Seferînin (Yolcunun) Namazı
Seferî Sayılmak İçin Gidilmesi Gereken Mesâfe Ne Kadardır?
Seferîlik Hükümleri Nelerdir?
Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?
Namazda Kasr Niçin Yapılır?
Namazı Kasretmenin Şartı Nedir?
Nereden İtibaren Namazlar Kasredilmeye Başlanır?
Sefer Hâlinde Kaç Güne Kadar Namaz Kasredilir?
Sefer kelimesi, lügatte, yol yürümek, herhangi bir mesafeye gitmek demektir.
Fıkıhta ise, 3 günlük bir mesafeyi yürümek niyetiyle yola çıkmaktır.
Böyle bir niyetle yola çıkan kimseye misafir denir. Seferî adı da verilir.
Sefer kelimesinin mukabili ikâmettir. Doğduğu yerde veya sonradan vatan edindiği bir beldede oturmak mânasına gelir. Böyle bir kimseye de mukîm denilir.
İstirahatlarla birlikte orta bir yürüyüşle 3 günlük mesafedir. Orta yürüyüş karada kafilenin ardındaki deve yürüyüşü ile yaya yürüyüşü; denizde ise mutedil havada yelkenli gemi sür'atidir.
Bir günlük yürüyüş 6 saat kabul edilmektedir. Yaya yürüyüşü ile ortalama saatte 5 km. yol alındığı göz önüne alınırsa, bu durumda 3 günlük mesafe zaman olarak 6x3 = 18 saat; uzunluk olarak da günde 5x6 = 30, üç günde 30x3 = 90 km. olur.
Bu durum kara yolculuğunda böyledir. Deniz yolculuğunda ise mutedil esen bir rüzgârla 3 günde kat'edilen yol 90 mil olarak hesaplanmıştır.
Bu müddetten daha az olan yolculuklar sefer hükmüne girmez.
Her ne kadar bugün yolculuk vasıtaları değişmiş ise de, asıl olan bu ölçülere riayet etmek lâzımdır. Çünkü nakil vasıtalarının şekil ve sür'atleri devamlı değişiklik arzetmektedir. Her değişiklik için bir usûl konamaz. Bunlar ârızî olan hallerdir. Onun için, asıl olan tabiî yolculuk vasıtalarına itibar edilmelidir. Bu mesafeler serî vasıtalarla çok kısa zamanda alınsa bile, hüküm değişmez.
Uçak seferleri, ya kara üzerinden, ya da deniz üzerinden, ya da hem kara, hem de deniz üzerinden olur. Hangisinden olursa olsun, kara ve deniz üzerinden alınacak mesafeler, kara veya deniz için kabûl edilen 3 günlük seferîlik miktarına ulaşınca, seferîlik hâli tahakkuk eder. Meselâ uçakla yapılan bir yolculukla, deniz üzerinden bir günlük, kara üzerinden de iki günlük mesafe yarım saatte alınmış olsa, seferîlik hâli meydana gelir.
Yolculuk meşakkat hâlidir. Saatinde ve dakikasında vasıtaya yetişmek, teknik ârızalarla, hava muhalefetleri ile karşılaşmak hep yolculuğun zor olan taraflarıdır. Vasıtaların tekâmül etmesiyle bu gibi zorluklar azalmaz, hattâ artabilir.
Bunun için gidilen mesafeyi değil de, vasıtanın sür'atini seferîlikte esas almak doğru olmaz (*).
Sefere (yolculuğa) çıkanlar hakkında İslâmiyet bâzı kolaylıklar ve ruhsatlar tanımıştır. Şöyle ki:
* Ramazan-ı şerîf'te yolculuğa çıkan kimse, orucunu te'hir edebilir.
* Misafir için ayaklardaki mestlere mesih müddeti, 3 gün 3 gecedir.
* En mühim kolaylık ve ruhsat da, namazı kasır'dır. Misafir, 4 rek'atlı farz namazlarını ikişer rek'at olarak kılar. Buna kasr-ı salât denir.
Hanefî mezhebinde namazı kasretmek vâcibtir. Bu durumda namazı kasır, mecazî bir ruhsat olmaktadır. Çünkü sair ruhsatlarda yapıp yapmamakta kişi serbesttir. Halbuki namazın kasrında icbar vardır.
Binaenaleyh seferî bir kimse namazı kasretmeden tam kılarsa mekruh işlemiş olur. Kılınan ilk iki rek'atla farz tamamlanmış olur. Son iki rek'at ise, nafile yerine geçer. Ne var ki ikinci rek'atın sonunda selâmı terkettiğinden vâcibi terketmiş, dolayısıyla mekruh işlemiş, namaz kerahetle sahih olmuş olur. Bu şekilde mekruh işliyerek kılınan namazdan bir sevab beklenmemelidir.
Seferî olan kimse, ikinci rek'at sonunda oturmadan 3. rek'ata kalksa, namazı fâsid de olur. Çünkü seferî kimse namazı iki rek'at olarak kıldığı için ikinci rek'at sonunda oturması farzdır. Bu durumda farz terkedilmiş olmakta, dolayısıyla namaz da bozulmuş bulunmaktadır.
Şâfiîlere göre seferî kimse namazı kasredip kasretmemekte muhayyerdir. Yani, isterse iki kılar,
isterse dört
Namazı kasretmek, hicrî 4. senede meşrû kılınmıştır. Meşrûiyeti Kitab, Sünnet ve İcmâ'-i Ümmet ile sâbittir.
Kasrın meşrûiyetine Kitabdan delil, Nisâ sûresinin âyetidir.
Sünnetten delil ise, şu rivâyetlerdir:
İbn-i Abbas şöyle demiştir:
"Sizin Peygamberinizin lisanı üzere Allah namazı hazarda 4 rek'at, seferde ise iki rek'at farz kıldı."
Hz. Âişe validemiz ise şöyle buyurmuştur:
"Namaz seferde ve hazarda ikişer rek'at ikişer rek'at olarak farz kılındı. Sonra yolculukta iki rek'at olarak kaldı. Hazardaki namazlara ise ziyade yapıldı."
Namazı kasretmenin illeti seferdir. Hikmeti ise meşakkattir.
Binaenaleyh hikmet olmasa da illet olsa, namaz kasredilir. Yani sefere çıkmış bir kimse yolculuğu ve misafirliği boyunca hiçbir meşakkat ve zahmete mâruz kalmasa bile, namazı kasreder. Çünkü kasrın sebebi ve illeti olan seferîlik hâli mevcuttur. Sefer dışında ise, bir kimse pek çok zahmet ve meşakkat çekse de namazı kasr edemez. Çünkü kasrın sebeb ve illeti olan seferîlik durumu yoktur.
Namazı kasr için en başta yolculuğa (sefer) niyet şarttır. Yolculuğa niyet edilmeksizin namaz kasredilmez.
Niyetin sahih olması için ise, seferin, yani, yolculuğun başından itibaren 3 günlük mesafeye gidişi niyet etmek lâzımdır. Geri dönüş müddeti hesaba katılmaz, sadece gidiş süresi üç günü bulmalıdır.
Başıboş olarak gezintiye çıkıp nereye gideceğini bilemeyen, bir yol hedefi olmayan kimse, 3 günlük mesafeden fazla yol alsa bile, sefer niyeti olmadığı için namazlarını kasr ile kılamaz.
Seferîlik niyeti için bülûğ da şarttır.
Sefere niyet eden ve yola çıkan kimse, oturduğu beldenin binalarını geçtikten itibaren namazlarını kasra başlar. Bulunduğu şehir veya kasabadan çıkarken gittiği istikametteki meskûn yerleri geçmiş olması lâzımdır. Şehre bağlı olup da birbirinden ayrı olan mahallelerin hepsini de geçmiş olmak gerekir.
Ancak şehrin dışında olup da eskiden şehre bağlı olan ve hâlen harâbe hâlinde bulunan yerler şehre bağlı sayılmazlar. Kasr için bunları da geçmek şart değildir. Şehre bitişik köy varsa, kasr yapılabilmek için bunların da geçilmesi şarttır.
Bulunduğu şehir ve köyden sefere niyet ile yola çıkan kimse oturduğu şehre ve köye geri dönmedikçe veya gittiği memlekette en az 15 gün kalmaya (ikâmete) niyet etmedikçe seferî sayılır, namazlarını kasreder.
Misafir olarak gidilen yerde 15 gün ikâmet niyeti yolda iken yapılsa sahih değildir. Yolculuk bittikten sonra yapılırsa sahih olur.
Bir iş tâkibi gibi bir sebeble 15 gün ikâmeti niyet etmeksizin meydana gelen misafirliklerde iş olmayıp bir ay bile kalınsa namaz kasredilir. Zira 15 günlüğüne ikâmet niyeti yoktur.
15 gün oturmaya niyet edilen yer, aynı yer olmalıdır. Ayrı ayrı şehir ve kasabalarda toplam 15 gün oturmaya niyetli yolcu, mukim sayılmaz. Seferîlik hükmünden çıkmaz.
İkâmete niyet, tam 15 gün olmalıdır. Bir yerde bir hafta kalmaya niyet edip, hafta dolunca bir 10 gün daha kalmaya niyet edilirse ikâmet süresi 17 gün olmakla beraber, seferîlik hâli son bulmaz, namazı kasra devam edilir.
Çünkü müddetler ayrı ayrı tayin edilmiş, ikâmete niyet bir anda 15 gün olarak yapılmamıştır.
Bir insan 3 günlük yolculuğa niyet ederek yola çıktıktan sonra sefer müddetini doldurmadan geri dönmeyi istese, misafir hükmünden çıkar ve artık namazlarını tam kılar.
Yine sefer müddeti bitmeden bir yerde kalmaya niyet edilmekle seferîlik hükmü son bulur.
Kasrın Hükmünün Kalkması:
Misafir 3 günlük mesafeyi tamamlamadan yarı yoldan evine dönmekle seferîlik hükmü kalkacağı gibi, sadece dönmeye niyet etmesiyle de seferîlik bozulur. Meselâ: Bir kimse iki günlük mesafeyi kat'ettikten sonra geri dönmeye niyet etse, fakat hemen de dönmeyip bulunduğu yerde bir müddet eylense evine dönmemiş olduğu halde seferîlik hükmünden çıkmış sayılır. Artık namazlarını kasr edemez, tam kılmak zorundadır.
Eğer yolcu sefer mesafesi olan üç günlük yolu aldıktan sonra geri evine dönmeye niyet etse, evine bizzat geri dönmedikçe seferîlik hâlinden çıkmaz. Burada geri dönüş niyeti kâfi değildir.
Vatanın Kısımları:
Oturma ve yerleşme bakımlarından vatan 3'e ayrılır:
1 * Vatan-ı aslî: İnsanın doğup büyüdüğü ve yaşadığı yahut da başka bir memlekete göçmüşse orada ev ve vatan edindiği, yerleştiği yere denir.
2 * Vatan-ı ikâmet: Yolculuk hâlindeki kimsenin 15 gün veya daha fazla kalmaya niyet ettiği yere denir.
3 * Vatan-ı süknâ: Misafirin yolculuk esnasında 15 günden az kalmak niyetiyle uğradığı ve oturduğu her yere denir.
Aslî vatan, ancak kendi misli ile bozulur. Bir kimse doğup büyüdüğü yerden başka bir memlekete gider orada iyice yerleşirse aslî vatanı bu ikinci ikâmet yeri olur. Doğup büyüdüğü yer aslî vatan olmaktan çıkar. Sonradan oraya misafir gittiğinde aynen sefer hükümlerine tâbi olur.
Seferle İlgili Mes'eleler:
* Sefer hâlinde müsait durum varsa sünnetler terkedilmez kılınır. Yoksa kılınmaz, terkedilir.
* Misafir kimse vaktin evvelinde namazı kasr ile kıldıktan sonra vaktin sonuna doğru ikâmete niyet etse, kıldığı namazı 4 rek'at olarak iadesi gerekmez. Ancak vakti içinde seferî iken namazı kılmayıp da kazâya bırakan kimse, sonradan ikâmete niyet etse, bu kazâya kalan namazı iki rek'at olarak kılar.
* Misafir, mukîm olan bir imama uyarsa namazını imamla birlikte 4 rek'at olarak kılar.
* Mukîm kimse, seferî olan bir imama uyarsa, imam iki rek'atta selâm verince o kalkar, iki rek'at daha kılarak namazı 4'e tamamlar. Ancak bu iki rek'atta kırâet yapmaz. Bir müddet ayakta bekledikten sonra rükû' ve secdeleri yapar. Ancak kırâet yapılmasında da bir beis yoktur.
Seferî imamın kendinin misafir olduğunu, mukîm cemaatin namazlarını tamamlaması gerektiğini hatırlatması gerekir.
Nitekim Peygamber Efendimiz Mekke fethinde, Mekke ehline namaz kıldırıp, 2 rek'atta selâm vermiş ve cemaata "Namazınızı siz tamamlayın, biz misafiriz" buyurmuşlardır.
* Cuma günü vakit girmeden yolculuğa çıkılabilir. Vakit girince ise Cuma kılmadan yolculuğa çıkmak mekruhtur.
* Seferîlik ve ikâmet hallerinde, tâbi olanın değil metbûun niyeti muteberdir. Binaenaleyh asker kumandanına, işçi işverene, talebe hocasına, evli kadın kocasına tâbidir. Onların niyetine göre mukîm veya seferî olunur.
Ramazan ay geldiinde insanlarn oruçlarnn kabul olmas için pek çok hususa dikkat edilir. En hassas ekilde orucu tutmak isteyenler, akllarndaki soru iaretlerine güvenilir ve net yantlar ararlar. 11 ayn sultan, aylarn en bereketlisi ramazan aynda skça gündeme gelen sorulardan biri de seferi iken oruç tutulur mu olmaktadr. Seferi oruç tutulur mu yani yolda oruç tutulur mu sorusunun cevabn sizin için aratrdk.
Dini konularda merak edilenlerle ilgili en yetkili mercilerden bilgi almak önemlidir. Seferi oruç Diyanet leri tarafndan da çerçevesi anlatlan bir ibadettir. Seferi iken oruç tutulur mu Diyanet tarafndan yantlanan ve her sene gündeme gelen bir konu olmutur. Bu sene de Diyanet leri Bakanl tarafndan gündeme gelmitir ve insanlarn oruç tutma konusundaki meraklar giderilmitir.
Seferi oruç nasl olurseferi oruç artlar nelerdir ve seferi oruç kaç km yolculuklarda geçerlidir diyenler için hazrladmz bu yazda seferi oruca dair merak edilen detaylar yer alyor. Eer ramazan aynda bir ehirden dier ehre gitmek isterseniz bu satrlardaki bilgileri hatrlayp oruç tutma eylemini netletirebilirsiniz.
lginizi çekebilir: Göz, Kulak, Burun Damlas Orucu Bozar M?
Öncelikle seferi oruç ne demek ksaca açklayalm. Seferi oruç, bir kiinin bulunduu ehirden farkl bir yere gitmesi durumunda kazaya brakaca oruçtur. Ramazan ay dönemi içinde kiiler çeitli nedenlerden dolay seyahat halinde olabilir.
Meslei oförlük olan ya da i için ehirleri gezen birisi oruç tutma konusunda tereddüt edebilir. Gidilen uzun yollar, aç ve susuz halde farkl ehirlerde bulunmak insanlar biraz düündürse de slam dininde bu durumun da bir kolayl salanmtr.
Eer ramazan günlerinde evinizden farkl bir ehirde ve evde 15 gün geçirecekseniz ve bulunduunuz ehirden 90 km uzaa gidecekseniz daha sonra tutmak üzere seferi orucunu kazaya brakabilirsiniz.
Seferi oruç niyeti nasl yaplr, sefere çklma durumu varsa hiç niyet yaplmamal mdr sorusunu Diyanet cevaplamtr. Yant öyledir: “Ramazan’da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculua çksa bu yolculuk esnasnda meru baka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamaldr.”
lginizi çekebilir: Kan Vermek Orucu Bozar M? Diyanet Cevab
slam dininde seferi oruç artlar belirlenmitir. Bir kiinin seferi orucunu tutmas için u durumlar yerine getirmesi gereklidir:
Seferi oruç artlar arasnda en önemlisi yolculuk mesafesiyle ilgilidir.
Yaanlan ehrin dnda en az 90 km uzaklkta bir yere yolculuk yaplacaksa; seferi oruç tutulabilir. Kii yolculuk yapt ehirde 15 günden fazla kalacaksa, o artk gittii yerde misafir deildir ve orada oruç tutma görevini tamaktadr.
Eer 15 günden daha az bir süre kalacaksa gidilen yerde misafir olarak kabul edilir ve oruç tutma zorunda deildir. Dilerse bu orucu kazaya brakabilir ve sonrasnda tutabilir.
Yolculuk bitiminde kaç gün oruç tutulmadysa; o günlerin kaza orucunun tutulmas gerekir. Seferi oruç kaç km diyenler için 90 km artnn altn çizebiliriz.
Ramazan’da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculua çksa bu yolculuk esnasnda meru baka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamaldr.
Balanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanmas gerekir. Sefer bir mazeret olduu için, eer orucunu seferîlii baladktan sonra bozarsa kendisine keffâret gerekmez, sadece kaza gerekir. (bn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, ). Hz. Peygamberin (s.a.s.) Mekke’nin fethi için sefere çktnda oruçlu iken, Kadîd denilen yere varnca orucunu bozmas (Buhârî, Savm, 34; Müslim, Syâm, 88) sava artlarnn gerei olarak deerlendirilebilir.
Bilgi kaynak: seafoodplus.info
Seferi iken oruç tutulabilir. ayet oruç tutan kiinin ileri aksamayacak ve salna herhangi bir zarar gelmeyecekse ramazan aynda tuttuu orucun sevab büyüktür. Dilersiniz ki uzun yolculuk yapacak kiiler, özellikle de oförler uyank kalmak adna yeme içme eylemine devam etmelidir.
Su, kahve ve çay içerek uykularn datrlar. Özellikle de çok uzun yolculuklar yapan kiiler bir süre sonra ackma hissine kaplr. Bu ackma ve susama halini gidermek için oruç tutulmas gerekmez. Daha sonra kazaya brakarak telafi edebilir.
90 km uzakla gidecek olanlar, eer dayanacak haldeyse ramazan orucunu tutup gittii yerde iftarn yapabilir. Seferde iken oruç tutulur mu sorusunun cevab evettir ancak kazaya brakmak da caizdir yani dinen bir sakncas yoktur.
Ramazanda seferi orucu tutan nafile oruç tutmu gibi düünülerek nafile sevab alyor diye yorumlanmaz, Diyanet sayfasnda farz sevab alnacan belirtmitir.
lginizi çekebilir: Di Frçalamak Orucu Bozar M? Diyanet Cevab
Orucu bilinçli ekilde bozmann günah olduu ifade edilir. Fakat baz durumlarda oruç istemsiz ekilde bozulabilir. Hastalk halleri bu durum içindedir. Zaruri bir durumda doktor kesin gerekli dediinde gda takviyeli serum alnrsa ya da ine yaplrsa seferi oruç bozmak zorunda kalr ve sonradan orucun kazas gerekir.
Seferi iken oruç bozmak istenirse ne yaplr? Niyetlenmi orucu bozmak günah olarak bilinir. Fakat daha sonra tutmak amacyla kazaya braklrsa günah affedilir. Yolculua çkmadan niyetlenen, aniden yolculua çkmas gereken kii sefer halinde olduu için orucunu bozabilir.
Kuran’ Kerim’de seferi oruçla ilgili öyle ayetler yer almaktadr:
“(O sayl günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doru yolun ve hak ile batl birbirinden ayrmann apaçk delilleri olarak Kur’an’n kendisinde indirildii ramazan aydr. Öyle ise içinizden kim bu aya ularsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamad günler saysnca baka günlerde tutsun. Allah, size kolaylk diler, zorluk dilemez. …” (Bakara Suresi, )
Bakara Suresi seferi oruç ayeti bulundururken oruç ile ilgili bir baka ayet de öyledir: “Eer o sizi boarsa, Rabbi ona, sizden daha hayrl, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eler verebilir.” (Tahrim Suresi 5. Ayet)
Rivayet edilir ki:
Hz. Aie Radiyallâhu Anhâ anlatyor:
Hamza ibni Amr el-Eslemi Radiyallâhu Anh, Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellemden yolculuk srasnda tutulan orucu sordu. Kendisi çok oruç tutan birisiydi.
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem öyle cevap verdiler:
“Dilersen tut, dilersen tutma.”
(Buhari, Savm: 33; Müslim, Syâm: ; Muvatta, Siyâm: 24; Tirmizî, Savm: 19; Ebu Dâvud, Savm: 42)
Bir baka rivayete göre:
Hz. Enes Radiyallâhu Anh anlatyor:
“Biz Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem ile beraber (seferde) idik. Bir ksmmz oruçlu, bir ksmmz oruçsuz idi. Ne oruçlu oruçsuzu ayplyor, ne de oruçsuz oruçluyu knyordu.”
(Buhari, Savm: 37; Müslim, Syâm: 98; Muvatta: 23; Ebu Dâvud, Savm: 42)
Seferi haldeyken yani yoldayken seferi oruç tutulduysa ve ehir deitirildiyse orucun hangi saatte açlaca konusu da kafa kartrabilmektedir. Bu konuda Diyanet leri açklamasna göre gidilen yerin iftar vaktinde oruç açlmaldr.
Eer iftar saatlerine yakn oruçlu kii uçakla yolculuk ediliyorsa yani yüksekte ise orucunu açmak için günein batmasn beklemelidir. Karada yolculuk ediliyorsa geçilen yerin iftar saatine göre oruç açlr.
Seferi iken oruç nasl açlr, bulunduumuz vasta çeidine göre deiiklik var mdr diyenler için özet bir cevap da verelim. Otobüs, arabada ya da gemide yolculuk ediliyorsa geçilen yerde iftar saati olduunda oruç açlabilir. Uçakla yolculuk ediliyorsa orucu açmak için günein kaybolmas esas alnr.
Yolculua çkan bir kiinin, oruç tutmamas caizdir. ayet kiinin üzerinde oruç farz varsa; kii orucunu sonraki günlerde tutmak adna kazaya brakabilir.
Kii gidecei yerde 15 günden fazla bir sürede kalacaksa; artk seferi olmaktan çkyor. 15 günden fazla kald durumda oruç tutma yükümlülüü hatrlatlr. ayet çeitli nedenlerden dolay 15 günden az kalacaksa oruç tutma zorunluluu yoktur.
Diyanet tarafndan yaplan açklamaya göre eer yolculuk uçakla yaplyorsa; iftar saatinin olduu sürede uçan bulunduu ehir iftar belirler. ayet araçla yaplan bir yolculuksa, iftar vakti geldiinde hangi konumdaysanz o saate göre iftar yapabilirsiniz.
Oruç Tutarken En Çok Yaplan 8 Hata
Oruç Tutmann 6 Kolay ve Salkl Yolu
6 Admda Vücudunuzu Oruca Hazrlayn
Orucu Bozan eyler: 19 Durum – Soru Cevap
Oruç Tutmann Salnz çin Bilimsel 10 Faydas
Yayınlanma:
Seferi nedir, kimler seferi sayılır? gibi sorular Ramazan ayının başlamasıyla merak edilmeye başlandı. Seferi, kişinin herhangi bir nedenle ikamet ettiği yerden kalkıp başka bir yere gitmesi veya gitmek için yola çıkmış kişiye de seferi veya müsafir denilir. İkamet ettiği yerden 90 km. uzağa giden seferi sayılır. Peki seferi namazı nasıl kılınır, kaç rekattır? İşte seferilikle ilgili merak edilenler…
SEFERİLİK NEDİR?
Kişinin herhangi bir nedenle ikamet ettiği yerden kalkıp başka bir yere gitmesi veya gitmek için yola koyulması, Arapça’da sefer veya müsaferet olarak adlandırılmakta olup, bu şekilde yola çıkmış kişiye de seferî veya müsafir denilir. Seferînin mukabili mukimdir ve mukim bir yerde yerleşik bulunan, yolcu olmayan kişi anlamındadır. Türkçemiz’de seferîlik veya müsaferet yerine, çoğunlukla yolculuk tabiri kullanılmaktadır. Fıkıh ve ilmihal kitaplarında seferîlik veya yolculuk sözlük anlamına yakın olmakla birlikte, ondan farklı olarak, belirli bir mesafeye gitmek anlamındadır. Yolcu olan kişiyi ilgilendiren bazı özel ruhsat hükümleri bulunduğu için seferin tanımının ve mahiyetinin iyi belirlenmesi gerekir.
SEFERİLİK MESAFESİ NASIL BELİRLENİR?
Seferîlik belirlenirken yolun yalnız gidiş mesafesi esas alınır, dönüş mesafesi hesaba dahil edilmez. Yolculuk yapan kimse süratli gider ve bu mesafeyi daha kısa sürede katederse, bu mesafe hesabına göre yine yolcu sayılır. Yolculukta üç günün esas alınması ve üç günün zaman ve mesafe olarak ifade edilmesi konusunda herhangi bir âyet ya da hadis bulunmayıp, bu ayarlama İslâm hukukçuları tarafından yapılmıştır. Onlar bu zaman ve mesafe ayarını yaparken büyük ölçüde, sahâbenin Hz. Peygamber’in uygulamasını tavsif edişlerine ve onların kendi uygulamalarına dayanmışlardır. Meselâ Hanefîler üç günlük yolculuğun seferîlik hükümlerine esas olduğunu tesbit ederken büyük ölçüde, yolcu olan kişinin üç gün üç gece mest üzerine meshedebileceğini bildiren şu hadisi esas almışlardır: “Mukim kimse tam bir gün bir gece, yolcu ise üç gün üç gece mesh eder” (Müslim, “Tahâret”, 85; Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 60).
Daha sonra bu üç günlük yol veya on sekiz saatlik yolculuk asrımızda değişik ince hesaplarla kilometreye çevrilmiştir. Bu çevirmenin de asıl sebebi, çağımızda hızlı ulaşım araçlarının ortaya çıkması sonucu, üç günlük süre ölçütünü uygulamanın neredeyse imkânsız hale gelmiş olmasıdır. Bu hesaplara göre, kişinin yolcu sayılacağı ve yolculuk ruhsatlarından istifade edeceği mesafe, küçük bazı farklılıklarla km. arasında tesbit edilmiştir. Ancak her iki ölçüyü yani zaman veya mesafeyi esas almanın ayrı ayrı problemleri vardır.
Mesafe esas alındığında, son derece hızlı ve konforlu vasıtaların ortaya çıkması sebebiyle, bu 90 kilometrelik yolun oldukça meşakkatsiz ve çok kısa bir süre içerisinde katedilebilmesidir. Zamanın esas alınması durumunda ise yine birçok problem ortaya çıkmakta, gelecek birkaç yıl içinde seferîlik ruhsatları diye bir şey kalmayacağı, hatta zamanın esas alınması halinde bugün bile seferîlik hükümlerinden istifade edilemeyeceği ileri sürülmektedir.
Bununla birlikte çağdaş İslâm bilginleri, bu ikisinden mesafe ölçüsünün daha objektif veya uygulanabilir olduğu kanaatindedirler. Hanefîler dışındaki çoğunluğa göre, namazların kısaltılmasını mubah kılan yolculuk, ortalama iki günlük yolculuk veya ağır yükle ve yaya olarak iki konaklık mesafedir. Seferîlik meselesinin üzerinde durulması, doğru bir tanımının yapılmaya çalışılması, bu durum için tanınmış bazı ruhsat ve kolaylıklardan istifade edilebilmesine yöneliktir. Başka bir ifadeyle, seferin ne olduğu sağlıklı bir şekilde ortaya konulmalı ki, seferî değilken seferîlik hükümlerinden istifa edilmiş olmasın veya seferî olunduğu halde sefer ruhsatlarından mahrum kalınarak gereksiz yere sıkıntı çekilmesin.
SEFERİ NAMAZI NASIL KILINIR, KAÇ REKATTIR?
Seferi olduğunuz durumlarda 4 rekatlık farz namazlar, 2 rekat kılınır. Sünnetlerin tamamı kılınır, müsait olunmazsa sünnetler terk edilebilir.
Seferi iken misafir olan imama, mukim olan (misafir olmayan) kişi uyduğunda, 4 rekatlı namazlarda imam 2 rekatı kıldırdıktan sonra sağına soluna selam verir. “Ben misafirim, mukim olanlar namazını tamamlasın” der. Mukim olanlar, imam ikinci selamı verince “Allâh-ü Ekber” diyerek kalkar, aynen imamın arkasındaymış gibi kıyamda, kıraat etmeden (okumadan), Fatiha Suresi okuyacak kadar bekler. Rükû ve secdelerini yapar. İkinci rekata kalkar, yine Fatiha sûresi okuyacak kadar bekleyip rükû ve secdelerini yapar. Ettahiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena dularını okur , selam vererek namazı bitirir. (Namaz Hocası)
ArapçaistifaRamazan