb. hakkıdır. Yalnız onlara verilebilir. (Camiu's-Sağir)

FİTRE VERİRKEN NE SÖYLENİR?

Zekât veya fitre veren kişinin içten niyet etmesi yeterlidir. Bunları verirken “bu benim zekâtımdır, fitremdir” demesine gerek yoktur. Hatta karşı tarafı incitmemek için söylenmemesi daha iyi olur.

Bazı Maliki fakihlere göre fakirleri inciteceğinden verilen şeyin sadaka veya zekât olduğunu söylemek mekruhtur.

KİMLER FİTRE VERMELİDİR?

Nisab miktarı malı olan bir müslüman, hem kendisi için, hem fakir olan çocukları için, hem de hizmetçisi için fitre verir. Zengin olan çocukların fitreleri, İmam-ı A'zam'a göre o çocuğun malından verilir. İmam-ı Muhammed'e göre ise, onu da babası verir.

Bülûğa girmekle beraber aklî dengesi yerinde olmayan çocukların fitresini de yine babası verir. Henüz doğmayan çocuk için ise, fitre verilmez.

Bir kimse, kendi evinde otursalar bile, babası, anası, dedesi, ninesi için fitre vermekle mükellef değildir. Akrabalar da böyledir. Babaları hayatta olsun olmasın dede, oğlunun fakir çocukları (torunları) için fitre vermekle mükellef değildir.

Bir kimse kendi hanımıyla büyük ve akıllı olan oğlunun fitresini vermekle mükellef değildir. Çünkü bunlar kendilerine sahip ve tek başlarına tasarrufa yetkilidirler. Fakat bunların müsaadesini alarak kocanın veya babanın onlar yerine fitre vermesi câiz olur. Ve bunlar kendi evinde ve idaresi altında iseler izinsiz de verebilir. Fakat aslolan herkesin kendi fitresini kendi malından ödemesidir.

İmam-ı Şâfiî'ye göre kadının fitresini kadın zengin bile olsa kocası öder. Fitre zekât gibi veren tarafından niyet edilmelidir. Ve fakirlere temlik suretiyle verilip fakirin mülkiyetine geçirilmelidir. Fitre verirken verilen şey'in fitre olduğunu belirtmek şart değildir.

Fitreyi aralarında evlilik veya babalık - oğulluk (usul - füru') ilişkileri olanlar birbirlerine veremezler. Meselâ bir kimse fitresini fakir olan kocasına veya babasına veya oğluna veremez.

Sual: Zekât, fitre ve oruç fidyesi kimlere verilir?
CEVAP
Bunları maddeler hâlinde bildirelim:
1- Zengin olana, yani kurban nisabına malik olana zekât verilmez. Ana babaya, dedeye, büyükanneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire verilmez. Fakir olmak şartıyla geline, kardeş, hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa verilir. Eğer salih iseler, yakın akrabaya vermek, daha çok sevab olur. Sâlih akraba yoksa, başka sâlihleri tercih etmelidir.

2- Kadın, dinen fakir olan kocasına İmameyn’e göre zekât verir. Kocası maddî sıkıntı içinde ise, bu kavle uymakta mahzur olmaz.

3- Hayır kurumlarına zekât verilmez. Müctehid imamların hiçbiri, (Hayır kurumlarına zekât verilir) dememiş ve bu konuda icma hâsıl olmuştur. Öğrenci yurtlarına veya vakıflara zekât verebilmek için, bu kurumların bir yetkilisi, bir fakirden vekâlet alır. Fakir, kurumdaki yetkili şahsa vekâlet verirken, (Benim adıma zekât almaya ve aldığın zekâtı dilediğin yere vermeye seni vekil ettim) der. Yahut sadece (Seni zekât almaya umumi vekil ettim) demesi de kâfidir. O zaman vekil, aldığı zekâtı, talebelerin veya kurumun ihtiyaçlarına sarf edebilir. Böylece dine uyulmuş, zekât da dine uygun olarak verilmiş olur.

4- Hadis-i şerifte, (İlim öğrenmekte olanın 40 yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu. Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar yani işi, mesleği bu olanlar, dinen zengin olsalar da, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. (Dürr-ül-muhtar)

5- Babası zenginse, küçük çocuğuna zekât verilmez. Babası fakirse, fakir olan küçük çocuğa zekât verilir. Deliye de, fakirse zekât verilir. Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisine yahut vasisine verilir. Zenginin küçük oğluna, fakir olsa da zekât verilmez, ama zenginin büyük çocuğuna, zenginin hanımına veya zenginin babasına fakirseler verilebilir. Burada büyük demek âkıl baliğ olmuş demektir. Küçük ise, henüz âkıl baliğ olmayana denir.

6- Peygamber efendimizin soyundan gelen seyyidlere ve şeriflere eskiden zekât verilmezdi. Günümüzde, bunlara da zekât verilir. (Dürr-i Yekta)

Zekât alıp verirken nelere dikkat etmeli?
Zekât verip alırken şunlara dikkat etmeli:
1- Zimmiye, yani gayr-i müslim vatandaşa zekât verilmez. Zimmiye fıtra, adak, sadaka, hediye verilebilir.
[Zimmi, İslam devleti uyruğunda olan, gayrimüslim vatandaş demektir. Bugün, dünyada zimmi yoktur.]

2- Zekât verilecek kimseyi araştırmak gerekir, zan üzerine zekât verilmez. Zengine, ana baba, evlat gibi yakına veya Müslüman olmayana zekât vermek sahih değildir. Ancak zekât verilecek kimseyi araştırarak zekâtını verdikten sonra, bunun zengin veya gayrimüslim olduğu anlaşılsa da, verilen zekât sahihtir. Araştırıp verdiği için, tekrar vermesi gerekmez.

3- Zekâtta salih akrabayı tercih etmeli, çünkü zekâtı, salih olan fakir akrabaya vermek daha sevabdır. Hadis-i şerifte, (Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yani zekât borcundan kurtulursa da, zekâttan hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. Salih fakir akraba yoksa başka salihleri tercih etmeli.

4- Fakire verilen altın, onu zengin edecek kadar fazla olmamalı. Borçsuz fakire nisap miktarı yani 96 gram altın veya daha çok zekât vermek, mekruh olur. 10 gr altın borcu varsa, 100 gr altını alması mekruh olmaz.

5- Zekât verirken, zekât demek gerekmez, hediye dense de caizdir.

6- Bir günlük yiyeceği olanın, zekât veya sadaka istemesi haramdır, fakat istemeden verilen sadakayı, zekâtı alması caizdir. Zekâtı mümkünse, salih olan muhtaçlara vermeli.

7- Fakire zekât için altın verip, tekrar onu ucuza satın almak mekruhtur.

8- Fakirdeki alacağını zekâta saymak caiz olmaz. Fakirde alacağı olan zengin, fakire borç senedini verip, (Alacağımı zekât olarak sana verdim. Sen de borcuna karşılık kabul et) dese, fakir de kabul etse, zengin zekâtını vermiş olmaz, çünkü zekât, borç senedi vermekle, razı olmakla verilmiş olmaz. Ancak mal teslim etmekle verilmiş olur. Bu zenginin, zekâtını fakire vermesi, fakirin de, aldıktan sonra, tekrar zengine geri vererek borcunu ödemesi gerekir.

9- Fakirde alacağı olan, fakirin, borcunu vereceğine güvenemiyorsa, güvendiği birini fakire gösterip, (Zekâtını almak ve borcunu ödemek için, bunu vekil yap) der. Zekâtı bu vekile verir. Vekil de, zengine geri vererek, fakirin borcunu öder. Böylece hem zekât dine uygun verilmiş, hem de, fakirin borcu ödenmiş olur. (Dürr-i yekta, Mizan-ı kübra)

10- Ev kirasını ödeyemeyen fakir kiracıya, mal sahibi, kirayı almadan bağışlasa, bu para zekât yerine geçmez, sadaka olur. (Redd-ül-muhtar)

Sual: Anne ve babaya zekât verilir mi? Kimlere verilmez?
CEVAP
Ana babaya, dedeye, büyük anneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire zekât verilmez. Fakir olmak şartı ile geline, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa zekât verilir. Hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya zekât vermek daha çok sevap olur.İmameyne göre, borçlu ve fakir kimseye, hanımı zekât verebilir. (Mevkufat)

Sual:
Fakir bir çocuğa zekât vermek istiyorum. Yaşı küçük olduğu için, zekâtı babasına verebilir miyim?
CEVAP
Evet.

Zenginin ailesine zekât
Sual:
Bir kimse, zengin birinin fakir çocuğuna veya fakir hanımına yahut zenginin fakir babasına zekât verebilir mi?
CEVAP
Bir kimse, zekâtını zenginin küçük oğluna veremez; ama zenginin büyük çocuğuna, zenginin hanımına veya zenginin babasına fakirseler verebilir. (S. Ebediyye)

Burada büyük demek akıl baliğ olmuş demektir. Küçükse henüz akıl baliğ olmamış demektir.

Sual: Kızımın aldığı evlatlığa zekât verebilir miyim?
CEVAP
Kızınızın aldığı evlatlık, onun çocuğu olmadığı gibi, sizin de torununuz olmaz. Ona zekât verebilirsiniz. Hatta kızınız da ona zekât verebilir.

Sual: Fakir kardeşe zekât verilir mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Kız kardeşime zekât verebilir miyim?
CEVAP
Zekâtınızı, zengin değilse kız kardeşinize veya çocuklarına vermenizde mahzur yoktur.

Sual: Bir fakir aldığı zekâtı herhangi bir zengine veya bizzat zekât veren zengine hediye etse, zenginin o parayı kullanması caiz olur mu?
CEVAP
Fakir aldığı zekâtı, zengine verebilir. Verdiği hediye olur. Zenginin bunu alması helal olur. Çünkü fakir kendi mülkünden vermiştir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şu beş Müslüman zengin zekât alabilir:
1- Allah yolunda cihad eden,
2- Zekât toplamakla görevli olan,
3- Borçlu ve borcunu ödeyemeyen zengin,
4- Kendi memleketinde zengin olduğu halde, bulunduğu yerde parasız kalan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan.
5- Fakir, aldığı zekâtı zengine hediye ederse, zengin bunu alabilir.)
[Ebu Davud]

Sual: Zekâtı her fakire vermek uygun mu?
CEVAP
Malını israf edene, haramda kullanana zekât ve fitre vermek layık değildir. Verilirse sevabı az olur.

Salih olmayan fakir müslümana da, zekât vermek sahihtir. Fakat salihleri tercih etmek çok sevaptır. Fâsıka zekât vermek, kıraç yere ekin ekmeye benzer, bire 3-5 alınabilir. Salihlere vermek ise, mümbit toprağa ekin ekmeye benzer. Sulak, verimli toprağa tohum atılırsa daha çok mahsul alınır.

Kâfir, her ibadet gibi zekât vermekle de mükellef değildir. Gayrı müslime zekât vermek caiz değildir. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, Muaz bin Cebel hazretlerini Yemen’e gönderirken, zekâtın, uşrun, kimlerden alınıp kimlere verileceğini bildirirken, (Müslüman zenginlerinden al, fakirlerine ver) buyurdu. (Buhari)

Bu hadis-i şerifi açıklayan âlimler, zekâtın müslüman zenginlerden alınacağını ve onların [müslümanların] fakirlerine verileceğini, gayrı müslime verilmeyeceğini bildirmişlerdir.

Sual: Akrabaya sadaka, zekât vermek çok sevab deniyor; ama benim akrabalarım fâsıktır. O parayla, içki içerler. Bunlara vermeyip, salihleri mi tercih etmeliyim?
CEVAP
Evet, salihleri tercih etmek gerekir. Salih akrabaları tercih etmekse, daha çok sevabdır. Hadis-i şerifte, (Fakir akrabası varken, başkalarına verilen zekâtı, Allahü teâlâ kabul etmez) buyuruldu. Yani, zekât borcundan kurtulursa da, zekâttan hâsıl olan büyük sevaba kavuşamaz. (F. Bilgiler)

Sual: Salih bir Müslümana, dinen fakir olup olmadığını sordum. Hesap etti. Nisaba ulaşmadığını, fakir olduğunu söyledi. Ben de zekâtımı ona verdim. Aradan bir müddet geçtikten sonra, o kimse, ben yanlış hesap etmişim, dinen zenginmişim, verdiğin parayı da harcadım. Sen zekâtını bir fakire ver dedi. Zekâtımı tekrar bir fakire vermem gerekir mi?
CEVAP
Fakir mi, zengin mi diye, gerekli araştırmayı yaptığınız için, tekrar vermek gerekmez. Zekât verilebileceğini, soruşturup anlayarak, zekâtını verdikten sonra, bunun zengin olduğu anlaşılsa, zararı olmaz; yani zekât kabul olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Zekât verilecek olan kimse, fakir olduğunu, zekât alabileceğini söylemiş ise, bu kimsenin, zekât almaya hakkı olup olmadığını araştırmak gerekmez. Buna zekât verince, soruşturarak, araştırarak vermiş sayılır. (Nehr-ül-Faik)

Sual: Çocuğa ve deliye zekât verilir mi?
CEVAP
Babası zengin ise, çocuğa zekât verilmez. Babası fakir ise, fakir olan çocuğa zekât verilir. Deliye de fakir ise zekât verilir.

Çocuğa, deliye verilecek zekât, babasına veya velisi olan akrabasına veya vasisine verilir. Zenginin küçük oğluna fakir olsa da zekât verilmez; ama büluğa ermiş oğlu fakir ise verilir. (S. Ebediyye)

Din ilmi talebesi
Sual:
Din ilmi öğrenen öğrenciye, zengin de olsa zekât verilir deniyor. Ben her gün dini kitap okuyup, dinimi öğrenmeye çalışıyorum. Zengin de olsam, zekât alabilir miyim?
CEVAP
Dinini öğrenmek, her Müslümanın vazifesidir. Din ilmi tahsil eden öğrenci farklıdır.

Kocaya zekât
Sual:
Şâfiî'de kadın, fakir olan kocasına zekât verebilir mi?
CEVAP
Evet, verebilir. (Mizan-ül-kübra)

Hanefî'de ise ihtilaflıdır, esah olan kavle göre, kadın kocasına zekât veremez.

Müellefe-i kulüb
Sual:
Kur’an-ı kerimde, müellefe-i kulüb denilen kimselere zekât verilebileceği bildirilirken, niye şimdi bunlara zekât verilmiyor?
CEVAP
Kalblerine imanın yerleştirilmesi veya kötülükleri önlenmek istenilen bazı kâfirlere ve yeni iman etmiş ve iman yönünden zayıf Müslümanlara müellefe-i kulûb denirdi. Resulullah efendimiz, bunların üçüne de zekât verirdi, fakat hazret-i Ebu Bekr zamanında, beyt-ül-mal emini olan Hazret-i Ömer, bir hadis-i şerif okuyarak, (Müellefe-i kulüb olanlara zekât verilmesini Resulullah nesh etmiştir) dedi. Halife ve Eshab-ı kiramın hepsi, bunu kabul ederek, nesh edilmiş olduğunda ve artık bunlara zekât verilmemesi hususunda icma hâsıl oldu. Nesh, Resulullah hayattayken olur. İcma ise, vefatından sonra olur. Bu inceliği anlamayanlar, bunu Hazret-i Ömer’in nesh ettiğini sanıyorlar. Eshab-ı kirama ve fıkıh âlimlerine dil uzatıyorlar. Bedâyi ve diğer kitaplarda bildirildiği gibi, İslamiyet’e yardım için, düşmanın zararını önlemek için, onlara mal, para her zaman ödenir, fakat bu beyt-ül-malın zekât bölümünden değil, başka bölümünden ödenir. Görülüyor ki, müellefe-i kulüb denilen kimselere ödeme yapılması yasak edilmemiş, onlara zekât verilmesi yasak edilmiştir. (F. Bilgiler)

Bakılan kişiye zekât
Sual:
Kocası ölmüş ve kimsesiz kalmış fakir kayınvalideme evimde bakıyorum. Zekâtımı ona verebilir miyim?
CEVAP
Evet, vermek iyi olur.

Seyyidlere zekât
Sual
: Peygamber efendimizin soyundan gelen seyyidlere ve şeriflere eskiden zekât verilmezdi. Şimdi verilir mi?
CEVAP
Evet, bugün için bunlara zekât verilir. (Dürr-i Yekta)

Zenginin çocuğu
Sual:
Babası veya annesi zengin olan baliğ olmamış çocuğa zekât verilebilir mi?
CEVAP
Babası zenginse zekât verilemez. Babası fakir, annesi zenginse, ona zekât verilebilir, çünkü baliğ olmamış bir çocuk, annesinin malıyla zengin sayılmaz. (Redd-ül-muhtar)

Kime zengin denir?
Sual:
Dinimize göre, zengin ve fakir kime denir?
CEVAP
Kurban nisabına malik olana, dinenzengin denir. Bu nisaba malik olanın, zekât alması haram olur. Kurban nisabına malik olmayana ise, dinen fakir denir. Bu kimse zekât alabilir. İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar [96 gram altın veya o değerde] malı veya parası bulunan Müslüman, kurban nisabına malik demektir.

Müellefe-i kulûb
Sual: (Müellefe-i kulûb sınıfına zekât vermek, misyonerlerin parayla insanları Hristiyan yapmasına benziyor) denilerek konuyla ilgili âyet tenkit ediliyor. Acaba bu iddiayı misyonerler mi yapıyor?
CEVAP
Elbette, öyledir. Müslüman olan kimse âyet-i kerimeyi nasıl tenkit eder ki? Ya ateisttir veya misyonerdir. Müellefe-i kulübe zekât vermekteki maksat, kâfirlerin kötülüklerini önlemek, onlarla iyi geçinmek ve İslâmiyet'in güzel ahlakını her yere yaymaktır. Müellefe-i kulübe dâhil olanların bir kısmı da, kalblerinin kazanılması ve İslamiyet’e ısındırılması istenen yeni Müslüman olmuş kimselerdir. Yani sadece kâfirlere değil, yeni Müslüman olmuş kimselere de verilirdi.

Bedayî ve diğer kitaplarda bildirildiği gibi, İslamiyet’e yardım etmek ve düşmanın zararını önlemek için, onlara mal, para her zaman ödenir. Ama bu, Beyt-ül-malın zekât bölümünden değil, başka bölümünden verilir. Demek ki, müellefe-i kulübe giren kimselere ödeme yapılması yasaklanmamış, onlara zekât verilmesi yasaklanmıştır. (F. Bilgiler)

Üvey evlada zekât
Sual:
Karımın ölen kocasından olan erkek ve kız çocuğuna, yani üvey çocuklarıma, zekât vermem caiz midir?
CEVAP
Çocuklar fakirse caiz olur. Mecmua-i Zühdiye’de şöyle deniyor:
Karısının ilk kocasından olan fakir evlâdına, üvey babası zekât verebilir. (İbni Nüceym)

Üvey çocuğa zekât verilebileceği S. Ebediyye’de de yazılıdır.

Sual: Din bilgilerini öğrenen ve öğretenlere zekât, uşur verilebilir mi?
Cevap: Nisaba malik olsalar bile, ilim öğrenen ve öğretenlere zekât ve uşur vermek efdaldir.

Zekâtın verileceği yerler
Sual: Herkese zekât verilebilir mi veya kısaca kimlere zekât verilebilir?
Cevap:
Zekât, şu yedi sınıfta bulunan Müslümanlara verilir.
1- Fakir. Nafakasından fazla, fakat nisap miktarından az malı olana fakir denir. Maaşı kaç lira olursa olsun, evini idarede güçlük çeken her fakir, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lazım olmaz.

2- Miskin. Bir günlük nafakasından fazla bir şeyi olmayan Müslümana miskin denir.

3- Âmil. Hayvanların ve toprak mahsullerinin zekâtlarını toplayan ile, şehir dışında durup rastladığı tüccardan ticaret malı zekâtını toplayan, zengin dahi olsalar, bunlara işleri karşılığı zekât verilir.

4- Mükâteb. Efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, azat olacak köle.

5- Münkatı. Cihat ve hac yolunda olup, muhtaç kalanlar. Dürr-ül-muhtârda deniyor ki: “Din bilgilerini öğrenmekte ve öğretmekte olanlar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. Câmi-ul-fetâvâda bildirilen hadîs-i şerifte; (İlim öğrenmekte olanın kırk yıllık nafakası olsa da, buna zekât vermek caizdir) buyuruldu.

6- Medyun. Borcu olan ve ödeyemeyen Müslümanlar.

7- İbnüs-sebîl. Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında mal kalmamış olan ve çok alacağı varsa da, alamayıp muhtaç kalan.

Zekâtı, bunların ayrı ayrı hepsine veya sadece birine vermelidir.

Sual: Gayr-i müslim bir fakire zekât verilebilir mi?
Cevap: Zimmiye, yani gayr-i müslim vatandaşa zekât verilmez. Zimmiye fıtra, adak, sadaka, hediye verilebilir.
[Zimmi, İslam devleti uyruğunda olan, gayrimüslim vatandaş demektir. Bugün, dünyada zimmi yoktur.]

Sual: Fakir olan küçük çocuğa zekât verilebilir mi?
Cevap: Küçük çocuk akıllı yani parayı başka şeyden ayırabiliyor ve aldatılarak elinden alınamıyorsa, buna zekât verilir.

Sual: Zengin olup alacaklarını alamayan ve sıkıntıya düşen bir kimse, zekât alabilir mi?
Cevap:
Alacaklarını ve malını eline geçiremeyen, elindeki bononun ödeme zamanı gelmeyen zengin kimse, faizsiz ödünç veren kimse bulamazsa, ihtiyacı kadar, zekât alabilir. Malı eline geçtiği zaman, almış olduğu zekâtı da, fakirlere dağıtmaz.

Sual: Zekât malını, bizzat fakire veya fakirin vekiline vermek şart mıdır?
Cevap: Bu hususu ehl-i sünnet âlimleri, fıkıh kitaplarında şöyle bildirmektedir:
“Zenginin, zekâtını fakirin eline vermesi lazımdır. Zengin olan bir kimse, velisi olduğu yetimi zekât niyeti ile doyurursa, zekât vermiş olmaz. Yemeği çocuğa vermeli, çocuk kendi malını yemelidir. Zengin, altını masa üstüne koysa, bir fakir de gelip, masadan o altını alsa, zekât verilmiş ve kabul olmuş olmaz. Fakir veya fakirin vekili alırken, zenginin görmesi lazımdır. Zekat niyeti ile fakiri evinde parasız oturtsa, kira almasa, kabul olmaz. Çünkü fakire mal vermesi lazımdır.”

Sual: Evi, dükkânı olup da zor geçinen kimseye zekât verilebilir mi?
Cevap:
Konu ile alakalı olarak Hazânet-ül-müftîn ve Eşbâh kitaplarında deniyor ki:
“Evleri ve dükkânları olanın, aldığı kiraları, tarlası olanın, tarlasının mahsulü veya kirası, çoluk çocuğunu beslemeye yetişmezse, bu kimse fakir sayılır, zekât alması caiz olur.” Görüldüğü gibi burada fetva, imâm-ı Muhammede göre verilmiştir.

Torununa zekât vermek
Sual: Bir kimse, annesine, babasına, dedelerine, ninelerine, çocuklarına ve torunlarına zekât verebilir mi?
Cevap:
Anaya, babaya ve dedelerin, ninelerin hiçbirine ve kendi çocuklarına ve torunlara zekât verilmez. Bunlara, sadaka-i fıtır, adak ve kefaret gibi vacip olan sadakalar da verilmez. Fakir iseler, nafile sadaka verilebilir. Zevceye, hanıma da zekât verilmez. İmâm-ı a'zam hazretleri; “Kadın da, fakir olan zevcine, kocasına zekât veremez”, İmâmeyn ise; “Fakir zevcine, kocasına zekât verir” buyurdular. Fakir olan gelinine, damadına, kayınvalideye, kayınpedere ve üvey çocuğuna zekât verilir. Gayr-i müslim zimmiye sadaka ve hediye verilir.

Sual: Peygamber efendimiz zekât kabul etmediği, almadığı için, evlatlarına, torunlarına da zekât verilmez mi?
Cevap:
Peygamber efendimizin ve amcalarının evlatlarından, kıyamete kadar geleceklere zekât verilmez. Çünkü, her muharebede, düşmandan alınan ganimetin beşte biri bunların hakkıdır. Ahmed Tahâvî hazretleri, Emâlî kitabının şerhinde buyuruyor ki:
“İmâm-ı a'zam hazretleri buyurdu ki: Bunlara ganimet hakları verilmediği için, zekât ve sadaka vermek caizdir.” Caiz olduğu Dürr-i Yektâ'da da yazılıdır.

Cami Kur’ân Kursu veya Medreseye Zekât Verilebilir mi?

Camiye zekât verilebilir mi? Kur’ân kursuna zekât verilebilir mi? Medreseye zekât verilebilir mi? Kızılay’a zekât verilebilir mi? gibi sorular üzerinden; şahıs mülkü olmayan, kurum ve kuruluşlara zekât verilip verilemeyeceği konusu her sene çokça sual edilir…

Zekâtın kimlere verilebileceğine ilişkin hükümler Kur’ân-ı Kerîm’de; müslüman fakirler, miskinler, borçlular, yolcular, mükâtebler (sözleşmeli köleler), mücahidler ve âmiller (zekât toplayıcıları) ve müellefe-i kulûb olmak üzere sekiz sınıf zikredilerek açıklanmıştır.[1] Bu sınıflardan müellefe-i kulûb müessesesi günümüzde var olmadığı için geriye yedi sınıf kalmaktadır. Bu müessese ile ilgili detaylar takdir edersiniz ki bu makalenin mevzuu olmaktan uzaktır.[2]

Medreseye Zekât, Fitre ve Fidye

İlgili âyet-i kerîmenin zekât verilecek zümrelerden biri olarak zikrettiği “وَف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ” ifadesini fukaha ve müfessirîn zümresinin “Allah Teâlâ yolunda gazaya çıkan (fakir) mücahidler (fakir gaziler)” şeklinde tahsisi açıktır. Buna rağmen, muasır hocaların ekserisinin mezkûr ifadeyi ilim yolunda bulunanlar da dâhil olmak üzere bu doğrultuda faaliyet gösteren kurum ve müesseseleri de kapsayacak şekilde yorumladıkları görülmektedir.[3]

Muhakkak ki ulemanın asırlar boyunca fetva verdikleri görüşten çıkarak muasır bazı ilim adamlarının görüşünü esas kabul etmek doğru bir tavır değildir. Mezkûr ibadetleri ifada “temlik” yani mülk edindirme şart olduğundan; cami, vakıf, dernek, medrese, Kur’ân kursu vb. gibi kurum ve kuruşlara bu ödemeler yapılamaz. Bununla beraber, geçmişten tevarüs ettiğimiz anlayışı göz ardı etmeden, delillere de bağlı kalarak medreseleri ve diğer kurumları zekât, fitre ve fidye gibi malî ibadetlerle destekleyebilmek pekâlâ mümkündür.

Fakirin Zengine veya Kuruma Hediyesi

Bu bağlamda, zikrettiğimiz malî ibadetlerin sarfı kapsamında olan bir fakirin verilen meblağı/malı aldıktan sonra bir zengine hediye etmesi meşru bir iştir. Bu, söz konusu işlemin şüpheli bir şekilde kitabına uydurulması değil; “Muvatta‘”da, Ebû Dâvud’da ve daha başka kaynaklarda yer alan, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin açıkça beyan ettiği,[4] Hanefî kaynaklarımızda da kayıtlı bir husustur.[5]

Bu durum, Osmanlı Devleti’nin bir dönem temel hukuk metni olan Mülteka’l-Ebhur’un Mecm‘u’l-Enhur adlı, daha çok “Dâmâd” olarak bilinen şerhinde şöyle açıklanmaktadır:
“Mescidin binasına, yapımında sarf edilmesi için zekât verilmez çünkü temlik şarttır; fakat burada temlik bulunmamaktadır. Yolların yapılması, nehirlerin ıslah edilmesi, hac, cihâd ve kendisinde temlik olmayan hiçbir şeye zekât verilemez. Eğer bu gibi yerlere zekât verilmek istenirse, bir fakire verilir ve sonra, kendisi bilinçli olan bu fakirden bu yerlere sarf etmesi istenir. Bu durumda hem zekât veren hem de fakir sevap kazanır.”[6]

Netice

Bu itibarla, medrese idarecilerinin zekât, fitre ve fidye ödemelerini vekil olarak alıp fakir talebelerine temlik ettirmesi ve o talebelerin de medresenin her türlü işini kullanmak üzere idareciye hediye etmeleri fıkhen geçerli bir işlemdir.

Netice olarak, medreselere ve Kur’ân kurslarına zekât, fitre ve fidye vermek isteyen hayır sahipleri, kısaca izah etmeye çalıştığımız temlik esasına riayet edip etmediğini inceledikten sonra ilgili kurumları gönül rahatlığıyla tercih edebilirler. İsmailağa Fıkıh Heyeti üyesi Fatih Kalender Hocamızın açıklamasını da ekteki videodan takip edebilirsiniz📺

Dipnotlar


[1] Tevbe Sûresi, 60.
[2] Detaylar için bkz. Ömer Faruk Korkmaz, “Hz. Ömer ve Müellefe-i Kulûba Zekâtın Kaldırılması Meselesi”
[3] Detaylar için bkz. Yusuf el-Karadâvî, İslâm Işığında Çağdaş Meselelere Fetvalar, trc. Vahdettin İnce, 3/341-351.
Biz burada her ne kadar muasır ulemaya nispet ettiysek de, Bedâiü’s-Sanâî ve el-Hidâye müellifleri gibi bu görüşe yakın bir tavır benimseyen âlimlerimiz de vardır.
[4]Muvatta‘, “Zekât”, 17, 2/378, No. 919; Ebû Dâvûd, “Zekât”, 25.
[5] Ekmeleddin el-Bâbertî, el-‘İnâye Şerhü’l-Hidâye, Dâru’l-Fikr, 2/264.
[6] Abdurrahman Şeyhîzâde, Mecmu‘u’l-Enhur fî Şerhi Mültekā’l-Ebhur, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1/666.



İLGİLİ MAKALELER

BU DOMUZUN NERESİ SİGARANIN FİLTRESİ
BU DOMUZUN NERESİ SİGARANIN FİLTRESİ

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ   حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْزِيرِ وَمَا أُهِلَّ لِغَيْرِ اللَّهِ بِهِ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ Read more

Altın Günü Caiz Midir?
altin_gunleri

Altın günü caiz midir? Altın günü neden caiz değildir? Altın gününün caiz olmamasının sebepleri nelerdir? Altın günü hangi şartlarda caiz Read more

Cami veya Kur'an kurslarına zekat verilebilir mi?

Cevap:

Zekat, öşür, sadaka-i fıtrın verilecek yerleri aynıdır. Zekatın verileceği yerler:
1. Fakirler (zekat verecek kadar mala sahip olmayan kimseler)
2. Miskinler (hiçbir şeyi olmayan kimseler)
3. Zekat memurları (zekatı ve öşrü toplayan memurlar)
4. Mükatep köleler (zamanımızda bulunmamaktadır)
5. Borçlu olup borcundan fazla nisap miktarı malı olmayanlar (başkasından alacağı olup da alamayan kimse de böyledir)
6. Ordudan geri kalan gazilere, kafileden geri kalan hacılara (okuyan talebe, kendini ilim öğrenmeye ve öğretmeye adayan kimse de aynıdır)
7. Yolda kalmış yolcu (velev ki memleketinde malı ve parası olsun)
8. Müellefetü'l-Kulub (Hz. Ömer Efendimiz bu kimselere zekat verilmesi hükmünü kaldırmıştır) Kişi zekatını bunların hepsine birden veya yalnızca birisine verebilir.

Şu hususlara da dikkat edilmelidir:
a) Kişi, fakirlere yemek yedirse ve bunu yaparken de zekata niyet etse, zekat yerine geçmez.
b) Mescit, cami, köprü, yol, çeşme yaptırmak, hac ve cihat etmek için zekat verilmez.
c) Cenaze kefenlemek, ölenin borcunu ödemek için de zekat verilmez.
d) Kişi, usul'lerine (yani anne-baba ve yukarıya doğru dedeleri ve ninelerine) zekat veremez.
e) Kişi, furu'larına (yani çocukları, aşağıya doğru çocuklarının çocuklarına) zekat veremez.
f) Kişi, evlatlıktan reddedilen çocuğuna ve gayri meşru çocuğuna da zekat veremez.
g) Kişi, üvey annesine, üvey annesinin oğluna zekat verebilir.
h) Kişi, kızının kocasına (damadına) zekat verebilir.
i) Kişi karısına (boşanmış olup iddet beklemekte olsa bile) zekat veremez.
j) İslam memleketinde yaşayan veya ziyaret için gelen gayr-i Müslimlere de zekat verilmez.
k) Bayramlarda ve benzeri günlerde fakir kadın ve erkeklere verilen hediyeler, fakir çocuklara verilen harçlıklar, eğer zekata niyet edilirse zekat yerine geçer.
l) Zengin babanın, (babasına mali bağımlılığı olmayan) büyük oğluna fakir ise zekat verilebilir. Küçük oğluna ise zekat verilemez. Çünkü zengin baba, fakir olan küçük oğluna bakmak zorundadır. m) Kişi, erkek kardeşlerine, kız kardeşlerine ve bunların çocuklarına zekat verebilir.
n) Kişi dayılarına, halalarına, teyzelerine ve bunların çocuklarına zekat verebilir.
o) Vergiler, zekat yerine geçmez. Kaynağı, gayesi, oranı ve harcanacağı yerler açısından farklıdırlar. Yukarıda, kendilerine 'zekat verilebilir' dediğimiz kimselerde aranan şart 'fakir olmaları'dır. Ayrıca zekatı verirken, zekata niyet edilmesi ve zekatın, zekat alana temlik edilmesi (bizzat sahibi kılınması) lazımdır. Yukarıdan da anlaşılacağı üzere, camilere, Kur'an kurslarına vb. kurum ve kuruluşlara (yani şahs-i manevilere) zekat verilemez. Ancak, oradaki ilim talebelerine veya kendini bu işe adamış hocalara (fakir iseler), bizatihi mülk edindirme yoluyla zekat verilebilir. Ancak şu da dikkate alınmalıdır ki, aldıkları zekat ve fitreleri toplayıp, bunları zekat verilmesi caiz olan kişilere ulaştırdıkları bilinen ve güvenilen kurum ve yardımlaşma kuruluşlarına zekat, fitre ve öşür verilebilir. Yine yukarıda da zikrettiğimiz gibi, bir kimse, fakir kız kardeşine ve fakir damadına zekat verebilir. Ama zekatı fakir ve evli de olsa bizzat kızına veremez.(Reddu'l-Muhtar; Nuru'l-izah; Dört Mezhep Fıkhı, Abdurrahman el-Ceziri; el-Hidaye)

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede