belde sağ tarafta ağrı / Belin Sağ Tarafında Ağrı Olmasının Sebebi Nedir? - Sağlık Haberleri

Belde Sağ Tarafta Ağrı

belde sağ tarafta ağrı

Sırtımın sağ alt tarafı ağrıyor – Sırtın sağ alt tarafındaki ağrının nedenleri nelerdir?

Sağ alt sırt ağrınızın nedenini ve bunu nasıl gidereceğinizi aşağıdaki nedenlere göz atarak öğrenebilirsiniz ancak ağrının boyutuna bağlı olarak uzman kontrolü muhakkak yapılmalıdır. Peki, sağ alt sırt ağrısının nedenleri nelerdir? Neyse ki, alt sağ bel ağrısı vakalarının çoğu acil bir tıbbi sorun değil, kas-iskelet sistemi sorunlarının bir sonucudur.

Burkulma
Burkulmalar alt sırt ağrısının bir numaralı nedenidir. Bir burkulma ile zorlanma arasındaki fark nedir? Özünde, benzer yaralanmalardır. Burkulmalar, ligamentleri (eklemleri bağlayan dokular) fazla uzattığınızda veya yırttığınızda oluşur; zorlanma olayı ise kasları veya tendonları yırtdığınızda meydana gelir (kasları birbirine bağlayan dokular). Genellikle, sırtınızın alt kısmında şişlik, sertlik, morarma, kramp ve / veya spazmlar hissedersiniz.
Genellikle burkulma veya gerinme olduğunu bilirsiniz, çünkü yaptığınız hareketi bilirsiniz. Bu, spor yaralanması, ağır bir şey kaldırma, evde düşme veya aşırı egzersiz gibi günlük bir aktivite olabilir. Ani hareketler veya doğal olmayan bükülme ve dönme kaslarınızı da yaralayabilir.

Disk Dejenerasyonu
Yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olsa da, disk dejenerasyonu alt bel ağrısına da neden olabilir. Omurları tutan diskler çürümeye başladığında disk dejenerasyonu gerçekleşir. Bu aşınma ve yıpranma ile, omurlar daha az korumaya sahiptir ve acı içinde birbirine sürtmeye başlar.
Disk dejenerasyonundan kurtulmak zor olabilir, çünkü bu doğal bozulma için bir tedavi yoktur. Bazen doktorlar, duruşunuzu ve hareketlerinizi değiştirerek olası faydalar için fizik tedavi, masaj terapisi veya kayropraktik önerebilir, ayrıca ağrı kesici tedavisinde ayarlamaları ve terapötik dokunuşları kullanabilir.

Osteoartrit
Osteoartrit alt sağ sırt ağrısına neden olabilecek başka bir yaşlanma durumudur. En yaygın artrit durumu olan osteoartrit, eklemlerinizdeki yastığın, özellikle omurganız, dizleriniz ve kalçalarınız gibi yaygın olarak kullanılan eklemler için yaşla yıpranması durumunda ortaya çıkar.

Kas Dengesizliği
Bazen, sağ alt bel ağrısını, özellikle buna neden olan ilk yaralanmayı veya hareketi hatırlamıyorsanız, tespit etmek zor olabilir. Ancak, hareket etme ve egzersiz yapma şekliniz sırt ağrınızı etkileyebilir. Spesifik olarak, kas dengesizliği, sağ alt sırt ağrısının çok yaygın bir kaynağıdır.

Kas dengesizliği, kas sisteminizin doğal dengesi bozulduğunda ortaya çıkar. Bu, genellikle belirli kasları diğerlerinden daha fazla kullandığınızda veya doğal olmayan bir pozisyonda fiziksel aktivite yaptığınızda meydana gelir.

Beldeki Ağrı ve Uyuşma Hissi Dinlenme ile Geçmiyorsa

Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi ( Nöroşirurji )

Bel fıtığı olan her hastanın ameliyat olması gerekmez. Çoğu hasta; dinlenme, fizik tedavi uygulamaları gibi cerrahi olmayan seçeneklerle bel fıtığını hafifletebilir. Ancak sinirlerde basıya bağlı bacaklarda güçsüzlük ya da istemli idrar yapamama, omurgada anormal hareketlilikler varsa cerrahi girişim mutlaka gereklidir.

Kuvvet kaybı gibi nörolojik bulgular olmamasına rağmen uzun süren ağrılar hastaların yaşam kalitesini etkiliyorsa cerrahi girişim kaçınılmazdır. Cerrahinin amacı, fıtıklaşmış bir diskin, ağrı ve güçsüzlük belirtilerine neden olacak şekilde sinirler üzerine baskı yapmasını ve rahatsızlık vermesini durdurmak olduğunu söyleyen Memorial Hizmet Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Bölümü Uzmanları, bel fıtığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Belde başlayıp bacağa vuran ağrılara dikkat

Bel fıtığının en önemli belirtisi bel ve bacakta başlayan ağrılardır. Ağrı; hafif, orta veya şiddetli olabilir.  Bel fıtığı ağrısı, belden başlayıp bir elektrik akımı gibi kesintisiz bacağa yayılır. Uyuşmanın da eşlik ettiği bu ağrı genellikle tek taraflıdır ancak taraf değiştirdiği veya iki tarafta da hissedildiği görülebilir. Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Hapşırma, uzun süreli oturma, öne eğilme, ağrıyı arttırabilir. İleri vakalarda bacak kaslarında erime, incelme, bacakta üşüme olabilir, idrar kaçırma da görülebilir. Bu durumda hasta acilen ameliyata sevk edilmelidir.

Bel fıtığının durumuna göre değişen cerrahi yöntemler vardır

  • Açık diskektomi ameliyatı yara yerinin büyük olması nedeniyle ameliyat sonrası dönemin ağrılı geçmesi, sinir yaralanması ve diğer komplikasyonların ortaya çıkabilmesinin yüksek olması nedeniyle pek tercih edilmemektedir.
  • Mikrodiskektomi, disk cerrahisi için önemli ve standart bir yöntemdir. Daha küçük kesi atılır ve kan kaybı oldukça azdır. Aynı zamanda hasta daha kısa sürede taburcu edilir. Hasta ameliyat sonrası daha çabuk günlük ve iş yaşama adapte olur, ancak bu bazı hastalarda değişim gösterebilir. Bel egzersiz programına ise ameliyattan 30 gün sonra başlanabilir. Bu ameliyatın %98’inde başarılı klinik sonuç vardır.
  • Nükleoplasti (buharlaştırma ve büzüştürme) tam patlamamış disklere uygun bir yöntemdir. Komşu dokulara zarar vermeden fıtıklaşmış diskin buharlaştırma ve büzüştürme ilkesine dayanır. Disk materyalini azaltılmakta ve sonuç olarak disk basısını ortadan kaldırılmaktadır. Son derece sınırlı bir kullanım alanı vardır. Ancak uygun hastalarda kullanıldığında faydası tartışılmaz bir gerçektir. Nuklepolasti uygulanan hastalarda %50–60 iyileşme beklenmektedir.
  • Lazer disk dekompresyonu nükleoplastiye benzer. Nükleoplastiden daha az etkili. Tam patlamamış disklere uygundur. Bu disklerin büyük bir bölümü ilaç tedavisi ile zaten düzelmektedir.
  • Endoskopik diskektomi her hastaya uygun olmaması nedeniyle pek tercih edilmemektedir.

Tıbbi olmayan uygulamalardan kaçının

Tüm araştırmalar göstermiştir ki 3–6 aydan daha kısa sürede tedavi olan hastalarda hiçbir problem kalmamış, aksine uzun yıllar ameliyattan korkup bilinçsizce her türlü yöntemleri deneyen hastalarında içinden çıkılmayan başarısız bir bel cerrahisine aday hastalar olmuştur. Bel ve bacak ağrılarınız varsa herhangi bir yöntem uygulanmadan önce ağrılarınızla ilgili doktorunuzla konuşup mümkün olan tüm tedavi olasılıklarını değerlendirmelisiniz.

BEL KAYMASI BELİRTİLERİ, TANI VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Bel Kayması Belirtileri

Bel kaymasında en sık görülen belirti bel ağrısıdır. Bu ağrı bacaklara da yayılma eğilimi gösterir. İlerleyen evrelerde idrar kaçırma, bacaklarda uyuşma, yürüyememeye sebep olacak kadar çok ağrı gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler hareket ile azalır, dinlenme ile artar. Bu özelliği ile bel fıtığından ayrılmaktadır. Bel kayması belirtileri hakkında aşağıdaki başlıklarda bilgi verilmektedir.

Bel Ağrısı

Bel kayması hastalığı sonucunda en çok ortaya çıkan belirtilerden biri bel ağrısıdır. Ağrı genellikle dinlenme sırasında artar, hareket sırasında azalır. Eğer hastalık ilerlemediyse bu ağrılar ağrı kesicilerle ya da düzenli egzersizle kontrol altına alınabilir. Ancak hastalık ilerlemişse ağrı kesiciler de etkili olmaz ve ağrı bacaklara da yayılır.

Hareket Güçlüğü

Bel kayması ciddi bir sağlık sorunudur. Hastalık derecesi arttıkça ağrılar da bir o kadar artar. Kemiklerin sinirlerde oluşturduğu baskının bir sonucu olarak ortaya çıkan şiddetli ağrı ve hareket güçlüğü, hastanın yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürür. Bu yüzden tanı koyulduktan sonra en kısa sürede tedavi edilmesi gerekmektedir.

Bacaklarda Kuvvet Kaybı

Omurların olması gerekenden daha ileride olması sonucunda sinirlerdeki baskı artar. Eğer bel kayması hastalığı ileri seviyedeyse, sinirlerdeki baskı da çok olacağı için kişilerin bacaklarında kuvvet kaybı meydana çıkması gayet normaldir. Bu gibi belirtiler ortaya çıktıysa tek tedavi yöntemi cerrahi yöntemdir.

Bel, Sırt veya Kalça Kaslarında Kasılma Gerginlik

Bel kayması (spondilolistezis), birçok omurga hastalığında olduğu gibi bel ve bacak bölgesinde belirti verir. Kişinin kasları yeterince güçlü değilse yaşanan ağrılar da artar. Bunun haricinde bel, sırt ya da kalça kaslarında kasılma ve gerginlik görülebilir. Çoğunlukla masaj gibi yöntemlerle üstesinden gelinmeye çalışılır ancak bu durumda bir süreklilik varsa bir doktora başvurulmalı ve tedavi süreci başlatılmalıdır.

Kaba Ette Ağrı

Hasta istirahat halindeyken ağrılar başlayabilir. Bu durum bel fıtığından ayırıcıdır. Hastalarda her zaman bel ağrısı görülmeyebilir. Kalçanın sağ tarafında ya da sol tarafında ağrı yaşanması muhtemeldir. Bu ağrılar egzersiz yaptıktan sonra azalıyorsa, kişide bel kayması olma ihtimali yüksektir.

Ayaklarda Kuvvet Kaybı

Bel kayması hastalığında, omurgada bulunan omurların bir kısmı ön tarafa doğru ilerler. İlerleyen omurlar sinirlere baskı yapmaya başlar. Bu baskı ne kadar büyükse kişi de o kadar belirti yaşar. Eğer sinirlerdeki baskı ileri derecedeyse kişiler zamanla ayaklarında ve bacaklarında kuvvet kaybı yaşamaya başlarlar. Günlük aktivitelerini yapamaz hale gelen hastalar zaman içinde daha çok ağrı yaşarlar. Bu aşamadan sonra tek çözüm yolu cerrahi tedavi haline gelir.


Bel Kayması Nedenleri

Bir kişide bel kayması oluşmasına zemin hazırlayan birçok faktör bulunur. Bunlardan ilki, omurgada meydana gelen bir travmaya bağlı olarak omur eklemlerinde oluşan kırıklardır. Aynı zamanda ileri yaşa bağlı olarak vücut bağ ve dokularında meydana gelen doğal deformasyonlar, omurlarda da etkisini gösterir ve omurların zamanla kaymasına sebep olur. Bu durum kadınlarda daha sık görülür çünkü osteoporoz da bel kayması için bir faktördür.

Bel kayması, anne karnında omurga oluşumu sırasında omurlar arasındaki bağlantı bölgesinin tam gelişmeyip boşluk olarak kalması ya da aradaki bağlantının zayıf olması sonucunda meydana gelebilir.

Omurgada gelişen tümör benzeri oluşumlar, omurlar arasındaki bağları zayıflatarak bel kaymasına sebep olabilir.

Bel Kaymasında Kalıtımsal Faktörler

Bel kayması hastalığı, genetik olarak yatkın olan bir kişide çok daha kolay bir şekilde ortaya çıkar. Anne karnındaki bebeğin omurgası oluşurken omurlar arasında bulunan yapı yeterince gelişmez. Gelişim yetersizliğine bağlı olarak omurlar arasında minik boşluklar kalabilir. İlerleyen dönemlerde bu boşluktan kaynaklanan bel kaymaları görülebilir.

Belde Travma

Omurga yaralanmaları sonrasında birçok ciddi komplikasyon görülür. Bunlardan biri de bel kaymasıdır. Travma sonrasında ortaya çıkan bel kayması, derecesine bağlı olarak belirti verir. Eğer hafif bir kayma olmuşsa hiçbir belirti göstermeyebilir ya da hafif belirtiler gösterir ve düzenli egzersiz ile tedavi edilir.

Faset Eklemlerinin Çıkması

Faset eklemler (Z eklemler), iki omurun üst üste geldiği bölgenin yan taraflarında, omurganın arka kısmında yer alan eklemlerdir. Bu eklemler omurgaya hareket etme özgürlüğünü kazandırır. Aynı zamanda vücudun dengede durmasını kolaylaştırır ve omurganın dayanıklılığını sağlar. Bazı durumlarda faset eklemlerde çıkmalar meydana gelebilir. Bu da bel kaymasına sebep olur.

Omurgaya Sıçramış Tümör

Omurga tümörleri büyüdüklerinde çevre dokulara ciddi baskılar yaparlar. Bu baskı sonucunda bel omurları arasındaki bağ zayıflayabilir ve bel kayması problemi yaşanabilir. Böyle durumlarda cerrahi tedavi şarttır. Tümör temizlenmeli ve omurga stabilizasyonu sağlanmalıdır.


Bel Kayması Tedavisi

Bel kayması her zaman cerrahi yöntem ile tedavi edilmez. Ortaya çıkan belirtiler ve bu belirtilerin şiddeti tedavide belirleyici unsurdur. İlk olarak ilaç tedavisi ve fizik tedavi birlikte uygulanır. Hastaların büyük bir çoğunluğu bu yöntem ile iyileşme gösterirken bazı hastaların ağrılarında yeterli azalma sağlanamaz. Bu durumda ağrıya yönelik bazı özel tedaviler uygulanabilir. Yine başarı elde edilemezse cerrahi yönteme başvurulabilir. Eğer hasta ilk başvurduğunda idrar kaçırma, bacakta uyuşukluk gibi ileri derece belirtilerine sahipse diğer tedaviler denenmez ve direkt olarak cerrahi tedavi uygulanır.

Bel Kayması Ameliyatı

Bel kayması, bel omurlarının hizalarındaki bozulma olarak açıklanabilir. Omurlar ileri ya da geri hareket ettiklerinde çevrelerinde bulunan sinirler kemiklerin arasına sıkışabilir. Bunun sonucunda bel ağrıları görülür. Hasta hastaneye başvurduğunda birkaç hareketli film çekilerek teşhis koyulabilir. Eğer kayma ileri seviyedeyse ya da sinirler üzerinde ciddi bir baskı oluşturmuşsa tek çözüm cerrahi tedavidir.

Cerrahi tedavi sırasında skopi cihazından yardım alınarak hata yapma riski yok denecek kadar azaltılır. Kişinin bel bölgesine yaklaşık olarak 10 - 15 cm’lik bir kesi açılır. Cerrahi tedavide amaç, kayan omurları olması gerektiği şekilde hizalayıp vidalar ile sabitleyerek sinirler üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak ve omurların tekrar kaymasını engellemektir.

Bel kayması ameliyatı sırasında kullanılan vidalara platin adı da verilmektedir. Bu platinler titanyum oldukları için alerji riski oluşturmazlar. Ameliyat epidural ya da genel anestezi altında yapılabilir. Ameliyat sonrasında kişilerin ağrılarının geçmesi, bacakta uyuşukluk ve idrar kaçırma  gibi belirtilerin tamamen yok olması amaçlanır.

Bel Kayması Ameliyatı Öncesi

Bel kayması tedavisi için cerrahi yöntem seçilmişse, ameliyat gününe kadar yapılması gereken birçok işlem vardır. İlk olarak laboratuar testleri ve radyolojik tetkikler yapılarak bel omurlarının kayma dereceleri, kaç omurun kaydığı, kan değerleri arasında ameliyata engel oluşturacak bir değer olup olmadığı gibi birçok durum kontrol edilir.

Ameliyat öncesinde hastanın hikayesi sorgulanıp kaydedilmelidir. Daha önce geçirdiği hastalıklar, ameliyat olup olmadığı gibi soruların cevapları ameliyat için gerekmektedir. Hastanın şikayetleri detaylı bir şekilde dinlenerek gözden kaçan bir bulgu olup olmadığına bakılır.

Ameliyat kararı alındıktan hemen sonra hastaya fiziki muayene ve anestezi muayenesi yapılması gerekmektedir. Kişilerin ameliyata engel olacak bir sağlık sorununa sahip olup olmadığı araştırılır. Hastanın beslenmesi ve reçetesi düzenlenerek ameliyata hazırlanması sağlanır.

Tetkikler

Ameliyat olacak hastalara yapılması gereken birçok tetkik vardır. Tüm tetkiklerin eksiksiz bir şekilde yapılması kişi için hayati öneme sahiptir. Ameliyat öncesinde hastanın genel sağlığı ile ilgili her detay bilinmelidir. Bu sayede ameliyat sırasında bir sürprizle karşılaşılmaz ve ameliyatın başarı oranı artar.

Bel kayması ameliyatı öncesinde hastaya yapılacak tetkikler arasında; bel grafisi, röntgen, ultrason, kan sayımı, idrar tahlili vardır. Bunların haricinde anestezi muayenesi ve fiziki muayene yapılır.

Genel Kontroller

Ameliyat olacak her hastaya ameliyat öncesinde genel kontroller yapılır. Hastanın anamnezi alınır, şikayetleri değerlendirilir, kilo, boy, yaş gibi bilgiler öğrenilir ve hasta anestezi muayenesine girerek anestezi için uygun olup olmadığı değerlendirilir.

Hastanın Ameliyata Hazırlığı

Ameliyat tarihi kesinleştikten sonra hastaların ameliyata hazırlanmaları istenir. Bu süreçte yeni bir reçete ve beslenme planı hazırlanır. Hastalar hazırlanan beslenme planına ve reçeteye uymalı, doktor tavsiyelerini uygulamalıdır. Ameliyat öncesinde hazırlığı iyi yapan hastalar iyileşme dönemini ve ameliyat sürecini daha kolay geçirirler.

Ameliyat olacak bir kişi protein ve A vitamini yönünden zengin beslenmelidir. Bu yara iyileşmesini hızlandırır. Bol sıvı tüketilmeli. Ayrıca K vitamini kanın pıhtılaşmasına yardımcı olarak ameliyat sırasında kanama komplikasyonu oluşma riskini azaltır.

Bel Kayması Ameliyatı Sonrası

Ameliyat öncesi dönem ve ameliyatın başarılı geçmiş olması olumlu sonuç elde edildiği anlamına gelmemektedir. Ameliyat öncesi, sırası ve sonrası dönem bir bütündür. Ameliyattan çıkan hastalar doktorlarının tavsiyelerine uymalı, kendilerini çok zorlamamalıdır. İyileşme sürecini de başarılı bir şekilde tamamlayan hasta ameliyatın olumlu sonuçlandığını söyleyebilir.

Her ameliyatta olduğu gibi bel kayması ameliyatında da bazı riskler vardır. Hastada komplikasyonlar görülebilir ve yan etkiler ortaya çıkabilir. Tüm bu durumlar ameliyat öncesinde değerlendirilir ve riskler en aza indirgenir. Yine de hastada bir komplikasyon ya da yan etki görülmüşse ek tedaviler uygulanır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ameliyatın başarısı sadece cerrahın yapmış olduğu operasyona bağlı değildir. Ameliyat öncesi ve sonrası dönemde doktor tavsiyelerine uyulmazsa, operasyon ne kadar başarılı geçerse geçsin tam iyileşme sağlanmaz. Bu yüzden doktor tarafından verilen tavsiyelere harfiyen uyulmalıdır.

Antibiyotik Kullanımı

Bel kayması ameliyatından sonra doktor tarafından reçete edilen ilaçlar tavsiye edilen dozda ve sıklıkta kullanılmalıdır. Özellikle antibiyotik kullanımında tavsiye edilen saatlerin dışına çıkmamak ve ilaç kullanımını yarıda bırakmamak gerekiyor. Eğer antibiyotik yarım bırakılırsa ya da düzensiz kullanılırsa etkisini gösteremez ve kişide antibiyotik direnci oluşmasına sebep olur.

Her ilacın belirli bir etki süresi vardır. İlaç saatleri hesaplanırken bu süreler göz önünde bulundurulur. İlacın etki düzeyi azaldığında diğer dozun alınması gerekir. Örneğin 12 saatlik etki süresine sahip bir antibiyotiğin ikinci dozu 15 saat sonra alınırsa vücut bakterilere karşı 3 saat savunmasız kalmış olur. Bakteriler ilaçtan üstün hale gelirler ve o antibiyotiğe karşı direnç kazanırlar. Direnç kazanan bakterilerin yok edilebilmesi için farklı bir antibiyotiğe ihtiyaç duyulur. Antibiyotik direnci kazanmış bir bireyi tedavi etmek çok zorlu bir süreç olabilmektedir. Bu yüzden antibiyotiklerin düzenli kullanılmasına dikkat edilmeli, kutu bitene kadar içmeye devam edilmelidir.

Korse Kullanımı

Bel kayması ameliyatından sonra hastaların önerilen süre boyunca bel korsesi kullanması istenir. Gece uyurken korse takılması önerilmez. Korse kullanımı 3 ayı geçmemelidir. 3 aydan sonra bel kasları zamanla güçsüzleşeceği için korse kullanımı önerilmez.

Ameliyat sonrasında korse kullanmak kişilerin hareket kabiliyetini arttırır. Günlük işlerde ve yürüyüş sırasında ağrıyı azaltır. Korsenin amacı ilaçların, cerrahi operasyonun ve fizik tedavinin etkilerini arttırarak iyileşme sürecine ek bir katkıda bulunmasıdır.

Korseler bel kaslarının kasılmalarını önleyerek bel tutulması oluşumunu engeller. Sıkı yapısı sayesinde kan dolaşımını hızlandırır. Yine de tek başına korse kullanımı iyileşme sağlamaz. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve ilaçların tavsiye edildiği şekilde kullanımı korseden çok daha etkili birer tedavi yöntemidir.

Kan Sulandırıcı İlaçların Kullanılması

Ameliyat öncesinde kan sulandırıcı ilaç kullanmak aşırı kanamaya sebep olduğu için önerilmez. Ameliyat sonrasında ise bunun tam tersi geçerlidir. Pıhtılaşma olmasını engellemek amacıyla doktorunuz size kan sulandırıcı ilaç reçete edebilir. Önerilen tüm ilaçları dikkatle kullanmalısınız.

Ağır Egzersizlerden Kaçınma

Bel kayması, direkt olarak omurgada gerçekleşen bir rahatsızlıktır. Bel kaymasının cerrahi tedavisi sırasında bel omurlarına platin takılır. Vücudun yükünü omurga taşır. İyileşme döneminde hastaların omurgalarına aşırı yük bindirmesi iyileşmeyi geciktirip ek sorunlara yol açabilir.

Ameliyat sonrası erken dönemde çok ayakta kalınmamalı, merdiven çıkılmamalı ve yük taşınmamalıdır. Kişinin iyileşme durumuna bağlı olarak çoğunlukla ilk haftadan sonra günlük yaşama devam edilebiliyor. Kısa yürüyüşler yapılmasında bir sakınca kalmıyor.

Bel kayması ameliyatından sonra ağır egzersizler yapılabilmesi için aradan 45 - 60 gün geçmiş olması gerekir. Fitness, futbol, savunma sporları gibi beli zorlayıcı spor türleri ağır egzersizler grubuna dahildir. İyileşme dönemi tamamlanana kadar doktorunuzun önerdiği egzersiz planından dışarı çıkmamak en doğrusudur.

Zorlayıcı Hareketlerden Kaçınma

Hastalar ameliyattan çıktıktan sonra bellerine çok dikkat etmelilerdir. Beli zorlayıcı hareketlerden kaçınılmalıdır. Uzun süre ayakta durmak, kolların desteğini almadan doğrulmak, yük taşımak gibi hareketler omurgaya yük binmesine sebep olarak ameliyat bölgesine zarar verir.


Sık Sorulan Sorular

Bel Kayması Neden Olur?

Bel kayması oluşumunun 3 ana sebebi vardır. Bunlardan ilki doğuştan gelen sorunlardır. Anne karnındaki bebeğin gelişimi sırasında bazı anatomik problemler meydana gelebilir ya da doğum sırasında gelişen bazı sorunlar bel kaymasına sebep olabilir. İkinci sebep kireçlenme, eklemlerdeki enfeksiyon hastalıkları ve kıkırdak yapıda oluşan hastalıklar gibi kemik hastalıklarıdır. Üçüncü ana sebep ise bel bölgesine alınan darbeler ve omurgaya aşırı yük binmesidir. Bu sebepler haricinde ileri yaş da bel kaymasına zemin hazırlayan sebepler arasındadır. Yaş ilerledikçe kaslar ve bağ dokuları güçsüzleşerek bel kaymasına sebep olabilir. Ayrıca bel omurlarında ortaya çıkan tümörler de büyüyerek bel kayması oluşturabilir.

Bel Kayması Ameliyatı Sonrası Eğilip Kalkmada Sorun Yaşar Mıyım?

Yerden bir şeyler alırken en sık yapılan hata eğilerek almaktır. Eğilerek yük kaldırmak beli zorlayarak bel kayması ve bel fıtığı gibi hastalıklara sebep olur. Bu yüzden yerden bir şeyler alınacağı zaman çömelerek alınması gerekir.

Ameliyat olan hastalar iyileşme dönemi tamamlanana kadar zorlayıcı hareketler yapmamaya çok dikkat etmelilerdir. Anatomiye uygun hareket etmeyi bir alışkanlık haline getirerek hastalığın tekrar etmesi engellenmelidir. Ameliyat sonrasında iyileşme dönemi tamamlandıysa eğilip kalkerken ağrı duyulmaz ancak eğilmek gibi hareketler çok önerilmemektedir.

Hangi Yaşlarda Bel Kayması Olur?

Bel kayması hastalığı, çoğunlukla çocukluk çağında ve orta yaşta görülmektedir. Çocukluk çağında meydana gelen bel kaymaları genellikle doğumsal anomalilerden kaynaklanır. Omurlar arasındaki bağlar gerektiği kadar gelişmemiş olabilir. İleri yaşlarda görülen bel kaymaları ise darbe, sakatlanma, kas güçsüzlüğü ve aşırı kilo kaynaklı olabilirken aynı zamanda ilerleyen yaşlarda dokuların zayıflaması da hastalığa zemin hazırlar.

Bele Platin Nasıl Takılır?

Platin ve vida takılması işlemi aynı işlemlerdir. Bel kayması ameliyatı sırasında kemiklerin içine yerleştirilen titanyum vidalar sıkılarak kemikler istenilen hizaya getirilir. Vidalar titanyum olduğu için herhangi bir alerjik reaksiyonla karşılaşılmaz.

Bele Vida Nasıl Takılır?

Bel kayması ameliyatında yerinde olmayan omurların içine dikkatli bir biçimde vida yerleştirilir. Bu vidaların sayısı kayan omurların sayısına bağlıdır. Çevre dokulara hasar vermeden yerleştirilen vidalar sıkılar ve omurga düz bir hale getirilir.

Bel Kayması Doğuştan Olur Mu?

Anne karnındaki bebeğin gelişimi sırasında omurlar arasındaki bağlar tamamen gelişmeyerek zayıf kalabilir. Bunun sonucunda ilerleyen dönemlerde bel kaymaları meydana gelir. Erken dönemde belirti vermez. Gelişim çağında ağrı ile kendini gösterir.

Ameliyattan Sonra Günlük Hayatta Ne Gibi Sıkıntılar Yaşarım?

Ameliyat sonrası dönemde eskiye oranla çok daha dikkatli olunmalı, postür bozulmamalıdır. Eğer doktor tarafından verilen tavsiyelere uyulursa günlük yaşama yansıyacak bir problem meydana gelmez ve iyileşme tamamlanır.

Bel Kayması Ameliyatı Yapılmazsa Ne Olur?

Bel kayması ameliyatları çoğu zaman omur kırıklarının ortadan kaldırılması amacıyla yapılır. Kırıklar ameliyat ile tedavi edilmeseler dahi, ileri seviye bir kemik problemi yok ise vücut tarafından tamir edilirler. Ancak, vücudun tamiratı omurların tekrar konumlandırılmasını sağlamaz. Yani kırıktan sonra nasıl bir şekil söz konusu ise öyle kaynama olur. Bu da duruş bozukluklarının, yürüme bozukluklarının, ağrıların ve diğer sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Yani bel kayması ameliyatı olunmaması oldukça riskli bir durumdur.

Bel Kayması Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri Hakkında Bizimle İletişime Geçin

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır