nicely ne demek / turkce nicely ne demek?

Nicely Ne Demek

nicely ne demek

Kibarca 'Hayır' Demek - Saying 'No' Nicely

Kibarca 'Hayır' Demek

Bu konu kültürden kültüre değişse de insanlar arasındaki sosyal mesafe büyüdükçe 'kibar' olmak, çoğu zaman beklenen bir durumdur. İngiliz kültüründeyse bu durum bize göre biraz abartılıdır. Yakınımız olsa bile 'hayır' demek çoğu zaman kabalık olarak algılanabilir. Bu yüzden İngilizce'de direk "hayır" demeden reddetmenin çeşitli ifade şekilleri vardır ve bunları bilmek bazen hayat kurtarır :)

Çoğu zaman bir teklifi reddetmeden önce teşekkür ederiz ya da özür dileriz. Hatta çoğu zaman durum tam tersi de olsa teklifi istemediğimiz için değil de daha farklı sebeplerimiz olduğu için reddettiğimizi söyleriz.

- Would you like to go out for a drink tonight? (Bu akşam bir şeyler içmeye dışarı çıkmak ister misin?)
- I'm afraid I can't go out tonight. I have to make preperations for work. (Korkarım bu akşam çıkamam. İş için hazırlık yapmam lazım.)

---

- Why don't we have some Chinese food? (Çin yemeği yiyelim mi?)
- Sorry, but I don't particularly like different cuisine. (Üzgünüm ama farklı mutfakları pek sevmiyorum.)

---

- How about taking a walk? (Biraz yürümeye ne dersin?)
- I'd really rather not to take a walk now. (Şimdi yürüşe çıkmamayı tercih ederim.)

---

-Would you like to come to party with us? (Bizimle partiye gelir misin?)
-Thank you, but it's not my idea of a fun night out. (Sağ ol ama bu gece dışarı çıkmayı düşünmüyorum.)

---

-Let's go for a drive. (Hadi arabayla dolaşalım.)
-Sorry, I'm not really fond of driving for the fun of it. (Afedersin eğlence için araba sürmeyi çok sevmem.)

---

- Why don't you stay the night? (Neden bu gece burda kalmıyorsun?)
-That's very kind of you, but I really have to get back to home. (Çok kibarsın ama gerçekten eve gitmem lazım.)
[email protected]

Do not share my Personal Information.

Bir cümlede Nicely kullanım örnekleri ve çevirileri

Thank you.- Just look how nicely he's dressed.
Ne kadar iyi giyindiğine bir bakın. Teşekkür ederim.
Just look how nicely he's dressed.- Thank you.
Ne kadar iyi giyindiğine bir bakın. Teşekkür ederim.
Asked nicely. That he remove that rusting car
and rotting sofa from his yard.
Kibarca rica ettik. O paslı arabayı ve
çürüyen kanepeyi bahçenden çıkar dedik.
There are people who treat me nicely and keep their mouths shut.
Bana iyi davranıp, çenelerini kapalı tutan insanlar vardı.
And if you ask her nicely, she will lend him to you.
Ve eğer kibarca rica edersen, sana kocasını ödünç verecektir.
If you ask nicely, we can have everything. You see.
Gördüğünüz gibi, nazikçe sorduğunuz takdirde, istediğiniz herşeyi alabilirsiniz.
Now we will try something else. We tried asking nicely.
Kibarca sormayı denedik, şimdi başka bir şey deneyeceğiz.
Which would go nicely with a bottle of Cheval Blanc 1947.
Yanında bir şişe Cheval Blanc 1947 iyi gider.
It's all right: You are doing very, very nicely.
Kids, greet her nicely, she's a manager from my company.
Çocuklar onu nazikçe selamlayın, o şirketimizin bir yöneticisi.
But if you ask nicely, the girls make up for it. Cold.
Soğuk. Ama kibarca rica edersen kızlar ısıtıyor.
I think that this construction should protect the building nicely.
I can do very nicely without any more of Mr. Mederos.
Artık Bay Mederos olmadan çok iyi yapabilirim.
Since you asked nicely, let's get'em!
Madem nazikçe sordun, yakalayalım onu!
Sums up his situation nicely. I put on a song that I think.
Onun durumunu kibarca özetlediğini düşündüğüm bir şarkı koydum.
You treated me nicely so that I wouldn't have any regrets after dying.
Öldükten sonra pişman olmayayım diye çok iyi davranmıştın bana.
We need to ask Big Ted very nicely to open up his dealership books.
Büyük Tedden çok nazik bir şekilde satış şirketinin defterlerini açmasını istemeliyiz.
Dr. Bell, please, Ask nicely. will you do the surgery?
Kibarca sor. ameliyatı yapacak mısın Bell, lütfen?
Güzelce konuşacağım, onunla evlenmek için güzelce konuşacağım.- Tamam baba.
But you have to ask me nicely.- Let's go.
Ama benden nazikçe istemelisin.- Gidelim.
Look at… That's nicely done, Nick. drift!
Drift! şuna bak… iyi iş, Nick!
But you have to ask me nicely. Let's go.
Ama nazikçe istemelisiniz.- Gidelim.
I don't know how to put this nicely.- I'm sorry.
Bunu kibarca nasıl söyleyebilirim bilmiyorum.- Üzgünüm.
Sonuçlar: 1598, Zaman: 0.0502

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır