Mukopolisakkarit Polisülfat

“Mukopolisakkarit Polisülfat”

 

Heparinoid, heparine benzer etkinlik gösteren, heparine benzer ajanları ifade eden bir terimdir.  

Heparinoidler topikal olarak, dünya genelinde yaklaşık 70 yıldır, geniş bir tadavi yelpazesinde çocuklar da dahil güvenle kullanılmaktadır.

Ülkemizde topikal olarak en yaygın kullanılan heparinoid preparatı sığır kıkırdağından elde edilen doğal bir molekül olan Mukopolisakkarit polisülfat (MPS) dır. Antikoagülan, fibrinolitik, antiödem, antiinflamatuvar ve doku yenileyici etki gösterir.

Şişlik, morluk, travma düşünüldüğünde ilk akla gelen ürünler arasında MPS içeren krem ve jeller gelir.

Kapalı yaralanmalar burkulma, ezilme, spor yaralanmaları, hematom oluşumu, eklem zedelenmesine bağlı ödem, kompresyon ile tedavi edilemeyen yüzeyel tromboflebitler ve yüzeyel trombozların tedavisinde etkilidir.

Antikoagülan etkileri vücuttaki bağlanma yerlerinden heparin ve heparin-benzeri maddeleri açığa çıkarmalarına bağlıdır. MPS’nin kan pıhtılaşması, fibrinoliz ve trombosit fonksiyonu üzerinde çeşitli etkileri vardır, topikal uygulamadan sonra doku faktörü yolu inhibitörü (TFPI) salınımını arttırdığı gösterilmiştir.

Antieksüdatif etkisi hiyalüronidazı inhibe etmesine, rejenerasyonu hızlandırıcı etkisi ribonükleik asit metabolizmasını aktive etmesine bağlıdır.

MPS, hyaluronik asit ve kollajen sentezini uyarır. Doku rejerenasyonunu arttırır. Doku hasarının iyileşme sürecine katkıda bulunur. Mikrosirkülasyonu iyileştirir. Derinin nemlenme kapasitesinde artış sağlar.

Ayrıca antienflamatuvar etkiler gösterdiği kanıtlanmıştır.

Klinikte yüzeyel mikrotrombozların oluşumunu engellediği ve mevcutları iyileştirerek dolaşımı kolaylaştırdığı, hematom ve ödem rezorpsiyonunu sağlayarak ağrı ve gerginliği azalttığı, bağ dokusu rejenerasyonunu süratlendirerek iyileşmeyi çabuklaştırdığı gözlenmiştir.

MPS ile yapılan klinik çalışmalarda;

Hematom, ezilme, burkulma gibi akut travma şikayetleri olan hastaların % 84’ ü 1 hafta içinde hareket kabiliyetlerini tamamen geri kazanmıştır.  Hastaların % ’ ünde 4 gün içinde ağrı tamamen sonlanmıştır, %99’ unda şişlik 5 gün içinde kaybolmuştur.               

İnfüzyon sonrasında yüzeyel tromboflebit gelişen hastalarda yapılan çalışmalarda, semptomların iyileşmesini hızlandırdığı gösterilmiştir.

Açık rinoplasti operasyonları sonrasında postoperatif ödem ve ekimoz gerilemesinde etkili olduğu gösterilmiştir.

MPS içeren ürünlerin uygulanması sırasında, Göz, açık yaralar, muköz membranlar ve hasarlanmış deri ile temasından sakınılmalıdır.

MPS’nin jel ve krem olmak üzere Sağlık Bakanlığı onaylı iki farmasötik formu bulunmaktadır. Jel formu akut travmalarda serinletici etki sağlarken, Krem formu travmadan sonra bandaj altında ve kompresyon tedavisi ile birlikte de kullanılabilmektedir.

 

 

Referanslar:

 

1. Hauschild F. Pharmakologie und Grundlagen der Toxikologie. Leipzig: VEB G Thieme

  2. Larsson B, Fianu S, Jonasson A, Forsskåhl B. Percutaneous treatment with a mucopolysaccharide polysulphate of experimentally induced subcutaneous haematomas in man. Thromb Haemost. Jun 24;53(3) PubMed PMID:   3. Hoppensteadt DA, Fareed J, Raake P, Raake W. Dokunun endojen salınımı faktör yolu inhibitörünün topik olarak uygulanmasıyla mukopolisakkarid polisülfatı insan olmayan primatlara bağlar. Thromb Res. Temmuz 15; (2): PubMed PMID:  

4. Simsek G, Sari E, Kilic R, Bayar Muluk N. Topical Application of Arnica and Mucopolysaccharide Polysulfate Attenuates Periorbital Edema and Ecchymosis in Open Rhinoplasty: A Randomized Controlled Clinical Study. Plast Reconstr Surg. Mar;(3)ee. doi: /prsc. PubMed PMID:

5.  Haas S. et al. MPS in the treatment of thrombophlebitis:a critical review Phlebologie ;6;   

6. Hoppensteadt DA et al. Clin Appl Thromb Hemost. Feb;16(1)

7. Hayama K, Takano Y, Tamura J, Tagami H, Terui T. Effectiveness of a heparinoid-containing moisturiser to treat senile xerosis. Australas J Dermatol. Feb;56(1) doi: /ajd Epub Oct PubMed PMID:

8. Francis DJ, Hutadilok N, Kongtawelert P,Gosh P. Pentosan polysulfate and glycosaminoglycan polysulfate stimulate the synthesis of hyaluronan in vivo. Rheumatology Int ;

9. Iglesias R. Clinico-experimental studies on the percutaneous administration of anti-inflammatory and antiexudative drugs. Medizinische Monatsschrift ;

  Fateh M. The treatment of soft tissue injuries with topical organo-heparinoid (Hirudoid). Clinical Trials Journal (London) ; 10 (4): )

S. Haas 1, H.-K. Breddin 2 , B. Ottillinger 3 , W. Raake 3

Tromboflebit tedavisinde topikal mukopolisakkarit polisulfat (MPS) – Bir eleştiri makalesi. 1 Deneysel Onkoloji ve Tedavi Araştırmaları Enstitüsü, Münih Teknik Üniversitesi. 2 Uluslararası Tromboz ve Damar Hastalıkları Enstitüsü, Frankfurt. 3 Sankyo Pharma GmbH, Münih, Almanya

Tez NoİndirmeTez KünyeDurumu
Plantar fasiiti olan hastalarda bantlama, eswt (extracorporeal şok dalga tedavisi) ve mukopolisakkarit polisülfat ile fonoforez tedavilerinin klinik etkinliğinin karşılaştırılması / Comparison of the clinical efficacy of treatment with kinesiotaping, eswt (extracorporeal shock wave therapy) and mucopolysaccharide polysulfate phonophoresis in patients with plantar fasciitis
Yazar:BEHÇET FİLİZ
Danışman: YRD. DOÇ. HÜLYA DEVECİ
Yer Bilgisi: Gaziosmanpaşa Üniversitesi / Tıp Fakültesi / Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı
Konu:Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon = Physical Medicine and Rehabilitation
Dizin:ESWT = ESWT ; Plantar fasiit = Plantar fasciitis Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe

s. Plantar fasiit (PFs) tedavisinde amaç ağrı ve fonksiyon kaybını azaltmak, günlük yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu çalışmanın amacı PFs'i olan hastalarda bantlama, ESWT ve fonoforezin ağrı ve fonksiyonel kapasite üzerindeki etkinliğini incelemek ve bu üç tedavi yöntemini karşılaştırmaktır. Çalışmaya en az 3 haftadır topuk ağrısı olan, anamnez ve fizik muayene ile PFs tanısı konulan, yaş aralığında toplam 69 hasta (60 kadın, 9 erkek) dahil edilmiştir. Hastalar Grup 1 (n=23), Grup 2 (n=23) ve Grup 3 (n=23) olmak üzere randomize olarak üç gruba ayrılmıştır. Her üç grubunda yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi ve meslekleri birbirleriyle uyumlu bulunmuştur. Grup 1'deki hastalara birer hafta arayla 3 seans atım düşük dozda başlayıp tolere edilebileceği maksimum dozda ESWT protololü, Grup 2'deki hastalara mukopolisakkarit polisülfat (MPS) içeren jel ağrılı bölgeye 3 ml sürülerek, 1 MHz frekansta, 5 cm² başlıkla, W/cm² dozunda ultrason (US), 5 dakika olmak üzere 10 seans foroforez protokolü ve Grup 3'deki hastalara 3 seans Low-Dye Bantlama Tekniği ile bantlama uygulanmıştır. Hastalar tedavi öncesi, tedavinin 1. haftası, tedavi bitiminde ve tedavi başlangıcından 2 ay sonra VAS (Vizüel Analog Skala) ağrı skoru ile tedavi öncesi ve tedavi sonrasında Ayak Fonsiyon İndeksi (AFİ) ve FAOS Ayak-Ayak Bileği Skalası ile değerlendirilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde; PFs risk faktörlerinden kadın cinsiyet, ileri yaş, yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) bizim çalışmamızda da anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Tedavi sonrasında VAS ağrı skoru, AFİ ve FAOS skorunda her üç grupta da anlamlı farklılık saptanmıştır (p The aim of plantar fasciitis (PFs) treatment is decreasing the pain and loss of funtion and increasing the quality of life. The aim of this study was to compare the analgesic effects and functıonal capacity of kinesiotaping treatment with those of extracorporeal shock wave therapy and phonophoresis therapy in patients with plantar fasciitis. The study included 69 (60 women, 9 men) plantar fasciitis patients who have symptoms for 3 weeks or more. Patients were randomly assigned to three treatment groups [ESWT (n), phonophoresis (n) and kinesiotaping (n)]. All of the groups matched by age, gender, body mass index and job. The ESWT group received 3 ESWT treatments with pulses once per week. Meanwhile, phonophoresis group received 10 treatments, 5 times per week and the kinesiotaping group recieved 3 treatmenst once per week using Low-Dye technique. Phonophoresis using MPS as a conductive agent, at W/cm2 intensity and 1 MHz frequency was applied to the phonophoresis group for five minute The patients assessed using the visual analogue scale, Foot Functıon İndex (FFİ) and Foot and Ankle Outcome Score (FAOS) pre-treatment, first week of treatment, immediately post-treatment, and 2 months later from the beginning of treatment. At the end of our study, we found that risk factors of PFs woman, old age, high BMI were significiantly important. After the treatment VAS score, FFİ and FAOS scores were significiantly different between all of our groups (p