filgiller / filgiller - Nedir Ne Demek

Filgiller

filgiller

kaynağı değiştir]

kaynağı değiştir]
Beslenmek için hortumunu kullanan bir Afrika fili

Afrika savan fili savanlar, çöller, bataklıklar ve göl kıyıları gibi çeşitli doğal alanlarda ve deniz seviyesinden kar hattının üzerinde dağlara kadar her türlü rakımda yaşar. Orman filleri ise ekvator ormanlarında yaşar ama galeri ormanları ile ormanlar ve savanlar arasındaki ekotonlara da girebilirler.[14] Asya filleri otlak, fundalık ve ağaçlardan oluşan alanları tercih eder, Hindistan'ın güneyi ve Sri Lanka'da dikenli fundalık ormanlarda, Malay Yarımadası'nda da her dem yeşil yapraklı ormanlarda yaşarlar.[7] Filler otçuldur ve yapraklar, sürgünler, meyveler, ağaç kabukları ve kökleri ile beslenirler. Afrika filleri daha çok yaprak, sürgün ve meyvelerle beslenmeyi tercih ederken Asya filleri yere yakın otlar ve köklerle beslenmeyi tercih eder. Günde yaklaşık &#;kg kadar besin tüketir ve 40 litre kadar su içerler. Filler genellikle su kaynaklarına yakın kalmayı tercih eder.[14] Asıl olarak sabah, öğleden sonra ve gece beslenirler. Öğle vakti filler ağaçlar altında dinlenir ve ayakta kestirebilirler. Asıl geceleri yere yatarak uyurlar.[68][79] Günde ortalama 3 ilâ 4 saat arası uyurlar.[80] Hem erkekler hem de aile grupları tipik olarak günde 10 ilâ &#;km arasında yol kat edebilir ancak Namibya'da Etosha Ulusal Parkı'nda 90 ilâ &#;km kadar uzun mesafe katettikleri de kaydedilmiştir.[81] Besin, su ve eş aramak için mevsimsel olarak göç edebilirler. Botsvana'da Chobe Ulusal Parkı'nda fil sürülerinin yerel su kaynakları kuruduğunda &#;km yol alarak nehre indikleri gözlemlenmiştir.[82]

Bir fil ailesi birlikte yıkanırken. Bu davranış sosyal bağı güçlendirir.

Büyük cüsselerinden ötürü filler çevreleri üzerinde çok önemli etkide bulunur ve bu nedenle kilit taşı türlerden sayılır. Ağaçları ve çalılıkları köklerinden sökme âdetleri savanları otlaklara çevirebilir. Kuraklık sırasında su bulmak için kazdıkları çukurlardan diğer hayvanlar da yararlanır. Açtıkları su çukurlarını genişleterek çamur içinde yuvarlanırlar. Elgon Dağı'nda fillerin kazdığı mağaralar toynaklılar, kırsıçanımsılar, yarasalar ve böcekler tarafından kullanılır.[83] Filler önemli tohum dağıtıcısıdırlar. Afrika orman filleri tohumları yutar ve dışkı ile dışarı çıkarır. Bu sürecin çimlenmeye etkisi ya yoktur ya da olumlu etkisi vardır. Tohumlar büyük mesafelerde dağıtılır.[84] Asya ormanlarında büyük tohumlar dağılmak için filler ve gergedanlar gibi dev otçullara gereksinim duyar. Bu ekolojik niş bir sonraki en büyük otçul olan Hint tapiri tarafından doldurulamaz.[85] Fillerin yedikleri besinlerin çoğu sindirilmeden atıldığı için fil dışkısı bok böceği ve maymunlar gibi diğer hayvanlar için besin kaynağı oluşturur.[83] Ekosistemler üzerinde fillerin olumsuz etkileri de bulunur. Uganda'da Murchison Falls Ulusal Parkı'nda fil popülasyonunun fazlalığı ormanlık araziye bağımlı olan küçük kuş popülasyonlarını tehdit altına sokmuştur. Ağırlıkları nedeniyle toprak sıkışarak yağmurun toprak içine süzülmeden üzerinden akmasına neden olarak erozyonun oluşmasında önemli bir etken olur.[79]

Fil dışkısı esaret altındaki hayvanların stres düzeylerini anlamak için kullanılabilir.

Filler genellikle diğer otçullarla birlikte sakin bir şekilde yaşar ve diğer hayvanlar fillerden uzak durur. Filler ile gergedanlar arasında bazı saldırgan etkileşimler kaydedilmiştir. Kenya'da Aberdare Ulusal Parkı'nda yavru bir file saldıran gergedan aile grubundaki diğer filler tarafından öldürülmüştür.[79] 'larda Güney Afrika'da Hluhluwe-iMfolozi Parkı'na getirilen genç öksüz filler rastgele gergedanları öldürmeye başlamış ve daha yaşlı erkek fillerin getirilmesine kadar 36 gergedanı öldürmüştür.[86] Erişkin filler cüsseleri sayesinde diğer yırtıcılara karşı hemen hemen tamamen yenilmez sayılabilirler. Yavru filler Afrika'da aslanlara, benekli sırtlanlara ve yaban köpeklerine[10] Asya'da ise kaplanlara[7] yem olabilmektedir. Botsvana'da Chobe Ulusal Parkı'nda kuraklık döneminde aslanlar filleri avlamayı âdet hâline getirmiştir ve 30 aslandan oluşan bir sürünün dört ilâ on bir yaşlarındaki filleri öldürdüğü kaydedilmiştir.[87] Fillerde, özellikle yuvarlak solucanlar olmak üzere diğer otçullara nazaran çok sayıda parazit görülür.[88]

Sosyal yapı[değiştir kaynağı değiştir]

Fanus içinde Afrika filinin kalbi

Filin beyni 4,5 ilâ 5,5&#;kg ağırlığındadır. Ağırlığı 1,6&#;kg olan insan beyni ile karşılaştırıldığında filin beyni daha büyük olsa da oransal olarak daha küçüktür. Doğduktan hemen sonra fil beyni erişkinlikte ulaşılan ağırlığın %30 ilâ 40'ı arasındadır. Serebrum ve beyincik iyi gelişmiştir ve temporal loblar o kadar büyüktür ki yanlara doğru kabarıklık yapar.[52] Filin boğazında daha sonra kullanmak üzere su saklayabileceği bir kese bulunur.[35]

Filin kalbi 12 ilâ 21&#;kg arasındadır. Memeliler arasında sıra dışı bir şekilde kalp apeksi çift uçludur.[52] Ayakta iken filin kalbi dakikada 30 kere atar. Diğer hayvanların tersine fil yattığında kalp atışı dakikada 8 ilâ 10 kere olmak üzere artış gösterir.[76]Akciğerlerdiyaframa bağlıdır[52] ve akciğer zarı yerine bağ doku bulunur.[37] Bu nedenle soluma göğüs kafesinin genişlemesinden çok diyaframa bağlıdır.[52] Bu hayvanın su altındayken hortumuyla yüzeyden nefes alması sırasında oluşan basınç farklılıklarıyla baş edebilmesine olanak sağlar[37] ancak bu açıklamanın geçerliliği tartışmalıdır.[77] Bu adaptasyonun bir başka açıklaması da hayvanın hortumu ile su çekebilmesine yardımcı olmasıdır.[37] Filler genellikle hortumlarıyla soluk alır ancak çok az bir hava ağızlarından da geçer. Geviş getirmeyen ve tek bölmeli mideye sahip olan fillerde arka bağırsak mayalanması ile selülozçekum ve kalın bağırsakta sindirilir. İnce, kör ve kalın bağırsaklarının toplam uzunluğu 35 m'ye yaklaşır. Sindirim bir gün kadar sürse de fillerin ağızdan aldıkları besinlerin çoğu sindirilmeden dışkılanır.[52]

Erkek filin testisleri gövdenin içinde böbreklerin yanındadır. Fil penisinin boyu &#;cm'ye, kalınlığı da tabanında 16&#;cm'ye ulaşır. Ereksiyonda iken S şeklindedir ve ucunda Y şeklinde yarık vardır. Dişi filin gelişmiş klitorisi 40&#;cm uzunluğundadır. Vulva çoğu memelide olduğu gibi kuyruğa yakın olmak yerine arka ayakların arasındadıseafoodplus.infoın büyük karın boşluğu nedeniyle gebeliği tespit etmek kolay değildir. Dişinin meme bezleri ön ayaklarının arasındadır, dolayısıyla süt emen yavru dişinin hortumunun ulaşabileceği mesafededir.[52] Fillerde başın iki yanında yer alan kendine has temporin salgılayan bir bez vardır. Bu organ cinsel davranış ile bağlantılıdır ve erkekler kızgınlığa girdiklerinde buradan bir sıvı salgılar.[78] Dişilerin de aynı yerden salgı yaptıkları gözlemlenmiştir.[57]

Davranış ve yaşam[değiştir kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız: Fil türleri listesi

Asya fili (1) ile Afrika filinin (2) karşılaştırmalı kafa ve ön gövde morfolojisi

Filler, hortumlular (Proboscidea) takımı içinde yer alan tek familya olan filgiller (Elephantidae) içinde sınıflandırılır. Yaşayan en yakın akrabaları dugonggiller ve manatigillerden oluşan deniz inekleri ve kırsıçanımsıgillerdir. Bu dört familya, Afrotheria üst takımı içinde Paenungulata klâdını oluşturur.[4] Filler ve deniz inekleri ayrıca Tethytheria klâdında gruplandırılırlar.[5] Geleneksel olarak iki fil türü tanınmaktadır: Sahra altı Afrika'da yaşayan Afrika fili (Loxodonta africana) ile Güney ve Güneydoğu Asya'da yaşayan Asya fili (Elephas maximus). Afrika filleri daha büyük kulaklı olur ve sırtları içbükeydir. Ayrıca derileri daha kırışık, karınları eğimli olur ve hortumlarının ucunda iki adet parmak gibi uzantı vardır. Asya fillerinin ise kulakları daha küçük olur. Sırtları dışbükey ya da düzdür. Derileri daha pürüzsüzdür. Karınları yataydır ve ortada bel verir. Hortumlarının ucunda ise tek bir uzantı bulunur. Asya fillerinin azı dişlerindeki çıkıntılar daha dardır ve Afrika fillerinden bu çıkıntılar baklava şeklindedir. Asya fillerinin tepesinde kamburumsu bir çıkıntı bulunur ve derilerinde bölgesel olarak pigment eksikliği görülür.[6]

İsveçli doğabilimci Carl Linnaeus ilk olarak yılında Elephas cinsini ve o zamanlar Seylan olarak bilinen Sri Lanka'dan bir fili Elephas maximusadıyla, Georges Cuvier yılında Hint filiniElephas indicus adıyla, Felemenk zoolog Coenraad Jacob Temminck ise yılında Sumatra filiniElephas sumatranus adıyla tanımladı. İngiliz zoolog Frederick Nutter Chasen ise yılında bu üç fil türünü de Asya filinin alt türleri olarak sınıflandırdı.[7] Asya fillerinin renkleri ve derilerindeki pigment kaybı coğrafi olarak değişiklik gösterir. Seylan fili (Elephas maximus maximus) Sri Lanka'da yaşar; Hint fili (E. m. indicus) Asya kıtasında Hint altkıtası ve Hindiçin'e özgüdür; Sumatra fili (E. m. sumatranus) ise Sumatra'da bulunur.[6] Tartışmalı olan alt türlerden birisi olan Borneo filiBorneo'nun kuzeyinde yaşar ve diğer alt türlerden daha küçüktür. Kulakları daha büyük ve kuyruğu daha uzundur. Uzun dişleri tipik bir filden daha düzdür. Sri Lankalı zoolog Paules Edward Pieris Deraniyagala bu alt türü yılında National Geographic dergisindeki bir fil fotoğrafını tip tür alarak Elephas maximus borneensis adıyla tanımlamıştır.[8] Daha sonraları bu alt tür hem E. m. indicus hem de E. m. sumatranus içinde sınıflandırılmıştır. yılında yapılan genetik analizler sonucunda bu fillerin atalarının anakara popülasyonundan yaklaşık yıl önce ayrıldığı gösterilmiştir.[9] yılında yapılan bir araştırmada ise Borneo fillerinin adaya özgü olmadığı ve günümüzde fillerin soyunun tükendiği Cava Adası'ndan yılından önce Sulu sultanları tarafından Borneo'ya getirildiği ortaya çıkarılmıştır.[8]

Afrika fili, ilk olarak Alman doğa bilimci Johann Friedrich Blumenbach tarafından yılında Elephas africana olarak tanımlanmıştır.[10]Loxodonta cinsinin adının Georges Cuvier tarafından yılında verildiği düşünülmektedir. Cuvier, cinsin adını Loxodonte olarak yazmış ve adı bilinmeyen bir yazar tarafından bu isim Loxodonta olarak düzeltilmiştir. Uluslararası Zoolojik Adlandırma Kodu'nda bu adlandırmanın kaynağı olarak adı bilinmeyen yazar tanınmaktadır.[11] yılında Henry Fairfield Osborn tarafından Afrika filinin 18 alt türü tanımlanmıştır ancak daha fazla morfolojik veriye ulaşıldıktan sonra alt tür sınıflandırılması azalmıştır[12] ve 'larda yalnızca iki alt tür tanınmaya başlanmıştır: savan fili (L. a. africana) ve orman fili (L. a. cyclotis).[13] Orman filinin kulakları daha küçük ve yuvarlaktır, ayrıca uzun dişleri de daha ince ve düzgündür. Yalnızca Batı ve Orta Afrika'nın ormanlık alanlarında bulunur.[14] yılında yapılan bir inceleme yazısında, kafatası morfolojisine dayanarak bu iki alt türün ayrı birer tür olarak (L. africana ve L. cyclotis) sınıflandırılması önerilmiştir.[15] ve yıllarında yayımlanmış olan DNA araştırmaları da iki ayrı tür olarak sınıflandırılması sonucuna varmış[16][17] ancak ve yıllarında yapılan DNA araştırmaları bunların aynı tür olduğu sonucuna varmıştır.[18][19] Daha sonra yılında yapılan bir başka çalışma da Afrika savan ve orman fillerinin ayrı türler olarak sınıflandırılması önerisini desteklemiştir.[20] yılında Afrika fillerinin taksonomik konumlaması hâlâ tartışmalı bir konudur.[21]Mammal Species of the World (Dünya Memeli Türleri) adlı referans eserin üçüncü baskısında bu iki fil ayrı bir tür olarak sınıflandırılır[11] ve Loxodonta africana türü için alt tür listelemez.[11] Bu yaklaşım Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın Dünya Koruma İzleme Merkezi (UNEP-WCMC) ve Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından kabul edilmemiş ve her iki örgüt de L. cyclotis adını L. africana adının sinonimi olarak listelemiştir.[22] Bulunan bazı kanıtlara göre Batı Afrika'da bulunan fillerin ayrı bir tür olduğu önerilmekte olsa da[23] bu hâlâ çözülmemiş bir konudur.[19][21]Kongo Havzası'nın Loxodonta pumilio adı ile ayrı bir tür olması için önerilen pigme filler ise muhtemelen çevresel koşular nedeniyle küçük cüsseli olan ve erken ergenliğe erişen orman filleridir.[24]

Evrimi ve soyu tükenmiş akrabaları[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir