nisa suresi 7 ayet okunuşu / Talâk Suresi Türkçe Meali, yazılışı, okunuşu, anlamı ve sesli dinleme

Nisa Suresi 7 Ayet Okunuşu

nisa suresi 7 ayet okunuşu

Nisa Suresi Türkçe Arapça okunuşu

Nisa Suresinin çok faziletli olduğu bazı kaynaklarda rivayet edilmektedir. İnsanlar bu faziletli duanın okunuşunu, anlamını ve ve tefsiri merak edip araştırıyor. İşte Nisa Suresi ile ilgili merak ettiğiniz her şey.

NİSA SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

NİSA SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

NİSA SURESİ DİYANET TEFSİRİ

Kur’an-ı Kerîm’de “ey insanlar!” hitabının hedef kitlesi yalnızca müminler değil, bütün insanlardır. Bu sebeple âyette “Allah’a saygısızlıktan sakının” yerine “Rabbinizden sakının” meâlinde bir ifade kullanılmıştır. Bunu, insanların yaratıcı ile kulluk ilişkisine “Allah ve ilâh”, insan olarak yaratılma ve geliştirilme ilişkilerine ise rab isminin uygun düşmesiyle izah etmek mümkündür. Zira bu isim, yaratmayı ve yaratılana belli özellikler içinde var oluş imkânı vermeyi ifade etmektedir.

Hitabın, arkadan gelecek hükümler bakımından, hiçbir fark gözetmeksizin bütün insanları hedeflemiş olmasının ikinci delili de insanlar arasındaki ilişkilere –biri geniş, diğeri nispeten dar olan– iki unsuru temel kılmış olmasıdır: a) Bütün insanların asıl maddesi, özü olan “nefis”, b) İlk rahimden (bütün insanların annesi olan Havvâ’nın rahminden) son rahime (her bir insanın annesinin rahmine) kadar gelen rahimler. Yaratanı bir, özü ve aslı bir, ilk oluşta anası babası bir, sonraki oluşlarda da soyu ve ailesi bir olan insanların yalnızca bu birlikten kaynaklanan birtakım hakları ve ödevleri (bu mânada insan hakları) olacaktır, olmalıdır; Nisâ sûresi de bu hakların ve ödevlerin önemli bir kısmını açıklamak üzere indirilmiştir.

Kur’an’da nefis (çoğulu enfüs), “insan, insanın veya başka bir şeyin kendisi, insanın hayatta iken insan olmasını sağlayan (insanın onun sayesinde, ona sahip olduğu için insan olduğu), ölünce de ebedî varlığını devam ettiren unsuru” mânalarında kullanılmıştır. Bazı âlimler, filozoflar ve sûfîler ruh ile nefsi aynı varlığın iki adı olarak açıklamışlar (meselâ bk. Gazzâlî, İhyâ’, III, 2 vd.), bazıları ise nefis ile ruhu farklı mahiyetler olarak tanımlamışlardır. İkinci tanımlamaya göre Allah Teâlâ her bir insan için tıpkı bedeni gibi bir de nefis yaratır, Şah Veliyyullah’ın “neseme” adını verdiği bu nefis, insanın hayatı boyunca yapıp ettiklerine göre mânevî bir yapı ve kişilere göre farklı özellikler kazanır. Ruh ise şahsî değil umumidir; tek bir enerji merkezinden gelip ampulleri aydınlatan elektrik gibidir ve ilâhîdir, Allah’a aittir, “halk âlemi”ne değil “emir âlemi”ne dahildir, nefis için Allah’ın rızâsına götüren yolu aydınlatır veya onu bu yola çeker. İnsanın tabiatında ve yapısında Allah’ın rızâsına aykırı yola çeken güçler de (heyecanlar, güdüler, ihtiyaçlar) vardır, ayrıca şeytanın da işi, insanı Allah yolundan saptırmaya çalışmaktır. İnsan (nefis), aldığı eğitim ve iradesi sayesinde bu iki çekim merkezi arasında mücadele ve imtihan vererek dünya hayatında kulluğunu ve tekâmülünü gerçekleştirmeye çalışır; “emmâre” (kötüye çeken, kötüyü emreden) nefis olmaktan kurtularak, “levvâme” (kendini tenkit eden, kınayan), “mülheme” (ilâhî ilhama mazhar olan), “mutmainne” (şüphelerden ve geçici zevk bağımlılığından kurtularak huzura eren), “râdıye” (Allah’ın takdirine razı olan), “merdıyye” (Allah’ın rızâsına mazhar olan) nefis basamaklarına veya derecelerine tırmanmak için çabalar (Şah Veliyyullah, et-Tefhîmâtü’l-ilâhiyye, I, ; II, vd.; Hüccetullâhi’l-bâliga, I, , ).

Âyette önce “sizi bir tek nefisten yaratan” denilmiş, sonra “ondan da eşini yaratan” buyurulmuştur; insanlardan her birinin babası ve anası bulunduğuna, her birey üreme kanunları çerçevesinde meydana geldiğine göre burada “nefisten, ondan yaratan” sözünü “onun bir parçasından” (meselâ kaburgasından) şeklinde değil, “onun özünden, ona benzer (misli) olan asıldan ve kökten (buradaki ifadeye göre nefisten) yaratan” şeklinde anlamak gerekir. Nitekim “Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden (nefislerinizden) eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır” meâlindeki âyette de bu kelime aynı mânada kullanılmıştır (Rûm 30 /21). Nahl (16 /72) ve Şûrâ (42/11) sûrelerinde de benzer ifadeler vardır. Bütün bu âyetlerde “nefsinden yaratmak”, “vücudunun bir parçasından yaratmak” mânasında değildir. Buna göre meâli ve numaraları verilen âyetler, Havvâ’nın aslının, Âdem’in kaburgası olduğu şeklindeki yaygın inancın delili olamaz. Havvâ’nın veya kadınların eğri kaburgadan yaratıldığını ifade eden hadisler, kadınla erkeğin tabii (fıtrî) olan ve değişmemesi gereken farklılıklarını ve özelliklerini anlatmak üzere yapılmış bir benzetmedir, mecazî bir anlatımdır. Nitekim bazı rivayetlerde açıkça “Kadın kaburga gibidir” buyurulmuştur (Buhârî, “Nikâh”, 79, 80; Müsned, V, ). Hadislere göre kadınları erkeklere benzetmeye, tabii özelliklerini yok etmeye kalkışmak, eğimli yaratılmış kaburga kemiğini düz hale getirmeye uğraşmak gibidir. Kaburga ancak kavisli olduğunda uygun, sağlam ve kâmildir, fonksiyonunu yerine getirir; düz olsaydı akciğerin şekline uymaz ve onu koruyamazdı. Şu halde onu düzeltmeye çalışmak bozmaya ve kırmaya çalışmak demektir.

Âdem ile Havvâ yaratıldıktan sonra bunlardan birçok erkek ve kadının meydana getirildiği ve yeryüzüne dağıtıldığı ifade buyurulmaktadır. Bazı müfessirler dünyada yalnızca bir erkekle bir kadının bulunduğu bir zamanda bunların çocuklarının nasıl çocuk meydana getirebilecekleri üzerinde durmuş ve “birinci batında ikiz doğan bir erkek ve bir kızın, ikinci batında yine ikiz doğan bir kız ve bir erkekle evlendiklerini, o tarihte başka yolu bulunmadığı için Allah’ın farklı batınlarda doğan kardeşler arasında evlenmeyi câiz kıldığını ifade etmişlerdir (Tabâtabâî, IV, ). Bize göre böyle bir tasavvur zaruri değildir; çünkü Allah Teâlâ’nın insanı nasıl yarattığını açıklayan âyetlerde topraktan, çamurdan, nefisten ve Allah’ın ruhundan üflemesiyle yaratıldığı kayıtları ve şekilleri vardır. Son şekil Hz. Îsâ’nın yaratılmasıyla ilgilidir. Meryem, bir erkekle beraber olmadan Allah’ın ruhundan üflemesi (Enbiyâ 21/91; Tahrîm 66/12) ve bunun açıklaması mahiyetinde olan “ruhun insan şekline bürünüp Meryem’e görünmesi”yle (Meryem 19/17) hamile kalmış ve Allah’ın ona ulaştırdığı bir “kelimesi” (Nisâ 4/) olarak Hz. Îsâ’yı doğurmuştur. Kezâ Hz. Zekeriyyâ bir zürriyet vermesi için rabbine dua etmiş, rabbinin de duasını kabul ederek Yahyâ’yı ona vereceğini müjdelemesi üzerine “kendisinin yaşlandığını, eşinin de çocuktan kesildiğini” ifade ederek bunun nasıl olacağını sormuştu. Rabbinin ona cevabı şöyle olmuştur: “İşte böyle; Allah dilediğini yapar” (Âl-i İmrân 3/40); “ O, bana kolaydır; daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım” (Meryem 19/9). Hz. Âdem’in yaratılmasında ana da yoktur baba da; Hz. Îsâ’nın yaratılmasında yalnızca ana vardır; Hz. Yahyâ’nın yaratılmasında ana ve baba vardır, fakat çocuk yapma kabiliyetleri mevcut değildir. Kur’an-ı Kerîm’de ve sağlam rivayetlerde “kardeşlerin birbiriyle evlendikleri” bilgisi verilmediğine göre ilk yaratılan erkekle kadından birçok erkek ve kadının türetilmesinin nasıl olduğunun bilinmediğini, yukarıda zikredilen şekillerden birine göre veya bir başka şekilde yaratma ve çoğaltmanın olabileceğini ifade etmek bize daha uygun görünmektedir.

Akrabalık bağının (sıla-i rahim) hakkını vermemekten sakınmanın, Allah’ın emirlerine aykırı davranmaktan sakınma ile beraber zikredilmesi İslâm’da akrabalık ilişkisine ne kadar önem verildiğine güçlü ve açık bir işaret teşkil etmektedir. Ayrıca bu giriş, sûrede “ana, kız kardeş, eş” gibi sıfatlarla erkeğe bağlı (aralarında akrabalık veya akid ilişkisi bulunan) kadınların haklarına riayet edilmesi gerektiğine ve bunun Allah’ın emirlerine riayet mahiyetinde olduğu hükmüne de işaret etmekte, gelecek hükümler için mânevî bir müeyyide sağlamaktadır.

Nisâ sûresinin fazileti hakkında kaynaklarda bazı rivayetler yer almıştır. Hz. Peygamber’in kıldığı gece namazlarında bu sûreyi de okuduğu nakledilmiş (Müsned, VI, ; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, ; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, ), Abdullah b. Mes‘ûd’a büyük günahların nelerden ibaret olduğu sorulduğunda bunlar Nisâ sûresinin başından âyetine kadar yer alan yasaklar diye belirtilmiştir (İbrâhim Ali es-Seyyid Ali Îsâ, s. ).

İbn Abbas’ın, Nisâ sûresinin Allah’ın kullarına karşı merhametli, bağışlayıcı ve tövbeleri kabul edici olduğunu vurgulayan 26, 27, 28, 31, 40, 48, 64, âyetlerinin bu ümmet için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlı sayıldığını belirttiği nakledilir (Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, III, ).

Bazı kaynaklarda Hz. Peygamber’e nisbet edilen, “Nisâ sûresini okuyan kimse miras almaya elverişli kadın ve erkek müminlerin hepsine sadaka vermiş gibi olur; ayrıca köle satın alıp âzat edenin sevabına nâil kılınır, şirk inancından uzak tutulur ve Allah’ın affa mazhar kılacağı kulları arasına alınır” şeklindeki rivayetin (Zemahşerî, II, ; Beyzâvî, I, ) uydurma olduğu belirtilmiştir (Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî, I, ; Muhammed et-Trablusî, II, ).

Münafikun Suresi Türkçe Arapça okunuşu, meali ve tefsiri
Münafikun Suresi Türkçe Arapça okunuşu, meali ve tefsiri

On bir ayetten oluşan Münafikun Suresi, iki bölüm olarak ele alınmaktadır. Birinci bölümde münafıkların dış görünüşü ve ruhi portlerinden bahsedilir, ikinci bölümünde ise müminler, mal hırsı ve evlat sevgisinin kendilerini Allah yolundan alıkoymaması hususunda uyarılmış, ardından, ölüm gelip çatmadan önce Allah’ın verdiği imkanlardan infak etmeleri istenmiştir. İnsanlar münafikun suresinin ne için okunduğunu, faziletleri ve faydaları hakkında araştırmalarda bulunuyor. Münafikun suresini dinlemek, Türkçe ve Arapça okunuşu, anlamı, meali ve faziletlerini öğrenmek için haberimize göz atabilirsiniz.

Nisa Suresi Okunuşu ve Anlamı: Nisa Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı, Meali, Tefsiri ve Okunuşu

Nisa Suresi Türkçe Anlamı

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.

1 - Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

2 - Öksüzlere mallarını verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle değiştirmeyin. Onların mallarını, kendi mallarınıza karıştırıp yemeyin. Zira bu, büyük bir günahtır.

3 - Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız, hoşunuza giden diğer kadınlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız, o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle (sahip olduğunuz câriye ile) yetinin. Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir.

4 - Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin.

5 - Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

6 - Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz, mallarını kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar" endişesiyle onları israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onların malını yemekten çekinsin. Fakir olan ise, meşrû sûrette yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman, bunu şahitler karşısında yapın. Hesap görücü olarak Allah yeter.

7 - Ana, baba ve akrabaların miras olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır. Kadınların da ana, baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kılınmış bir hissedir.

8 - Paylaşma sırasında akrabalar, öksüzler, yoksullar hazır bulunurlarsa, onlara da bir şey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini alın.

9 - Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

10 - Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar.

11 - Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.

12 - Eğer hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Şâyet bir çocukları varsa o zaman mirasın dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır. Şâyet çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır. Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eğer ölen bir erkek veya kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak (yan koldan) mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir. Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafından bir emirdir. Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır.

13 - İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur.

14 - Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'ın koyduğu sınırları aşarsa Allah onu da ebedî kalacağı cehennem ateşine koyar. Onun için alçaltıcı bir azab vardır.

15 - Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin.

16 - Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.

17 - Ancak Allah'ın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah işleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. İşte Allah bunların tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her şeyi bilendir, hikmet sahibidir).

18 - Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "İşte ben şimdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.

19 - Ey iman edenler! Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye, onları sıkıştırmanız da helal değildir. Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur.

20 - Eğer bir eşi bırakıp da yerine diğer bir eş almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermiş de bulunsanız, ondan bir şey geri almayın. O malı bir iftira ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız?

21 - Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?

22 - Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz. Şüphe yok ki o, pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti.

23 - Size şunları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek ve kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz ve karılarınızın anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir. Şüphesiz ki Allah gafur (çok bağışlayıcı) ve çok merhamet edicidir.

24 - Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı. Bütün bunlar Allah'ın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir. Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı. O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdır. O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzur yoktur. Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

25 - Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir).

26 - Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her şeyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

27 - Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki şehvetlerine uyanlar ise, sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar.

28 - Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır.

29 - Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canına kıymayın. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir.

30 - Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da Allah'a pek kolaydır.

31 - Eğer siz, yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız, diğer kusurlarınızı örter, sizi güzel bir makama koyarız.

32 - Bir de Allah'ın bazınıza, diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin. Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardır. Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır. İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

33 - Anne, baba ve akrabaların bıraktıkları her şey için bir mirasçı tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin. Şüphesiz Allah, her şeye şahittir.

34 - Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

35 - Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır.

36 - Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.

37 - Onlar ki hem kıskanır, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimeti gizlerler. Biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırladık.

38 - Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcarlar. Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır!

39 - Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'ın verdiği rızıktan gösterişsiz harcasalardı kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir.

40 - Şüphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eğer yapılan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabını kat kat artırır. Ve kendi katından büyük bir mükafat verir.

41 - Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman bakalım kâfirlerin hali ne olacak!..

42 - Allah'ı, inkar edip peygambere isyan edenler, o kıyamet günü yerle bir olmayı isterler. Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler.

43 - Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.

44 - Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.

45 - Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardımcı olarak da Allah yeter.

46 - Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri esas mânâsından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, "Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman etmezler.

47 - Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yanınızda bulunan (Tevrat)ı tasdik etmek üzere indirdiğimiz bu kitaba iman edin. Biz birtakım yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkını (yahudileri) lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden önce iman edin. Yoksa Allah'ın emri mutlaka yerine gelecektir.

48 - Doğrusu Allah, kendisine ortak koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah'a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.

49 - Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Onlara kıl kadar zulmedilmez.

50 - Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter.

51 - "Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar puta ve şeytana inanıyorlar. Ve Allah'ı tanımayanlara, "Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadır." diyorlar.

52 - Onlar, Allah'ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.

53 - Yoksa onların mülkten bir payı mı vardır. Eğer öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi.

54 - Yoksa onlar, Allah'ın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.

55 - İşte o yahudilerden bir kısmı ona iman etti. Bir kısmı da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.

56 - Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

57 - İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız.

58 - Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.

59 - Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.

60 - Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.

61 - Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve Peygambere gelin!" denince, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.

62 - Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.

63 - Onlar, Allah'ın kalblerindekini bildiği kimselerdir; Onlara aldırma, onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle!

64 - Biz hangi peygamberi gönderdikse, sırf Allah'ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi, elbette Allah'ı affedici, merhametli bulurlardı.

65 - Hayır! Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil, onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar.

66 - Eğer biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarınızdan çıkın." diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapamazlardı. Fakat kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de daha sağlam olurdu.

67 - Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik.

68 - Ve onları elbette doğru yola iletirdik.

69 - Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadaştır!

70 - Bu lütuf Allah'tandır. Bilen olarak Allah yeter.

71 - Ey iman edenler! Düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız. Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.

72 - Şüphesiz içinizden bir kısmı vardır ki, pek ağır davranır. Eğer başınıza bir musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadım." der.

73 - Ve eğer Allah'tan size bir lütuf ve zafer erişecek olsa, sizinle kendisi arasında hiç sevgi yokmuş gibi, bu sefer de hiç şüphesiz şöyle diyecek: "Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydım da büyük murada ereydim."

74 - O halde geçici dünya hayatını, ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.

75 - Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?

76 - İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.

77 - Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."

78 - Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse "Bu, Allahtandır" derler, bir kötülüğe uğrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar?

79 - (Ey insanoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter.

80 - Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.

81 - Sana "Peki" derler, fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı, geceleyin (gündüz) söylemiş olduklarının tersini kurarlar. Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor. Sen onlara aldırma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.

82 - Onlar hâlâ Kur'ân'ı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı.

83 - Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiğinde onu hemen yayıverirler. Halbuki onu peygambere ve aralarında yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çıkarmaya gücü yetenler, onu anlarlardı. Allah'ın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız.

84 - (Ey Muhammed) Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.

85 - Kim güzel bir işte aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir şeyde aracılık yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah her şeyi gözetip karşılığını verir.

86 - Siz bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.

87 - Kendinden başka ilâh olmayan Allah, sizi kıyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?

88 - O halde, siz niçin münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah onları kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde Allah'ın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptırırsa, sen onun için bir çıkış yolu bulamazsın.

89 - Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.

90 - Ancak o kimselere dokunmayın ki, sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp tarafsız olarak size gelmişlerdir. Eğer Allah dileseydi, onları size musallat kılardı, onlar da sizinle savaşırlardı. Eğer onlar sizden uzak dururlar, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir.

91 - Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik.

92 - Hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır. Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir. Allah, Alimdir (her şeyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).

93 - Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.

94 - Ey İman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız zaman, mümini kâfirden ayırmak için iyice araştırın. Size selam veren kimseye, dünya hayatının menfaatini gözeterek, "Sen mümin değilsin" demeyin. Allah katında çok ganimetler var. İslâm'a ilk önce girdiğiniz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice araştırın. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

95 - Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kıldı. Allah onların hepsine de cenneti vaad etmiştir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanların üzerinde büyük bir ecir vermiştir.

96 - Kendi katından derece derece rütbeler, bir mağfiret ve rahmet vermiştir. Öyle ya, O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

97 - Melekler, kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında, onlara, "Ne işte idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayıf kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. İşte bunların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü gidiş yeridir.

98 - Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadınlar ve çocuklar hariç

99 - Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Allah çok affedici, çok bağışlayıcıdır.

- Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse, kuşkusuz onun mükafatı Allah'a düşer. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Nisâ Suresi 7. Ayet Meali

لِّلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِّمَّا تَرَكَ ٱلْوَٰلِدَانِ وَٱلْأَقْرَبُونَ وَلِلنِّسَآءِ نَصِيبٌ مِّمَّا تَرَكَ ٱلْوَٰلِدَانِ وَٱلْأَقْرَبُونَ مِمَّا قَلَّ مِنْهُ أَوْ كَثُرَ ۚ نَصِيبًا مَّفْرُوضًا

Lir ricâli nasîbun mimmâ terekel vâlidâni vel akrabûne, ve lin nisâi nasîbun mimmâ terekel vâlidâni vel akrabûne mimmâ kalle minhu ev kesur(kesura), nasîben mefrûdâ(mefrûdan).

Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.

TürkçesiKöküArapçası
  • erkeklere vardır
  • ر ج ل
  • لِلرِّجَالِ
  • geriye bıraktıkları
  • ت ر ك
  • تَرَكَ
  • ana babanın
  • و ل د
  • الْوَالِدَانِ
  • ve akrabanın
  • ق ر ب
  • وَالْأَقْرَبُونَ
  • ve kadınlara vardır
  • ن س و
  • وَلِلنِّسَاءِ
  • geriye bıraktıkları
  • ت ر ك
  • تَرَكَ
  • ana babanın
  • و ل د
  • الْوَالِدَانِ
  • ve akrabanın
  • ق ر ب
  • وَالْأَقْرَبُونَ
  • ayrılmıştır
  • ف ر ض
  • مَفْرُوضًا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birer hisse olarak belirlemiştir.
  • Diyanet Vakfı: Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan belli bir hisse ayrılmıştır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Anne-baba ve en yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Kadınlara da anne-baba ve en yakınların bıraktıklarının azından da çoğundan da farz edilmiş bir pay vardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Ana, baba ve akrabaların miras olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır. Kadınların da ana, baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kılınmış bir hissedir.
  • Ali Fikri Yavuz: Ana-baba ve akrabanın (geriye) bıraktığı maldan erkeklere pay vardır. Kadınlara da, ana-baba ve akrabanın (geriye miras olarak) bıraktığı maldan pay vardır; (geriye kalan) o malın azından da çoğundan da (varisler için) takdir edilmiş birer pay
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): erkeklere bir pay var: ana baba ve en yakın akribanın bıraktığından, dişilere de bir pay var: ana bana ve en yakın akribanın bıraktığından, azından da çoğundan da, farz kılınmış birer pay
  • Fizilal-il Kuran: Ana- babanın ve yakın akrabaların bıraktıkları mirasta erkeklerin payı olduğu gibi kadınların da payı vardır. Bu miras ister az, ister çok olsun, onda erkeğin ve kadının belirlenmiş payları vardır.
  • Hasan Basri Çantay: Ana ve baba ile yakın hısımların bırakdıklarından erkeklere, ana ve baba ile yakın hısımların bırakdıklarından kadınlara — azından da, çoğundan da — farz edilmiş birer nasıyb olarak, hisseler vardır.
  • İbni Kesir: Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarında erkeklere bir pay vardır. Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarında kadınlara da bir pay vardır. Bunlar; az veya çok farz kılındığı şekilde bir paydır.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Erkekler için baba ile ananın ve ankariplerin bıraktıklarından bir pay vardır ve kadınlar için de baba ile ananın ve ankariplerin bıraktıklarından bir pay vardır. O bırakılandan az olsun çok olsun farz kılınmış bir nasip vardır.
  • Tefhim-ul Kuran: Anne ve baba ile akrabaların bıraktıklarından erkekler için bir pay vardır; anne ve baba ile akrabanın bıraktıklarından kadınlar için de bir pay vardır. Bunun azından ve çoğundan farz kılınmış bir pay vardır.

Nisa Suresi Okunuşu - Nisa Suresi Meali, Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı ve Diyanet Tefsiri (34 Ayet ve Tamamı)

Nisa Suresi Okunuşu ve Arapça Yazılışı

Bismillahirrahmânirrahîm.

1.Ya eyyühen nasütteku rabbekümüllezı halekaküm min nefsiv vahıdetiv ve haleka minha zevcelna ve besse minhüma ricalen kesırav ve nisaa* vettekullahellezı tesaelune bihı vel erham innellahe kane aleyküm rakıyba

2.Ve atül yetama emvalehüm ve la tetebeddelül habise bit tayyibi ve la te'külu emvalehüm ila emvaliküm innehu kane huben kebıra

3.Ve in hıftüm illa tuksitu fil yetama fenkihu ma tabe leküm minen nisai mesna ve sülase ve ruba' fe in hıftüm ella ta'dilu fe vahıdeten ev ma leleket eymanüküm zalike edna ella teulu

4.Ve antün nisae sadükatihinne nıhleh fe in tıbne leküm an şey'im minhü nefsen fe küluhü henıem merıa

5.Ve la tü'tüs süfehae emvalekümülletı cealellahü leküm kıyamev verzükuhüm fıha veksuhüm ve kulu lehüm kavlem ma'rufa

6.Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikah fe in anestüm minhüm ruşden fedfeu ileyhim emvalehüm ve la te'küluha israfev ve bidaran ey yekberu ve men kane ğaniyyen felyesta'fif ve men kane fekıyran felye'kül bil ma'ruf fe iza defa'tüm ileyhim emvalehüm fe eşhidu aleyhim ve kefa billahi hasıba

7.Lir ricali nasıybüm mimma terakel validani vel akrabune ve lin nisai nasıybüm mimma terakel validani vel akrabune mimma kalle minhü evkesür nasıybem mefruda

8.Ve iza hadaral kısmete ülül kurba vel yetama vel mesakınü ferzükuhüm minhü ve kulu lehüm kavlem ma'rufa

9.Velyahşellezıne lev teraku min halfihim zürriyyeten dıafen hafu aleyhim felyettekullahe velyekulu kavlen sedıda

İnnellezıne ye'külune emvalel yetama zulmen innema ye'külune fı bütunihim nara ve seyaslevne seıyra

Yusıykümüllahü fı evladiküm lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn fe in künne nisaen fevkasneteyni fe lehünne sülüsa ma terakv ve in kanet vahıdeten fe lene nısf ve li ebeveyhi li külli vahıdüm minhümes südüsü mimma terake in kane lehu veled fe il lem yekül lehu veledüv ve verisehu ebevahü fe li ümmihis sülüs fe in kane lehu ıhvetün fe li ümmihis südüs mim ba'di vesıyyetiy yusıy biha ev deyn abaüküm ve ebnaüküm la tedrune eyyühüm akrabü leküm nef'a ferıdatem minellah innellahe kane alımen hakıma

Ve leküm nısfü ma terake ezvacüküm il lem yekül lehünne veled fe in kane lehünne veledün fe lekümür rubüu mimma terakne mim ba'di vesıyyetiy yusıyne biha ev deyn ve lehünner rübüu mimma teraktüm il lem yekül leküm veled fe in kane leküm veledün fe lehünnes sümünü mimma teraktüm mim ba7di vesıyyetin tusune biha ev deyn ve in kane racülüy yurasü kelaleten evimraetüv ve lehu ehun ev uhtün fe li külli vahıdim minhümes südüs fe in kanu eksera min zalike fe hüm şürakaü fis sülüsi mim ba'di vesıyyetiy yusa biha ev deynin ğayra mudarr vesıyyetem minellah vellahü alımün halım

Tilke hududüllah ve mey yütııllahe ve rasulehu yudhılhü cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıhav ve zalikel fevzül azıym

Ve mey ya'sıllahe ve rasulehu ve yeteadde hududehu yudhılhü naran haledn fıha ve lehu azabüm mühın

Vellatı ye'tınel fahışete min nisaiküm festeşhidu aleyhinne erbeatem minküm fe in şehidu fe emsikuhünne fil büyuti hatta yeteveffahünnel mevtü ev yec'alellahü lehünne sebıla

Vellezani ye'tiyaniha minküm fe azuhüma fe in taba ve asleha fe a'ridu anhüma innellahe kane tevvaber rahıyma

İnnemet tevbetü alellahi lillezıne ya'melunes sue bi cehaletin sümme yetubune min karıbin fe ülaike yetubüllahü aleyhim ve kanellahü alımen hakıma

Ve leysetit tevbetü lillezıne ya'melunes seyyiat hatta iza hadara ehadehümül mevtü kale innı tübtül ane ve lellezıne yemutune ve hüm küffar ülaike a'tedna lehüm azaben elıma

Ya eyyühellezıne amenu la yehıllü leküm en terisün nisae kerha ve la ta'duluhünne li tezhebu bi ba'dı ma ateytümuhünne illa ey ye'tıne bi fahışetim mübeyyineh ve aşiruhünne bil ma'ruf fe in kerihtümuhünne fe asa en tekrahu şey7ev ve yec'alellahü fıhi hayran kesıra

Ve in eradtümüstibdale zevcim mekane zevciv ve ateytüm ıhdalünne kıntaran fe la te'huzu minhü şey'a e te'huzunehu bühtanev ve ismem mübına

Ve keyfe te'huzunehu ve kad efda ba7duküm ila ba'dıv ve ehazne minküm mısakan ğalıza

Ve la tenkihu ma nekeha abaüküm minen nisai illa ma kad selefv innehu kane fahışetev ve makta ve sae sebıla

Hurrimet aleyküm ümmehatüküm ve benatüküm ve ehavatüküm ve ammatüküm ve halatüküm ve benatül ehı ve benatül uhti ve ümmehatükümüllatı erda'neküm ve ehavatüküm miner radaati ve ümmehatü nisaiküm ve rabaibükümüllatı fı hucuriküm min nisaikümüllatı dehatüm bihınne fe il lem tekunu dehaltüm bihinne fe la cünaha aleyküm ve halailü ebnaikümül lezıne min aslabiküm ve ne tecmeu beynel uhteyni illa ma kad selef innellahe kane ğafurar rahıyma

Vel muhsanatü minen nisai illa ma meleket eymanüküm kitabellahi aleyküm ve ühılle leküm ma verae zaliküm en tebteğu bi emvaliküm muhsıniyne ğayra müsafihıyn femestemta'tüm bihı minhünne fe atuhünne ücurahünne ferıdah ve la cünaha aleyküm fıma teradaytüm bihı mim ba'dil ferıdah innellahe kane alımen hakıma

Ve mel lem yestetı' minküm tavlen ey yenkihal muhsanatil mü'minati fe mim ma meleket eymaüküm min feteyatikümül mü'minat vellahü a'lemü bi ımaniküm ba'duküm mim ba'd fenkihuhünne bi izni ehlihinne ve atuhünne ücurahünne bil ma'rufi muhsanatin ğayra müsafihativ ve la müttehızati ahdan fe iza uhsınne fe in eteyne bi fahışetin fe aleyhinne nısfü ma alel muhsanati minel azab zalike li men haşiyel anete minküm ve en tasbiru harul leküm vellahü ğafurur rahıym

Yürıdüllahü li yübeyyine leküm ve yehdiyeküm sünenellezıne min kabliküm ve yetube aleyküm vellahü alımün hakım

Vallahü yürıdü ey yetube aleyküm ve yürıdüllezıne yettebiuneş şehevati en temılu meylen azıyma

Yürıdüllahü ey yuhaffife anküm ve hulikal insanü daıyfa

Ya eyyühellezıne amenu la te'külu emvaleküm beyneküm bil batıli illa en tekune ticaraten an teradım minküm ve la taktülu enfüseküm innellahe kane biküm rahıyma

Ve mey yef'al zalike udvanev ve zulmen fe sevfe nuslıhi nara ve kane zalike alellahi yesıra

İn tectenibu kebaira ma tünhevne anhü nükeffir anküm seyyiatiküm ve nüdhılküm müdhalen kerıma

Ve la tetemennev ma faddalelelahü bihı ba'daküm ala ba'd lir ricali nasıybüm mimmektesebu ve lin nisai nasıybüm mimmektesebn ves'elüllahe min fadlih innellahe kane bi külli şey'in alıma

Ve li küllin cealna mevaliye mimma terakel validani vel akrabun vellezıne akadet eymanüküm fe atuhüm nasıybehüm innellahe kane ala külli şey'in şehıda

Er ricalü kavvamune alen nisai bi ma faddalellahü ba'dahüm ala ba'dıv ve bi ma enfeku min emvalihim fes salihatü kanitatün hafizatül lil ğaybi bi ma hafızallah vellatı tehafune nüşüzehünne fe ızuhünne vehcüruhünne fil medaciı vadribuhünn fe in eta'neküm fe la tebğu aleyhinne sebıla innellahe kane aliyyen kebıra

Ve in hıftüm şikaka beynihima feb'asu hakemem min ehlihı ve hakemem min ehliha iy yürıda ıslahay yüveffikıllahü beynehüma innellahe kane alımen habıra

Va'büdüllahe ve la tüşriku bihı şey'ev ve bil valideyni ıhsanev ve bizil kurba vel yetama vel mesakıni vel cari zil kurba vel caril cünübi ves sahıbi vil cembi vebnis sebıli ve ma meleket eymanüküm innellahe la yühıbbü men kane muhtalen fehura

Ellezıne yebhalune ve ye'mürunen nase bil buhli ve yektümune ma atahümüllahü min fadlih ve a'tedna lil kafirıne azabem mühına

Vellezıne yünfikune emvalehüm riaen nasi ve la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahır ve mey yeküniş şeytanü lehu karınen fe sae karına

Ve maza aleyhim lev amenu billahi vel yevmil ahıri ve enfeku mimma razekahümüllah ve kanellahü bihim alıma

İnnellahe la yazlimü miskale zerrah ve in tekü hasenetey yüdaıfha ve yü'ti mil ledünhü ecran azıyma

Fe keyfe iza ci'na min külli ümmetim bi şehıdiv ve ci'nabike ala haülai şehıda

Yevmeiziy yeveddüllezıne keferu ve asavür rasule lev tüsevva bihimül ard ve la yüktümunellahe hadısa

Ya eyyühellezıne amenu la takrabus salate ve entüm sükara hatta ta'lemu ma tekulune ve la cünüben illa abirı sebılin hatta tağtesiluv ve in küntüm merda ev ala seferin ev cae ehadüm minküm minel ğaitı ev lamestümün nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saıyden tayyiben femsehu bi vücuhiküm ve eydıküm innellahe kane afüvven ğafura

E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yeşteruned dalalete ve yürıdune en tedıllüs sebıl

Vallahü a7lemü bi a'daiküm ve kefa billahi veliyyev ve kefa billahi nasıyra

Minellezıne hadu yüharrifunel kelime am mevadııhı ve yekulune semı'na ve asayna vesma' ğayra müsmeıv ve raına leyyem bi elinetihim ve ta'nen fid dın ve lev ennehüm kalu semı'na ve eta'na vesma' venzurna leane hayral lehüm ve akveme ve lakil leanehümüllahü bi küfrihim fe la yü'minune illa kalıla

Ya eyyühellezıne utül kitabe aminu bi ma nezzelna müsaddikal li ma meaküm min kabli en natmise vücuhen fe neruddeha ala edbariha ev nel'anehüm ke ma leanna ashabes sebt ve kane emrullahi mef'ula

İnnellahe la yağfiru eyyüşrake bihı ve yağfiru ma dune zalike li mey yeşa' ve mey yüşrik billahi fe kadiftera ismen azıyma

E lem tera ilellezıne yüzekkune enfüsehüm belillahü yüzekkı mey yeşaü ve la yüzlemune fetıla

Ünzur keyfe yefterune alellahül kezib ve kefa bihı ismem mübına

E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yü'minune bil cibti vet tağuti ve yekulune lillizıne keferu haülai ehda minellezıne amenu sebıla

Ülaikellezıne leanehümüllah ve mey yel'anillahü fe len tecide lehu nesıyra

Em lehüm nesıybüm minel mülki fe izel la yü'tunen nase nekıyra

Em yahsüdunen nase ala ma atahümüllahü min fadlih fe kad ateyna ale ibrahımel kitabe vel hıkmete ve ateynahüm mülken azıyma

Fe minhüm men amene bihı ve minhüm men saddeanh ve kefa bi cehenneme seıyra

İnnellezıne keferu bi ayatina sevfe nuslıhim nara küllema nedıcet cüludühüm beddelnahüm cüluden ğayraha li yezukul azab innellahe kane azızen hakıma

Vellezine amenu ve amilus salihati senüdhılühüm cennatin tecri min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda lehüm fıha ezvacüm mütühheratüv ve nüdhılühüm zıllen zalıla

İnnellahe ye'müruküm en tüeddül emanati ila ehliha ve iza hakemtüm beynen nasi en tahkümü bil adlv innellahe niımma yeızuküm bih innellahe kane semıam basıyra

Ya eyyühellezıne amenu etıy'ullahe ve etıy'ur rasule ve ülil emri minküm fe in tenaze'tüm fı şey'in fe rudduhü ilellahi ves rasuli in küntüm tü'minune billahi vel yevmil ahırv zalike hayruv ve ahsenü te'vıla

Elem tera ilellezıne yez'umune ennehüm amenu bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablike yürıdune ey yetehakemu ilet tağuti ve kad ümiru ey yekfüru bih ve yürıdüş şeytanü ey yüdıllehüm dalalem beıyda

Ve iza kıyle lehüm tealev ila ma enzelellahü ve iler rasuli raeytel münafikıyne yesuddune anke sududa

Fe keyfe iza esabethüm müsıybetüm bi ma kaddemet eydıhim sümme cauke yahlifune billahi in eradna illa ıhsanev ve etvfıka

Ülaikellezıne ya'lemüllahü ma fı kulubihim fe a'rıd anhüm veızhüm ve kul lehüm fı enfüsihim kavlem belığa

Ve ma erselna mir rasulin illa li yütaa bi iznillah ve lev ennehüm iz zalemu enfüsehüm cauke festağferullahe vestağfera lehümür rasulü le vecedüllahe tevvaber rahıyma

Fe la ve rabbike la yü'minune hatta yühakkimuke fıma şecera beynehüm sümme la yecidu fı enfüsihim haracem mimma kadayte ve yüsellimu teslıma

Ve lev enna ketebna aleyhim enıktülu enfüseküm evıhrucu min diyariküm ma fealuhü illa kalılüm minhümv ve lev ennehüm fealu ma yuazune bihı lekane hayran lehüm ve eşedde tesbita

Ve izel le ateynahüm mil ledünna ecran azıyma

Ve le hedeynahüm sıratam müstekıyma

Ve mey yütıılahe ver rasule fe ülaike meallezıne en'amellahü alehim minen nebiyyıne ves sıddıkıyne veş şühedai ves salihıyn ve hasüne ülaike rafıka

Zalikel fadlü minellah ve kefa billahi alıma

Ya eyyühellezıne amenu huzu hızraküm fenfiru sübatin evinfiru cemıa

Ve inne minküm le mel leyübettıenn fe in esabetküm müsıybetün kale kad en'amellahü aleyye iz lem eküm meahüm şehıda

Ve lein esabeküm fadlüm minellahi le yekulenne ke el lem teküm beyneküm ve beynehu meveddetüy ya leytenı küntü meahüm fe efuze fevzen azıyma

Fel yükatil fı sebılillahillezıne yeşrunel hayated dünya bil ahırah ve mey yükatil fı sebılillahi fe yuktel ev yağlib fe sevfe nü'tıhi ecran azıyma

Ve ma leküm la tükatilune fı sebılillahi vel müstad'afıne miner ricali ven nisai vel vildanillezıne yekulune rabbena ahricna min hazihil rayetiz zalimi ehlüha vec'al lena mil ledünke veliyya vec'al lena mil ledünke nesıyra

Ellezıne amenu yükatilune fı sebılillah vellezıne keferu yükatilune fı sebılit tağuti fe katilu evliyaeş şeytan inne keydeş şeytani kane daıyfa

E lem tera ilellezıne kıyle lehüm küffu eydiyeküm ve ekıymüs salet ve atüz zekah fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü iza ferıkum minhüm yahşevnen nase ke haşyetillahi ev eşedde haşyeh ve kalu rabbena lime ketebte aleynel kıtal lev la ehhartena ila ecelin karıb kul metaud dünya kalıl vel ahıratü hayrul li menitteka ve la tuzlemune fetıla

Eyne ma tekunu yüdrikümül mevtü ve lev küntüm fı burucim müşeyyedeh ve in tüsıbhüm hasenetüy yekulu hazihı min ındillah ve in tüsıbhüm seyyetüy yekulu hazihı min ındik kul küllüm min ındillah fe mali haülail kavmi la yekadune yefkahune hadısa

Ma esabeke min hasenetin fe minellah ve ma esabeke min seyyietin fe min nefsik ve erselnake lin nasi rasula ve kefa billahi şehıda

Mey yütıır rasule fe kad etaallah ve men tevella fe ma erselnake aleyhim hafıyza

Ve yekulune taatün fe iza berazu min ındike beyyete taifetüm minhüm ğayrallezı tekul vallahü yektübü ma yübeyyitun fe a'rıd anhüm ve tevekkel alellah ve kefa billahi vekıla

E fe la yetedebberunel kur'an ve lev kane min ındi ğayrullahi le vcedu fıhıhtilafen kesıra

Ve iza caehüm emrum minel emni evil havfi ezau bih ve lev radduhü iler rasuli ve ila ülil emri minhüm lealimehüllezıne yesmebitunehu minhüm ve lev la fadlüllahi aleyküm ve rahmetühu letteba'tümüş şeytane illa kalıla

Fe katil fı sebılillah la tükellefü illa nefseke ve harridıl mü'minınv asellahü ey yeküffe be'sellezıne keferu vallahü eşddü be'sev ve eşeddü tenkıla

Mey yeşfa'şefaaten hasenetey yekül lehu nesiybüm minha ve mey yeşfa'şefaaten seyyietey yekül lehu kiflüm minha ve kanellahü ala külli şey'im mükıyta

Ve iza huyyıtüm bi tehıyyetin fe hayyu bi ahsene minha ev rudduha innellahe kane ala külli şey'in hasıba

Allahü la ilahe illa hu le yecmeanneküm ila yevmil kıyameti la raybe fıh ve men asdeku minellahi hadısa

Fe ma leküm fil münafikıyne fieteyni vallahü erkesehüm bi ma kesebu e türıdune en tehdu men edallellah ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla

Veddu lev tekfürune kema keferu fe tekunune sevaen fe la tettehızu minhüm evliyae hatta yühaciru fı sebılillah fe in tevellev fe huzuhüm vaktüluhüm haysü vecedtümuhüm ve la tettehızu minhüm veliyyev ve la nesıyra

İlillezıne yesılune ila kavmim beyneküm ve beynehüm mısakun ev cauküm hasırat suduruhüm ey yükatiluküm ev yükatilu kavmehüm ve lev şaellahü le selletahüm aleyküm fe le kateluküm fe inı'tezeluküm fe lem yükatiluküm ve elkav ileykümüs selem fe ma cealelahü leküm aleyhim sebıla

91.Setecidune aharıne yürıdune ey ye'menuküm ev ye'menu kavmehüm küllema ruddu ilel fitneti ürkisu fıha fe il lem ya'teziluküm ve yulku ileykümüs selem ve yeküffu eydiyehüm fe huzuhüm vaktüluhüm haysü sekftümuhüm ve ülaiküm cealna leküm aleyhim sültanem mübına

Ve ma kane li mü'minin ey yaktüle mü'minen illa hataa ve men katele mü'mine hataen fe tahrıru rakabetim mü'minetiv ve diyetüm müsellemetün ila ehlihı illa ey yessaddeku fe in kane min kavmin adüvvil leküm ve hüve mü'minün fe tahrıru rakabetim mü'mineh ve in kane mni kavmim beyneküm ve beynehüm mısakun fediyetüm müsellemetün ila ehlihı ve tahrıru rakabetim mü'mineh fe mel lem yecid fe sıyamü şehrayni mütetabiayni tevbetem minellah ve kanellahü alımen hakıma

Ve mey yaktül mü'minem müteammiden fe cezaühu cehnnemü haliden fıha ve ğadıbellahü aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azaben azıyma

Ya eyyühellezıne amenu iza darabtüm fı sebılillahi fe tebeyyenu ve la tekulu li men elka ileykümüs selame leste mü'mina tebteğune aradal hayatid dünya fe ındellahi meğanimü kesırah kezalike küntüm min kablü fe mennellahü aleyküm fe tebeyyenu innellahe kane bi ma ta'melune habıra

La yestevil kaıdune minel mü'minıne ğayru ülid darari vel mücahidune fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim feddalellahül mücahidıne bi emvalihim ve enfüsihim alel kaıdıne deraceh ve küllev veadellahül husna ve feddalellahül mücahidıne alel kaıdıne ecran azıyma

Deracatim minhü ve mağfiratev ve rahmehv ve kanellahü ğafurar rahıyma

İnnellezıne teveffahümül melaiketü zalimı enfüsihim kalu fıme küntüm kalu künna müstad'afıne fil ard kalu e lem tekün erdullahi vasiaten fe tühaciru fıha fe ülaike me'vahüm cehennem ve saet mesıyra

İllel müstad'afıne miner ricali ven nisai vel vildani la yestetıy'une hıyletev ve la yehtedune sebıla

Fe ülaike asellahü ey ya'füve anhüm ve kanellahü afüvven ğafura

Ve mey yühacir fı sebılillahi yecid fil erdı mürağamen kesırav veseah ve mey yahruc mim beytihı mühaciran ilellahi ve rasulihı sümme yüdrikhül mevtü fe ad vekaa ercuhu alellah ve kanellahü ğafurar rahıyma

Ve iza darabtüm fil erdı fe leyse aleyküm cünahun en taksuru mines salah in hıftüm ey yeftinekümüllezıne keferu innel kafirune kanu leküm adüvvem mübına

Ve iza künte fıhim fe ekamte lehümüs salate feltekum taifetüm minhüm meake vel ye'huzu eslihatehümv fe iza secedu felyekunu miv veraikümv velte'ti taifetün uhra lem yüsallu fel yüsallu meake vel ye'huzu hızrahüm ve eslihatehüm veddellezıne keferu lev tağfülune an eslihatiküm ve emtiatiküm fe yemılune aleyküm meyletev vahıdehv ve la cünüha aleyküm in kane bi küm ezem mim metarin ev küntüm merda en tedau eslihateküm ve huzu hızrakümv innellahe eadde lil kafirıne azabem mühına

Fe iza kadaytümüs salate fezkürullahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubiküm fe izatme'nentüm fe ekıymüs salah innes salate kanet alel mü'minıne kitabem mevkuta

Ve la tahinu fibtiğail kavm in tekunu te'lemune fe innehüm ye'lemune kema te'lemune ve tercune minellahi mala yercun ve kanellahi alımen hakıma

İnna enzelna ileykel kitabe bil hakkı li tahküme beynen nasi bima erakellah ve la tekül lil hainıne hasıyma

Vestağfirillah innellahe kane ğafurar rahıyma

Ve la tücadil anillezıne yahtanune enfüsehümv innellahe la yühıbbü men kane havvanen esıma

Yestahfune minen nasi ve la yestahfune minellahi ve hüve meahüm iz yübeyyitune ma la yerda minel kavl ve kanellahü bi ma ya'melune mühıyta

Ha entüm haülai cadeltüm anhüm fil hayatid dünya fe mey yücadilüllahe anhüm yevmel kıyameti em mey yekunü aleyhim vekıla

Ve mey ya'mel suen ev yazlim nefsehu sümme yestağfirillahe yecidillahe ğafurar rahıyma

Ve mey yeksib ismen fe innema yeksibühu ala nefsih ve kanellahü alımen hakıma

Ve mey yeksib hatıy'eten ev ismen sümme yermi bihı berıen fe kadıhtemele bühtanev ve ismem mübına

Ve lev la fadlüllahi aleyke ve rahmetühu lehemmet taifetüm minhüm ey yüdılluk ve ma yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yedurruneke min şey' ve enzellellahü aleykel kitabe vel hıkmete ve allemeke ma lem tekün ta'lemv ve kane fadlüllahi aleyke azıyma

La hayra fı kesırim min necvahüm illa men emera bi sadekatin ev ma'rufin ev ıslahım beynen nas ve mey yef'al zalikebtiğae merdatillahi fe sevfe nü'tıhi ecran azıyma

Ve mey yüşakıkır rasule mim ba'di ma tebeyyene lehül hüda ve yettebı' ğayra sebılil mü'minıne nüvellihı ma tevella ve nuslihı cehennem ve saet mesıyra

İnnellahe la yağfiru ey yüşrake bihı ve yağfiru ma dune zalike li mey yeşa' ve mey yuşrik billahi fe kad dalle dalalem beıyda

İy yed'une min dunihı illa inasa ve iy yad'une illa şeytanem merıda

leanehüllah ve kale le ettehızenne min ıbadike nasıybem mefruda

Ve le üdıllennehüm ve le ümenniyennehüm ve le amürrannehüm fe le yübettikünne azanel en'ami ve le amürannehüm fe le yüğayyirunne halkallah ve mey yettehıziş şeytane veliyyem min dunillahi fe kad hasira husranem mübına

Yeıdühüm ve yümennıhim ve ma yeıdühümüş şeytanü illa ğurura

Ülaike me'vahüm cehennemü ve la yecidune

Vellezıne amenu ve amilus salihati senüdhılühüm cennatin tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ebeda va'dellahi hakka ve men asdeku minellahi kıyla

Leyse bi emaniyyiküm ve la emaniyyi ehlil kitab mey ya'mel suey yücze bihı ve la yecid lehu min dunillahi veliyyev ve la nesıyra

Ve mey ya'mel mines salihati min zekerin ev ünsa ve hüve mü'minün fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune nekıyra

Ve men ahsenü dınem mimmen esleme vechehu lillahi ve hüve muhsinüv vettebea millete ibrahıme hanıfa vetetehazellahü ibrahıme halila

Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şey'im mühıyta

Ve yesteftuneke fin nisa' kulillahü yüftıküm fıhinne ve ma yütla aleyküm fil kitabi fı yetamen nisaillatı la tü'tunehünne ma kütibe lehünne ve terğabune en tenkihuhünne vel müstad'afıne minel vildani ve en tekumu lil yetama bil kıst ve ma tef'alu min hayrin fe inellahe kane bihı alıma

Ve inimraetün hafet mim ba'liha nüşuzen ev ı'radan fe la cünaha aleyhima ey yusliha beynehüma sulha ves sulhu hayr ve uhdıratil enfüsüş şuhh ve in tuhsinu ve tetteku fe innellahe kane bi ma ta'melune habıra

Ve len testetıy'u en ta'dilu beynen nisai ve lev harastüm fe la temılu küllel meyli fe tezeruha kel müalekah ve in tuslihu ve tetteku fe innellahe kane ğafurar rahıyma

Ve iy yeteferraka yuğnillahü küllem min seatih ve kanellahü vasian hakıma

Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve le kad vessaynellezıne utül kitabe min kabliküm ve iyyaküm enittekullah ve in tekfüru fe inne lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü ğaniyyen hamıda

Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla

İy yeşe' yüzhibküm eyyühen nasü ve ye7ti bi aharın ve kanellahü ala zalike kadıra

Men kane yürıdü sevabed dünya fe ınellahi sevabüd dünya vel ahırah ve kanellahü semıam besıyra

Ya eyyühellezıne amenu kunu kavvamıne bil kıstı şühedae lillahi ve lev ala enfüsiküm evil valideyni vel akrabın iy yekün ğaniyyen ev fekıyran fellahü evla bihima fe la tettebiul heva en ta'dilu ve in telvu ev tu'ridu fe innellahe kane bi ma ta'melune habıra

Ya eyyühellezıne amenu aminu billahi ve rasulihı vel kitabillezı nezzele ala rasulihı vel kitabillezı enzele min kabl ve me yekfür billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülihı vel yevmil ahıri fe kad dalle dalalem beıyda

İnnellezıne amenu sümme keferu sümme amenu sümme keferu sümmezdadu küfral lem yekünillahü li yağfira lehüm ve la li yehdiyehüm sebıla

Beşşiril münafikıyne bi enne lehüm azaben elıma

Ellezıne yettehızunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın e yebteğune ındehümül ızzete fe innel ızzete lillahi cemıa

Ve kad nezzele aleyküm fil kitabi en iza semı'tüm ayatillahi yükferu biha ve yüstehzeü biha fe la tak'udu meahüm hatta yehudu fı hadısin ğayrihı inneküm izem müslühüm innellahe camiul münafikıyne vel kafirıne fı cehenneme cemıa

Ellezıne yeterabbesune biküm fe in kane leküm fethum minellahi kalu e lem neküm meaküm ve in kane lil kafirıne nasıybün kalu elem nestahviz aleyküm ve nemna'küm minel mü'minın fellahü yahkümü beyneküm yevmel kıyameh ve ley yec'alellahü lil kafirıne alel mü'minıne sebıla

İnnel münafikıyne yühadiunellahe ve hüve hadıuhüm ve iza kamu iles salati kamu küsala yüraunen nase ve la yezkürunellahe illa kalıla

Müzebzebıne beyne zalike la ila haülai ve la ila haüla' ve mey yudlilillahü fe len tecide lehu sebıla

Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül kafirıne evliyae min dunil mü'minın e türıdune en tec'alu lillahi aleyküm sültanem mübına

İnnel münafikıyne fid derkil esfeli minen nar ve len tecide lehüm nesıyra

İllellezıne tabu ve aslehu va'tesamu billahi va ahlesu dınehüm lillahi fe ülaike meal mü'minın ve sevfe yü'tillahül mü'minıne ecran azıyma

Ma yef'alüllahü bi azabiküm in şekartüm ve amentüm ve kanellahü şakian alıma

La yühıbbüllahül cehra bis sui minel kavli illa men zulim v kanellahü semıan alıma

İn tübdu hayran ev tuhfuhü ev ta'fü an suin fe innellahe kane afüvven kadıra

İnnellezıne yekfürune billah ive rusülihı ve yürıdune ey yüferriku beynellahi ve rusülihı ve yekulune nü'minü bi ba'dıv ve nekfürü bi ba'dıv ve yürıdune ey yettehızu beyne zalike sebıla

Ülaike hümül kafirune hakka ve a'tedna lil kafirıne azabem mühiyna

Vellezıne amenu billahi ve rusülihı ve lem yüferriku beyne ehadim minhüm ülaike sevfe yü'tıhim ücurahüm ve kanellahü ğafurar rahıyam

Yes'elüke ehlül ehlül kitabi en tünezzile aleyhim kitabem mines semai fe kad seelü musa ekbera min zalike fe kalu erinellah cehratem fe ehazethümüs saıkatü bi sulmihim sümmettehazül ıcle mim ba'di ma caethümül beyyinatü fe afevna an zalik ve ateyna musa sültanem mübına

Ve rafa'na fevkahümüt tura bi mısakıhim ve kulna lehümüdhulül babe sücedev ve kulna lehüm la ta'du fis sebti ve ehazna minhüm mısakan ğalıza

Fe bima nakdıhim mısakahüm ve küfrihim bi ayatillahi ve katlihimül embiyae bi ğayri hakkıv ve kavlihim kulubüna ğulf bel tabeallahü aleyha bi küfrihim fe la yü'minune illa kalıla

Ve bi küfrihim ve kavlihim ala meryeme bühtanen azıyam

.Ve kavlihim inna katelnel mesıha ıysebne meryeme raulellah ve ma kateluhü ve ma salebuhü ve lakin şübbihe lehüm ve innellezınahtelefu fıhi le fı şekkim minh ma lehüm bihı min ılmin illettibaaz zann ve ma kateluhü yekıyna

Ber rafeahüllahü ileyh ve kanellahü azızen hakıma

Ve im min ehlil kitabi illa le yü'minenne bihı kable mevtih ve yevmel kıyameti yekunü aleyhim şehıda

Fe bi zulmim minellezıne hadu harramna aleyhim tayyibatin ühıllet lehüm ve bi saddihim an sebılillahi kesıra

Ve ahzihimür riba ve kad nühu anhü ve eklihim emvalen nasi bil ba'tıl ve a'tedna lil kafirıne minhüm azaben elıma

Lakinir rasihune fil ılmi minhüm vel mü'minune yü'minune bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kabileke vel mükıymınes salate vel mü'tunez zekate vel mü'minune billahi vel yevmil ahır ülaike se nü'tıhim ecran azıyma

İnna evhayna ileyke kema evhayna ila nuhıv ven nebiyyıne mim ba'dih ve evhayna ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ıysa ve eyyube ve yunüse ve harune ve süleyman ve ateyna davude zebura

Ve rusülen kad kasasnahüm aleyke min kablü ve rusülel lem naksushüm aleyk ve kellemellahü musa teklıma

Rusülem mübeşşirıne ve münzirıne li ella yekune lin nasi alellahi huccetüm ba'der rusül ve kanellahü azızen hakıma

Lakinillahü yeşhedü bi ma enzele ileyke enzelehu bi ılmih vel melaiketü yeşhedun ve kefa billahi şehıda

İnnellezıne keferu ve saddu an sebılillahi kad dallu dalalem beıyda

İnnellezıne keferu ve zalemu lem yekünillahü li yağfira lehüm ve la li yehdiyehüm tarıka

İlla tarika cehenneme halidıne fıha ebeda ve kane zalike alellahi yesıra

Ya eyyühen nasü kad caekümür rasulü bil hakkı mir rabbiküm fe aminu hayral leküm ve in tekfüru fe inne lillahi ma fis semavati vel ard ve kanellahü alımen hakıma

Ya ehlel kitabi la tağlu fı dıniküm ve la tekulu alellahi illel hakk innemel mesıhu ıysebnü meryeme rasulüllahi ve kelimetüh elkaha ila meryeme ve ruhum minhü fe aminu billahi ve rusülih ve la tekulu selaseh intehu hayral leküm innemellahü ilahüv vahıd sübhanehu ey yekune lehu veled lehu ma fis semavati ve ma fil ard ve kefa billahi vekıla

Ley yestenkifel mesıhu ey yekune abdel lillahi ve lel melaiketül mükarrabun ve mey yestenkif an ıbadetihı ve yestekbir fe seyahşüruhüm ileyhi cemıa

Fe emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim ücurahüm ve yezıdühüm min fadlih ve emmellezınestenkefu vestekberu fe yüazzibühüm azaben elımev ve la yecidune lehüm min dunillahi veliyyev ve la nesıyra

Ya eyyühen nasü kad caeküm bürhanüm mir rabbiküm ve enzelna ileyküm nuram mübına

Fe emmellezıne amenu billahi va'tesamu bihı fe seyüdhılühüm fı rahmetim minhü ve fadliv ve yehdıhim ileyhi sıratam müstekıyma

Yesteftunek kulillahü yüftiküm fil kelaleh inimruün heleke leyse lehu veledüv ve lehu uhtün fe leha nısfü ma terak ve hüve yerisüha il lem yekül leha veled fe in kanetesneteyni fe lehümes sülüsani mimma terak ve in kanu ıhveter ricalev ve nisaen fe lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyen yübeyyinüllahü leküm en tedıllu vallahü bi külli şey'in alım.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir