meyremxan meyro / Meyro | Meyremxan Lyrics, Meaning & Videos

Meyremxan Meyro

meyremxan meyro

Sosyal Bilimler Tam Metin Kitabı F A R A B İ Y A Y I N E V İ -2 0 2 0

Soyadı, kişinin kimliğini ve aidiyetliğini belirten önemli bir unsur, kişinin kimliğinin ayrılmaz parçasıdır. Vazgeçilemez, devredilemez, feragat edilemez bir kişilik hakkıdır. Bu nedenle soyadına ilişkin hak yasalarda özel olarak düzenlenmiş ve korunmuştur. Ne var ki bu hak ülkemizde kadınlar için sadece evlenene kadar geçerli kılınmaktadır. Evlenen kadına, sadece kendi soyadını kullanma hakkı tanınmamakta, en iyi ihtimalle kocasının soyadını da almak zorunda bırakılmaktadır. Bir başka deyişle kadının evlendikten sonra yalnızca kendi soyadını taşıma hakkı yoktur. Bu durum, en başta Anayasamızın 10. maddesinde ifade edilen “Herkes dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” şeklindeki eşitlik ilkesine aykırıdır. Kaldı ki Türk Medeni Kanunu’nda yer alan “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır” şeklindeki emredici hükmün yanında, eşlerin soyadını birlikte seçmelerine olanak sağlayacak irade özgürlüğüne de yer verilmemektedir. Oysa soyadı, kişinin temel kişilik hakkı olarak görülüyorsa, yalnızca erkeklere değil, kadınlara da tanınmalıdır. Kaldı ki yaşam nasıl hızlı bir değişim içindeyse yasalar da bu ölçüde yaşamın gereksinimlerine göre yaşlanmakta ve değişime uygun olarak değişime ihtiyaç duymaktadır. Yasalar önünde eşitlik temel alındığında, evlenmekle sadece kadının kimliğinin, hatta kütük bilgilerinin değişmesi, bir başka deyişle medeni hal değişikliğinin sadece kadını etkilemiş olması hem Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesine hem ülkemizin onayladığı uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan taahhütlerine aykırı düşmektedir. Kaldı ki bu uluslararası sözleşmelerin iç hukukumuzdaki kanunlardan daha üstün tutulduğu Anayasa’nın 90. Maddesi’nde belirtilmektedir. Bu çalışmada, üniversite öğrencisi kadınların, TMK’nın 187. Maddesi olan kadının soyadına ilişkin kanun kapsamında, evlendikten sonra kendi soyadlarını korumaya yönelik ne düşündükleri ve cinsiyet eşitliği çerçevesinde soyadı kanununu nasıl değerlendirdikleri üzere bir araştırma yapılmıştır. Araştırma kapsamında, Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü’nde “Kadın Statüsü ve Sorunları” isimli ders alan ikinci sınıf öğrencilere açık uçlu sorulardan oluşan anket yapılmıştır. Ortaya çıkan bulgular çerçevesinde kadının soyadı hakkı irdelenmiştir. Genel olarak denilebilir ki üniversitelerde verilen kadın çalışmaları ve kadın haklarına ilişkin derslerin, kadınlara birey olarak hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda önemli derecede farkındalık aşılamaktadır. Anahtar Kelimeler: Kadının Soyadı, Soyadı Hakkı, Kadının Kimliği, Evlendikten Sonra Soyadı Abstract Surname is an important element, which defines personal identity and an inseparable part of a person’s identity. It cannot be abandoned, alienated or abdicated. For this reason, the right of surname is especially arranged and protected in laws. However, unfortunately, this right is valid for women in our country merely until their marriage. Women have to adopt their husbands’ surname after marriage or at best they have to carry double surnames by adopting spouses’ surname with their own surname. In other words, women do not have right to keep their own surnames after marriage. This situation is primarily contradictory to our 10th Article of the Constitution, which is based on the principle of equality. 10th Article of the Constitution is as “Everyone is equal before the law without distinction as to language, race, color, sex, political opinion, philosophical belief, religion and sect, or any such grounds. Men and women have equal rights. The State has the obligation to ensure that this equality exists in practice. Measures taken for this purpose shall not be interpreted as contrary to the principle of equality.” Other than that, according to the Turkish Civil Code, women will adopt her husband’s surname after marriage. Moreover, it is not allowed couples to choose a surname together. But if surname supposed to be a unique right of identity, it should be accorded not only to men but also to women. Furthermore as life conditions changes rapidly, laws need to be revised and reconstructed according to changing requirements. Thus, this enforcement regarding women’s surname contradicts the principle of equality. In this study, in order to understand university student women’s tendency about changing their surname after marriage and their perception about surname, a written survey with open-ended questions was conducted among students in Karabük University, Midwifery Department in Health Sciences Faculty. These woman students consist of sophomores who take a course named “Women’s Problems and Status”. Within the framework of findings, the right of woman’s surname was examined. Generally it can be concluded that courses about women rights and gender studies given in universities rise awareness of students. Keywords: Woman’s Surname, Right of Surname, Woman’s Identity, Surname after Marriage

Türkçe-Kürtçe Cümle Çeviri Kullanımı?

Yapılan tüm cümle çevirileri veritabanına kaydedilmektedir. Kaydedilen veriler, herkese açık ve anonim olarak web sitesinde yayınlanır. Bu sebeple yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız. Kullanıcıların çevirilerinden oluşturulan içeriklerde argo, küfür, cinsellik ve benzeri öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler, her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde web sitemizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın, çeviri yaparak eklemiş olduğu içerikler de, telif hakkı ve ya kişiliğe hakaret ve benzeri öğeler bulunuyorsa, →"İletişim" elektronik posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.


Gizlilik Politikası

Google dahil üçüncü taraf tedarikçiler, kullanıcıların web sitenize veya diğer web sitelerine yaptığı önceki ziyaretleri temel alan reklamlar yayınlamak için çerez kullanmaktadır. Google'ın reklam çerezlerini kullanması, Google ve iş ortaklarının kullanıcılara siteniz ve/veya internetteki diğer sitelere yaptıkları ziyaretleri temel alan reklamlar sunmasına olanak tanır. Kullanıcılar Reklam Ayarları sayfasını ziyaret ederek kişiselleştirilmiş reklamcılığı devre dışı bırakabilir. (Alternatif olarak, üçüncü taraf tedarikçilerin kişiselleştirilmiş reklamcılık için çerezleri kullanmasını devre dışı bırakmak isteyen kullanıcılar www.aboutads.info web adresini ziyaret edebilirler.)

Bize Ulaşın

Mesajı aşağıdaki formda gönderin, mümkün olan en kısa sürede sizinle iletişime geçelim.

Mesaj başarıyla gönderildi.

Hata! Maalesef, formunuzu gönderirken bir hata oluştu.

Girê Sîra Şarkısı Ve Hikayesi İşte Şöyledir; Batman çayı kenarında dümdüzlük bir ovada kurulan, geçmişi on bin yıla dayanan bir Beldemizdir. Daha önceleri Osmanlı döneminde Diyarbakır'a bağlı Elmedina kazası sınırları içinde yer almaktaydı. Batman ovası içinde yer alan Balpınar (Gîrêsirâ) Beldesi, şuan mezarlık olarak kullanılan tepe neolitik dönemden kalma bir höyük olup en az on bin yıllık bir arkeolojik yerleşkedir. Balpınar tarım ve su medeniyeti arasında ciddi bir yaşam alanıdır. Bir tarafta Dicle nehri ve Batman çayı arasında Raman dağları, Savur ve Kîra dağlarının üçgeninde bir tarım, doğa ve tarihi yerleşkedir. Tarihte Gîr tepe anlamını taşımış, Giresira sarmısak anlamında kullanılmış. Milattan önce bu bölgede Sarımsak ve Mercimeğin ilk filizlendiği yerlerden biri olan bu bereketli alan şarkılara ve klamlara da konu olmuştur. Özellikle “Giresira bi niske ve Giresira bi sire” şarkısıyla dünyada ün kazanan bu şirin beldemiz 200 yıl önce yaşanan bir aşk hikayesi olan Seyro ile Meyro sevdasının yaşandığı yerdir. Müslüman olan Meyro ile Köyün begi olan Ermeni genç Seyro genç yaşta bir birlerine aşık olurlar. O dönemde Kürt, Türkmen, Ermeni  ve Ezidi vatandaşların iç içe yaşadıkları bir kültür mozaiği olan Balpınar Gresira, bu aşk hikayesi ile ün yapmıştır. Seyro'nun babası köyün begi olduğundan, Müslüman çobanın kızı Meyro ise güzelliği ile dillere destan biriydi. İki sevdalı gencin aşkı tüm çevreye yayılınca Seyro babasını ikna ederek kızı istemeye koyuldu. Fakat Meyro Müslüman olduğu için bölgenin Müslüman illeri gelenleri bu aşka sıcak bakmazlar. Gel zaman git zaman Kilise, Cami, alim, papazlar çare bulmaya çalışırlar. Sonunda Seyro Müslüman olmayı kabul edip Meyro aşkına inancından vazgeçip sevdasına kavuşmanın sevincini yaşar. İşte günümüze kadar gelen bu “Giresira Bi sira” şarkısı bu iki gencin sevdasına yakılmış. Seyro Gir tepe dediğimz yerde sürekli Meyro'yu mercimek ve Sarmısak toplamaya çıktığında buradan izlerdi. Bu şarkıyı da ilk kez besteleyen Ünlü sanatçı Meyrem Xan Irak Bağdat radyosunda yüz yıl önce okumuştur.

Vaye Strana Girê Sîra û Çîroka wê; Bajarekî bi dîroka xwe ya deh hezar salî ye, li ser deşteke şênber li ber çemê Batmanê hatiye avakirin. Berê di dema Osmaniyan de di nav sînorên navçeya Elmedîna Amedê de bû. Bajarokê Balpınar (Gîrêsirâ) ku li deşta Batmanê ye, girekî ji serdema neolîtîk a li ser girê ku niha wekî goristan tê bikaranîn e û herî kêm deh hezar sal e wargeheke arkeolojîk e. Balpınar di navbera çandinî û şaristaniya avê de cihekî cidî yê jiyanê ye. Li sêgoşeya Çiyayê Raman, Çiyayê Savur û Kîra yê di navbera çemê Dîcle û Çemê Batmanê de ji aliyekî ve rûniştgeheke çandinî, xwezayî û dîrokî ye. Di dîrokê de wateya Gir Tepe hebû û Giresira jî bi wateya sîr dihat bikaranîn. Ev herêma bi bereket a ku beriya zayînê yek ji wan cihên ku li vê herêmê cara pêşîn sîr û nîsk şîn bûne, bûye mijara stran û govendê jî.Ev bajarê delal ku li cîhanê bi taybetî bi strana "Giresira bi niske û giresira bi sire" navdar bû, cihê ku evîna Seyro û Meyro ya evîna 200 sal berê tê jiyîn e. Meyroyê ku misilman e û xortê ermenî Seyroyê ku keyayê gund e, di temenekî biçûk de evîndarê hev dibin. Mozaîka Balpınar Gresira ku wê demê welatiyên Kurd, Tirkmen, Ermen û Êzidî bi hev re dijiyan, bi vê çîroka evînê navdar bû. Ji ber ku bavê Seyro keyayê gund bû, Meyro keça şivanekî misilman bi bedewiya xwe efsane bû. Gava evîna du xortên evîndar li der û dorê belav bû, Seyro bavê xwe qanih kir û dest bi xwesteka keçikê kir. Lê belê ji ber ku Meyro misilman e, kesên ku ji parêzgehên misilmanên herêmê tên, ji vê evînê re nabin. Dem bi dem dêr, mizgeft, alim û kahînan hewil didin ku çareyekê bibînin. Di dawiyê de Seyro misilmanbûna xwe qebûl dike û ji bo xatirê Meyro dev ji baweriya xwe berdide û kêfa hevdîtina evîna xwe distîne.Ev strana “Giresira Bi sira” ku heta îro maye, li ser hezkirina van her du ciwanan hatiye şewitandin. Dema ku ji bo çinîna nîsk û sîr derdiket li cihê ku em jê re dibêjin Seyro Gir Tepe, her tim ji vir temaşe dikir. Hunermenda navdar Meyrem Xan ku yekem car ev stran çêkiriye, sed sal berê di radyoya Bexdayê ya Iraqê de xwendiye.

Çevirmek istediğiniz Cümleyi yazınız. (Maksimum karakter: 5000)

Cumleceviri.gen.tr

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.